Değerlendir:
  • 35 Oy - 3.26 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kuzey Ay Düğümü Balık Burcunda
Yazar Mesaj
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #4
RE: Kuzey Ay Düğümü Balık Burcunda
İLİŞKİLER

Aşk İLİŞKİSİ

İlişkilerde, Balık Kuzey Düğümü insanı her şeyi geriye doğru yapar. O dışsal sonuçlara bağlı olmayı bırakmalı ve Yüce bir Gü­cün akışına güvenmelidir; bu onun başkalarına çok cana yakın, çekici gelmesini sağlar. Ancak, o rolüne bağlı kaldığında ve dışsal sonuçları kontrol etmeye çalıştığında, başkalarına kişisel olmayan biri olarak görünür. O tüm enerjisini rolüne harcar ve diğer insanlar o rolün altındaki gerçek kişiyi göremezler.
O rolü bıraktığında, yeniden daha insan olur ve kişisel gü­cünün parlamasını sağlar. Roldeyken, o "karakterinin" nasıl dav­ranması gerektiği tanımlaması içinde kalır. Ama kendisi oldu­ğunda, çevresinde olup bitenlere açıkça tepki gösterir, ilişkilerin­de karşılıklı saygı ve takdire yol açan biçimlerde doğal olarak karşılık verir.

Duygulardan Korkmak

Balık Kuzey Düğümü insanı çok dünyevi olma ve yaşamın duyu­sal yanından zevk alma eğilimindedir. Ancak, o kendisini başka bir kişiyle gerçek bir yakınlık içinde, tam olarak birleşmekte fi­ziksel ve duygusal olanı birleştirmekte beceriksiz hissedebilir. Bu yüzden, fiziksel olarak karşılık vermeye çok istekli olmasına rağmen, duygusal olarak içine kapalı ve erişilmez kalabilir. Hatta başkalarıyla derin duygusal bağlardan kaçınmak amacıyla işkolik programlar yaratmak için her çareye başvurabilir. O baş­kalarıyla eşit bir düzeyde ilişki kurma ve savunmasız olmasına izin verme konusunda rahat değildir.
Bu insan, yaşamını analitik bir sürece göre yaşamaya o den­li alışıktır ki, duygusal olarak açık olmasına izin vermek aşina olmadığı bir şeydir. Bir yanı diğer kişiyi yeni bir biçimde deneyimlemek ister, ama o çoğunlukla bilinmeyenin korkusuna kapı­lır. Duygular tanımlanmamış bir enerji bariyeri olabilir, dene­yimlerin önceden tahmin edilemez yönlere yönelmesine neden olabilirler. Duygular mantıklı değildir ve o duygu dalgalarına teslim olması onu mantıklı açıklama âleminin ötesine götürecek­tir.
O, spontane duygular olmadan iş görmeyi yeğler. Kendi ro­lünü bilir: Belli görevleri yerine getirir, belli bir biçimde davranır ve belli durumlarda tanımlanmış tepkiler ve duygular hisse­der. Duyguların doğal akışı içine girmek onun bilinen yapılarını yok eder ve savunmasız olmasını gerektirir. Duyguların akışına teslim olmak bu insanı çok korkutur bu ona ölüm gibi gelir! His­settiği şey aslında egosunun onun başkalarıyla duygusal ve ruh­sal birleşmeyi hissetmesini engelleyen yanının ölümüdür. Ger­çekten de, bu enkarnasyonda Balık Kuzey Düğümü insanına, onu tüm insanlarla birleştiren mutluluk armağanı vaat edilmiş­tir. Ama bunun için, o yapıya sımsıkı tutunmayı bırakmalı ve bi­linmeyene teslim olmalıdır. Onun kurtuluşunun ve tamamlanı­şının anahtarı budur.
Ona yakın ilişkilerinde yardımcı olacak bir şey, cinsel partneriyle belli bir atmosfer yaratmaya zaman ayırmasıdır. Haftada bir akşam dışarıda yemek yemek, romantik bir atmosfer yaratan müzik, mumlar, çiçekler ya da onu romantik bir havaya soka­cak diğer şeyler onun katı rolünden kurtulmasına yardımcı ola­bilir ve ilişkisine duygusal derinlik katabilir. Bu ritüellerin geti­receği sevinç ve zevk fazladan zaman ve çaba harcamaya değer. İlişkiler emek gerektirir ve bu insanın öğrendiği şeylerden biri kendisine düşeni yapmanın önemidir. Belli şeylerin kendiliğin­den meydana geleceğini varsaymak yerine, o partileriyle olumlu bir durumu bilinçli olarak yaratmak için çaba göstermelidir.
Balık Kuzey Düğümü insanı için zorluk sevgiye odaklan­maktır; sevgiyi, onun hangi yöne yönelmesi gerektiğini belirle­meye çalışmadan kabul ederek, onun her olası vizyonu en yük­sek zevki ve mutluluğu yaratmasına izin vermektir. Eğer o var olan sevgiye tümüyle iman eder ve onun olmasına izin verirse, sonuçlar onu şaşırtacaktır.
Elbette, sevgi ancak bazı anlarda görünebilir. Önemli olan o oradayken onun tadını çıkarmaktır; sevgi orada olmadığında, bu insan o sevginin gerçek olduğunu bilmelidir. Verme ya da al­ma açısından düşünmek yerine, diğer kişiyi bariyerler oluştur­madan ve yargılamadan öylece kabullenmek onun koşulsuz sev­giye erişmesini sağlayacaktır.

BAŞKALARIYLA İLİŞKİ KURMAK

Balık Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarda kendi kaygıları­na odaklanmış olduğundan, çoğunlukla, plânlar yaparken diğer insanları hesaba katmayı unutur. Yaşam yalnızca onun için de­ğil, herkes için sürmektedir. Hepimizin gerçekleştirilecek hayal­leri, yapılacak hataları ve öğrenilecek dersleri vardır, ama bu in­san bu bütün tablodan masum bir biçimde habersiz görünür.
Bu onun başkalarının hayallerini gerçekleştirmelerini iste­memesinden kaynaklanmaz. O hizmete yönelimlidir ve yardım etmeyi samimiyetle ister, ama odağı o kadar dardır ki, çoğunluk­la başkalarının vizyonlarını hesaba katamaz. Ve başkaları hayal­lerinin ve gündemlerinin dikkate alınmadığını hissettiklerinde, ona karşı çıkarlar. O zaman bu insan diğer kişinin inisiyatifine körü körüne direnme eğilimi gösterir. O kişi ne zaman plânını öne sürse, Balık Kuzey Düğümü insanı çılgınca bir direnişle tep­ki gösterir onun görebildiği tüm şey bunun onun plânına karşı olduğudur. Sonuç, hiçbir tarafın kazanmadığı ve iletişimin kesil­diği soğuk bir durumdur.
Bu insan, hata yapmasına izin verilmeyen birçok yaşam ge­çirmiştir, bu yüzden, bu enkarnasyonda onun zihinsel bilgisaya­rında kesinlikle "yanılamayacağını" söyleyen bir çip vardır. Bu onun savunmaya geçmesine ve diğer kişinin bakış açısını işitememesine neden olur ki bu onun yanlış anlamalarının çoğunun temelidir. Bir iletişim kanalı oluşturabilmek için, diğer kişinin yapması gereken ilk şey, bu insanın fikrini onaylayarak onun "haklı olma" mekanizmasını rahatlatmaktır. "Kesinlikle haklı­sın. Ve... Benim bakış açımdan, bu şöyle görünüyor..." Burada etkili sözcük "haklı"dır. Balık Kuzey Düğümü insanı, beynindeki bu mekanizmadan çevresindekiler kadar zarar görür. "Haklı olma" ihtiyacı onun endişesinin çoğunu öne çıkarır. O çok fazla düşünmeye başladı­ğında, kendi kendisini şöyle rahatlatmasının yararı olur: "Doğru olan şeyi yaptım. O durumda sahip olduğum Işık'la yapabileceğimin en iyisini yaptım." O zaman, kendisini daha dingin hissede­cektir.
Bu insan, enerjideki değişimlere karşı çok duyarlıdır. O mad­di dünyaya uyumlandığında, her zaman diğer insanların enerji­sine karşılık verir. Tam tersine, eğer kendisim objektif biçimde izleyerek ve maddi dünyadan koparak daha ruhsal bir odak ge­liştirmeye çalışırsa, başkalarının onu etkilemelerine izin vermek yerine, yolunu kendi vizyonuna göre çizebilir. Bu tamamen fark­lı bir realitedir. O, başka insanların duygusal enerji alanlarından çok, ruhsal bir enerji alanına karşılık verdiğini görecektir. Güçlü konsantrasyonunu maddesel dünyadan ayırıp maddesel olmayan bir dünyaya yöneltmek bilinçli bir odaklanma gerektirir. O ken­disini ve bedeninin farklı durumlarda nasıl tepki gösterdiğini ob­jektif biçimde gözlemlediğinde, çevresindekilerin enerji alanları tarafından etkilenmeyen seçimler yapabilir.

