Değerlendir:
  • 14 Oy - 3.43 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kuzey Ay Düğümü Oğlak Burcunda
Yazar Mesaj
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #5
RE: Kuzey Ay Düğümü Oğlak Burcunda
İLİŞKİLER

Duygularla Başa Çıkmak

Oğlak Kuzey Düğümü insanı kendisini geri çekmeyi ve başkala­rının duygularına kapılmasına izin vermemeyi öğrendiğinde bun­dan herkes kazançlı çıkar. Diğer insanlar kazanırlar, çünkü bu insan uygunsuz biçimde tepki göstermeden, onlar neler hisset­tiklerini ifade edebilirler. Oğlak Kuzey Düğümü insanı kazanır, çünkü duygusal tepkileriyle karşılaşmamak için başkalarını ya­tıştırmak, ödün vermek zorunda kalmaz. O diğer kişiyi objektif biçimde izleyebilir ve kendi kendisine şöyle diyebilir: "Evet, Joe bir huysuzluk nöbeti geçiriyor," ya da "Mary yine Mary'liğini ya­pıyor." O olumsuz enerjinin içine çekilmeden başkalarının ken­dileri olmalarına izin verebilir. Sağlıklı bir duygusal mesafe koy­ma alışkanlığı edinmek için, kendi kendisine şunu hatırlatabilir: "Başkalarının kendileri olmalarına izin verdiğimde, ben özgür olurum."

BAĞIMLILIK

Geçmiş yaşamlarda, bu insan ne zaman üzülse başkalarının onun yardımına koşmalarına alışmıştı, bu da onun duygusal den­ge için başkalarına güvenmesine yol açmıştı. Ancak, bu ona pa­halıya mal oldu: Bu davranış onu kendi sorunlarını çözmeye muk­tedir olduğunu bilmenin ve duygusal hallerinden sorumlu olma­nın gücünden yoksun bıraktı.
Başkalarından aşırı destek görmek aslında onun için bir kös­tek haline geldi ve kendi başına "toparlanamayacağını" hissetti­ği derin bir güvensizlik yarattı. Bu yüzden, bu enkarnasyonda onun artık duygusal bağımlılık oluşturmasına izin verilmemiştir. Gerçekten üzüldüğünde ve "paramparça" olduğunda, bu onun için iyi sonuç vermez onun haritasında bu böyle oluşturulma­mıştır. O, ne zaman aşırı duygusal olsa, başkalarının onunla ilgi­lenmek yerine, çekip gideceklerini bilmelidir. Bu, yaşamın ken­di kendini baltalayıcı duygusal bağımlılığı durdurma biçimidir.
Oğlak Kuzey Düğümü insanının duygusal üzüntüleri dipsiz bir kuyudur. O dikkat görmek ister: Birisinin onun duygusal ha­line girmesini ve onu düzeltmesini ister. Ama o buna göre dav­randığında, duygusal çılgınlıktan sonra kendisini iyi hissetmez ve diğer kişinin onun için kötü düşünmemesini umar. İşte bu yüz­den, bilinçli olarak, başkalarının saygısını kazanacak ve daha da önemlisi, kendi özsaygısını artıracak biçimde davranmak onun için çok önemlidir. Bu onu doğru yolda tutan ve değişen ruh hal­lerinin batağında yol gösteren bir pusuladır.
Bu insan özellikle ailesine aşırı bağımlılık geliştirmeye yat­kındır bu bir "dünyaya karşı biz" duygusudur. Onun yurtsever olmasının nedeni de budur bu, "onlara karşı biz" prensibinin bir uzantısıdır. Çoğunlukla o vergisini tam olarak ödemek için çaba gösterir; ülkesini, yani genişlemiş "aile birimini" desteklemek için kendi payına düşeni yapmak zorunda olduğunu hisseder. Bilinç­altı olarak, hâlâ, yaşamını sürdürebilmek için aileye bağımlı ol­duğunu hisseder. Geçmiş yaşamlarda, eğer aile onu reddetmişse, o kendisini geçindiremez ve yaşamını sürdürmesi tehlikeye girerdi. Oğlak Kuzey Düğümü insanı başkalarına bel bağlaması ge­rektiğini düşünür. O, orada başka birisinin bulunduğunu bilmek ister ve bir bağımlılık alışkanlığı yaratabilir: İnsanları arabasıy­la götürür, onlara öteberi satın alır, vb. Onun tüm yaşamı diğer kişinin çevresinde döner.
O birisinin onu desteklemek için orada olduğunu hissetti­ğinde, dünyaya başarıyla girmek için gereken cesareti toplayabi­lir. Ancak, o kişi birden çekip gidecek olursa, bu insan hem pro­fesyonel ve hem de kişisel olarak paramparça olur. Yıllarca başa­rılı olmuş olsa bile, hedeflerine erişemeyeceği düşüncesiyle deh­şete düşer.
Aslında, bu insan güçlü biridir. Bunu yanlış anladığında ve gücü partnerine verdiğinde, bu, ilişki için felaket anlamına gelir. O yönetimi ve tüm kararları vermeyi partnerine bıraktığında, bir yetişkin olmaz ve sonunda partnerinin saygısını ve sevgisini kaybeder. Yine de, o herhangi bir noktada durumu tersine çevi­rebilir, kendi kendisine, "Pekâlâ, şimdi gücümü geri alacağım ve bu ilişkide bir yetişkin olmaya başlayacağım," diyebilir ve dav­ranışını değiştirebilir.
Bazen, Oğlak Kuzey Düğümü insanı evlendiğinde, onun "çocuk kalıbı" harekete geçer. O, güvenli "aile" duygusunu elde eder etmez, diğer kişiye tüm sorumluluğu vermeye başlar. O bu­nu yaptığı sürece, asla mutlu bir evliliğe sahip olamayacaktır. Ne zaman bu insanın aşırı duygusal çocuk yanı ortaya çıksa, durum baş aşağı gider. Ama onun yapması gereken tüm şey, bilinçli ola­rak yetişkin yanma erişmek ve onu hemen uygulamaya başla­maktır! Bir kez o kendi başarısının sorumluluğu üstlendiğinde, diğerleri onu asla düş kırıklığına uğratmazlar. Oğlak Kuzey Dü­ğümü insanı yönetimi üstlenmiştir ve onun yaşamı sihirli bir hale gelir.

Kontrol

Oğlak Kuzey Düğümü insanı kendisini, kendi isteklerini öne sürmekte zorlanır, çünkü başkalarını üzmek istemez. Eğer diğer kişiyi incitirse, kendisini kötü hissedeceğini bilir, bu yüzden ger­çekten istemediği zaman bile razı olma eğilimindedir. Eğer ona yakın olan birisi bir şey yapmak ister ve o yapmak istemezse, di­ğer kişiyi mutsuz etmektense, ona katılır ve mutsuz olur. Bu tür bir durumda yönetimi üstlenmek için onun yapacağı en iyi şey, "Bunu yapmak istemiyorum" demek, bunun nasıl ters etkili ola­cağını açıklamak, kendisinin ne yapmak istediğini bildirmek ve ona bağlı kalmaktır. Bu özsaygısını geliştirir. O bunu duygusal bir yükleme olmadan yaptığında, bu diğer kişiye genellikle uy­gun gelir, böylece her iki insan da mutlu olur.
Bu insan başkalarının duygusal tepkileri tarafından yöne­tildiğini hissettiğinden, o da başkalarını kendi duygusal patlama­larıyla yönetmeye çalışır. Üzüldüğünde ya da sinirlendiğinde, duy­guları onun sözlerini ve enerji alanını doldurur ve diğerleri çoğu kez ona boyun eğerler, çünkü onlar Oğlak Kuzey Düğümü insa­nı istediğini elde edemediğinde ortaya çıkan yoğun duygularla uğraşmak istemezler.
Sonucu belirleyen şey, onun kendi isteğini öne sürme tarzı­dır. Örneğin, eğer o geç saatlere kadar çalışacaksa, mazeretler ileri sürme eğilimindedir: "Şey, sanırım işimi otuz dakikada biti­rebilirim ve sonra hemen aşağıya inip akşam yemeğini hazırlarım... Ve sen ne yemek isterdin... Aman Tanrım, aman Tanrım." Bu bir yetişkin olmak değildir; bu karşısındakini hoşnut etmeye çalışan bir çocuktur. Bir yetişkin şöyle bir şey söylerdi: "Bu ak­şam saat dokuza kadar çalışacağım, bu yüzden yemek yapacak vaktim yok, sen istersen çıkıp dışarıda yemek yiyebilirsin."
Öte yandan, eğer birisi onun bir şey yapmasını ister ve o da duygusal yükle, "Hayır, bunu yapmak istemiyorum!" derse, o ki­şi isteğinden vazgeçecektir. Ama bu yakınlığı geliştirmez. Bu in­sanın yapması gereken şey, akla uygun bir kendini yönetme po­zisyonu oluşturmaktır: "Bu hafta sonu seninle birlikte gitmek istemiyorum, çünkü Pazartesi sabahı iş için erken kalkmalıyım ve dinlenmem gerekiyor." O diğer kişiye bu kararı neden verdi­ğini bildirmeli ve sonra o karara bağlı kalmalıdır. Eğer o düşünmek için biraz zaman isterse, şöyle söyleme­lidir: "Bu iyi bir fikir gibi görünüyor. Bırak ben bunu biraz düşü­neyim ve sana haber veririm." O, başkalarının duygusal yoğun­luğundan etkilenmesine izin vermek ya da durumu kendi duy­gularıyla yönetmeye çalışmak yerine, kendisini akılcı bir biçimde savunmayı öğreniyor.

YÂDSIMA

Oğlak Kuzey Düğümü insanı bazen sorunlara göz yumar, çünkü duygusal olarak nahoş olan herhangi bir şeyle uğraşmak iste­mez. O, sorunlarla doğrudan yüzleştiğinde şu ya da bu şekilde bir kriz yaratacağından korkar. Eğer başka hiç kimse o sorunu ortaya getirmezse, o da bunu geçiştirir ve geçip gideceğini umar.
Sorun, onun duygularını inciten şeyleri açıkça söylememesidir. O, partnerini kaybetmekten korktuğundan, ilişkideki kü­çük sorumlulukların birçoğunu üstlenerek aşırı taviz verir. "Eğer onu gerçekten seviyorsam, istediği şeyi kabul etmem gerekir," diye düşünür. Açık konuşmaktan kaçınır ve onun yerine diğer kişiye kızar ve sessizleşir ve sonra ilişki yine de sona erer!
Başka bir yâdsıma yöntemi, sorumluluk üstlenmeyi ertele­menin bir yolu olarak anlayışsızlığı kullanmaktır: "Henüz onu sorumluluk üstlenecek kadar anlamıyorum." Oğlak Kuzey Dü­ğümü insanı aslında "kabul etmediğim" kastederken de "anlamıyorum" sözcüğünü kullanır. O şöyle diyebilir: "Bunu bana ne­den yaptığını anlamıyorum! Neden bu kadar üzgün olduğunu anlamıyorum!" Ama o aslında dikkati kendi üstüne çevirmekte­dir; o aslında şöyle demektedir: "Bunu bana yapmanı kabul et­miyorum! Bu kadar üzgün olmanı kabul etmiyorum!" O, bir çö­züm bulma sorumluluğundan kaçınmak için yadsımayı kullanır.
Duygulara karşı duyarlılığından ötürü, bu insan, ilişkilerin­de sorunlar olduğunda bunu keskin biçimde fark eder. Hoşnut­suzluğu yadsımak bir süre için işe yarayabilir, ama sorunlar "or­tadan kalkmaz." Oğlak Kuzey Düğümü insanı çözülmemiş sorunlardan asla söz etmek istemez, çünkü onun bir yanı çatışmayla başa çıkamayacağından korkar. Aslında, iltihaplanmış bir sorunun çözülmesi zamanla daha da zorlaşır bir görüş farklılığı boşanmaya yol açabilir. Onunla hemen yüzleşmek ve altta yatan duyguları açığa vurmak, sorunu konuşarak çözmenin ve her iki tarafta iyi duygulan yeniden oluşturmanın anahtarlandır. Part­ner, "Üzgünüm, bu ilişkide bir sorunum var" dediğinde, bunu yadsımak kesinlikle "nasıl kaybederim" demektir.
Oğlak Kuzey Düğümü insanının gördüğü sorunları açıkla­ması, onun için önemli olan ilişkileri korumasının anahtarıdır, ama her şey yaklaşıma bağlıdır. Eğer o diğer kişiye ilişkiyi önce­den belirlenmiş bir hedefe (mutlu bir evlilik; kalıcı bir dostluk; uzun vadeli bir iş ortaklığı, vb.) götürmenin sorumluluğunu üst­lenerek yaklaşırsa, sorunu karşılıklı olarak doyum verici bir çö­züm arama bağlamında açıklayabilir. Örneğin: "İlişkimizde beni üzen bir sorun var ve bunu konuşarak her ikimizin de neler his­settiğimizi, neye ihtiyaç duyduğumuzu ve sorunu her ikimize de yararlı olacak biçimde nasıl çözebileceğimizi öğrenmek istiyo­rum." O, olumlu hedefi aklında tutarak, sorunu tanımlamalı, o konuda neler hissettiğini açıklamalı ve diğer kişinin neler his­settiğini öğrenmelidir.
Bir kez o bilgi ve bakış açıları alışverişini başlattığında, her iki insanın daha yüksek bir duygusal esenlik düzeyine ulaşması için yolu açar. Bir sorunun uzun süredir çözülemediği bir evli­likte, sorumluluk üstlenmek, her iki kişinin birbirini anlamasını sağlamak için bir evlilik danışmanına gitmek anlamına gelebilir. Ne de olsa bu ilişki bir zamanlar her iki kişi de onu istemiş oldu­ğu için vardır; böylece uygun iletişimle ilk baştaki isteklilik yeni­den oluşturulabilir ve belki daha da güçlendirilebilir.

ROLLER

Doğru Eşi Çekmek

Bağımlılıkla geçen enkarnasyonlardan ötürü, Oğlak Kuzey Dü­ğümü insanı kendisini koruyup destekleyecek güçlü bir partnere ihtiyacı olduğunu düşünür. Bazen o partner olarak yanlış bir ki­şiyi onun geçimini sağlamak ve onu evde tutmak isteyen birisi­ni çeker. Ama eğer böyle olursa, bir süre sonra onun içsel benli­ği isyan etmeye başlar ve o çekilmiş olduğu kişiyi itmeye başlar. Bu enkarnasyonda, içindeki bir şey onun kendi kendisine bakıp geçindirebileceğini kanıtlamasını ister. Onun gerçekten ihtiyaç duyduğu kişi, kendi profesyonel ve kişisel otoritesini geliştirme­sini destekleyebilecek bir partnerdir.
Bu insan bir muhtaçlık pozisyonundan hareket ettiğinde, ilişkisi bozulur. Ancak, o bir ilişkiye kendi mutluluğunun sorum­luluğunu üstlenme kararlılığıyla girdiğinde, ilişki uygun önemi­ni kazanabilir. Ama onun aradığı doyum esasen bir ilişkiden gelemez; bu, onun misyonunu gerçekleştirmeye çalışmasından ve yaşama özsaygısını geliştirici biçimde sorumluluk üstlenerek ka­tılmasından gelecektir.
Yakın ilişkilerde bile, bu insan kendi otorite duygusunu ko­rursa partnerini yatıştırmak için taviz vermezse daha iyi du­rumda olur. Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve müt­hiş bir yaratıcı enerjiye ve gerçek bir yazarlık yeteneğine sahip olan bir müşterim vardı o henüz üniversitedeyken bile yazıları ulusal çapta yayınlanmıştı. Bu hanım evlenince yazı yazmayı bı­raktı, tüm enerjisini eşini ve çocuklarını duygusal olarak destek­lemeye verdi. O, "dikkatleri kendi üzerinde toplayıp kocasının özgüvenini sarsmak istemiyordu."
Aradan yirmi yıl geçti. Çocukları evi terk ettiklerinde, o ko­casına çok içerlemiş bir haldeydi, kendisi yazarlık kariyerini sür­dürmediği için kocasını suçluyordu. Kocası aslında onu yazı yaz­maya teşvik etmişti, ama müşterim, onu sözleriyle teşvik etse de, başarısının eşini duygusal olarak üzeceğini düşünmüştü. Onun eşiyle konuşma fırsatım oldu ve eşi gerçekten de onun kariyeri­ni izlemesini istemişti Hatta bunun aileye parasal katkısı da ola­caktı. Bu öykünün mutlu bir sonu yok: Müşterim kendi başarı­sızlık duygusundan ötürü kocasını suçlamayı sürdürdü, bu da onun yaşamının sorumluluğunu üstlenmesini engelledi. Oğlak Kuzey Düğümü insanı kendi hayatını yaşamamasının mazereti olarak başkalarının duygularını kullandığında olan budur. Aslında, zamanını özsaygısını geliştirecek biçimlerde kul­lanmaktan o sorumludur. Nereye gitmek ve ne yapmak istediği­ni anlaması gereken ilk kişi onun kendisidir. O zaman, o partne­rine kendisi için neyin önemli olduğunu bildirdiğinde, ilişki ona uymaya başlar!
Bir kez bu insan kendi hedeflerinin peşine aktif bir biçimde düştüğünde, dürüst davrandığında ve kendisi olduğunda, ona çe­kilen insanların ona destek mi yoksa köstek mi olacaklarını gö­rebilir. O durumda o objektif olabilir, çünkü yaşamını sürdür­mek için diğer kişiye ihtiyacı yoktur. Aslında, o bir hedef buldu­ğunda, kendisini o hedefe adadığında ve aktif olarak kendi yolu üzerinde olduğunda, doğru kişi ona çekilecektir. O zaman, o ruh­sal benliğiyle uyum içinde olan bir enerji yayar ve bu enerjiyi destekleyebilecek insanlar ona çekileceklerdir. Eğer o evliyse, so­rumluluk üstlenmesi eşine onu yeni bir biçimde destekleme fır­satı verecektir.

Anaç Anne

Oğlak Kuzey Düğümü insanı kişisel ilişkilerde abartılı bir "an­ne" rolünü çok kolayca üstlenir. Bu kesinlikle onun için ya da sevdikleri için iyi sonuç vermez. O, çoğunlukla, anaç anne rolü içinde başkalarının sürekli değişen duygusal enerji alanlarına tâbi olarak kaybolur. Ve yaşamının başkalarının karşılamaya çalıştığı duygusal ihtiyaçları tarafından yutulmuş olduğunu an­ladığında, kendisini haksızlığa uğramış, kurban olmuş hisseder. Aslında, hiç kimse bu insanın sağlama eğiliminde olduğu "mevcudiyet" miktarına ihtiyaç duymaz.
Onun anaç anne rolü oynamaktaki güdüsü, çevresindeki­lerin ruh hallerini mutlu tutmaktır. Ama başkaları bunu bir mü­dahale olarak algılarlar ve Oğlak Kuzey Düğümü insanı bir ener­ji tükenişi yaşar, böylece her iki insan da kaybeder. Ayrıca, baş­kalarının ruh hallerine aşırı duyarlılık bu insanın onlar tarafından kurnazca yönlendirilmesine de neden olabilir. Başkaları onun kendilerini iyi bir ruh halinde tutacak fiziksel şeyleri sağla­masına bağımlı olurlar. Bu bir sürekli besleme biçimidir ve bu insan bunu sağlamaktan dolayı kendisini iyi hisseder. Ama o ken­disini ona her zaman "bakıcı" rolünü oynamasını bekleyerek yak­laşanlardan korumalıdır.
Felsefi olarak, Oğlak Kuzey Düğümü insanı herkesin birbi­rine yardım etmesi gerektiğini ve herkes böyle yapsa, dünyanın daha iyi bir yer olacağını düşünür. Bu yüzden o, genellikle, elin­den geldiğinde yardım etmeye çalışır ve bunu gizli bir güdü ol­madan yapar. Ama o içgüdüsel olarak insanlara yardım etse de, bunu çoğunlukla, neyin gerçekten yardımcı olacağını bilmeden yapar. Başkalarının fiziksel ihtiyaçlarını dikkate alır, ama onla­rın daha derin gereksinimlerini düşünmez. O başkalarının ruhsal gereksinimlerini karşılayabilmek ister, ama bunu nasıl yapa­cağını bilmez.
Bu enkarnasyonda anaç anne rolü oynamak yerine, o "ba­ba" rolünü daha çok vurgulamalıdır başkalarının yapıcı hedefle­re ulaşmalarına yardım etmek için sorumluluk üstlenmelidir. Bu diğer kişinin niyetlerini doğru olarak ayırt etmek için dinlemek ve sonra bilinçli olarak yardım etmeye karar vermek anlamına gelir. Bazen o bunun diğer insanda bir "yönetimi üstlenme" tu­tumunu uyandıracağı umuduyla annelik rolünü üstlenir. Eninde sonunda, ilişkilerinin yürümesi için, bu insan başkalarının ger­çekten ne hissettiklerinin bilincinde olmalı ve sonra yönetimi ele almalıdır. Eğer o bir karar verirken yardıma ihtiyaç duyarsa, zor durumlarda baba rolünü üstlenmesine yardımcı olması için gö­rünmez bir baba figürüne kendi Yüce Gücüne başvurmalıdır.

YAKINLIK

Oğlak Kuzey Düğümü insanı yakınlığa değer verir: Özgürce ko­nuşabilmek, ruhunu açabilmek ve yargılanma korkusu olmadan yakın olmak ister. Bu yakınlık oluşmadığında, o bunu anlamaz. Yakın olmak istediği birisini bulduğunda, bu yakınlığı yaratmak için genellikle çok çalışır; ama bazen ne yaparsa yapsın sonunda kendisini engellenmiş hisseder. Onun derslerinden birisi her şe­yi kişisel olarak almamayı öğrenmektir: Bazı insanlar yakınlık, samimiyet istemezler. Herkes onunla aynı değerleri benimsemez. O, yakın olmak istemeyenlerle yakın olmaya çalışarak zamanını boşa harcamamayı öğreniyor. Eğer bu yürümüyorsa, onun yapa­cağı en iyi şey onu bırakmaktır. O diğer insanların yakın olmayı ya da olmamayı seçmelerine izin vermeli ve onların seçimlerine saygı göstermelidir.
Öte yandan, bazı insanlar bu insanla gerçekten yakın ol­mak isteyebilirler, ama o onlarla yakınlığa değer vermeyebilir. Bu kişi onun düzenli olarak gördüğü bir iş arkadaşı olabilir; ama Oğlak Kuzey Düğümü insanı yakınlık kurduğunda, sonunda ken­disini tükenmiş ya da çökmüş hisseder. Belki de aslında o diğer kişinin prensiplerine saygı duymuyordur. Bir kez daha, işin anah­tarı ayırt etmektir. Diğer kişi yakınlığı arzulasa bile, Oğlak Ku­zey Düğümü insanının yakın olmasının uygun olmadığı bazı in­sanlar olabilir. Bu insan kendi enerji düzeyini gözlemleyerek bu­nu anlayabilir. Eğer o kendisini mutlu ve canlanmış hissederse, o zaman o kişiyle yakınlık oluşturması uygundur.

