[gullusutcu]

MUTLU SENELER
26 aralık -01 0cak 2012
Yeni yıla girerken gkyüzünün hediyesinin Jupiter’in ileri hareketi diye düşünüyorum. Hayalleri yöneten Neptün ile uyumlu hareket edeceği için bize güzel fırsatlar getirecektir demek pek de yanlış olmaz. Herşeyin oldukça hızlı akmaya başladığı bir dönemdeyiz. Gökyüzünde geri harekette olan hiçbir gezegen yok bu hafta. Uranus’un Koç burcundan Güneş ile teması mevcut düzene başkaldırı ve sistemi değiştirmeye yönelik şiddetli arzu duymamıza sebep olacaktır. Baskı hissettiğimiz, mevcudiyetimizi tüm çıplaklığı ile ortaya koymamıza engel teşkil eden herşeye karşı isyankar tavır eğilimi kendini gösterebilir. Bunun yanısıra güçlü ve iktidar sahibi kişilerin desteği ile yeni birtakıp ufuklara yelken açmak da sözkonusu olacak. Hayaller ve idealizim kendine isyanların, terkedişlerin ve kopuşların arasından bir yol bulacak.
Haftanın başında Ay Venus birlikteliği özgürleşmenin iyimserliği, romantizm, düşünce alışverişinin verdiği hazzı ortaya çıkarabilir. Kısaca ilişkinin entellektuel boyutuna vurgudan bahsedebiliriz. Haftaortasına doğru ise Ay Neptün ile kavuşum yaparak bir kez daha bize hayallerimizin ne olduğunu, nasıl adım adım onları gerçekleştirmeye doğru yol alabileceğimizi bize hatırlatacak. Somutlaştırmak, geleceğimizi inşaa etmek adına farkındalığımızı yükseltebileceğiz. Bir nevi geçmişimizi şifalandırıp, geleceğimizi yapılandırabileceğiz eğer istersek.
Haftasonuna girerken dikkat. Gergin bir Cuma olabilir. Yılbaşı telaşı mı acaba? Biryerlere yetişme gayreti, alışveriş telaşı, hızdan kaynaklı gerginlikler yaşanabilir. Sakin olun daha yaşanacak çok yılbaşı geceleri var.!! Telaş yok.
Yeni yılda yeni başlangıçlara meyilli, güzel bir geleceğin temelleri atılmış olsun. Yaratıcılık ve cesaret bizimle nasıl olsa. İçimizde bu yeniliği gerçekleştirebilecek güç ve ilham var aslında. Yeterki biz biraz da kendimize kulak verelim. Bu gücü ve gökyüzündeki potansiyel;i yıkıcı kullanmak yerine yapıcı ve sağlam temeller için değerlendirelim.
Mutlu seneler
Didem Can
İstanbul

[ELF]

Bu tip yazıları okuyup gaza gel ve gerçeğe bak
Merkeplerin basket maçını yaptığı karpuz gibi hissediyorum

[gullusutcu]

09- 15 Ocak 2012 Haftası

Posted by Yurda Hal on 07/01/2012


Posted in: Uncategorized.
Yorum yapın




http://www.totalblogal.net/index.php/201...rvenzwerg/
Pazartesi günü devreye giren Merkür Uranüs karesi, bir yandan ruh halimizi ve günlük tempomuzu hızlandıracak, diğer yandan da zihinsel anlamda birden fazla işe bölünmemize bölünecek. Ayın 13 ‘üne kadar Pluto’ya yaklaşan Merkür, düşünce ve fikirlerimizin muhafazakar tutumların baskısı altında kalabileceğini gösteriyor. Pluto’ya yaklaşan Merkür, üstlerden saklanan bilgierin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu yüzden eğer tamamlanmamış bir işiniz varsa veya düzeltmeniz gereken bir konu varsa hafta başında hemen bu konulara el atın. Hafta başındaki yaratıcılığınızın özgürlüğünü kısıtlamayın ve bu hafta kendi hayatınıza getirmek istediğiniz değişiklikleri Çarşamba gününe kadar devreye sokun. Bu hafta kafamız daha bir iyi çalışıyor ve neredeyse “Zihni Sinir” projeeri ie meşgul oluyor diyebilirim.
Ayrıca Pazartesi günü sabah saat 09:30′da Yengeç burcunda gerçekleşecek olan Dolunay profesyonelliğe giden yolu bizler için aydınlatacak.
Aşk ve sevgi alanında; ruhsallık alanında, yaratıcılığın akıcı ve ahenkli olması gerektiği alanlarda hoş ve romantik hareketlilik başlıyor. 13 Ocak’ta Venüs Neptün ile kavuşuyor 14 Ocak’ta da Neptün’den ayrılıp Balık burcuna geçiyor. Bu haftanın ikinci yarısı bir partneriniz varsa son derece hoş geçebilir. Partneriniz yoksa, romantik ve duygusal bir ilişki arayışı içine girebilirsiniz.
Haftanın özeti: İlk günler enerjik, elektrikli ve gergin, hafta ortası soru/sual ve denetlenme zamanı, hafta sonu romantizmin, toz pembenin ve açık mavinin etkisinde .


Dolunay ile daha detaylı bilgiyi aşağıda Ay Taktikleri bölümünde bulabilirsiniz.
Ay Taktikleri – Bu Hafta

09 Ocak 2012 sabah saat 09.30 Yengeç Burcunda Dolunay;
Dolunay semineri ile ilgili bilgiyi bu linkte bulabilirsiniz:
http://astroistanbul.com/2012/01/03/dolu...soylesisi/
Bu Dolunay özelikle yuva, aile, ebeveynler, ev hayatı ile ilgili konular aydınlığa kavuşacak. Eğer bu alanlarda halletmeniz gereken sorunlarınız varsa, çözmeyi arzuladığınız, düzeltmeye niyetlendiğiniz ilişkiler varsa, bilin ki fener ihtiyacınız olan bilgilere ışık tutacaktır.
Ayrıca Duyguların yoğun yaşanacağını, duygusal hassasiyetin artacağını unutmamalısınız. Bu kadar duygusal hassasiyet söz konusu olduğunda, şefkatten yoksun ortamlarda mesafesi davranmak uygun olacaktır.
Yengeç burcunun dişil enerjisi içimizdeki doyurma, besleme, bakma, kollama duygularını tetikleyecektir. Annelik duyguları, anne çocuk ilişkierinde hassasiyet üst seviyelerde olacaktır.
Bu Dolunay’da içinizdeki Dişi Anne enerjisi ile tanışabilirsiniz. Hayatınızdaki Yengeç’le alakalı alanlara odaklanabilir, o alanlarda boluk ve bereket için dua edebiirsiniz.
Koç veya yükselen Koç’lar ev, yuva, evlilik, ev içinde huzur, ebeveynlerle olan ilişkiler;
Boğa ya da yükselen Boğa’lar satış pazarama, ticaret, ilişkier, komşu ve kardeşere olan bağlılıklar, zihinsel kapasitenin artması, öğrenci yanını tetikleme;
İkizler ya da yükselen İkizler’ler kendine değer katma, bolluk ve bereket, paranın çoğalması;
Yengeçç veya yükselen Yengeç’er kişisel gelişim, özgüven, kendini doğru ifade etme;
Aslan veya yükselen Aslan’lar inanç ve akışta kalma, ruhsallık, arkadan çevrilen işler, haının atına süpürülen ilişkiler ve buna benzer durumlarda;
Başak veya yükselen Başak’lar dostluk, arkadaşlık, sosyal çevre, işin sermayesi;
Terazi veya yükselen Terazi kariyer, başarı, topum önünde fark edilme ve başarılı olma, kendini ifade edebilme;
Akrep veya yükselen Akrep farklı kültürler, yabancılarla olan ilişkiler, ikinci dereceden akrabalar, yabancı ülke ve şirketler, yüksek öğrenim veya hayat felsefesini geliştirme;
Yay veya yükselen Yay’lar korkularında, endişelerinde, dönüştürmekte zorlandıkları ancak zorunlu oldukları alanlarda ve yaşlılık adına yapılan yatırımlarla ilgili konularda;
Oğlak veya yükselen Oğlak’lar ikili ilişkilerde, ortaklıklarda, rekabet ortamlarında, açık düşmanlıklarda veya hukuksal konularda;
Kova veya yükselen Kova’lar sağlık alanında, gündelik işlerde, iş ortamında, iş arkadaşları ile olan ilişkilerde;
Balık’lar veya yükselen Balık’lar ise hayatın keyifli yanı, aşk, çocuklar, hobiler, mutluluk ihtiyaçları ve ruhsal aşk ile ilgili konularda aydınlanma, bolluk ve bereket yaşayabilirler!
Ay Taktikleri’ni daha detaylı öğrenmek istiyorsanız; tüm ayrıntıları “Ay Taktikleri” kitabında bulabilirsiniz:
http://www.dr.com.tr/Search.aspx?kw=ay+t...&media=999
Sevgiler
Yurda Hal

[gullusutcu]

DOLUNAY ENERJİSİ 09-15 Ocak Haftaya Yengeç burcunda oluşan dolunay ile başlıyoruz. Duygusal güvenliğimiz, yuva ve aile konuları ile ilgili temalar daha ön planda olabilir. Duygusal koşullanmalarımız, büyütüp geliştirmek zorunda olduğumuz konulara fazlaca vurgu yapabilir. Dolunay etkisi, tamamlanmalara yönelik bir enerji barındırır. Bir önceki Yeniay’da yapılmış başlangıçların, bu hafta sonuç almaya doğru hızlı ilerlediğini de gözlemlemek mümkün olacaktır. Dolunaylarda filmlerdeki “kurt adam”a dönüşme fantazisinin dışında, istek ve duyguların birbirine taban tabana zıtlığı sözkonusur. Gerilim ve gerginliğin Dolunay dönemlerinde biraz daha hissedilir olması bundan olabilir. Bu hafta bu etkiyi yani duygusal ihtiyaç ve isteklerin çatışmasını yaşayabiliriz. Mars’ın da yani hareket enerjimizin de bu Dolunay’ı desteklediğini düşünürsek, hemen eyleme geçmek için şiddetli bir istek duyacağımız kesin. Hatta birçoğumuz çoktan yolu yarılamıştır bile… Hazır gökyüzünde güzel açılar varken yola koyulmak pek de yanlış sayılmaz. Dolunay ile birlikte Jupiter Pluto Merkür Venus ve Neptun’un de uyumlu dansı sözkonusu.. Peki bu ne demek? Sosyal yenilenme, finansal başarılar, sahip olmaya yönelik fırsatları değerlendirme muhakemesi, idealize edilen fikirlerin somutlaştırılabilmesi, olaylara geniş perspektiften bakabilme… Evet gezegenler bize destek olacaklar bu hafta. Bize düşen bu pasları gole çevirebilmek. Dikkat edilmesi gereken tek etki Merkür Uranus sert açısı. Gerginlik, acelecilik nedeniyle oluşabilecek kazalar, sinirli bir ruh hali veya sakinleşememekten kaynaklı huzursuzluk olabilir. Paniğe gerek yok. 24 Ocak Mars gerilemesine kadar vakit var. İşleri yoluna koyabilmek mümkün. Merkür Oğlak burcunda seyrettiğinden dolayı; disiplinli bir zihin ve hedefe odaklı bir düşünce şekli hakim olacaktır. Bilgiyi amaca uygun şekilde zamanında kullanabileceğiz. Merkür’ün hızla Plutoya yaklaştığını da hesaba katarsak derin ve araştırmacı bir yaklaşımla stratejik planlar yapabilmemiz mümkün olacak. Yani gökyüzü bizi emin adımlarla hedefe doğru taşıyor endişeye mahal yok. Özellikle Cuma günü Mars ve Güneş uyumu en etkin halini alıyor. Yani kendimizi güçlü ve dinamik hissettiğimiz bir gün olacak. Risk alma kapasitemiz ve enerjimiz son derece yüksek olacak. Savaşa giden asker edası ile dolaşıyor olabiliriz ortalıklarda. Söylenebilecek çok fazla şey yok gibi. Zirveye doğru yapılan bu yolculukta bol şans dilerim. Zira herkesin zirvesi kendine göre elbette. Yıldızların ışığında hayırlı yolcuklar olsun… Sevgiyel kalın Didem Can

[gullusutcu]

Mars ve Diğerleri 2012

[color=#808080][color=#222222] [font=arial,helvetica,sans-serif]24 Ocak Mars (ve sonra diğerleri) Geri Gidiyor [/font]


[font=arial,helvetica,sans-serif]24 Ocak ile 14 Nisan 2012 arasında, Başak Burcunda, Mars geri gidiyor olacak. Derece olarak, Başak burcunda, 23 ile 3 derece arasındaki bir mesafeyi geri kat edip, yeniden eski yerine dönmesi 21 Haziran 2012’yi bulacak. Dolayısıyla, 24 Ocak - 21 Haziran 2012 arasındaki dönem esas olarak sadeleşmek için harekete geçme süreci şeklinde yorumlanabilir. Bu sürecin yapısı, niteliği ve öncelikleri kişisel haritadaki Mars’a bağlı olarak değişecektir. Genel bir bakış açısıyla, 2011 Kasım ayını 2012 Haziran’a bağlayan gelişmelerden bahsedebiliriz. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Bu dönemin başında başlayan süreçlerin, sonuçlarının esasen Haziran ayında alınacağını söyleyebilirim. Kendi hayatınızda bunu gözlemlemek ve farkına varmak için pratik güncel gerçekliklere odaklanmak, yeniden ve tekrar yapmak, organize olmak, analiz etmek, planlayarak gerçekleştirmek aşamalarına odaklanabilirsiniz. Bu aşamaları kendi kendinize hatırlatırsanız, belki süreç içinde hoşgörülü ve pratik olmayı başarabilirsiniz. Bu aşamalar gerginliği azaltıp günlük rutini verimli hale getirmenize yardımcı olabilir. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]En yakın geçmişte, Mars 2010 yılının Haziran ve Temmuz aylarında Başak burcunun aynı derecelerinde bulunmuştu. Şimdi, o tarihte başlamış olan sürecin kapanmasına tanıklık edip, şartların yeniden oluşturulduğu bir süreçteyiz. Bu kapanma aslında işe yaramayanların artık elenmesi ve yenileriyle değiştirilmesi için çaba harcanması anlamına geliyor. Kasım ve Haziran ayları arasında enerjinizi yönlendirirken bunu aklınızın bir köşesinde bulundurursanız belki kendi hedefleriniz için daha verimli çalışabilirsiniz. Mars’ın bu kadar uzun süre Başak’ta kalması, özellikle çalışma hayatında ve sağlık sektöründe pek çok düzenlemelerin yeniden gündeme getirilmesini ve değiştirilmek istenmesini çağrıştırıyor. Ayrıca bu durum, fayda sağlamak ve verimli olabilmekle ilgili sorunların paradoksunu arttıracaktır. Sağlık alanında çalışanların sorunları daha fazla gündemde kalabilir ve çatışmalar artabilir. Askeri ve terör operasyonlarında daha iyi planlamalar ve stratejiler belirlemek gerekliliği ön plana çıkabilir. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Başak- Balık aksı sağlıkla ilgili alanları temsil eder. Bu nedenle Mars, beden/ruh birlikteliğini ve bu ikili arasındaki enerji dağılımını da ön planda tutacaktır. Kendi doğal vücut/ruh dengenize uymayan aşırılıkta zorlamaların sağlık problemi olarak gözlemlenmesi bu dönemde artabilir. Kişisel haritanızdaki Mars’ı ifade etme şekliniz tanımlayıcı bir faktör olarak ön planda olacaktır. Örneğin, eğer çabuk sinirlenen, tepkisel bir mizacınız varsa Mars’ın geri gittiği dönemde öfke sorunlarınızı çözebilmek için pratik güncel hayat ve sağlık ayarlamalarıyla yüzleşmeniz gerekebilir. Belki bunu fark edebilmek adına zaman-zaman günlük çalışma hayatınız bir kaosa dönüşebilir. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Mars’ın geri gittiği dönemde, kendinize nerede durmak istediğinizi ve ne şekilde, nerede taraf olmak istediğinizi sormak iyi bir başlangıç olabilir. Çünkü 2012’nin ikinci yarısında gelişen koşullar hayatınızın düzenini daha verimli hale getirmek için sizden bu sorulara cevap vermenizi isteyecek. Bu durumda Nisan 2012’nin ortasına kadar sadece kendi doğrularınızda mı ısrar edeceksiniz? Yoksa esneklik gösterecek misiniz? Hayatınızın hangi alanlarında hatalarınızla yüzleşmeye ve belki de bunları düzeltmek için harekete geçmeye cesaretiniz var? Bunlar için kabullenici ve bağışlayıcı olabilmek adına bazı fedakarlıklar ve düzenlemeler yapmaya hazır mısınız? Yoksa aynı doğrular ve kurallar üzerine sonuna kadar eleştirel mi kalacaksınız? Aradaki esneme payı, yeni bir yolculuğu veya varoluş iradesini geliştirmeye yönelişi gösterecektir. Bu durumda, müdafaa ettiğiniz yerde yeni bir sayfa açmış olacaksınız. Özellikle Başak ve Balık burçlarının ilk 5 gününde doğanlar için bu kısa dönem, hayatlarında uzun süre hatırlayacakları önemli bir dönüm noktası olacak. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Yukarıdaki süreçler herkes için hem politik dünya olayları düzeyinde hem de kişisel boyutta önemli bir dönemsel yorumu karşımıza çıkarıyor. Herkes için Kasım ayındaki tutulma ve Mars’ın Başak Burcuna girmesinin sonuçları, Haziran 2012’deki gerilimi tahmin etmek için önemli ipuçları veriyor olacak. Genel olarak, Kasım-Aralık ve Ocak aylarını, pratik başarı hedeflerine ve sonuç almaya yönelik önemli bir ayarlama süreci olarak yaşayacağımızı söyleyebilirim. Tepkisellikten ziyade, sebep sonuç ilişkilerini kurmak daha önemli hale geliyor. Sınıflandırmak ve süreç içinde en iyisini yapmaya odaklanmak sonuca ulaşabilmek için daha planlı hareket etmeyi de beraberinde getirecek. Aksi halde, kendinizi sebebini unuttuğunuz bir kısır döngü içinde, boşa harcadığınız emekler karşısında hoşnutsuz bir şekilde bulabilirsiniz. Ancak, bunun sonuçlarını fark etmeniz Haziran ayını bulabilir. Bu yüzden, her gün kendinize planlı bir şekilde ne istediğinizi ve hangi hedefe yönelik seçimlerle elemeler yaptığınızı sormanız iyi bir başlangıç olabilir. “Her gün” dememin sebebi, verimli bir rutin yaratmaya vurgu yapmak içindir. Hayat sadece molalarda yaşanmayacak kadar değerlidir. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Kişisel boyutta Mars, Başak burcunda, detaylara dikkat ederek ve analitik yaklaşımla hareket etmenin önemini gündeme getirecektir. Belki bu yüzden, belki de hata yapma korkusundan, kararlı bir şekilde hızlıca harekete geçmek pek mümkün olmayabilir. Korkular ve endişeler, günlük hayat ritmini her zamankinden daha fazla etkileyebilir. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]İş hayatında, işveren ve işçi birlikteliğinde önemli çekişmeler ve huzursuzluklar yaşanabilir. Hedef belirlemelerinde fayda/zarar analizi yapmanın önemi fazlaca gündemde olacaktır. Kararlar, insafsızlığa ve katı bir titizliğe meyilli olabilir. Bu, hem dış dünyadan talep edilen, hem de bizim içsel olarak yönelişimiz halini alabilir. Azla çok iş başarılması hedeflenecek ve memnuniyet kıstası başarılması çok zor hedeflere yönelik olacaktır. Belki de çalışanlar haklılık mücadelesi vermek durumunda kalabilirler. Verimlilik tabloları her zamankinden daha önemli bir rekabet stratejisi veya çok önemli bir sorun haline gelebilir. Fayda getirecek ayıklamalar ve ayrışmalar ön planda olacaktır. Bu nedenle işi yapış biçiminin yeniden organize edilmesi ve planların değiştirilmesi sorunlu alanlar olarak gündemde kalabilir. Verimli olmayı başarabilenler, bunun için küçülmeye ve sadeleşmeye öncelik vermek isteyebilirler. Bir anlamda işten çıkarılmaların artacağı ve başarı kıstaslarının daha insafsızca ele alınacağı bir dönem diyebiliriz. Rekabette kalabilmek için azla çok verimli olmak önemli avantajlar veya hoşnutsuzluklar sağlayabilir. Tüm alt yapı çalışmalarında, önemli çatışmalar verimliliği negatif etkileyebilir. Sonucun alınması arzu edilenden uzun zaman sürebilir. Hatalara karşı affediciliğin genel olarak azalacağını ve sert yaptırımlarla kuralcılığın dayatmacı bir hal alacağını söyleyebilirim. Eleştirel yaklaşımlar, geri dönüşü zor kırıcılığa ulaşabilir. Öfke problemleri işin yapılmasını sabote edecek derecede problem haline gelebilir. Bu yüzden kılı kırk yaran titizlikler fazla abartılmadan yapıcı analize önem verilmeli ve baskıcı tutumların öfkeyi daha da tırmandırmasının önüne geçilmeli. Bu problemlerin yoğunluğu özellikle 24 Kasım – 14 Aralık arasında gelişen olaylara bağlantılı olacaktır. Bu dönemdeki olaylara daha dikkatli ve hoş görülü bakmanızı tavsiye ederim. Mümkünse olabildiğince analitik olun. Sorunları teker-teker, önem sırasına göre bir-bir çözmeye çalışın ve ayrıştırın. Eğer bu süreçte nefes almayı unutmazsanız farklı alternatifler olduğunu hem de çok farklı sonuçlara ulaştıran değişik çözümler olduğunu keşfedip şaşırabilirsiniz. Acele etmeyin. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Acele etme konusu, özellikle öncü burçların (Koç, Terazi ve Oğlak) ilk 10 gününde doğanlar, Başaklar ve Balıklar için veya bu burçlarda kişisel gezegenleri olanlar için farklı derecelerde önemli olacaktır. Bu zaman diliminde (özellikle 2012 Ocak-Nisan ortası) hareketlerinizde ve tavırlarınızda her zamankinden farklı olmaya çalışın. Aşina olduğunuz tavrı ve tutumu değiştirmeye niyetli olmak bile gerekli olan esnekliği ve analitik bakış açısını sağlayabilir. Kendinize çok yüklenmeyin ve olup biten her şeyi gereğinden fazla ciddiye almayın. Bu dönemde beklentiler çok yüksek olduğundan hatalar da kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden, Mart 2012’de içinde olduğunuz savaşın size ne kazandıracağına dikkat edin. Eğer cevabınız kişisel açıdan tatminkar değilse ayın ikinci yarısında biraz daha oluruna bırakmayı ve esnek olmayı deneyin. Gerçek anlamda kendi yolunuzu seçmeniz Haziran ayının sonunu bulabilir. [/font]

[font=arial,helvetica,sans-serif]Geri giden gezegenlerin sayısı ve süreçleri 2012’nin ilk yarısına damga vuruyor. Önce Mars, sonra sırasıyla Satürn (7 Şubat), Merkür (12 Mart) ve Venüs (15 Mayıs) geri gidecekler. Bu yüzden, yılın ilk 6 ayında, yeniden yapmaya, yeniden değerlendirmeye ve kendinize bakış açınızı yeniden oluşturmaya öncelik vermekle karşı karşıyasınız. Fikirleri değiştirmek, öncelikleri yapılandırmak için hoşgörülü olup değişime karşı açık olmak zamanı. Eğer kendinizi, bu değişim girdabının içinde sürekli askıda kalmış gibi hissederseniz sabredin ve deneyimleri sindirmek için kendinize müsaade edin. Haziran ayının sonunda farklı öncelikleriniz kararlarınızın ve gerçekliğinizin değişmesine sebep olabilir. Bunun adına ne diyeceğinize ve kim olarak bunları yaşadığınıza belki o zaman karar verirsiniz; eğer hala gerekliyse! [/font]


[font=arial,helvetica,sans-serif]Yazan Meltem Erdag Ersoy, 07 Ocak 2012 (revize) [/font]

[gullusutcu]

Satürn 9 Aylık bir Süreç


Şubat-Haziran- Ekim 2012





Şubat ayının başında durağanlaşan Satürn, 7 Şubat itibarıyla geri hareketine başlayacak. Astrolojide gezegenlerin kendi yörüngelerinde hızlarının yavaşlaması geri gitmeleri olarak tanımlanır. Bu değişim, gezegenin sembolik anlamında da bazı farklılıklarla ifade edilir. Bu geleneksel yorumların kökleri 5 bin yıl ötesine Babilliler’in gözlemlerine ve yaklaşık 1000 yıllık bir süreçte düzenli olarak tuttukları gözlem-istatistik bilgilere dayanmaktadır. Eğer şimdi kendi yaşantınızın gözlemcisi olup, 5000 yıl önce atalarımızın yaptığı gibi deneysel bir şekilde kendi hayatınıza bakmak isterseniz, belki köklerinizde birikmiş olan bu bilgiyle yeniden irtibata geçebilirsiniz. Satürn geri giderken astrolojik olarak aşağıdaki konulara dikkatinizi çekmek isterim.



Satürn, astrolojide tüm zamanların en önemli gezegenlerinden birisi olmuştur. Çünkü çıplak gözle gözlemlenebilen son gezegendir. Bu yüzden teleskop icat edilmeden binlerce yıl öncesine dayanan gözlemsel anlamları Mezepotamya’da kil tabletlere yazılmış, Mısır ve Yunan kültürleriyle harmanlanarak anlamlandırılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Bu en eski bilgiler ışığında bugünkü felsefi, mitolojik ve psikolojik bilgileri de anlam bütününe eklediğimiz zaman, Satürn, kişinin kimliğini gerçekçi bir şekilde sorgulamasını ve tanımlandırmasını hatırlatan bir sembolizm olarak karşımıza çıkmaktadır. Eskilerin deyişiyle, bu büyümek veya olgunlaşma kavramıyla açıklanabilir. Bazen güncel konuşmada “kocamak” denir. Tasavvuf, bu süreci “olmak” olarak tanımlıyor; bunu anlatabilmek için benim en sevdiğim tanımlardan birisini Verda Dönmez’den duymuştum; “babadan doğmak.”



Eğer yukarıdaki kavramları biraz gözünüzde canlandırabildiysem, şimdi bunun kişisel hayatınızda ne anlama geldiğini daha kolay canlandırabilirsiniz. Bu canlandırma mutlaka bir içe dönüş çağrısı olacaktır. Çünkü güncel hayatın gerekleri ve toplumun istekleri karşısında zaten dış dünyayla fazlaca haşir-neşir oluyoruz. Bu yüzden bütünlük dengesinin sağlanması için zaman-zaman içe dönüş zamanlarının ön plana çıkması lazım. Geri giden gezegenlerin sembolik anlamlarından birisi de içe dönüş sürecinin başladığına işaret etmeleridir. Şimdi, geriye bakmak, önceden koyulan hedefleri ve öncelikleri yeniden gözden geçirmek, revize etmek, yeniden kararlar almak dengeye daha kolay (iç-dış dünya arasında) ulaşmak adına içe dönmek gerekli gözüküyor. Fakat işin zor olan yanı tüm bunları farkındalıkla gerçeklik çerçevesinde yapabilmekte. Bu doğal gereklilik nedeniyle, Satürn gerçekçi sonuçları görebilmek ve yeniden öncelik sıralaması yapabilmek için şartları öne koyar. Ancak bu en ideal duruma ulaşmak çoğu zaman hiç mümkün değildir. Satürn geri giderken aceleyle sonuç almak için çok fazla erkendir. Gene de eğer bu içe dönüş süreci daha önceden başlatıldıysa şimdi adım atıp öncelikleri değiştirmek nispeten daha kolay veya daha fazla gereklilik halini alabilir. Genelde, Satürn geri giderken dışsal şartların kısıtlayan etkileri, gereklilikler ve kısıtlamalar daha fazla görünür olur. Buna gerçeklik veya kristalleşme denir. Bu nedenle hayatın pratik gidişatı daha zorlayıcı bir sürece girebilir. İlerleme sanki hiç mümkün değilmiş gibi hissedilebilir. Sanki karanlık daha yoğun, gerçekler daha acıtıcı ve yalnızlık daha bir dayanılmaz olabilir. Tüm bunlar kişisel bütünlükten ne kadar uzak veya ne kadar yakın yaşadığınızın önemli işaretleridir. Kişisel bütünlük mutluluğun garantisi değildir ama dengenin garantisidir. Satürn Terazi’deyken, çağrı bu dengeyi kurabilmeniz içindir. Uyumsuzluklar ince-ince kulak vermenizi ister ve sesleri bu yüzden yükselebilir. Hatta bazen vücutsal rahatsızlıklar, ağrılar kısıtlanmanızı ve sadece yalnız kalmanızı gerektirebilir. Kendi sesinizi duyabilesiniz diye. Engin Geçtan, Varoluş ve Psikiyatri kitabında, hayatın anlamını keşfe çıkabilmek için önce anlamsızlığını kabul etmek ve yüzleşmek gerek diyor. Bunun gibi, eğer hayatın temel kaidesinin kaybedilme zamanı varsa işte o zaman şimdi. Böylece, bu süreçte kendi sesinizi duyup da seçimlerinizi değiştirmek ve yeniden yapılandırmak isterseniz, Ekim 2012 itibarıyla istediğiniz huzurlu dengeye kavuşabilirsiniz. Duyup da bir şey yapmazsanız, o zaman Satürn Akrep’e girdiğinde yalnızlık daha acıtıcı ve çaresizlik verici bir hal alabilir. Yoksunluk daha derin krizlerle hayatınızı değiştirebilir. Belki de en önemlisi, dengeyi sağlayabilmek için en uygun şartları geçmişte bırakmanız, dengesizliğin kutupsallığını arttıracak ve hayatınızı ihtirasların yoğunluğuna tutsak edecek. Bu olasılık şimdi çok uzak ve anlamsız geliyor olabilir, çünkü buna dair sorular henüz sorulmadı. Ancak ilişkilerde var olan sorunların krizli bir dönüşüm aşamasına geçme zamanı Ekim 2012 den sonra gerçekleşecek. Bu herkes için farklı bir anlam taşıyor tabii. İlişki deyince sadece en yakınlarınız değil, bazıları için bu kariyer, bazıları için bu aileleri, parasal kazançları veya statüleri bile olabilir. Daha da önemlisi kendinizle olan ilişkinizden bahsediyorum. Önemli olan şimdi Satürn geri giderken hayatın hangi alanı kişisel bütünlüğe hitap etmiyorsa bu konuda alınması gereken kararlar ve atılması gereken küçük adımlar olması. Küçük kararlar var. Bu konu eğer uzunca bir süredir ertelendiyse o zaman şimdi karşınıza olaysal olarak çıkması, gelecek için daha yardımcı olabilir. Bu konuda Satürn geri giderken pazarlık edilmez. Diğer bir konu, bu süreçte yalnızlığa izin vermeniz gerektiği. Çünkü bu yol sadece ve sadece sizin yolunuz, kendi süreciniz ve kendi sorularınız kaideyi oluşturmalı. Başka arayışlar ve beklentiler sadece eğlence ve yüzeysellik çerçevesinde geçici hoşluklar olarak kalabilir. Bu dönemdeki rehberinizi, ilişkilerinizi ve dış koşulları buna göre seçin ve her zaman soruları sadece kendinizle ilgili olarak seçin. Başkalarını kendi hallerine bırakıp kendinize odaklanın ama bunu gene sadece diğerleriyle ilişki içindeyken yapabilirsiniz. Bu gerekliliği unutmadan, ilişkilerinizi kendi varoluş gerçeğinize göre seçin ki gerçek olsunlar.



Yazının genel gidişatından da hissettiğiniz gibi Satürn ciddi bir gezegendir, geri giderken ciddiyetini ve korkuları daha da arttırabilir. Sizde onunla irtibatta kalmak isterseniz aynı ciddiyetle kendinize, hayatınıza ve ilişkilerinize odaklanmalısınız. Ekim ayında nerede olmayı hedefliyorsanız şimdi oraya yönelik yapacaklarınız ve öncelikleriniz var. Bunu hesaba katarak seçimlerinize dikkat edin. Şimdi hepsi gerçek ve bu gerçeklik sadece sizin bilebileceğiniz bir oluş ve süreç içeriyor. Astroloji, bu konuda dikkat edebileceğiniz sınırları görebilmeniz için yardımcı olabilir ama gerçeklik sizin sorularınızla ve seçimlerinizle keşfedeceğiniz bir süreçtir. Şimdi, Ekim ayında bitecek olan bir sürecin başındasınız. 9 aylık bu süreç size neyi çağrıştıyor?





Sevgiler,



Yazan Meltem Erdag Ersoy Ocak 2012

[gullusutcu]

KOVA BURCUNA GİRERKEN
16-22 Ocak

Pazartesi sendromunun net bir şekilde otaya çıkabileceği bir hafta başlangıcı olabilir. Duygularda karamsarlık, sorumlulukların ağır bir şekilde hissedildiği bir gün olacak gibi. Bununla birlikte duygu ve isteklerin çelişmesi de söz konusu. Gidilmek istenen hedef ile ruhun denge arayışı ve ramontizm birbiriyle çelişecebilir. Elbette sorumluluklar ve hedef bilinci ağır basacak ve yapılması gerekenler bir bir yapılacak. Neyseki Mars, geri gitmek üzere yavaşlamaya başlasa da bize cesaret verecek kadar destekleyecek.
Merkür de Pluto ile işbirliği içinde, stratejik düşünme, uzun dönemli planlar, etkili anlaşmaları beraberinde getirecektir. Büyüten genişleten özelliği ile Jupiter bu ikiliye tam destek veriyor. İşlerimizi yoluna koyabilmek için gerekli olan zihin faliyeti,bu işleri meydana çıkarabilmek için gerekli olan enerji ve fırsatlar bu haftabaşında bizimle olacak. Artık son toparlamalar yapılmalı çünkü 24 Ocak’ta Mars gerileme dönemine giriyor. Mars’ın bu retro yolculuğu 14 Nisan tarihine kadar devam edecek. Bu hafta üzerinde çalıştığımız her ne varsa son rotuşlarla birlikte hayat vermemiz mümkün olabilir. Daha sonra işler biraz yavaşlayacaktır. Mars bizim nasıl mücadele ettiğimizi simgeleyen. Kendimizi ortaya koyma, kararlı hareket etme dürtümüzdür. Geri gitmesi, bir süre enerjimizin içselleşeceğini gösterir.
Venus’un Balık burcundaki misafirliği henüz başladı. İlişkilerde tanrısal bir sevgi arayışı hakim olabilir. İlk günlerde Neptün ile olan kucaklaşması bu durumun daha fazla hissedilmesine hatta ilişkilerde sınırların kaybedilmesine de neden olabilir. Ilişkideki sevgi arayışı, fazla idealize etme durumu; yanılgılara, hayal kırıklıklarına ve kendini kurban durumuna düşürmeye sebep olabilir. Diğer taraftan haftanın ilk günleri Ay ve Jupiter de Venus’u destekleyecekeleri için ilişki arayanlar için çok uygun bir gökyüzü konumu oluşacak. Birçok fırsat çıkabilir karşımıza.
Hafta ortası Güneş Saturn ve Jupiter’in birbirleriyle pek de iyi anlaşamayacakları bir dönemin başlangıcı oluyor. Dikkatli olunması gereken bir hafta sonuç olarak. Zira fazla kibirimiz, aşırı özgüven, yapabileceğimizden fazlasına söz vermek gibi nedenlerden ötürü, eleştirilebiliriz ve/veya fazla ağır çalışma koşulları, sağlık sorunları, kendimizi dilediğimiz gibi ortaya koyamayabiliriz. Bu haftanın en zorlayacı gökyüzü konumu bu sert etkileşim olacaktır.
Haftasonu Ay’ın Oğlak burucna geçiş yaparak Pluto ile kavuşum yapması güçlü duygular, hedefe kilitlenme ve ulaşma konusunda yoğunluk verebilir. Bu kavuşum Venus ve Jupiter tarafından destek göreceği için, beğeni ve isteklerimizin somutlaştırılması konusu bizi bir sure meşgul edecek gibi görünüyor..
Güneş’ın Kova burcuna girmesiyle birlikte; toplumun bizden beklentisinin aksine kendi bireyselliğimiz için ortaya çıkma dönemi başlıyor. Farklı yollardan düşünme ve kendi ihtiyaçlarımız için ısrarcı olma, kendimizi olduğumuz gibi toplum içinde ifade edebilme süreçleri Kova ayı boyunca gözlemlenecek etkilerden birkaçı.
Belki de bazılarımızın hedefi sadece olduğu gibi olmaktır kim bilir. Artık bize biçilen rollerden, öğretilmişliklerden, hergün yaşanan rutınlerden özgürleşmek zamanı gelmiştir. Artık bazı şeyleri sıradan olmayan yollarla çözmeyi denemek belki de daha kolay sonuca ulaştırabilir bizi. Denemekte fayda var ne dersiniz?
Hepinize iyi haftalar, sevgiyle kalın
Didem Can
İstanbul

[ginka]

peki ya 23ünden sonra gullusütçü ablam??? paylaşım için teşekkürler

[gullusutcu]

Tarihler şaşmış

[gullusutcu]

Haftanın Önemli Burç girişleri ve Açıları
30 Ocak 2012 Ay Boğa’ya geçiyor ve büyümekte: 08.28

30 Ocak 2012 Ay Jüpiter Kavuşum 2derece 27 dakika Boğa’da: 13.28

31 Ocak Venüs 20 derece 21 dakika Balık kintil Plüton 08 derece 21 dakika Oğlak: 13.28

01 Şubat 2012 Ay İkizler’e geçiyor ve büyümekte: 21.14

01 Şubat 2012 Güneş 12 derece 26 dakika Kova altmışlık Açı Kuzey Ay Düğümü 12 derece 26 dakika Yay ve Üçgen Açı Güney Ay Düğümü 12 derece 26 dakika İkizler Burcu: 23.48

02 Şubat 2012 Venüs 22 derece 34 dakika Balık karşıt Mars 22 derece 34 dakika Retro Başak: 01:41

02 Şubat 2012 Ay Kavuşum Güney Ay düğümü 12 derece 27 dakika İkizler(karşıt Kuzey Ay Düğümü): 22.04

03 Şubat 2012 Ay 13 derece 27 dakika İkizler üçgen Güneş 13 derece 27 dakika Kova : 00.00

03 Şubat 2012 Neptün Balık’a geçiyor: 21.03

04 Şubat 2012 Merkür 12 derece 25 dakika Kova üçgen Güney Ay Düğümü 12 derece 25 dakika İkizler (altmışlık açı Kuzey Ay Düğümü): 06.13

04 Şubat Ay Yengeç’e geçiyor ve Büyümekte: 08.03



Bu haftaya sabahın erken saatlerinde Boğa burcuna giren Ay’ın etkisiyle başlıyoruz. Bu yüzden haftanın ilk günlerinde biraz daha keyfimize düşkün, güzel duyguları ön planda tutan bir yapıda olacağız. Ay Boğa etkisi ile kare açı içinde Güneş Kova enerjisi, teknoloji ürünlerine eğilimi ve teknolojik alışverişleri vurguluyor.

30 Ocak’ta öğlen saatlerinde Jüpiter’le kavuşacak olan Ay, Kova burcu Yeni Ay’ından bu kavuşuma doğru geldik. Ay aynı zamanda Yeni Ay konumu ile de kare açı içinde. Eğer geçen pazartesi başlamış bir işiniz bir projeniz, bir niyetiniz varsa, şimdi bu niyetiniz ile ilgili harekete geçmeli, hedefinize odaklı çalışmalara ağırlık vermelisiniz. Jüpiter’in enerjisini açığa çıkaran her gök hareketi, bir durumu ve olayı büyütmeye yönelik etkiye sahiptir (özellikle kötücül olmayan gezegenler). Bu yüzden Jüpiter açılarında çalışkan olmanızı tavsiye ederim, sonuçta çalışkanlığınızın karşılığı çok büyük olacaktır.

01 Şubat akşamı İkizler burcuna giren Ay ile birlikte konuşmaya, iletişim kurmaya daha meraklı olacak, bu sayede ikili ilişkilerimizi harekete geçirme şansını yakalayabiliriz. İşinizde gerekli olan bilgi paylaşım enerjisi bugünlerde dilediğiniz kadar etrafınızı sarıp sarmalayacaktır.

Anlamakta algılamakta zorluk çektiğiniz konuları öğrenmeye yönelik girişimler önümüzdeki iki gün süresince çok yararlı olacaktır.

Aynı zamanda bu açı ile ikili ilişkiler alanında devreye giren olumlu etkiler Venüs Mars karşıtlığı ile daha da alevlenecek.

Venüs’ün de 2 Şubat sabaha karşı saatlerinden itibaren Mars’ın karşısına yerleşmesi ile ikili ilişkilerde daha arzulu ve daha ilgili olabiliriz. İlişkilerimiz eski de olsa, yeni de olsa tanıdık duygularla sarıp sarmalanacağız. Özellikle küslerin barışması için uygun fırsatlar ortaya çıkabilir.

03 Şubat’a başlarken tam gece yarısı Ay ile Güneş’in arasındaki üçgen açı 02 Şubat akşamından 03 Şubat öğle saatlerine kadar ılımlı bir süreç geçireceğimizi gösteriyor. Bu akşam hem ikili ilişkiler açısından uyumlu hem de genel anlamda günün hafif ve yolunda ilerlemesini sağlayacaktır.

03 Şubat saat 21.03’te Balık burcuna adım atacak olan Neptün 22 Ekim 2025 yılına kadar, yani 13,5 yıl kadar Balık burcunda kalacak. Bu dönemi nedense küçücük akvaryumdan, uçuşuz bucaksız okyanusa terfi eden Balığın özgürlüğüne benzetmek istiyorum. Bu dönem özellikle farkında olmadığımız yeni duyularımızla tanışmamızı sağlayacağı gibi, ruhsal anlamda çok hızla yol alacağımızı düşünüyorum. Bu dönemde sanatsal ruhun, farklı bir boyuta taşındığını, şiirin ve bestenin, romantizmin ön plana yerleştiğini göreceğiz. Aynı zamanda aldanmak, aldatmak, gerçekleri göremeyecek kadar hayal dünyasında yaşamak da buraya ait. Bilinmeyen alandan, bilinen alana çekilen bilgiler bizi çok şaşırtabilir. Hayaller ile gerçeklerin karıştığı bir dönem geliyor belli ki.

04 Şubat sabahı Ay Yengeç burcuna geçiyor. Duyguların daha hassas olduğu ve empatinin yüksek olduğu birkaç güz bizleri bekliyor. Gereğinden fazla alıngan olmamaya özen göstermeliyiz. Fazla hırs yapmadan gündelik hayatımızı sürdürmeye çalışmalıyız. Romantizm için uygun ancak, dikkat gerektiren işler için uygun olmayan günlerdeyiz. 05 Şubat’ta Ay iyice Dolunay’a yaklaşıyor olacak. Duygular tavan yapabilir ve gerginlikler devreye girebilir.

Özellikle Geçmişe Yönelik temizlik çalışmalar ve geleceğe yönelik hedeflerinize yaklaştıracak çalışmalar için en uygun gün ve saat ise aşağıdakilerdir. Bu gün ve saatlerde regresyon veya aile dizimi ya da geçmiş yaşam terapileri yaptırabilir, bir yaşam koçu ile geleceğe yönelik hedeflerinizi yapılandırmak için görüşebilirsiniz.

01 Şubat saat 23.48

02 Şubat saat 22.04

04 Şubat saat 06.13

Astro İstanbul- Yurdahal