Değerlendir:
  • 10 Oy - 2.8 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Büyük Öğretmen Satürn
Yazar Mesaj
Derin
Kayıtsız

 
Mesaj: #1
Büyük Öğretmen Satürn
En uzaktaki görünür gezegen olarak Satürn kişisel farkındalık ve tecrübenin sınırlarını gösterir. Astrolojik olarak kendi algılarımızın, yeteneklerimizin ve hayatımızın son sınırını belirler, Satürn kişisel iradenin ve kararlılığın hiçbir işe yaramayacağı uç noktayı gösterir. Kefenini giymiş yaşlı adam arketipsel figürü, hazır olalım veya olmayalım, hepimizi bekleyen kaçınılmaz sonu işaret eder. Nihayetinde ölümden öte köy yoktur.

Satürn’e dair astrolojik yorumların büyük bir kısmının onun astronomik görünümünden ve hareketinden kaynaklandığını görebiliriz. En dıştaki gezgen olduğu için her türden uç nokta ve sınır onun etkisi altındadır. Dünya astrolojisinde temsil ettikleri şeyler kapılar, eşikler, duvarlar, uluslar arası sınırlar, deri, ten, diş, kemik, tırnak ve saçtan, korku, kişisel kuşku, zayıflık ve kaynak yetersizliğinin mecbur bıraktığı kişisel sınırlılığa kadar birçok benzer şeye işaret eder. Her ne kadar evren çıplak gözle görülebilenin ötesine genişlemeye devam etse de bir gezegen insanın kavrayış menzilinin ötesine geçtiğinde etkisi kişiyi aşar. Liz Grene Satürn’ü ‘kişisel bilinçaltını kolektif bilinçaltından ayıran zar’ olarak tarif etmektedir. Satürn dünyayı tanımlayan yapıda meydana gelen ve gündelik hayatımızda doğrudan hissettiğimiz etkilerden sorumludur. Bu gezegen kişi ötesi farkındalık, kişiyi aşan felsefelerle ilgilenmez, o gerçekçidir ve sağduyunun tanımladığı haliyle gerçekliği onurlandıran nihai tanıklığa tekabül eder.

Satürn geleneksel gezegenler arasında en yavaş hareket eden gezegendir. Bir döngüsünü 29-30 yılda tamamlar. Işığı parlak veya göz alıcı değildir. Hem ışığı az görüşünü hem de ayak süren hareketi onun astrolojik olarak yaşlılık, canlılık eksikliği ile dikkatli, kararlı ama disiplinli yaklaşımı temsil etmesine neden olmuştur. Satürn’ün yapısında sıcaklık ve ateş, yakıcı tutku, alev alev arzu yoktur. Hareketleri bilinçli, kararlı ve öngörülebilirdir. Geleneksel metinlerde ondan Büyük Kötücül diye bahsedilir, çünkü gezegen Güneş’in yaratıcı sıcaklığının, Dünya ve Ay’ın doğurgan neminden en uzağa konumlanmıştır. Bu yüzden gezegen ‘soğuk ve kuru’ niteliklerine sahiptir, bu nitelikler büyüme ve sağlıklı gelişime yardımcı olmazlar. Ayrıca kişisel kozmosumuzun sınırında durduğu için pek ışık alıp yansıtamayan karanlık bir gezgen olarak görülmüştür. Işık eksikliği ayrıca onun düşmeye, aşağı çekme eğilimini de açıklar, ağırlık ve mezar onun ciddi, ayık doğasını açıklayan kelimelerdendir.

Satürn soğuk, karanlık, kasvetli yerler veya kendini zayıflık, çürüme veya ağır fiziksel çalışma ile gösteren yerler üzerinde doğal bir yöneticiliğe sahiptir. O kışın efendisi, Güneş’in düşmanıdır, otoriter babanın, kişisel ahlakın özünden ziyade ortak amaca hizmet eden yapıya itaatle ilgilenen şaşmaz yasa koyucudur. Kişisel heveslerinizin daha kapsamlı ihtiyaçlar veya kendi gelecek tekamülümüzle çatıştığı her yerde Satürn kaybı, inkarı ve fedakarlığı getirir. Karanlık Tırpan olan Satürn umutlarımızı ve beklentilerimizi öldürmek dışında bir iş yapmıyor gibi görünür, ancak o Vaktin Efendisi olarak bireyi kendi toplumuna ve kendi ruhani kaderine boyun eğmeye, hayatın belli bir anda daha geniş bir resmin sadece küçük bir parçası olduğunu fark etmeye, hayatın sürekliliğini korumaya, sonraki kuşakların besleneceği koşulları hazırlamaya çağırır. Satürn sık sık tarih, gelenekler ve geçmişle bağlantılıdır, fakat her parçasıyla da geleceğe dairdir. Onun etkisinden kaynaklanan her şey gelecek potansiyeller için daha sağlam temelleri amaçlar. Gezegene dair kadim tasvirlerde Satürn sık sık elinde kendi kuyruğunu ısırarak ölümü ve doğumu sonsuz bir geçmiş, şimdi ve gelecek döngüsünde birbirine bağlayan Uroborus yılanını tutar.

Psikolojik Astrolojide Satürn

Jüpiter’in anlamı genişleme yoluyla gelişmeyse, Satürn’ün anlamı sınırlama yoluyla olgunlaşmadır. Haritadaki yeri kayıp, kafa karışıklığı ve başarısızlık ile bunların getirdiği acıyı yaşayacağımız yeri gösterir. Deneyimleri genellikle zordur ve onun değeri Satürn’ün yönettiği diğer bir şey olan zaman geçmeden anlaşılamaz.

Özellikle hayata bakışlarında belli bir olgunluğa sahip olan insanlar için Satürn transitleri çok fayda görülen vakitler olabilir, burada istikrar, uzun dönemli planlamayla kararlı yatırımlar ödüllendirilir. Bu dönemler geçmişte yapılan fedakarlıkların yerinde olduğunu gösterebilir. Satürn’ün dokunuşu her zaman biraz yaşlanma, yaşlanıldığı, yavaşlanıldığı duygusu getirir. Bazen geçmişte tutkularımızı yönlendiren düşler ve hırslardan gerçekte vazgeçmeye razı olduğumuza dair şaşırtıcı bir farkındalık da getirebilir.

Olumsuz ifadelerinde Satürn amacının ve konuyla ilgisinin ötesine taşan, kendi doğal vaktini geride bırakan veya yanlış bir şekilde sınırlandırılmış hayat alanlarına dokunur. Satürn tıpkı kış gibi, geçici bir sınırlama getirerek gelecekteki büyümeyi engelleyecek her şeyi ortadan kaldırmak için gelir ve bizi kendi konumumuzu değerlendirmeye zorlar. Satürn bireyler olarak sevdiğimiz veya bağlandığımız maddi rahatlıkları veya ilişkileri ‘bırakmayı’ ve bireyler olarak kendi başına olmayı düşünmeye zorlayabilir. Bazı transitleri yalnızlık ve duygusal yalıtım dönemlerine denk gelebilir. Bazı transitlerde gerçeklik asıl rengini göstermeye başladığında yaşanan bir hüsran şekline bürünebilir. Satürn sık sık mali kayıp, bir iş fikrinin başarısızlığı dönemlerine tekabül edebilir, fakat bu kayıpların tohumu atan Satürn değildir, o sadece kaçınılmaz sonucu ortaya çıkarındır. Satürn’ün konusu gerçekliktir ve bizi onunla yüzleşmeye zorlar.

Hareketi çok yavaş olduğu için Satürn’ün olgunlaştırıcı etkisinin en çok ne zaman hissedileceğini genel olarak öngörebiliriz. Yedi yaşı dolaylarında Satürn kendi natal konumuna kare açı yapar ve çocuk gelişiminde süt dişlerinin kaybedildiği gelişim aşamasına denk gelir. Kendi natal konumuna karşıt açı yaptığı 14 yaşlarında çocukluğu geride bırakılarak ergenliğe gireriz. Bir sonraki kare 21 yaşlarında meydana gelir. Bu yaşta ergenlikten çıkar ve hayata bir yetişkin olarak başlarız. Bununla birlikte gerçek olgunluğun Satürn’ün natal haritadaki konumuna tekrar geldiği dönüşünün yaşandığı 29-30 yaşlarına kadar başlamadığı da söylenir. Birçok insan hayatının bu döneminde genellikle kayıp, üzüntü ve depresyonla birlikte meydana gelen bir kayıp yaşarlar. Yalnızca biraz kavrayışla olaylardan biraz daha yaşlanmış, ama çok daha bilge bir şekilde çıktığımızı algılayabiliriz.

Satürn’ün Yönettikleri

Güneş yaratıcılık, ışık ve hayat gezegeni olarak görülürken Ölümün Efendisi olan Satürn onun düşmanı olarak görülmüştür. Güneş Aslan burcunu ve yazın en belirgin olduğu dönemi temsil ederken Satürn kışın ortasına denk gelen Oğlak (gece evi) ve Kova (gündüz evi) burcunu temsil eder. Satürn bir gündüz gezegeni olduğu için Kova burcunda kendini Oğlak’tan daha açık bir şekilde ifade eder.

Oğlak ve Kova koyu kışa, hayatın kış uykusuna yattığı, soğuk, karanlık ortamın hareketlerimizi engellediği döneme tekabül eder. Bu dönemler bünyesi zayıf olanların ve yaşlıların özellikle dikkat etmesi gereken bir dönemdir, ancak hepimiz zayıflık ve canlılık eksikliğini hissetmeye açığızdır. İnsanların büyük bir kısmı yılın bu zamanında Satürn etkisinin doğal dünyayı yönettiği kuzey yarımkürede yaşar. Ağaçlar çıplak, toprak serttir, doğa bize düşman yüzünü gösterir. Güneşin ışıkları zayıf ve kısa sürelidir. Korunmak için giydiğimiz ağır elbiseler özgürce hareket etmemizi ve vitamin D alınımını etkiler. Canlılık veren besinler ve steroidleri Güneş ışığından alırız. Sonuç olarak kendimizi ağırlaşmış, hastalığa yatkın, soğukla kötürüm hissederiz. Kış melankoli vaktidir ve Satürn melankolik mizacı yönetir.

Satürn’ün Dünyevi Karşılıkları

Satürn yedi metal arasından kurşunu yönetir. Kurşun vurulduğunda yoğun, ağır bir ses çıkaran, mat yüzeye sahip bir metaldir. Kurşun ayrıca en istikrarlı, en atıl, en ağır metaldir ve mezarların geleneksel metalidir. Eskiden kurşun zehirlenmesine Satürnizm denirdi, çünkü az miktarlarda kurşun alınımı vücutta yorgunluk, depresyon ve melankoli yaratır. Kurşun kemik dokusunda birikir ve genç insanların kemiklerine kıyasen yaşlı insanların kemiklerinde daha çok bulunur. Nick Kollerstorm Astrochemistry adlı kitabında Satürn ile kurşun ve Satürnizm arasındaki ilişkiyi inceliyor ve kurşun zehirlenmesinin etkisinin zihnin zihinsel süreçlerini yavaşlatmak olduğunu hatırlatıyor. Satürn ayrıca parlaklığı olmayan sıradan taşları temsil eder. Satürn’ün bütün metal cüruflarını, tozu, külü ve çöpü temsil ettiği de söylenir. Bununla birlikte kristalize karbondan oluşup en sert mineral olan elmas üzerinde de yöneticiliği vardır.

Satürn’ün ciddi ve ağır insanları temsil eder. Eğer Satürn iyi bir yerdeyse ve yücelmişse kişiler konuşmadan önce düşünürler, bunun bir sonucu olarak bu kişilerin sözleri belli bir ağırlığa sahiptir. Bu tür bir insan kolayca geçiştirilemez. Lilly Satürn tiplerini derin hayal gücüne sahip eylemde sert, çalışmada sabırlı, tartışma ciddi, hayati ihtiyaçlarını karşılamada tek başına hareket eden ve çalışkan insanlar olarak tarif etmektedir. Kuru bir espri anlayışları vardır ve hayatın gerçeklerini göz ardı etmezler. Her zaman tedbirli, kendilerine ve başkalarına karşı sorumluluklarını her vakit gözeten kişilerdir. Duygularını kolayca göstermezler, fakat duyguları da imgelemleri gibi derin olabilir. Bu tür insanlar dışarıdan görülecek şekilde derin ve samimidirler ve saygı uyandırırlar.

Satürn kötü bir konuma sahipse veya kötü etki altındaysa kendini olumsuz şüphecilik, gereksiz kötümserlik, tabiatı gereği düşman olan bir dünyada hayatın engelleriyle mücadele eden bir ruh hali şeklinde gösterebilir. Genellikle gözle görülüp bizzat denenemeyen şeylere karşı bir güven ve inanç eksikliği yaşanır. Bu durum ilişkilerde kıskançlığa, kendi kendine yaratılan yıkım döngülerine neden olur. Çünkü inancı harekete geçiren güç bloke olmuştur. Açıkça görülebilir gerçekliğe aşırı odaklanan negatif Satürn tipi, maddi kazançları nedeniyle rahatlık veren destekleyici ilişkiler zarar veren ortamını terk edemeyebilir. Satürn tipler için uygularını açıkça ifade etmek kolay değildir. Kötü etki almış bir Satürn kişilik bozukluklarına neden olan baskılanmış duyguları temsil edebilir.

Fiziksel görünüşte Satürn ‘soğuk ve kuru’ olarak tarif edilir. Bu durum kemikler üzerinde az ete, küçük gözlere, kıvrımlarda ve oyuklarda keskin çizgilere işaret edebilir. Saç yumuşak, parlak, kıvrak olmayıp, genelde seyrek ve mattır. Satürn’ün renkleri tipik olarak koyu ve karanlık (Satürn temasları diğer renklere koyuluk getirebilir), beyaz veya solgun, ya da gri renkler gibi parlaklık talep eden tonlardadır. Yüz ve genel görünüş genellikle soluk, renksiz, koyu veya kasvetlidir. Satürn orta boyu akla getirir. Ama bu gezegen kendi başına güzelliği veya göze hoş gelen orantılılığı getiren bir gezegen değildir. Vücut genellikle zayıf, belirgin kemik yapısıyla köşelidir, ama bazen enerji azlığı ve atalete yatkınlık dolayısıyla şişmanlığa neden olabilir. Yüz aşağı bakar, yürüyüş tedirgindir, adımlar canlı değildir ve yavaş, tereddütlü hareketler vardır.

Satürn’ün temsil ettiği meslekler madenciler, metallerle veya minerallerle çalışan (Satürn kayalar, taşlar, metaller ve minerallerin doğal yöneticisidir) veya toprak kazan insanlardır (tarım işçileri, bahçıvanlar, mezar kazıcıları, ocaklarda veya tünellerde çalışanlar). Tesisatçıları, kurşunla çalışan insanları tuğla yapanları, ameleleri, deri veya hayvan postu üreten veya soğukta, karanlıkta veyahut nahoş şartlarda çalışılan sanayileri temsil eder. Gece işçileri, ister cenazeyle ilgilenen ister cenaze sırasında kullanılan malzemeleri üretmek şeklinde olsun işleri ölülerle ilgili olanlar da Satürn’ün yöneticiliği altındadır.

Satürn tozu ve çöpü yönetir ve pisliğimizi ve artıklarımızı temizleyen meslekleri, yolları süpürenleri, baca temizleyicileri, çöpçüleri, kanalizasyonda çalışanları, umumi tuvalet işçilerini temsil eder.

Sembolik astroloji de Satürn takdir edilmeyen insanları veya başkalarını takdir edemeyenleri gösteren inkârla ifade bulur. Bu otoritenin sesi de olabilir, hafifletici sebepleri dikkate almaksızın ‘işin kurallarını’ takip eden bir insan da olabilir. Asaleti olmayan bir Satürn toplumun alt kesimlerini gösterebilir: aptal insanlar, toplum dışına atılmışlar, sokakta yaşayanlar, dilenciler ve başkaları için bedensel işleri yapanlar veya hizmetkarlar. Satürn asalet sahibiyse ciddi sorumluluk gerektiren bir konumu gösterebilir, fakat bir zorluk veya nahoşluğa katlanma durumu yine de vardır. Birçok sorumluluğu olup işi dolayısıyla dinlenmeye pek vakit ayıramayan yöneticiler, hapishane çalışanları, istekli olmadıkları halde düzen ve disipline uymak zorunda olanlar örneğin okul öğretmenleri veya polis kuvvetinin üyeleri bu gruba girer.

Dini tarikatlar disipline uymak, kişisel sınırlanma ve uzun yalnızlık dönemlerini kapsadığı için rahipleri doğal olarak Satürn gösterir. Satürn işleri veya hayat tarzları toplumdan uzak olmayı gerektiren, örneğin münzevileri, adanmış uzmanları veya tenha yerlerde çalışan veya yaşayan insanları gösterir.

Bir gece haritasında Satürn’ün babayı gösterdiği söylenir. Büyük babalar ve yaşlı insanlar özellikle onun etkisi altındadır.

Satürn’ün yönettiği yerler karanlık, kirli, soğuk, çürüme ve bozulmaya açık yerlerdir. Çöller ve dağlar gibi terk edilmiş veya tenha yerleri, ormanları (Satürn çam ağacının yöneticisi olduğu için) özellikle çam ormanlarını yönetir. Ayrıca madenler, ocaklar, kuyular, mağaralar, delikler veya gözden uzak vadiler gibi alanlar onun yönetimi altındadır.

Satürn bütün harabeleri, kullanılmayan binaları, terk edilmiş yapıları, batakhaneleri, manastırları, kiliseleri, mezarları, gömüleri veya mezarlık yakınlarındaki yerleri temsil eder. Ayrıca otoriteyle ilgili binaları, örneğin bir şekilde korku salan devlet binalarını, hapishane gibi sınırlandırıcı olanları da temsil eder. Evin içinde kirli, kokan veya çamurlu yerleri gösterir. Lilly onun lavaboyu yönettiğini söyler, bu yöneticiliği 17. asrın hijyen standartlarıyla açıklayabiliriz. Lağım boruları, kanalizasyon tesisatı, giderler, çöp kutusunu, ocaktaki külü temsil eder. Bodrum, yüklük, yer altı barınakları gibi temele yakın odalar bu gezegenin yöneticiliği altındadır. Özellikle bu odalar az kullanılıyorsa veya soğuk, rutubet ve karanlık bir ortam oluşturuyorlarsa. Satürn ayrıca eşiklerin, duvarların, karanlık odaların, buzdolabı, kiler gibi soğuk yerlerin temsilcisidir.

Satürn hastalıkları soğuktan, yaşlılıktan, melonkoliden veya depresif kişilikten kaynaklanan hastalıklardır. Satürn’le ilişkili olan ağrı, keskin veya yakıcı ağrıdan ziyade sürekli bir sızı şeklindedir. Arada üşüme veya titreme nöbetlerine neden olan hastalıklar, örneğin sıtma yine Satürn hastalığıdır. Satürn hastalıklarının verdiği zarar dokuların yavaş yavaş zayıflaması şeklinde kendini gösterir. Romatizma, eklem iltihapları depresyon, verem, soğuk algınlıkları ve grip (kas yorgunlukları, nefes almada zorluklar ve gözlerden veya burundan sıvı çıkmasına neden olan bütün hastalıklar), felç, inme, kızarıklık, tende kararmalar, kronik hastalıklar, öksürük, ödem, açlık, korkulu fanteziler, korkular, kabuslar, gut hastalığı, kangren, hemoroit, işitme sorunları, cüzam, deri enfeksiyonları, zehirlenmeden kaynaklanan hastalıklar, dişler, kemikler veya kemik iliğinin zarar görmesinden kaynaklanan hastalıklar yine bu gezegenin yönetimi altındadır.

Satürn’le ilişkili tatlar ve kokular keskin, acı ve ekşi tatlardır. Sesleri baslar, alt notalar, derin, melankolik seslerdir. Satürn’e atfedilen bitkiler büzücü ve tutucu, yani doku üzerinde sıkılaştırıcı, sınırlandırıcı etkisi olan böylece iltihabı ve ağrıyı azaltan (at kuyruğu, ada çayı, servi) bitkilerdir. Satürn ayrıca potansiyel olarak zehirleyici veya toksik olan birçok bitkiyi kapsar (örneğin bıldırcın otu [itboğan], danabağırtan [helleborus], itüzümü]). Bazı bitkiler de kimi özelliklerinden dolayı Satürn yönetimindedir, örneğin kimyon tüttürüldüğünde yüze ölümcül bir solukluk verir. Yunanlar ve Romalılar kimyonu mezarlara koyarlardı. Diğer kadim kültürlerde de kimyon ruhların düşmanca etkilerinden korunmak için kullanılmıştır. Satürn’ün ölümle ilgili niteliklerini çağrıştırdığı için Yunanlılar tarafından Satürn’ün diğer olumsuz özelliklerini de temsil etmek için kullanılmıştır. Marcus Aurelius’a tamahkarlığı yüzünden Kimyon lakabı takılmıştı. Romalılar ayrıca espri yollu olarak mutsuz insanlara kimyon mu yedin derlerdi. Saturn’ün servi üstündeki yöneticiliği de Romalılar tarafından ağacın ölümün simgesi olarak kullanılmasına neden olmuştur. Diğer insanlar uzak dursun diye cenazesi olan evin önüne servi dalı konurdu.

Deborah Houlding

batiniler.com
11-23-2010 02:45 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
Büyük Öğretmen Satürn - Derin - 11-23-2010 02:45 AM
Yorum: Büyük Öğretmen Satürn - aeon - 11-23-2010, 11:58 AM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Satürn - Kısıtlanma - Ödül Hades 26 55,737 03-30-2020 07:12 PM
Son Mesaj: Hattusas
  Satürn Evlerde Angel 127 223,788 01-30-2019 01:26 AM
Son Mesaj: justicee
  Satürn Döngüsü (29 Yaş Bunalımı) Angel 61 98,564 09-02-2018 07:07 PM
Son Mesaj: Feslegen
  Satürn Gerilemesi Angel 12 26,450 04-17-2018 01:11 AM
Son Mesaj: Feslegen
  Satürn yükselenbaşak 71 103,205 04-17-2018 12:59 AM
Son Mesaj: Ahmeedd
  Satürn Burçlarda vivienleigh 39 70,835 02-27-2017 12:39 PM
Son Mesaj: Kumsal
  * Satürn ve Tutkal * astrosohbet 36 60,006 12-31-2012 06:02 PM
Son Mesaj: Presence
  Gezegenler ve Metalleri - Satürn Derin 2 8,503 11-02-2012 01:25 AM
Son Mesaj: Arkadaş
  Satürn ve Saklı Süreç Valde_Amor 14 28,731 10-21-2012 09:51 PM
Son Mesaj: Arkadaş
  Bir Satürn Yazısı Zembul 7 16,321 08-11-2012 04:06 PM
Son Mesaj: Presence

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir