RE: Kuzey Ay Düğümü Koç Burcunda
İLİŞKİLER
BAĞIMLILIK
Başkalarıyla (özellikle eşiyle) uyuma bağımlılık, Koç Kuzey Düğümü insanı için bu enkarnasyondaki esas sorundur. Aslında, sorun bağımlılığı aşar bu onun partneriyle, bazen de önem verdiği tüm kişilerle tam olarak özdeşleşmesini içerebilir. Koç Kuzey Düğümü insanı, çoğunlukla, partneriyle öylesine özdeşleşir ki, onun duyguları tarafından ezilir. Diğer kişi herhangi bir konuda endişelendiğinde, o hemen uyumu tekrar sağlamak için gerekli olan şeyi söyler ki kendisini daha iyi hissedebilsin. O partnerine kendisinin bir uzantısıymış gibi davranır ve sonra, kendisini yeniden rahat hissedebilmek için partnerini "düzeltmeye" ve uyumlu' kılmaya çalışırken sabrını yitirir. Ama onun sabrını yitirmesi genellikle durumu daha da kötüleştirir.
Bu insan, partnerini istediği gibi yönlendirerek kendi içsel uyumunu yeniden kazanmaya çalışmasının iyi sonuç vermeyeceğini anlamalıdır. Partnerinin uyumsuzluğunu hissettiğinde işe yarayacak olan şey, onun partnerinden nazikçe izin isteyip, bir süre yalnız kalmasıdır. Onlar kendisinden yardım istemedikçe, Koç Kuzey Düğümü insanı başkalarına, onların kendi hissettikleri şeyi deneyimlemelerine ve kendi başlarına halletmelerine izin verecek kadar saygı göstermelidir. İnsanlar daha derin bir özfarkındalık düzeyine böyle erişirler.
Ayrıca, bu insan, ondan biraz uzaklaştığında partnerinin neler hissettiğini daha iyi anlayabilir. İşte bu yüzden onun kendi kimlik duygusunu güçlendirecek kişisel eşyasıyla çevrili kendi alanına sahip olması çok önemlidir. Onun, partneriyle aşırı özdeşleştiği zaman gidebileceği yalnız kalabileceği bir yere ihtiyacı vardır.
SINIRLAR
Bu insan, kendisinin ve partnerinin sınırlarını tanımayı reddettiği ve diğer kişinin onun "merkezi" olmasına izin verdiği sürece, içsel sükûneti asla deneyimleyemez. Örneğin, evlilik sorunlarını çözme umuduyla bana gelen Koç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Bu bey yirmi üç yıldır evliydi, epey zengindi ve onun davranış kalıbı hep, karısının huysuzluğunu ona hediyeler alarak yatıştırmak olmuştu. Birlikte uzun yolculuklara çıkıyorlardı ve müşterim karısını mutlu etmek için her şeyi yapıyordu; çünkü karısı mutlu olduğunda o da mutlu oluyordu. Ama karısını kendi merkezine yerleştirmiş olduğundan, onun yaptığı şey tümüyle kendisinin rahat kalması ve bir sağlamlık duygusu hissetmesi için karısını yönlendirmekti.
Yıllar geçtikçe müşterimin eşini mutlu etmesi giderek güçleşti ve sonunda hiçbir şey onu tatmin etmez oldu. Karısı, kendi öz duygusunu ve bireysel kişiliğini yaratma yolu olarak, diğer aile üyelerine hakaret etmeye başladı. Bu yıkıcılık giderek hızlandı, en sonunda bu olumsuz enerji o kadını bile mutsuz kıldı.
Müşterim çılgına dönmüştü; yapabileceği hiçbir şey eşini mutlu etmiyor ve onun kendi merkezini rahatlatmıyordu. Bu, Koç Kuzey Düğümü insanının öğrenmekte olduğu bir derstir: İdeal koşullar altında bile, başka birisi sizin merkezinizdeyse huzurlu kalamazsınız. Hiçbirimiz başka bir kişiyi neyin mutlu edeceğini gerçekten bilmeyiz ve eğer bu sorumluluğu üstlenirsek, o kişiyi kendisini keşfetme ve doyuma ulaşma mücadelesinden yoksun bırakırız. Eğer müşterim, kendisi huzurlu kalabilmek uğruna eşini mutsuzluk anlarından ayırmasaydı, eşi kendi ruh halleriyle başa çıkabilmeyi öğrenme fırsatını bulacaktı. Bu onun en nihayet kendi içsel varoluş halinden sorumlu olmanın bir yolu olarak yıkıcı davranma gereksinimini önleyebilirdi.
Koç Kuzey Düğümü insanı kimliğinin sınırlarını bu sınırlar onun içinde ortaya çıkar çıkmaz ilan etmeye alışık değildir. Bu onun en yüksek hayrına ters düşse bile, o yine de partnerini destekleme ihtiyacı duyar. Böylece, eğer partneri onun yapmak istediği bir şeye karşı çıkarsa, o, "Peki, onu yapmayacağım," diyebilir, ama istediğini yine de yapmaya karar verebilir. Böylece, kendisini dürüstçe savunmayarak, ilişkideki sağlıksız bağımlılığı güçlendirir.
Bu tür sorunların bazıları, bu insanda doğuştan var olan muazzam sevgi ve şefkatten kaynaklanır. O, geçmiş yaşamlarında duyarlılığı o denli geliştirmiştir ki, şimdi bir kişiye ya da duruma karşı partnerinden daha çok şefkat duymak onun için olağandışı bir şey değildir. Bazen, partneri belirli bir sorunla uğraşmak istemeyebilir ve Koç Kuzey Düğümü insanı uyumsuzluktan kaçınmak için, "Peki, uğraşmayalım," der. Sonra o içerlemeye, ama durumu düzeltme konusunda kendini çaresiz hissetmeye başlar. Başkalarını destekleme ihtiyacı onu partnerinin arkasından iş çevirerek bir yardım eli uzatmaya götürebilir; ama sonra partneri güvenine ihanet edildiğini hisseder, bu da ilişkiyi zedeler ve Koç Kuzey Düğümü insanı olduğu gibi olmasının desteklenmediğini hisseder.
Bu sorun her iki tarafın bazen bir takım, bazen de iki ayrı birey olarak daha esnek olmak için "biz" fikrini genişletmesiyle çözülebilir. Yukarıdaki durumda, Koç Kuzey Düğümü insanı ne hissettiğini ifade etmelidir ki bu epey cesaret ister. Örneğin, o şöyle diyebilir: "Peki, bu durumu desteklemek istemediğini anlıyorum, ama ben buna enerji harcamak istiyorum. Böylece, bunu bağımsız olarak yapacağım." Farklı bir tercihi olduğunu anladığında, bu insan şunu söylemeyi göze almalıdır: "Bu konuda ben böyle düşünmüyorum." Sorun, onun doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapması değil, o konuda yalan söylemesidir.
Bir Partner Seçmek
Bir eş ya da bir yakın ilişki ararken, Koç Kuzey Düğümü insanı bilinçaltı olarak, içinde kendisini kaybedebileceği bir ilişki aramaktadır. O, diğer kişinin içine kendisini tümüyle "güvende" hissedecek kadar gömülmek ister. Bu eski, "iki yarım bir bütün eder" teorisidir, ama o bu insanın işine yaramaz. O, "iki ayrı bütünün sağlıklı bir takım oluşturduğunu" öğrenmek için buradadır.
Ancak, bunun farkına varıncaya dek, o özdeşleşebileceği birisini bulmaya çalışacaktır ve bulduğunda, tüm sevgi ve desteğini o kişiyi güçlendirmeye akıtacaktır. Ama o bu pozisyondan bir partner aradığında, bu asla iyi bir sonuç vermez. Çoğunlukla, o kendisini istismar eden ya da düş kırıklığına uğratan insanlara çekilir. Aslında, tam zıt bir yaklaşımın bu insan için iyi sonuç vermesi programlanmıştır. O başkalarına odaklanmayı bırakıp, kendisine odaklanmalıdır. Kendisi olmaya odaklandığında, kendi gerçek, özgün kimliğinin ortaya çıkmasına izin verdiğinde ve kendi bireysel yönüne gittiğinde, enerjisi onu takdir edecek ve değer verecek doğru kişiyi ona çekecektir.
Koç Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarından partnerliğin mutluluklarına öylesine alışkındır ki, bilinçaltı olarak, mutlu olmayı birbirine bağımlı olarak yaşanan bir ilişkiyle bağdaştırır. O, bu yaşama her zaman her şeyi partneriyle birlikte yapmak isteyerek gelmiştir. O, temelde neşeli bir insandır, ama bağımlılık duygusuna dayanan ilişkinin yüzeyi altında bir enerji tükenişi meydana gelmektedir. Koç Kuzey Düğümü insanının ilgi görme ve diğer kişinin kimliğinin bir parçası olma ihtiyacı dipsiz bir kuyudur.
Bilinçaltı olarak, bu insan başkalarının enerjisi olmadan yaşayamayacağına inanır. Böylece, çevresindeki daha güçlü insanlarla karşılıklı bir bağımlılık geliştirme eğilimi gösterir. Partnerinin hedeflerine ulaşmasına yardım etmek için kendi hedeflerinden zaman ve enerji çalar. Başkalarının gereksinimlerine kendininkilerden daha duyarlıdır. Bu şekilde, o diğer kişinin yaşamını sürdürebilmek için gereksindiği bütünleyici bir parça haline gelerek, bir bağımlılık yaratır.
Sonra Koç Kuzey Düğümü insanı partnerinin onun bağımsızlığına "müdahale etmesine" içerler ve sağlıksız bağımlılığı kendisi yaratmış olmasına karşın, hedefine erişemediği zaman partnerini suçlar. O bunun sevgi olduğunu sanır (gerçekten de, bu insan çok sevecen ve işbirlikçidir), ama özverisinin çoğu, bilinçaltı olarak, kendi amacı yönünde etkilemektir. Sevgi, vermenin karşılığında bir şey beklemez ve içerleme bir şeyi beklemenin ve onu alamamanın bir yan ürünüdür. Koç Kuzey Düğümü insanı, ne kadar vermek istediği ve karşılığında ne beklediği konusunda kendisine ve başkalarına karşı dürüst olmayı öğrenmelidir. Onun bir takımın parçası olması, kendisinin de desteklenmesini sağlaması anlamına gelir.
BAĞIMSIZLIĞI ÖĞRENMEK
Bu insan başkalarına bağımlı olmama dersini öğrenmekte olduğundan, bilinçaltı olarak, kendisine güvenilmez kişileri çeker. Bu ona kendisine güvenmeyi öğrenme fırsatı verse de, bu süreç epey acı verici olabilir.
Koç Kuzey Düğümü insanı, genelde, ilişkiyi iki insanın tümüyle bütünleşmesiyle sonuçlanacak şekilde etkilemekte o denli kararlıdır ki, partnerinin kimliğini tam olarak fark etmez. Diğer kişiyi yalnızca onu nasıl hoşnut edebileceği açısından görür. Genellikle, durup diğer kişinin gerçek içsel kimliğini daha derin bir düzeyde fark etmez. Daha da kötüsü, kendisini tamam hissedebilmek için merkezini dolduracak birisini aradığından, başkalarının da bir benlik duygusundan yoksun olduklarını ve bir tamamlanma duygusu kazanabilmek için bir partner aradıklarını varsayar. Böylece, ilişkilere çok toyca ve doğru olmayan önermelerle girer.
Diğer kişinin kim olduğu ve ne istediği konusunda kusurlu fikirlerle hareket eden Koç Kuzey Düğümü insanı, çoğunlukla, ilişkiye derin bir duygusal yatırım yapar ve sonra o kişi onu terk ettiğinde ya da düş kırıklığına uğrattığında karmaşaya düşer. Diğer insanların birçoğu kendisine ait bir merkez duygusuna sahiptir ve birçok bağımsız tip, Koç Kuzey Düğümü insanının fiziksel ya da bilinç olarak her an ona bağlı kalmak isteyişine, bu boğucu isteğe isyan edecektir.
Koç Kuzey Düğümü insanı bencil ve epey kişisel ilgi isteyen insanlara çekilme eğilimindedir. O, tam bir ilgi bekleyen ve eşit bir düzeyde karşılık vermeden onun enerjisini alan tipleri kendisine çeker. Böyle ayırt etmeden vererek, o başlangıçta duyarlı olan bir partnerin istemeyerek duyarsızlaşmasına da neden olabilir.
Genellikle, Koç Kuzey Düğümü insanı karşılığında biraz duyarlılık gösteren kişilerle birlikteyken daha iyi durumda olur. O, "enerji çatışmasına" girmek zorunda olmadığı insanlarla birlikteyken daha rahat eder. O, diğer kişi tarafından tümüyle yutulmasına izin verme eğilimindedir; bu yüzden, onu kendisi olmaya teşvik edecek ve sevecen, verici doğasını istismar etmeyecek birisiyle birlikte olması gerekir. Kuşkusuz, onun kendi görüşünü insanlara bildirmesi, onların ona karşı duyarlı davranmalarına yardımcı olur.
DOLAYLI YAKLAŞIMLAR
ÇATIŞMALARDAN KAÇINMAK
Koç Kuzey Düğümü insanı bazen huzur ve uyuma o denli bağlıdır ki, tüm çatışmalardan kaçınarak, istemeden ilişkisini zedeler. O, işe, "Tamam, ben bir takım oyuncusu olacağım," diyerek başlayabilir ve sonra ileride meydana gelebilecek bir çatışmayı önceden görebilir; ancak, ortaya çıktığında onu halledeceği yerde, büyük bir tartışma haline gelene dek o çatışmayı erteler.
Bu insanın yapması gereken şey, tutarlı bir biçimde kendi görüşünü savunma ve itilimlerini hemen ifade etme konusunda uyanık olmaktır. Örneğin, bir fikir onu heyecanlandırsa, o konuda yalan söylemek ya da onu önemsememek yerine, "Ben bunu yapmak istiyorum," demelidir. Onu durduran şey, partnerininkinden farklı bir görüşe ya da farklı bir hedefe sahip olma korkusudur. O kendisini tehdit altında hisseder, çünkü onu hemen halletmediği takdirde farkı zihninde büyütür, kendi kendisine bunun asla çözülemeyecek kadar büyük bir fark olduğunu söyler. Aslında, eğer Koç Kuzey Düğümü insanı daha başlangıçta kendi görüşünü dürüstçe açıklasa, bu farklılıklar onun partneriyle daha derin bir biçimde birleşmesi için fırsatlar haline gelir.
Çoğunlukla, bu insan, var olan bir görüş farklılığını büyütmemek için gerçeği söylemeyi erteler. O, partnerinin karşı çıkacağını bildiği bir şeyi yapmak istiyorsa, bunu onun haberi olmadan yapmaya çalışabilir. Sonra, partneri bunu öğrendiğinde, görüş farklılığı varlığını sürdürür ve buna incinme ve güven sarsılması da eklenir. Durumu tartışmayarak, o partnerini onun gelişimi için bir şey yapmasını destekleme fırsatından yoksun bırakmıştır. Şimdi bir tartışma o durumu yatıştırabilir, ama ilişkideki zedelenmeyi gidermek için çok şey yapılması gerekecektir.
Örneğin, bir pilot olan Koç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Yan bir iş olarak, o bir yerden bir başka yere uçak teslim ederdi ve bundan çok zevk alırdı. Bir uçağı Türkiye'ye teslim edecekti, ama karısı onun bazı ailevi görevleri yerine getirmesini istiyordu. Müşterim, eşinin onun bu yolculuğa çıkmasını istemediğini biliyordu, ama bunu yapması gerektiğini hissediyordu, böylece bunu eşiyle konuşmadan teslimat için plân yapmaya başladı. Sonra, zamanı geldiğinde eşine, "Evet, bu yolculuğa çıkacağım," dedi. Eşi ise, "Ama bunu konuştuk ve sen gitmeyeceğini söyledin!" diye karşı çıktı. Müşterim, eşine yalan söylemiş olma gerçeğiyle karşı karşıya kalmıştı. Şimdi, onun gidebilmesi için eşini ikna etmesi ve yalanın yarattığı incinmeyi gidermesi gerekiyordu. Durum bu noktaya geldiğinde, müşterim bu yolculuğa çıkmaktan vazgeçti.
Koç Kuzey Düğümü insanı, yapmak istediği şeyi yapma fırsatını çoğunlukla böyle kaçırır, çünkü o partneriyle olan iletişim sorununu çözmenin yapmak istediği şeyden daha önemli olduğunu bilir. Bu onun ilişkisini yeniden uyum içine sokar, ama o huzuru korumak için bir kez daha kendi arzularını feda ettiğinden, kendisini içerlemiş hisseder. İşte bu yüzden, o işin en başında "temize çıkmaya" gönüllü olmalı ve partnerine yalnızca ne yapmak istediğini değil, bunun onun için neden önemli olduğunu da anlatmalıdır. Partneriyle oturup, ona kendi arzularını ve korkularını anlatmalıdır.
Yukarıdaki örnekte, müşterim eşine şöyle diyebilirdi: "Sana söylemek istediğim bir şey var. Bu benim için çok önemli ve bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlamayacağından korkuyorum. Beni desteklemeyeceğinden korkuyorum, o takdirde bunu yapmayacağım." Bu kendi amacı yönünde etkilemeye çalışmak gibi görünebilir, ama bu aslında kaygıları dürüstçe dile getirmektir. Bir kez kabul ve tasdik edildiğinde, korkular ortadan kalkar. O zaman müşterim yapmak istediği şeyi ifade edebilirdi: "Türkiye'deki bir alıcıya bir uçağı teslim etmek istiyorum. Bu benim için önemli, çünkü kendi işimi geliştirmek ve bağımsız bir gelir sağlamak istiyorum. Bu bana kişisel doyum verecek ve güvenimi artıracak bir şey."
Bir kez partneri Koç Kuzey Düğümü insanının gitmek istediği yönün daha büyük bir sonucu olduğunu gördüğünde, o onu destekleyerek sevgi gösterme fırsatını bulur. Eğer partneri onun bağımsız yönünü hâlâ desteklemiyorsa, Koç Kuzey Düğümü insanı bu partnerliğin her iki kişinin bireysel gelişimine gerçekten izin verip vermediğini yeniden değerlendirmelidir.
KARARLARI ERTELEMEK
Koç Kuzey Düğümü insanı, alıştığı şekilde, diğer kişiye öncelik verir ve kendi yaşam gücünü güçlenmesi için gerekli olan enerjiyle beslemeyi ihmal eder. O kendi yaşam yönüne gitmekten vazgeçtiğinde, tüm düzeylerde zayıf düşer yaşamını sürdürmek için partnerinin enerjisine ihtiyaç duyar. O, bir birey olarak kendisine heyecan veren faaliyetlere katılmasının gerekli olduğunu öğreniyor. Adil olma arzusundan ötürü, bu insan kendisi için vereceği kararları çoğunlukla partnerine danışır. Ne yazık ki, o bir duruma diğer kişinin görüş açısından baktığında, o kişiyi incitme korkusuyla kendi itilimlerine sadık kalmayabilir.
Kuşku duyduğunda, o kendisine şöyle sorabilir: "Hareketlerim kendimi iyi hissetmemi sağlıyor mu?" Eğer öyleyse, onun yapacağı en iyi şey ne istediğini dile getirmek ve sonra diğer kişiye ne istediğini sormaktır. Bu basit bir yöntemdir, ama bu onun, partneri için de adil olacak bir biçimde, kendisi olmasını destekler.
Örneğin, Koç Kuzey Düğümlü bir kadın işinden evine dönerken, Rüzgâr Gibi Geçti filminin yeni gösterimini ilan eden bir pano görür. Hemen, o heyecanla şöyle der: "Evet! Bu filmi Tom' la birlikte izlemek istiyorum!" Normal olarak, o evine gider ve şöyle derdi: "Selam, Tom! Bu akşam için bir plânın var mı?" Kocası da şöyle karşılık verebilirdi: "Çok yorgunum. Evde oturup, televizyonda Pazartesi Gecesi Futbol programını izler ve akşam yemeği için buzluktan bir şeyler çıkarırız diye düşünmüştüm." Koç Kuzey Düğümü insanı diplomasiye, ince bir nezakete ve kendi amacı yönünde etkilemeye alışık olduğundan, şöyle karşılık verebilirdi: "Eminim, bu gece evden çıkmak ve bir sinemaya gitmek sana çok daha iyi gelecektir.""Dışarı çıkmak istemiyorum ve Pazartesi Gecesi Futbol'u ne kadar sevdiğimi biliyorsun!" "Biliyorum Tom, ama uzun zamandır birlikte dışarı çıkmadık..." Bu noktada, karısının onu kendi amacı yönünde etkilemeye çalıştığını hisseden koca patlayabilir ve evde kalmakta ısrar edebilir. Kadın ise içerleyerek ve şöyle düşünerek kendisini dışarı atacaktır: "Benim istediğimi hiçbir zaman yapmıyoruz; her zaman onun istediğini yapmamız gerekiyor!" Oysa gerçek, onun o filmden hiç söz etmemiş olduğudur.
Koç Kuzey Düğümü insanı için daha iyi bir yaklaşım, önce kendi tercihini açıkça söylemesi ve sonra diğer kişiye ne düşündüğünü sormasıdır. Örnekteki kadın şöyle diyebilirdi: "Selam, Tom! Eve dönerken bir sinemada Rüzgâr Gibi Geçti'nin yeni bir kopyasının gösterildiğini gördüm. O kadar heyecanlandım ki, bu akşam birlikte gidip onu görmeye can atıyorum. Senin başka bir plânın var mıydı?" Tom da şöyle diyebilirdi: "Hay Allah, çok yorgunum. Evde oturup Pazartesi Gecesi Futbol programını izlemeyi düşünüyordum." Koç Kuzey Düğümü insanı uzlaşmakta ustadır. Bir kez her iki durum da ortaya konulduğunda, o her iki taraf için adil olacak bir çözüm bulabilir: "Neyse, yorgun olduğunu görüyorum ve Pazartesi Gecesi Futbol programı sadece Pazartesi gecesi yayınlanıyor. O zaman bu gece evde kalalım, yarın gece de gidip filmi görürüz."
Bağlanma Korkusu
Geçmiş yaşamlarda ilişkilerinde kurnazca yönlendirildiğini ve istismar edildiğini hissetmiş olduğundan, bu yaşamda Koç Kuzey Düğümü insanı çok verme ve kendini kaybetme eğiliminde olduğunu görerek ilişkilerden ve evlilikten korkar. Bu yüzden, ilişkilere çok çekilmesine rağmen, bir yanı geri durur, bir kez daha bağımsızlığını kaybetmeyi göze almaktansa yalnız yaşamayı tercih eder. Böylece, birçok yönden doğal bir evlilik partneri olmasına karşın, evlilik aşamasına erişmeden önce, bilinçaltı olarak, ilişkilerini sabote edebilir. Ya da, bir partneri ne kadar çok özlerse özlesin, kendisini henüz doğru kişiyi bulamamış olduğuna ikna edebilir.
Onun bu tereddüdü için günümüzde çeşitli çözümler vardır: Tek eşli (monogam) bir ilişki içinde olmak ve ayrı evlerde oturmak, ya da evlenmeden partneriyle birlikte yaşamak. Eğer o önce kendisine ve bütünlüğüne sadık kalmaya bilinçli olarak karar vermişse, evlilik yürüyebilir. Sonuçta, bu aynı meydan okumadır: Önce kendi bağımsız kimliğini geliştirmek ve sonra partneriyle karşılıklı dayanışma ve işbirliği içinde geçinmeyi öğrenmek.
BAĞIMSIZLIK
Koç Kuzey Düğümü insanı bağımsız bir eylemde bulunmak için partnerinin iznini alması gerektiğini düşünme eğilimindedir. O partnerini, onu onaylayacak ve destekleyecek şekilde etkilemeye çalışarak ve gerekçeler sunarak partnerini çocuksu bir biçimde "kontrol etmeye" başlar. Kendi gücünü partnerine teslim eder ve sonra kendisi olmak için ona karşı çıkması gerektiğini düşünür. Ya da, yapmak istediği şeyden vazgeçebilir.
Bu yaşamda, başka insanlara yetişkin bir düzeyden yaklaşması onun için daha iyi sonuç verir. Bu kendisine ya da diğer kişiye içsel olarak kendisini ne kadar kırılgan hissettiğini bildirmeden liderlik enerjisi, cesaret ve heyecanla partnerine niyetini ve plânını bildirmek anlamına gelir. Eğer partnerinin kuşkuları varsa, o, kendisini keşfetmek ve kişisel olarak gelişmek için kararını uygulaması gerektiğini açıklayabilir bu noktada partner bu karara katılacaktır, eğer böyle olmazsa, onlar her ikisinin de nasıl kazanabileceği konusunu görüşmeye başlayabilirler.
Başlıca ilişkisinin başarılı olması için, Koç Kuzey Düğümü insanı işleri kendi başına yapmanın ve kişisel bir doyum duygusu veren faaliyetleri sürdürmenin değerini öğrenmektedir. O zaman onun mutlu olmak için sadece bir kişiyle "enerji paylaşmasına" gerek kalmaz kendi kimliğini geliştirip güçlendirirken birçok değişik insana açılabilir ve onlarla etkileşime girebilir. Bir kez kendi bağımsızlık duygusunu geliştirdiğinde, başlıca partneriyle gerçekten birleşebilir ve o ilişkiden zevk alabilir, çünkü artık her bireyin sunacağı bir şey vardır. Bu insanın aküsü ilişkinin dışında dolmuş olduğundan, o ilişkinin içinde değiş tokuş edeceği daha çok enerjiye sahiptir.
Ama Koç Kuzey Düğümü insanı ne yapmak istediğini her zaman berrak bir biçimde bilmez. Onun karar vermesi diğer düğümsel grupların birçoğunun karar vermesinden daha zor olabilir. Bu insan daima başkalarının ne istediklerini, kendisinin ne istediğini ve herhangi bir durumda neyin adil olacağını ayırt etmeye çalışır. Doğal olarak, tüm bu etkenleri tartmak zaman alır. Eğer Koç Kuzey Düğümü insanı acele bir karar vermeye zorlanırsa, genellikle sonuçlardan mutlu olmaz. Bu insanın paniğe kapılmasına izin vermemelidir! Durumun içine duygusal bir unsur sokulduğunda, o berrak düşünemez ve kendi hayrına olmayabilecek bir şeyi kabul edecek kadar savunmasız kalır. O, duygusal baskı altında hiçbir karar vermemeyi ya da bir şeyi kabul etmemeyi öğreniyor. O bir durumda bu tür bir enerji hissettiğinde, en iyisi, "Duygusal baskı altında bu kararı vermeyeceğim," demesidir. Bu ona yeniden dengeye ve düşünce berraklığına kavuşması için zaman verecektir. Ya da o şöyle diyebilir: "Söyleneni tartmak biraz zamanımı alacak. Bana her şey geçerli gibi görünüyor, ama içime sinmesi için biraz zamana ihtiyacım var. Buna sonraki bir tarihte devam etmek istiyorum."
Özellikle kişisel ilişkilerde, o dürüstçe ve açık olarak konuşmalıdır. "Burada duygusal bir baskı var. Ben bu şekilde karar vermeyeceğim." Bu geribildirim diğer kişiye ne yaptığını fark etme fırsatını verir. Bu ayrıca Koç Kuzey Düğümü insanının kimliğinin bir veçhesini geçerli kılar: Başkalarına karşı duyarlılık ve ilişkilerde ne olup bittiğinin farkındalığı. Kimliğini bu şekilde "öne çıkarmak" bu insanın güç ve özgüvenini kazanmasına yardımcı olur.
BENCİLLİK
Bu kültürde, bencillik olumsuz bir nitelik olarak görülür. Ancak, Koç Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlarında bencil olmama niteliğini, diğerkâmlık niteliğini fazlasıyla sergilemiştir, bu yüzden şimdi o merkeze dönebilmek için bilinçli olarak bencillik yapmalıdır! İroni şu ki, o "bencillik" olarak gördüğü bir eylemde bulunduğunda kendisine güvenip, kendisini mutlu ve güçlü hissetmesini sağlayan şeyi yapmak için hissettiği ilk itilime göre davrandığında daha sonra bunun ilişkili herkes için en iyi karar olduğunu görür.
Kendisine öncelik tanımak bu insan için zor olabilir. Örneğin, eğer o bir partide bulunuyor ve kendisini iyi hissetmiyorsa, "Gitmem gerekiyor" ya da "Beni eve bırakabilir misin?" demek onun için epey cesaret ister. O şöyle düşünür: "Eğer gidersem, başkaları ne düşünürler? Onların kendilerini daha rahat hissetmeleri için burada mı kalmalıyım?" O kafasını başkalarına o denli takmıştır ki, bazen bedeni onu kendisine dikkat etmeye zorlamak için gerçekten aşırı tepki gösterebilir.
Koç Kuzey Düğümü insanı mantıklı olmaya çalışmadan hislerini kabul ve tasdik ettiğinde ve itilimlerini ifade ettiğinde, bu herkes için iyi sonuç verir. Ne de olsa, hiç kimse büyük tabloyu göremez. Yukarıdaki örnekte, bu insanın eve gitme ihtiyacı, diğer kişinin bir durumdan kurtulmasını sağlayabilirdi; eğer kalsalardı, bu hiç kimsenin önceden sezemeyeceği ciddi bir sorunla sonuçlanabilirdi.
Koç Kuzey Düğümü insanının dürüst, içgüdüsel tepkileri onun çevresindeki koşullara kendiliğinden adalet getirir. Örneğin, o bir durumda kendisini rahatsız hissederek şöyle diyebilir: "Bir nedenden ötürü sıkıntı duyuyorum; bunun ne olduğunu bilmiyorum." O zaman, diğer kişi şöyle diyebilir: "Hay Allah! Eminim, ... Den söz etmem bu sıkıntıya neden oldu. Bu gerçekten adil değildi." Bu insan karşı tarafı yaptığıyla yüzleştirmeden kendisini ifade ettiğinde, bu o kişiye ne yaptığını anlama ve davranışını değiştirme şansını verir.
HEDEFLER
Kendim Keşfetmek
Bu enkarnasyonda, kendini keşfetme sevinci Koç Kuzey Düğümü insanı için en büyük mutluluklardan biridir. Kendini keşfetmek için onun en iyi yöntemi itilimlerini izleme cesaretini göstermektir. Bu mantıksız görünebilir, ama bu yaklaşım onun yaşamına canlılık getirecektir. Onun tarzı Koç Burcu üyelerinin tarzına benzeyebilir (bazen kafasını toslar, şansını dener ve incinir), ama o kim olduğunu bu yolla keşfeder. Kendini keşfetme yolu, sonuçlardan çok, riskler almayı ve kendisinin değişik veçhelerini deneyimlemeyi içerir. Eğer kendini keşfetme bu insanın her eyleminin ardında yatan bilinçli güdüsüyse, o hiçbir zaman kaybetmeyecektir çünkü her ne vuku bulursa bulsun, bu onun kim olduğunu daha çok açığa çıkaracaktır.
KENDİNİ İNCELEMEK
Bu insan kendisini başkalarının gözleriyle gördüğünde, başkalarının onun kim olduğunu düşündüklerini ya da kim olmasını istediklerini görebilir ama bu gerçekten o değildir. Başkaları onu nasıl algılarsa algılasınlar, o kendisi olmalıdır. Ve o kendi içsel itilimlerini ifade etmeye, gerçek duygu ve düşüncelerini insanlara bildirmeye başlamadan, kendisinin kim olduğunu keşfedemeyecektir.
Kendisini başkalarının gözleriyle görmek, Koç Kuzey Düğümü insanı için "nasıl kaybederim"e eşittir. Bu onun kendi doğasına dayanan kararlar verme konusunda güvenini azaltır. O kendisini kendi gözleriyle görmeye başladığında, kendisini hoşnut eden şeyleri yapmaya başlayabilir, enerjisini artırabilir, kendisini destekleyip güçlendirebilir, böylece kendisine güvenir. O, davranışının her zaman "mantıklı" olması gerekmediğini, kendisini ve kararlarını haklı çıkarmak zorunda olmadığını öğreniyor.
Bu insan ayrıca odağını, başkalarının gereksinim ve duygularının gelgitine duyarlı olmaktan, kendi içindeki gelgite duyarlı olmaya kaydırmayı öğreniyor. O bu beceriyi geliştirdiğinde ve kendisine karşı adil davranarak yaşamaya başladığında, aradığı adalet duygusunu bulur. O ancak kendisine saygı duyarak ve kendisini onurlandırarak başkalarının ona adil davranmalarını bekleyebilir. O, ilişkilerde gereksinimlerini ve beklentilerini diğer kişilere bildirdiğinde kendisine saygı duyar. Kim olduğu ve ne beklediği konusunda dürüst olduğunda, onun değerlerini yansıtan ve ona gereksindiği şeyi verebilecek olan insanları kendisine çeker.
Kendini Sevmek
Koç Kuzey Düğümü insanı gelişkin sevgi kapasitesini kendisini sevmeye yöneltmeyi öğreniyor. Onun başkalarına kendi görüşlerini bildirmeyi ertelemesinin nedenlerinden biri, kendisine güvenmemesidir. Böylece, onun başarması gereken şeylerden biri kendini geçerli kılmak ve onaylamaktır. O, görülmesine izin vererek, kendi benlik duygusunu desteklemelidir. Bir kez o kendisini başkalarına göstermeye başladığında, kendisini açığa vurmanın gerçekten işe yaradığını görerek güven geliştirir.
Kendisini bu riski almaya yönlendirmek için, o geçmiş deneyimlerini gözden geçirebilir ve ilişkileri dengelemek için denediği diğer yolların (uzlaşma, ya da yapması gereken şeyden kaçınma) işe yaramamış olduğunu görebilir. Sonucu değiştirmek için, onun yakın ilişkilerde insanlarla başa çıkma yöntemlerini değiştirmesi gerekir.
Bu insan, kendisini severse, hayallerini gerçekleştirmesini de destekler. O kendisini fikirlerinin gerçekleşmesini gerçekten isteyecek kadar sevdiğinde, bunu yapmanın tek yolunun dürüstlük olduğunu anlayacaktır. "Bu fikri nasıl gerçekleştireceğim? Bunu yapabilmemin tek yolu, dürüst olmama bariyerini kaldırmaktır." O zaman, ilişkinin enerjisi, ona karşı koymak yerine, onu destekler. Başlangıçta, onun korkusu karşı koymayla karşılaşacağını düşünmesine neden olur, ama o fikri uğruna bu korkuyu aşmaya gönüllü olmalıdır. O zaman, hiçbir şey saklamadığından, tüm enerjisini gitmek istediği yöne odaklayabilir ve hatta plânını eyleme geçirirken başkalarının desteğini alabilir.
Koç Kuzey Düğümü insanı kendisine öncelik tanıdığında, doğal olarak, bundan herkes kazançlı çıkar. Hangi eylemler onun kendisini daha güçlü, daha mutlu, daha tamam ve doyumlu hissetmesini sağlamaktadır? Kendini sevmek, onun kendisini destekleyen seçimlerde bulunmasını içerir. O bazı temel sorulan sorarak bir başlangıç yapabilir: "Yaşamımı sürdürmeme ne yardımcı olabilir? Hedeflerimi ileri götürmeme ne yardımcı olabilir? Stresi azaltmak ve sağlığımı korumak için en iyi yol hangisidir?"
KENDİNİ ÖNE SÜRMEK
Kendisini yapıcı bir biçimde öne sürme hedefini gerçekleştirmek için, Koç Kuzey Düğümü insanı geçmiş yaşamlardaki kimliği olan "İyi İnsan" olmaya bilinçaltı bağlılığına bırakmalıdır. Yeni, gerçek kimliğinin ortaya çıkması için, o kendisini ne yapması "gerektiği" ile ilgili önyargılı bir fikir olmadan ifade etmelidir. Amaç, itilimlerine göre davranmak ve aklına ilk gelen şeyi söylemektir. Kendisini dürüstçe öne sürmesi ona, başkalarının projeksiyonlarından ayrı olarak, kim olduğunu öğretecek ve gerçek kimliğini geçerli kılacaktır.
Başkalarını beklemektense, bu insan içsel itilimlerinin onu hemen harekete geçirmesine izin vermelidir. O, itilimlerine göre davranarak onları geçerli kıldığında, itilimleri daha güçlü ve daha enerji verici olacaktır.
Koç Kuzey Düğümü insanı kendini öne sürmenin başka bir veçhesini öğreniyor; bu da başkalarına kendi kimliğinin sınırlarını bildirmek, kendini savunmak ve başkalarının onu istismar etmelerine izin vermemektir. O, başkalarının ona sevgiden ötürü duyarlı olacaklarını sanır, ama durum her zaman böyle değildir. Onun işi, kendisine karşı duyarlı olmayı öğrenmek ve incitilmesine izin vermeyecek kadar kendisini sevmektir.
Hindistan'da yolculuk yapmakta olan bir Aydınlanmış Üstat ile ilgili bir öykü vardır. Üstat bir köye gelir ve ortalıkta oyun oynayan hiçbir çocuk göremez. "Çocuklar nerede?" diye sorar. Köylülerden biri, "Üstat, ormanda akşamları gelip çocukları yiyen büyük bir yılan var," diye yanıtlar. "Lütfen bize yardım edin!" Böylece, Üstat ormana gider ve "Yılan, kendini bana göster!" der. Tüm varlıklar aydınlanmış bir Üstada tâbi olduklarından, yılan saklandığı yerden sürünerek dışarı çıkar. Üstat onu, "Yılan, bu köyün çocuklarını yemen yanlış. Bir daha asla bir çocuğu yememelisin!" diye uyarır.
Aydınlanmış Üstat yolculuklarını sürdürür ve on yıl sonra aynı köye geldiğinde orada her yaştan çocuğun olduğunu görür. Ama bir köşede bir grup çocuğun yoğun bir faaliyet içinde olduğunu fark eder. Oraya yaklaştığında çocukların oluşturduğu çemberin ortasında o yılanı görür; hayvan çocukların yaptığı işkence sonucunda yaralanmıştır ve ölmek üzeredir. Üstat, çocukları oradan kovalar ve yılana, "Dostum, sana bunu yapmalarına nasıl izin verdin?" diye sorar. Yılan, "Ama Üstat, sen benim çocukları yememem gerektiğini söylemiştin," diye karşılık verince, Üstat, "Ah, aptal yılan, sana ısırmamanı söyledim, tıslamamanı söylemedim!" der.
Koç Kuzey Düğümü insanının öğrenmekte olduğu şey de budur: İlişkilerde istismarın başlangıcında "tıslamak." O, duyarlılığı yaralandığında, vermede eşitsizlik hissettiğinde, ya da daha çok desteğe ihtiyaç duyduğunda, bunu karşısındakine bildirmelidir. Amaç, istismar edildiğini hissedip, ilişkiden bedensel ya da psikolojik olarak geri çekilmeden önce karşısındakine bunu bildirmektir. Eğer o başkalarının onu istismar etmelerine izin verirse, sonuçta herkes kaybeder.
GÜVEN
KENDİNE GÜVENMEK
Bu insan için büyük bir hedef, kendisine güvenmeyi öğrenmek ve kendisi olmaktır onu başka insanların destek sistemi olmaya hapsetmeyen sağlıklı bir ilişki kurma biçimi bulmaktır. İlişkilerinde, o tam olarak kendisi olma dürüstlüğünü göze almadıkça, nihai sonuç sevgi ve haktanırlık olmayacaktır. Bu kendi sezgisel bilgeliğine güvenmek onun çok güçlü bir sevgi temelinden geldiğine, eğer o bu içsel kıvılcımı gerçekten ifade ederse, bunun ilişkili herkes için iyi sonuç vereceğine güvenmek anlamına gelir.
Bunu denemek cesaret ve isteklilik gerektirir, ama bu insan bunu göze alacak kadar güvendiğinde, onun işe yaradığını görecektir. O, lider olmaya alışık olmadığından, eğer başkaları ilk başta onun yönüne direnirlerse, geri çekilme eğilimi gösterir. Bunun, kendisinin yoldan çıkmış olduğunun bir göstergesi olduğunu düşünür. Aslında, onun fikirleri özgün ve yenilikçidir; bu yüzden, çoğunlukla, başkalarından gelen ilk tepki direnmedir, insanlar hemen her zaman yeni bir fikre direnirler, çünkü o değişim anlamına gelir. Bu doğal bir tepkidir ve lider olmanın bir parçası da bunu anlamaktır. Koç Kuzey Düğümü insanı "kendine güvenini sergilemeyi" ve içsel itilimlerine uygun davranmayı sürdürdüğünde, başkalarının çoğunlukla onun kararlarını benimsediklerini görecektir.
Koç Kuzey Düğümü insanı, kendini keşfetmenin sevincini deneyimlemeyi öğreniyor. Yaşam bir serüvendir ve o yaşamı böyle gördüğünde ve içsel itilimlerini ve fikirlerini eyleme geçirmeye başladığında, içinde bir tamlık ve mutluluk duygusu büyümeye başlar. Ama önce o kendi içgüdüsel itilimlerine güvenmeye karar vermelidir.
Örneğin, iş yerinde Oscar ödülü için açılan bahse para yatırmış olan Koç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı bu hanım Oscar ödülünü kimin kazanacağını sezmişti. Ama sonra, o başkalarına bu konudaki kanılarını sormaya başladı, kendi seçimlerine olan güvenini yitirdi ve bir başkasının kararına uydu. Bahsi kaybettiğinde, o kendisini yenilgiye uğramış hissetti ve kendi içgüdülerine güvenmemiş olmasına hayıflandı.
Koç Kuzey Düğümü insanı kendisinden kuşkulanmayı bırakmalı ve kendisi olmaya başlamalıdır. Onun başarması gereken şey, o anda hissettiği itilimlere göre davranmaktır. O, kendisini hedefine eriştirebilecek bir yönü aktif biçimde izleyerek, mutluluğunu yaratma sorumluluğunu üstlendiğinde, gereksinimlerini karşılayacak faaliyetlere ve insanlara doğru ilerler. İlk adımı attıktan sonra, ikinci olarak ne yapması gerektiğiyle ilgili doğru fikir ona daima gelir.
Örneğin, yıllardır uygun bir romantik partner özlemi çeken Koç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Ancak, bu hanım yaşadığı birkaç üzücü ilişkinin dışında böyle birini bulamamıştı. Yaşadığı mutsuzluk ve depresyon yüzünden en sonunda rahatlamak için antidepresan ilaçlara başvurmak zorunda kaldı. En nihayet, Beyaz Atlı Prensini bulma hayalinden vazgeçti ve ona güven hissi veren ve mutlu eden faaliyetlerle uğraşmaya başladı. O, bu faaliyetlere daha aktif bir biçimde girdiğinde kendisini daha iyi hissetmeye başladı. Koşu yapmaktan zevk alıyordu, ama günlük programına en uygun olan sabahın erken saatlerinde, karanlıkta tek başına koşmak istemiyordu. Benzer bir programı olan birine rastlayana dek koşu yapmayı ertelemektense, inisiyatifi ele alarak, sabahları birlikte koşacak bir partner bulmak için yerel gazeteye bir ilan verdi. Buna dört kişiden yanıt geldi, müşterim onlarla birlikte koşmaya başladı ve içlerinden biri Beyaz Atlı Prens çıktı! Ama bu ancak, o doyumu başkalarından beklemekten vazgeçip, gereksinimlerini direkt ve mantıklı bir biçimde karşılamaya başladığında gerçekleşmişti.
Olumsuz Duygulara Güvenmek
Koç Kuzey Düğümü insanı her zaman her şey iyiymiş gibi davranmak ister. O, olumsuz duygular olarak bilinen duygular hissetmekten suçluluk duyar. Geçmiş yaşamlarında bireyselliğiyle temas kuramadığından, her zaman, duygusal tepkilerini meydana geldikleri sırada fark etmez. Bazen bir duygu hisseder ama onu tanımaz, ancak birkaç hafta sonra düşünüp, "o sırada gerçekten kızgın olduğunu" fark eder. Bir dostu ona, "Ocak ayı senin için nasıl geçti?" diye sorduğunda, o şöyle yanıtlayacaktır: "Şimdi sen sorunca düşündüm de, o sırada kendimi gerçekten yalnız ve üzgün hissetmiştim." Ama eğer Ocak ayı içinde birisi ona kendisini nasıl hissettiğini sormuş olsaydı, o buna şöyle bir karşılık verirdi: "Gayet iyiyim!"
Bu yüzden, içinde olup bitenle temas kurmak için kendisine düzenli olarak "mola" vermesi onun yararınadır. O, duygularının farkında olmadığında, durumlara çoğunlukla mantıksız bir biçimde tepki gösterir; bu da onu şaşırtır. Böyle olduğunda, onun eğilimi kendi başına kalmak, o duyguyu yeniden hissetmek ve daha mantıklı olabilmek için onun üzerinde düşünmektir. Özellikle, eğer o diğer kişiye şunu bildirebilirse, bu iyi sonuç verir: "Bir nedenden ötürü kendimi sinirli hissediyorum, ama bunun nedenini tam olarak bilmiyorum." Bu şekilde, o duygularını diğer kişinin üzerine boşaltmadan, onları dürüstçe kabul ve tasdik eder. Bir duygu patlaması yaşasa bile, sonradan şöyle diyebilir: "Bir nedenden ötürü sinirlendim. Bunun nedenini tam olarak bilmiyorum, ama bunun üzerinde düşünüp sana sonra söyleyeceğim." Olaydan sonra olsa bile, bu yararlı bir süreçtir.
Bazen bu insan acımasız ve kırıcı davranır ve böyle yaptığında kendisini iyi hisseder. O öfkelidir çünkü birçok enkarnasyonda kendisine zarar verme pahasına "iyi" olmuştur. Böylece şimdi birden, ona yakın olan birisine sevgisine güvenebileceği birisine sert ve ani çıkışlar yapar. Öfkesini boşaltır ve sonra özür diler. Bilinçaltı olarak, bu insanın onu (onun da çoğu zaman başkalarını kabul ettiği gibi) her ne olursa olsun sevip sevmeyeceğini görmek ister, böylece kendisini daha iyi kabullenebilir.
Bu enkarnasyonda, Koç Kuzey Düğümü insanı öfke, içerleme, vb. gibi olumsuz duygularıyla bütünleşmeyi öğreniyor. Bu enerjiyi ifade etmek onun için sağlıklıdır. Bu onun geçmiş yaşamlarında başkalarıyla iyi geçinmek için baskı altında tuttuğu gücüdür ve şimdi bu duygular ilgi talep etmektedir. Bu sözde olumsuz duygular onun gücüdür, ama bunlar kaba, rafine edilmemiş bir haldedir.
Hiddet, öfke, vb. hepsi, ağır bir biçimde bastırılmış olan yang enerjisinin (güçlü, kendini öne süren, liderlik enerjisi onun erkeksi yanı) bir parçasıdır. Şimdi Koç Kuzey Düğümü insanı bu enerjiden yararlanmalı ve onu geçmiş enkarnasyonlarda çok iyi geliştirmiş olduğu yumuşak, duyarlı enerjiyle bütünleştirmelidir; bu onun savaşçı doğasını sağlıklı bir biçimde ifade etmesini kolaylaştıracaktır.
Bu süreçte ona yardımcı olacak mükemmel bir yöntem, düzenli olarak bedensel egzersiz yapmasıdır. Bu yoğun enerjiyi salıvermek ve onunla bütünleşmek için dövüş sanatlarını öğrenip uygulaması da çok iyi olur. Eğer bu enerji sürekli ve yapıcı biçimde salıverilirse, o uygunsuz bir biçimde ortaya çıkmayacaktır. Bu insan aerobik, boks, tenis gibi ağır bedensel egzersizler yapmalı, yani savaşçı doğasını ifade edebileceği faaliyetlerde bulunmalıdır ve bunları yaptığında kendisini harika hissedecektir!
Koç Kuzey Düğümü insanı rekabetten hiç hoşlanmaz, ama aslında rekabet onun için çok iyidir. O, başkalarının rekabet edişini izlerken sinirlenir, ama kendisi rekabet ettiğinde, bu onun en iyi yanını ortaya çıkarır ve o bunu güzel bir biçimde kullanır. Bu geçmiş yaşamlarda bastırılmış olan şeyi güçlendirir ve geçerli kılar. O kaybetmekten korkabilir, ama eğer geçmiş deneyimini gözden geçirirse, bu duygudan kurtulabilir o zaman diğer kişinin kazanmış olmasına sevinir. Eğer o kazanırsa, kendisini iyi hisseder ve kazanmayı "iyi" bir biçimde kullanır. Böylece, kazanmayı istediği sürece, her iki durumda da kazanır.
Bu insanın, rekabetten zevk alması için, uğrunda rekabet etmeye değer bir şeyin olduğunu hissetmesi gerekir. O, kendisiyle rekabet ederek de güç geliştirebilir. Koşuda beş mil sonra vazgeçmek yerine, o daha ileri gitmeyi denemelidir. O ne kadar güçlü ve muktedir olduğunu gösteren şeyleri yapmalıdır. Ayrıca, o başkalarının yaptıkları şeyleri görebilir ve bu da ona yeni bir şeyi deneme dürtüsü verir. Bu anlamda, o kendisini başkalarıyla kendi gelişimini teşvik eden olumlu bir biçimde kıyaslamaktadır.
KENDİ GÜCÜNE SAHİP ÇIKMAK
Koç Kuzey Düğümü insanı kendi gücüne sahip çıkmayı ve başkalarıyla ilişki kurarken kendi gücü içinde durmayı öğrenmektedir. O kendisini bulmaktadır. Bazen o kendi bedeni içinde bulunduğu ve kendi kimliğinde tam olarak köklendiğinde ne kadar güçlü olabileceğini görerek korkar. Bu insan hâlâ çekingenlik duyar ve kendisini ifade etmeye korkar. O kendi gücü içinde durmadığında, çoğunlukla bunun nedeni onun yanılmaktan korkmasıdır, ona bu korkuyu veren zihnidir.
Bu insan için sorun "yanılmak" değildir. O, eğer yanılırsa, gücünün geçersiz kılınacağından korkar. Ama eğer geriye dönüp, kendini riske attığı ve yanıldığı deneyimlere bakarsa, o zaman görüşünü savunduğu ve kendisi hakkında yeni bir şey keşfetmiş olduğu için kendisini yine de geçerli kılınmış hissetmiştir. Kendi gücü içinde bulunmak ve kendi görüşünü savunmak onun için sonuçtan daha önemlidir.
O kendi itilimlerini izlemeli ve eyleme geçmelidir onun kendisini iyi hissetmesinde farkı yaratan budur. O zaman o kendi gücünü sahiplenmektedir ve yaşamının sorumluluğunu üstlendiğinden, o yaşamdan hoşlanır. Bu insan, gereksinimlerini dile getirdiğinde ve kendi fikirlerini gerçekleştirmeye giriştiğinde kendisini çok keyifli hisseder
LİDERLİK
Koç Kuzey Düğümü insanı başkalarını destekleyerek ve onların takipçileri olarak birçok yaşam geçirmiştir. Bu enkarnasyonda onun görevi önce kendisine, sonra başkalarına liderlik etmektir bu yüzden, onun içindeki savaşçının ortaya çıkması sağlıklıdır.
Küçük yaştan itibaren, bu insan olağandışı alanlarda çalışmaktan, başkalarının genellikle yapmadıkları işleri yapmaktan zevk alabilir. Bu onu daha ağır bir çalışma yaptığı bir pozisyona götürebilir; ama o bu işi çok iyi yapma sürecinde, kişisel gelişim açısından çok şey kazanır. O, maddi çıkarları ne olursa olsun, yalnızca "sıradan bir adam" olacağı bir işe girmekte tereddüt eder, çünkü bir birey olmak onun için çok önemlidir. Durumu analiz ederken, çoğu insandan biraz daha farklı bir bakış açısına sahiptir ve her bakımdan "farklı" olmaktan zevk alır.
Koç Kuzey Düğümü insanı için liderliğin başlıca "ek yararlar"ından biri, onun bireyselliğini başkalarına yararlı olacak şekilde kullanmaktan zevk almasıdır. Eğer o liderse, çalışma atmosferini kontrol altına alabilir ve çevresindeki kişiler için olumlu bir hava yaratabilir.
Birçok geçmiş enkarnasyonda başkaları için destekleyici kişi olduğundan, bu insan nasıl destekleyici olacağını bilerek dünyaya gelir: O duyarlıdır ve başkalarının mutlu olmak için neye ihtiyaç duyduklarını bilir. Hepimiz, bilinçaltı olarak, herkesin bizim gibi olduğunu düşündüğümüzden, bu insan başkalarının da onun gibi desteklemeyi bildiklerini varsayar. Böylece, liderlik etmeye başladığında, başkalarının onu neden gerektiği kadar desteklemediklerini anlayamaz. Ne de olsa o liderlik etmekte, fikir vermekte, iyi bir ortam sağlamakta hatta iyi bir ruh hali yaratmaktadır!
Diğerlerinin destekle karşılık vermemelerinin nedeni, nasıl iyi destekleyici olacaklarını bilmemeleridir. Dolayısıyla, Koç Kuzey Düğümü insanı liderlik ederken, kendisini desteklenmiş hissetmek için başkalarından nasıl bir yardım alması gerektiğine bilinçli olarak odaklanmalıdır. Başkalarının onun gereksinimlerine duyarlı olmalarını sessizce beklemek yerine, istediği şeyi açıkça ve objektif bir biçimde belirtmelidir. Başkalarına, neyi yanlış yaptıklarını ya da nasıl düş kırıklığı yarattıklarını söylemek yerine, Koç Kuzey Düğümü insanı yolu olumlu bir biçimde göstermelidir; bu da diğerlerine yapılması gereken şeyi başaracak enerjiyi verir. Bu yolla, o diğerlerinin gelişmelerini ve destekleyici olmayı öğrenmelerini sağlar.
Koç Kuzey Düğümü insanının bu enkarnasyondaki işlerinden biri de, diğer insanlara (öncelikle kendi partnerine) sevmeyi ve başka bir kişinin kimliğine karşı duyarlı olmayı öğretmektir. O, diğer insanlara destekleyici olmayı bilmedikleri için içerlemek yerine nasıl destekleyici olacaklarını yaratıcı biçimde öğretmeyi öğreniyor. Destekleyici bir kişi her zaman diğer kişinin bilincinde olmalıdır. Bu çaba gerektirir, ama insanların kendilerini desteklenmiş hissetmelerini sağlayan da bu çabadır. Bu, Koç Kuzey Düğümü insanının özellikle sahip olduğu ve verebileceği bilginin bir kısmıdır. O, kendisi olarak, diğerlerine sevgi ve şefkatle destekleyici olmayı öğretir.
Karşılıklı Dayanışma
Koç Kuzey Düğümü insanı klasik "ortak bağımlı" tip olma eğilimindedir. Onun, gereksinimlerini karşılamaları için başkalarına güvendiği ve sonra insanların onu düş kırıklığına uğrattıklarını hissettiği bir geçmişi vardır. Bu enkarnasyonda o, kendisini birincil bir ilişkinin yararlarına kapatmadan, bağımsız benliğini geliştirmek istemektedir. Bu konuda başarılı olmak için, onun ilişkilerine karşılıklı dayanışma açısından bakması gerekir ki böyle bir ilişkide iki kişi birbirlerinin kendi bağımsız güçlerini geliştirmelerine yardım eder, birbirlerini kendi kendine yeterli olmaya teşvik ederler. O zaman, kendi içlerinde tamam olarak, her biri kendi kimliğine uygun ayrı serüvenler ve farklı deneyimler yaşayabilir, sonra bunları birbirleriyle paylaşabilirler.
Sağlıklı bir ilişki, iki kişinin, bir yandan ortak bir hedefe ulaşmak için çalışırken, birbirlerinin kimliğini ayrı bireyler olarak desteklemeleridir. İlişki dinamiğinin enerjisi içinde hapsolmak yerine, yapılması gereken şey, birlikteliği sürdürürken bilinçli olarak kendi gücü içinde kalmaktır.
Bu insan birçok enkarnasyonda kendisini hiç düşünmeden başkalarını desteklemiştir. Bu yüzden, o denge noktasının ötesinde verdiğinde onu uyaran içgüdülerine aldırmama eğilimindedir, bu da onun yaşam gücünü tüketir. Diğer kişi orada olduğu sürece, o çoğunlukla enerji kaybının farkına varmaz; ama yalnız kaldığında, kendisini tükenmiş hisseder. Bu enkarnasyonda o kendisini yeniden uyumlamayı ve içsel ılımlılık duygusunun vericiliğini dengelemesine izin vermeyi öğreniyor. Enerjiyi paylaşma süreci karşılıklı olarak canlandırıcı olmalıdır.
Sonuçta, kişinin başkalarına vereceği altın yumurtalar, onları yumurtlayan kazın canlı ve sağlıklı olmasına bağlıdır. Geçmiş yaşamlarda, bu insan tüm altın yumurtalarını başkalarına vermiş ve sonra kazı da bağışlamaya başlamıştı! Şimdi o, kaynağı kurutmadan altın yumurtaları verebilmek için, kazı güçlü ve sağlıklı tutmayı öğreniyor.
Birebir ilişkilerde, ortak bağımlılıktan kaçınmak demek, partnerin bir gereksinimi olduğunda onu "karşılamaya" çalışmak yerine, (1) onun işleri tek başına halledebilecek kadar beceriye ve enerjiye sahip olduğunu ve (2) onun destek alabileceği başkalarının da bulunduğunu bilmesini sağlamak anlamına gelir. Örneğin, partner tablolarının yerel bir galeride sergilenmesini isteyebilir. Hemen "dört elle işe sarılmak" ve galerilere telefon etmek yerine, Koç Kuzey Düğümü insanı partnerinin bir arkadaşından yardım istemesini ya da ücret karşılığı birisini tutmasını veya bir temsilci bulmasını önerebilir. Bu, Koç Kuzey Düğümü insanını kendi ilgi alanlarıyla uğraşmakta özgür bırakır.
Ortak bağımlılıktan karşılıklı dayanışmaya geçiş üç aşamalı bir süreçtir:
(1) ortak bağımlılık aşamasında iki kişi birbirine tamamen uyumlanmıştır ve takımın yaşayabilmesi için birbirinin zayıflıklarını telâfi etmektedirler;
(2) bağımsızlık aşamasında her birey tamamen kendisine güvenir; her birey kendi projelerinin, parasının ve günlük yaşam savaşının tüm sorumluluğunu üstlenir;
(3) karşılıklı dayanışma aşamasında bağımsız ve kendi kendisine yeterli olan iki birey karşılıklı olarak birbirlerini destekleyici bir ilişki oluşturmak ve ortak hedeflere doğru ilerlemek için birleşirler.
Koç Kuzey Düğümü insanı, karşılıklı dayanışma ilişkilerine hazır olduğu kişisel gelişim aşamasına eriştiğinde, gerçekten parlamaya başlar!
İYİLEŞTİRİCİ TEM ŞARKI
Müziğin riskler almamızı duygusal olarak destekleme konusunda özgün bir gücü vardır. Bu yüzden, her düğümsel grup için, onun enerjisini olumlu bir biçimde değiştirmesine yardımcı olmak amacıyla iyileştirici bir şarkı yazdım.
HÜKÜM GÜNÜNDEN GEÇMEK!
Bu şarkının mesajı, Koç Kuzey Düğümü insanını, ortak bağımlılık eğilimini bırakıp sağlam biçimde sevgide köklenmiş olan kendi Mimlerinin onu doğru yöne yönlendireceğine güvenmeye teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Seçilmiş şarkı sözleri:
Şimdiye dek yazılmış olan tüm kitapları okuyabilirsin
Çevrendekilerden sana yolu göstermelerini isteyebilirsin
Uzun süredir gizli kalmış gizemleri inceleyebilirsin
Ama seni sadece sen geçirebilirsin Hüküm Gününden!
Ve zafer için başka hiç kimseye güvenemezsin
Sana yolu göstermesi için dışarıya bel bağlama...
Kitapları bir yana bırak beynin ötesine git
İçindeki Işığın sana
Acıdan çıkış yolunu göstereceğine güven
Yalnızca sensin bilebilecek olan
Seni bütün kılmak için neyin gerektiğini...
Ve sana rehberlik edecek olan içindeki ışıktır
Geçerken Hüküm Gününden!
|