RE: Kuzey Ay Düğümü Yengeç Burcunda
GEREKSİNİMLER
Duygusal Onaylanma
Yengeç Kuzey Düğümü insanının duygularının onaylanmasına, duyguların farkındalığını güçlendirmeye ve kendi duygularını ifade etmeye çok ihtiyacı vardır. Bu insan bu enkarnasyona geçmiş yaşamlarındaki bir alışkanlıkla, duygularını bastırma alışkanlığıyla gelmiştir. O, bilinçaltı olarak, çocukluk ortamını ebeveynlerinden biri onun duygularını onaylamıyormuş ve neler hissettiğini başkalarına söylemesini engelliyormuş gibi görünecek şekilde kurabilir. Örneğin, Amerikan kültüründe hemen hemen tüm oğlan çocuklarına şöyle denir: "Bir erkek gibi davran, ağlama" ama Yengeç Kuzey Düğümlü oğlan bunu çok ciddiye alır. Ebeveynleri ona yüz değişik talimat verebilir, ama onun aklında en çok kalan talimat budur. (Bu, geçmiş yaşam kalıplarının bu enkarnasyonda dengelenmesi gereken özelliklerin yeniden ortaya çıkmasını sağlamak için şimdiki yaşama getirilmesinin bir örneğidir.)
SAVUNMASIZ OLMAYI GÖZE ALMAK
Bu insan kişisel gereksinimlerini ihmal etmemeli ya da duyguları yokmuş gibi davranmamalıdır. Duyguları birçok yaşam boyunca bastırılmış olduğundan, şimdi onlar yadsınamayacak dev bir enerji kütlesi oluştururlar! Yengeç Kuzey Düğümü insanının bu yaşamda insanlara derin bir düzeyde şefkat göstermesi ve onlardan aynı düzeyde şefkat görmesi programlanmıştır. Ancak, o çok uzun bir zamandır duygularını bastırmış olduğundan, başkalarına karşı duygusal olarak savunmasız olma fikri onu ürkütür. "Ne? Neler hissettiğimi başkalarına söylemeli miyim? Şaka yapıyor olmalısın! Neden duygularımı ifşa edip de başkalarının eline bana karşı kullanabilecekleri bir güç vereyim?" O bunu yapmaya çok korkar, çünkü kontrolü elinde tutmaya alışıktır. Oysa bu enkarnasyonda, duygularını dürüstçe açığa vurmasının onun yararına olması programlanmıştır. Bu enkarnasyonda, kişiliğinin keskin kenarlarının yontulup yumuşatılması için, o duygularını onaylamalı, geçerli kılmalıdır.
Bu insanın duygularını daha çok bastırması o duyguları daha direngen göz korkutucu kılar. O "duygu" doğasını ifade etmekten ne kadar uzun süre kaçınırsa, o kadar çok sakatlanır. Yengeç Kuzey Düğümü insanı duygularını diğer yanlarıyla bütünleştirmeyi öğreniyor. Bunu yapmanın en iyi yöntemlerinden biri, göz korkutucu durumların içinden geçmek ve o durumların uyandırdığı duyguları hissetmektir. Onun duygularını kabul ve tasdik etme sürecinde, birikip artmış olan yoğunluk dağılacaktır.
Ancak, sorun, Yengeç Kuzey Düğümü insanının duygularından her ne pahasına olursa olsun kaçınmak için içgüdüsel tepkiler geliştirmiş olmasıdır; bu yüzden onun duyguları biraz donmuştur. Onun yaşamı dışsal başarılarla dolu, ama içsel anlam ve doyumdan yoksun bir biçimde, yavan ve sıkıcı olabilir. Bu yüzden, bu enkarnasyonda onun başarması gereken en önemli şeylerden biri, duygularıyla temasa geçecek cesareti bulmak ve bu duyguları başkalarına iletmektir duygularıyla ilgili "bir şey yapmak" zorunda olmadan, onları dürüstçe açığa vurmaktır. Bunu yapmak, bu insanın duygularını geçerli kılar ve onların kişilik ile bütünleşmelerini sağlar.
Ayrıca, geçmiş yaşamlarında duygularını bastırmış olduğundan, bu insan bu enkarnasyona belli bir utangaçlıkla gelmiştir. O, başkalarıyla "duygu" düzeyinde ilişki kurma konusunda kendisini beceriksiz hisseder, çünkü bu konuda çok az pratiği olmuştur. Ancak, bir kez buna alıştığında, başkalarının duygularına hem besleyici, hem de güçlendirici bir biçimde karşılık verme konusunda diğer düğümsel gruplardakilerden daha yetenekli olduğunu anlar. Kendisini bu yanıyla rahat hissettiği noktaya dek gelişmek onun için biraz zaman alır, o kadar.
Ruhen Beslemek ve Tutku
Belki de geçmiş enkarnasyonlardaki manastır yaşamı deneyimlerinden dolayı, Yengeç Kuzey Düğümü insanı tutkuya karşı muazzam bir direnç gösterir ve onun kendini kontrol etme kapasitesi de muazzamdır. O, "kontrolü asla kaybetmemeye, kendini asla bırakmama"ya programlanmıştır. Bundan dolayı, duygusal olarak tutkulu ilişkiler onun için büyük bir meydan okumayı temsil eder ve sonunda onu özgürleştirebilir. O, birçok yaşamı doğal insan dürtülerinden kopuk geçirmiş olduğundan, tutkuyla insan duygularının en yoğunuyla karşılaştığında, korkuyla tepki verir. O durumda otomatik olarak "bağlantıyı kesen" düğmeye basar ve geri dönerek ters yöne doğru kaçar, çünkü kontrolü kaybetmek istemez!
Bu insan, tutkusunu uyaran birisiyle etkileşime girdiğinde, temel arzuları harekete geçer ve ona hâkim olabilir. Bu arzular bastırılmış olduklarından, şimdi karşı koyulamaz bir yoğunlukta görünürler. İroni şu ki, Yengeç Kuzey Düğümü insanının en çok korktuğu şey, aynı zamanda en çok istediği ve gereksindiği şeydir. O, başka bir kişiyle derin bir birleşmeden gelen beslenme ve doyumu hissetmeyi özler. Hayatta başka hiçbir şey ona bu nihai doyumu vermeyecektir. Er ya da geç o kendisini bırakmak ve bu yaşamda bu doyumu deneyimleyebilmek için duygularının bir başkası tarafından uyandırılmasına izin vermelidir. Tutku onun en büyük acı ve düş kırıklığı kaynağı da olabilir, onu içsel kontrol sınırlamalarının ötesine götüren ve başkalarıyla arasına koyduğu acı verici sınırları ortadan kaldıran bir meydan okuma da olabilir.
Yengeç Kuzey Düğümü insanı, sevildiğini ve güvende olduğunu bildiği sağlam bir temele büyük bir ihtiyaç duyar. O, güvenebileceği ve sığınabileceği bir şeyin birisinin bulunduğunu hissetmelidir. Aslında o, onu sevecek ve onunla ilgilenecek, kendisi kadar güçlü ve güvenilir birisini aramaktadır. Ancak, sevilmeye ve güven duymaya o kadar çok ihtiyaç duyar ki, ona bu sunulduğunda, onu kaybetmekten korkar ve elinde tutabilmek için onu kontrol altında tutmaya çalışır. İroni şu ki, o onu kontrol altında tutmaya çalıştığında, sonunda, en çok gereksinim duyduğu şeyi kendisinden uzaklaştırır.
Bu insan, sevgi ve güvenlik kaynağını kendi dışında aradığı sürece, düş kırıklığını davet ediyor olur. İşte bu yüzden, eninde sonunda, o kendi gereksinimlerine karşı bir duyarlılık geliştirmelidir. O "kendisini kucaklamalıdır," onu başka birisinden istemeden önce kendi kendisine şefkat ve sevgi göstermelidir. "Her şey yoluna girecek... Endişelenme... Ben sana bakarım," diyerek kendi kendisini rahatlatmalıdır. Bu süreçte onun (dışarıya ve hedeflere yöneltilmiş) enerjisi içine dönmeye başlar ve o kendisini doyuma ulaşmış ve ruhen beslenmiş hissedebilir.
O kendi enerjisinde merkezlendiğinde, başkalarına karşı savunmasız ve duyarlı olabilir, çünkü kendi gereksinimlerini karşılamıştır ve şimdi duygusal olarak güvendedir. O sevilmeye umarsızca ihtiyaç duymadığında, diğer insanlar onu sevebilirler. O kendi kendisini rahatlattığında, başkalarıyla kontrolü elinde tutmak, "iyi görünmek," ya da "bir şey yapmak" zorunda olmadan sükûnet içinde birlikte olacak kadar içsel güven kazanır. O sadece "olabildiğinde," gerçekte olduğu gibi olmanın bütünlüğüyle diğer insanları ruhen besler.
SAYGI GÖRMEK
Geçmiş enkarnasyonlarda kazandığı başarı ve itibardan dolayı, bu insan dünyaya güçlü bir içsel gurur duygusuyla gelir. O başarıları karşılığında epey saygı görmeye alışıktır ve başkalarının bu gururu beslemelerini ister. Tek sorun şu ki, o kendisini doyuma ulaşmış hissedecek kadar yeterince saygı göremez. Bu daima, erişildiğinde onu en nihayet mutlu edecek olan bir sonraki hedeftir. O bu yolda devam ederse, kazanamaz.
Bu noktada, geçmiş yaşamlardan gelen gurur onu diğer insanlardan ayrı tutan bir duvar haline gelmiştir. O hedeflerine erişmeye o kadar alışmıştır ki, bilinçaltı olarak, başarı sanatını henüz öğrenmemiş olanları hor görür. Bu üstünlük duygusu Yengeç Kuzey Düğümü insanını diğer insanlardan uzaklaştırır. Onun bu enkarnasyondaki amacı, diğer insanlara kendi hedeflerine nasıl ulaşacaklarını öğretmektir; o zaman o "doğru yolda" olur ve büyük bir mutluluk yaşar.
İŞLERİ ZORLAŞTIRMAK
Yengeç Kuzey Düğümü insanı, çoğunlukla, başkalarından saygı görmeye o denli bağlıdır ki, sırf özverisinden ötürü saygı ve itibar kazanmak için, bilinçaltı olarak, yaşamı gereğinden daha fazla zorlaştırır. O, çoğunlukla, bir görevin yapılmaya değer olabilmesi için, zor bir görev olması gerektiğini düşünür. Tüm durum ezici ve başa çıkılmaz bir hale gelene dek, kendi kendisine o işin ne kadar zor olduğunu söyler. Bu kendi kendini bozguna uğratıcı bir davranış kalıbıdır.
Gerçek şu ki, bu insan için başarıya ulaşmak zor değildir. Çocukken bile o hedeflerine öylesine kolayca erişti ki, başkalarından takdir ve saygı görmedi. Bu yüzden, o durumu yeniden değerlendirdi. Belki de eğer görev daha zor olsaydı, başkaları ona daha çok dikkat, sempati ve saygı gösterirlerdi. Bu yüzden şimdi, bir yetişkin olarak onun üstesinden gelemediği sorunları (aşırı kilolu olma, alışkanlıklar, para durumu, vb.) olabilir. O, elinden geleni yapmasına karşın bu sorunların aşılamaz olduğuna gerçekten inanır, hatta içinde bulunduğu koşulların kurbanı olduğunu bile düşünebilir.
Örneğin, benim kırk yaşlarında Yengeç Kuzey Düğümlü bir müşterim vardı. Bu hanımın şişmanlıkla savaşı yirmili yaşlarında bir sorun haline gelmişti, ama o zamana gelene dek yemek onun için bir sorun olmamıştı. Sonra, düş kırıklığı yaratıcı bir aşk ilişkisinin ardından o beş kilo aldı. Ardından, ilk perhizine başladı, kurallara uydu ve aldığı kiloları kolayca verdi. O, bunun zor bir iş olması gerektiğini bilmiyordu. Altı ay sonra, saygısını kazanmaya çalıştığı bir akranı onun yaptığı perhizin bir aldatmaca olduğunun anlaşıldığını söyledi ve kilo kaybetmenin ne kadar zor bir iş olduğundan söz etti. Müşterim çok kısa sürede beş kiloyu geri aldı, onun üzerine on kilo daha ekledi ve neredeyse tüm gençlik yaşamı boyunca on beş kilo fazlalık taşıdı. Ve yıllar boyunca büyük bir düş kırıklığı hissetti, çünkü ona göre, şişman olmak aşılamaz bir sorun haline gelmişti.
Bu hanım hedefinin "zor" olduğunu düşünür düşünmez ve onu saygı kazanma isteğine bağladığında başarma gücünü kaybetmişti. Neyse ki, ben onu yeniden gördüğümde o almış olduğu kiloları vermişti ve kilosunu iki yılı aşkın bir süredir koruyordu. O, sorunun sorumluluğunu üstlenmeye ve istenilen kiloya ulaşmayı bir numaralı önceliği yapmaya karar vermişti ve geçmiş yaşamlarından gelen başarma gücünü bunun için seferber etmişti. Para biriktirmiş, tatilini bir zayıflama kampında geçirmiş ve eve döndükten sonra perhizini harfi harfine uygulamıştı.
Yengeç Kuzey Düğümü insanı bir şeyi yapmaya karar verdiğinde, sorunun üstesinden gelecek disiplini de gösterir. O kendisini bu kadar ciddiye almaktan vazgeçmeli, sorumluluğu üstlenmeli ve yaşamını düzene sokmalıdır. Bu kolaydır. O başkasının ona bundan ötürü saygı duyup duymamasına ya da yöntemini onaylayıp onaylamamasına bakmadan, yalnızca "onu yapmalı" ve işi gözünde büyütmemelidir. Bir kez o sorumluluğu üstlendiğinde, otomatik olarak tetikte olur hedefine ulaşmasına yardım edebilecek insanları ve fikirleri kendisine çeker. Ve uzun zamandır edinmiş olduğu hedeflere erişmek onun yararınadır, çünkü bu onu yeni hedeflerin peşine düşmekte özgür bırakır. Bu insan hiçbir zaman hedefsiz kalmayacaktır!
SINIRLAR
Yengeç Kuzey Düğümü insanının zihninde başkalarının aşamayacakları çok kesin ve net sınırlar vardır. Onun sınırları mantıksız değildir. Kendisini iyi hissetmesi için ona belli ölçüde bir saygıyla davranılmalıdır. Sorun, başkalarının bu sınırların nerede başladığını bilmemeleri ve böylece istemeden onları aşmalarıdır. Sınırlarının çiğnendiğini hissettiğinde, bu insan bunu yapan kişinin karşısında genellikle suskun kalır ve sonra bu konuda herkese yakınır. O, kendisine saygısızca davrandığını düşündüğü kişiye direkt olarak karşılık vermeyi öğrenmelidir. "Dur! Bu benim sınırım!" demeli ve o kişiye neler hissettiğini bildirmelidir. O başkalarının duygusal tepkilerinden çekindiğinden ve diğer kişinin sinirlenmesi durumunda kendisinin nasıl karşılık vereceğini bilmediğinden ve bu yüzden korktuğundan, bu zor olabilir. Duygularını doğrulamak zorunda kalmak istemediğinden, bu onun gözünü korkutabilir ve açık konuşmasını engelleyebilir. Onun şöyle söylemesi yeterlidir: "Bak, sen bunu söylediğinde, bu benim duygularımı incitti." Ya da bir iş ortamında şöyle söylemesi yeterli olur: "Bak, ben bunun böyle olmasını istiyorum."
Yengeç Kuzey Düğümü insanı hâlâ kimsenin onun duygularını geçersiz kılmasına izin vermemeyi öğreniyor. Duygular kişisel bir meseledir; her bir kişi ne hissetmekte olduğunu doğru biçimde tarif edebilecek tek kişidir. Örneğin, eğer ben ayağımı bir yere çarpıp incitirsem, "Ayağımı incittim. O çok zonkluyor," diyebilirim. Birisi şöyle bir karşılık verebilir: "O kadar çok acımaz; daha önce ben de ayağımı çarpıp incitmiştim." Ama gerçek şudur ki, bu konuda otorite benim: Bu benim ayağım ve onun ne hissettiğini bilen tek kişi benim. Aynı biçimde, hiç kimse bir kişinin duygusal olarak ne hissettiğini geçersiz kılamaz. Ayağımı incitmenin ne kadar acı verdiğini yalnızca benim bildiğim gibi, eğer o kişi kendisini düş kırıklığına uğramış, incinmiş, güvensiz ya da dışlanmış hissediyorsa, bunu ancak o bilir.
GÜVENLİK
Temeller
Bu insan kendi temeline bağlanmaya odaklanmalıdır. Bu şekilde, o kendisi "olacak" güvenli bir yere sahip olacaktır; bu içten ve derin bir paylaşım yaşaması için ona çok gereklidir. Bir kez o kendi temeliyle temasta olduğunda, dışa açılmayı göze alabilir ve başkalarıyla başarıyla etkileşime girebilir. Eğer diğer kişilerin enerjisi çok yoğun ya da yıkıcı bir hale gelirse, o kendi içine çekilebilir. Ama eğer kendi "merkezine" bağlanmamışsa, istemeden başkalarının temelleriyle özdeşleşebilir ve ilişkiyi stabilize etmek için onları kontrol altına almaya çalışabilir. Yengeç Kuzey Düğümü insanı kendi bedenindeki "merkez"le temasta olduğunda, başkalarıyla birlikteyken kendisini daha rahat hisseder.
Bir ev satın almak, bu insanın bir temele sahip olma duygusunu güçlendirebilecek bir başka yoldur. Bazen, maddi düzeyde bir şey yaptığımızda, bu aynı zamanda duygusal şifa da yaratır. Yengeç Kuzey Düğümü insanının bir eve sahip olmasında da durum budur. Bir kez onun ev ortamı güvenli ve rahat olduğunda, o dünyada istediği şeyi başarma konusunda kendisini daha güvenli hisseder. Stabil bir eve sahip olmak onu güçlendirir. Kendisini daha güvenli, daha köklenmiş hisseder ve o ortamda daha güvenle kendisi olabilir.
Aslında, bu insanın mükemmel bir gayrimenkul karma'sı vardır ve o bu alanda başarılı olabilir. Aracı ya da satıcı olarak "iyi anlaşmalar" yapar ve herkes için uygun olan bir satışı gerçekleştirebilecek iş zekâsına sahiptir. Evleri objektif biçimde, bir iş olarak görebilir ve başkalarının "kendi evleri"yle ilgili duygusal görüşlerinden etkilenmez. Müşterilerinin en önemli ihtiyaçlarını (iyi okullara yakın, gerçekçi fiyat sınırları içinde, vb.) karşılayacak evleri bulur. Diğer kişi için neyin önemli olduğunu hisseder. O, bu olanaksız göründüğünde bile, satışın gerçekleşebilmesi için anlaşmaları yaratıcı biçimde oluşturmakta beceriklidir.
Bir iş/yatırım düzeyinde, o "iyi bir gayrimenkul anlaşması" bulma, o evi onarma ve kiraya verme konusunda çok başarılıdır. Bu yolla, istediği kadar büyütebileceği bir işi başlatabilir. Bir gayrimenkulün en büyük parasal kazancı sağlayacak şekilde nasıl kullanılabileceğini bilir (örneğin, büyük bir evi dairelere bölüp kiraya vermek). Ama onun iyi gayrimenkul karma'sı çıplak araziler için değil üzerinde bir yapı bulunan araziler için geçerlidir.
AİT Olmak
Bu insan birçok yaşamı kendi dışındaki davaları savunarak geçirdi; şimdi onun bir yanı kendini göçebe hisseder. O her zaman birtakım işlerle meşguldür, erişilecek bir sonraki hedefi ya da üstleneceği projeyi arar. Onun en derin gereksinimi bir yere ait olduğu için kendisini rahat hissetmek ve gevşeyebilmektir. Ama kendisinin herhangi bir yere gerçekten "ait olduğunu" düşünmesi zordur; o çoğunlukla ailesine bile tam olarak "uymadığını" düşünür. Bunu değiştirmek için ilk adım, onun kendi içinde bir ait olma duygusu kazanmasıdır ki o bunu kendi içsel itilimlerine sadık kalarak yapabilir.
Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanı bir dostuyla ilgili üzücü olabilecek bir dedikodu duyarsa, onun yapacağı en iyi şey içgüdüleriyle temasa geçmektir. O bu bilginin doğru olduğunu, ya da üzülmek için bir neden bulunduğunu hissediyor mudur? Eğer onun içgüdüsü sakinse, o zaman ona güvenebilir. Gerçekten de, bu insan kendisine güvendiğinde ve içgüdülerini izlediğinde bir ait olma duygusu kazanır. O başkalarına ait olduğunu hissetmeye de ihtiyaç duyar, bunu kendisini savunmasız, incinmeye açık hissettiğinde bunu diğer kişilere bildirerek hissedebilir. Bu, diğer insanlara bu güçlü insanı kucaklama ve ona ne kadar çok sevildiğini bildirme fırsatını verir.
Bu enkarnasyonda bu insanın duyguları dikkat talep eder; o duyarlı ve destekleyici insanlarla birlikte olmalıdır. Onun, kendisini duygusal olarak destekleyecek kadar umursayan kişilerle bunu yapmayanları birbirinden ayırt etmek için bir yöntem geliştirmesi önemlidir. En iyi yöntem, başkaları onu etkileyen bir şey yaptıklarında kendisini nasıl hissettiğini dürüstçe açığa vurması ve sonra o kişinin nasıl bir karşılık verdiğini görmesidir.
Örneğin, eğer Yengeç Kuzey Düğümü insanının bir arkadaşı bir parti verir ve onu davet etmezse, onun yapacağı en iyi şey arkadaşına direkt olarak, "Beni partine çağırmadığın için kendimi dışlanmış hissettim," demektir. Ne kendini haklı çıkarmak, ne de karşı tarafı kendi amacına göre etkilemeye çalışmak yalnızca olay karşısındaki duygusal tepkisini dürüstçe açıklamak. Eğer arkadaşı, "Kendini dışlanmış hissetmemeliydin, geçen yıl seni üç partiye çağırdım!" diyerek onun duygularını onaylamazsa, bu ona karşısındakinin onun neler hissettiğini umursamayan biri olduğunu gösteren bir ipucudur. Eğer arkadaşı, "Böyle hissetmene üzüldüm ve bunu anlayabilirim, ama bu özel durumda ..." der (ve neler olduğunu açıklarsa), o zaman o bunun onun duygularına karşılık veren biri olduğunu anlar.
Bu insan yakın ilişkilerde duygularını başkalarından saklama eğilimindedir. İroni şu ki, bu onun aradığı yakınlığı geliştirmesini ve doyuma ulaşmasına yardımcı olacak etkileşimi oluşturmasını engeller. Yakınlık, kişisel duyguları açığa vurmanın ve bu duyguların bir başkası tarafından anlaşılıp kabul edilmesinin bir yan ürünüdür. Duygular yaşama bütünlük katar ve kendisini açarak derin ve kişisel bir düzeyde karşılıklı ilginin doyumunu deneyimlemek bu insanın doğuştan kazandığı bir haktır.
|