Geliştirilecek Nitelikler
Bu alanlarda çalışmak gizli yeteneklerin ve becerilerin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir.
• Objektif olmak (“tüm tabloyu görmek)
• Dostluk için arzu duymak
• Grubun en yüksek hayrına olan kararları almak
• Genel inançlara uymayan fikirleri paylaşmaya gönüllü olmak
• İnsancıl davaları savunmaya gönüllü olmak
• Gruplara aktif katılım
• Eşitliğin farkındalığı
• Başkalarıyla belli rollerinden (bahçıvan, doktor, sevgili, vb.) ayrı olarak, bireyler olarak ilişki kurmak
• Kazan/kazan durumları yaratmak
• Başkalarının nasıl özel olduklarının farkına varmak
Geride Bırakılacak Eğilimler
Bu eğilimlerin etkisini azaltmaya çalışmak yaşamı daha kolay ve daha zevkli kılmaya yardıma olabilir.
• Kendi istediği şeyi elde etmekte ısrar etmek
• Sırf otorite kullanmak için değişiklikler yapmak
• (Aşkta ya da kumarda) riskler almaya bağlılık
• inatçılık ve dik başlılık
• Onaylanma gereksinimine bağlılık
• Melodramatik eğilimler
• Kalbinin sesini dinlemek yerine, kendisinden beklenileni yapmak
• Aşırı tutku aşırılığına kaçmak
• Başkalarının öneminin farkında olmamak
• Korkuya dayanan kibirli tepkiler
KAÇINILACAK TUZAK
Kova Kuzey Düğümü insanının farkında olması gereken Aşil’in topuğu başkaları tarafından onaylanmaya ihtiyaç duyması (“Yaşamımı sürdürmem başkalarının beni onaylamasına bağlıdır) ve eğer başkaları tarafından onaylanırsa yaşamının doğru yolda ol¬duğunu düşünmesidir. Ama bu dipsiz bir kuyudur: Bu insan kendisini doyumlu hissedecek ya da kendisi olmakta özgür hisse¬decek kadar yeterince onaylamayı asla elde edemez. Aslında, onun için başkalarının onaylaması yanlış bir göstergedir. O onaylanmamayı göze almalı, daha derin ve daha doyum verici bir kendi kendini onaylama duygusu geliştirmek için kendi alışılmışın dışındaki (genel inançlara uymayan) fikirlerine sadık kalma¬lıdır.
Kova Kuzey Düğümü insanının içine düştüğü tuzak özellikle aşk konusunda risk almak için bitmez tükenmez bir ara¬yıştır (“Eğer mutlu bir aşk yaşamım olursa, o zaman kendimi bütünlenmiş hissedebilir ve dünyaya yardım etmek için üzerime düşeni yapmaya başlayabilirim”). Ancak, eğer o bu romantik enerjiyi kendisini günbegün bir insancıl davaya adayarak dengelemezse, bu enerji aşırı yoğunlaşır ve o istemeden, çok arzuladığı ilişkiyi yok eder.
Sonuçta, o kişisel arzulanın unutamadıkça, kendisini insancıl davalara adamakta asla özgür hissetmeyecektir. O dikkate değer yeteneklerini evrensel davaları başarılı kılmak için kullandığında, çabaları ilgili herkes için enerji verici ve ödüllendirici olacaktır. İroni şu ki, Kova Kuzey Düğümü insanı kendisini da¬ha büyük bir davaya adadığında, evrenin onu kişisel düzeyde de tatmin edeceğini görür. O eski bir atasözüne dikkat etmelidir: “Ne istediğine dikkat et, çünkü onu elde edebilirsin”!
BU İNSAN ASLINDA NE İSTER ?
Bu insanın aslında istediği şey âşık olmaktır: Tapınırcasına sevilmek ve onun tutkusuna aynen karşılık veren birisiyle “mer¬kez sahneyi” paylaşmak. Bu hedefe erişmek için o akışa uymayı evrene ne istediğini söylemeyi ve yaşamın (kendi mükemmel zamanlamasıyla) onu tanıyacak ve taparcasına sevecek kişiyi getirmesine izin vermeyi öğrenmelidir. O, sevgiyi doğal olarak alıp kabul etmeyi fırsat penceresine karşı uyanık olmayı ve onu sev¬mek için yaşamına gelen kişiye karşılık vermeyi öğrenmelidir. Benzer anlayıştaki insanlarla zaman geçirmesi, genel inançlara uymayan fikirlerini ve gelecekle ilgili vizyonlarını açıkça ifade et-mesi, aynı zamanda arkadaşı olabilecek ve ona gereksindiği des¬teği verecek sevgiliyi ona çeker. O, diğerkâmca hayallerini ger¬çekleştirmeye odaklandığında, yaşam ona hayallerini romantik enerjiyle dolduracak özel kişiyi gönderecektir.
Yetenekler/ Meslek
Bu insan, açık ve uyumlu işbirliğinin nasıl geliştirileceğini göre¬bildiğinden, gruplarda etkili olur. O tarafgirlikle ilgilenmez, bu yüzden bir bütün olarak grubun en yüksek hayrına olan şeyi yap¬maya muktedirdir. İnandığı idealist davaları ya da insancıl hedefleri başarıyla destekleyebilir. Kova Kuzey Düğümü insanı ob¬jektifliği gerektiren pozisyonlarda iyidir; bilim adamı, astrolog, elektrikçi, teknisyen, bilgisayar uzmanı olarak, ya da geleceği gör¬me ve onu şimdiki zamana getirme yeteneğinin değerli bir nite¬lik olduğu her meslekte başarılı olur. O, topluma yenilikçi fikir¬ler getiren bir işte başarılı ve mutlu olur. Kendi uygun biçimde uygulanmış yaratıcı enerjisiyle olumlu sonuçlar üretir ve bir işi sonuna kadar götürüp tamamlayabilir. Radyo ve televizyon ya¬yıncılığı onun doğal olarak yetenekli olduğu başka bir alandır.
Buna ek olarak, bu insan son derece yaratıcıdır ve bir işi ta¬mamlamak için coşku, tutku ve ham enerji sunmaya hazırdır. O, kararlılığını grubu güçlendirecek ya da daha yüksek bir davayı destekleyecek biçimde kullandığında, başkalarını güçlendirip aktifleştirir. Ancak, eğer inatla, daha yüksek bir prensip yerine, ken¬disini ön plâna çıkartacak bir mesleğe (örneğin, film yıldızı, bü¬yük şirket başkanı, askeri ya da siyasi göstermelik kişi) girerse, bu onu sertleştirir ve başkalarıyla eşitlikle ilişki kuramaz hale getirir. O, becerilerini önemli evrensel davaları desteklemekte kullanabileceği alanlarda daha iyi durumda olur.
Kova Kuzey Düğümü İçin iyileştirici onaylamalar
• “İnatçılığı bıraktığımda, kazanırım.”
• “Neyin olması ‘gerektiğini’ bilmiyorum.”
• “İlgili herkes için en iyi olanı yaptığımda, kazanırım.”
• “Bir kez ne istediğime karar verdiğimde, evren onu bana geti¬recektir.”
• “Kendimi iyi hissetmek için başkalarına hükmetmek zorunda değilim.”
KİŞİLİK
Kova Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarda kral ve kraliçe, ya da eğlendirici olmuştu o “özel” olmaya alışmış bir insandı. Tüm o alkışları ve hayranlığı toplamak onda bir ego kabuğu oluş¬turmuştu ve bu şimdi onun kendisini başkalarıyla eşit hissetme¬sini engeller o bu enkarnasyona kendisini hâlâ “özel” hissede¬rek geldi.
Bir eşitlik ve ait olma duygusunu yeniden kazanmak için, bu insan kendisine verilmiş olan tüm o aşırı ün enerjisini başka¬larına vermelidir ve bunu muazzam gücünü insancıl davaları des¬teklemekte kullanarak yapabilir. O, Yeni Çağı getirmeye yar¬dımcı olmak için buradadır. Onun kaderi, yalıtılmış tahtından inmek ve kendisini yeniden toplumun bir parçası kılmaktır.
Kötü bir şey olduğunda, o şöyle bir tepki verme eğiliminde¬dir: “Bana mı? Bu benim başıma mı geldi?” O kötü şansı hak et¬tiğine inanmaz. Onun öğrendiği derslerden biri, “yaşam”ın her¬kesin başına geldiğidir. Ama ayrıcalıklı geçmiş yaşamlarından ötürü, ona başka herkese davrandığı gibi davranıldığında çok öfkelenir o toy ve şımarıktır.
Bu insan, şef, kral, diktatör, ya da aile reisi olarak geçirdiği, hükümdarlık pozisyonunu içeren geçmiş yaşamlarda Çok Önem¬li Kişi (VIP) idi ve kendi istediği şeyi elde etmeye alışmıştı. Bu yüzden o iyi kalpli olmasına rağmen talepkâr olma eğiliminde¬dir ve başkaları onun isteklerini önemsemediklerinde bunu bir hakaret olarak alır. O kadar çok duygusal enerjiye sahiptir ki, çoğunlukla, farkında bile olmadan başkalarını ezip geçer. İstedi¬ği sonuçları elde etmek için id enerjisini kullanmakta ustadır ve bu enkarnasyonda o irade gücünü başkalarıyla paylaşmak için buradadır. O, etkileşimde bulunduğu insanlara bilinçli olarak odaklanması ve onları kendi gereksinimleriyle temasa geçmeye ve kendi hayallerini gerçekleştirmeye teşvik etmelidir.
GÜVEN VE İRADE GÜCÜ
Kova Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarda iradesini aşırı geliştirmiş olduğundan, bu yaşamda onun iradesi bazen kontrol dışına çıkar o, yüksek çıkarlarına karşı olsa bile, sırf değişiklik uğruna durumu değiştirmeye çalışır. O en hoş koşullarda iyi bir zaman geçiriyor olabilir, ama birden iradesi devreye girip kendi istediği şeyi talep eder. Bu çok rahatsız edici olabilir. Böyle oldu¬ğunda, onun eşitliği yeniden oluşturmak için yapacağı en iyi şey, olup biteni kabul etmektir: “Özür dilerim bu benim başıboş kal¬mış olan irademdi. Fikrinizin ne olduğunu söylemiştiniz?” Bu insan geçmiş yaşamlarda tanınmış bir sanatçı ve son de-rece yaratıcı bir kişi de oldu. Bu onun kibir geliştirmesine, kendi vizyonlarını kibirle tüm diğer vizyonların üstünde tutmasına ne¬den oldu. O iradesini bir hedefe erişmek için kullandığında, güç¬lü iradesi onun yararına çalışır, çünkü iradesi ona zor projeleri tamamlayacak gücü ve kararlılığı verir; ama bu irade onun yaşa¬mının başka alanlarına rastgele yayıldığında, olumsuz bir etki ya¬par. O birçok yaşamı ego, kararlılık ve kişisel irade geliştirerek geçirmiş olduğundan, grup farkındalığını yitirmiştir. Bu yüzden, bu enkarnasyonda düşünüşünü başkalarının bireysel gereksinim¬lerini kapsayacak biçimde genişletmelidir.
Başkaları tarafından desteklenmesi için, o iradesini bütü¬nün hayrını desteklemeye odaklamalıdır. Bu insan, hayallerini ger¬çekleştirmeye yönelik her adımı kontrol etmeye çalıştığında so¬runlar ortaya çıkar. Eğer süreci kontrol etmeye çalışırsa, bunun sonucu düş kırıklığıdır. Onun ne istediği geçerlidir; ama o iste¬diği şeyin nasıl gerçekleşeceğini belirlemeye çalışmayı bırakma¬lıdır. Evren onun gereksinimlerini karşılamak ister ve o egosu¬nu aşmayı öğrendiğinde, gereksindiği her şey ona gelecektir.
Kova Kuzey Düğümü insanı yaşamın engellerini aşabilecek güce sahip olduğuna doğal olarak güvenir. Belki bu yüzden bu kadar büyük bir esnekliğe sahiptir ve felaketlerden sonra kendi¬ni çabuk toparlayıp mutlu bir kalple ve bir sonraki serüvene atıl¬maya gönüllü bir ruhla yoluna devam edebilir. O yeteneklerine ve gereksinimlerine doğru olarak değer biçer ve sonra olumlu çö¬zümler yaratmaya girişir. Geleneksel araçlarla güvenlik aramaz kaderini garanti altına almak için kendi aklına güvenir.
Geçmiş yaşamlarda bu insan her şeyi kendi başına yapmıştır ve onun bu kadar inatçı olmasının, bildiğini okumasının bir nedeni de budur. O, arzuladığı şeyi elde edene ya da direncin çok güçlü olmasından ötürü vazgeçmek zorunda kalana dek duru¬mu zorlar. Sonuç vermeyen bir şeyi en nihayet bıraktığında, du¬rumun neden onun istediği gibi sonuçlanmadığı konusunda da¬ha yüksek bir yanıt görür. Ve o bir hayli yardım alır: Melekler ve kendi sezgisi ona büyük tabloyu gösterecektir ve o aynı idealleri paylaşan dostlarına güvenebilir. Bu, Kova Kuzey Düğümü in¬sanı için bir “kendi işini kendin yap” enkarnasyonu değildir; o başkalarının onun hedeflerine erişmesine yardım etmelerine izin verdiğinde, bu epey olumlu, karşılıklı enerji yaratır.
Riskler Almak
Kova Kuzey Düğümü insanı riskler aldığında kaybetmekten nef¬ret eder. Basit bir iskambil oyunu ya da düşük paralı bir kumar oynarken bile, işin içine para karıştığında bu insan “şaka kaldır¬maz.” Onu çok ciddiye alır ve onun bir oyun olduğunu unutur. O geçmiş yaşamlarda kumarbazdı, bu yüzden şimdi riskler almaktan korkmaz. Ama objektiflikten yoksun olduğundan, bu enkarnasyonda genellikle iyi bir kumarbaz değildir.
Bu insan, durup da, aldığı riskin potansiyel olarak yıkıcı so¬nuçlarını düşünmez ki bunlar diğer düğümsel gruplardakileri ürpertecek sonuçlar olabilir! O kendisini yenilmez sanır. Çoğun¬lukla, olasılıkları değerlendirecek, durumu tartacak ve başkalarının isteklerini dikkate alan pratik bir değerlendirme yapacak kadar yeterince uzun bir süre yavaşlamaz. O muazzam bir duy¬gusal enerji dalgası hisseder ve kendini atar.
Aşk ilişkilerinde, Kova Kuzey Düğümü insanının tutkusu ateşlendiğinde, o hemen o ilişkiye atlamak ve kendisini o ilişkiye yüzde yüz adamak ister ve zihni aşk ateşini sürdürmek için han¬gi fantezi gerekiyorsa onu yaratacaktır. O, diğer kişide sadece olumlu nitelikleri görür, onu yüceltir ve ilişkiyi olduğundan bü¬yük bir hale getirir bu da onun bağımlısı olduğu duygusal yükü (şarjı) yaratır.
O, öylesine tamamen ve çabucak yatırım yapmıştır ki, sevgi nesnesini kazanma ya da kaybetme olasılığını abartır. Bu onun görüşünü bulandırır ve o kendisini tek oyuncunun kendisi oldu¬ğu bir dramın ortasında bulur. İş arayışlarında da durum ay¬nıdır. Eğer o, kumar içgüdülerini izleyerek bir “vurgun yapaca¬ğını” düşünürse, kaybeder. Onun, bu ister parası ister kalbi olsun, durup düşünmesi ve kaybetmeyi göze alabileceğinden daha çok kaynakla kumar oynamaması önemlidir!
Kova Kuzey Düğümü insanı tutkuyu (“kolay bir kazanç” gi¬bi görünen şeye eşlik eden “heyecanı”) körü körüne izlediğinde, durum ister bir aşk ilişkisi olsun, ister malî bir kumar olsun, dai¬ma kaybeder. Tutku ortaya çıktığında, onun yapacağı en iyi şey kendisini yavaşlamaya zorlaması ve riski değerlendirmesidir. O zaman, akıllıca bir karar verecek berraklığa sahip olacaktır. Onun tek hedefi kendini tatmin etmek olduğunda, o kaybeder. Bu hedef daha yüksek, diğerkâmca şeyleri örneğin, diğer kişinin du¬rumunu objektif olarak fark etmeyi içeriyorsa, bu ona “avantaj” sağlar, başarılı bir strateji oluşturmak için gereksindiği genişle¬miş vizyonu verir.
AŞIRI GELİŞMİŞ EGO
Kova Kuzey Düğümü insanı birçok yaşamı egoyu geliştirmekle geçirmiş olduğundan süper egoyu ihmal etmiştir. (Burada, “id” temel ihtiyaçları ve arzuları; “ego,” benliğin bu istekleri dış dün¬ya ile uzlaştıran veçhesini ve “süper ego” da diğer insanların gereksinimlerinin, toplumun ahlak kurallarının, vb. farkındalığını ifade eder.)
Egoyu geliştirerek geçirdiği tüm geçmiş yaşamlar bu insa¬na istediği şeyi elde etme gücünü vermiştir. Ancak, bazen o ken¬disini istediği şeyi elde etmeye öylesine kaptırır ki, bunun gerçek bir ihtiyacı (id) karşılayacağından emin olmak için durmaz. Ya da, o istediği şeyi elde edemeyebilir, çünkü süper egoyu hesaba katmaz ve kendisine istediği şeyin ilişkili olan diğer kişilere ya¬rarlı mı yoksa zararlı mı olacağını sormayı unutur. Bu enkarnasyonda bu insan süper ego ile olan bağını geliştirmektedir: Bu bağ ne kadar güçlü olursa, bu enkarnasyonda o kişisel egoyu o kadar etkili bir biçimde kullanabilir.
Kova Kuzey Düğümü insanının başlıca dersi, aşırı aktif ego¬sunu insanlığın tekâmülüne katkıda bulunacak bir araca dönüş¬türmektir. Egoyu dizginlemek ruhsal bir bağlantıyı ve güçlü bir özdisiplini gerektirir. O kendisini küçük, olumsuz duygusal hal¬lere kaptırmaktan kaçınmalıdır. O düşünce kalıplan onun ego¬sunu besler ve kalbini kırar. Diğerleri bundan “paçayı kurtarabi¬lirler,” ama bu insan bunu yapamaz. O çok fazla ve son derece yüklü yaratıcı duygusal enerjiye sahiptir ve odaklandığı her şey genişler ve kendi başına bir yaşama sahip olur. O, kıskançlık ve kibri geliştiren düşüncelere sırt çevirmelidir onun için, kendini herhangi bir olumsuzluğa kaptırmak tehlikelidir.
O bu enkarnasyonda güçlü iradesini kullanacak şekilde egonun onu ters etkili düşüncelerle beslemesini önleyecek şekil¬de donatılmıştır. Örneğin, işler onun istediği gibi gitmediğinde, o, sonuçtan ötürü kendisini ya da başkalarını suçlama eğilimi gösterir ve büyük bir düş kırıklığına uğrar. İşte bu, olumsuz dü¬şünce bombardımanını durdurup, kendisine şunu hatırlatma za¬manıdır: “Neyin olması gerektiğini bilmiyorum.” Önemli anlar¬da hatırlanan bu düşünce onun kontrolden çıkmış olan iradesi¬ni durdurur ve ona huzur getirir.
Onaylamalar da onun olumsuz düşüncelerden kurtulması¬na çok yardıma olabilir: “Sevecen bir iyilikle doluyum. Sevgi tüm varlığımı kaplıyor.” Gün içinde bu tür düşünceleri bilinçli olarak tekrarlayarak, o gerçek doğasıyla yeniden bağlantı kurabilir.
Kova Kuzey Düğümü insanı yargılamayı ve kendisini diğer insanlarla kıyaslamayı bırakarak da kendisini ego tuzağından kurtarmaya çalışabilir. “Evet, o benden daha iyi durumda. O da¬ha çok tanınıyor ve itibar görüyor, onun daha çok parası, daha çok malı mülkü var…” Böyle kıyaslamalar onun öfke ve kıskanç¬lığa kapılmasına neden olur. O bir başkasına bakıp şöyle düşü¬nebilir: “Onun daha az prestijli bir işi var, o daha az para kaza¬nıyor, onun iyi bir ilişkisi yok…” ve sonra kendisini daha üstün hissetmeye başlar. O bu şekilde yargıladığında daima kaybeder, çünkü bu herhangi bir gerçek bağlantıyı ya da karşılıklı desteği olanaksız kılar. Ve eğer o kendisine yakın olan birisine içerlerse, kendisini iyi hissetmez.
Bu tuzağa düşmekten kaçınmak için, o böyle yargılayıp kıyasladığında bunu fark etmeli ve hemen onun yerine başka şey¬ler düşünmelidir: Akşam yemeği için neler satın alınacak, işte ne yapılacak, vb. Birleşik Devletler başkanı olmak, ister bir üniversite diploması almak, ister ailesini geçindi¬recek parayı kazanmak için uğraşsın, mücadelenin aynı olduğu¬nu anlamalıdır. Eğer o dış görünüşlerin ötesine bakar ve hepimi¬zin aynı mücadeleyi paylaştığımızı anlarsa, rahatlar ve kendisini başkalarıyla eşit hisseder.
Bu insan geçmiş yaşamlarında kral ya da kraliçeydi, sıra¬dan biri değildi. O, krallığın/kraliçeliğin karakterine uymayan küçük duygusal tepkilerin üzerine çıkmak için vakar, yardımse¬verlik ve kararlılık gibi doğal ve asalete yakışır niteliklerini kullanmalıdır.
KİBİR
Kova Kuzey Düğümü insanı birçok enkarnasyonu başkalarının “üzerindeki” pozisyonlarda geçirmiş olduğundan, kibir onun ya¬pısında vardır. Kibir enerjisi onun tecrit olmasıyla, insanlardan ayrı ve yalnız kalmasıyla sonuçlanabilir, hayatta en önemli şey¬leri elde etmesini ve korumasını engelleyebilir. Ancak, o kibri onu tekâmülü değişim yapma ve Yeni Çağı başlatmaya yardımcı olma konusunda üzerine düşeni yapacak şekilde güçlendiren bir güce dönüştürebilir.
Bu insan şöyle düşünür: “Benim yolum en iyisidir. Eğer ev¬reni ben yönetseydim, her şey çok daha iyi olurdu.” O, “benim yolum en iyisidir” dediğinde, kibir enerjisi onu sorunları çözme¬ye ve dünyada olup bitene katkıda bulunmaya götürür. Yine de, bu kibir alçakgönüllülükle birleşmelidir: “Benim vizyonum en iyi¬sidir, ama onu uygulamanın en iyi yolunu her zaman bilemeye¬bilirim bu vizyon, beklemediğim bir biçimde gerçekleşebilir.”
“Benim yolum en iyisidir” fikri onun büyük tabloda neyin olup bittiğini algılamasına dayandığında, o zaman Kova Kuzey Düğümü insanının yolu genellikle en iyisidir eğer o ilişkide olduğu her¬kesi hesaba katmışsa. Ama eğer o, “Başkaları ne isterlerse istesinler, ben kendi bildiğimi okurum” derse, o zaman bu yaklaşım iyi sonuç vermez. Bu insanın esnek olması, olayların belli bir sı¬ralanışına kendisine sunulan fırsatı kaçıracak kadar bağlı ol¬maması gerekir.
YARGIYI ASKIYA ALMAK
Ayrıcalıklı geçmiş yaşamlardan ötürü, Kova Kuzey Düğümü insanı her şeyin onun yararına sonuçlanmasını bekler. Eğer talih¬siz bir olay vuku bulursa, onun ilk tepkisi, çoğunlukla, öfkelen¬mektir: “Ben bunu hak etmiyorum!” bu da, talihsizliği ondan da¬ha çok hak eden başka insanların olabileceğini ima eder. O böyle düşündüğünde, doğal cömertliğiyle teması yitirir ve kendisini baş¬kalarından daha özel hissetmeye başlar o zaman da başkaları ona karşı cephe alırlar. (Bu “Marie Antoinette sendromu”dur: Bu azametli davranışı başkalarını onu alaşağı etmeye kışkırtır.) Ama bu insan temel bir toylukla davranmaktadır; o başkalarını kış¬kırttığında bile, bunu yaptığını fark etmez.
Bu insan, içsel bir iyilik ve sevecenlik çerçevesinde iş görür, temelde başkalarına karşı iyi niyetlidir ve yaşamın iyiliğine ina¬nır. Bu niteliklerden ötürü, o genellikle “şanslı” görünür. Ancak, işler istediği gibi gitmediğinde, onun içindeki şımarık çocuk orta¬ya çıkabilir ve o evrene ve yaşama çok öfkelenir. Onun öfkesi so¬runu şiddetlendirir, çünkü bu durumda o kendisini iyiye kapatır ve şanssızlığın içinde duygusal olarak kaybolur bu da daha çok şanssızlık yaratır.
Eğer o olumsuz kıyaslamalara daha derinlemesine gömül¬mesine izin verirse, insanlara karşı tutumu ya içerleme ya da küçümseme olur. Bu onu sevilmeyen kişi yapar küçümsediği in¬sanlar onu alaşağı etmek ister ve “daha iyi durumda” olarak algıladığı kişiler ona yardım etme eğilimi göstermezler, çünkü on¬lar bu insanın içerlediğini hissederler.
Kova Kuzey Düğümü insanı yargıyı askıya almayı ve baş¬kalarını daha derin biçimde tanımak için zaman ayırmayı öğre¬niyor: Başkalarına neden öyle düşündüklerini sormak ve onlarla ortak neleri olabileceğini öğrenmek. O kendisini birçok mutlu etkileşimden yoksun bırakır, çünkü yüzeysel görünüşleri yargıla¬makta çok acele eder. Onun bu kendi kendini yıkıcı kalıptan kur¬tulmasının tek yolu, doğal cömertliğini bilinçli olarak uyandır¬masıdır. Birçok enkarnasyonda başkaları için “özel” olmasının ve evren tarafından korunmasının sonucunda bu insan cömert olmuştur ve o, çoğunlukla, iyi şansının getirdiklerini başkalarıy-la paylaşır. O başkalarının çabalarını kutsadığında ve onların ut¬kularına sevindiğinde, kendi şansının kapılarını açar.
Takdir Etmek
Kova Kuzey Düğümü insanı için kapıları şansa açık tutacak bir başka strateji, yoluna çıkan iyi şeyleri bilinçli olarak takdir et¬mektir. Onun kibir yerine, takdirle davranması önemlidir. Örne¬ğin, eğer o özel bir partiye davet edilmişse ve içsel olarak kibirle karşılık verirse (“Eh, beni davet etmelerinin zamanı gelmişti!), geçici olarak kendisini mutlu hissedebilir, ama bu tutum çoğun¬lukla şanssızlığı çeker. Eğer bir nedenden ötürü davet geri çeki¬lirse, kibri onun şöyle bir tepki göstermesine neden olabilir: “O bunu yapmaya nasıl cüret edebilir! Ben bu partiye gitmeyi hak ediyorum! Yaşam bana karşı!”
Ne yazık ki, onun muazzam bir yaratıcı enerjisi olduğun¬dan, olumsuza odaklanmak sürekli bir savaş haline gelir. Ama eğer o yaşamın iyiliğine inanır ve bu iyiliğe açık olursa fırsatlar sunulduğunda onları fark eder ve doğal olarak başarı yönünde ilerler.
Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve geçirdiği ka¬za sonucunda kalça kemiği kırılan bir müşterim vardı. Sedyeyle götürülürken o kendi kendisine şöyle dedi: “Yaşam beni seviyor (bu düğümsel gruptaki tüm insanlar bunu bilirler!) ve bundan iyi bir şey çıkacaktır.” Gerçekten de, o yatakta yattığı süre boyun¬ca, işini ulusal düzeye taşıyan yeni bir proje için bir teklif yazdı. Eski sevgilisi ona yardım etmek için tekrar yaşamına girdi ve ben bu satırları yazarken ikisi hâlâ birlikte ve mutlular. Onun tüm yaşamı yeni bir yöne yönelmiş ve değişmişti, çünkü onun iyiye açık olması, görünüşte olumsuz olan bu olayı kendi yara-rına kullanmasını sağlamıştı.
Öte yandan, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve tiyatro¬ya gitmeden önce New York’un bilinen bir noktasında buluşma¬yı kararlaştırdığımız bir kadın arkadaşım vardı. Onu içeride bu¬lamadığım için dışarı çıktım ve onu yaklaşık otuz kişiyle birlikte kuyrukta beklerken buldum ve kuyrukta tam onun arkasında çok yakışıklı bir adam vardı. O geç kaldığım için bana çok kız¬mıştı ve tiyatroya yürürken yol boyunca beni “haksız çıkarma¬ya” çalıştı. Onun gerçekte sinirlendiği şey içeri girmesine izin verilmemiş olmasıydı, bunu kişisel bir hakaret olarak yorumlamış¬tı. (Onlara saygıyla davranıldığında bu insanlar çok tatlı olabilir¬ler, ama eğer onlara başkalarıyla eşit olarak “sıradan bir vatan¬daş” olarak muamele edilirse, çevresindekilere Tanrı yardımcı olsun!) O istediği şeyi elde edememişti, bu yüzden (kendisi dâhil) çevresindeki herkesi mutsuz etti ve yaşamın ona getirdiği cö¬mert fırsatı kaçırdı: Kuyrukta onun arkasında bulunan yakışıklı adamla tanışma fırsatını!
Kova Kuzey Düğümü insanı Akışa güvenmeyi öğreniyor. O çok cömerttir ve yaşam ona cömertlikle karşılık verir. Eğer o is¬tediği şeyi elde edemezse ya da eğer birisi ona “hayır” derse ya¬şamın başka hangi fırsatı getirdiğini görmek için daha geniş bakmalıdır. Kendisini neyin mutlu edeceğiyle ilgili sınırlı tablo¬yu bırakmalı ve yaşamın bolluğuna açık olmalıdır o zaman yeni deneyimler ona beklenmedik sevinçler getirecektir.
Onaylanma İhtiyacı
ALKIŞ VE ÖVGÜ
Kova Kuzey Düğümü insanı birçok yaşamı merkez sahnenin yıl¬dızı olarak ve sürekli olarak toplumun dikkatini çekerek geçirdi, bu yüzden bu enkarnasyonda onun bir yanı bu pozisyonda olma¬ya karşı direnir. Rolünü doğru biçimde oynayamama korkusu ve onaylanmamayı davet etmek büyük bir duygusal risktir ve şim¬di o “yıldız” pozisyonunu aldığında genellikle ödüllendirilmez.
Bu enkarnasyonda başkalarının coşkulu alkışları bu insanı duygusal olarak beslemez. Ama o, başkalarını merkez sahneyi almaları için destekleyen harika bir izleyicidir. Onun doğal coş¬kusu diğer izleyicilerde heyecan uyandırır. Bu yolla, o onaylan¬ma enerjisini başkalarına verir ve kendisi olmak için özgür kalır.
Eğer o dikkat merkezi olmaktan kaçamıyorsa, yapacağı en iyi şey odağı kendi dışındaki bir şeye yönlendirmektir. Örne¬ğin, eğer Kova Kuzey Düğümü insanı bir konuşmacıysa, izleyici-lerin dikkatini konuya odaklayabilir. Eğer o prensiplerinden ötü¬rü onaylanırsa ya da bu onayı yalnızca kendisi için aramak yeri¬ne projekte ederse, onun coşkusu sınırsız hale gelir ve muazzam bir yaratıcı güce sahip olur. Onaylanmak bu insan için besin gi¬bidir. Öte yandan, onun onaylanmama korkusu o kadar büyük olabilir ki, o gerçek görüşlerini ya da duygularını paylaşmaktan kaçınabilir.
Geçmiş yaşamlarda Kova Kuzey Düğümü insanı geleneksel çizgiyi savunması gereken ki bu onun işinin bir parçasıydı bir VİP’ti (Çok Önemli Kişi). Ancak, bu enkarnasyonda o alışılmışın dışında olan, genel inançlara uymayan bilgiyi paylaşmak için burada ve her zaman onaylanmayabilir, çünkü o yeni bir şeyi ses¬lendirmektedir. İnsanlar yeni bilgiyi nadiren kolayca kabul eder¬ler, çünkü o bilginin değerini anlamak, ona uyumlanmak ve onu özümsemek zaman alır. Bu insan yenilikçi fikirlerini seslendirir¬ken onaylanmamayı göze almalıdır. O, kendi kendisini onaylamanın verdiği gücü hissetmesine izin vermelidir.
Kendisini bir bilgi kanalı olarak görmesi onu son derece özgürleştirir, çünkü bu durumda o “haklı” olmak zorunda değildir. Bu ayrıca onu başkaları tarafından onaylanmaya ihtiyaç duyma¬nın incinmeye açıklığından da özgür kılar. O sadece bağımsız fi¬kirleri “toplayıp” aktardığını anladığında, o zaman diğer insan¬ların onu onaylayıp onaylamamaları bir etken olmaz.
Kova Kuzey Düğümü insanı grup durumlarında bulunuyorken, aklına sık sık başkalarının coşkuyla kabul ettikleri mü¬kemmel fikirler gelir. Bir fikir gerçekleşir ve hiç kimse onun bu insanın fikri olduğunu hatırlamaz. Bu insanın büyüklük kurun¬tusu olabilir, ama o dikkat çekmeme siyaseti güttüğünde en bü¬yük potansiyeline erişir ve çok başarılı olur.
Alkış beklememek onu bir sonraki büyük şeye gitmekte öz¬gür bırakır. O çok dikkat çektiğinde, bu onun yeni fikirlere eriş¬mesini engeller. Bu yüzden, onun kaderi işleri gerçekleştirmek için sahne gerisinde ve başkalarıyla birlikte çalışmaktır. O zaman, eğer ün ona gelecekse, bunu dengeli bir biçimde kabul ede¬bilir ve kişisel olarak almaz.
KİŞİSEL Olarak Onaylanma
Kova Kuzey Düğümü insanı herkes tarafından beğenilmek ister onun yaptığı şeylerin çoğunun ardındaki güdü budur. Eğer o bir şey yapar ve onaylanmazsa, bununla başa çıkmakta çok zorla¬nır. Geçmiş yaşam deneyimlerinden ötürü, bilinçaltı olarak, başkalarının onaylamasını doğru yolda olduğunun ve iyi bir iş yaptı¬ğının göstergesi olarak görür. Bir düzeyde, bu insan hâlâ, bir ima¬ja “uygun yaşaması” gerektiğini düşünmenin sıkıntısını çeker. Bu enkarnasyonda o bu kısıtlamaya karşı çıkmasına karşın, bir “rolü” oynamak ve onaylanmak uğruna gerçek benliğini feda et¬meye o kadar alışıktır ki, kolayca kalbinin sesine aykırı biçimde kendisinden beklenildiğini hissettiği biçimlerde davranır.
Onaylanma arzusu onda büyük bir içsel çatışmaya neden olabilir. O, başkalarının ona karşı tepkilerinin o kadar farkında¬dır ki, çoğunlukla, başkalarının gözündeki imajını kendi amacı-na göre yönlendirir. O, olayların akışına doğal biçimde tepki göstermez, çünkü onaylanmak için tam olarak “doğru şeyi” söyle¬mek ister.
Ama kendisine aşırı odaklanarak, o istemeden doğal özgü¬venini tüketir. Eğer sürekli olarak başkalarına nasıl göründüğü konusunda kaygılanır ve mutlu olmak için belli bir miktar onay-lanmaya ihtiyaç duyarsa, dengesi çok kırılganlaşır. O, gerekli sandığı olumlu geribildirim için bir imajı sunma çabasıyla sürekli bir baskı altındadır.
Bu insan, içtenlikle, gerçek benliğinden karşılık verdiğinde ve sonra diğer kişinin nasıl karşılık verdiğini ve kendisinin o ki¬şiyi onaylayıp onaylamadığını gördüğünde çok daha iyi durum¬da olur. O bir kişiyle dürüstçe etkileşimde bulunduğunda, diğer kişinin verdiği karşılık ona o kişiyle birlikte zaman geçirmek is¬teyip istemediğini gösterecektir. Bu, Kova Kuzey Düğümü insa¬nı için daha güçlü ve sağlıklı bir pozisyondur.
GEREKSİNİMLER
Egoyu Dengelemek
Kova Kuzey Düğümü insanı hedeflerini başarıyla gerçekleştir¬mek için gerekli özgüveni kazanabilmek için aşırı ego engelinden kurtulmalıdır. O egosunu öylesine geliştirmiştir ki, bu enkarnasyonda içsel dengeyi yeniden kazanmak için egoyu hemen hemen aç bırakmalıdır. Duyduğu prestij açlığı, onun gelirinin ötesinde yaşamasına, üstünlük taslayan bir tutum benimsemesine ve her zaman “daha çoğunu, daha çoğunu, daha çoğunu” istemesine ne-den olan dipsiz bir kuyu olabilir. Başkalarına egolarını güçlendi¬rip geliştirme izni verilmiştir, ama bu insana bu izin verilmemiş¬tir. Onun övülme arzusu çok kolayca egosunu besleyip güçlendirebilir ve buna felaketi davet eden kibirli bir tutum eşlik edebi¬lir. Bu yüzden, o dengeli ve incelikli bir biçimde karşılık vermeyi öğrenene dek, evren başarıyı ondan esirgeyebilir.
Yaşam ona epey şans verir. O doğuştan güvenli, enerjik ve riskler almaya gönüllü olduğundan, girişimci ruhu haklı olarak onu muzaffer olacağı bir pozisyona sokar. Ve sonra yaşam onun her başarıyı nasıl ele aldığına bakar: Eğer o kurumlanırsa, ya¬şam onun ganimetlerinin bazılarını elinden alır. Ancak, eğer o küçük zaferleri incelikle ele alırsa, gurur ve kibirden kaçındığı ve şükran dolu bir alçakgönüllülükle kabul etmeyi sürdürdüğü sürece, yaşam ona aradığı şeyleri bol bol getirir. Kova Kuzey Düğümü insanının psişesinde kendi kendisini öven ve egoyu şişiren bir mekanizma vardır sonra güç onun ya¬şamından çıkar gider ve o kendisine yenilgiyi çeker. Onun bu mekanizmanın aktive olduğunu fark ettiği her seferinde yapaca¬ğı en iyi şey kendisini hemen ondan kurtarmaktır. O ne kadar muhteşem olduğunu düşünmeyi bırakmalı ve bilinçli olarak ken¬disine şunu hatırlatmalıdır: “Pekâlâ, kazanacak mıyım, yoksa kaybedecek miyim, bilmiyorum, ama belki başkalarının olumlu bir deneyim kazanmalarına yardım edebilirim.” Bu onun dengeli bir perspektif oluşturmasını sağlayacaktır.
Aşırı gelişmiş ego sorunundan kaçınmak için bir başka yak¬laşım, egoyu başka insanlara ya da insancıl davalara yararlı ol¬mak için kullanmaktır. Bu insan geçmiş yaşamlarda kraliyet ai¬lelerinin bir üyesiydi; şimdi, o kendi yansımasını güçlendirmek yerine, “insanlara” yararlı olmaya odaklanarak kazanacaktır.
MUHTEŞEMLİK HAYALLERİ
Kova Kuzey Düğümü insanı canlı bir hayal gücüne sahiptir ve çoğunlukla, kendisini muhteşemlik hayalleriyle eğlendirir. Örne¬ğin, eğer o profesyonel yaşamında sıkılmışsa, çok satan bir kitap yazacağını ve tüm talk Show’lara katılacağını hayal edebilir. Ha¬yalinin gerçekçi olmaması önemli değildir; o hoş gelir ve kendine göre doyum verir. Ne yazık ki, bu gibi hayaller “körelticidir,” on¬lar bu insana belli düzeyde bir doyum verip, onun yaratıcı ey¬lemde bulunmasını engellerler.
İroni şu ki, bu insan hayallerini gerçekleştirmek için gerek¬sindiği tüm yaratıcı güce sahiptir ama onun güdüsü sonucu be¬lirler. Yukarıdaki örnekte, eğer kitabı yazma güdüsü ün ve şan kazanmak ise başarı ondan kaçacaktır, çünkü bu enkarnasyonda, o ne zaman egoyu beslemeye çalışsa egonun onu yenilgiye uğratması programlanmıştır. Ancak, eğer güdüsü diğer insanla¬ra yardım etmekse, onun erişebileceği yüksekliklerin bir sınırı yoktur! O, doğasının insancıl yanını geliştirmelidir.
Hayal kurmakla ilgili bir başka sorun, onun realiteyi geleceğe itmesidir; bu, Kova Kuzey Düğümü insanını şimdiki za¬manla başa çıkmakta çok daha etkisiz kılar. Örneğin, eğer o çok satan kitapların yazarı olma hayaline odaklanırsa, yerel bir dergiye makaleler yazma fırsatını kaçırabilir. O, hayallerini gerçek¬leştirmeye götürecek sıçrama taşlarını kaçırır.
Aynı eğilim onun ilişkilerini de bozar. Eğer o birisine ro¬mantik olarak çekilmişse, hayal kurmaya başlar ve o kişiyi fan¬tezisinin gelecekteki ideal eşi yapar. O kadar çok gelecekte yaşa¬maya başlar ki, partneriyle o ideal kişi olarak ilişki kurmaya baş¬lar ve şimdi zamanla istediği şeyi oluşturabilecek olan adımları atmaz. Bu yüzden, onun yapması gereken şey hayal kurmayı bı¬rakmak ve şimdi burada ortaya çıkan fırsatlara karşılık vermek¬tir. Şimdiki koşullanmalarına bir hayal bağlı olmadığında, o başarmak için ne yapması gerektiğini daima bilir. Bereket versin ki, bu in¬san epey iradeye ve zihinsel disipline sahiptir, çünkü zihninin onun şimdi ve burada eyleme geçmesini engelleyen hayal boyutu¬na ve kişisel büyüklük, muhteşemlik hülyalarına dalmasını önle¬mek için her ikisi de çok gereklidir.
Başarıyı garanti etmek için, Kova Kuzey Düğümü insanı da¬ima niyetinin farkında olmalıdır. O kendini büyütme güdüsünün üstün gelmesine izin verdiğinde, bu onun başarıya ulaşmak için gereksindiği enerjiyi hemen tüketir. Örneğin, eğer o bir meditasyon grubu oluşturarak insanlara yardım etmek istiyorsa, diğer¬kâm güdülerine odaklanmış kalmalıdır. Bu şekilde, o fikri ger¬çekleştirmek için gerekli olan enerjiye, berrak görüşe ve sevince sahip olacaktır. İlerlerken, hayallerini gerçekleştirme yolunu görecektir ve yolu kolaylaştırmak için kapılar sihirli bir biçimde açılacaktır.
Ancak, bazen o kişisel kazancı ya da kaybı düşünmesine izin verir: “Hey, belki de bir guru olurum ve insanlar benim ta¬kipçim olurlar,” ya da “Eğer meditasyon yaptığımı öğrenirlerse iş arkadaşlarım ne düşünürler acaba?” Her iki durumda da, o ki¬şisel kazancı ya da kaybı düşünmesine izin verir vermez, başarı için gerekli tüm enerji dağılmaya başlar ve o hiçbir şey yapamaz. Ayrıca, kendisini egoya kaptırması onun görüşünü o dere¬cede engeller ki, insanların aslında ondan ne istediklerini, neye ihtiyaç duyduklarını gözden kaçırabilir. Bu onun başarısını sı¬nırlar. Ama onun bilinçli güdüsü yüzde yüz diğerkâm olduğun¬da, o dünyada belli bir zamanda belli bir durumda gereken belli bir yardıma uyumlanacaktır. Bu insan mevcut bir gereksinimi gerçekten gördüğünde ve ona egosal olmayan bir biçimde karşılık verdiğinde, başarıyı ve ünü elde eder.
Alçakgönüllülük
Kova Kuzey Düğümü insanı dikkatleri üzerinde toplama ve övül¬me ihtiyacından kurtulup daha alçakgönüllü bir yolu seçtiğinde daha iyi durumda olur. O içgüdüsel olarak itibar, övgü ve ün arar; ama onu elde ettiğinde, bu onun egosunu şişirir ve o incelik ve eşitlik duygusunu yitirir. Bu insan alçakgönüllülük tutumu¬nu benimsediğinde, yaşamı sihirli bir hale gelir ve her şey onun yararına işler. O en nihayet doğal yetenekleri için net ve pratik çıkış yollarını görür. Ama eğer kibirli bir pozisyonu sürdürürse, yetenekleri o kadar kolayca ifade bulmayabilir.
Örneğin, benim bu düğümsel pozisyonda bulunan ve birçok Yeni Çağ fikrini içeren bir kitap yazmış olan bir müşterim vardı. Bu hanım hemen kibirle şişindi ve kitabını hangi büyük yayıne¬vine vereceğini düşünmeye başladı. O, bu alanda henüz tanın¬madığı için, daha küçük bir yayınevine de başvurabileceğini dü¬şünmedi. Büyük yayınevleri onu geri çevirdiler, o da daha küçük bir başlangıç yapmaya burun kıvırdı ve sonunda projeyi terk et¬ti. Böylece, eğer o daha alçakgönüllülükle başlamaya gönüllü ol¬saydı fikirlerinden yararlanacak olan insanlar dahil, herkes kay¬betti.
Evren başkalarını Kova Kuzey Düğümü insanının fikirle¬rini gerçekleştirmesine yardımcı olmaya gönderdiğinde de kibir bir sorun olabilir. Çoğunlukla, bu insan işin onurunu ya da para¬yı paylaşmak istemez ve kontrolü elinde tutmak ister. O, eğer başkalarıyla çalışırsa, istediğinin birazından vazgeçmek zorunda kalacağından korkar. Böylece, “onun yolu” ve “onun fikirleri” di¬ğerlerinden daha üstün olur; o başka insanlara gerçekten yar¬dım edecek olan çözümlerle bu enkarnasyonda geliştirmesi ge¬reken insancıl tutumla daha az ilgilenir olur.
Bunun bir örneği, kocası Kova Kuzey Düğümlü bir terapist olan bir müşterimdir. Bu adam bir dergide ergenlik çağındaki gençlere yönelik bir öğüt sütunu yazıyordu ve karısına bir kıza yazmakta olduğu bir yanıtı gösterdi. Karısı (müşterim) onun yaklaşımına karşı çıktı ve söz konusu durumda onun fikri ger¬çekten çok daha iyiydi. Kocası bir şeyi gözden kaçırıyordu ve adam da bunu hissetmişti, ama kendi fikrinde diretti ve ondan sonra okurlarına verdiği hiçbir yanıtı karısına göstermedi. Eğer o bu kimin fikri olursa olsun yardım etme hedefini öne koyacak kadar alçakgönüllü olsaydı, objektif davranır ve karısının görü¬şüne açık olurdu.
Kova Kuzey Düğümü insanının kendi vizyonu vardır, o bu vizyonun tam olarak nasıl gerçekleşmesini istediğini bilir. O bu¬nu kendi bildiği gibi yapmak ister. Ancak, eğer iki kişi paylaşılan diğerkâmca bir ideal ya da vizyonla bir araya gelirse, bu onlardan herhangi birinin o vizyonun nasıl gerçekleştirileceğiyle ilgili fikrinden daha önemli hale gelecektir. Bu insan başkalarıyla bir¬likte çalışacak kadar alçakgönüllü olduğunda aslında vuku bulan budur.
KİŞİSEL Olmayan BİR Perspektif
DİĞERKÂMLIK
Bu enkarnasyonda, Kova Kuzey Düğümü insanı bir seçim yap¬malıdır: Kişisel, ego merkezli yaşam ya da kendini insanlığa kişisel olmayan bir şekilde adamak. O kişisel yaşama odaklanmayı seçtiğinde, kaybeder; kendisini insancıl davalara kişisel olmayan bir biçimde adamayı seçtiğinde, kazanır ve onun her zaman öz¬lemini çektiği kişisel yaşam buna sihirli bir biçimde eklenir!
Takdir edilme ihtiyacını karşılamak için o kişisel egonun sınırlamalarını aşmalı ve bir bütün olarak insanlığa katkıda bu¬lunmalı, destekleyebileceği insancıl bir hizmet ya da dava bul-malıdır. Yaşamını egodan daha büyük bir şeye adamak ona so¬nuçları kişisel olarak almadan kendisini adamasını sağlayacak bir amaç saflığı verir. Aslında, diğerkâmlık onun muazzam özgü¬ven kapasitesini geliştirmesine yardımcı olur.
Aksi takdirde, onun kendi güdülerine güvenmediği zaman¬lar vardır. Özellikle gençliğinde, bu insan gerçekten saf diğer¬kâmlıkla iş gören birilerinin olup olmadığını merak edebilir. Ama eğer onun bilinçli niyeti yardım etmekse, konsantrasyonu insanların gereksinimlerini karşılamak için neyin işe yarayacağı ko¬nusunda otomatik olarak tetikte olacaktır.
Kova Kuzey Düğümü insanı öylesine cömert bir yapıya sa¬hiptir ki, başkaları onun armağanlarım kabul etmediklerinde ya da alkışla karşılık vermediklerinde, yıkılabilir. O bu sorunu, baş¬kalarının ne istedikleri ve neye ihtiyaç duydukları ve kendisinin istediği karşılığı almasını engelleyen ne yaptığıyla ilgili bilgi edi¬nerek önleyebilir. Bu insan, geribildirimi yapıcı bir biçimde din¬lemekte zorlanabilir, ama o daha geniş tabloyu görmeyi öğreni¬yor.
Örneğin, eğer o çocuk öyküleri yazarsa, önce hangi yayıncı¬ların bu tür öyküyle ilgilendiklerini öğrenir. Eğer öyküsü kabul edilmezse, o yayıncının ne istediğini öğrenmeli ve sonra eserini buna uyacak biçimde değiştirmeli, ya da yayıncının gereksinim¬lerini daha iyi karşılayan başka bir öykü yazmalıdır.
Ayrıca, o fikirlerinin onurunu sahiplenemeyeceğini de fark ediyor, çünkü hiçbirisi gerçekten “onun” değildir! Yeni Çağ, ye¬nilikçi fikirler havada dalgalanmaktadır ve Kova Kuzey Düğü-mü insanının doğal yeteneği, “antenlerinin” onları alacak doğru frekansa uyumlanmış olmasıdır. Bunu fark etmesi onun hem başarı hem de başarısızlık korkusunu yok edebilir, çünkü fikirle¬rinin kişisel olarak onunla hiçbir ilgisi yoktur. Onun işi fikirleri “toplamak” ve başkalarına iletmektir.
Bu insan, insanları özgürleştirmeye yardımcı olan bilgiye erişebilir. Bu yüzden, onun niyeti başkalarını güçlendirmek ol¬duğunda, bu güdü öylesine berraktır ki, gerekli fikirler ona sez-gisel olarak, ya da başka insanlardan “geliverir.” Onun belli bir durumda hangi bilginin gerçekten yardımcı olduğunu bilebilmesinin tek yolu, diğer insanların verdikleri karşılıklara dikkat et¬mesidir. Yararlı olan fikirler iyi karşılanacaktır. Eğer Kova Ku¬zey Düğümü insanının sunduğu bilgi diğerleri tarafından kabul edilmezse, bu onun bir sonraki fikre geçmesi ve onun yararlı olup olmadığını görmesi gerektiği anlamına gelir. Diğerleri gereksin¬dikleri bilgiyi bu insandan çekip alacaklardır bu kesinlikle kişi¬sel olmayan bir şeydir.
Örneğin, eğer Kova Kuzey Düğümü insanı felsefe üzerine bir kitap yazar ve yaymalar onu geri çevirirlerse, belki de o fel¬sefe insanların mesajı duymak için gereksindikleri araç değildir. Ancak, eğer o aynı mesajı bir romanda sunarsa, belki bu çok iyi karşılanacaktır. Bu insan, hangi biçimin doğru olduğunu başka¬larının tepkilerine bakarak anlayabilir.
Eğer bu insan başkalarına yardımcı olmak için çaba harca¬dığında olumlu bir şeyin ona geri döneceğine inanırsa, o başkala¬rının onun hangi yeteneklerine olumlu bir biçimde karşılık ver¬diklerini keşfedene dek bunu denemeyi sürdürecek sonsuz bir enerjiye sahiptir. Yaşam bir bumerang gibidir: O yaratıcı enerji¬sini başkalarına yardım etmek için kullandığında, gereksindiği her şey ona yardım etmek için geri gelir. Diğerkâmlıkta bu insan için büyük bir güç vardır. İşin içine egosunu karıştırmaz ve so¬nuçlara kişisel olarak yatırım yapmazsa, o işe yaratıcı bir biçim¬de katılmak onun için kolaydır. Kendini kazanmak bunun doğal bir yan ürünü olacaktır. Evren onu doldurmayı sürdürür, çünkü o yaratıcı enerjisinin yararlarını başkalarına geçirmektedir.
Objektif Olmak
Kova Kuzey Düğümü insanının perspektif kazanmak için kişisel olmayan geribildirime ihtiyacı vardır, çünkü o kendisiyle o ka¬dar özdeşleşmiştir ki, kendisini berrak biçimde göremez. Güvendiği birisinin görüş ve tavsiyeleri ona yardımcı olabilir o işbirliği yapabilmek ve arzuladığı şeyi elde edebilmek için daha büyük tabloyu görmek ister! Örneğin, romantik bir ilişkide o, genellik¬le, olup bitenlerden mutlu bir biçimde habersizdir. Sonra, büyük tabloda yer alan ve görmemiş olduğu etkenlerden ötürü, o inci¬nir. Duygusal acıdan kaçınmak için, onun kişisel yaşamıyla ilgili objektif bir rehberlik sistemine ihtiyacı vardır.
Bu insan egoyu azaltmalı ve Akış ile uyum içine girmelidir. Ezoterik Bilimler (Astroloji, Numeroloji, Tarot, Elyazısı Analizi, vb.) yeniden strateji tasarlamak için gerekli objektifliği sağlaya¬bilir. Bu kaynaklar Kova Kuzey Düğümü insanının doğru göz¬lem gücünü artırır ve durumlara otomatik olarak egosal tepki gösterme eğilimini azaltır. / Ching bunun için mükemmel bir araçtır; / Ching, onu neyin rahatsız ettiği konusunda “iç bilgi” verir ve gerçekte olup bitene uyumlanacak kadar güçlendirir.
Astroloji objektifliği geliştirmek için de mükemmel bir araç¬tır: Astroloji onun kendisini ve başkalarını tarafsız biçimde gör¬mesini sağlar, onu diğer kişide o kişide bulunmayan şeyleri uyan¬dırmaya çalışmanın düş kırıklığından kurtarır ve gerçek benli¬ğiyle ilgili saklı bilgiyi sunar. Astroloji onun kendisini ve başka¬larını sevgiyle kabul etmesine ve başkalarının bireyselliğine de¬ğer vermesine yardımcı olur.
Kova Kuzey Düğümü insanı bu bilimlerde çok yeteneklidir ve bu alanlardan birine profesyonel olarak kolayca girebilir. O, astroloji haritasını ya da Tarot’u antenlerini kendisini ve başka¬larını özgürleştirmeye yardımcı olabilecek yenilikçi bilgiye yönel¬teceği objektif bir “fırlatma rampası” olan herhangi bir kehanet aracını “okuma” yeteneğine sahiptir.
Başka bir kaynakta onun dostlarıdır. O harika bir dostluk karma’sına sahiptir. Dostlarından gelen dürüst geribildirim bu insanın egonun onun mutluluğunu nerede engellediğini anlama-sına yardımcı olabilir. Bilgi kazanmak onun özgürlük anahtarıdır, bilgi ona ego ifadesinin yıkıcı kalıplarından nasıl kaçınacağı¬nı gösterir. Bu yolla, o kaderi üzerinde bir ölçüde kontrol sağlar. O geri çekilip, durumlara diğer kişinin perspektifinden (di¬ğer kişinin ne istediğine ve neyi gereksindiğine) baktığında, o za¬man her bir durumda kendisi dahil herkes için yararlı olacak seçimler yapabilir. Ama sonuçta, çok tutkulu bir biçimde aradığı özgürlüğü ve sevgiyi tam olarak kazanması için, o yalnızca baş¬kalarına değil, kendisine de objektif biçimde bakmalıdır. Ken¬disini dişlerini fırçalarken, sokakta yürürken, başkalarıyla etkileşimde bulunurken vs. izlemelidir. O kendisini eylem içinde göz¬lemlemeye, yargılamadan izlemeye başladığında, korkmadan ger¬çekten kendisi olmasını sağlayacak perspektifi kazanır.
AKIŞA UYUMLANMAK
Kova Kuzey Düğümü insanı, eğer o sıradaki bir projede ilerleme kaydedemiyorsa, evrenin onu farklı bir yöne göndermeye çalış¬tığını fark etmeyi öğreniyor. O, kendi bakış açısından verdiği ka¬rarları zorla kabul ettirmeye çalışmak yerine, doğal olayların akışının ona zaman ve enerjisini neye harcayacağını göstermesi¬ne izin vermelidir. Eğer bir şey onun istediği gibi oluşmazsa, bel¬ki de sonucun onun henüz farkında olmadığı bir şey olması mu¬kadder kılınmıştır.
O kendisini, “İstediğim şeyi elde edemiyorum; bu hayal et¬tiğim gibi sonuçlanmıyor”un olumsuz ve saplantılı enerjisinden, yaratıcı enerjisini yapıcı bir biçimde ifade edebileceği bir yöne yönelterek kurtarabilir. O evrenin kapılarını nerede açmış olduğu¬nu fark etmeli ve o kapılardan girmeye gönüllü olmalıdır!
Bu kadar çok kişisel çaba harcamak yerine, o gevşemeli ve Akışa açık kalmalıdır o zaman arkasında gerçek güçle birlikte ilerleyecektir. Örneğin, Yeni Çağı getirmek Kova Kuzey Düğü¬mü insanının işi olmasına karşın, eğer o Melekler’in kendisine yardım etmelerine izin vermezse, kişisel çabasına aşırı bağlı hale gelecek ve bu hedefe erişmek için gereksindiği güce sahip olama¬yacaktır. Eğer o Akış içinde kalırsa, azami sonuçları elde etmek için asgari bir çaba harcadığını görecektir.
BEKLENTİLERİ BIRAKMAK
Bu insan bazen basit bir yanlış anlamayla istemeden kendi mut¬luluğunu bozar. Geçmiş yaşamlarda, başkaları ona onun istedik¬lerini verdiler ve o mutluydu. Ama bu yaşamda, başkaları ona is¬tediği şeyi verdiklerinde, o olacağını sandığı kadar mutlu olmaz. Çünkü onun mutlu olmak için neye ihtiyacı olduğu konusunda belli bir fikre çok bağlı olması, çekebileceği bolluğu sınırlar. Bu enkarnasyonda onun işi yalnızca açık ve kabul edici olmak, yaşa¬mın ona ne getirdiğini görmektir; o bunun onu gerçekten mutlu edeceğini keşfedecektir.
Kova Kuzey Düğümü insanı, ona mutluluk getireceğini dü¬şündüğü şeyle ilgili beklentileri bırakmayı ve yaşamın onun mut¬lu olmasını istediğine inanmayı öğreniyor. O zaman o, yol üze¬rinde ona sevinç veren bir sonraki şeyi kabul edebilir. O bir şey için savaştığında, onu kapmaya çalışmanın yoğunluğu o şeyi da¬ha da çok itip uzaklaştırdığından, genellikle onu elde edemez. Bu enkarnasyonda o sevgiyi kabul etmeyi öğreniyor. Eğer kendi ira¬desiyle zorlar ve onu elde ederse, genellikle ondan mutluluk duy¬maz. O, eğer yaşam bunu ona getirirse, o zaman bunun onun için doğru olduğunu ve onun keyfini çıkarabileceğini öğreniyor. Onun en büyük hoşnutluğu Akış’ın bolluğunu huşu ve şükranla yaşamaktan gelir.
Onun beklentilerinin çoğu bir durumu hayalinde çoktan canlandırmış ve herkese uygun rollerini vermiş olmasından kay¬naklanır bu yüzden, o bu insanlarla gerçekten birlikte olduğun¬da, bilinçaltı olarak, onları kendi hayalindeki rolleri oynamaya zorlar. Bu iki soruna yol açar. Birincisi, diğer kişi senaryoya uy¬mayı kabul etmediğinde, Kova Kuzey Düğümü insanı şaşırır ve öfkelenir; onun beklentileri düş kırıklığına uğramıştır, ikincisi, o “senaryo”ya odaklandığında şimdiki zamanda olup bitenleri göremez, bu yüzden durumu yararına olacak şekilde değiştirme ye¬teneğini kullanamaz.
Bu insan, herkese rolünü ve onlardan beklenen davranışı hatırlatmaya çalıştığında, kendi gerçek rolünü oynamayı unuttuğunu öğreniyor. O kenara çekilmeli ve başkalarını objektif bi¬çimde gözlemlemelidir. Zamanla, diğer kişinin niteliklerini anla¬yacaktır. Ve düş kırıklığına uğramayacaktır, çünkü o diğer kişiyi hiçbir beklenti olmadan gözlemlemektedir. O zaman, diğer kişi¬nin davranışının onu nasıl etkilediğini anlayabilir. İnsanları de¬ğiştirmeye çalışmak yerine, o kiminle zaman geçirmekten hoş¬landığına karar verebilir.
Bu yaklaşımın bir başka avantajı da şudur: Diğer kişinin kendisi olmasına izin vermesi, Kova Kuzey Düğümü insanının da kendisi olmasına izin verir. Bu durumda o, hedefini aklında tutarak, tepkilerini durumun gelişimine uygun biçimlerde spontane olarak ifade edebilir.
Kazan/Kazan Durumları Yaratmak
Kova Kuzey Düğümü insanı elde edemediği bir şeyi başkalarının elde etmelerine öfkelendiğinde, çevresindekileri ondan soğutan ve kendi pozisyonunu yıpratan aşırı dramatik bir tepki göstere¬bilir. Bu onun dikkatsizce bir tutumundan, bir felaketle sonuçla-nan ciddi bir yanlış anlamaya kadar varan bir şey olabilir. O, ço¬ğunlukla, başkalarının iradelerine çok çabuk karşı koyar. Bir başkası isteğini öne sürdüğünde, o otomatik olarak o isteğe dire¬nir. Bu bir refleks gibidir. Diğer kişinin eylemi ya da yorumu bil¬geliğe dayansa bile, bu insanın tepkisi yine kendi istediği şeyi el¬de etmeye çalışmak olacaktır, bu da diğer kişinin istediği şeyin tam tersi olacaktır. Bu başkalarının ona olan ilgilerini yitirmele¬rine neden olabilir.
Bu insan, ilgili kişileri dikkate almadan, inatçı bir biçimde hedeflerine ulaşmaya çalıştığında, o insanları kendinden soğu¬tup uzaklaştırır. O çok hızlı hareket etme eğilimindedir; hedefi görür ve hemen oraya ulaşmak ister. Bu hem diğerleri hem de kendisi için işbirlikçi partnerlik sürecini engeller ve hiç kimse kazanmaz. Çoğunlukla bu süreç bir dizi yanlış başlangıçlar ve karışıklıkla doludur bunun tüm nedeni Kova Kuzey Düğümü insanının mantıklı ve başarılı yolun kendini göstermesini beklememiş olmasıdır. O kenara çekilmeyi ve durumu izlemeyi öğre¬niyor: İşin içine her zaman o kadar yoğun bir biçimde karışmak yerine, olup biteni gözlemlemeyi öğreniyor. O zaman, o başkala¬rının istekleri tarafından daha az tehdit edildiğini ve sonradan pişman olacağı biçimlerde tepki göstermediğini görecektir.
Bu insan o kadar inatçı ve istediği şey konusunda o denli kararlı olabilir ki, bazen bir şeyin ilgili diğer kişiler için adil olup olmadığına hiç aldırmaz. O kendi önemi konusunda biraz “şişindiğinde,” bu onun başkalarıyla ilişkilerinde dikkatsiz davranma¬sına yol açabilir. Başkaları onun başarıya erişmesine yardım et¬miş olmalarına karşın, o ödüllerin aslan payını alması gerektiği¬ni düşünebilir ve adil olanı dikkate almayı unutabilir. Başkaları onun aldırmazlığını fark ettiklerinde, onun iyi niyetini ve liderli¬ği ona teslim etmelerinin doğru olup olmayacağını sorgulayabi¬lirler. Onlar bu insanın istediklerini elde etmek için ne kadar ile¬ri gideceği konusunda endişelenirler. O, başkalarının da nasıl kazanacaklarını görmelerine izin vermelidir, o zaman bu insan¬lar onun plânlarını daha çok destekleyeceklerdir.
Kova Kuzey Düğümü insanı çok önemli bir dersi öğreniyor: Yaşam herkesin kazançlı çıktığı bir “kazan/kazan durumu” ol¬malıdır! Başkaları, kendi gereksinimleri karşılanmadıkça oyna-mak istemeyeceklerdir. Eğer bu insan başkaları için neyin adil olduğunu dikkate alırsa, bu onun istediği şeyi elde etme konu¬sunda rahatlamasına ve herkesin en yüksek hayrına olacak du¬rumlar yaratmasına yardımcı olacaktır. O zaman diğerleri onun coşkulu katılımını iyi karşılayacaklardır. Ayrıca, o çevresindeki insanların güdüleri hakkında daha berrak bir perspektif kazana¬caktır. O, düşman olarak gördüğü birinin aslında onu gerçekten desteklemek isteyen birisi olduğunu öğrenebilir. Bilinçli olarak insancıl bir tutum geliştirdiğinde ve büyük tablonun farkında kaldığında, onun doğal cömertliği ortaya çıkar ve enerjisi herkesi güçlendiren bir grup bağı oluşturur.
İLİŞKİLER
EŞİTLİK
Geçmiş yaşamlarda başkaları Kova Kuzey Düğümü insanını yüceltmişlerdi ve böyle geçen birçok enkarnasyon sonucunda o “insan topluluğu”nun bir parçası olmayla ilgili farkındalığını yi¬tirdi. Ama bu tecrit olmaya ve yalnızlığa yol açtı ve şimdi o insanlıkla yeniden özdeşlik kuruyor ve bir eşitlik duygusu kazanı¬yor. O, başkalarına katkıda bulunmak için ne yapabileceğine odaklandığında, mutluluğunun kendi bildiğini yapmanın bir yan ürünü olmadığını anlamaya başlar. Bu daha çok, “topluluğun” mutluluğundan kaynaklanır bu ister onun partneri, ister ailesi, isterse tüm dünya olsun.
BAŞKALARINI “ÖZEL” OLARAK GÖRMEK
Bu insanın, geçmiş yaşamlarda özel biri olmuş olmanın onu di¬ğer insanlardan ayıran yalıtılmışlığından kurtulabilmesinin bü¬yülü, onun başkalarındaki özelliği görmeye başlamasıdır. O başkalarındaki özgün, yaratıcı yaşam gücünü tanıdığında ve teşvik ettiğinde, kendisini güçlenmiş, eşit ve yeniden insanlığın bir par¬çası olmuş hisseder. O başka bir kişiyi “merkez sahneye” koyma konusunda müthiş yeteneklidir. Eğer o güvenden yoksun olduğu bir durumda bulunuyorsa, yapması gereken tüm şey projektörü başka birisine yöneltmektir. O zaman, otomatik olarak kendisini daha güvenli ve rahat hissedecektir.
Kova Kuzey Düğümü insanı dostluk yapma konusunda çok yeteneklidir. Bir kez o tahtından inip başkalarıyla ilgilendiğinde, insanlar onu aralarına sevinçle kabul ederler. Bunun olması için, o başkaları onların yaşamları ve mücadeleleri hakkında samimi bir merak geliştirmelidir. O, başarıyı yaratıcı enerjiyle öylesine yüklüdür ki, onun güveni bulaşıcıdır ve başkalarını sorunlarını aşmaya teşvik eder. O zaman herkes kazanır, çünkü bu insan en nihayet, oynadığı rolden ötürü değil de, kendi kişiliğinden ötürü sevildiğini ve kabul edildiğini hisseder. Doğuştan gelen güveni çocuksu itimadıyla birleştiğinde, bu Kova Kuzey Düğümü insanının başkalarına özgürce uzanmasını sağlar ve o istediğinde kolayca arkadaş olur. Bu insan harika bir dostluk karma’sına sahiptir; eğer o başkalarıyla önce dostluk po-zisyonundan ilişki kurarsa bu ister çocuğuyla, ister sevgilisiyle, eşiyle, ebeveyniyle ya da çalışma arkadaşıyla olsun başarılı bir ilişki için en yüksek şansa sahip olur. Tüm ilişkilerinin temeli ola¬rak dostluğu geliştirmesi onun başarısının anahtarıdır.
Dostluk, her iki kişinin diğeri için neyin en iyisi olduğunu objektif biçimde dikkate aldığı, diğer kişinin mutluluğunu des¬teklediği eşit bir ilişkidir. Örneğin, eğer onun dostu yaşamında bir kez yakalayabileceği bir iş teklifi almışsa, ama bu iş bin mil uzakta olsa, bu insan dostunu çok özleyecek olsa da, hiç durak¬samadan onu o işi kabul etmeye teşvik edecektir.
Diğer kişiyi diğerkâmca desteklemesi Kova Kuzey Düğümü insanı için harika dostluklara yol açar. İtimat oluşturulmuştur, çünkü o kişi bu insanın, herhangi bir gizli güdü taşımadan, dos¬tunun iyiliğini gözettiğini görür. Ve bu insan harika öğüt verir! Onun dostları sadıktır, çünkü onlar bu insanın coşkusunu ve iyi niyetlerini hissederler.
Romantik ilişkilerde, Kova Kuzey Düğümü insanının ken¬disini başkalarından “daha özel” hissetme eğilimi bazen onu ye¬nilgiye uğratır. Romantik durumları çoğunlukla o başlatmaz, bu yüzden birisi ona çekildiğinde bu çoğunlukla hiç beklenmedik bir şey olur. Ama eğer duygu karşılıklıysa, onun güçlü tutkuları birden uyanır. Diğer kişi, çoğunlukla, onun kendisini çok önemli hissetmesini sağlar. O yüceltilir ve hayranlık duyulduğu geçmiş yaşam anıları uyanmaya başlar. Eğer o diğer kişinin âşık olmak için ona hayran olması ge¬rektiğini arılamazsa, perspektifi kaybeder, kendi önemini ciddiye almaya ve istemeden partnerine hükmetmeye başlar. Bu tutum partnerinin ondan soğumasına neden olabilir ve bu insan aşkta yine düş kırıklığına uğrar. Alınacak ders, aşk ilişkisinin birbiri¬nin özelliğine hayran olmayı içerdiğini hatırlamaktır.
BAŞKALARIYLA BİRLİKTE ÇALIŞMAK
Geçmiş yaşam deneyimlerinden ötürü, Kova Kuzey Düğümü in¬sanı bir projeye, içgüdüsel olarak, onu kendi başına, kendi bildiği gibi yapma fikriyle yaklaşır. Ama o bunu yaptığında, çok fazla enerji geri gelmez. O benzer idealleri olan akranlarıyla birleşirse daha iyi durumda olur. İşte bu yüzden o bu kadar mükemmel bir dostluk karma’sına sahiptir: O işleri başkalarıyla birlikte yap¬tığında, yaratıcı enerjiyle dolar.
Bu enkarnasyonda tek başına yaklaştığı her iş onun için zor hale gelir ve çıkmaza girer. Bu insan tüm kararları kendisi vermek ister, ama işin içinde başkaları olduğunda, o açık kalma¬ya zorlanır, böylece doğal olarak genişler ve daha yenilikçi ve ya¬ratıcı olur. Ve onu çok şaşırtan bir biçimde, o başkalarıyla birleş¬tiğinde iş çok daha eğlenceli olur.
Projeleri seçerken onun için en iyi yol, kendisini çeken ener¬jiyi izlemektir. Eğer, işin içine girdiğinde enerjisi yükselirse, o “doğru yolda”dır. O projeyi yaratıcı bir biçimde geliştirmek için elinden gelen her şeyi yapmalıdır. Her grubun bir gereksinimi vardır ve bu insanın antenleri çok hassas olduğundan, o herkes için başarılı sonuçlar yaratacak olan yenilikçi çözümleri görebi¬lir. O kişisel olarak “fikirlere sahip olmak” yerine, “fikirleri gör¬meye” daha çok değer verdikçe, ona daha çok fikir gelecektir.
Eğer o, “Fikrin harika, ama daha çok geliştirilmesi gereki¬yor,” şeklinde bir geribildirim almışsa, belki de onun o fikri ge¬liştirmek için başkalarıyla işbirliği yapmasının zamanı gelmiştir. Onun güdüsü yardım etmektir ve evren başarılı bir tezahüre gi¬den yolu açacaktır.
Bazen Kova Kuzey Düğümü insanı başkalarının yeteneğini ve yaratıcılığını fark eder ve kıskanır. Bir başkasının ondan “da¬ha iyi” olabileceğini kabul etmek istemez. Ama o ancak doğal ruhsal cömertliğine eriştiğinde ve eşitlik perspektifinden odak¬lanmış kaldığında, başarılı olmaya açık hale gelir. Dahası, başka¬larının yeteneklerini cömertçe kabul ve takdir etmek onun için önemlidir, çünkü o ortak bir hedefe erişmek için başkalarıyla birleştiğinde en büyük bireysel gücünü de ifade eder. Üstelik tıpkı o özel olan yolları işaret ettiğinde başkalarının bundan ya¬rarlanmaları gibi, bu insan da başkalarının onunla ilgili özel ad-dettikleri şeye açık olmanın yararını görür. Başkalarının onda değer verdikleri veçheler onun vurgulaması gereken nitelikler¬dir, aradığı etkiyi kazanmak için geliştirmesi gereken güçlerdir.
Başka bir önemli etken, kiminle birlikte çalışacağını dik¬katle seçmektir. O, kontrol edici olmayan ve işleri yapmanın ye¬ni biçimlerine açık olan benzer anlayıştaki insanlarla daha iyi çalışır. Kova Kuzey Düğümü insanı kalben çocuktur hiçbir “ye¬tişkin”in ona ne yapacağını söylemesini istemez! O cömert olan, ona saygı gösteren ve fikirlerine değer veren insanlarla birlikte çalışmalıdır. O işin içine başkalarını soktuğunda, yaratıcı süreci enerjik hale gelir ve paylaşılan enerjinin ürettiği başarı çok daha büyük olur.
Bu insan büyük bir ikna gücüne sahiptir. Eğer o “bütünün Hayrı”na odaklanmışsa ve onun oraya erişme yolu gerçekten da¬ha iyi bir yolsa, başkalarını ikna etmekte hiçbir sorunla karşılaş¬mayacaktır. Gerçekten de, başkaları onun yaratıcı ve yenilikçi fi¬kirlerini iyi karşılarlar. O, hizmet edilen daha yüksek amaca odaklandığında ve başkalarını da ona odaklanmış tuttuğunda ego¬nun tüm kendi kendini baltalayıcı sınırlamaları ortadan kalkar. Bu insan objektif hale gelir ve kendi gücüne erişebilir.
Kova Kuzey Düğümü insanı yeteneklidir ve katkıda bulu¬nacak çok şeye sahiptir, ama işin onurunu ve şanını paylaşmaya direndiğinde, en yüksek hedeflerine nadiren erişir. Bu grup yönelimli bir enkarnasyondur. Yeni bir Çağı getirmek için çok faz¬la insan gerekir ve bu insan yeni değerleri ve fikirleri gerçekleş¬tirmek için başkalarıyla birleştiğinde, başarı kolayca gelir ve her¬kes çok daha fazla eğlenir!
AŞK İLİŞKİSİ
Kova Kuzey Düğümü insanı âşık olmayı sever, ama o dostluk¬larında gösterdiği aynı diğerkâmlığı ve objektifliği aşk ilişkilerine de uygulamalıdır. O, aşkın tam olarak ateşlenmesine izin ver¬meden önce bir dostluk geliştirmek için zaman ayırdığında, diğer kişi için “orada olma”ya da gönüllü olur. Bu itimada yol açar ve ilişki başarı şansına sahip olur.
Bu insanın yaşamının her alanında, özellikle aşkta ve evli¬likte eşitliğe ihtiyacı vardır. O kendisine denk olan biriyle karşılaşmalıdır: Bu onun kadar güçlü olan, böylece onun gölgesinde kalmayacak biri olmalıdır. Her iki partner de kendisini kendi ba¬şına tamam ve bütün hissetmelidir. O, temel gereksinimlerini partnerinden başka bir vasıtayla karşılamalıdır. O zaman iste¬diklerini elde etmek için o kadar umarsız olmadan biraz daha objektif hale gelebilir ve ilişkisinde daha başarılı olabilir.
Aşk ilişkisinde, o özel bir ilgi görür görmez, bu onun ilgi görmeyi ve pohpohlanmayı sürdürmek için gösteri yaptığı ve iz¬leyicilere istediklerini verdiği o geçmiş yaşam anılarını aktive eder. Şimdi o, diğer kişinin istediğini düşündüğü kişi olmak için, istemeden “gösteri yapmaya” başlar. O, “insanları memnun edi¬ci” biri olabilir ki bu da diğer kişinin ona duyduğu ilgiyi yitirme¬sine neden olur ve bu insan aşkta düş kırıklığına uğrar. O kendi hayalleriyle temasta kalmalı ve aşk ilişkisinin dışında, kendi he¬deflerini gerçekleştirmeye çalışmalıdır.
Kova Kuzey Düğümü insanı muazzam bir sevgi verme ka¬pasitesine sahiptir; o tüm bu sevgiyi yalnızca bir kişiye aktardı¬ğında, karşı tarafın haznesi o enerjiyi alabilecek kadar büyük de¬ğildir. Ona daha büyük bir şey gereklidir. İşte bu yüzden onun yalnızca tutkusunun nesnesine odaklanmaması çok önemlidir. Eğer o romantik bir ilişkinin yürümesini istiyorsa, yoğun enerji¬sinin bir kısmını bilinçli olarak başka dostluklara ve insancıl da¬valara yöneltmelidir.
Tutku
Tutku, temel yaşam enerjisinin yoğun bir şeklidir. İki insan ara¬sında bu düzeyde bir enerji ateşlendiğinde, birleşmek ve bağlan¬mak için içgüdüsel bir arzu hissedilir. Ancak, başarılı bir birleşme süreci zaman alır ve Kova Kuzey Düğümü insanı beklemek istemez. Romantik tutkuya bağımlılık bu düğümsel grup için başlıca mücadele alanlarından biridir.
Genellikle, diğer kişi bu insana romantik bir ilgi gösterme¬ye başlar. İlk başta bu insan bunu “anlamaz,” ama eğer diğer ki¬şi onu takip etmeyi sürdürürse ve fiziksel bir bağ oluşursa, o kendini kaybedebilir! O, tutkuya kapıldığında (yani, fiziksel “kim¬ya” ile onun romantik ideallerini karşılayan bir kişi birleştiğin¬de), yaşamını bu duyguyu ve onu aktive eden kişiyi takip etmeye adar. Romantik tutkuyu umarsız bir biçimde aradığından, bu tutku aktive edildiğinde, o bir emirle çağrılmış gibi olur. O, ha¬yatı yüksek noktaları yaşamamış olmanın pişmanlığını duyma¬dan yaşamak ister.
Bu süreçte, geçmiş yaşamların sadakat ve bağlılık duygula¬rı ortaya çıkar ve bu insan kendisini romantik idealine adar. Birden, neşeli, sıcakkanlı ve duygusal olarak kendi kendine ye¬terli olan bu insan diğer kişinin hareketlerinden tümüyle etkile¬nir hale gelir. Eğer ilişki iyi gidiyorsa, o gün boyunca mutluluk içinde yüzer; ama eğer sevdiği kişi karşılık vermiyorsa, o güven¬siz bir hale gelir ve morali bozulur.
Sevdiğinden ayrı düştüğünde, Kova Kuzey Düğümü insanı¬nın hayal gücü adeta çıldırır. O, muazzam yaratıcı imgeleme gü¬cünü ilişkinin her türlü olasılığını hayal etmek ve diğer kişiyi idealleştirmek için kullanır. Tedbiri elden bırakarak, mutluluk verici bir romantik sise dalar. Onun kaç yaşında olduğu fark et¬mez; tutkuya kapıldığında o âşık bir genç olur; bu da onun ilişki¬yi dengeli, kararlı ve sakin bir biçimde sürdürmesini engeller.
Ancak, bu insan, genellikle, gerçekten “âşık olduğu” biri¬siyle onun tutkusunu tam olarak aktive eden birisiyle sakin bir ilişki sürdürme şansını bulamaz; çünkü bir kez tutku egemen ol¬duğunda, o berrak biçimde düşünemez hale gelir. Diğer kişinin ihtişamını ve çekiciliğini abartabilir, onu yüceltebilir ve ona oran¬la kendisini “daha aşağı” hissedebilir. Kendisi olmayı bırakır ve diğer kişinin onu sevmesini sağlayacağını hissettiği bir rolü “oynamaya” çalışır. O zaman, gerçekte neyin olup bittiğini göremez ve ilişkiyi yıpratan aptalca hatalar yapar. İlişkiye zamanından önce aşırı yoğunluk yükler ve istemeden onu bozar.
Bazen o kendisini kendi içsel dramının romantizmine o den¬li kaptırır ki, partneriyle teması yitirir: Onun ne söylemeye çalış¬tığını işitmez. Partneri onun yalnızca bir aşk nesnesiyle ilgilen¬diğini hissetmeye başlar ve ilişkiye olan ilgisini yitirir. O zaman bu insanın kalbi kırılır ve o ne olup bittiğini anlamaz.
O verdiğini sanır, ama diğer kişinin neye gereksinim duy¬duğunu dinlemeden nasıl verebilir ki? İlk adım kendi tutkuların¬dan kurtulmak ve diğer kişiyle bir birey olarak ilgilenmeye za-man ayırmaktır. O diğer kişinin gerçekten kim olduğunu onun isteklerini, sorunlarını, düşüncelerini ve gereksinimlerini öğren¬melidir. Üstünde romantik tutkunun gelişebileceği bir karşılıklı güven, anlayış, kabullenme ve ilgilenme temeli oluşturmalıdır.
Tutkulu içgüdülerinden ötürü, Kova Kuzey Düğümü insanı bir ilişki içinde olmaya büyük bir ihtiyaç duyar. Ama o içinde çok derin ve karşılıklı tutku hissettiği ilişkileri yitirme eğilimin-dedir ve çoğunlukla sonunda o kadar derin bir biçimde umursa¬madığı birisiyle evlenir. O, zevk aldığı ama tutkusunu uyandır¬mayan birisiyle birlikte olduğunda, kendisi olmak için gerekli mesafeyi koyabilir ve uygun kararları verebilir. Onun dostluk ve destek gibi temel nitelikleri ortaya çıkar ve diğer kişi kendisini güvenli hisseder ve onunla daha yakın bir birleşmeyi arzular.
Bazen bu tür bir ilişki iyi sonuç verir. Esasen bir dost olan bir eşe sahip olmak, bu insana sınırsız yaratıcı enerjisini insancıl projelere odaklamak için gereksindiği bağımsızlığı verir. O bir eş olarak sadıktır ve tek eşliliğe çok bağlıdır. Ancak, eğer gereksin¬diği romantik aşk duygusunu evde bulamıyorsa, evlilik dışı kar¬şılaşmalara karşı savunmasız hale gelebilir. Doğuştan gelen sa¬dakat duygusundan ötürü, esas ilişkisi bayatladığında o karışıklık yaşar. Ama yolun ilerisinde, eğer kendisine romantik tutkuyu gerçekten hissettiren birisiyle karşılaşırsa, onun peşine düşmek için tüm yaşamını bir kenara atabilir.
Kabullenme ve Zamanlama
Kova Kuzey Düğümü insanı sevgiyi aşırı tepki yerine şükranla ve alçakgönüllülükle kabul etmeyi öğreniyor. Onaylanma ihtiya¬cının altında, bu insan şu tohumu taşır: “Ben sevilmeye layık de¬ğilim.” İşte bu yüzden o bu kadar çok çaba gösterir: O sevilme hakkını kazanmaya çalışmaktadır.
Ancak, birisi (onun oynadığı “role” değil) ona gerçekten âşık olduğunda, ilk başta o hiçbir şey hissetmez. Sonra, bunu “anla¬dığında,” eğer karşılıklı bir çekim hissediyorsa aşırı tepki göste¬rir ve diğer kişiyi iten sinyaller gönderir. Bilinçaltı olarak, o di¬ğer kişiyi itip uzaklaştırır, çünkü kendisini sevilmeye layık his¬setmez.
Birisi ona âşık olduğunda, çoğunlukla, bu insan çok kibirli davranır. Bu aşırı tepkinin bir başka türüdür. Birisi onunla aşk deneyimini paylaşmak istiyordur hepsi budur ama o bunu san¬ki o gerçekten özel birisiymiş gibi alır! O zaman, o “şişinmekle” meşgulken, diğer kişi ilgisini yitirir ve bu insanın karşılık olarak derin bir ilgi duyduğunu asla bilmez.
Kova Kuzey Düğümü insanı, her birimizin içinde tanın¬maya değer aşkın kendisinin bulunduğunu anlamalıdır. Birisi ona çekildiğinde, bu sadece o kişideki sevgi frekansının bu insan¬daki sevgi frekansını tanıdığı anlamına gelir. Hepimiz rezonansa girdiğimiz birisiyle aşk deneyimini paylaşmak isteriz. Kova Ku¬zey Düğümü insanı sevilme deneyimini nasıl incelikle kabul ede¬ceğini ve onunla birlikte nasıl akacağını keşfediyor.
Bu insanın öğrenmekte olduğu bir başka ders zamanlama unsurudur. O ne istediğini görür ve onu hemen elde etmek ister ve sonunda onu yok eder, çünkü zamanlamanın doğal olarak gelişmesine izin vermez. Bu, özellikle yakın ilişkilerde bir sorun¬dur. Bu insan, onun olacak şeyin ona kendi mükemmel zamanlamasıyla geleceğini öğreniyor.
O, romantik aşkı, yaratılmakta olan bir duruma tümüyle katılmanın canlılığını sever. Bu kumar oynamak gibi bir duygu verir; ama o objektiflikten yoksun olduğundan, zamanlaması yanlıştır. Başarılı bir kumarbaz ne zaman hamle yapacağını ve ne zaman geri çekileceğini bilir.
Ama Kova Kuzey Düğümü insanı ancak hızla ilerleyebile¬ceğini düşünür! O bireysel enerjileri bütünleştirmenin ve aşkın başarıyla gelişmesini sağlamanın zaman ve gelişme gerektirdiği¬ni anlamalıdır. Her bir kişinin diğerini etkilemesi için zaman ge¬rekir. Bir araya gelinecek zamanlar ve diğer kişiyi benimsemek ve onunla bütünleşmek için geri çekinilecek zamanlar vardır: Söylenmiş şeyler üzerinde düşünüp, diğer kişinin kafa yapısını, değerlerini, karakterini, hayallerini ve hedeflerini anlayacak za¬manlar vardır. Bu insan diğer kişinin değerlerini içerecek kadar genişlemeye ne kadar açık olduğunu görmelidir. O zaman onlar uyumlu bir biçimde bir araya gelebilirler ve o zaman ilişki ha¬yaller yerine gerçeğe (her iki partnerin gerçek benliklerine) da¬yanacaktır. Ne zaman ilerleyeceğini ya da geri çekileceğini belir¬lerken, onun için en iyi yol, diğer kişinin enerjisinin farkında olmaktır. Eğer diğer kişi bir ilerlemeyi davet ediyorsa, o korkma¬dan devam edebilir, ama eğer diğer kişinin enerjisi kapalıysa, o iradesini dizginlemek ve daha kabul edici bir fırsatı beklemelidir.
Bu enkarnasyonda, bu insan, her ne zaman tutku onun yo¬luna çıksa, yapacağı en iyi şeyin geri çekilmek ve diğer kişinin ona vermesine izin vermek olduğunu öğreniyor. Şimdi onun işi aşkı kabul etmektir diğer kişinin ona kendi hızında ve kendi tarzında vermesine izin vermektir. Bu insanın işi, sunulan aşkı aceleye getirmeye ya da değiştirmeye çalışmadan incelikle kabul etmektir. Aşk ilişkisinde onun yapması gereken şey, tutkusunu kalp tellerini gerçekten titreştiren kişiyle sağlam bir dostluk ba¬ğı oluşturacak kadar uzun bir süre disiplin altına almaktır.
DÜRÜSTLÜK
Kalben Çocuk
Kova Kuzey Düğümü insanı temelde mutlu, tasasız bir doğaya sahiptir. Onun başkalarına kibir ve bencillik gibi görünebilen inatçılığı ve kararlılığı, aslında onun başkalarıyla eşitliğinin farkındalığından toyca yoksun olmasının bir sonucudur. Doğduğu andan itibaren o otomatik olarak ebeveynleri dahil çevredeki herkese emretmeye başlamıştı! Bu insan, sırf o istiyor diye diğer insanların ona istediği şeyleri vereceklerini varsayar! O, istediği her şeyi elde edebileceğinden ve istediği her şey olabileceğinden emindir. Ergenlik çağındaki gençler gibi, inatçıdır ancak akran¬larının onaylamasına bağlıdır ve eski kuşaklar tarafından kabul edilmeyen yeni fikirlerle doludur.
O anında doyuma ulaşmak ister ve onu elde edemezse umutsuzlaşır. Şekerlemeci dükkânındaki bir çocuk gibi, şekerlemeler onun önündeyken onlara sahip olamazsa, hiçbir zaman sahip ola¬mayacağını düşünür. Yine bir çocuk gibi, şimdiki zamanın sonsuza dek aynı şekilde devam edeceğini sanır. Eğer o romantik olarak “kurak” bir dönemdeyse ya da kendisini mutlu hisset¬miyorsa bunun her zaman böyle olacağını düşünür.
Kova Kuzey Düğümü insanı kendi doğasıyla ilgili olarak baş¬kalarına karşı dürüst olmalıdır. O başkalarının ona söyledikleri¬ne inanır ve “yetişkinler” (yani, tüm diğerleri!) sözlerinde durma¬dıklarında derinden incinir. Kendisi açık sözlü davranır ve başka¬ları ona kötü davrandıklarında ya da onunla “oyun” oynadıkla¬rında bunu anlamaz. Onun başkalarının daha karmaşık düşü¬nüşlerine karşı tek savunması dürüstçe kendisi olmaktır. Eğer o eylemlerinin ardındaki nedenleri açığa vurursa, insanlar kendi¬lerini tehdit edilmiş hissetmeyeceklerdir. O başkalarına ne düşündüğünü, neden korktuğunu, vs. bildirmelidir. Başkaları onun içtenliğini fark ettiklerinde, ona savunmasız, yaratıcı, iyi kalpli bir “çocuk” gibi davranacaklardır ki o zaten öyledir.
O hatalar yapabilir, toy olabilir, emretmekten hoşlanabilir ve inatçı olabilir, ama onun doğasında temel bir iyilik vardır. O bu iyiliğin farkındadır ve bu ona büyük bir güven verir. Bu in¬san doğuştan cömerttir ve çevresindekileri manen yükseltmeyi gerçekten ister. Bir dostuna bir kart ya da armağan almak için işini gücünü bırakır, ya da başkalarının sorunlarını destekleyici ve cesaret verici bir biçimde dinler. O çevresindekileri mutlu et¬meyi gönülden ister ve onları olabileceklerinin en iyisi olmaya teşvik eder.
Onun doğasının özü böyle olmasına karşın, bazen o doğal cömertliğini gözden kaybeder ve başka birinin pozisyonunu kıs¬kanmaya başlar. Bunun olmasının tek nedeni, bu insanın durup, diğer kişinin oraya ulaşmasının ona neye mal olduğunu dürüstçe düşünmeyecek kadar toy olmasıdır: O, bu sonucu yaratmış olan ağır çalışmayı, zekice stratejiyi ve yöntemi gözden kaçırır. O kendisine bunun sadece “şans eseri” olduğunu söyleyebilir ama her iyi poker oyuncusu kazanmanın aslında oyunu nasıl oynadı¬ğınıza bağlı olduğunu bilir. Bu enkarnasyonda, eğer bu insan bir şeyi kıskanıyorsa, bu, onun da onu elde etmesi gerektiği anlamı¬na gelebilir. Onun için bir sonraki adım, aynı sonuçlan kendi ya¬şamında nasıl meydana getirebileceğini dürüstçe değerlendir¬mektir: Uygun stratejiyi seçmek, kendini disiplin altına almak ve ödülü kazanmanın içerdiği yoğun çalışmayı başlatmak.
Onun için en iyi yol, dikkatini diğer kişinin koşullarının daha iyi mi ya da daha kötü mü olduğuna odaklamamak, diğer kişinin daha büyük bir zafer kazanmasına yardımcı olmak için kendisinin ne yapabileceğine odaklanmaktır. Bu yolla o kendi eşitlik duygusunu yeniden oluşturur. O başkalarına yardım et¬meyi düşünmeye ve Yeni Çağı getirmek için çalışmaya başladı¬ğında, bir hayli sihirli şans onun yoluna çıkar. O başkalarına vermekte olduğundan, evren de ona verir.
SENARYOLARI VE ROLLERİ BIRAKMAK
Kova Kuzey Düğümü insanı merkez sahnede bulunmayı senar¬yonun nasıl yazılmış olduğunu ve oyundaki rolünün ne olduğu¬nu bilmeyi içeren geniş bir geçmiş yaşam deneyimine sahiptir. Bu yüzden o bu enkarnasyona yaşamının nasıl gelişmesi gerektiğini içeren bir zihinsel tabloyla geldi ancak, onun için çok iyi ki, yaşamı onun beklediği gibi gelişmemektedir. Aksi takdirde yaşamı onun çocuksu doğasının oyunbazlığını ortaya çıkaran sürprizlerden ve çok önemli deneyimlerden yoksun kalırdı. O, ilişkilerin, projelerin, olayların, vb. nasıl gelişmesi gerektiğiyle il¬gili zihinsel tablosunu bırakmayı ve ortaya çıkan fırsatlara daha çok dikkat etmeyi öğreniyor.
Bu insan ilişkilere bir dostluk pozisyonundan yaklaşmayı ve bilinmeyenin heyecanını yaşamayı öğreniyor. Eğer onun senaryolaştırdığı beklentileri varsa, ama diğer kişi bu senaryoya uymazsa, o üzülür ve düş kırıklığına uğrar. Eğer “yaşamının aş¬kı” geldiği sırada o kendi “senaryosunu” okuyorsa, senaryoyu gerçekleştirmek için diğer kişinin belli bir biçimde görünmesi ya da davranması gerektiğini düşünebilir. Bu kişi aslında tam onun gereksindiği ve istediği kişi olabilir, ama kişinin diğer veçheleri onun bu gerçeği görmesini engelleyebilir. Bu insan diğer kişiyi kendi mükemmel partner kavramına uydurmaya çalışmamalıdır. Bu onun o kişinin kim olduğunu ve sunacak neye sahip ol¬duğunu dikkate almamasına neden olur.
Ancak, eğer onun hiçbir beklentisi yoksa diğer kişinin sev¬giyi kendine özgü bir biçimde verişi her türlü mutlu sürprizi ge¬tirebilir! En azından, o diğer kişiyi objektif biçimde görecek ve bu ilişkiyi sürdürmek isteyip istemediğini anlayacaktır. Kova Kuzey Düğümü insanının senaryosunun ötesinde daha büyük bir olay¬lar zamanlaması olmaktadır. Herkes kendisi olma ve kendi hı¬zında gitme hakkına sahiptir. Bazen bu insanın geri çekilmesi ve “Evet, bu kişi benim için hazır değil” demesi ve öfkelenme¬den ya da diğer kişiyi aşağılamadan ilişkiyi bitirmesi gerekecektir. Eğer o bu şekilde tamamen bırakabilirse, o zaman eğer bu ilişkinin olması gerekiyorsa o kişi ona geri dönecektir.
Ancak, bu insan onaylanmaya o kadar açtır ki, böyle bırak¬mak onun için zordur; o istediği onaylanma ve sevgiyi kazanmak için gereken her rolü oynamaya gönüllü olabilir. Ama eğer diğer kişinin hayallerini objektif biçimde gözlemlememişse, hangi ro¬lü oynayacağını (sevilen kişinin gerçekten neyi arzuladığını) iyi hissedemeyecektir. O, oyunu iyi oynamak için gerekli objektif al¬gıdan yoksun olduğundan, oyunu hiç oynamaması onun için çok daha iyi olur. Bunun yerine, o gevşemeli, akışa uymalı ve du¬rum geliştikçe kim olduğu ve neler hissettiğiyle ilgili gerçeği söy¬lemelidir. O zaman diğer kişi onunla rezonansa girecek ya da girmeyecektir, böylece romantik ilişki bir dostluk olarak aynı dürüstlüğe dayandırılabilir.
İroni şu ki, Kova Kuzey Düğümü insanı öylesine bir iyilik ve sevgi yerinden geliyor ki, o inatçılığı bırakarak ve dürüst tep¬kilerini açığa vurarak başkalarının onun doğal masumiyetini gör¬melerine izin verdiğinde, diğer kişi çoğunlukla sevgiyle karşılık verir.
HEDEFLER
YENİÇAĞI GETİRMEK
Kova Kuzey Düğümü insanı Yeni bir Çağı getirmeye yardımcı olmak için buradadır. O, geçmiş yaşamlarda birikmiş gücü alıyor ve onu gelecek ile şimdiki zaman arasında bir köprü kurarak ge¬ri veriyor. O, insancıl idealleri mevcut koşullara uygulama konusunda yeteneklidir. Neyin insanlığın hayrına olduğunu açıkça görür, mükemmel bir iletişim ağı kurabilir ve vizyonunu ger¬çekleştirmek için çalışırken son derecede mutlu olur. Ayrıca, yapmak için özellikle donatıldığı işi yapmakta olduğundan, ya¬şam onu destekler ve projeleri başarıya ulaşır.
O, gücünü ve enerjisini genel inançlara uymayan, alışılmı¬şın dışındaki fikirlerin bir kanalı olarak kullanarak insancıl he¬deflere katkıda bulunduğunda, geçmiş yaşamlardan gelen kibri dağılır ve özgüveni geri döner. O doğal bir yapıcıdır sonuçlar al¬mayı bilir. Onun işi eylemlerinin sonuçlarıyla özdeşleşmeden davranmaktır; o zaman, deneme yapmakta ve kendisi olmakta ger¬çekten özgür olur.
Bu insan geleceğe doğal olarak uyumludur; ancak, bazı ba¬kımlardan bu kafa karıştırıcı olabilir. Kişisel bir düzeyde, o gele¬ceğinin belli bir sonucu içerdiğini görebilir ve bu sonuç şimdiki zamanda ondan esirgendiğinde kendisini düş kırıklığına uğramış hisseder. Örneğin, o kendisini kendi şirketini yönetiyor olarak görebilir, bu fikir ona çok doğru gelebilir ve neden hâlâ başka birisi için çalıştığını ve kendi işini kurma fırsatını bulamadığını anlamayabilir. Ama bu sadece bir zamanlama meselesi olabilir: Onun daha sonra başarılı olmak için gerekecek becerileri öğren¬mek amacıyla şimdiki işini yapması gerekiyor olabilir.
Aslında, o hemen her zaman “zamanının ilerisindedir.” O menekşe renginin belli bir tonunu onun moda olmasından on yıl önce sevebilir, ya da sekiz dokuz yıl sonra popüler olacak bir mü¬ziğe çekilebilir. Onun geleceğe uyumlu olduğunu fark etmesi, bi¬raz alışılmışın dışında olma konusunda kendisini daha rahat his¬setmesine yardımcı olabilir.
Kova Kuzey Düğümü insanı, insanlığın kendi gelişimi için atması gereken bir sonraki adımı görür. O, gelecekten gelen bir habercidir ve yenilikçi fikirlerini paylaşarak insanlığı bilinçte gelişmesi için güçlendirir. Bu yüzden, onun onaylanma arzusun¬dan ötürü kendi kendisini kısıtlamaması önemlidir.
Daha Büyük Bir Amaç
Bu insan sadece kişisel yaşamının gereksinimlerini karşılamak¬tan daha büyük bir amaca sahiptir. O insanlığın tekâmülünde aktif bir rol almak için buradadır o bunu hem bir örnek oluş¬turmak için gerekli kişisel değişimle, hem de enerjisini insanla¬rın daha evrensel bir görüş kazanmalarına yardıma olan insan¬cıl davalara katarak yapmalıdır.
Kova Kuzey Düğümü insanı benimsediği idealist davaları desteklemek için kendisine düşen rolü ne kadar erken oynamaya başlarsa, o kadar çabuk bir bütünlük duygusu hissedecektir. Onun eylemi çevreyi korumak, kullanılmış maddeleri yeniden iş¬leyip geri kazanmak, hayvanları korumak, kent çocukları için oyun alanları yapmak, dünya açlığını sona erdirmek, vb. için grup çabaları biçimini alabilir; ya da o insancıl davalara para ba-ğışlayabilir. O, yaratıcı yeteneklerini (yazı yazma, resim yapma, müzik, fotoğrafçılık, vb.) kullanarak kendi projesine başlayabilir. Eğer o kendisine düşeni aktif olarak yapıyorsa ve başka bi¬risi onun da aklına gelmiş olan bir şeyi “keşfederse,” o buna cö¬mertlikle karşılık verebilir: “Oh, iyi, bu iş halledildi. Şimdi ben bir sonraki işe geçebilirim.” Onun kaygılanmasına gerek yoktur herkese yetecek kadar çok Yeni Çağ çalışması vardır! Ve o bu harekete yaratıcı enerji katarken, daha büyük bir grup çabasının bir parçasıdır. Böylece, başkaları ortak hedefe yönelik çalışmak¬ta başarılı olduklarında, bu aynı zamanda Kova Kuzey Düğümü insanının da zaferidir.
Ancak, bu insanın yapmaya bireysel olarak çağrıldığı şeyi yapması önemlidir, çünkü o bunu yapmaları için başkalarına gü¬venemez. Çevreyi koruyacak bir yasayı önermesi için beş kişi ta¬yin edilmiş olabilir, ama diğer dört kişi bunu yapmayabilir. Bu yüzden bu insan kendisine düşeni yaptığından emin olmalıdır.
Grup Karma’sı
Kova Kuzey Düğümü insanı harika bir grup karma’sına sahiptir (üç ya da daha çok kişi bir grup oluşturur). Onun en iyi nitelik¬leri bir parçası olduğu grubu desteklemek, güçlendirmek ve on¬lara ilham vermek için ortaya çıkar. O çok iyi iletişim ağı kurar, başkalarıyla bağlantı kurmayı sever ve insanlar arasında ortak bir bağ bulma konusunda yeteneklidir. Ama grup durumlarında çalıştığında, kendi alanının tartışılmaz lideri olmak ister. Rolü¬nün belirlenmesini ister ve onu kendi bildiği gibi yapmayı yeğler. Çoğunlukla, bu insan gruba çok yardımcı olabilecek yenilikçi fikirlere erişir, ama geçmiş yaşamlardan gelen onaylanma ihtiyacından ötürü, onaylanmayacağı korkusuyla bu fikirleri ya da başkalarının fikirlerine spontane tepkilerini paylaşmaya çe¬kinir. Eğer o kendi gerçeğini içinde kilitli tutarsa, sonunda ken¬disini başkalarından ayrı ve yalnız hisseder. Ancak, fikirlerini ve kişisel tepkilerini açıkça paylaşması onun kendisini diğerleriyle birleşmiş hissetmesini sağlar ve çoğunlukla bunun grubun ke¬netlenmiş bir biçimde ilerlemesi için gereken şey olduğu ortaya çıkar. O tepkisinin kişisel olduğunu düşünür, ama çoğunlukla, onun antenleri grubun tepkisini sezmekte ve onu kendi Yeni Çağ içgörüsüyle birleştirmektedir. Örneğin, eğer birisi bir önlem önerirse ve Kova Kuzey Düğümü insanı kendisini rahatsız hisseder¬se, o şöyle diyebilir: “Bir nedenden ötürü bu konuda kendimi ra¬hat hissetmiyorum.” Mesele, onun, antenlerinin o sırada algıla¬dığı şey konusunda dürüst olmasıdır ve çoğu kez o daha sonra bunu diğerlerinin de hissettiklerini keşfeder.
Bu insan, ona heyecan verip harekete geçiren insancıl he¬defleri (bir parçası olmak için doğmuş olduğunu hissettiği hedef¬leri) gerçekleştirmek için çalışırken, aynı hedeflere doğru çalış¬mak için doğmuş olan başkalarıyla karşılaşacaktır. Grup durumlarında bu insanla birleşmek bu hedeflerin gerçekleşmesini ger¬çekten kolaylaştırır.
YARATICILIĞA ODAKLANMAK
Kova Kuzey Düğümü insanı, kendisini mutlu ve dengeli hisset¬mek için, çok yaratıcı enerjisini belirlenmiş hedeflere yöneltmeli¬dir. Eğer yönlendirilmezse, bu aşırı ateşli enerji kötü ruh halleri¬ne, başkalarının şansına içerlemeye ve pireyi deve yapma eğilimine neden olur. Bu insan “yaratmadıkça,” doyumsuzluk onun yaşamının diğer alanlarını da olumsuz biçimde etkiler.
O yaratıcılığını bir iş, bir sanat biçimi, insancıl davaları des¬tekleme, ya da kendi ruhsal gelişimini hızlandırma yoluyla kul¬lanabilir. İster ruhsal disiplinler yoluyla kendisini yeniden yara¬tıyor olsun, ister somut dünyada projeler başlatıyor olsun, yarat¬mak istediği şeyin bilincinde olması ve onu gerçekleştirmek için tutkusunu kullanması onun en yüksek hayrına olur.
Tutku ve Yaratıcı Enerji
Bu insan muazzam miktarda bir tutkuya ve yaratıcı enerjiye sahiptir ve bunu kendi tarzında ifade etmesine izin veren projele¬re katıldığında çok mutlu olur. O, katkıda bulunmayı sever, ama yenilikçi ve yaratıcı olmak için özgür olmalıdır. O başka birisinin talimatlarına uymak istemez bu onu sınırlar ve “frekansını” dü¬şürür. Eğer yüksek frekansını, yoğun enerjisini yavaşlatmaya çalışırsa, bu onu çıldırtır. O kendi yaratıcı dürtülerine aldırmadı¬ğında ve yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yaptığında, enerji¬si hızla düşer.
Kova Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarda öylesine güçlü bir yaratıcıydı ki, bu enkarnasyonda o istediği her şeyi te¬zahür ettirebilir bunu nasıl yapacağını bilir. O her şeyi “yarata¬bilir,” hiç yoktan bir şey yaratır. Bu insan bir taklitçi değil, bir yenilikçidir. Kendi başına işleri ve yaratıcı projeleri başlatabilir ve onları sonuca ulaştırabilir.
Ancak, başarıya ulaşmak için o yaratıcı sürecin iki bölüm¬den oluştuğunu hatırlamalıdır: Gözlem ve eylem. Gözlem araş¬tırmadan oluşur: Halk neye gereksinim duymaktadır? Diğer kişi ne istemektedir? Yaratıcı dansın bu bölümü mevcut koşulları ob¬jektif olarak dikkate alan ölçülü bir biçimde ilerler ve başkaları¬nın o vizyonla işbirliği yapmak üzere uyum sağlamalarına izin verir.
Eylem, bir sonucu tezahür ettirmek ve ödülü ele geçirmek için irade ve kararlılık gerektirir. Yaratıcı eylem ego gerektirir; gözlem ise egosuz objektifliği gerektirir. Eğer bu insan bir ret, bir tersleme ile karşılaşırsa, onun için en iyi yol egodan ayrılmak ve vuku bulanı objektif biçimde değerlendirebilmek için egosuz gözlem haline geri dönmektir. O zaman, önündeki yol açıldığın¬da, o egoyla yeniden birleşebilir ve sonuç almak için bastırabilir.
Kendi kendisini büyütme peşinde olmadığı sürece, Kova Ku¬zey Düğümü insanı herkese neyin yardım edeceğini ve neyin gru¬bun hayrına hizmet edeceğini sezme yeteneğine sahiptir. O za¬man evrenin tüm gücü onu destekleyecektir, çünkü o yüksek bir davaya katkıda bulunmaktadır ve bu onun muazzam bir güce erişmesini sağlar.
Diğerleri bu insanı yücelterek karşılık verebilirler, ama bu bir minnet duygusundan ötürü olacaktır, çünkü o gerçekten yardım etmiştir. O, başkalarının “üzerinde” olma pozisyonundan de¬ğil, bir eşitlik pozisyonundan yardım etmiştir bir rol oynayarak değil, gerçek benliği olarak yardım etmiştir.
Bu insan, istediğine karar verdiği her şeyi yaratabilir. Baş¬kalarından bilgi ve yardım alacak alçakgönüllülüğü göstererek ve olayların doğal zamanlamasının gelişmesine izin vererek, o yaşamının daha büyük amacına uygun olan tüm hayallerini ko¬layca gerçekleştirebilir.
Yoğunluğu ve Dram Bırakmak
Kova Kuzey Düğümü insanı muazzam miktarda yaratıcı tutku¬ya sahiptir; o bunu bir sanat eseri ya da bir ürün yaratmak için kullandığında, odaklanmış yoğunluğu onun yararına olabilir. An¬cak, aynı yoğun tutkuyu dünyayla başa çıkmak için kullandığında, sorunlarla karşılaşır. O, son derece karizmatik enerjisini aşı¬rı odaklama eğilimindedir ve çevresindeki şeylerin “patlaması¬nın” bir nedeni de budur! Onun yoğunluğu, çekmeye çalıştığı şe¬yi geri iter.
Yaratıcı süreci onun istediği gibi gitmediğinde, bu çoğun¬lukla, onun ilerlemeden önce daha çok bilgi edinmesi gerektiği¬nin bir göstergesidir. Onun daha derin bir anlayışa ihtiyacı ola-bilir; aslında, bir dostunu denek taşı olarak kullanması çoğunlukla yardımcı olur. O bundan sonra ne yapacağından tam emin olamadığında, en iyi yol hiçbir şey yapmamak ve daha çok bilgi edinmeyi beklemektir. Eğer o yine de ileri bir hamle yaparsa, ge¬nellikle sonunda daha büyük sorunlara neden olur.
Bu insan dışsal uyarılara başkalarını sindirecek kadar aşı¬rı dramatik biçimde tepki gösterme eğilimindedir. O diğer kişi¬nin söylediği şeyi dikkate almadan önce iletişimi yarıda kesecek biçimde karşılık verebilir. Bir öfke nöbeti sergileyerek istediği şe¬yi zorla kabul ettirmeye çalışabilir: Diğer kişiye hiddetlenir, ağ¬lar, ya da o kişinin onun beklentilerini karşılamasını sağlamak için dramatik davranır. Ama inatçılık ve kibir ilişkinin enerjisi¬nin önünü keser. O sabırsızlıkla da tepki gösterebilir: “Bu insan neden yaşa¬mını kontrol altına almıyor? O kendisi için bunu neden yapmı¬yor?” Ama aslında başkaları o sırada kendileri için doğru olanı yapmaktadırlar. Bu insanın, diğer kişiyi onun senaryosuna uy¬gun yaşamadığı için yargılamasının bir yararı yoktur!
Kova Kuzey Düğümü insanı melodramatikleştiğinde, bu¬nun nedeni onun realiteyi büyütmesi ve kendi istediği şeyi elde edemeyeceğinden korkmasıdır. O herhangi bir olayı (bir önem-senmeme ya da reddedilme olayı, vb.) alır ve onu duygusal ola¬rak orantısız biçimde büyütür. Ancak, her ne zaman aşırı duygu¬sal tepkiler göstermesine izin verse, yaşamının o alanı iyi sonuç vermeyecektir. Eğer o malî durumundaki değişikliklere drama¬tik biçimde tepki gösterirse, para bir sıkıntı kaynağı olmayı sür¬dürecektir. Eğer bir aşk ilişkisinden ötürü aşırı heyecanlanırsa, onun yoğunluğu diğer kişiyi itip uzaklaştırabilir.
Tutkusu uyandığında (bu ister romantik bir ilişki, ister çok önemli bir hedef olsun) ortaya çıkan bir başka sorun, onun duru¬mu aşırı ciddiye alma eğilimidir. Çoğunlukla, o arayışının önemi¬nin yükü altında ezilir ve ona başarıya giden yolu gösterecek olan tasasız zihinsel kıvraklığı yitirir.
Bu insan “dram kraliçesi” bile olabilir, çünkü onun yaşamı¬nın yoğunluğu ve entrikası bir melodram dizisine benzer. Sorun, eylemin sürmesine karşın, eğlencenin oyunu terk etmeye başla¬masıdır. Shakespearevari dramın hep trajik bir sonu vardır. İşin içine tutku karıştığında, Kova Kuzey Düğümü insanı tüm pers¬pektifi yitirir ve istemeden, duygusal olarak trajik sonuçlara ne¬den olan dengesiz enerjileri harekete geçirir.
Perspektifi korumak için, bu insan, yaşamı bir dram yerine bir komedi olarak düşünmelidir. Onun karşılaşması mukadder kılınmış birçok kişi, yaşaması murat edilmiş deneyimler ve başkalarıyla paylaşması gereken bilgi vardır. Aşırı tepki göstermek yerine, o yaratıcılığını “daha yüksek neden”i görmek için kullan¬dığında ve Akış’la işbirliği yaptığında, daha iyi durumda olur.
Büyük Tabloyu Görmek
Geçmiş enkarnasyonlar da, Kova Kuzey Düğümü insanı süper ego pahasına egoyu geliştirdi ve böylece onun toplum, aile ve din tarafından empoze edilen ahlaklılık duygusu ve insancıl ide¬allerle ilgili farkındalığı zayıfladı. Dengeyi sağlamak için, o şim¬di büyük tabloyla ilgili farkındalığını geliştirmelidir. O zaman, iradesini çevresindeki herkesin en yüksek hayrı yönünde kulla¬nabilir.
Genişlemiş bir bilinç düzeyine erişerek, o egonun üzerine çıkmasını sağlayacak bir hedef bulacaktır. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve fotoğrafçı olan bir müşterim vardı. Bu hanımın işi son derecede yaratıcıydı, çalışmaları çok sevecen, ruhani bir his yayıyordu ve onun Yeni Çağı getirme konusunda kendisine düşeni yapmasını içeriyordu. Ancak, onun güdüsü ta¬nınmak ve ün kazanmak için güçlü bir ego arzusu olduğundan, o fotoğraflarını dünyaya nasıl yayacağını berrak bir biçimde göremiyordu. O geleneksel yöntemleri (özel gösterimler, vb.) uygula¬mayı sürdürdü ve bunların hiçbiri yeterli sonuç vermedi.
En sonunda o, başlıca hedefini sanatını halka sergilemek olarak belirledi. Çalışmalarını onların görülebileceklerini hisset¬tiği yerlere (sandviççi dükkânlarına, kitapçılara, vb.) koymaya başladı ve birdenbire fotoğrafları satılmaya başladı! Müşterimin çalışmaları müzelerde ve önde gelen üniversitelerde sergilenmiş olduğundan, onun bunu yapması alçakgönüllülüğü gerektirmiş¬ti. Ama o, büyük tabloya göre davrandığında, bu onun egosunu beslemese de, başarıya giden yolu buldu.
AKIŞA GÜVENMEK
Kova Kuzey Düğümü insanı kendi istediği şeyi elde etmeye alı¬şıktır ve olaylar onun programına göre gelişmediğinde, çoğun¬lukla, çok sinirlenir. O, kendisini yeniden yönlendirmek yerine, engele çok öfkelenir. Akışın değişmiş olduğunu ve belki de yaşa¬mın olayların tam şimdiki gibi gelişmesini gerektiren daha büyük bir plânı olduğunu anlamak yerine, bu insan direnir. Bu şe¬kilde o yolu olması gerekenden çok daha fazla zorlaştırır.
Bu insan inatçılığına dikkat etmelidir. Geçmiş yaşamlarda o kişisel iradesine o kadar düşkün hale gelmişti ki, bu enkarnasyonda küçük bir çocukken “Bunu istiyorum!” dediğinde ve ebe¬veynleri “hayır” dediklerinde o gerçekten şok geçirdi. Yetişkin olarak, evren “hayır” dediğinde o hâlâ şok geçirir. O, kişisel ira¬desini akışa uyma istekliliğine dönüştürmeyi ve yaşamın getirdi¬ği armağanları sevgiyle kabul etmeyi öğreniyor.
O bir sonucu zorlamaya çalıştığında güçlenir, kararlı ve di¬rengen olur. Onun iradesi bir savaşçının iyilik gücü olarak kulla¬nıldığında olumlu bir güç olabilir, ama o bir öfke nöbetine dö¬nüştürüldüğünde olumsuz bir güç olur. Aşırı gelişmiş bir iradeyi işbirliği yapma istekliliğine dönüştürme çalışmasının bir bölü¬mü, iyi ve kötü zamanlamayı fark etmektir. Örneğin, eğer Kova Kuzey Düğümü insanının iradesi Cumartesi günü plaja gitmeye odaklandıysa, kar yağsa bile o oraya gitmek isteyecektir! Onun için değişen koşulları objektif biçimde ayırt etmek ve hareket tarzını ona göre değiştirmek zordur. Böylece, o daima, kendisi dahil, herkesin hayrı için olan büyük tabloya uyumlanarak iler¬leme fırsatlarını kaçırır.
Yaşam onu incitmek istemez, ama o evrenin zamanlaması¬na direnerek sonunda kendi kendisini incitir. Bu insan, bir son¬raki adımı atmak için, yaşamında her ne vuku bulursa onun uy¬gun olduğunu kabullenmeyi öğreniyor.
Bu insan, bir kapı kapandığında bir başka kapının açıldığı¬nı da öğreniyor. Örneğin, o harika bir aşk ilişkisi yaşama fırsatıyla karşılaşabilir. Yeni birisi çıkar gelir ve onun ayaklarını yer-den keser. Ama onun aklında ciddi bir kariyer hedefi vardır, aşk ilişkisini ertelemeye çalışır ve aşkı yaşama fırsatını kaçırır. İronik bir biçimde, onun aradığı kariyer hamlesi ancak altı ay sonra gerçekleşir ki bu süre içinde o bu ilişkinin mutluluğunu yaşaya¬cak zamanı bol bol bulabilirdi. O, çoğunlukla, “daha iyi bildiğini” düşünerek, kendisini yaşamın getirdiği armağanlardan yoksun bırakır ve sonra pişmanlık duyar.
Yaşam ona daha önce yaptıklarının hepsinden daha çok zevk verecek yepyeni bir kariyer fırsatı getiriyor olabilir. O, bi¬linçaltı olarak değişime hazır olduğundan, eski işten bıkmaya başlar, ama sağladığı gelirden ve yararlardan vs. ötürü işten ay¬rılmaya niyeti yoktur. Birden, iş yerindeki olaylar onu ayrılmaya zorlar ve o öfkelenir ve direnir: “Evren bana bunu neden yapı¬yor?” Öfkesi onun yeni fırsat penceresini görmesini engelleyebi¬lir; o dikkatini “istemediği” şeye öylesine vermiştir ki, önünde ne¬yin açıldığını göremez.
Bir kez daha, anahtar özdisiplinidir: Objektif olarak ve bü¬yük tabloya odaklanmış kalarak, hep “kendi bildiğini yapmak¬tan” sakınmak. Bu içgüdüsel bir tepki değildir, bu yüzden bilinç¬li niyeti gerektirir. Örneğin, eğer o bir kız çocuğu yetiştiriyorsa ve hedefi onun büyüyüp güçlü bir kadın olmasıysa, bu hedefi ak¬lında tutması egosunu dizginlemesine ve çocuğun güçlenmesi için bazen bildiğini yapmasına izin vermesine yardımcı olacak¬tır. Ya da eğer hedef o çocuğun uyumlu bir ortamda büyümesiyse, bu onun egosunun bulaşık makinesinin nasıl doldurulacağı konusunda tartışmasını önleyebilir. Egoyu disipline etmek için, o bilinçli olarak kendisi için de anlamlı olan daha büyük bir he¬defe sahip olmalıdır.
Kova Kuzey Düğümü insanı büyük bir tablonun varlığına ve Akış’ın daima onun en yüksek hayrı ve mutluluğu için fırsat¬lar getirdiğine güvenmeyi öğreniyor. O, alçakgönüllü olmayı ve yaşamın getirdiği armağanlar ona kendi iradesi yoluyla değil, evrenin zamanlamasına göre sunulduklarında, onları incelikle kabul etmeyi öğreniyor.
MELEKLERİN YARDIMI
Bu enkarnasyonda, başkaları Kova Kuzey Düğümü insanını di¬ğerkâmca projelerde desteklemek için ona otomatik olarak çeki¬lirler. Ayrıca, o Melekler ve ruhsal Rehberler tarafından çevrilidir. Bu adeta onun enkarne olmadan önce büyük bir grubun bir parçası olması gibidir ve şimdi o dünyadayken, grubun diğer üye¬leri ona görünmez âlemden rehberlik ve yardım etmektedirler.
Bu insan fiziksel bir bedende enkarne olmuş olduğundan, her zaman ileriyi berrak biçimde göremez. O, kendi kendisine yeterli olmaya alışık olduğundan, kabadayılıkla ileri atılır ve ço¬ğunlukla incinir ama bunu yapmak zorunda değildir. Onun yap¬ması gereken tüm şey, antenlerini ayarlamak ve rehberlerini dinlemektir ve yolu izlemek çok daha kolaylaşacaktır. Bu bir “ken¬di işini kendin yap” enkarnasyonu değildir; Rehberleri onun ka¬derinin bir parçasıdır ve onun başarmasına yardım etmek ister¬ler, ama bağlantıyı açık tutmak ona bağlıdır.
Bu enkarnasyonda, Kova Kuzey Düğümü insanı daha yük¬sek güçlerin aracıdır. Bu yüzden, onun bu dünyada gereksinilen şeyle gerçekten uyum içinde olan bir fikri olduğunda, evren onun bu fikri gerçekleştirmesine yardımcı olacak doğru kişilerle buluşmasını sağlayacaktır. Bu insan eklektiktir; daha büyük ya¬şam yolunun ve Yeni Çağ hakkındaki içsel bilgisinin himayesi al¬tında, katıldığı ilişkilerin en iyilerini birleştirir. Bu enkarnasyon¬da onun için amaç, güçlü sadakatini Sonsuza, kendi ruhsallığına ve daha büyük Akış’la işbirliği yapmaya aktarmaktır. Bu yolla, onun geçmiş yaşamlardan gelen müthiş yaratıcı iradesi yararlı olacak ve başarıya giden yolu sihirli bir hale gelecektir. O, ortaya koyduğu fikirler için “şans”ına, Meleklere ya da evrene güvendi¬ği sürece, başarmak için tümüyle özgürdür. Hiçbir şey onu engellemez, çünkü o başarıyı egosunu aşırı şişirecek bir biçimde yo-rumlamamaktadır.
İYİLEŞTİRİCİ TEM ŞARKI
Müziğin riskler almamızı duygusal olarak destekleme konusun¬da eşsiz bir gücü vardır, bu yüzden her düğümsel grup için, onun enerjisini olumlu bir biçimde değiştirmesine yardımcı ol¬mak amacıyla iyileştirici bir şarkı yazdım.
GÜNEŞ DOĞUYOR
Bu şarkının mesajı, Kova Kuzey Düğümü insanını yumuşak bir biçimde büyük tablonun yaşamın doğal düzeninin ve zamanla¬masının farkındalığına odaklamayı, böylece onu direncini gevşe¬tecek kadar güçlendirmeyi amaçlamaktadır. O zaman o doğal Akış’ın farkına varabilir, ona uyabilir ve hayallerini gerçekleş¬tirmek için direkt bir yolda ilerler.
Seçilmiş şarkı sözleri:
Neden yaşamın zamanlamasına direnerek,
Budala beşeri aklımızla
Neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermeye çalışarak
Kendi mutluluğumuzu engelleriz?
Ve güneş her sabah doğar
Ve her akşam batar
Ve geceleyin, gelen aydır
Bu asla güneş değildir.
Burada bir sistem ve düzen vardır
Ve bu her tarafa yansımıştır
Yaşamın yasalarına neden güvenmeyelim
Onlar bizi asla düş kırıklığına uğratmazlar!
RUHSAL ASTROLOJİ kitabından alıntıdır