ginka
Kayıtsız
|
Cvp: Satürn & Plüto Sürtüşmesi
Simurg Yazılan: DEĞİŞİME DİRENÇ
Değişime direnç, kaynakların kıtlığı, yaşamın daralması, baskının artması. Bunlar şu anda gökyüzündeki Saturn-Pluto geriliminin işaret ettiği atmosfer. İşin özü Richard Tarnas’ın Cosmos and Psyche kitabındaki tabiriyle “kriz ve kasılma döngüsü”. Aslında bu döngü bize yabancı değil. Onu 11 Eylül 2001’den tanıyoruz. 11 Eylül’den sonra hayatımızın nasıl değiştiğini biliyoruz.
Dünyada Satürn-Pluto
Her ikisi de yıkımın, kayıpların, sorunların temsilcisi olan Satürn ve Pluto yaklaşık 33 yılda bir yanyana gelip bir döngü başlatırlar. Yeni bir sayfa açılır ve 33 yıl sonra kapanır. Bu döngünün içinde her sekiz yılda bir mevcut öykünün etapları daha görünür hale gelirler. Bir şey başlar, gelişir, ilk meydan okumalarla karşılaşır, gerekli düzeltmeler yapılır, zirveye ulaşılır, sonra kapanma süreci başlar, yaşananlar yeni bir bilinç yaratır ve biter. Şimdi gökyüzünde Satürn ve Pluto kare açı yapmaya başladılar ve 1982’de başlamış olan bir döngünün kapanma süreçlerine işaret ediyorlar. Astrolojide ağır hareket eden gezegenlerin döngüleri özellikle dünyanın gidişatında dönüm noktalarını işaret ederler. 1982’den bu yana yaşanan döngüye baktığımızda en çok dikkati çeken konu Afganistan oluyor. Kısaca 1980’li yıllara döndüğümüzde Sovyetlerin Afganistan’ı işgali ve Sovyet-Afgan savaşını görüyoruz. Sovyetlerin buradaki hezimeti Sovyetler Birliğinin dağılmasında önemli bir rol oynadı. Savaş esnasında Batı ve Amerika Sovyetler Birliğinin kazanmasından korktuğu için olaya müdahale etmişti. Bazı görüşlere göre o dönemde Amerika Afganlara yardım ederken Usame Bin Ladin’i yaratmıştı. Daha sonra döngünün zirvesinde (2001) Bin Ladin Amerika’yı vurdu. Ardından Amerika Afganistan’a girdi ve Irak savaşını başlattı. Şimdi Obama’nın politikasında Afganistan’ın ayrı bir yeri var. Bir strateji yaratmaya çalışıyor ve şimdilik oradan çekilmeyi veya askeri azaltmayı düşünmüyor. Satürn-Pluto döngüsü 2019-2020 yıllarında bitecek, dolayısıyla o zamana kadar çeşitli senaryolar söz konusu olabilir. Bu döngü esnasında en dikkati çeken bir diğer konu da 1993-1994 yıllarındaki Pluto-Satürn karesi esnasında yaşanan Bosna savaşıdır. Kısaca özetlersek son düngünün ilk üç etabında 1982’de Sovyet-Afgan savaşı, 1993-94’te Bosna savaşı, 2001-02’de 11 Eylül, Afganistan ve Irak savaşını görüyoruz. Ve savaşlarla bu kadar bağlantılı bir göksel hareketin bu yeni etabının yeni bir savaşa gebe olup olmadığını merak etmeden yapamıyoruz. Tabii bu arada dünyanın bu yakasındaki bu olayların petrol ile bağlantısını gözden kaçırmamak gerekiyor. Bunlar güç ve petrol savaşları. Ayrıca I. Ve II. Dünya Savaşları da Satürn-Pluto döngülerinde başlayan savaşlar.
Savaşları bir kenara bırakırsak Satürn-Pluto döngüleri ekonomik daralmalar, iflaslar, suikastlar, doğal felaketler, depremler, su baskınları (1931’de Çin’de Huang Ho nehrinin taşmasıyla ölen 4 milyon kişi) ve büyük kazalarla ilintili görünüyor. Diğer simgeledikleri terrör ve terör korkusu, petrol kıtlığı, petrol fiyatlarının artışı, uluslararası anlaşmalar ve anlaşmazlıklar, küresel ısınma, sertleşmiş güç yapıları ve baskı. Günümüzde bu gerilimi özellikle Kasım 2009- Eylül 2010 tarihleri arasında yaşayacağız. Tabii bunlar aslında daha geniş bir döneme yayılacaklar.
Kare Açı
Şimdi Satürn ile Pluto kare açı yapıyorlar. Kare açı dört sayısı ile bağlantılıdır. Dört maddeyi ve direnci temsil eder. Bir madde yerini almak isteyen öteki maddeye direnir. Dolayısıyla kare açı direnç, hareket ve olay yaratan bir açıdır. Bu çatışmadan yararlı ve yapıcı bir sonuç çıkabilmesi için iyi düşünülmüş, bilgece kotarılmış ve hünerle ele alınmış yaklaşımlar gerekir. Aksi takdirde kare bir düşmanlık açısıdır. Bu çatışma ve yıkımların kuşkusuz ne yapmakta olduğumuzu, kendimize, çevremize ve dünyaya nasıl yaklaşmakta olduğumuzu gösterip bunu düzeltme imkanı sunan bir yanı var, ancak yine de yıkımın en aza indirgenmesi için çalışmak lazım. Bunu yapabildiğimizde, olumlu anlamıyla Satürn-Pluto döngüsü yapıların kalıcı ve geniş çaplı dönüşümünü, derin kapsamlı yenileşmeye yol açan ayrılık deneyimlerini, gücün sınırlarını, daha derin gerçek uğruna eski yapılardan vazgeçmeyi, bırakmasını bilmeyi, krizleri atlatmaya, dönüşüme gönüllülüğü getiriyor.
Kişisel Açıdan Satürn-Pluto
Kişisel hayatlarımızda bu gerilimi hayatımız iyice baskılanması, büyük bir kısıtlanma, korku ve kaygının artması, karamsarlık, depresyon, sağlık sorunları, ölümcül salgınlar, güç savaşları, kontrolü yitirme korkusu, önlenemez olaylar, kopuşlar, ayrılıklar şeklinde deneyimleyebiliriz. Her ne kadar bunlar kulağa çok olumsuz gelse de olaylar yaşanıp bittikten sonra dönüp geriye baktığımızda aslında sona ermesi gerekenlerin sona ermesi sayesinde ne kadar özgürleştiğimizi ve bu özgürleşmenin bize nasıl yenilenmiş, tazelenmiş ve biçim değiştirmiş bir hayata götürdüğünü görebiliriz. Eskilerin deyimiyle korkunun ecele faydası yok.
"Ölüm bizim ebedi yoldaşımızdır. Her zaman bir kol boyu mesafede, solumuzdadır. her zaman bizi izler. Bizi alıp götürene kadar bunu yapmaya devam edecek.
Eğer sabırsızlanırsanız, yapılacak şey... Solunuza dönüp ölümden nasihat istemektir. Eğer yoldaşınız ölüm size bir hareket yaparsa veya gözünüzün ucuyla onu görürseniz veya yoldaşınızın sizi izlediğini hissederseniz, yaşamınızdan bütün önemsiz şeyler ve darkafalılık çıkar gider." Carlos Castenada
© Barış İlhan
15 Kasım 2009
teşekkürler bu güzel yazı için
|
|