[Derin]

Akrep bütün Zodyak figürleri arasında en çok cinsel manyetizmaya sahibi, ezici bir biçimde karizmatik, psikolojik olarak bir muamma olma imrenilesi ününü elinde tutar. Harika!.. Fakat elbette kötü yanları da vardır (bütün diğer burçlar gibi). Akrep ayrıca kurnazlık, aldatma ve hile anlamlarına varan bir kendini koruma ve gizliliğe sahip olmasıyla epey bir olumsuz ‘anahtar sözcük’ sahibidir. Bütün tarih boyunca Akrep hiç bitmeyen bir saldırıya maruz kalmıştır: Karanlık, savunmacı, yüzeyin altında güdülerle hareket eden, güçlü bir duygusal enerji kaynağına sahip bir burç olarak görülen Akrep genellikle yalancıları, hainleri, arkadan vuranları, asalakları insanı kullanan, istismar eden her türden kötü karakteri temsil etmek için kullanılmıştır. Sokuşundaki öldürücü hainlik yüzünden akrepler, ortaçağlarda kötülüğün, ölümün ve kendi çıkarına hizmet etmenin amblemi olmuş ve Hıristiyan sembolizminde İsa’yı ele veren havariyi temsil etmiştir. [1] Neyse ki – bu kötü çağrışımlar ışığında – Akrepler ayrıca asla yıkılmaz savunmalarıyla ve rakiplerini yıkılmaz iradelerine enerji veren amaçlarında sebat ve kararlılıklarını hafife almaya kandırma yetenekleriyle de ünlüdürler.

Geleneksel astroloji metinlerinin kasvetli ve karanlık vurguları, Akrep’in temel dinamiklerini tek yanlı gösterir. Bu dişi, plegmatik, gece, sonbahar burcunun her özelliğine bir ‘karanlık’ nüfuz etse de, astrolojik unsurlara dair ahlaki yargılarımız genellikle yerinde değildir. Hiçbir burcun baştan ahlaki olarak kötü olduğu söylenemez, her burç sadece bir arketipsel temayı temsil eder ve söz konusu temanın iki ucunu bir araya getirir. Akrep’in hilebaz olduğu sonucu yanlışlık ve doğruluk temasının bir parçasıdır ve hepimizin kabul edeceği üzere, hilebazlıkta usta olan insanlar, aynı zamanda onu en kolay fark eden insanlardır. Aldatmayı görme, boş işleri reddetme, yüzeyin arkasını görme yeteneğine sahip olan Akrepler gerçeği olduğu gibi ortaya sermekten korkmazlar, onlar birçoklarımızın kabul etmeye hazır olduğundan daha eksiksiz bir hakikatin elçileridirler, Akrep’in gerçeklere nüfuz etme gücü, rahatımızı bozacak kadar keskindir. Akrep’in paradoksu, sizi kandırdığı zaman, bunu size hiçbir şekilde belli etmemesinde yatar. Bu burçla gerçek iletişim demek, ne kadar kaba, bodoslama kaçarsa kaçsın, dürüstlük demektir. Onu kandırabilmeniz hiçbir şey ifade etmez, önemli bir konu söz konusu olduğunda akrep kül yutmadığı gibi, nezakete ve oyunlara harcayacağı vakti de yoktur.

Geleneksel olarak Mars tarafından yönetilen Akrepler (soylu amaçlar için olduğu kadar kendi çıkarları için) görünürde yıkıcı ve göz korkutucu olan şeylerde gerçekten yeteneklidirler; çünkü Mars’ın hüküm sürdüğü yerde uzlaşmaya çok az yer vardır; güdü etkin saldırı veya stratejik savunmadır; bir santim bile vermemek için ne gerekiyorsa, şarttır. Fakat Mars’ın doğrudan ve aktif ilkesi onun gece ifadesinde yüceltilir ve tıpkı bütün su burçları gibi Akrepler de nadiren saldırıları başlatırlar, esasen onlar güçlerini saklamak isterler. Bu arkaplanda tutulan harcanmayan enerji neredeyse elle tutulur bir manyetizmanın, akut savunma güdüsü uyarıldığı zaman ortaya çıkan akreplerin halesindeki güç duygusunun ardındaki temeldir. Ne kadar çelişkili görünürse görünsün Akreplerin en savaştaki en güçlü yanlarının saldırı değil savunma olduğunu unutmamak gerekir. Burada katılık uzun bir sabrı ve kararlılığı getirir. Onların doğal direnci duygusuz görünmelerine neden olabilir. Kadim sembolizm ve mitolojilerdeki akrep tanrıların rolünü düşünün; bu tanrıların işi değişmez bir şekilde bekçilik, gardiyanlık ve korumacılıktır; onlar dışsal uyaranlardan bihaberken sınırlarını aşanlar üzerine ipini koparmış bir intikamcı zalimlik taşırlar.

Akrepler bir çatışma durumuna girdikleri zaman hareket biçimleri onların semavi desenini belirleyen yersel yaratığı hatırlatır: bütün akrepler zehirlidirler ve hepsi avcıdır; fakat hiçbir zaman avlarının peşinden koşmazlar, sabırla, gerekirse aylarca beklerler, ancak avları çok yaklaşıp çok az kaçma şansı kaldıklarında hızla atılırlar. İş dünyasında ve savaşta Akrepler hareketleri önceden kestirilemez rakiplerdir; özellikle birleştirilmiş bir gücü hesaplayıp, kontrol altında tutup maksimum etkiyle saldıracakları ana kadar geride tuttukları bir konumdaysalar böyledir bu. Bunun bir sonucu olarak Akrepler askeri liderlikte, siyasette, mahkeme münazaralarında harikadırlar; İkinci dünya savaşanın Patton, Montgomery ve Rommel gibi liderlerinin hepsi serinkanlı, çok az çabayla çok büyük zarar vermek için planlanmış bir oyunun oyuncularıydılar. Kendi sinirlerine hakim olma ve vakti geldiğinde tereddüt etmeden vurma kapasitesi hiç kuşkusuz Bill Gates’in iş dünyasında eşit ölçüde başarılı olmasını sağlamıştır.

Yüzeysel parıltının ardına nüfuz edebilme kapasitesi Akrebin sempatiyle bağlı olduğu Başakla paylaştığı bir özelliktir. Yine de bu yakınlıkta Akrep’in insafsız bakış açısı dünyevi bilgelikle yüklüyken Başak doğuştan gelen bir saflığın kurbanı gibidir. Bu burçların yakınlıkları bağırsakları temsil eden gliflerinde de ortaya çıkar. Bu durum her iki burcunda güdüsel tepkilere hassas olduğunu gösterir. Beyinden değil de karından gelen itki her iki burcun da duygusal tepkilerinde ve karar verme süreçlerinde önemli bir yer tutar. Bununla birlikte Başak burcunda glif kendi üstüne kapanarak kısırlığı, kendi içinde kalmayı, alma ihtiyacını, tamlığa ermek için tüketilmeyi gösterirken Akrep glifinin dışa doğru uzanması kör gözüne parmak bir fallik durum olarak kolayca sınırlandırılamayan bir enerjiyi, nüfuz etme, işgal etme itkisini ve bunu yaptığı zaman azimli ve odaklı tutumu gösterir.

Her iki burçta dişi burçtur, bu yüzden hiçbiri içsel enerjinin kolay, dışavurumcu boşalmasında rahat değildirler; Akrep plegmatik bir mizaca sahip olduğu için içselleştirmeye daha fazla itilir. Akrep nüfuz edebilmek için önce kendine çekmelidir; o sizin alanınıza elini kolunu sallayarak girmez, sizinle flört etmez, sizi tatlı sözlerle kandırmaz, sadece kendi enerjisinin sizi cezbetmesini sağlar, sırlarınıza nüfuz etmeden önce sizi savunmanızın en düşük olduğu yere çeker. Başak gibi Akrep de güçlü bir analiz yeteneğine sahiptir: derinlere dalar, parçalar, gerekli ve gereksizi ayırır, samimiyetsiz olanı bir kenara bırakır. Oysa Başak’ta Merkürcü bir analiz ve bütünleştirme süreci işler. Akrep tümüyle güdülerine güvenir, hızlı akli değerlendirme kapasitesinden yoksun oluşu yüksek ölçüde duygusal/psişik hassasiyetiyle ve bir probleme gerçek kendiliğinden ortaya çıkana kadar odaklanabilme kapasitesiyle fazlasıyla telafi edilmiştir.

Bütün su burçları gibi, duygular ve içgüdüler dünyasında Akrep kendini evde hisseder. Onun duygusal rezervleri son derece güçlüdür; sabit doğası kolay harekete izin vermez ve su elementinin kolayca çalkalanmayan, işlenmeyen veya saflaştırılamayan nadir inilen derinliklere damla damla girmesini sağlar. Astrolojik sembolizmin yer tespit etmeye dair pratik kullanımında ‘sabit su elementi’ uzun süre içinde biriken, buzun soğuğuyla veya çamurun ağırlığıyla tutsak kalmış göletleri temsil eder. Bu su ancak çok büyük bir güçle ve çabayla hareket edebilir; sel taşkınları, sel felaketine uğramış toprak, yıkıcı toprak, çamur kaymaları buna örnektir. Su ile insani duygular arasındaki benzerliğe bakarsak, bu burcun derinlik psikolojisiyle neden doğal bir bağlantıya sahip olduğunu anlarız: Akrep hayatın gizli yönlerine dair derin bir içgörüye sahiptir; burcun bir sonbahar burcu olması özelliğinde bile, vurgunun yüzeyde değil, temele, köklere geri dönme ihtiyacına doğru değiştiğini görebiliriz. Burada yıkım ve yaratıcılık buluşarak cazibe ve itme arasında devasa bir simyasal tepkiye neden olur. Nasıl olumlu ve kontrollü enerji bütün direnç gücünü süpürme gücüyle donanmışsa, olumsuz ve kontrol altında olmayan güç de yıkım kuvvetine sahiptir.

Akreplere, böceklere büyük bir saygı duyan Mısırlılar toprak altında yaşayan yaratıklar ile hayat, ölüm ve yenilenmenin kimyasal ve majikal süreçleri arasındaki bağlantıyı görmüştür. Onlara göre yeryüzündeki en iyi şey zengin bir toprakta doğmaktı ve Nil deltasının kara, verimli çamuru onlar için Prima Materia (İlk Madde) idi. Burada çürüyen unsurlar yeni bir hayatın ortaya çıkmasını sağlayan çekici bir tepkimeden geçecek şekilde yaratımın kazanında kaynardı. Bu kara, çamurlu toprağa onlar Kemit derlerdi. Bu kelime yunanlılara khemia diye geçmiş ve alşemi, simya kelimesinin kökenini oluşturmuş, modern dünyada ruhani boyutunu kaybederek kimya kelimesine dönüşmüştür. Bütün su burçları bereketli potansiyelleriyle bilinse de karanlık, çamurlu ve sabit Akrep’te bu yaratıcı güçle tam anlamıyla karşılaşırız.

Zodyak burçları ile onların yönettikleri vücut kısımları arasında da benzeri ilişkiler söz konusudur. Bunlar hiçbir zaman gelişi güzel bağlantılar değildirler ve bize her burcun daha derin anlamlarını keşfetme imkanını sunarlar. Akrep avdet bölgesini yönetir: dışkı ve üreme organlarını içeren kısımdır bu. Üreme sürekli olma güdüsünü, ‘tohum’ gizli hayat kuvvetini ve henüz ortaya çıkmamış güç kaynaklarını gösterir. Dışkı amacına hizmet etmiş olanı elemeyi gösterir; böylece vücudun yeniden yaratma ve eleme süreçlerinde Akrep’in cazibe, yaratım, yıkım ve yeniden oluşum dansının metafizik yansımasını görürüz.

Bilinçli bir yönelime sahip olmayan Akrepler için bu, inişlerle çıkışlarla, acı ve tutkuyla, her köşe başında değişen deneyim zirveleri ve dipleriyle sonu gelmez, yıpratıcı bir sürece dönüşebilir. Deneyime bu apaçık maruz kalma hiç kuşkusuz acı, ıstırap, zorluk, sıkıntı ve acılı duygular anlamına gelir. ‘Mahrem yerler’ sembolik olarak gizli, ışıksız alemleri gösterir ki burada sosyal olarak kabul edilebilir olmayan bütün ham, tatsız, huzursuz unsurlar kaynarlar. Akreplerin çoğu hayatlarının şu ya da bu evresinde dünyanın acı gerçekleriyle karşılaşırlar ve sabit bir burç oldukları için bu deneyimleri saklarlar: en derin, transpersonel danışma teknikleri bile sadece kavrayış ve kabul etmeyi getirirler, ancak acılı deneyleri hafızadan silmezler. Akrep sayesinde biz bu iblislerle karşılaşır ve onlara fethederiz. Bu yolculuk yozlaşmış davranış biçimlerinin ardında yatan meselelere nasıl katkıda bulunduğumuzu ve bunlar yüzünden nasıl acı çektiğimizi dürüst bir şekilde kabul etmeyi gerektirir. Hiç kimsenin bizzat kendi yaşamadıkça sıkıntı ve acı veren bir olayı tam olarak anlayamayacağı söylenir. Kendinin istismar eden veya istismar edilen kişi olarak oynadığı rolü kabul etmemiş, çemberin dışına çıkmamış ve içeride olup acı çekmeye devam edenlere tecrübenin bilgeliğini taşımamış bir insan bir istismar davranışını anladığını söyleyebilir ki? Bu döngüleri doğal bir biçimde yaşamış olan Akrepler bu konular üzerinde yüzeysel konuşmalardan uzak dururlar. Meselelerin etrafından dolaşmaya dair her çaba samimiyetsizlik ve korkaklık kokar ve gerçekliğin karanlık yönleriyle dürüst bir şekilde yüzleşmede uzun, zor vakitler geçirmiş olan Akrepler mış gibi yapanlar dünyasında yer almak istemezler. Akreplerin alaycı mizah anlayışlarında bile hayata gülebileceğimizi, ama onu hiçbir zaman hafife alamayacağımızı hatırlatma vardır.

Eğer, Mısırlıların düşündüğü gibi akrepler kutsal gizemlere girişi temsil ediyorsa, burçla ilişkili diğer bir yaratığın, kartalın, Akrep gücünün daha yüksek bir ifadesi olduğunu düşünebiliriz. Ibn Ezra da dahil olmak üzere birçok kadim astrolog için kartal sembolizmi bu burcun bir parçasıdır. Zaten Hezekiel’in Eski Ahit’te bahsedilen görüsünün Babil astrolojisinden alındığı ve ‘sabit madde haçını’ temsil ettiğine inanılır.

Yüzlerinin benzeyişi ise, onlarda insan yüzü [Kova ], sağda dördünün aslan yüzü [Aslan], solda dördünün öküz yüzü [Boğa], dördünün de kartal yüzü [Akrep] vardı. Hezekiel 1, 10.

Aziz Yuhanna’nın Vahiy kitabında da bu görüden bahsedilir. Fret Gettings Gizli Zodyak eserinde şunları yazar:

Aziz Yuhanna’nın kartalı Akrep burcunun kartalıdır. Bütün burçlar için de yalnızca bu burçta iki sembol vardır, kartal sembolü Akrebin kurtarılmış, ruhanileşmiş doğasını, akrep ise kurtarılmamış, dünyevi yanını gösterir.

Yerde sürünen akrepten gökyüzünde süzülen kartala geçişte (o da bir avcıdır); sabır ve nüfuz etme kapasiteleri var olmaya devam etmektedir, kartalın yükseklere çıkabilme ve uçabilme yeteneği yıkım ve yenilenme sürecini bir tekamül sürecinde birleştirir. Aquila Kartalı takım yıldızının ismini yaz gündönümünde aldığı teorisi – yani Güneş’in en yüksek noktada olmasının sembolü en yükseklerdeki kuş olarak – kartalın zümrüdü anka kuşuna dair ‘akrep mitolojisi’ temsil ettiğine dair görüşü doğrulamaktadır. Nitekim Zümrüdü Anka kendi yuvasını bir ölü yakma yığınına dönüştürdükten sonra (Romalı tarihçi Pliny’e göre) cesedin kemiklerinden ve iliklerinden küçük bir solucan olarak çıkarak tekrar dirilen bir kuştur. Bütün Akrepler kendilerini bu ruhani dönüşüm yolunun yolcusu olarak hissederler ve onların zihin derinlikleri derinlik psikolojisi kadar felsefi yükseklere de dalmaya hazırdır.

Böylesine yüksek bir amaca sahip yolculuğa çıkmaya hazır olan Akrepler birçok insana fazla yoğun, mahrem konular söz konusu olduğunda fazla acımasız, kıskanç, korumacı, yoluna çıkanlara fazla düşman görünebilir. Akreplerin duyguları güçlü ve tutkuludur, fakat derinden ilerlerler ve kolayca dışa vurmazlar. İlişkileri çok nadiren rahat ve kolaydır, çünkü cinsel çekim onlar için kendi duygusal güçlerini ve dönüşüm yolculuklarını keşfetme anlamına gelmektedir. Tutku yoksa tam bir buz kütlesine dönüşerek partnerlerine tam bir terk ediliş duygusu yaşatabilirler. Akrepler son kertede kendi yollarını izlerler, ancak ittifak kurdukları insanlara soylu bir şekilde bağlılıklarını korur, sorumluluklarını ciddiye alır, samimi bir şekilde onlara sunulan güvene layık olurlar. Kişisel manyetizmaları birçok insanı onlara çekilmesine neden olur, eğer liderlik koltuğuna otururlarsa onların harekete geçirici gücü diğer insanlar üzerinde güçlü bir etkide bulunur ve azimleri genellikle başarı anlamına gelir. Fakat uzun süre dikkat merkezi olmak istemezler, parlak gün ışığa onlara göre değildir. Her ne kadar ipleri ellerinde tutmayı sevseler de bunu kişisel mahremiyeti koruyacak şekilde sahne arkasından yapmayı isterler. Akrepler ince, maharetli parmaklara sahiptir, fakat bu parmakların sıkıldığında demirden bir yumruğa dönüştüğü asla unutulmamalıdır. İnsanlar ya onları çok sever ya da onlardan nefret ederler. Hisler ne olursa olsun Akrepler her zaman dikkat edilmesi gereken bir güç kaynağıdırlar.

© 2010, BATİNİLER.