ÇOK YÖNLÜ: Kıvrak zeka, kolay kavrayabilme, pratik ve hızlı sorun çözümü, mantıklı düşünme, düş gücü, yaratıcılık, parçaları bütünleme, gelecei tahmin, sezgi gücü, el becerisi.
YAYGIN İLETİŞİM: Öğrenmeye aşırı merak, bilgi toplama ve başkalarına iletme yeteneği, insanları dinleme, esprilik, hoş sohbet olma, dışadönüklük, yüzeysel yaygın ilişki.
ZİHİNSEL VE FİZİKSEL HIZ: Çılgın bir tempo, hızlı ve çoklukla doğru karar, birden fazla işi aynı anda yapma, kolay algılama.
DEĞİŞKENLİK: Moral ve düşünce bakımından çabuk değişme, yeni arayışlar içine girme, yenilikçilik, bir şeye aşırı bağlanmama.
ENTELLEKTÜELİTE: Entellektüel hayat, olayları yukarıdan izleme ve bütünü görmeye çalışma, zevklilik, sanatkar ruh, şiir, edebiyat, musiki, ilkelerle düşünme, olaylara veya kişilere değil sistemlere yönelen eleştiri, halka inmede güçlük çekme.
ÖZGÜRLÜK HAVAİLİK: Özgürlük tutkusu değil yaşanan özgürlük, özgürlüğü herkes için isteme, baskıya direnme, kısıtlamalara karşı
koyma, inisiyatif kullanma meyli, havalılık, uçarılık, gezme ve eğlenme arzusu, gelecek bir kaygı duymama.
İŞ HAYATINDA PLANLAMA, ÖZEL HAYATTA PLANSIZLIK: Plan ve proje yaptıktan sonra işe başlama, kısıtlama olarak kabul ettiği için özel hayatında gelecek için planlama yapmama.
YARDIMSEVERLİK: Marko paşalık, dert dinleme, gücü yettiği oranda yardımcı olma ancak yardım edemedikleri için de üzülmeme, müsriflik ölçüsünde cömertlik, ancak aptal yerine konulmaktan ve kullanılmaktan hoşlanmama.
AÇIK FİKİRLİLİK: Zamanının kısıtlı olması nedeniyle düşündüğü açıkca ve doğrudan söyleme, ancak özel hayatını dokunulmaz kılma, başkalarının özel hayatını da.
YAYGIN ELEŞTİRİ: Hoşuna gitmeyen aykırı hareket ve davranışları şiddetle eleştirme; kabalığı, ihaneti, bilgisizliği ve baskıyı affetmeme, bazen eleştirilerini dedikoduya dönüştürme.
İKİZLERE DAİR
DOĞARKEN
İlk baharın içimizi ısıtan ilk günleri… Ağaçlar çiçeklerinden arınır ve dallar meyveye durur.Önce kirazlar olgunlaşır ve sonra diğerleri olgunlaşmaya yüz tutar. Biraz yükseklerde kır çiçekleri boy gösterir. Kelebekler tırtıllıklarından kurtulup rengarenk kanatlarıyla o çiçekten bu çiçeğe uçmaya başlar. O günlerde bir bebek doğar.Aile kalabalıklaşır. Sanki annesi, bir bebek değilde bir kaç tane birden doğurmuştur. Öylesine gürültülü, öylesine değişkendir ki bağıra çağır ağlarken aniden gülmeye başlamaktadır. Annesi babası onu tek bir bebek sansa da aslında o kendi içinde ikiz, hatta üçüzdür. O, ikiz kardeşlerden daha fazla İKİZLER karakteri taşır.
BÜYÜRKEN
Sanki ” Bu dünyada ne işim var?” der gibi sürekli ağlayan bir bebek. Lahana sarmasına benzeyen tombul bir çocuk. Annesi babası telaşlanmasın, ergenlik çağına geldiğinde tırtıllıktan kurtulacak ve tığ gibi bir delikanlı, yada endamlı bir genç kız olacaktır. O, diğer bebeklere, daha doğrusu bebeğe benzemez.Söylediğiniz her şeyi, yaptığınız her hareketi anlar. Yaramaz mı yaramaz. Canı istediğinde uyur. Bebekliğinde bile baskıyı algılar ve karşı koyar. Herkesi ilgiyle izler ve çabuk öğrenir. Azarlarsanız hemen küser, suçluysa şirinlikler yaparak kendisini affettirmeye çalışır.Sizi çıldırtabilir ama onu sevmemek de elinizde değildir. Okul döneminde, ”Elin çocukları sürekli ders çalışırken benim çocuğum oyun oynamaktan ders çalışmaya fırsat bulamıyor…” diye üzülmeyin. O, okulda öğretmenini dinler ve öğrenmesi gereken herşeyi öğrenir.Bunuda karnesiyle ispatlar. Sınıfın ya en başarılısıdır, yada en başarılılarından biridir.Geniş bir arkadaş çevresi vardır. Ancak yanlış arkadaş edinmesini konuşarak önlemeye çalışın, zira yanlış arkadaşlayanlış şeyler yapabilir.
DÜNYAYA GELİŞ AMACI
İkizler insanı, görmek, denemek, algılamak, öğrenmek, bilmek için doğmuş gibidir. Merak eder veya şüphelenir, araştırır, okur, konuşur, konuşturur, dinler, gözler gözlemler, ancak yargıda bulunmaz. Yargılamak onun amacı dışındadır. ”Allah ne ilginç şeyler, ne güzellikler yaratmıştır… ”sözünü ondan çokca duyabilirsiniz. Zira gördüğü her güzellik kendisini şaşırtır ve durmadan yenilerini aramaya sevk eder. Değişik şekillere bürünmüş yıldız kümeleri, kayaların dibinden fışkıran ırmak, dalında goncalaşmış gül, yaprak üzerinde ki çiğ damlası, uçan bir kuş, herşey onun büyülenmesine sebep olur. Yeni şeyler görmek, kendisini şaşırtan şeylerin özelliklerini, sebeplerini ve sonuçlarını öğrenmek amacı haline gelir. Onun çerçevelenmiş sabit bir fikride yoktur. Her gördüğü yeni şey, her öğrendiği yeni bilgi, onda yeni düşünceler oluşturur. Evreni didikle, gizli birşey kalmasın.Başaklar kadar kitap kurdu olmasa da, ikizlerin kendisi bir kütüphanedir. Gerektiğinde zihni, Merkür hızıyla kütüphanede ki bilgiler arasında dolaşır, ışık hızıyla bağlantılar kurar ve sonuca ulaşır. Her hangi bir ikizlerde bu amaç bulunmuyorsa, o yanlızca bir dedikodu kumkuması haline dönüşecektir.
İKİYÜZLÜ YADA DEĞİŞKEN
İkizler insanı da, diğer burç insanları kadar ikiyüzlüdür. Ancak onun ikiyüzünde farkılı iklimler bulunur ve bu iklimler göz açıp kapatıncaya kadar ağlamaktan gülmeye, iyimserlikten karamsarlığa, küskünlükten barışa… doğru değişime uğrayabilir. Bu nedenle ikizler burcu, biri güler yüzlü, diğeri somurtkan iki insan şeklinde sembolize edilmiştir. Diğer yandan ikizler insanı sözünde durmamakta, randevularına geç kalmakla suçlanır ki doğrudur.Gelir ona derdinizi anlatırsınız;eşinizle aranız bozulmuştur, borcunuzu ödeyememiş ve evinize haciz gelmiştir, hastanız vardır ve tedavi ettirecek imkanınız yoktur, acilen işe ihtiyacınız vardır;öylesine çaresiz bir şekilde anlatırsınız ki sizin için sizden daha fazla üzülür ve yardım etme arzusu duyar. Ve söz verir. Bu anlamda o kadar çok söz verir ki, verdiği sözleri yerine getirmek artık SULTAN SÜLEYMAN için bile mümkün değildir. Genellikle randevularına da geç gider, zira ya yolda bir dostuma rastlamış ve biraz gevezelik etmiş, yahut birisi yolunu kesmiş kendisine derdini anlatmaya başlamış ve susmak bilmemiş veya öngöremediği şekilde trafik sıkışmıştır. Yada iptal edip hiç gitmez. Bilin ki ya aynı saatte yanlışlıkla başkalarına da randevu vermiştir, yahut çok daha fazla önem verdiği yeni bir iş çıkmıştır. Ancak öyle nazikane bir şekilde mazeretini anlatıp gönlünüzü alır ki ona darılmanız mümkün olmaz. İkizler insanı hiç bir fikre körü körüne bağlanıp kalmaz. Boğa ve Akrep gibi sabit fikirli veya muhafezekar değildir.Öğrendiği her yeni şey, doğu bildiği şeylerin değişmesine, yani bir çehre kazanmasına sebep olur. Yanlışlığına inanmışsa, fikirlerini değiştirmekte tereddüt etmez. Buda konulmuş toplumsal kurallara bağlı burç insanlarının şimşeklerini üzerine çekmesine neden olur.
ÇALIŞMA HAYATI
Çalışma hayatında sessiz, sakin, kendi halinde biri değildir ikizler insanı. Çalışkanlığıyla, birkaç işi aynı anda yapabilme yeteneğiyle, sinirli ve eleştirel tavrıyla, meseleleri kolayca anlayıp problemlere kısa yoldan çözüm bulmlarıyla ön plana çıkarlar. Gerek ekip içinde, gerek tek başlarına başarılı sonuçlar alabilirler. Ancak olabildiğince özgür düşünmek ve özgür çalışmak meylindedirler. Memurluk ve mesai kavramı yaratılışlarına aykırıdır. Üzerinde baskı olmasa daha hızlı düşünür, daha çabuk karar verir ve işleri daha kolay sonuçlandırırlar. Ancak belirli aralıklarla dinlenmeleri gerekir. Makam ve şöhret gayeleri olmasada, amirlerince taktir edilmek hoşlarına gider, motive olmalarını sağlar ve performanslarını arttırır. Yapabileceklerinin en çoğunu, en iyisini ve en güzeliniyapmak için çalışırlar. Ancak üzerlerinde baskı kurulur, hoşlanmadıkaları şeyler yaptıtılmaya çalışılırsa vurdumduymaz olur, çalışıyormuş gibi rol yapar.
ALINTIDIR.
KAYNAK:
http://www.burclarfal.com/