İLETİŞİM

Oğlak Kuzey Düğümü insanının ilişkilerde ve yakınlık konusun­da yaşadığı sorunlardaki temel bir etken, onun dinlemeye eği­limli olmamasıdır. Eğer diğer kişi sadece dinlemeye gönüllü de­ğilse, bu insanla konuşmak neredeyse olanaksız olabilir. Dikkat onun üzerinde olduğunda ya da birisi onun görüşünü sorduğun­da o aşırı derecede heyecanlanır ve diğer kişinin istediği şeyle te­ması yitirir. O yardımcı olmak ister, ama gerçekten dinlemedi­ğinden diğer kişinin nereye doğru yöneldiğini ya da aradığı yanı­tı göremez böylece hiçbir odaklanma olmadan konuşup durur. Zihni konudan konuya atlar. Bu onun disiplinden yoksunluğunu yansıtır.
Diğer kişiyi gerçekten işitmek için, bu insan onu çok dikkatle, odaklanarak dinlemelidir. Çoğunlukla o dinlemez, çünkü bundan kazanacağı bir şey olduğunu düşünmez. Onu doğrudan ilgilendirmiyorsa, kendi içinden çıkma, diğerleriyle bağlantı kur­ma, empatize olma ve aktif olarak katılma zahmetine girmez bu aşırı çaba gerektirir. O yalnızca "Bu beni nasıl etkiler?" diye düşünür. Daha büyük bir şey sunulduğunda, o her zaman onun önemini anlamaz. Bu durumda başkalarıyla gerçekten bağ kur­madığından, bu dinlememe eğilimi onun özlediği yakınlığı oluşturmasını engeller.
Eğer diğer kişinin söylediği şey onu hemen etkilemezse, o başka bir şey düşünmeye başlar, bu yüzden yanıtı uygunsuz ola­bilir ve reddedilmeyi ya da yanlış anlamayı davet edebilir. An­cak, o diğer kişiyle gerçekten ilgilendiğinde, etkileşimlerinden da­ha çok şey kazanır. Bilerek dikkat gösterdiğinde ve diğer kişiyi işitmeye çalıştığında, yanıtları çok farklı olur. Her iki kişi de et­kileşimde kendisini daha rahat hisseder ve Oğlak Kuzey Düğü­mü insanı diğer kişiyi duymak için enerji harcamasının yararlı olduğunu anlar. O daha fazla doyum kazanacak ve hem kendisini hem de diğerlerini daha iyi anlayacaktır.
Bu insan, diğer kişinin gereksinimlerini işitmek yerine, ken­di gereksinimlerini ona projekte etmeye de eğilimlidir. O, "Bana ne istediğini söyle, onu yapıp yapamayacağıma bir bakarım," bi­le diyebilir ama diğer kişinin ne dediğini işitmez. Sözcükleri du­yar, ama anlamını anlamaz, böylece onlara göre davranamaz. Özellikle eğer ilişki duygusal ya da kişisel unsurlar içeriyorsa, di­ğer kişinin iletişimi ona tehdit edici görünebilir. Bunun nedeni, derinden derine, onun diğer kişinin fiziksel olmayan gereksinim­lerini karşılayamayacağını düşünmesidir. O, eğer anlasa bile, o konuda hiçbir şey yapamayacağından korkar ve o zaman diğer kişi düş kırıklığına uğrayacak ve bu insan kendisini yetersiz his­sedecektir.
İlişkilerinin yürümesi için, Oğlak Kuzey Düğümü insanı kar­şısındakini dikkatle dinlemeye odaklanmalıdır. Duyacağı şeyin onu üzebileceğinden korksa bile, ne olup bittiğiyle ilgili doğru bilgi edinmek için onu duymaya açık olmalıdır. Onun zihni hızlı çalışır, ama bu onun bildiği dokunaklı ya da pratik bir mesele olmadıkça, bilgiyi hemen işlemden geçiremez, bu yüzden o bilgi­nin zihnine girmesine bile izin vermek istemez. Bu insanın bilgi­yi diğer düğümsel gruplardakiler kadar hızlı işlemden geçirme­mesi tamamen anlaşılabilir bir şeydir, çünkü onun duyguları zihnine bağlıdır. Onun zihinsel sürecini duygularından ayırması biraz zaman alır ve genel tablo üzerinde düşünmek için özel bir zamana ihtiyacı vardır. O konu hakkında daha sonra düşünme­ye gönüllü olması, ona kendisini hemen yanıt vermek zorunda hissetmeden dinleme olanağı verir.
Bazen bir sohbette Oğlak Kuzey Düğümü insanı heyecan­lanıp şaşırır, çünkü diğer kişi ondan geribildirim ister ya da ona akıl danışır. O diğer kişinin onun yargısına saygı göstermesine şaşırır. Ama dinlemediğinde, diğer kişiye yardım etme sorumluluğunu üstlenmemiştir ve yanıt veremez. O başkalarına yardım etmeye odaklandığında, duygusal tepkisini aşabilir ve daha bü­yük tabloyu görme yeteneğini kullanabilir.
Bu insan her şeyi zaten bildiğini düşündüğünde başka bir iletişim engeli ortaya çıkar. Ve o kendi dünyasında her şeyin na­sıl işlediğini bilir. Kendi ailesinde statükoyu nasıl koruyacağını bilir ve kendi "rahmi"nde rahattır. Yararlanabileceği başka "dünyaların" da bulunduğunu görmek yerine, kendi dünyasının pren­siplerini korumak için savaşır. Oysa o zaten bildiği şeyler saye­sinde değil, bilmediği şeyler sayesinde gelişecek ve kazanacaktır. Eğer o çözüm yönelimli olursa zaten bildiklerinin ötesindeki fi­kirlere açık olursa "yanıtı" bilmemekten artık korkmayacaktır.
Dinlememesi onun fırsatları kaçırmasına da neden olur, çün­kü o daha geniş bakışla değil, sadece hemen o sıradaki işiyle il­gilenmektedir. Bu fırsatları kaçırmaya son vermek için, o bi­linçli olarak kendi kendisine şöyle diyebilir: "Bu kişi bana hangi fırsatı sunuyor? Bu durumun içindeki fırsat nedir?" O sunulan fırsatlara odaklandığında, onun dinleme kapasitesi odaklanmıştır? Ve sorumluluk üstlenmiş bir hale gelecektir.

BENMERKEZCİLİK

Oğlak Kuzey Düğümü insanı çoğunlukla benmerkezcidir ve onun empati yeteneğini kullanmamasının nedenlerinden biri de budur: O çaba harcamak, uğraşmak istemez. Kendisini çok pra­tik bir insan olarak görür. Bir sorunla ilgili olarak yapacağı bir şeyin olmadığını düşünürse, enerjiyi "boşa harcamak" istemez. O birisinin duygularıyla ilgilendiğini, onları anlayıp paylaştığını düşünebilir, ama bu gerçek bir ilgilenme değildir, çünkü bunun diğer kişinin esenliğine bir katkısı olmaz.
Empati birisiyle birlikte olmayı içerir. Bu aktif bir süreçtir: Bu süreç diğer kişinin durumunun "içine girmeyi" ve o kişinin hissettiği duyguları hissetmeyi içerir. Bu insanın sempatiden empatiye geçmesine yardımcı olacak şey, sempatinin eksikliklerini anlamaktır: Sempati sorunları çözmez.
Diğer düğümsel grupların hiçbirinin bu kadar büyük bir empati kapasitesi yoktur, yine de Oğlak Kuzey Düğümü insanı birisiyle aktif bir biçimde empatize olmaktan korkabilir. O diğer kişinin ne hissettiğini sezer ve eğer kendisi de onu hissederse, kendisinin de incineceğinden ve yine de yardım edemeyeceğin­den korkar. Oysa o kendi içinden çıktığında ve diğer kişiyle em­patize olduğunda, birden yanıtlar ona gelir ve o durumu yapıcı biçimde düzeltebilir.
Örneğin, babası kısa bir süre önce ölmüş olan Oğlak Kuzey Düğümlü bir erkek müşterim vardı. Babası ölmeden bir gün ön­ce müşterim hastane odasına girdi ve oksijen çadırında bulu­nan babası ona, kollarını uzatarak, "Soluk almakta zorlanıyorum," dedi. Müşterim yardım etmek için ne yapacağını bilemedi. Böylece, orada birkaç dakika daha kaldı ve sonra bir mazeret göstererek oradan ayrıldı. O daha sonra bu olay üzerinde düşün­düğünde ve babasıyla empatize olduğunda, orada kalıp babası­nın elini tutması gerektiğini anladı.
Bu insan güzel ve sevecen biçimde yardım edebilir o birkaç dakika ayırıp empatize olduğunda, tam olarak ne yapacağını bi­lir. O sempatiyi empatiden açıkça ayırt ettiğinde, empatik olmayı ister. İnsanlarla bağ kurmak ve aradığı yakınlığı oluşturmak için çaba göstermesinin ve insanlara bazı yollardan katkıda bu­lunmasının iyi olduğunu fark eder.

HEDEFLER

Hedef Yönelimi

Oğlak Kuzey Düğümü insanı için kurtuluş daha objektif olmak­ta ve yaşamın tüm alanlarında hedef yönelimli olmakta yatar. Bir hedef olmadan, o bir duygular denizinde sürüklenir ve ken­disinin ve çevresindeki insanların ruh halleri ve duyguları tara­fından aşağı çekilir. O bu duygusal bataklıktan ancak kişisel ya­şamından daha büyük bir hedefe bağlanarak çıkabilir. O hedefe tutunarak, kendisini bu duygusal enerji alanından çekip çıkara­bilir.
Bu insan, yaşamın duygular ve gereksinimler yüzünden saplanıp kaldığını hissettiği her alanında, belirli bir hedef sapta­malıdır. Örneğin, eğer o çocukları yüzünden saplanıp kalmışsa, çocuklarla başa çıkma yollan için bir hedef saptayabilir (örneğin, soluk alıp vermeye konsantre olmak, dinginlik halini korumak). Aslında, o her bir çocukla ilgili olarak belli bir hedef saptayabilir (Johnny'nin daha tasasız ve neşeli olmasına yardımcı olmak, Cindy'nin güven kazanmasına yardımcı olmak, vb.). Çocuğun o sıradaki ruh hali yerine hedefe odaklanarak, o kendi duygusal dengesini koruyabilecek ve bir ebeveyn olarak daha etkili olacak­tır.
Kendini bir hedefe adamak bu insan için anahtardır: Bir rolü vakarla oynamaya karar vermek, özsaygısı ve potansiyelini gerçekleştirmenin dürüstlüğü. O seçilmiş hedefine doğru çakşır­ken, karakteri bir hayli gelişir. Bir hedefe erişmek bu insan için son derece doyum vericidir; bu onun gücünü, uzmanlığını ve ye­terliliğini başka hiçbir şeyin yapmayacağı biçimde geçerli kılar. Sonunda, bu süreçten kazandığı özgüveni ve özsaygısı onun ger­çek ödülüdür.