BEKLENTİLER

Bu enkarnasyonda kendisi ve başkaları için beklentiler Balık Kuzey Düğümü insanı için en büyük düş kırıklığı kaynağıdır. Ger­çekten parlamak için, o vizyonuyla temasta kalmalıdır bu onun içindeki en iyiyi dışarı çıkarır. Böylece, bir ilişkide, eğer o deneyimlemek istediği şeyin bir vizyonuna sahipse (sürekli olarak iliş­kiye olumlu enerji yüklemek, koşulsuz sevgi akışını sürdürmek, vb.), bu güzel bir biçimde sonuç verecektir. Yolun her adımında o ne yapacağını bilecektir. Ama eğer o neyin ters gittiğine ve di­ğer kişinin onun beklentilerini nasıl karşılamadığına bakıyorsa, her şey yokuş aşağı gitmeye başlar. Onun yaptığı şeye ruhsal bir anlam verecek günlük faaliyetlerinden daha yüksek olan yük­sek bir nedene ihtiyacı vardır.

ELEŞTİRİ VE YARGI

Balık Kuzey Düğümü insanı eleştiriden diğer düğümsel gruplardakilerin korktuklarından daha çok korkar. Herhangi birisinin (özellikle kendisinin!) onun kusursuz olmadığını düşünmesine dayanamaz. Böylece, kendisini kötü hissetmesine neden olacak eleştiriden kaçınmak için, kusursuzu oynamak zorunda olduğu bir döngüye yakalanır. O tüm yaşamını eleştiriden kaçınma ça­basıyla yaşayabilir derinden derine, bir hata yapmanın onu çok utandıracağından, hatta toplumun gözünden düşüreceğinden kor­kar.
İnsanları fiziksel ya da ruhsal olarak kurtarmak için davra­nışının kusursuz olması gerektiği geçmiş yaşamlardan ötürü, o eleştirici bir bakışa sahiptir ve başkalarının kusurlarını kolayca görür. Düzeltme ve iyileştirme arzusuyla, çevresindeki insanları sürekli olarak yargılar. Yargılarını sözle ifade etmeyebilir, ama başkaları onun eleştirici bakışının ve analitik zihninin ağırlığını hissederler. İş yerinde, o çalışma arkadaşlarım kendisinden uzak­laştıracak kadar eleştirici olabilir. Ve onun eleştirisi çocuklarının güvensiz olmalarına neden olabilir.
Bu insan, eğer diğer kişi onun çok farkında olduğu kusu­runu düzeltirse, her ikisinin de sevgiyi ve iç huzurunu bulabile­ceklerini düşünür. Ama bu böyle işleyecek şekilde düzenlenme­miştir. Bilinçaltı olarak, diğerleri bu insanın bu enkarnasyondaki işinin koşulsuz sevgiyi öğrenmek olduğunu bilirler. Bazen di­ğer kişi, istenmeyen bir alışkanlığı aslında bilinçaltı bir düzey­de Balık Kuzey Düğümü insanı onu tümüyle kabul etmeyi red­dettiği için sürdürdüğünü ve bu yüzden mağdur olduğunu his­seder. Balık Kuzey Düğümü insanı da kendisini mağdur olmuş hisseder, çünkü diğer kişi davranışını onun iç huzuru getireceği­ni düşündüğü şekilde değiştirmemektedir. Böylece, her iki taraf da kaybeder.
Bunu her iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir duruma dö­nüştürmek için, bu insan kendi zihnindeki sessiz, eleştirici dü­şünceleri değiştirmelidir. "Kusur"a odaklanmak ve onu kasıtlı bir şey olarak görmek yerine, o diğer kişiyi görüş biçimini değiştirmelidir. O diğer kişiye onun çaresizliği ve bilinçsiz alışkanlık­ları açısından bakarken, kalbi sevgi ve şefkatle ve zihni huzurla dolacaktır. O zaman her iki kişi de kazanır: Diğer kişi kendisini desteklenmiş ve davranışını değiştirme (ya da değiştirmeme!) öz­gürlüğüne sahip hissedecektir; Balık Kuzey Düğümü insanı ise, o kişinin davranışı değişse de değişmese de, zaten huzur duy­maktadır.

DAYANILMAZ "ONARMA" İSTEĞİ

Balık Kuzey Düğümü insanı daima bir sorun bulmaya çalışır ve her şeyin düzgün, sorunsuz bir biçimde işlemesini sağlamanın onun sorumluluğu olduğunu düşünür. Bu sürekli endişe yüzün­den, o her şeyi uygunsuz bir biçimde kurcalar, bu da onun çev­resindekileri rahatsız edebilir ve sinirlendirebilir. Onun yardım etme arzusu her şeyi onarmak için duyduğu dayanılmaz arzu­dan kaynaklandığında, insanlar büyük olasılıkla onun görüş ve tavsiyelerini reddedeceklerdir. Bu enkarnasyonda onun işi her şeyi olduğu gibi kabul etmek ve insanlara, olup bitenin onlara güven verecek daha geniş bir görüşünü sunmaktır. Onun işi ne kadar "yapıcı" olursa olsun eleştirmekten çok, teselli, destek ve şefkat vermektir.
Ayrıca, diğer kişinin sorununa odaklanmak yerine, o yaptı­ğı bir şeyin bir sorun olup olmadığını anlamak için kendisine bakmalıdır. "Hay Allah, bu kişiyle iyi geçinmenin bir yolu yok, o çok zor biri," demek yerine, o kendi içine bakabilir ve o kişide de­ğişik bir tepki uyandırmak için kendisini değiştirebilir.
Tüm ilişkilerinde, bu insan Sonsuza teslim olmalıdır. Ger­çekten de, olayların doğal gelişimi ona partnerinin bağdaşılabilir olmadığını gösterebilir. Partnerin olumsuz davranmasına yol açan derin psikolojik sorunları olabilir ve Balık Kuzey Düğümü insa­nının Aşil'in topuğu, partnerini "onarabileceğini" düşünmesidir. O birçok geçmiş yaşamda doktor ve hemşire olmuştur ve diğer kişiyi sağlıklı bir biçimde toparlayabileceğini düşünür. Ama gerçek şudur ki, eğer diğer kişi değişmek istemiyorsa, o "onarılabi­lir" değildir.
Bu insan, onarılmak isteyenleri bunu istemeyenlerden ayırt etmelidir. Birçok insan onarılmak istemez; onlar oldukları halle­riyle iyi olduklarını düşünürler. Bu durumda, Balık Kuzey Dü­ğümü insanı, böyle yıkıcı davranan birisiyle ilişkiye girmesine izin veren kendi yanlarını onarmalıdır. O, olumsuz enerjinin onu yaralamasına izin verdiğinde, bu yalnızca onu değil, çevresindeki insanları da yaralar. Bu onun enerjisini çalar, başkalarına yar­dım etmesini engeller, çocukları ve başkaları için kötü bir örnek oluşturur.
Bu insanın zihninin "insanları onarmak"la meşgul olma­sından bir başka sorun doğar: O onarılması gereken birisini do­ğal olarak çeker! Bu bilinçaltı olarak onun egosunu besleyip güç­lendiren bir şey olabilir. O, o kadar çok kez "onarma" pozisyonunda bulunmuştur ki, kendisini başkalarından daha iyi olarak görür. Eğer o yardım görmek istemeyen birisine yardım edebile­ceğini düşünürse, bu daima onun egosunu besleyip güçlendiren bir şey olur. Bu enkarnasyonda, onun bir durumu "onu onaramayacağını" kabul ederek bırakması, gerçek bir alçakgönüllülük davranışı ve doğru yol olabilir.

Kapana Kısılmak

Balık Kuzey Düğümü insanı bazen, diğer kişiye karşı duyduğu aşırı sorumluluktan ötürü, bir ilişkinin kapanına kısılabilir. O kendi görev duygusu tarafından yönetilir. Eğer kendi kendisine empoze ettiği kusursuz davranış idealine uygun yaşamazsa büyük bir suçluluk duyar ve bu ona artık hiçbir yararı olmayan bir durumda kalmayı sürdürmesinde büyük bir etken olabilir.
Bu insan sevdiklerine ya da sorumluluk duyduğu kişilere "hayır" diyemez ve bu onun istismar edilmesine yol açabilir. Eğer o kurallardan ötürü veriyorsa, başkalarının ona karşılıkta bulunmalarını bekleyecektir ve bu değiş tokuş kutsal sevgi un­surundan yoksun olacaktır. Etkileşimlerine sevgi getirmek için, o kendisine güvenmeli ve kişisel sınırlarının ötesinde vermeme­lidir. Aslında, diğerleri hiç de bu insanın düşündüğü kadar muh­taç ve bağımlı değildirler ve işte bu yüzden onlar karşılıkta bu­lunmazlar. Onların bu insanın sunduğu özveri ve hizmet mikta­rına gerçekten ihtiyaçları yoktur.
Balık Kuzey Düğümü insanının görev duygusunu harekete geçiren şey, kısmen, yetersizlik duygusudur. O şöyle düşünür: "Verebileceğim tek şey benim." Böylece, sürekli vererek bu ye­tersizlik duygusunu telâfi etmeye çalışır ve bunun "yeterli" olduğunu asla hissetmez.
Bazen bu insan bu kalıbı bırakır, çünkü bu kalıp o kadar zorlaşır ki, o bundan bıkıp usanır. En sonunda, eğer tüm yaşa­mını diğer insanlara hizmet etmekle geçirirse, kendisi için geriye bir şey kalmayacağını anlar. Bir kez o başkalarının bu fedakârlı­ğın ona neye mal olduğunu takdir etmediklerini, onun hizmeti­nin değerini bilmediklerini anladığında, o zaman değişir.
Bu ikilemi çözmede büyük bir adım onun kendisine ken­disiyle ilgili fikrine ya da "rolü"ne değil, kendi insanlığına önce­lik tanımasıdır. O kendi kendisine şöyle sormalıdır: "Eğer bunu yaparsam, bunun bana yararı olacak mı, yoksa bu sadece başka­larına mı yararlı olacak?" O başkalarına yardım etmeyi sever, ama eğer içindeki sesi kendi insanlığını hiçe sayarsa, o zaman boş bir hizmet veriyor olur ve bundan hiç kimse kazanmaz.
Balık Kuzey Düğümü insanının başka bir kişiye gerçekten yardım mı ettiğini yoksa zarar mı verdiğini (o kişiyi muktedir mi kıldığım, yoksa onun sorumluluğunu ve gücünü gasp mı ettiğini) bilmesinin tek yolu, o konuda kendisini nasıl hissettiğidir. Eğer o birisine hizmet ediyor ve bundan zevk alıyor ve kendisini iyi hissediyorsa, o zaman bu doğrudur. Ama eğer o kendisini kötü hissediyorsa ya da o ortamda mutsuz oluyorsa, bu gerçekten bir hizmet değildir.
Yanıt, onun başka herkesten çok, kendisine karşı bir görev duygusu geliştirmesinde yatar. Bu insan kendisine karşı görevi tabloya dahil ettiğinde, her şey dengelenmeye başlar. Onun bu enkarnasyondaki dersi, diğer insanlarla nasıl ilişki kurduğuyla daha az ilgili, kendisiyle nasıl ilişki kurduğuyla daha çok ilgilidir. Onun tek göstergesi, kendi içsel varoluş halidir huzur ve hoş­nutluk duygusudur. O, benliğinin ruhsal, niyetlerinin iyi olduğuna ve içsel benlik "hayır" dediğinde, bunun dışsal koşullara verilmiş doğru bir karşılık olduğuna güvenmelidir.

ENERJİSEL TUTSAKLIK

Balık Kuzey Düğümü insanı esasen sevgi ve içsel huzur duygu­lan uyandıran kişilerle nadiren partner olur. O, onunla birlik­teyken kendi kendisine empoze ettiği rolde güvenli kalabileceği birisiyle evlenir. Sonra, diğer kişi onun hizmet yönelimli davranışının değerini takdir etmemeye başladığında, o ilk başta kendi­sine çok rahat gelen çekimin ve yapının kurtulmak istediği bir hapishane haline geldiğini keşfedebilir. Ama o zaman onu o du­ruma kişisel görev duygusuyla bağlayan başka sorumluluklar (çocuklar, paylaşılan kaynaklar, iş bağlantıları) olabilir ve o ken­di imajına uygun yaşaması gerektiğini hisseder.
O, partnerine enerjisel bir düzeyde de bağlanır ve bir kez bağlandığında, o enerji iyi bir şekilde sonuçlandırılana dek ayrı­lamayacağını düşünür. Onun görevini yerine getirdiğini ve git­mekte özgür olduğunu hissetmesi için diğer kişi onu serbest bırakmalıdır.
Görev duygusu ve kusursuz davranma ihtiyacı bu insanı çok kötü bir evlilik içinde tutabilir ve bazen boyun eğen tutu­muyla kendisi istismar edilmesine yol açar. O, eşine gerçek hisle­rinden çok rolüyle karşılık verirken, eşi ona nasıl davranırsa davransın, o sonu gelmez ve ıstırap verici bir biçimde hizmet eder. Ama eğer onun doğal, insani karşılığı dürüstse, bu diğer kişiye onun sınırlarının nerede olduğunu bildirir ve karşılıklı farkındalık, saygı ve takdir oluşturur. Bu en önemli harç malzemesidir. Eğer o mutlu ve besleyici ilişkiler istiyorsa, buna yan çizemez.
Balık Kuzey Düğümü insanı çevresindeki enerji akımlarına aşırı derecede duyarlıdır. Ve yaşamının sihirli bir biçimde yürümesi için bu akımlara yapıcı olarak katılması gerektiğini düşü­nür. Onun, enerjisel bağlantı bir biçimde sona erene dek ne ka­dar acı verici, stresli ya da mutsuz olursa olsun ilişkileri sür­dürmesinin bir nedeni de budur. O karmik çekimi hisseder ve çekip gidebilmesi için önce "sonuçlandırılması gereken" bir şe­yin olduğunu düşünür partnerinin onunla işi henüz bitmemiş­tir. Böylece, o karma'yı bitirme umuduyla diğer kişiye hizmet et­meyi sürdürür. Ancak, o bu bağlılığı, diğer kişi tarafından takdir edilmemiş olmakla kalmayıp, kullanılmış da olduğunu fark etti­ğinde, bir düzeyde bırakabilir.
Balık Kuzey Düğümü insanı kendisini feda ederek partne­rine iyilik yaptığını düşünür, ama o hiç kimseye yardım etmiyor­dur. O şu mesajı vermektedir: "Sen başkalarını istismar edebi­lirsin ve onları takdir etmeyebilirsin ve onlar yine de seninle ka­lacaklardır. İstediğin şeyi başka birisinin zarar görmesi pahasına elde etmende bir sakınca yoktur." Ve bu doğru değildir. O, bi­linçaltı olarak, kendisine "onarılması" gereken bir eş çektiğinde ve eş istismar edici hale geldiğinde, şunu anlamalıdır: Her şeyin kusursuz plânı içinde, belki de partnerinin öğrenmesi gereken bir sonraki ders, insanları istismar etmesinin onun yanına kâr kalamayacağıdır.

BIRAKMAK

Balık Kuzey Düğümü insanının istismar edici bir evlilikten vaz­geçmesi birkaç nedenden ötürü zor olabilir. Birincisi, o kötü bir seçim yapmış olduğunu kabul etmekte zorlanır. Ayrıca, o evlen­diğinde, tüm endişelerini paylaşabileceği bir eş bulduğu için ra­hatlar ve endişelerini paylaşır! Balık Kuzey Düğümü insanı, bü­yük olasılıkla, eşine her gün iş yerinde vuku bulan tüm sorunları ve haksızlıkları anlatacak ve eşi kendisini bu insanın tüm endi­şeleri ve korkuları için bir yankı levhası olarak hissetmeye başla­yacaktır. Dış dünyaya, bu insan her şeyin üzerine çıkmış gibi görünebilir, ama onun eşi dış görünüşün altındaki çılgına dönmüş çocuğu tanımaya başlar. Balık Kuzey Düğümü insanı, partnerine tüm sorunlarını, endişelerini ve korkularını söylemesine karşın, onun yanıtlarını nadiren dinler. Eğer partneri öneriler sunarsa, o bu önerileri ge­ri çevirebilir, çünkü bu insan ruhsal bir düzeyde "yüksek bir çö­züm" aramaktadır. Pratik fikirlerin ya da insani empatinin ona bir yardımı olmayacaktır. Bununla birlikte, bu insan, eşine bir yankı levhası olarak güvenir ve onun bir ilişkiyi sürdürmesinin nedenlerinden biri de budur. O başka birisinin onun endişelerini kabul edemeyeceğini düşünür, böylece elindeki eşe sıkıca sarılır.
Başka bir düzeyde, bu insan suçluluk duyar, çünkü kendi davranışının "kusursuz" olmadığını fark eder; böylece partneri­nin geniş ölçüde kusurlu davranmasına izin verir ki bu davranış despotluğa kadar varabilir. Katlandığı kötü muamele onun özdeğer duygusunu çok yaralayabilir; o bu durumu terk edip kendi başına yeniden başlama yeteneğine güvenini yitirebilir. Ama o zihinsel ve ruhsal huzurunu yıkıcı olan ilişkileri bitirmeye istekli olmalıdır. Hiçbir analizde ya da yargıda bulunmadan, sadece, onun esenliğini bozan kişilerin yanından ayrılmalıdır. Bu, içsel ruhsal huzur duygusunun onu doğru olan yeni durumlara götü­receğine güvenmek anlamına gelir.
Yıllar önce Japonya'da üç dövüş sanatının takipçileri ara­sında çıkan bir tartışmaya ilişkin bir öykü vardır: Bu dövüş sa­natları, Karate (saldırı ustalığı); Judo (kendini savunma usta­lığı); ve Aikido (kaçınma ustalığı) idi. Hangi dövüş sanatının en etkili olduğunu görmek için her disiplinin en büyük ustası çağ­rılmıştı. Yarışmadan sonra, ayakta kalan Aikido ustası olmuştu. Aikido kaçınma atlatma sanatıdır: Siz yalnızca bir yana çekilir­siniz. Asla bir darbe indirmez ya da kendinizi savunmak için kol­larınızı kaldırmazsınız; siz yalnızca bir yana çekilirsiniz ve has­mınızın saldırısının kuvveti onun yıkılmasına neden olur. Balık Kuzey Düğümü insanı bu öyküden ders alsa iyi olur: Olumsuz­luk varken, onun yapacağı en iyi şey, etkileşime girmemek, sa­dece yolun üzerinden çekilmektir.

Bilinçli Yaşamak

Balık Kuzey Düğümü insanı (fantezisinin değil) gerçekten nere­de bulunduğunun bilincinde olmalı ve duyguları konusunda ken­disine karşı dürüst olmalıdır. Çoğunlukla, o gerçekten mutlu de­ğildir, ama bunu itiraf etmeyi reddeder. Oynadığı rollerin kapa­nına kısıldığı duygusunu yadsıyabilir. Suçluluk duyar ve bu şe­kilde hissetmemesi "gerektiğini," ya da ne hissederse hissetsin, rolünü oynaması gerektiğini düşünür.
Bilinçsiz olarak, o aşırı derecede iyimserdir herkese ve her şeye güvenir ve sürekli olarak diğer insanların enerji alanların­dan etkilenir. O kendi vizyonundan çok, ilişkide anbean olup bi­tenlerle ilgilenir. Ama büyük tabloyla temasta kaldığında, kendi sezgisini izleyebilir ve her şeye körlemesine çarpmaz.
Balık Kuzey Düğümü insanı için kestirme yollar yoktur, ama bereket versin ki o çok çalışmaya alışıktır. Bu enkarnasyonda gereken çok çalışma onun koşulları tarafından yönetilmesine izin vermemesidir. O zaman, o gerçek benliğine daha uygun olan durumları oluşturabilir. Bu insan, eğer mutlu olmak istiyorsa, rolü bırakmak ve insanlarla gerçek doğasının içtenliği ve gücüy­le ilişki kurmaya başlamalıdır.

HEDEFLER

BİLİNMEYENLE KARŞILAŞMAK

Derin bir düzeyde, Balık Kuzey Düğümü insanı bilinmeyene doğ­ru yol aldığını bilir bu onun kaderidir! Ancak o buna ayak direr. O organizasyona ve forma alışıktır; her türlü yeni deneyim ür­kütücüdür ve başlangıçta direnişle karşılanır. O hangi rolü oynayacağını ve ondan ne beklendiğini bilmez. Onun rolünde belli tanımlamalar vardır ve o bilinmeyene girdiğinde, hiçbir tanım­lama yoktur. O sürüklenip gitmekten, yok olmaktan korkar.
Onun bilinmeyenden korkmasının başka bir nedeni, bek­lenmedik bir şeyin ona "ani bir darbe indirdiği" olumsuz dene­yimler yaşamış olmasıdır. Bu yüzden, o henüz göremediği şeyden korkar. Kendi dünyasını kontrol altında tutma umuduyla ayrıntıları analiz etmeye odaklanır. Ne yazık ki, bu onun için iyi bir sonuç verecek olan şeyin tam tersidir. O, ayrıntılara bu denli odaklanmış olduğundan, daha geniş vizyonla teması yitirir ve çevrede ne olup bittiğini fark etmez. O zaman, beklenmedik şey­ler gerçekten onu şaşırtabilir. (Bu, önündeki arabaya çarpma­maya aşırı odaklanmış bir sürücünün, sağındaki arabanın zik­zak çizdiğini görememesine benzer.) Bu insan, çevresinde geli­şen yaşamı daha geniş bir açıdan görebilmek için "burada ve şim­di" den biraz geriye çekilmelidir.
Balık Kuzey Düğümü insanı, bilincini gerçekten dönüştüre­bilecek ve açabilecek enerjiyi getirmenin güvenli olabilmesi için, önce kişiliğini mümkün olduğu kadar çok arındırması gerektiği­ni düşünebilir. O, bilincindeki herhangi bir engelin enerji akışını durduracağını, onu bilinmeyenle başa çıkmak için gerekli güçten yoksun bırakacağını düşünür. Gerçekten de, o kendi başına bu­nu berraklık ve odaklanmayla yapacak enerjiye sahip değildir; işte bu yüzden o Yüce bir Güce uyumlanmaktır. Bir kez o bilin­meyene girdiğinde, aradığı berraklık ve odaklanma ortaya çıka­caktır.

Kaos

Balık Kuzey Düğümü insanı düzensizlikten ve kaostan nefret eder. Bu onda büyük bir "kaybolma ve nereye ait olduğunu bile­meme" korkusu uyandırır. O, Yüce bir Gücün yönetimde oldu­ğuna ve düzenin aslında evrenin asli doğası olduğuna güvenme­lidir. Onun daha yüksek düzeyde bir düzene erişebilmesinin tek yolu, mevcut düzeni bırakması ve kaosun onu yok etmesine izin vermesidir, böylece yeni düzen ortaya çıkabilir.
Bu insan eski yapıyı sımsıkı tutmayı bıraktığında, yeni bir deneyim âlemine girer. Bu süreçte, yok olacak ve değişecek olan şey eski deneyimleme biçimidir. Bu onun "benliği" olarak bildiği şey olduğundan, ona sanki benliği ölüyormuş gibi gelir ki bu ye­ni, daha canlı ve genişlemiş bir benliğin ortaya çıkmasını sağlar. Örneğin, eğer bir kişi araba kullanmıyorsa, o bu sınırlama­yı telâfi etmek için birçok davranış geliştirebilir: Arabası olan in­sanlara bağımlı olmak, nakliye için başkalarına bel bağlamak, başkalarından onun ayak işlerini yapmalarını istemek, vb. O tüm yaşamını bunun üzerine kurmuş olabilir! Sonra, o bir ara­baya sahip olma fırsatıyla karşılaştığında, eski ilişki kalıplarını bırakmanın paniğini hisseder. Yine de, o gerçekten araba kullan­maya başladığında, bütünüyle yeni, genişlemiş bir benlik ve daha özgür bir yaşam tarzı ortaya çıkacaktır. Değişim kaçınıl­mazdır. Bu insan, değişime direnmek yerine, onu iyi karşılamayı öğrendiğinde, yaşamının çok daha kolaylaştığını ve çok daha eğ­lenceli hale geldiğini görecektir.

YÜZLEŞMELER

Balık Kuzey Düğümü insanı, çoğunlukla, dış dünyada eyleme geçmeden önce zihinsel olarak yoğun bir acı çeker. Başkalarının ne diyecekleri ve nasıl tepki gösterecekleri konusunda saplantılı bir biçimde kaygılanabilir. Temelde, o yüzleşmelerle başa çıkmakta yetersiz olduğundan korkar, bu yüzden mümkün olan son âna kadar eyleme geçmeyi erteler. Ama bu nadiren onun olacağını düşündüğü kadar zordur. Yine de, o bir başarıdan bir sonrakine çok fazla şey aktarmaz. Bir meseleyi zihninde o denli karmaşık bir hale getirir ki, başarılı yüzleşmelerde bulunduğun­da bile, bir sonraki seferde tüm o zihinsel acıyı tekrar çeker.
Bu somut düzeyde çözülmesi çok zor olan bir meseledir. Onun dersi sadece, bunun üzerine çıkmak ve genişleme ve geliş­me fırsatları olarak belli durumları getiren Yüce bir Gücün yöne­timde olduğunu anlamaktır. Bu insan geri çekilmeli ve mevcut koşulların onu hedefine nasıl yaklaştırabileceğini düşünmelidir. O zaman, sonuca bağlı olmadan eyleme geçebilir ve yalnızca ey­leme geçerek o daha sonra ne yapacağını bilecektir. Her bir adım bir sonraki uygun adımı gösterir. Anahtar, eylemin sonucuna bağlı olmamaktır.
Balık Kuzey Düğümü insanı için bir orta yol yoktur. Onun düşünmesi, sonradan fikir yürütmesi ve analiz etmesi yaşamını kolaylaştırmayacaktır. Yüce bir Gücün günbegün onun engelleri aşmasına yardımcı olacağına bilinçli ve sürekli olarak güvenme­den, yaşam peş peşe endişelerden oluşacaktır hiçbir hizmet mik­tarı onu yüzleşmelerden koruyamaz. Engeller ortaya çıktığında, onun yapması gereken tüm şey durumu Yüce bir Gücün ellerine teslim etmek ve her bir aşamayla o ortaya çıktıkça baş etmektir.
Örneğin, eğer bu insan bir lokantadaysa ve hesabı öderken kredi kartı reddedilmişse, onun ilk tepkisi paniğe kapılmak ve karşı çıkmak olurdu: "Bunun olması gerekli miydi? Harika bir gün geçiriyordum ve başıma bu geldi!" Ya da "Yo, hayır! Birisi kredi kartımı çaldı ve şimdi benim hesabıma yazdırıyor!" O de­vam edip, nispeten rutin bir olayı büyük bir sıkıntıya dönüştüre­cek, kendisine acıyacak ve eğer evren onu sevseydi bu olayın as­la vuku bulmamış olacağına inanacaktır. O, vuku bulmuş olanı kabul etmeyerek kendisini ve herkesi sarsacaktır.
Aslında, ilk adım bellidir: Kredi kartı şirketini aramak ve ne olup bittiğini öğrenmek. Her şeyin daha geniş plânında, belki o kredi kartıyla ne kadar çok para harcadığına daha çok dikkat etmeliydi ve bu o daha çok borca girmeden evrenin onu uyan­dırma şekliydi. Ya da, belki de birisi numarayı kopyalamıştı ve bu da evrenin onu uyarma şekliydi. Ya da, belki de kredi kartı şirketi hata yapmıştı ve ancak bu geribildirim yoluyla şirket bu hatayı düzeltebilirdi. Balık Kuzey Düğümü insanı, daha büyük bir tablonun gelişmekte olduğuna ve o olaydan daha büyük bir hayrın ortaya çıkacağına güvenmelidir.

Lineer Olmayan Varoluş

Balık Kuzey Düğümü insanı zamanını o kadar çok rutinle, o ka­dar çok kuralla ve görevle düzenleme eğilimindedir ki, onun ya­şamı tümüyle önceden tahmin edilebilir hale gelir. Bir kez o bu düzenli yapıyı yarattığında, onun böyle olmasını gerçekten iste­mez. Ama yaşamını ilginç bir yöne çekebilecek olaylar vuku bul­duğunda, o çok kolayca günlük rutinine geri döner. Bu insan farklı, daha manzaralı bir rotayı seçmeyi yeğler, ama o bunu yapmak için daha bilinçli yaşamaya başlamalıdır.

MEDİTASYON

Daha bilinçli yaşamanın ilk adımı her gün yalnızlığa ve düşün­meye zaman ayırmaktır. Bu insan, her gün günde en az kırk da­kika hiçbir şey yapmamaya zaman ayırmalıdır: Televizyon yok, radyo yok, telefon ya da diğer dışsal uyarıcılar yok. Eğer isterse, o meditasyon yapabilir, bunu onun yeni vahiyleri bekleyeceği bir sessizlik izlemelidir. Ya da, o bir günlük tutarak, bir önceki gü­nün faaliyetlerini yazabilir ve olayların ardında "daha yüksek bir neden" arayabilir. Veya ruhsal bir kitabı okuyabilir: Kutsal Kitap, I Ching ya da ona rehberlik ve içgörü sunan bir kitap. O, kırk dakikasının bir bölümünü yoga yaparak, solunum yöntem­lerini ya da gevşeme egzersizlerini uygulayarak içsel huzuruyla birleşmek için yumuşak, fiziksel yaklaşımlarda bulunarak geçi­rebilir.
Amaç şudur: Bu onun zamanıdır görevler yok, ayak işleri yok, çalışma yok, rol oynama yok, dikkatini dağıtma yok. Bu onun yaşamının daha geniş vizyonuyla temasa geçme zamanıdır: O neyi geliştirmek ve deneyimlemek istemektedir? Evde ya da işte, hangi vizyonu gerçekleştirmek istemektedir? Hangi ortamı yaratmak istemektedir? En azından haftada bir kere bu konula­rı değerlendirmesi ona yaşamının sorumluluğunu üstlenme duy­gusunu verecektir.
Bu ayrıca Balık Kuzey Düğümü insanına ilişkilerine ve aile yaşamına uyumlanacak zamanı da verir: O yaşamındaki önemli kişilerle nitelikli bir zaman geçirmekte midir? Eğer doksan beş ya­şında olsaydı, çocuklarıyla hangi deneyimleri geçirmediği için pişmanlık duyardı? Eşiyle ne tür bir yakınlık kurmak ya da ne tür faaliyetlerde bulunmak isterdi? Onun özellikle görmek istediği yerler var mıdır? Bunları düzenli olarak yeniden değerlendirmek ona yaşamına yeni ve heyecan verici bir boyut katabilecek içgörüler sağlayacaktır. Ve sihir, bunun lineer olmamasıdır. Bunları nasıl gerçekleştireceğiyle ilgili fikirler meditasyon sırasında ona "malum olacaktır."
Meditasyon sırasında, o vizyonunu gerçekleştirmesine yar­dımcı olabilecek diğer insanları da düşünebilir. Ona ruhsal ola­rak katkıda bulunabilecek ya da yaşamını daha ilginç kılabilecek dostları var mıdır? Ruhsal doyum ve iç huzuru için yeni yollar açacak kurslar var mıdır? Anahtar, yalnızlıktır. O, günde kırk dakikayı kendisine ayırdığında yaşamının nasıl değişeceğine şa­şıracaktır.

Olma Boyutu

Balık Kuzey Düğümü insanı pek çok enkarnasyonu vizyonu tem­sil ederek geçirmiş olduğundan, gerçekleştirmeye uğraştığı şeyle teması yitirmiştir. Bu enkarnasyonda, onun özel hayaliyle yaşa­mıyla yaratmayı amaçladığı şeyle yeniden temasa geçmesi çok önemlidir. Bunu yapmanın bir yolu, gerçekleştirmek istediği şey­leri yazarak, düzenli (belki aylık) "dilek listeleri" oluşturmaktır. Bu onun niyetleriyle temasa geçmesine yardımcı olur; o bunu yapar yapmaz, yaratmak istediği şeyler sihirli bir biçimde mey­dana gelmeye başlar. Bir kez o neyin yürümediği konusunda kaygılanmayı bıraktığında ve onun nasıl olmasını istiyorsa onu yazdığında, kendisini hayallerini gerçekleştiren şeyleri yapar bu­lacaktır.
Bu insan lineer, yinelemeli bir yaşam biçimine geri çekil­diğinde, bu onun her şeyin katı ve programlı olmasına ihtiyaç duymasını içeren o bilinçaltı geçmiş yaşam konularını harekete geçirir. O zaman o kendisini o andaki koşullara öyle yoğun bir biçimde kaptırır ki, daha geniş tabloyu göremez. O pozisyona tekrar tekrar yakalanmasına izin verir ve bu asla iyi bir sonuç vermemesine rağmen, o hayatta başarılı olmak için yapması ge­rekenin bu olduğuna inanır.
Balık Kuzey Düğümü insanı, onun daha büyük değerleri ve vizyonu açısından önemli olan şey ile kısa zamanda düzelecek geçici bir karışıklığı birbirinden ayırt etmeyi öğreniyor. O, analitik düşünme biçimini ve telaşlı faaliyetini bir yana bıraktığında ve sadece var olmasına ve hayalini gerçekleştirmeye çalışmasına izin verdiğinde, yaşam çok daha kolaylaşır. Onun hayalleri sihir­li bir biçimde gerçekleşmeye başlar.

KENDİ KENDİNİ GÖZLEMLEMEK

Balık Kuzey Düğümü insanının kendisini rolünden ayırması bü­yük bir sorundur. O kendisini duygusal halinden ayırıp, onun üzerine çıkıp, onu gözlemleyebildiğinde, gelişebilir ve değişebilir. Bunun anahtarı kendi kendini gözlemlemektir. O kendisini iş arkadaşlarıyla, aile üyeleriyle ilişki kurarken, araba sürerken, vb. objektif biçimde izlemelidir.
Bu insan, kendisini yargıda bulunmadan izleyebildiğinde ve onun başkalarını tatmin etme ihtiyacına ne kadar zarar ve­rici olduğunu gördüğünde, değişmeye başlar. Örneğin, eğer o iş­te sinirlenirse ya da birisinin son teslim tarihine iş yetiştirmeye çalışırken strese girerse, bunun kendisini nasıl hissetmesine yol açtığını fark etmelidir. O zaman o ayrıntı gözünü dışarıyı izle­mek için değil, kendi (fiziksel ve duygusal) içsel tepkisini izlemek için kullanıyor olur.
O kendisini objektif biçimde izlemeye başladığında, her şey değişmeye başlayacaktır. Sağlığı düzelecektir ve o kendisini ken­disiyle ve başkalarıyla daha rahat hissetmeye başlayacaktır. Bu süreçte, onun odaklanışı başkalarına uymak yerine, kendisine uy­maya yönelir. İşte o zaman gelişme başlar.

