[ginka]

(01-17-2010 05:30 AM)Yıldırım Yazılan:  Satürn - Plüto sürtüşmesini bir süredir hissediyoruz ve etkileri 2010 yılının Ekim ayına kadar sürecek..
önceki mesajlarda Satürn ve Plüto bağlantılarının olası etkilerine dair önemli bilgiler bulabilirsiniz.
ayrıca Felice'nin eklemiş olduğu '' Öncü Patlaması '' notlarını dikkatlice okuduğumu ve sizlerin okumasında fayda olduğunu belirtmeliyim.

Satürn-Uranüs zıtlaşmasını deneyimlediğimiz geçtiğimiz yılda , pek çok kalıplaşmış yapının sorgulandığına şahit olduk.
bu ülkede sorgulanması oldukça zor görünen Mustafa Kemal kimliği bile , Can Dündar'ın Mustafa adlı yapımıyla az-çok sorgulandı geçtiğimiz sene.

astrolojik yaklaşımda bulunalım , Amaç neydi bu sorgulamalarda ?

astrolojik cevabımız olsun ; Amaç Satürnün kötücül bir planet olduğunu ve tüm bilinenlerin yanlış olup değişmesi gerektiğini filan tespit etmek değildi tabii..
Amaç ; Satürnün Gölgesi olan '' kalıplara körü körüne takılıp kalmak '' problemini aydınlatmak idi..

Satürn bir insanın iskelet sisteminden , diğer canlıların iskelet sistemine , tüm yapıların duvarlarına ve temellerine , ülkelerin sınırlarına , toplumların kurallarına işleyen çok önemli bir potansiyeldir..

Satürn mevcut olanı yapılandırır , sağlamlaştırır , kemikleştirir ve kural-sınır-duvar koyma işlemiyle de yaptıklarının KALICI olmasını sağlar.

tüm bunlarda sorun yoktur hatta Satürnün işaret ettiği tüm bu kavramlar insanoğlu için büyük birer ihtiyaçtır.

lâkin Satürnün Gölgesinin olduğu yerde , artık işe yaramayan eski kurallarında boş yere kullanıldığı gözlemlenebilir.
Satürn Gölgesinin hakim olduğu yerde , inançlar ile örf ve adetler karıştırılabilir ve örneğin mevlüt okumak sanki Kur-an okumak gibi algılanabilir..
Satürnün Gölgesinin hakim olduğu yerde , Peygamberlerin bin küsür yıl önce kıyafeti taklit etmek , peygamberin tutum ve davranışlarını modellemekten daha üstün tutulabilir vs..
Satürnün Gölgesinin hakim olduğu yerde , insanlar düşünceleri yüzünden hapis yatabilirler..

örnekleri çoğaltabiliriz..

öyleyse Satürn - Uranüs zıtlaşmasıyla yapılan sorgulamaların , neyin artık işe yaramaz ve eski olduğunu , nelerin değişmesi gerektiğini farketmemiz konusunda önemli bir katkısı vardır.

şimdi Satürn-Plüto sürtüşmesini deneyimliyoruz..

Uranüsten sonra , Plütonun da Satürn konularında söyleeceği bir söz olması muhtemeldir.

Uranüsle Plütonun benzer yönlerinden biri '' Değişim ve Dönüşüm '' prensipleridir.
tarzları farklı olsada , Uranüsle Plütonun eskiyi terkedip yeniyi inşaa etmek adına oy kullanacak potansiyeller olduklarını hatırlayalım.

şimdi Uranüsten sonra , Plütonun da Satürn konularında ( yapılar , kalıplar , sınırlar , limitler vb.) dönüşüme zorlayıcı etkileri olableceğini söyleyebiliriz.

özellikle 2010 Yaz döneminden itibaren Uranüs Koç burcuna girecek ve Satürn kendini hem Uranüsün hemde Plütonun zorlayıcı açıları altında bulacaktır.

olumlu anlamda , eskiye ait olanların ayıklanacağı bir transformasyon sürecinden geçmekte olduğumuzu söyleyebiliriz..

gerek bireysel , gerek toplumsal olarak aklınıza gelen pek çok Satürn konusunda Direnç-Değişim-Dönüşüm 3D'sini deneyimleyeceğiz..

Satürn = Direnç
Uranüs = Değişim
Plüto = Dönüşüm

yani bu 3 D'nin olumlu anlamında bile bizleri zorlayıcı en az 1 D bulunuyor gibi..

Gölge yönüyle ise Satürn-Plüto sürtüşmesinin toplumsal ve bireysel PARANOYALARA işaret etmesi olasılığına dikkat çekelim..

Satürn ve Plütonun ortak vurgularından iki tanesi ,

ölüm ve korkulardır..

işte hem olumlu senaryoyu hemde olumsuz senaryoyu kendi bireysel haritanıza göre birazda olsa irdelemenizi öneririm.

bu zorlayıcı 3 D geçişini hayatın hangi alanlarında deneyimleyeceksiniz ?

korkuyu ve baskıyı hayatın hangi alanlarında deneyimleyeceksiniz ?

hangi konularda tedbirli olmayı seçecek yada yıkıcı davranışlarda bulunmaya yönlendirileceksiniz ?

örneğin 3 D'yi 2.ev ile 5.evinde deneyimleyecek olanlar ( yükselen burcu başak olanlar ) kendi değerlerini arttırmak adına daha çok gayret etmeye ve fazlaca eğlenmemeye zorlanacaklardır.
sanki daha çok kazanmak için , keyfi deneyimlerden uzak dur denmektedir ağır abiler tarafından..

yıldırım harika bir yazı