Hedefler Saptamak

Belirlenmiş bir hedefinin olması Oğlak Kuzey Düğümü insanı için mutlak bir gerekliliktir. Bir hedefe doğru çalışma sürecinde, onun tüm yaşamı güç ve canlılık kazanır. Bu yüzden, uygun ol­duğunu hissettiği bir hedef bulması ve ona erişmeye çalışması, onun yaşamdan zevk almasının gerçek anahtarıdır. Bir kez o bir hedef belirlediğinde, duygusal güce erişimi onun o hedefe ulaş­masına yardımcı olur; bu onun duygularının son derece olumlu bir kullanımıdır.
Yaşamın herhangi bir alanında kendisine hâkim olmak onun için sağlıklıdır. Eğer beslenme biçimini kontrol altına alır ve yemek yeme alışkanlıklarına dikkat ederse, bu olumlu ve duygu­sal olarak besleyicidir ve o kendisini harika hisseder. Eğer dü­zenli bir egzersiz rutini oluşturursa, bu ona bir hedefe erişmek için disiplin uygulamaktan kaynaklanan bir özsaygısı verir.
Oğlak Kuzey Düğümü insanı yaşamını idare edebildiğini göstermeyi ve yeterliliğini kanıtlamayı arzular. O çalışmaktan korkmaz, ama kendisine fazla güvenmez ve ona güven verecek tek şey bir şeyi başarmasıdır. Ne kadar zeki olursa olsun, eğer o herhangi bir şeyi uygulamaya koymazsa, tüm potansiyelini gerçekleştiremez.
Bu insan için, hedeflere ulaşabilmek kısmen, yapabileceği şeyler konusunda gerçekçi olmayı içerir. Bir kez o büyük tabloyu gördüğünde, oraya sistemli bir biçimde ulaşmak için daha küçük hedefler saptayabilir. Ulaşabileceğini bildiği hedefler saptadığın­da, eriştiği her bir hedef ona bir sonraki hedefe doğru ilerleyecek güveni verir.
Örneğin, o yirmi beş kilo vermek isteyebilir. Yirmi beş kilo vermeyi içeren tek bir nihai hedef saptamaktansa, bir ayda bir kilo vermeyi hedeflemesi onun için daha iyi olur. Sonra, eğer o ilk ayda bir kilodan daha çok verirse, ikinci ayda iki kilo vermeyi hedefleyebilir. Eğer bu onun için erişilmesi zor bir sonuçsa, o za­man bir sonraki ayda beklentisini düşürmelidir. Önemli olan, onun esnek olması ve kendisine baskı yapmamasıdır o ulaştığı sonuçlara göre hedefi yeniden ayarlayabilir. Eğer daha küçük bir hedef saptar ve bu hedefe ulaşırsa, bu onun kendisini iyi hisset­mesini sağlar. Böylece o başarmış olduğu şeyi onaylar ve bir sonraki hedefe ilerlemek için daha çok güven duyar.
Bir zamanlar yüzerek egzersiz yapmak isteyen Oğlak Ku­zey Düğümlü bir müşterim vardı. İlk başta bu bey bir kulvarı aşırı hızlı yüzmüş ve bitkin düşmüştü. O, kulvar boyunca gidip gelerek yüzebilmek istiyordu ve yetmiş yaşındaki insanların böy­le yüzdüklerini görebiliyordu onlar bunu nasıl yapıyorlardı? Böy­lece, müşterim onlarla konuştu ve uygulama yaptı ve bir süre sonra o da kulvar boyunca gidip gelerek yüzmeye başladı. Onun bir sonraki hedefi bir mil yüzebilmekti ve bundan sonra bir mili kırk beş dakikada yüzme hedefini koydu. Sonra bunu otuz iki dakikaya indirdi ve bunun sonunda kendisini Olimpiyatlara ha­zırlanıyormuş gibi hissetti! Bu insan başarı konusunda işte böyle uzmanlaşır: Ulaşılabilecek hedefler saptar ve sonra onları geniş­letir. O hedeflerine, odaklanmış kalarak ve düş kırıklığına uğra­madan ulaşmayı öğreniyor. O zaman tüm süreç çok coşku ve ke­yif verici olur!

Hedeflere Erişmek İçin Akla Uygun Yaklaşımlar

Oğlak Kuzey Düğümü insanı için bu enkarnasyonun başlıca amaçlarından biri hedefe ulaşma sanatını öğrenmektir ve bir kez o bunu nasıl yapacağını öğrendiğinde, kaderi onu büyük bir başarıya yöneltecektir. Eninde sonunda, kendisine bakmayı, ken­di sorumluluğunu üstlenmeyi öğrenmek onun kaderidir. Sorum­luluğu ve yönetimi üstlenme zamanını erteleyerek, o canlılık ve gençlik kaynaklarını boşa harcar sonuçta, onu destekleyecek pa­rasal bir temel ya da bir iş kurmak enerji gerektirir. O yaşamı­nın kontrolünü ne kadar çabuk ele alır ve ilerisini plânlamaya başlarsa, başarı şansı o kadar artar. Onun yapacağı en iyi şey, ona doğru enerjik biçimde çalışmaya başlayabileceği uzun menzil­li bir hedef belirlemek ve hemen işe girişmektir!
Bu insan, çoğunlukla, daha büyük bir hedefin peşine düşmesinin kişisel yaşamına zarar vereceğinden korkar. Böylece, günlük zevklerine ve sorunlarına dalar, geleceğini garanti altına alacak mantıklı adımları atmadığını görmezlikten gelir. Fırsat­ları değerlendirmez, çünkü onun tek düşündüğü yapmak istedi­ği şeyin büyük tablosuna odaklanmak ve sonra işe koyulmak ye­rine yapmak istemediği şeydir. Aslında, dikkatini geleceği plân­lamaya vermesi onun şimdiki zamandaki mutluluğunu garanti etse de, o geleceğini oluşturmak için statükoyu (mevcut durumu) bozmak istemez.
Oğlak Kuzey Düğümü insanının mutluluğunun ve güven­liğinin sorumluluğunu başka kimse üstlenmeyeceğinden, o ken­di kaderinden kaçamaz. O sorumluluğu ne kadar çabuk üstlenir­se, bu o kadar kolay olur ve o kendisini ruhen o kadar çok beslenmiş hissedecektir. Örneğin, boşanma anlaşmasından aldığı parası neredeyse tükenmiş olan, Oğlak Kuzey Düğümlü bir müş­terim vardı. O evcil hayvanların bakımını içeren başarılı bir işi satın alma fırsatıyla karşılaşmıştı; kendisinden peşin bir ödeme talep edilmemiş ve ona malî gücünün yetebileceği bir ödeme plâ­nı sunulmuştu. Onun hayvanlarla arası iyiydi, onları seviyordu ve onların bakımını yapabilecek sanatsal yeteneğe de sahipti. Bu fırsat onun için gerçekten bir armağandı.
Müşterim hemen, bu fırsatın içerdiği şansı görmek yerine, duygusal olarak yüklü kaygılar yaratmaya başladı. Bu gerçekten de onun "kaderi" miydi? Yaşamının geriye kalan kısmında yap­mak istediği şey bu muydu? Bu onun tiyatro faaliyetlerini ve jimnastik salonundaki sabah derslerini engelleyecek miydi? O bana gelip, bu fırsatı kabul etmesinin mi, yoksa geçimini nasıl sağlayacağına karar verene dek zaman kazanmak için evini sat­masının mı daha doğru olacağını sordu.
Bir kez daha, Oğlak Kuzey Düğümü insanı geleceğin reali­tesine akla uygun bir biçimde odaklanmayı öğrenmektedir. Evi satmak yalnızca bir kararı erteleyecek ve bu kadını daha kötü bir pozisyonda bırakacaktı. Ve başka bir eve kira ödemek zorun­da kalacağından, onun daha da çok gelire ihtiyacı olacaktı. Ancak, eğer o gerekeni yapıp bu iş fırsatını kabul etseydi, geleceğini kolayca güvence altına alabilecekti. Bu ilk bir iki yıl boyunca onun tüm konsantrasyonunu ve enerjisini işe vermesini gerekti­recekti, ama bir kez iş oturduğunda ve düzgün işlemeye başladı­ğında, o adam tutup işi ona devredebilir (ve başkalarını yönetme konusundaki doğal yeteneğini kullanabilirdi). İki üç yıl sonra, o daha çok boş zamana ve hâlâ kendi evinde yaşamanın güvenliği­ne sahip olur ve işinden kazandıklarıyla geçinebilirdi.

Büyük Tabloyu Görmek

Oğlak Kuzey Düğümü insanı erişmek istediği hedefe odaklandı­ğında, başarıyı kolayca yaratabilir. Bu yüzden, kendi rolünü gü­venle oynayabilmesi için büyük tabloyu görmesi büyük hedefi gerçekten anlaması onun için çok önemlidir. Eğer o kendi rolünün tüm tabloyu nasıl etkilediğini tam olarak arılamazsa, güve­nini yitirir.

YÜCE BİR GÜÇ

Bağımlılık ihtiyacını güce dönüştürmek için, bu insanın onu kol­layacağına güvenebileceği ruhsal bir mevcudiyete ya da Yüce bir Güce uyumlanması iyi olur. Bu onun dağınık duygusal ihtiyaçla­rının ötesine odaklanmasına ve kontrol edici olmadan kontrole sahip olma duygusunu korumasına yardımcı olacaktır. Eğer bu insan bir durumu kontrol edemediğini hissederse, çıldırır. Örne­ğin, eğer o araba kullanırken trafik onu yavaşlatıyorsa, çoğun­lukla aşırı tepki gösterir. Aslında, kendisini yaşamın kontrolü­ne sahip hissetmek istemesi onun için geçerlidir. Ancak, trafik örneğinde olduğu gibi, bu her zaman mümkün değildir; o, dış ko­şullar ne olursa olsun, sonuçta kendisinin kontrolüne sahip ol­duğunu anlamalıdır.
Onun bunu yapmasının bir yolu, Yüce bir Gücün her za­man kontrolü elinde tuttuğunu ve böylece, her ne oluyorsa bu­nun sonunda onun yararına olacağını anlamasıdır. Yukarıdaki örnekte, trafik yüzünden gecikmek onun kaçınmak istediği bi­riyle karşılaşmayacağı anlamına gelebilir! Onun gözlerini büyük tablodan ayırmaması kendisini çaresiz hissetmesini önler. O za­man, o görünüşte kontrol edemediği bir durumda bulunurken, "Bunun bir nedeni vardır," diyebilir ve işi oluruna bırakabilir.
Oğlak Kuzey Düğümü insanı, onu yapmak için dünyaya geldiği bir işi, kaderinin bir parçası olan "yüksek bir misyonu" olduğunu hisseder. Eğer o bu yaşam amacını gerçekleştirmezse, onun bir parçası derin bir doyumsuzluk ve suçluluk duyar. Bu kader bu düğümsel gruptaki insanların her biri için farklıdır, ama bu insan hangi yöne gideceğini içsel olarak bilir. Bu daima, bir otorite pozisyonuna erişmeyi, sorumluluğu kabul etmeyi, bir ideali temsil etmeyi, ya da kişisel yaşamından daha önemli olan bir gerçeği sergilemeyi içerecektir.
Oğlak Kuzey Düğümü insanı misyonunu bilecektir, çünkü bu onun önünde açılan doğal yoldur. O, hatta bu yolu bir süre izleyebilir, kendisini harika hissedebilir ve olağanüstü bir başarı kazanabilir ve sonra şu ya da bu nedenden ötürü o yolu terk edebilir. O geri dönüp parçaları toplamazsa ve o misyon duygu­sunu izlemezse kendisini huzursuz hissedecektir. Basarı ya da başarısızlık meselesi onun kendisini bir misyona adamasından ve o hedefi aktif biçimde izlemesinden çok daha az önemlidir. Bu insan kişisel gereksinimlerini karşılamanın ötesinde bir şey başaramayacak kadar saplanıp kalma ve oyalanma ayartısını aş­malıdır. O, çaba harcadığında ve toplumsal bir iyiliği kendi rahat kalma arzusunun üstünde tuttuğunda, bir sevgi duygusuyla ve "bu doğrudur" hissiyle dolar. O zaman, misyonunu yerine getir­diğini bilir.

Rol Modelleri

Oğlak Kuzey Düğümü insanı rol modellerini sever o iyi bir ze­kâsı, görüntüsü, dile hâkimiyeti olan, ya da onun hayran olduğu bir hedefe ulaşmayı başarmış birisi gibi, onun ideali olan o kişi gibi olmak ister. Bu onun için olumlu bir şey olabilir. Benzemeye çalıştığı bir rol modelinin olması onun gelişmesine yardımcı olur ve sonuçta herkes kazanır!
Başarılı kişilere benzemeye çalışmak bu insan için iyi sonuç verir. Eğer o gerçekten dikkat ederse, rol modelinin işleri yapış biçiminden cesaret alabilir ve kendisinin nasıl başarılı olacağını öğrenebilir. Geçmiş yaşamlarda, o gemiyi yönetmenin sorumlu­luğunu üstlenen otoriter yanını geçersiz kıldı. Yaşamlar boyunca başkalarının yönetimde olmalarına izin verme sürecinde, onun yönetimi üstlenme kapasitesi zayıfladı. Ama bu enkarnasyonda gemiyi yönetmek onun işidir; sevse de sevmese de, başkaları onun böyle yapacağına güvenmektedirler. O sorumluluğu üstlen­diği her seferinde, başkaları onu takdir eder ve desteklerler ve tüm yaşam da onu destekler. Kaderi tarafından yöneltildiği rolü üstlenmek ve bu süreçte başkaları için bir rol modeli haline gel­mek ona bağlıdır.
Oğlak Kuzey Düğümü insanı onun yaptığı işin onurunu başkalarının kazanmalarına izin verir. Gizliden gizliye, onun bir yanı herkes tarafından sonuçtan sorumlu olarak tanınmak iste­mez hatta o sonuç başarılı olsa bile. O sadece misyonunu yerine getirmiş olduğunu görmekten dolayı mutludur; ille de işin onurunu kazanma güdüsü duymaz. Oysa pratik bir düzeyde, bir işin onurunu kazandığında onu kabul etmeye gönüllü olması onun en yüksek hayrınadır.
Bir kere, herkes tarafından tanınmak ve saygı görmek onun için sağlıklı bir enerjidir bu onun özsaygısını geçerli kılar, doğru yolda olduğunu ve toplumsal bir gereksinimi karşıladığını gösterir. Başarının onurunu birisi kazanmalıdır ve bu kişi o da olabilir, çünkü böyle tanınıp onurlandırılmanın enerjisi onun ego­sunu değil, psişesinde enerjiden yoksun olan bir alanı besler.
Ayrıca, tanınmayı kabul etmesi ona üstlendiği projelerde başarı yaratabilen bir birey olarak daha fazla güvenilirlik sağlar. Örneğin, eğer o iş arkadaşlarını şirket için iyi olan bir değişikliği yapmak üzere organize ederse ve projenin başını çeken kişi ola­rak tanınmayı kabul ederse, onun yöneticilik yetenekleri onaylanacaktır ve bu durumda o yeteneklerini daha iyi kullanabileceği pozisyonlara terfi ettirilebilir. Tanınmak, onun toplumsal so­rumluluk duygusunu uygulamak için daha çok fırsat bulmasının anahtarıdır.

YÖNETİCİ

Bu, evrenin Oğlak Kuzey Düğümü insanının toplumsal pozis­yonlara gelmesini ve profesyonel hedefleri gerçekleştirmesini desteklediği bir enkarnasyondur. O yönetimde olduğunda özel­likle iyi iş yapar, çünkü mükemmel bir yöneticidir. Bir duruma otorite pozisyonundan yaklaştığında, çok özgüvenlidir; bu onun hem kişisel, hem de profesyonel yaşamı için geçerlidir.
Ayrıca, başkalarını yönetme sürecinde, bu insan kendisini nasıl daha iyi yöneteceğini de öğrenir. Bunun gerçekleşmesi için, o dürüst olmalı ve verdiği sözleri kesinlikle tutmalıdır. Kendi gü­cüyle temasta kalmak için, o randevularına zamanında gitmeli, yapacağını söylediği şeyi yapmalı, başkalarına karşı dürüst olmalı ve daima özsaygısını geliştirecek biçimde davranmalıdır. Bu onun yaşamını güçlendirecektir. Çocuksu ya da sorumsuz davra­nışının onun "yanına kâr kalmasına" izin verilmeyecektir.
Geçmiş yaşamlarda, bu insan muazzam bir duygusal du­yarlılık geliştirdi. O bir an durup başkalarının duygusal halleri­ne "uyumlandığında," diğer insanların gereksinimlerini ve kay­gılarını doğru olarak anlar ve onlarla hedefe ulaşmak için gerekli zihinsel ve duygusal desteği sağlayacak biçimde konuşabilir. Bu başka insanların çoğunda olmayan bir yetenek olmasına karşın, o bunu otomatik olarak yapar. Bu enkarnasyonda, o büyük tab­loyu görme ve hedeflere ulaşmak için izlenecek doğru yolun far­kında olma yeteneğine de sahiptir. Bu (geçmiş yaşamlarda olma­yan) yeni bir yetenektir; o bu yeteneğe sahip olduğunu fark et­mek için onu kullanmaya başlamalıdır. Bu yetenek onu son de­rece başarılı bir yönetici yapar, çünkü o başkalarını onların neler hissettiklerinin farkındalığıyla yönetebilir, motive edebilir ve an­layışla yönlendirebilir. Oğlak Kuzey Düğümü insanı daha yüksek pozisyonda bulunanlar onu ya da başkalarını iyi yönetmediklerinde üzülür. İçin için, bilgisizlik ve/veya duyarsızlıktan kaynaklanan kötü yö­netime içerler, çünkü o başkalarını küçültmeden gönüllü destek­lerini sağlayacak biçimde yönetmeyi içgüdüsel olarak bilir. Bu durumda çok mutsuz ve eleştirici olabilir. O sorumluluk üstlen­menin çevresinde dolaşıp durur ve işlerin nasıl yönetilmesi ge­rektiği konusunda fikirlerle doludur. Yönetim başka birisinde ol­duğunda o "çizgiyi aşma" noktasına yaklaşır, çünkü "gösteriyi yö­netmesi" gerektiğini düşünür ve gerçekten de o bunu yapmalı­dır! Ama çoğunlukla, yönetimi üstlenmekten korkar ve son da­kikada şöyle der: "Yo, hayır, bunu sen yap ve ben sana yardım ederim." O geri durduğunda, fikirlerinin işe yarayıp yaramaya­cağını asla gerçekten bilemez.
Bu insan, insancıl ve akılcı yönetim yeteneğine sahip oldu­ğundan, birçok insanın etkilendiği bir durumda o kötü bir yöne­tim biçimini değiştirme sorumluluğuna sahiptir. O bir terfi için başvurmalı ya da bilgisini uygun biçimlerde paylaşarak duruma iyi yönetim getirmek için elinden geleni yapmalıdır. Örneğin, du­yarsız yönetimden ötürü onun duyguları incinmişse, bunu so­rumlu bir biçimde iletebilir: "Siz farkında olmayabilirsiniz, ama bu beni çok incitti..." ve sonra yöneticiye durumu düzeltmek için ne yapabileceğini bildirebilir. "İş unvanımı değiştirmeniz beni çok incitti. Bana bir önem duygusu veren bir iş unvanım oldu­ğunda ben daha iyi karşılık veririm." Başkalarının daha iyi yö­netimi öğrenmelerine yardıma olarak, o kendi bilgisini geçerli kı­lar ve misyon duygusunu tatmin eder.

FIRSATLARI YAKALAMAK

Oğlak Kuzey Düğümü insanı, genellikle, neyin olabileceğinin viz­yonunu görmez. O, genellikle, her ne yapıyorsa onda iyidir, onun güvenliğini sever ve çok çalışkandır; ama fırsatları tanımaya alı­şık değildir. Hayatta daha sonra pişman olmaması için fırsatları yakalaması onun için önemlidir. Bu insan kendi dünyası içinde aşırı sınırlanmasına izin ver­diğinde, gelecek için olanakları hayalinde canlandıramaz. O baş­ka insanların riskler aldıklarını görür ve bunun için onlara hay­ranlık duyar, ama kendisi aynı şeyi yapmaya çekinir, çünkü sa­hip olduklarını kaybetmekten korkar. O, güvenliğin durgunluğa götürebileceğini anlamalıdır.
Bu, fırsatlardan yararlanmayı öğrenme enkarnasyonudur. O bir hedefe odaklanmalı ve sonra kendisini ona erişmeye yüzde yüz adamalıdır. Bu insan buna kesin olarak karar verdiği anda, bunu yapacak güce de sahip olur ve birden fırsatlar onun yolu­na akın eder. O her fırsattan yararlanıp onu sonuca ulaştırdığın­da, nihai hedefine doğru bir adım daha atmış olur. O bir aşamayı tamamladığı her seferinde, başarının enerjisi ona bir sonraki fır­satı yakalayacak gücü ve güveni verir. O yolun kendisinden o ka­dar çok güç ve yeterlilik kazanır ki, hedefine eriştiğinde, o pozisyonda olmak için tam niteliklidir ve içsel olarak merkezlenmiştir.

FIRSATLARI TANIMAK

Aile çevrelerinde geçirdiği pek çok yaşamdan ötürü, Oğlak Ku­zey Düğümü insanının fırsatçı bir biçimde düşünmekten çok destekleyici biçimde düşünmesi doğaldır. O insanlara yardım et­me konusunda doğal bir arzu duyar ve işte bu yüzden yardıma ihtiyaç duyan insanları kendine çeker. Ama o, aynı zamanda hem diğer kişiye hem de kendisine yardım edebilme olanağına açık olmak ve böylece her iki tarafın da kazançlı çıktığı bir du­rum yaratmalıdır. Bu enkarnasyonda o yaşamın getirdiği fırsat­ları kendi pozisyonunu ilerletmek, yeterliliğini kanıtlamak ve kişisel olarak "tepeye" çıkmak için kullanmayı öğreniyor.
Örneğin, yaşam sigortası poliçesi satan Oğlak Kuzey Dü­ğümlü bir arkadaşım vardı. Onun müşterilerinden biri öldü. Ar­kadaşım, şimdi müşterisinin büyük bir işi miras alan ve onunla ne yapacağını bilemeyen dul karısıyla çalışıyordu. Yardım etmek istediğinden, o bu kadını bir iş simsarıyla bir araya getirdi ve o hanım bu anlaşma sonucunda epey para ve bazı çok değerli hisse senetleri aldı. Simsar, arkadaşıma, "Bundan ne pay istersin?" di­ye sorduğunda, o "Ben sadece bu hanıma yardım etmek istemiş­tim," diye yanıtladı. Arkadaşımın bir komisyon ve bir miktar his­se senedi alması gerekirdi, ama bu insanlar çoğunlukla bu şekil­de kucaklarına düşen fırsatları kaçırır ve daha sonra buna piş­man olurlar.
Bu insan, yaşamın ona getirmek istediği armağanlar olan beklenmedik fırsatlara karşı uyanık olmalıdır. Eğer toyluğundan ötürü fırsatı kaçırırsa, o simsarın yapmış olduğu gibi, başka bi­risi bunu ona gösterecektir. Geçmiş yaşam deneyiminden yok­sun olduğundan, Oğlak Kuzey Düğümü insanı fırsatları her za­man kendi başına görmeyi bekleyemez ama başkalarını dinleye­bilir. Birisi ona, onun için kişisel kazançla ilgili bir soru sordu­ğunda, onun yapacağı en iyi şey: "Hele bunu bir düşüneyim, da­ha sonra sana haber veririm," demektir. O yavaşlamak ve kendi­sine mesele üzerinde düşünecek zamanı tanımalıdır.
Yaşam ve diğer insanlar, derin bir düzeyde, bu insanın dış dünyada olmaya alışık olmadığını bilirler. Bu yüzden, dış dünya­da başarılı olan insanlara sorarak neyin adil olduğunu öğrenme­si onun için tamamen uygundur. Daha da iyisi, o fırsatı işaret eden kişiye şöyle diyebilir: "Bu durumda sence ne adil olur? Eğer benim durumumda olsaydın sen ne yapardın?"
Oğlak Kuzey Düğümü insanı son derece aktiftir ve düşün­meden hareket etme eğilimindedir. Ama huzursuz, yönlendiril­memiş hareket onun için ters etkidir. O bunu yaparken kendi­sini öylesine kaptırır ki, durup, enerjisinin onu nereye götürdüğünü ya da götürmediğini nihai sonucun ne olacağını, ya da onun diğer insanları nasıl etkileyeceğini düşünmez. O eylemleri­nin olası sonuçlarının daha çok farkında olmak ve enerjisini du­rumların üzerine çıkmasına yardımcı olacak biçimlerde yönlen­dirmelidir. O sonuçlardan sorumlu olduğundan, sonuçların iste­diği gibi olmasını sağlamak için sürecin sorumluluğunu da üst­lenmelidir. Örneğin, babası Oğlak Kuzey Düğümlü olan bir kadın müş­terim vardı. O aile üyelerinin birbirlerine çok yakın oldukları bir aileden geliyordu ve yıllar boyunca amcaları ve diğer akrabaları onun babasına zengin olması için birçok fırsat sunmuşlardı. On­lar onun babasına emlak anlaşmaları, iş ortaklıkları ve yatırım­lar sundular. Ama babası fikrini değiştirmedi: "Hayır, ben çalı­şan bir adamın, yatırım yapmam." Böylece, o hiçbir zaman bir ev satın almadı, kendi geleceği ya da ailesinin geleceği için bir yatırım yapmadı. Haftada altı gün uzun saatler çalışarak günlük sorumluluklarını karşıladı, ama geleceğe yönelik ve akla uygun bir biçimde sorumlu olmak için inisiyatifini kullanmadı.
Bugün, müşterimin amcalarının ve kuzenlerinin hepsi zen­ginler, ama emekli olan babası para sıkıntısı çekiyor ve o bu du­ruma nasıl düştüğünü anlamıyor. O kendi rahatlık kuşağında adım adım yürüdü. Bilinçaltı olarak, o sorumluluğu bir başkası­nın üstleneceğini düşünmüştü; bu da, Oğlak Kuzey Düğümü insanı için "nasıl kaybederim"e eşittir.
Bu insan, çoğunlukla, "iyi bir durumu ya da işi bozmamak" ya da başkalarının duygusal tepkilerinden sakınmak için tutucu bir pozisyona "saplanıp kalır." Ayrıca, o işleri yapmanın yerleşik biçimini destekleyerek, kendi görüşünü savunmak zorunda kal­maz. O bunun bir fırsatları kabul etme enkarnasyonu olduğunu anlayıncaya dek, riskler almak istemez. İstikrarlı yaşamının gün­lük güvenliğini yitirmekten ve değişimin sorumluluğunu üstlen­mekten korkar.
Bu düğümsel pozisyonda bulunan, küçük bir acente işleten ve büyük bir binada bir büro kiralamış olan bir erkek müşterim vardı. Binanın sahibi ona büroyu uygun bir fiyata satın alma fır­satını sundu. Müşterim büroyu satın almadı, çünkü onun parası yoktu. O bunu yapmanın bir yolunu bulabilirdi, ama bu fırsatı görmedi. Onun ilk düşüncesi şuydu: "Büroyu kiralayabilecek­ken, neden ona sahip olma yükünün altına girmeyi isteyeyim?" Daha sonra büro öyle yüksek bir fiyata satıldı ki, müşterimin bu fiyatı hiç bilmemesi daha iyi olurdu! Hedef yönelimli hale gelerek, bu insan, her şeyin onu hede­fine eriştirecek bir basamak olması için, her "engeli" kendi yara­rına nasıl kullanacağını öğreniyor. Beklemediği etkenler ortaya çıktığında, o büyük tabloyu görmeyi ve duygusal olarak ezilmek yerine, her şeyi kendi yararına kullanabileceği bir fırsat olarak karşılamayı öğreniyor.
Örneğin, eğer Oğlak Kuzey Düğümü insanı bir maraton için idman yaparken bir baldır kasını zorlayıp incitmişse ve bu yüzden birkaç hafta koşamayacaksa, o bu zamanı bedeninin üst kısmını güçlendirmek için kullanmalıdır. Eğer o başarmayı aklı­na koymuşsa, vuku bulan her şeyi kabul edebilir ve onu kendi yararına kullanabilir. Bu süreç sonucunda kazanılan kendi ken­dine yeterlilik duygusu çok büyük olacak ve bu insan hayallerini gerçekleştirmek için gereksindiği niteliklere hep sahip olduğunu anlayacaktır.

Duygusal Enerjiyi Güce Dönüştürmek

Aile yaşamına dalarak ve duygulara odaklanarak geçirdiği bir­çok yaşamdan ötürü, bu enkarnasyonda, Oğlak Kuzey Düğümü insanı ham duyguya doğrudan erişme yeteneğine sahiptir. Tek sorun, onun o duyguya saplanıp kalmasıdır! Duygu muazzam bir güçtür ve bu insan bunu olumlu bir biçimde yönlendirmeyi öğreniyor.
İroni şu ki, bu insan, daima, barındırdığı olumsuz duygu­nun yapısında var olan olumlu niteliklerden yoksun olduğunu dü­şünür. Örneğin, bu düğümsel grupta bulunanlar içinde bastırıl­mış öfkeyle dolu olanlar, genellikle, kendilerini öne süremediklerini, inisiyatiften, cesaretten ve bağımsızlıktan yoksun oldukları­nı hissederler bunlar, olumsuz ifadesi öfke olan ham duygusal enerjinin olumlu yanının veçheleridir. Bu insan bu enerjiyi, bi­linçli olarak, sorumluluk üstlenme tutumuna yönlendirerek, onu doğal olarak yapıcı bir yöne onun aleyhine değil, lehine çalı­şacağı bir yöne akıtacaktır.
Ne ilginçtir ki, astrolojide inisiyatifi, cesareti, kendini öne sürmeyi ve bağımsızlığı yöneten gezegen Mars öfkeyi de yöne­tir. Öfkeli enerjiyi olumlu bir biçimde dışa çıkartmak için, Oğlak Kuzey Düğümü insanı yaşamının her alanında sorumluluk üstlenmeli, kendisini öne sürmeli ve inisiyatifini kullanmalıdır.
Örneğin, bu düğümsel pozisyonda bulunan ve arkadaşını büyük bir giysi satışına götürmek için işini gücünü bırakan bir kadın müşterim vardı. Onlar oraya öğleden sonra saat l:00'de gitmeyi kararlaştırmışlardı. Müşterim saat 6.30’a kadar serbest­ti, o saatten sonra başka bir randevusu vardı. Ancak, arkadaşı geç geldi, satışta çok zaman harcadı ve eve gitmeden önce tuva­lette "kendisine çeki düzen vermekte" ısrar etti. Müşterim, za­manın akıp gidişini izlerken giderek daha çok öfkelendi. O, arka­daşına saat 6.30’da bir randevusu olduğunu söyledi, ama arka­daşı aldırış etmez görünüyordu. Sonunda, müşterim randevusu­na geç kaldı ve akşamın geriye kalan kısmında öfke ve düş kırık­lığı hissetti.
O, öfkeli enerjiyi inisiyatife nasıl dönüştürebilirdi? Daha başlangıçta idareyi ele alabilir ve "Alışverişi saat 5.00’te bitir­meliyiz," diyebilirdi. Daha başlangıçta hedefi belirterek, bu in­san istediği şeyi elde edemeyip öfkelenmekten kaçınabilir. Onun güdüsü saf olduğunda yardım etmek istediğinde parametrele­rin neler olduğunu başkalarına önceden bildirmelidir: "Ben sana bu konuda yardım ederim, ama işimiz şu saatte bitmiş olmak. Bu senin işine gelir mi?" Böylece, olup bitenle ilgili bir farkındalık ve anlaşma olacak ve o öfkeyi yönetimsel enerjiye dönüştür­müş olacaktır.

İYİLEŞTİRİCİ TEM ŞARKI

Müzik, riskler almamızı duygusal olarak güçlü bir biçimde destekleyebildiğinden, her düğümsel grup için, onun enerjisini olum­lu bir biçimde değiştirmesine yardımcı olması amacıyla iyileştiri­ci bir şarkı yazdım.

Yuvaya Gidiş

Bu şarkının mesajı, Oğlak Kuzey Düğümü insanının bilincini daha cesur bir hale yöneltmeyi, onu, bildiği yuvanın sınırlayıcı güvenliğini terk ederek görkemli bir başarı içeren yeni yuvaya erişmeye teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Seçilmiş şarkı sözleri:

Hiç benim hissettiğim gibi hissettin mi?
İleri doğru yürümek zorunda olduğunu
Ve sonraki adımını yeni bir şeyin içine atacağını bilirsin
Bulunduğun düzeyin ötesini göremezsin
Bırakmaya korkarsın, çünkü içinden bilirsin ki
Geri dönüş yoktur daha önce bulunduğun yere
Bulunduğun düzeyin artık sana bir yararı yok
Geçmişi bırak ve yürümeye devam et
Yuvayı terk ettiğini mi düşünüyorsun?
Hayır, hayır! Sen Yuvaya gidiyorsun!

05-01-2012 05:06 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
RE: Kuzey Ay Düğümü Oğlak Burcunda - astrosohbet - 05-01-2012 05:06 PM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Ay Düğümü Transitleri Venüs 29 125,863 03-14-2019 04:38 PM
Son Mesaj: yagmurimu
  Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda astrosohbet 11 20,091 10-02-2018 09:45 PM
Son Mesaj: Feslegen
  Kuzey Ay Düğümü açıları Yakamoz 62 230,688 07-03-2018 09:52 PM
Son Mesaj: Libra
  Kuzey Ay Düğümü Boğa burcunda astrosohbet 12 17,025 05-18-2014 05:52 PM
Son Mesaj: kalorifer
  Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda astrosohbet 7 14,165 05-02-2012 05:11 PM
Son Mesaj: Yakamoz
  Kuzey Ay Düğümü Kova Burcunda astrosohbet 7 13,167 05-01-2012 09:53 PM
Son Mesaj: Mahinur
  Kuzey Ay Düğümü Balık Burcunda astrosohbet 3 10,150 05-01-2012 05:12 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Akrep Burcunda astrosohbet 4 9,733 05-01-2012 04:53 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Terazi Burcunda astrosohbet 4 8,551 05-01-2012 04:44 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Aslan Burcunda astrosohbet 4 17,629 05-01-2012 04:40 PM
Son Mesaj: astrosohbet

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir