Değerlendir:
  • 12 Oy - 3.42 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda
Yazar Mesaj
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #4
RE: Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda
GEREKSİNİMLER

Duygusal Onaylanma

Yengeç Kuzey Düğümü insanının duygularının onaylanmasına, duyguların farkındalığını güçlendirmeye ve kendi duygularını ifade etmeye çok ihtiyacı vardır. Bu insan bu enkarnasyona geç­miş yaşamlarındaki bir alışkanlıkla, duygularını bastırma alış­kanlığıyla gelmiştir. O, bilinçaltı olarak, çocukluk ortamını ebeveynlerinden biri onun duygularını onaylamıyormuş ve neler hissettiğini başkalarına söylemesini engelliyormuş gibi görüne­cek şekilde kurabilir. Örneğin, Amerikan kültüründe hemen he­men tüm oğlan çocuklarına şöyle denir: "Bir erkek gibi davran, ağlama" ama Yengeç Kuzey Düğümlü oğlan bunu çok ciddiye alır. Ebeveynleri ona yüz değişik talimat verebilir, ama onun ak­lında en çok kalan talimat budur. (Bu, geçmiş yaşam kalıpları­nın bu enkarnasyonda dengelenmesi gereken özelliklerin yeni­den ortaya çıkmasını sağlamak için şimdiki yaşama getirilmesi­nin bir örneğidir.)

SAVUNMASIZ OLMAYI GÖZE ALMAK

Bu insan kişisel gereksinimlerini ihmal etmemeli ya da duygu­ları yokmuş gibi davranmamalıdır. Duyguları birçok yaşam bo­yunca bastırılmış olduğundan, şimdi onlar yadsınamayacak dev bir enerji kütlesi oluştururlar! Yengeç Kuzey Düğümü insanı­nın bu yaşamda insanlara derin bir düzeyde şefkat göstermesi ve onlardan aynı düzeyde şefkat görmesi programlanmıştır. Ancak, o çok uzun bir zamandır duygularını bastırmış olduğundan, baş­kalarına karşı duygusal olarak savunmasız olma fikri onu ürkütür. "Ne? Neler hissettiğimi başkalarına söylemeli miyim? Şaka yapıyor olmalısın! Neden duygularımı ifşa edip de başkalarının eline bana karşı kullanabilecekleri bir güç vereyim?" O bunu yapmaya çok korkar, çünkü kontrolü elinde tutmaya alışıktır. Oysa bu enkarnasyonda, duygularını dürüstçe açığa vurmasının onun yararına olması programlanmıştır. Bu enkarnasyonda, ki­şiliğinin keskin kenarlarının yontulup yumuşatılması için, o duy­gularını onaylamalı, geçerli kılmalıdır.
Bu insanın duygularını daha çok bastırması o duyguları da­ha direngen göz korkutucu kılar. O "duygu" doğasını ifade et­mekten ne kadar uzun süre kaçınırsa, o kadar çok sakatlanır. Yengeç Kuzey Düğümü insanı duygularını diğer yanlarıyla bü­tünleştirmeyi öğreniyor. Bunu yapmanın en iyi yöntemlerinden biri, göz korkutucu durumların içinden geçmek ve o durumların uyandırdığı duyguları hissetmektir. Onun duygularını kabul ve tasdik etme sürecinde, birikip artmış olan yoğunluk dağılacaktır.
Ancak, sorun, Yengeç Kuzey Düğümü insanının duygula­rından her ne pahasına olursa olsun kaçınmak için içgüdüsel tepkiler geliştirmiş olmasıdır; bu yüzden onun duyguları biraz donmuştur. Onun yaşamı dışsal başarılarla dolu, ama içsel an­lam ve doyumdan yoksun bir biçimde, yavan ve sıkıcı olabilir. Bu yüzden, bu enkarnasyonda onun başarması gereken en önemli şeylerden biri, duygularıyla temasa geçecek cesareti bulmak ve bu duyguları başkalarına iletmektir duygularıyla ilgili "bir şey yapmak" zorunda olmadan, onları dürüstçe açığa vurmaktır. Bunu yapmak, bu insanın duygularını geçerli kılar ve onların kişi­lik ile bütünleşmelerini sağlar.
Ayrıca, geçmiş yaşamlarında duygularını bastırmış oldu­ğundan, bu insan bu enkarnasyona belli bir utangaçlıkla gelmiş­tir. O, başkalarıyla "duygu" düzeyinde ilişki kurma konusunda kendisini beceriksiz hisseder, çünkü bu konuda çok az pratiği olmuştur. Ancak, bir kez buna alıştığında, başkalarının duyguları­na hem besleyici, hem de güçlendirici bir biçimde karşılık verme konusunda diğer düğümsel gruplardakilerden daha yetenekli olduğunu anlar. Kendisini bu yanıyla rahat hissettiği noktaya dek gelişmek onun için biraz zaman alır, o kadar.

Ruhen Beslemek ve Tutku

Belki de geçmiş enkarnasyonlardaki manastır yaşamı deneyim­lerinden dolayı, Yengeç Kuzey Düğümü insanı tutkuya karşı muazzam bir direnç gösterir ve onun kendini kontrol etme ka­pasitesi de muazzamdır. O, "kontrolü asla kaybetmemeye, ken­dini asla bırakmama"ya programlanmıştır. Bundan dolayı, duy­gusal olarak tutkulu ilişkiler onun için büyük bir meydan oku­mayı temsil eder ve sonunda onu özgürleştirebilir. O, birçok ya­şamı doğal insan dürtülerinden kopuk geçirmiş olduğundan, tut­kuyla insan duygularının en yoğunuyla karşılaştığında, korkuy­la tepki verir. O durumda otomatik olarak "bağlantıyı kesen" düğmeye basar ve geri dönerek ters yöne doğru kaçar, çünkü kontrolü kaybetmek istemez!
Bu insan, tutkusunu uyaran birisiyle etkileşime girdiğinde, temel arzuları harekete geçer ve ona hâkim olabilir. Bu arzular bastırılmış olduklarından, şimdi karşı koyulamaz bir yoğunlukta görünürler. İroni şu ki, Yengeç Kuzey Düğümü insanının en çok korktuğu şey, aynı zamanda en çok istediği ve gereksindiği şey­dir. O, başka bir kişiyle derin bir birleşmeden gelen beslenme ve doyumu hissetmeyi özler. Hayatta başka hiçbir şey ona bu nihai doyumu vermeyecektir. Er ya da geç o kendisini bırakmak ve bu ya­şamda bu doyumu deneyimleyebilmek için duygularının bir baş­kası tarafından uyandırılmasına izin vermelidir. Tutku onun en büyük acı ve düş kırıklığı kaynağı da olabilir, onu içsel kontrol sı­nırlamalarının ötesine götüren ve başkalarıyla arasına koyduğu acı verici sınırları ortadan kaldıran bir meydan okuma da olabilir.
Yengeç Kuzey Düğümü insanı, sevildiğini ve güvende oldu­ğunu bildiği sağlam bir temele büyük bir ihtiyaç duyar. O, güve­nebileceği ve sığınabileceği bir şeyin birisinin bulunduğunu hissetmelidir. Aslında o, onu sevecek ve onunla ilgilenecek, ken­disi kadar güçlü ve güvenilir birisini aramaktadır. Ancak, sevilmeye ve güven duymaya o kadar çok ihtiyaç duyar ki, ona bu su­nulduğunda, onu kaybetmekten korkar ve elinde tutabilmek için onu kontrol altında tutmaya çalışır. İroni şu ki, o onu kontrol altında tutmaya çalıştığında, sonunda, en çok gereksinim duydu­ğu şeyi kendisinden uzaklaştırır.
Bu insan, sevgi ve güvenlik kaynağını kendi dışında aradığı sürece, düş kırıklığını davet ediyor olur. İşte bu yüzden, eninde sonunda, o kendi gereksinimlerine karşı bir duyarlılık geliştir­melidir. O "kendisini kucaklamalıdır," onu başka birisinden istemeden önce kendi kendisine şefkat ve sevgi göstermelidir. "Her şey yoluna girecek... Endişelenme... Ben sana bakarım," diyerek kendi kendisini rahatlatmalıdır. Bu süreçte onun (dışarıya ve he­deflere yöneltilmiş) enerjisi içine dönmeye başlar ve o kendisini doyuma ulaşmış ve ruhen beslenmiş hissedebilir.
O kendi enerjisinde merkezlendiğinde, başkalarına karşı sa­vunmasız ve duyarlı olabilir, çünkü kendi gereksinimlerini karşı­lamıştır ve şimdi duygusal olarak güvendedir. O sevilmeye umarsızca ihtiyaç duymadığında, diğer insanlar onu sevebilirler. O kendi kendisini rahatlattığında, başkalarıyla kontrolü elinde tutmak, "iyi görünmek," ya da "bir şey yapmak" zorunda olma­dan sükûnet içinde birlikte olacak kadar içsel güven kazanır. O sadece "olabildiğinde," gerçekte olduğu gibi olmanın bütünlüğüy­le diğer insanları ruhen besler.

SAYGI GÖRMEK

Geçmiş enkarnasyonlarda kazandığı başarı ve itibardan dolayı, bu insan dünyaya güçlü bir içsel gurur duygusuyla gelir. O başa­rıları karşılığında epey saygı görmeye alışıktır ve başkalarının bu gururu beslemelerini ister. Tek sorun şu ki, o kendisini doyu­ma ulaşmış hissedecek kadar yeterince saygı göremez. Bu dai­ma, erişildiğinde onu en nihayet mutlu edecek olan bir sonraki hedeftir. O bu yolda devam ederse, kazanamaz.
Bu noktada, geçmiş yaşamlardan gelen gurur onu diğer in­sanlardan ayrı tutan bir duvar haline gelmiştir. O hedeflerine erişmeye o kadar alışmıştır ki, bilinçaltı olarak, başarı sanatını henüz öğrenmemiş olanları hor görür. Bu üstünlük duygusu Yengeç Kuzey Düğümü insanını diğer insanlardan uzaklaştırır. Onun bu enkarnasyondaki amacı, diğer insanlara kendi hedeflerine na­sıl ulaşacaklarını öğretmektir; o zaman o "doğru yolda" olur ve büyük bir mutluluk yaşar.

İŞLERİ ZORLAŞTIRMAK

Yengeç Kuzey Düğümü insanı, çoğunlukla, başkalarından saygı görmeye o denli bağlıdır ki, sırf özverisinden ötürü saygı ve iti­bar kazanmak için, bilinçaltı olarak, yaşamı gereğinden daha fazla zorlaştırır. O, çoğunlukla, bir görevin yapılmaya değer olabilme­si için, zor bir görev olması gerektiğini düşünür. Tüm durum ezici ve başa çıkılmaz bir hale gelene dek, kendi kendisine o işin ne kadar zor olduğunu söyler. Bu kendi kendini bozguna uğratıcı bir davranış kalıbıdır.
Gerçek şu ki, bu insan için başarıya ulaşmak zor değildir. Çocukken bile o hedeflerine öylesine kolayca erişti ki, başkala­rından takdir ve saygı görmedi. Bu yüzden, o durumu yeniden değerlendirdi. Belki de eğer görev daha zor olsaydı, başkaları ona daha çok dikkat, sempati ve saygı gösterirlerdi. Bu yüzden şimdi, bir yetişkin olarak onun üstesinden gelemediği sorunları (aşırı kilolu olma, alışkanlıklar, para durumu, vb.) olabilir. O, elinden geleni yapmasına karşın bu sorunların aşılamaz olduğuna ger­çekten inanır, hatta içinde bulunduğu koşulların kurbanı olduğu­nu bile düşünebilir.
Örneğin, benim kırk yaşlarında Yengeç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Bu hanımın şişmanlıkla savaşı yirmili yaşla­rında bir sorun haline gelmişti, ama o zamana gelene dek yemek onun için bir sorun olmamıştı. Sonra, düş kırıklığı yaratıcı bir aşk ilişkisinin ardından o beş kilo aldı. Ardından, ilk perhizine başladı, kurallara uydu ve aldığı kiloları kolayca verdi. O, bunun zor bir iş olması gerektiğini bilmiyordu. Altı ay sonra, saygısını kazanmaya çalıştığı bir akranı onun yaptığı perhizin bir aldatmaca olduğunun anlaşıldığını söyledi ve kilo kaybetmenin ne ka­dar zor bir iş olduğundan söz etti. Müşterim çok kısa sürede beş kiloyu geri aldı, onun üzerine on kilo daha ekledi ve neredeyse tüm gençlik yaşamı boyunca on beş kilo fazlalık taşıdı. Ve yıllar boyunca büyük bir düş kırıklığı hissetti, çünkü ona göre, şişman olmak aşılamaz bir sorun haline gelmişti.
Bu hanım hedefinin "zor" olduğunu düşünür düşünmez ve onu saygı kazanma isteğine bağladığında başarma gücünü kay­betmişti. Neyse ki, ben onu yeniden gördüğümde o almış olduğu kiloları vermişti ve kilosunu iki yılı aşkın bir süredir koruyordu. O, sorunun sorumluluğunu üstlenmeye ve istenilen kiloya ulaş­mayı bir numaralı önceliği yapmaya karar vermişti ve geçmiş yaşamlarından gelen başarma gücünü bunun için seferber et­mişti. Para biriktirmiş, tatilini bir zayıflama kampında geçirmiş ve eve döndükten sonra perhizini harfi harfine uygulamıştı.
Yengeç Kuzey Düğümü insanı bir şeyi yapmaya karar ver­diğinde, sorunun üstesinden gelecek disiplini de gösterir. O ken­disini bu kadar ciddiye almaktan vazgeçmeli, sorumluluğu üstlenmeli ve yaşamını düzene sokmalıdır. Bu kolaydır. O başkasının ona bundan ötürü saygı duyup duymamasına ya da yöntemini onaylayıp onaylamamasına bakmadan, yalnızca "onu yapmalı" ve işi gözünde büyütmemelidir. Bir kez o sorumluluğu üstlendi­ğinde, otomatik olarak tetikte olur hedefine ulaşmasına yardım edebilecek insanları ve fikirleri kendisine çeker. Ve uzun zaman­dır edinmiş olduğu hedeflere erişmek onun yararınadır, çünkü bu onu yeni hedeflerin peşine düşmekte özgür bırakır. Bu insan hiçbir zaman hedefsiz kalmayacaktır!

SINIRLAR

Yengeç Kuzey Düğümü insanının zihninde başkalarının aşama­yacakları çok kesin ve net sınırlar vardır. Onun sınırları mantık­sız değildir. Kendisini iyi hissetmesi için ona belli ölçüde bir say­gıyla davranılmalıdır. Sorun, başkalarının bu sınırların nerede başladığını bilmemeleri ve böylece istemeden onları aşmalarıdır. Sınırlarının çiğnendiğini hissettiğinde, bu insan bunu ya­pan kişinin karşısında genellikle suskun kalır ve sonra bu konu­da herkese yakınır. O, kendisine saygısızca davrandığını düşündüğü kişiye direkt olarak karşılık vermeyi öğrenmelidir. "Dur! Bu benim sınırım!" demeli ve o kişiye neler hissettiğini bildirme­lidir. O başkalarının duygusal tepkilerinden çekindiğinden ve di­ğer kişinin sinirlenmesi durumunda kendisinin nasıl karşılık ve­receğini bilmediğinden ve bu yüzden korktuğundan, bu zor ola­bilir. Duygularını doğrulamak zorunda kalmak istemediğinden, bu onun gözünü korkutabilir ve açık konuşmasını engelleyebilir. Onun şöyle söylemesi yeterlidir: "Bak, sen bunu söylediğinde, bu benim duygularımı incitti." Ya da bir iş ortamında şöyle söyle­mesi yeterli olur: "Bak, ben bunun böyle olmasını istiyorum."
Yengeç Kuzey Düğümü insanı hâlâ kimsenin onun duygu­larını geçersiz kılmasına izin vermemeyi öğreniyor. Duygular ki­şisel bir meseledir; her bir kişi ne hissetmekte olduğunu doğru biçimde tarif edebilecek tek kişidir. Örneğin, eğer ben ayağımı bir yere çarpıp incitirsem, "Ayağımı incittim. O çok zonkluyor," diyebilirim. Birisi şöyle bir karşılık verebilir: "O kadar çok acı­maz; daha önce ben de ayağımı çarpıp incitmiştim." Ama gerçek şudur ki, bu konuda otorite benim: Bu benim ayağım ve onun ne hissettiğini bilen tek kişi benim. Aynı biçimde, hiç kimse bir kişi­nin duygusal olarak ne hissettiğini geçersiz kılamaz. Ayağımı in­citmenin ne kadar acı verdiğini yalnızca benim bildiğim gibi, eğer o kişi kendisini düş kırıklığına uğramış, incinmiş, güvensiz ya da dışlanmış hissediyorsa, bunu ancak o bilir.

GÜVENLİK

Temeller

Bu insan kendi temeline bağlanmaya odaklanmalıdır. Bu şekil­de, o kendisi "olacak" güvenli bir yere sahip olacaktır; bu içten ve derin bir paylaşım yaşaması için ona çok gereklidir. Bir kez o ken­di temeliyle temasta olduğunda, dışa açılmayı göze alabilir ve başkalarıyla başarıyla etkileşime girebilir. Eğer diğer kişilerin enerjisi çok yoğun ya da yıkıcı bir hale gelirse, o kendi içine çekile­bilir. Ama eğer kendi "merkezine" bağlanmamışsa, istemeden başkalarının temelleriyle özdeşleşebilir ve ilişkiyi stabilize etmek için onları kontrol altına almaya çalışabilir. Yengeç Kuzey Düğü­mü insanı kendi bedenindeki "merkez"le temasta olduğunda, baş­kalarıyla birlikteyken kendisini daha rahat hisseder.
Bir ev satın almak, bu insanın bir temele sahip olma duy­gusunu güçlendirebilecek bir başka yoldur. Bazen, maddi düzey­de bir şey yaptığımızda, bu aynı zamanda duygusal şifa da yara­tır. Yengeç Kuzey Düğümü insanının bir eve sahip olmasında da durum budur. Bir kez onun ev ortamı güvenli ve rahat olduğun­da, o dünyada istediği şeyi başarma konusunda kendisini daha gü­venli hisseder. Stabil bir eve sahip olmak onu güçlendirir. Ken­disini daha güvenli, daha köklenmiş hisseder ve o ortamda daha güvenle kendisi olabilir.
Aslında, bu insanın mükemmel bir gayrimenkul karma'sı vardır ve o bu alanda başarılı olabilir. Aracı ya da satıcı olarak "iyi anlaşmalar" yapar ve herkes için uygun olan bir satışı ger­çekleştirebilecek iş zekâsına sahiptir. Evleri objektif biçimde, bir iş olarak görebilir ve başkalarının "kendi evleri"yle ilgili duygu­sal görüşlerinden etkilenmez. Müşterilerinin en önemli ihtiyaçla­rını (iyi okullara yakın, gerçekçi fiyat sınırları içinde, vb.) karşı­layacak evleri bulur. Diğer kişi için neyin önemli olduğunu hisse­der. O, bu olanaksız göründüğünde bile, satışın gerçekleşebilme­si için anlaşmaları yaratıcı biçimde oluşturmakta beceriklidir.
Bir iş/yatırım düzeyinde, o "iyi bir gayrimenkul anlaşması" bulma, o evi onarma ve kiraya verme konusunda çok başarılıdır. Bu yolla, istediği kadar büyütebileceği bir işi başlatabilir. Bir gayrimenkulün en büyük parasal kazancı sağlayacak şekilde na­sıl kullanılabileceğini bilir (örneğin, büyük bir evi dairelere bölüp kiraya vermek). Ama onun iyi gayrimenkul karma'sı çıplak ara­ziler için değil üzerinde bir yapı bulunan araziler için geçerlidir.

AİT Olmak

Bu insan birçok yaşamı kendi dışındaki davaları savunarak ge­çirdi; şimdi onun bir yanı kendini göçebe hisseder. O her zaman birtakım işlerle meşguldür, erişilecek bir sonraki hedefi ya da üstleneceği projeyi arar. Onun en derin gereksinimi bir yere ait olduğu için kendisini rahat hissetmek ve gevşeyebilmektir. Ama kendisinin herhangi bir yere gerçekten "ait olduğunu" düşün­mesi zordur; o çoğunlukla ailesine bile tam olarak "uymadığını" düşünür. Bunu değiştirmek için ilk adım, onun kendi içinde bir ait olma duygusu kazanmasıdır ki o bunu kendi içsel itilimlerine sadık kalarak yapabilir.
Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanı bir dostuyla il­gili üzücü olabilecek bir dedikodu duyarsa, onun yapacağı en iyi şey içgüdüleriyle temasa geçmektir. O bu bilginin doğru olduğu­nu, ya da üzülmek için bir neden bulunduğunu hissediyor mudur? Eğer onun içgüdüsü sakinse, o zaman ona güvenebilir. Ger­çekten de, bu insan kendisine güvendiğinde ve içgüdülerini izle­diğinde bir ait olma duygusu kazanır. O başkalarına ait olduğu­nu hissetmeye de ihtiyaç duyar, bunu kendisini savunmasız, in­cinmeye açık hissettiğinde bunu diğer kişilere bildirerek hissede­bilir. Bu, diğer insanlara bu güçlü insanı kucaklama ve ona ne kadar çok sevildiğini bildirme fırsatını verir.
Bu enkarnasyonda bu insanın duyguları dikkat talep eder; o duyarlı ve destekleyici insanlarla birlikte olmalıdır. Onun, ken­disini duygusal olarak destekleyecek kadar umursayan kişilerle bunu yapmayanları birbirinden ayırt etmek için bir yöntem ge­liştirmesi önemlidir. En iyi yöntem, başkaları onu etkileyen bir şey yaptıklarında kendisini nasıl hissettiğini dürüstçe açığa vurması ve sonra o kişinin nasıl bir karşılık verdiğini görmesidir.
Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanının bir arka­daşı bir parti verir ve onu davet etmezse, onun yapacağı en iyi şey arkadaşına direkt olarak, "Beni partine çağırmadığın için kendimi dışlanmış hissettim," demektir. Ne kendini haklı çıkar­mak, ne de karşı tarafı kendi amacına göre etkilemeye çalışmak yalnızca olay karşısındaki duygusal tepkisini dürüstçe açıkla­mak. Eğer arkadaşı, "Kendini dışlanmış hissetmemeliydin, ge­çen yıl seni üç partiye çağırdım!" diyerek onun duygularını onay­lamazsa, bu ona karşısındakinin onun neler hissettiğini umursa­mayan biri olduğunu gösteren bir ipucudur. Eğer arkadaşı, "Böyle hissetmene üzüldüm ve bunu anlayabilirim, ama bu özel durumda ..." der (ve neler olduğunu açıklarsa), o zaman o bu­nun onun duygularına karşılık veren biri olduğunu anlar.
Bu insan yakın ilişkilerde duygularını başkalarından sakla­ma eğilimindedir. İroni şu ki, bu onun aradığı yakınlığı geliştirmesini ve doyuma ulaşmasına yardımcı olacak etkileşimi oluş­turmasını engeller. Yakınlık, kişisel duyguları açığa vurmanın ve bu duyguların bir başkası tarafından anlaşılıp kabul edilmesinin bir yan ürünüdür. Duygular yaşama bütünlük katar ve kendisi­ni açarak derin ve kişisel bir düzeyde karşılıklı ilginin doyumu­nu deneyimlemek bu insanın doğuştan kazandığı bir haktır.

04-30-2012 11:18 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
RE: Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda - astrosohbet - 04-30-2012 11:18 PM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Ay Düğümü Transitleri Venüs 29 125,887 03-14-2019 04:38 PM
Son Mesaj: yagmurimu
  Kuzey Ay Düğümü Yay Burcunda astrosohbet 11 20,104 10-02-2018 09:45 PM
Son Mesaj: Feslegen
  Kuzey Ay Düğümü açıları Yakamoz 62 230,757 07-03-2018 09:52 PM
Son Mesaj: Libra
  Kuzey Ay Düğümü Oğlak Burcunda astrosohbet 5 15,097 04-24-2018 05:18 AM
Son Mesaj: Feslegen
  Kuzey Ay Düğümü Boğa burcunda astrosohbet 12 17,029 05-18-2014 05:52 PM
Son Mesaj: kalorifer
  Kuzey Ay Düğümü Kova Burcunda astrosohbet 7 13,172 05-01-2012 09:53 PM
Son Mesaj: Mahinur
  Kuzey Ay Düğümü Balık Burcunda astrosohbet 3 10,152 05-01-2012 05:12 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Akrep Burcunda astrosohbet 4 9,735 05-01-2012 04:53 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Terazi Burcunda astrosohbet 4 8,552 05-01-2012 04:44 PM
Son Mesaj: astrosohbet
  Kuzey Ay Düğümü Aslan Burcunda astrosohbet 4 17,633 05-01-2012 04:40 PM
Son Mesaj: astrosohbet

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir