[Mavisahram]

Bu suan aciklamak icin beni asan uzun uzadiya bir düsünce ve ardindan yazima dökülmesi gereken bir konu diye düsündüm simdi...

Ayrica Satürn döngüsünü yasamaya ramak kalmis bir kisilik olarak... Bir kac bir sey karalayayim...

Bir arkadasin yukarida yazdigina katiliyorum.. duygular ve fikir yani düsüncelerin catismasi durumu 30 yas alti icin...
Sanirim ay ve satürn zitligi konusu bu...

Kemiklesmeden önceki kaliblara girme cikma durumu... (aile yeterli egitime sahip degilse özellikle bu durumda cocuk icin hayli zor bir gecis + evlilikler genellikle 30 yas altinda duygularla atildigi icin daha bir zorlanma ve ya sonuclanan evlilikler + kisiligin kendini gelistirmedeki zayifligi, tembelligi ya da isteksizligindeki durumlarda ki zorluklar) =Ay

Bence yükselen burcuna gecmesinden ziyade, artik kemiklestigi icin, kendi astrolojik verilerine göre davranma hali... ama günes (öz) burcunu hala icinde barindiriyor olacaktir... ila ahir...

[arzu]

(05-14-2012 07:50 PM)mili Yazılan:  

(05-14-2012 06:51 PM)arzu Yazılan:  

(05-14-2012 01:32 PM)mili Yazılan:  evet bu sorunun cevabını ben de uzun zamandır merak ediyorum ,

1977 doğumluyum - , 35 mi oluyor

burcum balık yükselenim ikizler olarak , bunu çok fazla derinden hissettim , otuzuma kadar tipik bir balıktım , alıngan , duygusal , hülyalı , hayalci , bu hayalciliğim yüzünden zaten hayatıma bile yön veremeyen bir kişiydim ( güneşim ve neptünüm kare açı ----merkürüm balık ve neptünümle kare açı bunu da eklersen ortaya 4 tane balık cıkıyo - .duble duble balık ) bu durum okul hayatımı etkılıyordu , notlar malum ..
satürnüm 3. evde olan bır ınsan olarak şunu okumuştum , 30 undan sonmra eğitim hayatına devam etmek ıster , ve gercekten şuan aöf sosyoloji okuyorum ,
ikizlerin öğrenme merakı had safhada , notlarım yüksek , duygusallık alınganlık tamamen gitti , balık ile uzaktan yakından alakam yok gibi bir şey , sadece sezgiler duruyor , çok fazla ve yoğun hissederım herşeyi , ay akrebi de eklersek sezgiler daha da kuvvetlenıyo sanırım

ben kendımde olan durumları yazdım bu konuyla ilgili prfosoyonel bır yazı bulamadım - , sebebını ben de merak edıyorum ama şuan kendımı tam bir ikizler burcu gıbı hıssedıyorukm dıyebılrım

bu arada bir de yükselen burcun taklıt yanı çakma gibi olabılecegını düşündüm hep , şöyle ki : güneşi ikizler olan orjinal , yükseleni ikizler olan çakma ikizler gibi dıyebılrım , ben ikizler burclarını her zaman çok zekı bulmuşumdur benım yukselenım ıkızler ama asla onlar gıbı olmadıgımı bılıyorum , olamam da sanırım . ) .

burada bırısı de yazmıştı yükselen aslan için vermışti bu örneği : buradayım ben dıye görünmek için insanın gözüne sokarcasına çaba gösterıyor dıye yazmıştı , gerçek aslan bunu yapmaz doğal olarak zaten gösler ona çevrilir ..

harıtam :

http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?lang=...=s=outs=24

burcum balık,yükselen ikizler.neptün güneş karesi ve ay akrep ) yalnız ben 30 yaşındayım ve ben de öle eskisi gibi içli biri değilim benden iri daha var sanrım urda..mrb...

aa ciidimisiniz , benım de burcum balık ay akrep yukselen ıkızler , ve o açıda aynıyız galıba , çok enteresan , huylarımız kaderımız de benzıyor mu acaba , ama yaşlarımız farklı ewt . )- ..

evet bi de güneş neptün karemiz ortak..)hiç azımsanmıyacak benzerlikler )

[mili]

peki diğer gezegenlerinizin yerleşimi nasıl , haritanızı paylaştınız mı ?

[mili]

arzu hanım venüs ve marslarımız sanırım farklı baktım haritanızı paylaşmışsınız , benim mars kovada venüs koçta , evler ve açılar falan da farklıdır sanırım , ......

harıtam :

http://www.facebook.com/photo.php?fbid=2...=1&theater

[mili]

pardon , yanlış link vermişim .....hahhahah
puhahapuhahapuhahapuhaha

[bu şarkı yarınlara]

(05-14-2012 01:40 PM)By Ceykp Yazılan:  Astrolog Öner Döşer'de %70 yükselenin etkili olduğunu savunuyor.
Bu çok ciddi bir rakam.
Benim düşüncem yükselen burç şimdiki zaman'ı anlatıyor.
Yükselen burç vasıtası ile, biz bir eylemi gerçekleştirebiliyoruz.
Aynı zamanda 30 yaşımıza geldiğimizde satürn döngüsüyle hayatımızı kemikleştirmiş oluyoruz...
Ve bu noktadan itibaren yükselen burcumuzdaki kişilik özellikleri oturmuş oluyor diye düşünüyorum

genel itibarıyla mı otuzundan sonra mı %70 ?

[bu şarkı yarınlara]

(05-14-2012 01:48 PM)Félicé Yazılan:  

Alıntı:Dış dünyaya gösterdiğimiz yüzümüzün mü gerçek yüzümüz olduğunu görmeye başlıyoruz artık...

Carl Gustav Jung, asc'ye persona der. İnsanın gerçek özünden en uzak olduğu nokta der burası için. Adı üstünde maske. Yani otomatikleşmiş bir davranış kalıbı. Mizaç özellikleri. Kimlik değil yani. Bence satürn döngüsünü tamamlayanlar gerçek kimliklerini inşa edebilirlerse, asc dışındaki özellikleri ile davranmaya başlayabilirler. Satürn döngüsünü düzgün tamamlayamayan aynı davranış kalıplarını sergilemeye devam eder. Kopyalamaya devam eder kendini. Bu benim şahsi gözlem ve görüşüm Doğrusunu yüce astrologlar bilir

neden, insanın özüne en uzak nokta olsun ki? anne rahminden çıkş sonrasındaki bir "bocalama", aydınlık dünyaya uyanışta ilk tecrübe (acemilik) olduğu için mi?
sonuçta doğum anında yani bebek, gözlerini gerçek dünyaya açtığında (ilk dakikalarda) onun yanında olan kozmik ışınlar var. DÜnyayı o kozmik ışınlarla "algılamaya, tanımaya" başlamıyor mu?? bu da yükselen burcu olmuyor mu?

[Arkadaş]

(05-17-2012 11:44 AM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  

(05-14-2012 01:40 PM)By Ceykp Yazılan:  Astrolog Öner Döşer'de %70 yükselenin etkili olduğunu savunuyor.
Bu çok ciddi bir rakam.
Benim düşüncem yükselen burç şimdiki zaman'ı anlatıyor.
Yükselen burç vasıtası ile, biz bir eylemi gerçekleştirebiliyoruz.
Aynı zamanda 30 yaşımıza geldiğimizde satürn döngüsüyle hayatımızı kemikleştirmiş oluyoruz...
Ve bu noktadan itibaren yükselen burcumuzdaki kişilik özellikleri oturmuş oluyor diye düşünüyorum

genel itibarıyla mı otuzundan sonra mı %70 ?

Öyle hatırlıyorum.. en iyisi linki vereyim
http://www.onerdoser.com/Y3_1_yukselen-burc.html
İlk paragrafın en altında yazıyor..

[bu şarkı yarınlara]

aldım by ceykp...


"genel itibarıyla" Asc'nin %70 olduğunu ifade ediyor... düz mantığa göre otuzundan sonra bu yüde yetmişlik pay, daha da artıyor...

[Félicé]

(05-17-2012 11:52 AM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  

(05-14-2012 01:48 PM)Félicé Yazılan:  

Alıntı:Dış dünyaya gösterdiğimiz yüzümüzün mü gerçek yüzümüz olduğunu görmeye başlıyoruz artık...

Carl Gustav Jung, asc'ye persona der. İnsanın gerçek özünden en uzak olduğu nokta der burası için. Adı üstünde maske. Yani otomatikleşmiş bir davranış kalıbı. Mizaç özellikleri. Kimlik değil yani. Bence satürn döngüsünü tamamlayanlar gerçek kimliklerini inşa edebilirlerse, asc dışındaki özellikleri ile davranmaya başlayabilirler. Satürn döngüsünü düzgün tamamlayamayan aynı davranış kalıplarını sergilemeye devam eder. Kopyalamaya devam eder kendini. Bu benim şahsi gözlem ve görüşüm Doğrusunu yüce astrologlar bilir

neden, insanın özüne en uzak nokta olsun ki? anne rahminden çıkş sonrasındaki bir "bocalama", aydınlık dünyaya uyanışta ilk tecrübe (acemilik) olduğu için mi?
sonuçta doğum anında yani bebek, gözlerini gerçek dünyaya açtığında (ilk dakikalarda) onun yanında olan kozmik ışınlar var. DÜnyayı o kozmik ışınlarla "algılamaya, tanımaya" başlamıyor mu?? bu da yükselen burcu olmuyor mu?

Bu bir görüş, Jung'a ait. Ama Güneş öz benliği, ol_ması ve gelişmesi gereken özellikleri gösterir. Düşünsene asc yengeç, güneş koç. Yengeç gibi davranan yandan koç. Öz'ünü yaşaması zahmetli. Bazısı için bu daha kolay olabilir. Bu durumda kafamdaki muhalif görüşü de ekleyeyim. Bu adamın asc ve güneşide aynı burçsa nasıl olacak Bu öz kimlik mevzusunu haritanın bütünü olarak değerlendirmek daha doğru olabilir sanırım. Bu konuyla ilgili yazı bulabilirsem eklerim

Alıntı: Persona

Persona sosyal görüntümüzü temsil eder. Persona sözcüğü person –kişi ve personality –kişilik sözcükleriyle bağlantılıdır ve Latincede maske anlamına gelen mask sözcüğünden gelmektedir. Persona kendinizi dış dünyaya göstermeden önce taktığınız maskedir. Her ne kadar bir arketip gibi başlasa da, onun farkına vardıktan sonra kollektif bilinçaltından en uzak olan yanımız olduğunu görürüz.

Bu en iyi haliyle, toplumun bizden istediği rolleri yerine getirirken hepimizin vermek istediği “iyi imaj”dır. Fakat bu aynı zamanda insanların düşüncelerini ve davranışlarını yönlendirmek için kullandığımız “yanlış imaj” da olabilir. En kötüsü de bunu asıl doğamız zannedebilmemizdir. Bazen nasıl görünmek istiyorsak öyle olduğumuza inanırız.