[Derin]

Astroloji ruhsal bir bilim olmalıdır. Doğum haritamız ruhumuzun ve onun belli bir bedenlenmesinin aynasıdır. Yıldızlarımızda içsel varlığımızın bir hayattan ötekine gelişimini ve tekamülünü görürüz. Bu, sadece astroloji haritalarını okuyarak hakikati veya özgürlüğü bulacağımız anlamına gelmez. Sadece astrolojinin bize ruhun kendini gerçekleştirmesinin anahtarlarını sunduğu ve içsel gelişimin bir anahtarı olarak kullanılabileceği anlamına gelir.

Yıldızlar ve gezegenler yalnızca dışsal varlıklar değildirler; onlar zihnimizde bizim rehber ışıklarımız olarak var olurlar. Bizim içsel ışıklarımızın dünyanın tekamülüne rehberlik etmek için dışarıda yıldızlar ve gezegenlerin şekline büründükleri söylenebilir. Dışsal olan içsel olandan gelir, fakat tersi doğru değildir. Bununla birlikte dıştaki içtekini etkileyebilir. Yaratımın aynı ışınları dışarıda gökyüzünde ve içeride kendi yüksek gönlümüzün semasında iş görmektedirler. Yıldızlar hayattaki etkinlik alanımızı belirlerler. Onlar ruhlar olarak bizlerin bu hayata yansıttığı enerjileri yansıtırlar. Biz onların bir yansıması olduğumuz gibi onlar da bizim bir yansımamızdır. Kozmik insanın yıldızları biz beşeri varlıklarda, içimizde bir güneş sistemi oluştururlar.

Kendi ruhumuz bizzat bir yıldız, bir güneş, kozmik ışıkta bir noktadır. Hayatımız ve düşüncelerimizin ardındaki sebepsel güç olarak genellikle ‘sebep varlığı’ denen ruhumuz bütün evreni yaratacak gücü içinde taşır. Ruhumuzun ışığı Güneş’te ve bütün yıldızlarda parlayan tek İlahi ışığa, kozmik ışığa doğrudan bağlıdır.

Bizzat evreni yansıtan astroloji hayatın her alanını incelemek için kullanılabilir. Ondan sağlımız, varlığımız, kariyerimiz ve ilişkilerimiz; maddi, zihinsel ve ruhsal tezahürler hakkında öğrenebiliriz. Astroloji yaşamımız sırasında içinde eylemde bulunmamız gereken enerjilerin bütünsel yapısını gösterir. Bu yüzden o elimizdeki en kapsayıcı bilimdir. Yine de en yüksek seviyesinde astroloji yoga, ruhun biliminin bir parçası olmalıdır. Onun amacı bizi hayatımızı belirleyen dışsal kuvvetler ağının kaynağına götürmektir. Bu kaynak ister bu fiziksel dünya ister daha latif başka bir alem olsun, semada değildir. Bu kuvvet ne gizemli ne de yabancı bir kuvvettir. Bu kuvvet ayrı bir varlık olduğumuz yanılsamasından gönlümüzü özgürleştirdiğimiz zaman olduğumuz şeydir.

Gezegenler zihnimizi sakinleştirmek için egemen olmamız gereken enerjileri gösterirler. Örneğin Mars gezegeninin düşük düzeyde tipik enerjisi olan kızgınlık, hakikatin doğru olanı tezahür ettirip ondan ayrılmayan kuvvetidir. Hakikati bir bencil görüş veya duyguyla özdeşleştirdiğimiz zaman o kızgınlık halini alır. Gezegenlerin alt seviyedeki işaretleri aslında bir sınırlılık haliyle mücadele eden yüce kuvvetlerdir. Onlar aydınlanmış gönül mücevherinin farklı yüzleridirler ve bastırılmak yerine bütünleşmeyi beklerler.

Bir ruhani bilimin esas ilkesi kendini bilmektir. Büyük bilgelerin tekrar tekrar dile getirdikleri üzere, “Kendini bilmek, her şeyi bilmenin kökenidir.” Yine de unutmamak gerekir ki kendini bilmek psikolojik analizden daha öte bir şeydir. Bu bilgi bizim kişiliğimiz hakkında, yani cüzi benliğimiz hakkında, bir bilgi değil, bizim içsel bilincimiz ve ulvi varlığımız hakkındadır. Hafızanın analizleri bizi varlığımızın yüzeysel yönleri içine kapatıyor. Kendini bilmek ayrıca geçmiş hayatları bilmekten de öte bir şeydir. Geçmiş hayatları bilmek daha fazla hafıza sahibi olmaktır ve hala suret, zaman sınırlarının perdesiyle örtülüdür.

Kendini bilmek gerçekten ne olduğumuzu, gerçek varlığımızı bilmektir, farkındalık ışığıdır. Bu gerçek kendi, Öz, bütün bedenlenmelerin kendine maske olduğu şeydir. Kendini bilmek, geçmişte kim olduğumuzu, bu noktaya veya şu noktaya nasıl geldiğimizi bilmekte bulunmaz; bütün ayrı varlıkları reddederek, kendi kalplerimizin içindeki alemi yeniden bütünleştirerek bulunur. Bu, bütün hayatları kendi içimizde görmeyi gerektirir. Bu görme Uluhiyet’in varlığını her yerde görmektir.

Astroloji doğru bir şekilde kullanıldığında bize içimizdeki alemi gösterir. O bütün alemi kucaklamak için bilincimizi yaratımın ışınları aracılığıyla insan beynindeki fiziksel sınırlarının dışına taşımak için bir araçtır. O gezegenlerin kendi içimize tanımamız gereken nitelikleri temsil ettiği bir meditasyon aracıdır. Gezegenler kozmik insanın uzuvlarıdır, ilk yaradılış halimizdeki yüceliğe varmak için bu dağınık uzuvları bir araya getirip bütünleştirmemiz gerekir. Astrolojiyi anlayarak ruhumuz gezegenler ve yıldızlar aracılığıyla her şeyin en iç kalbinde yatan merkezi Hakikat Güneş’ine uçabilir.

David Frawley, Astrology of the Seers

© 2010, BATİNİLER.