Ruhsal Yolu Bulmak

YÜCE GÜÇ

Balık Kuzey Düğümü insanı için bu enkarnasyonun amacı, so­mut olana aşırı önem vermeyi bırakmasına yardımcı olacak ruh­sal bir yol bulmak ve daha yüksek bir bilinç çerçevesi içinde var olan rahatlığa uyumlanmaktır. O, Yüce bir Güç duygusunun yaşamının her veçhesine nüfuz etmesine izin vermelidir. O zaman, "akışa uyması" ve içsel benliği aldığı öğütten ötürü dinginlik hissettiği sürece diğer insanların yol boyunca onu yönlendirme­lerine izin vermesi onun yararına olacaktır.
Bu insan, işleri hallolması için zorlamaya o denli alışıktır ki, bazen "Bunu zorla halledeceğim" yaklaşımını benimser. O zaman o "yolun dışına" çıkmış olur. O kendisine Yüce Gücü ile temasta kalmayı hatırlatmalı ve o Gücün ona anbean yol göster­mesine izin vermelidir. Devamlı analiz yapmaktan vazgeçmeli ve sadece, bir sonraki adımı gösteren işaretleri gözlemelidir. Son­ra, bu işaretlere güvenmeli, bir risk almalı ve onları takip etmeli­dir.
Balık Kuzey Düğümü insanı geleceği görme yeteneğiyle doğmuştur. O kendisini psişik duyarlılığına bıraktığında, meyda­na gelecek olayları hissedebilir. Ve çoğunlukla, gördüğü ilk keha­nete aşırı tepki gösterir. Onun zihnine bir görüntü (bir kişi ya da bir durum) gelecek ve o büyük bir endişe ve güvensizlik hissede­cektir. O yakın gelecekte bir sorun çıkacağını bilir. O bu enkarnasyonun yeni bir yeteneğine erişmiştir: Psişik sezgi yeteneği.
Bu harika bir yetenektir bu onu önceden uyararak olum­suz durumlardan koruyabilir. Ancak, onun ilk tepkisi paniktir, çünkü kendisini çaresiz hisseder. Önceden uyarılma, önceden si­lahlanma olduğundan, o eninde sonunda, eğer neyin geldiğini görebilirse ondan kaçınabileceğini ya da onu kendi yararına kullanabileceğini anlayacaktır. Onun için en iyi yol, daha çok bilgi edinene dek eyleme geçmekten kaçınmaktır. İçgörülerin ve doğ­ru çözümlerin sezgisel süreciyle gelmesi için onun zamana ve yalnızlığa ihtiyacı vardır.
Bu insanın çevresinde bir sürü Melek vardır onun yapması gereken tüm şey, açık kalmak ve mevcut koşulları plânlarını iler­letmek için nasıl kullanacağıyla ilgili vizyonu gözlemektir. Ama o durumu "analiz etmemelidir." Onun işi sabırlı olmak ve psişesi ona her bir koşulun aslında nasıl hedefine başarıyla erişmesini sağlayacak bir sıçrama taşı olduğunu gösterene dek beklemektir.
Bir kez psişik yeteneğine uyumlandığında, Balık Kuzey Düğümü insanı sorunları aylar önce görebilir ve onlardan kaçınabi­lir. O biraz geri çekildiğinde, yaşamını daha huzurlu ve dingin kılmak için zamanlama ve fırsat vizyonunu kullanabilir. Bu in­san, günbegün durumlarla başa çıkma yeteneğine güvenmeyi öğ­reniyor.

GÜVENMEK

Balık Kuzey Düğümü insanı o kadar çok enkarnasyonu kendi davranışını izleyerek geçirmiştir ki, bu enkarnasyonda o zihnin­den geçenleri söylememe eğilimindedir. O, duruma "kötü enerji" katmak istemediğinden, kendisini tutar. Bu onun daha sonra, söylememiş olduğu bir şeyi keşke söylemiş olsaydım diye düşü­nüp durmasına yol açar.
Bir kez daha, çözüm onun kendisine güvenmesinde ve gü­düsünün farkında olmasında yatar. Eğer söylemek istediği şey diğer kişiyi "haksız" çıkarmayı ya da bir başkasının davranışını değiştirmeyi içeriyorsa, o kaybedecektir. Ancak, eğer o durumdan geri çekilir ve bir sevgi pozisyonundan konuşursa (akışa açık olup o anda içinden geleni söylerse), onun sözleri uygun ve doğ­ru olacaktır. Bu bir düş kırıklığı ya da bir enerji dalgası olabilir herhangi bir şey olabilir ama önemli olan onu sansürlememektir. O onu söylediğinde, bu diğer kişinin bir düzeltme yapmasına yardımcı olur ve böylece, Balık Kuzey Düğümü insanı o anda kendisi olmayı göze almış olacaktır.
İroni şu ki, bu insan bir "rol" olmadan kendisi olduğunda, işte o zaman gerçekten öğretiyor olur! Onun söylemesi ya da yap­ması gereken şey için bir "kusursuz ol" senaryosu olmadığında, o değer verdiği ruhsal prensipleri başkalarına en iyi biçimde ser­giler. O kendi içindeki Sonsuz'un doğal biçimde tepki gösterme­sine izin verdiğinde, bu iyi sonuç verir.
Balık Kuzey Düğümü insanı kendi kusursuzluğunun daha yüksek bir idrakini deneyimlemeye hazırdır o bunu fiziksel mad­deyi "iyi görünecek" şekilde etkileyip yönlendirerek değil, her şe­yin, olduğu gibi, fiziksel olmayan kusursuzluğuna güvenerek yapabilir. Bu insanın yapmaya programlandığı içsel çalışma, kendi kendini baltalayıcı kalıpları her şeyin kendi kendisine empoze ettiği ideallere göre kusursuz olmasına çalışarak kendi kendisini sabote etmeyi bırakmayı içerir.
O evrene güvendiğinde, değişimden artık korkmaz. Her şey Akış'ın bir parçası olarak gelişir; onun niyetleri iyidir ve Sonsuz (Tanrı ya da Yüce Güç) ondan yanadır. O, yaşamına giren her­kesin Yüce bir Güç tarafından daha büyük bir plânın bir parçası olarak gönderilmiş olduğunu görebilir, bu yüzden nihai sonuç olumlu olmalıdır. Bu insan yaşamın akışına güvendiğinde, doğru insanlar gelir, doğru değişimler gerçekleşir, o olumlu enerjiyi hissedebilir ve büyük tabloyu görebilir. Amaç, iyiyi aramaktır. Bir kez o kaygısını evrene teslim ettiğinde, yetersizlik duyguları ra­hatlık ve sessiz güç duygularına dönüşür.

VİZYON

Geçmiş yaşamlardan, Balık Kuzey Düğümü insanının zihni o den­li karmaşıktır ki, bu enkarnasyonda onun hedefi sadelik'tir. Sa­de, karmaşık olmayan yanıtlar şimdi onun için en iyi sonuçları verecektir. O yavaşlayabildiğinde ve akışkan kaldığında, Melekleri'nden gelen ve ona "her şeyin yolunda olduğunu" gösteren bil­giyi alabilir. Yalnızca bu farkındalık bile onun vizyonunu gerçek­leştirmesini sağlayacak doğru eylemi görmesini sağlar.

