Chiron ve şifa
Kadim öğretilerde bilinmesine rağmen, astronomlar tarafından ancak 1977 yılında tespit edilen sönmüş bir yıldızın yaşamımızdaki etkisinden bahsetmek istiyorum sizlere...
Terkedilmiş bir çocuktu Chiron. Babası, zamanın efendisi yüce Kronos, güzelliğiyle nam salmış bir peri kızını baştan çıkarmayı aklına koymuştu. Çapkın tanrının ihtirasından kaçan Philyra kılık değiştirerek, rüzgâr gibi koşan bir kısrağa dönüşmüştü. Ama Kronos isteğinden vazgeçmiyordu. Anında at olup, güzel kısrakla çiftleşmenin yolunu bulmuştu.
Bu birleşmenin ürünü Chiron; yarı at, yarı insan, yani bir Santor olarak doğmuştu. Annesinin utancı öylesine derindi ki, Olympos'daki tanrılara yalvararak yok olmayı dilemiş; genç periye kıyamayan tanrılar da onu hüzünlü bir ıhlamur ağacına döndürmüşlerdi. Kronos'un oğluna karşı takındığı ilgisiz tavrı gören Apollon, çocuğu evlat edinerek ona şifacılık, müzik, şiir ve gizli ilimleri öğretmişti.
Işık ve adalet tanrısı Apollon'un sevgisiyle yetişip, krallara ve tanrılara öğretmenlik yapan Chiron, engin bilgisiyle irfanı, şifayı, ahlâk kurallarını ve doğa bilimlerinin başlangıcını temsil ediyordu. Onun yüzyıllardır anlatılan ve değişik versiyonları olan hikayesindeki yaralanma olayı zehirli bir okun baldırına saplanmasıyla son bulur. Acılar içinde kıvranan Chiron, bildiği tüm yöntemleri denemiş ama yarasını iyileştirememişti. Gücü tükenip, kırgın ve küskün mağarasına çekildiğinde, ıstırabından kurtulmanın formülünü ölümsüzlüğünü Prometheus'a devretmekte bulmuştu. Tanrı oğlu bilge Chiron, bir fani gibi yaşama gözlerini yummuştu...
Ama öykü burada da bitmiyor... Tanrıların tanrısı Zeus, ölümünden dokuz gün sonra onu Santor takımyıldızının başına oturtarak yine ölümsüz kılmıştı...
Oldukça önemli bir arketiptir Chiron. Onun yıldız haritasındaki konumu ruhumuzun nerede yara aldığını, hangi haksızlıklara uğradığını; neyi, niçin reddedip nasıl direndiğimizi gösteren bir işarettir. Ondan insanlığa akan enerji, ruhun Tanrı'dan kopuşunun yarattığı yalnızlığı, yoksunluğu, terkedilmişliği ve çaresizliği simgelediği gibi; ruhsal sancılarımızı tedavi etmenin ve bize meydan okuyan şartlarla başa çıkabilmenin yöntemini de bulmamıza yardımcı olur. Zira onun en önemli fonksiyonu karmalarımızla birlikte gelen acıları hatırlatarak bastırılmış duyguları, içinden çıkılamayan çelişkileri, geçirilen travmalardan kaynaklanan psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıkları anlayarak kabullenmemizi sağlamaktır. Bu kabullenişin armağanı şifa bularak, şifa vermektir...
Astrolojik sembolü anahtar olan Chiron'un transitleri kişisel planetlerle açı yaptığında sevgi ve para problemleri, küçük sağlık sorunları (alerjiler, tikler, sürekli tekrarlanan apseler, kekemelik vs.) birilerine muhtaç olma endişesi ortadan kalkarken, yaşamın her alanında mucizevi olaylar gerçekleşir. İlişkiler düzelir. Kısır döngüler sona ererken, algılarımız, bakış açımız değişir.
Pür şifacı Chiron'un tavsiyelerini duymamakta ısrar ederek kabullenmeleri gereken olgulara sırt çevirenler, sürekli sızlanan, acz içinde kıvranan, insanları maniple etmek için duygu sömürüsü yapan, kurban olmanın mazeretine sığınan enerji vampirleridir. Yakındıkları her şey, büyük pişmanlıkların ürünüdür. Egoyu şişiren bu yapı kibre dönüştüğünde, acılar acımasızlığa bürünür.
Evrimin çağrısını duyuran Chiron, çarenin çok basit bir yaklaşımda gizlendiğini, acılarla yüzleşmenin özgürlüğe giden yolu buldurduğunu söylüyor bizlere. Ruhunuzda derin bir çalkantı, onarmakta güçlük çektiğiniz bir yara hissettiğinizde Santor takım yıldızındaki bir tanrının tüm şefkatiyle sizi izlediğini, şifasını ve irfanını esirgemediğini anımsayın, olur mu?
Işık Menderes
(Yazıyı aradım iste içinde bulamadım eklendiyse daha önceden silebilirsiniz. )
|