Satürn ve Elmas (İçinizdeki Cevher)

Önce şu alıntıyı paylaşmak istiyorum , Ufuk Karataş isimli muhtemelen Kimya Öğretmeni olan bir kişinin yazısından alıntıdır;

Aynı atomlardan meydana gelmesine rağmen kömür değersiz ve kıymetsizdir. Ondan uzak durmaya çalışırız. Fakat elmas çok kıymetli değerli bir madendir. Kralların tahtında, tacında yer almıştır.
Elması değerli ve kıymetli yapan nedir?
İlk aklımıza: gelenler: az bulunması, çok sert olması, parlak olması, görüntüsünün güzel olması… şeklinde sayılabilir. Her bir özelliği tek olarak taşıyan maddeler var ama elmas bu özelliklerin hepsini tek başına sahiptir ve onun için kıymetlidir.

İnsanın aklına gelen bir diğer soru da: “Her ikisi de yerin altında oluşmasına, her ikisi de aynı atomlardan meydana gelmiş olmasına rağmen neden biri kömür diğeri elmastır.
Elması, elmas yapan bulunduğu ortamın şartlarıdır. Kömüre göre elmas çok daha yüksek basınç ve sıcaklıkta meydana gelir. Elmasın bulunduğu ortamın şartları çok zordur. Kolay değil sonunda elmas olacak. Baş tacı yapılmanın elbette bir bedeli olacak. O zor şartlarda (yüksek basınç ve sıcaklıkta) karbon atomları yapılması gerekeni yapmış ve elmas olmuştur.
Kömür ise yerin altında olmasına rağmen hiçbir zaman elmas gibi zor şartlara yüksek basınç ve sıcaklığa maruz kalmamıştır. Elmasa göre daha rahat bir ortamda çakırkeyif bir hayat sürmüştür. Elmas kadar olgunlaşamamış ve ona verilen değerde hiçbir zaman elmas kadar olmamıştır. Her ikisinin de aynı atomlardan meydana gelmiş olması kömürü yanmaktan kurtaramamıştır.
Peki zor şartlar altında olmak elmasa ne kazandırmıştır?
Yüksek basınç ve sıcaklıkta karbon atomları dağılmamak, bozulmamak, kaybolmamak, varlıklarını devam ettirebilmek için bir birlerine olabildiğince yaklaşmış, aralarındaki mesafeleri kaldırmış, sımsıkı bağlarla bağlanmışlardır. Bir karbon atomu dört tane karbon atomunu tutarken kendisi de dört tane karbon atomu tarafından tutulmuştur. Aralarındaki bu dayanışma ile varlıklarını muhafaza edebilmişlerdir. Kömürde ise atomlar bir birleri ile dört bağ yapabilecekleri halde en fazla üç bağ yapmış, aralarına mesafeler koymuşlardır. Gösterdikleri gevşeklik de sonlarını hazırlamıştır.
Kömürü meydana getiren atomlar basit bir darbe ile dağılır, parçalanır. Elması ise kırmak, bölmek, parçalamak imkânsız değildir ama kolay da değildir. Yani atomları arasındaki bağı kırmak ondan bir atomu kopartmak kolay değildir.
Şuursuz atomlar bir araya gelip sımsıkı bağlandığında kıymetli olur da insanlar bir araya gelip sımsıkı bağlanırsa oluşan toplum kıymetli olmaz mı? Elbette olur. Hem de elmastan daha kıymetli olur.
Kömür ve elmastaki anlatılanlar insanlara ne kadar da çok benziyor değil mi?

——-

Her ikisi de karbon atomundan oluşuyor yani aynı kimyaya sahipler ancak kömürde karbon atomlarının daha gevşek bir dizilim yaptığını , elmasta ise karbon atomlarının birbirine sımsıkı kenetlendiğini görüyoruz.

Burada kömür – elmas farklılığını Satürn’ün DARALTMA Prensibiyle açıklayabiliriz.
elmas , kömüre oranla çok daha fazla basınca ve sıcaklığa ( zorluğa ) maruz kalmaktadır ama zamanla baş tacı edilmektedir..
kömürün yapısında ki gevşek dizilim ise kömürün yanmasıyla sonuçlanmaktadır. gezegenlerin sizlere verdiği süreçleri ve sonuçları değerlendirirken birde bu cepheden bakmanızı öneririm çünkü karşılaştığınız zorluklar her şeyin bitişi ve hayatınızın kötü olması için değil , hayatınızda bir şeyleri elmaslaştırmanız içindir..

Nasıl ki tabiatta elmas daha nadir bulunur ve daha değerlidir , biz insanlar arasında da baş tacı edilen insanlar büyük kalabalıkların aksine oldukça az sayıdadır.
Oysa büyük kalabalıkların hayallerinde zenginlik , başarı , güç , popülerite gibi kavramlar yatmaktadır.
ve o büyük kalabalıklarında kimyasında başarılı olanlarla aynı malzeme bulunmaktadır.
Bakınız yaratıcı, elmasla kömür arasında ki farkı ortaya koyarken bize bir şeyler fısıldıyor gibidir.. istisnasız 6 milyar küsür her insanın doğum haritasında ( temel kimyasında ) Satürn vardır..
İstisnâsız herkes yaşadığı sürece Satürn’ün zorlayıcı basıncına maruz kalmaktadır..
Ama bazıları elmas gibi baş tacı olurken , büyük çoğunluğun kaderi yanmaktan geçer..

Herkesin temel kimyası aynı olduğuna göre , niçin bazı insanlar kendilerini elmas gibi değerli hale getirebiliyorken , büyük çoğunluk kömür gibi yanmaktan kurtulamıyor ?

Galiba yanıt yine en başından beri vurguladığımız elması elmas yapan atomlarının sımsıkı birliğinde yatmakta..
ve galiba bu sımsıkı birliğin sebebi de , yüksek basınç ve sıcaklığa ( zorluklara ) maruz kalıp dayanmakla alakalı..

Prensip çok net ve hiç karmaşık değil ;

Ne kadar zorlukla karşılaşsan da , zamanla ve çabayla tüm engelleri aşarak içindeki cevheri ortaya çıkarabilirsin..

Bu prensibe göre içinde bulunduğun zorluklar ( sermayenin olmayışı yada seni destekleyenlerin olmayışı vb.) senin kömür mü yoksa elmas mı olacağını belirleyecek etkenlerdir..

bizler ya kömür gibi zorlayıcı basınç ve sıcaklıktan kaçınarak sonu yanmak olan bir kadere doğru yürüyeceğiz yada ne kadar basınç ve sıcaklıkla ( zorlukla ) karşılaşırsak karşılaşalım içimizdeki cevherin ortaya çıkması için kararlılık göstereceğiz..
seçim tamamen bize aittir , ne olacağımız yada ne olmayacağımız tamamen bizim sorumluluğumuzdadır..

Şimdi içimizdeki Satürn Cevherini fark etmek ve ortaya çıkarmak zamanı..

Şimdi hayatımızda bizi zorlayan her ne varsa bu zorluklara tebessüm edip , tüm güçlerimizi ( fiziksel , zihinsel , ruhsal vb.) birbirine sımsıkı bağlama zamanı..

Ekrem Ok

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top