Şefkat

Bu enkarnasyonda, Balık Kuzey Düğümü insanı kabullenmeyi ve şefkati öğreniyor. Onun işi yargıyı askıya almaktır; o başkalarını eleştirmeyi bıraktığında, kendisine karşı bu kadar katı ol­mayı da bırakacaktır. Bu onun her zaman aramış olduğu sükûnete yol açar. Bu insanın diğer kişiye yönelik tüm sessiz yargıla­maları farkına vardığı eleştirel şeyler onun bariyerlerini indir­mesini ve diğer kişiyle gerçekten sevgiyle birleşmesini engeller. Bu insan, kendisi başkaları hakkında ne düşünüyorsa, onların da kendisi hakkında aynı şeyleri düşündüklerini varsayar. Böylece, o birisine baktığında, eğer onu eleştirici bir gözle görü­yorsa ("Onun saçı çok uzun," "Onun saçı çok kısa," "O kötü dav­ranıyor"), başkalarının da onun hakkında aynı şeyleri düşündük­lerini, aynı eleştirilerde bulunduklarını düşünür. Öte yandan, eğer o diğer kişinin sahip olduğu Işık ile elinden gelenin en iyisi­ni yaptığını bilinçli olarak bilirse ya da eğer o kişinin iyi bir özel­liğini düşünür ve o insana sevgiyle bakarsa, o zaman bilinçaltı olarak, diğerlerinin de ona aynı kabul edici biçimde baktıklarını düşünecektir. Bu onun kendi kendisini yargılamasını önleyecek­tir.
Kuşkusuz, bir kez o bunu yapmaya başladığında kusursuz olmayı isteyecek ve eğer unutursa kendisini sertçe yargılayacak­tır. Kusursuz olmadığında, bu gerçekten onun yararınadır, çün­kü bu onun alçakgönüllü kalmasını sağlar. O zaman, kendisinin de o sırada sahip olduğu Işık ile elinden gelenin en iyisini yaptı­ğını fark edebilir ve kendisini sevmek onun için daha kolay olur.
Balık Kuzey Düğümü insanının yaşamında aydınlanmış bir hal içine evrene karşı tam bir şefkat hali içine girdiği zamanlar olmuştur. O başkalarını ve kendisini yargılamayı bırakarak, bu bilinç haline daha tutarlı bir biçimde erişebilir.

Şükran Duymak ve Büyük Mutluluk

Balık Kuzey Düğümü insanı kesintisiz bir mutluluk hali içinde kalmak ister ve onu bu halden çekip çıkaran şey, günlük ya­şamda onun plânlarını bozan tüm beklenmedik olaylardır. Onun içsel huzurunu korumak için uygulayabileceği bir alıştırma her ne olursa olsun şöyle demek olabilirdi: "Evren beni seviyor ve bir şekilde bu benim yararıma sonuçlanacaktır." Eğer ihtiyaç du­yuyorsa o bunu birkaç kere tekrarlayabilir. Eğer o tüm değişik­likleri bu sözlü onaylamayla karşılarsa, bakış açısının nasıl değiştiğine şaşıracaktır.
Amaç, durum nasıl görünürse görünsün, yoluna çıkan her durum için şükretmektir: "Sağlığımla ilgili bu sorundan ötürü sana teşekkür ederim, Tanrım" o her neyse, o bundan ötürü şükretmelidir. Bu yaklaşım mucizeler yaratabilir. O mevcut duru­mu şükranla kabul ettiğinde ve ruhen açık kaldığında, direnişi yok olacaktır; bununla birlikte, bir sonraki adım aşikâr olur.
Bu insan, yaşamını tüketen kaygılardan, endişelerden ve gö­revlerden ötürü zor bir başlangıç yapabilir. Ama bir kez o somut görünümler dünyasının ardındaki ruhsal realiteye odaklanma­ya geçtiğinde, bu onun en mutlu yaşamı olabilir! Bir kez o bi­linçli kalmayı ve kendisini objektif biçimde gözlemlemeyi öğren­diğinde, Akış'taki durumun nereye gittiğini ve hedefine erişmek için nasıl yol alacağını gösteren daha süptil enerji çekişlerinin farkına varır. Sanki Sonsuz onu koruyup gözetir ve o bilinçli kal­dığı sürece bir sonraki adımı nereye doğru atacağını doğru ola­rak görebilir.
Balık Kuzey Düğümü insanı, sihirli bir ruhsal güç atmos­ferinde bulunur. İroni şu ki, o bunun hiç farkında değildir. O sanki hiç gücü yokmuş gibi davranır ve bir ego düzeyinden ba­şarmaya çalışır. Onun yapması gereken tüm şey, kendisini çev­releyen ruhsal atmosferin içinde gevşemektir ve sihir onun ya­şamının yönetimini devralacaktır. Eğer o bu enkarnasyonu zor­laştırmaya çalışmayı bırakabilirse, onunki tüm enkarnasyonların en kolayıdır. Eğer o "bırakır ve Tanrıya havale ederse," kendisine rehberlik eden Sonsuz'un dinginliği içinde ilerleyebilir.
Onun yolculuğunun en zor yanı, diğer düğümsel tipler için "gerçek" olanın herkesin varlığını kabul ettiği somut, fiziksel dünyanın onun esas realitesi olmayacağını, bunun böyle mukad­der kılınmadığını anlamasıdır. Kendi realitesinin temeli olarak fiziksel olmayana, ruhsal olana odaklanmak, başkaları tarafından yanlış anlaşılmayı göze almayı gerektirir. Onun işi bu dünyaya ruhsal realite deneyimini getirmektir ve o bunu ancak kendi ya­şamında onun farkında olarak yapabilir. Ancak ruhsal atmosfere gömülerek o bu realiteyi başkalarına kendi sessiz sevinciyle ile­tebilir.

İYİLEŞTİRİCİ TEM ŞARKI

Müzik, riskler almamızı duygusal olarak destekleme konusunda güçlü bir araç olduğundan, her düğümsel grup için, onun enerji­sini olumlu bir biçimde değiştirmesine yardımcı olmak amacıyla iyileştirici bir şarkı yazdım.

OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ GELİŞİYOR

Bu şarkının dinginleştirici mesajı, Balık Kuzey Düğümü insanı­nın bilinçaltını çevresindeki her şeyin genel olarak mükemmel­liğini ve doğal gelişimini fark etmeye yöneltmeyi, onun ruhsal niteliklerini uyandırmayı ve yaşama karşı daha dingin ve kabul edici bir yaklaşım benimsemesini sağlamayı amaçlamaktadır.


Seçilmiş şarkı sözleri:

Ben, kendi başıma, onu düzene sokamadığımda
Bunu tam yaparken tökezleyip sendelediğimde
Şu anda olmasını isteyerek
Gördüğüm tüm şeyi ah bir yapabilseydim...
Ah, bir yapabilseydim...
İşte o zaman hatırlarım
Hayatta her şeyin iyi olduğunu
O anda anlaşılmasa bile...
Her şey sana zamanında gelecektir
Öyleyse zihnine şu düşünceyi yerleştir
Her şey olması gerektiği gibi gelişmektedir!

05-01-2012 05:12 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
RE: Kuzey Ay Düğümü Balık Burcunda - astrosohbet - 05-01-2012 05:12 PM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Ay Düğümü Transitleri Venüs 29 125,863 03-14-2019 04:38 PM
Son Mesaj: yagmurimu
  Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda astrosohbet 11 20,093 10-02-2018 09:45 PM
Son Mesaj: Feslegen
  Kuzey Ay Düğümü açıları Yakamoz 62 230,695 07-03-2018 09:52 PM
Son Mesaj: Libra
  Kuzey Ay Düğümü Oğlak Burcunda astrosohbet 5 15,095 04-24-2018 05:18 AM
Son Mesaj: Feslegen
  Kuzey Ay Düğümü Boğa burcunda astrosohbet 12 17,025 05-18-2014 05:52 PM
Son Mesaj: kalorifer
  Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda astrosohbet 7 14,165 05-02-2012 05:11 PM
Son Mesaj: Yakamoz
  Kuzey Ay Düğümü Kova Burcunda astrosohbet 7 13,167 05-01-2012 09:53 PM
Son Mesaj: Mahinur
  Kuzey Ay Düğümü Akrep Burcunda astrosohbet 4 9,733 05-01-2012 04:53 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Terazi Burcunda astrosohbet 4 8,551 05-01-2012 04:44 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Aslan Burcunda astrosohbet 4 17,631 05-01-2012 04:40 PM
Son Mesaj: astrosohbet

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir