[Arkadaş]

(12-30-2012 11:22 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  

ne saçmalaması yahu.! iyi gidiyordu...

sen bu örneğinde, ihtiyaçtan kaynaklanan bir seçimle alakalı bir örnek verdin.
şimdi de ihtiyaçları ve içtimai hayatın bize empoze ettiklerini bırakıp da salt düşünce zemini üstünde düşünelim.

yine aynı düşünce muhalefeti olurdu. O örnek kalıp düşünme mekanizmasınada uyuyor aslında.

[bu şarkı yarınlara]

(12-30-2012 11:26 PM)Neptunian Yazılan:  Az açı yapan merkür mantığına örnek

Îki insandan biri diğerine bir soru sorar ve cevap alamaz. Cevap alamayınca bu kez 'morali bozuk galiba' diye düşünüp hatırını sormak ister NASILSIN ? der ve yine cevap alamaz. Cevap alamaz çünkü o diğeri tarafından umursanmıyordur. Cevap vermeyen kişi oysa başkalarının her sorusuna cevap veriyordur, başkalarının özel günlerini gülücükler saçarak kutluyordur, başkalarıyla rahatça paylaşımlar yapıyordur. Nasılsın diye hatırını soran kişiyi ise tınlamıyordur. Doğum gününü bile öylesine sırf kabalık etmemek için yüzeysel şekilde kutlamıştır...

Az açılı merkür mantığı der ki :

Bu ikisinin artık konuşacağı + paylaşacağı HÎÇBÎRŞEY kalmamıştır. Ömür boyu iletişim kurmasalar bile olur.

açısız merkür bir sonuç olmuş burada.
sebep ise: kalbi taşa çevirmiş pluto olabilir... tavuk vicdanlı biri bu kişi.

[Arkadaş]

Alıntı:Açısız merkürde asabi yapı oluyor çoğunlukla (izlenim)

+++ merkür kare açıları

[bu şarkı yarınlara]

geçenlerde dinledim. bir insan evladı yirmi senedir tekerlekli sandalyeye mahkum... bacaklarında atması gereken hayat belirtileri ölmüş.! damarlarındaki çiçekler solmuş.! umutlar bitmiş. artık geriye dönülemeyecek bir hal almış...

yaşamak, devam etmek için ölmek gerekiyormuş ama... doktorlar bir gün o hastaya demiş ki ya bacakların kesilecek ya kesilmeyecek ama oradaki kurumuşluk, her yerine yayılacak kalbin de taşlaşacak. ve zamanla öleceksin.

ama hayat işte... yeni bir tedavi yöntemi buldu bir türk doktor. kangren olanı kesmek gerekmiyor artık yaşamak için. kangren olan yere takviye bir damar ekleniyor ve orası beslenmeye başlıyor. yirmi senede iyileşemeyen biri bile birkaç saat sonra ayağa kalkıp yürüyebiliyor.

zeka işte...

[Presence]

(12-30-2012 10:44 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  

(12-30-2012 04:14 PM)Presence Yazılan:  [quote='bu şarkı yarınlara' pid='187340' dateline='1356853865']
merkürü daha az açı yapan insanlar, düşüncelerinde daha mı radikaldir acaba? daha mı keskin doğruları vardır.?

kuramsal olarak mantıklı geliyor. (sağ beyin-sol beyin)
ama yine de gözlemlemek ve tanımlamak adına haritaya ve kişiye bakmak gerekiyor.
bir örnek üzerinde mi çalışıyorsun?
yoksa kuramsal olarak mı ele alıyorsun?
[/quote

eğer yapabilirsem bir genelleme yapmaya çalışıyorum presence.

öncelikle şıunu anlamaya çalışıyorum. insanın hayat felsefesini oluşturan etkenlerin başına neyi koyacağımı bulmaya çalışıyorum... ve tabi bu hayat felsefesi dediğim şeyden kastım, kişinin kendisinin farkında olmadan oluşturduğu bir felsefe dünyası...

sosyolojik hayatımızda yaşadıklarımızla, gördüklerimizle illa ki hayat dersi alıyoruz ve değişime, dönüşüme uğruyoruz. ama bizim aslımız belki de çocuklukta.. insanın özü diye bir şey varsa işte tohumları biz farkında olmadan attığımız yere gelmek istiyorum.

neden diye soracak olursan yaratılıştaki mayamıza en yakın halimiz, çocukluk halimizdir. Çünkü çocukken zihnimiz kalıplaşmamıştır ve düşünce sistemimizde oldukça özgürüzdür..bütün atları koşturduğumuz bu muhteşem inşalı binada ne kadar çok birleşmiş gezegen varsa, başka bir deyişle, merkürümüz ne kadar açı almışsa hayatı, karman çorman diye mi algılıyoruz??

onu bütün bakış açılarına daha o dönemlerimizde maruz mu bırakıyoruz?? sonra bu "sonuna kadar gidememe" talihsizliğini üstümüze yapıştırmış mı oluyoruz.?

çocukluk evet.
benim de üstünde sıkça durduğum bir geçmiş yaşam gerilemesi.
zaman akıp giderken, birden kendimi çocukluğumda buluyorum.
bazı olayları tekrar yaşıyor olup olabileceğimi düşünüyorum.
veya o olayın bir algı farklılaşmasına sebep olabileceğini.
bazı olayları çok net hatırlıyorum.
ve hatta bilinçsiz bir şekilde kin tutmama sebep olup olmadığını düşünüyorum.
-

ebeveyn çocuk ilişkisi anne karnındayken bile devam ediyor.
çocuk her anlamda dış dünyadaki olaylardan etkilenme olasılığı yüksek bir formda.
mayalanma evresinde...

çocuk doğuyor,
bir süre geçiyor,
ama çocuk hala bir hamur gibi.
ona verilen eğitim şekli,
çocuğun gelişimini doğrudan ilgilendiriyor.
aile çocuğuna nasıl davranıyor?

bütün sorunların kökeninde aile ilişkisini ele almamız gerekebilir.

[bu şarkı yarınlara]

çocukken, eylemlerimizi daha çok etkiliyor aileler,. şunu yapma. onu yaparsan böyle olur. bunu yaparsan döverim seni . iğne yaparım gibi şeyler söylediği için yani diekt olarak bir empoze olduğu için çocuk, daha çok ne yapıp ne yapmayacağını öğreniyor.
benim kastettiğim şey ise çocuğun merak ettiği şeyler. toplumsal çıkarımları bertaraf edip (ki ne kadar edeceğimiz meçhuldür) astrolojik fotoğrafı baz alarak konuşsak da mı aynı sonuca ulaşırız.?

[Presence]

çocukken ailede yaşanan ve sonra unutulan bir çok davranış,
çocuğun aile kavramına yaklaşımını gösterebilir.
ileride kuracağı aile yapısı açısından da çok önemli.
ailesinin onunla nasıl ilgilendiği, nasıl şartlar altında olduğu, ayrıca onun yaşama karşı olan duruşunu ve yaşam kalitesini de belirliyor.

dahası kişi bu duruşla mücadele etmek zorunda kalabilir.
kendi ailesini eleştirmeye yöneliyor.

diyelim ailesiyle sorunları olan birinden hoşlanıyorsunuz,
lütfen düşünün, sizin de ailenizde onunla beraberken benzer sorunlarınızın olabileceğini.

çocuklar (kız erkek fark etmeksizin);

kendi ebeveyn ihtiyaçlarını çoğu kez, hoşlandıkları insanlara yansıtabilirler.
eski ailede çözülmemiş ebeveynsel bir sorun, yeni aile kurulan insanla tekrar ortaya çıkabilir.
geçmiş yaşamda çözülmemiş bir sorun bu kez evlilik sorunu haline gelebilir.

[Presence]

ben açıkçası ailemle iletişim kurarak aramızdaki sorunların aşılabileceğini gördüğüm için kendimi şanslı sayabilirim.
ailemizde sorun olması, bizim sorunumuz.
ve bu sorunu önce yapabiliyorsak aile içinde çözmeliyiz.
aksi taktirde,
bir başkasıyla çözmeye kalkışırız.
bu şekilde de çözülebilir gerçi.
ama bu fazladan bir çaba gerektirir takdir edersiniz ki.
düşünsene sorunlu bir ilişkin var.
ilişkin kafadan sorunlu.
sorun nerede başladıysa, oraya dönmeli
ve orada çözmeli.

[bu şarkı yarınlara]

biz çocukken annemiz babamız ne derse doğruydu. herhangi bir tartışmanın haklı tarafı hep onlardı. (bu tartışma anne ve babamız arasında olduğunda ise üzülürdük, daha duygusal zamanımızdaysak ağlardık)

ergenlikteyken onlar bizi anlamaz hatta hiçbir şeyden anlamaz oldular. düşünemeyen oldular.

büyüyüp çalışmaya başladığımızda ise onların biz çocukken söylemeye başladıkları kulağımızda yankılanıyor birer birer. onları anlıyoruz. yine onların hep doğru söylediklerini biliyoruz.

[nisan15]

(12-30-2012 10:53 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  

(12-30-2012 06:09 PM)nisan15 Yazılan:  Bol açılı bir merkürüm var
Merkür pluto karsıt sivr dil gergin zihin stratejik merkü
Merkür satürn ve mars kare stratejik merkür biraz da kızınca ne yaptığını bilmyecek kadar kendinden gecen bir merkür
Merkür neptün 120 sanatsal zeka (aslında ben sanat ile hatta müzik ile ilgilenmeli idim cok mutlu ederdi bu meslekte olsa idim ben)i
lakin tek sorun venüs ve jüpiter ile 45 lik açı yapmış olması biraz zayıf kalmıs o gezegenlerde.
Uranüs ile ise hiiic bir alakası yok Yani dahi değilim

peki kafan hiç karışık olmuyor mu? zihinsel çelişkilerin seni rahatsız edecek boyutta mı yoksa rahat mı.?

Ohooo kafam hiç düzgün olmuyor ki hep karışık çelişki. çelişki, çelişki kararsızlık hat safhada celişkiler beni fazlasıyla rahatsız eden boyutta öyle böyle değil..