1 Temmuz 2011 Güneş Tutulması
GİZLİ HİÇ BİR ŞEY KALMASIN..1 Temmuz Güneş Tutulması
Haz 27, 2011 by Arzu Cengiz
1 Temmuz 2011 deki Güneş tutulması 10 derece Yengeç burucunda ve Alhena sabit yıldızının hemen üzerinde gerçekleşiyor.
Yengeçler geçmişe özlem duyar ve anılarına sahip çıkmak için her şeyi saklar. Geçmişine ve anılarına sığınarak içsel güvensizliğini kimseye göstermemeye çalışır. Değişkendir Yengecin ruh halleri. Ayın hallerine göre gelgit ler yaşar. Oysa şimdi bu tutulma anılara ve geçmişine tutunanları biraz hırpalayacak. Yeni başlangıçlar için belki geçmişten tamamen koparacak.
Sabian sembollerine göre tutulmanın gerçekleştiği derece tam işlenmemiş büyük bir elmas olarak adlandırılır. Yengeçteki Sabian Sembolü içimizde var olan yeteneği ve potansiyeli su yüzüne çıkarana kadar onun üzerinde çalışmamızı ve geliştirmemizi anlatır.
Kesilmemiş işlenmemiş kaba bir cevherin işlem bitince bir pırlantaya dönebileceğini görmek bir kabiliyet işidir. Bunun içinse azim ve inanç gerekir.
Daha önce kapkara bir kömür parçasının parlayan bir taşa dönüşmesi ise görmeden inanamayacağınız bir şeydir. Ve yaşam bizim gördüklerimiz üzerine kurulu ise acaba gördüğümüz herşey ne kadar gerçektir.
Bu tutulma algımızı netleştirirken sorumluluklarımızın farkına varmamızı sağlayacak. Ve gelecekteki mutluluğumuz için çalışma azmi verecektir.
Bu tutulmada anahtar kelime gizliliktir.Artık hiçbir şey gizli kalmayacak..
Tutulma anında Satürn ve Uranüs’e kare açı yapan Güneş-Ay Kavuşumu Plüton ile karşı karşıya geliyor. Satürn ve Pluto sahnede olduğu zaman bitişler ve hatta ölümler söz konusudur. Bu tarz sert açılar bizlerin tutulmalara korku ile bakmasına neden olur.
Oysa tutulmalar yaşamın belli bir alanını aydınlatmak için vardır. Karanlık bir kömür parçasının işlenerek aydınlık ışık saçan bir elmasa dönüşü gibi.
Tutulma Alhena sabit yıldızının hemen üzerinde gerçekleşiyor demiştik.
İkizler takımyıldızında bulunan Alhena sabit yıldızı genel düşünce olarak şans getiren yıldız olarak tanımlanır. Mitolojik olarak Alhena İkizlerin arasında oturur Pollux ‘un sol ayağının üzerindedir.
Mitolojide Castor ve Pollux , Zeus ve Leda’nın çocuklarıdır aynı zamanda Dioscuri Yıldız Kümesinden iki yıldızın da adıdır. Mitolojik dilde “Zeusun oğulları” anlamına gelen bu ismi Babilliler takmışlardı. Olympos’un Ulu Tanrısı Zeus bir gece Taygetes dağının vahşi tepesine iner. Gece çok karanlıktır. Yüksek dağın sessizliğini bozacak hiçbir gürültü yoktur. Zeus neden tanrıların dağını terk edip, yeryüzüne inmişti? Elbette bunun bir nedeni olacaktı! O gönül verdiği güzel bir kızı elde etmek için, yakışıklı bir kuğu olup, yeryüzüne inmiştir. Gerçekte o Olympos’u terk ettiği gece, Aetolia kralının kızı Leda, ölü bir kraliçe gibi uyuyormuş. İlahi kuğu kanatlarını birbirine çarparak etrafına güzel kokular yaydığında, Leda birden bire sıçrayarak uyanır. Yanında parlak beyaz tüyleri olan bu ilahi kuş, uzun boynuyla yüzünü okşamaktaymış.
Kuğu kuşu ona “hiç bir şeyden korkma” der. “Ben aydınlıklar tanrısıyım, istiyorum ki sen, biri diğerinin benzeri olacak iki meşhur çocuğun anası olasın. Onlar ay ve güneş gibi birbirlerini takip ederek yaşayacaklar. Birinin adı Kastor, diğerininki Pollux olacak. Onlar ölüm acısını hafifleterek insanlara iyilik edecekler. Acı içinde çırpınan ve can vermek üzere olan gemicilerin yardımına koşan tanrılar olacaklar. Gerçekten kudurmuş fırtınalar, denizin üzerine atıldıkları ve gemicilerin şaşırmış halde gemilerinin başında onlara yalvararak, onlardan yardım istedikleri zaman; hızlı kanat çırpışlarıyla gökleri yararak, senin iki oğlun bulutların içinde görünecekler. Zincirlerinden boşalanmış, azgın rüzgârların soluklarını kesecekler, dalgaların gürültülerini azaltacaklar. Gemiyi sapa sağlam limana ulaştıracaklar” diye fısıldar.
Kâinatın sahibi işte böyle buyurur. Dokuz ay sonra Leda, ormanların içinde iki tane yumurta yumurtladı. Bir yumurtadan Pollux ve Hellen, diğer yumurtadan da Castor ve Clytemnestra doğarlar.
Rivayete göre Pollux ve Hellen Zeus’un ölümsüz çocukları, Castor ve Clytemnestra ise Tyndaros’un ölümlü olan çocuklarıdır. Onlar yumurtadan çıkar çıkmaz, parlak bir yıldız Pollux ve Castor’un başlarından aşağı nur döker. Sonra ikisi de aynı ata binerek ve ellerinde mızraklarla dörtnala uzaklaşırlar. Yıldızlara ismi verilen bu iki kardeş, Sparta’da birlikte büyür ve çok da iyi anlaşırlar. İki delikanlı Altın Post’u bulmaya giden Jason’un yanında da yer alırlar. İki genç, iki kız kardeşe aşık olurlar. Ancak kızlar nişanlıdırlar ve onları kaçırırken çıkan kavgada Castor ölür. Kardeşini çok seven ve onun ölümüne katlanamayan Pollux, babası Zeus’tan onu tekrar diriltmesini ister.
İki kardeşin birbirlerine olan sevgisi Zeus’u duygulandırır ve Pollux’un sahip olduğu ölümsüzlüğünü kardeşi Castor’la paylaşmasına izin verir, ama bir şartla; bundan böyle iki kardeş zamanlarının yarısını Tanrılar Dağı Olympos’ta, diğer yarısını da yeraltında ölüler dünyasında geçireceklerdir! Onlarda öyle yapar bir gün Olympos’ta bir diğer gün Hadesin yanında yer altında kalırlar.
Başlarının üstünde ışık saçan iki ata biner bir vaziyette resmedilen Castor ve Pollux, böylelikle de İkizler Burcunun sembolü olmuşlardır.
Evet, Tanrı Zeus’un oğulları Castor ve Pollux’un arasında duran Alhena bu iki farklı karakteri harmanlayarak çok akılcı çözümler yaratır.
Alhena sabit yıldızı Kabalistlere göre Tarotta 19.kart olan Güneş ile ilişkilendirilmiştir.
Güneş kartı ise ;problemlerin üstesinden gelebileceğiniz gücü ve enerjiyi anlatır. Sezgisel kararların meseleleri aydınlığa kavuşturacağı bunun sonucunda da mutluluğa ve başarıya ulaşılacağının müjdecisidir bu kart.Bunun yanı sıra doyuma ulaştıran ve mutluluk veren bir aşk ilişkisini de haber verir.Yaşama arzusu,güven duygusu, ihtişam, zenginlik, canlılık ve tatmin olma anlamlarını da taşır.Bu kartın en büyük sırrı gerçeklerin açığa çıkması ile alakalıdır.
Gerçeklerin aydınlatılması belki değişimi gerektiren olaylara gebe olacak ve bizler yaratıcı enerjimizle bu değişimden kazançlı çıkabileceğiz.
Pluto’ya karşıt olan tutulma ise gerçekte karanlıkların aydınlanmasını ,içe dönük insanın dışa dönmesini yada dışarıya dönük insanın kendi içine yönelmesini de anlatır.
Bir yerlerde gizli kalmış üzeri örtülmüş yeteneklerin yüzeye çıkması da bu tutulma sayesinde olacak.
Ve gizemler, sırlar, gizli kalmışlar ve ikiyüzlülükler de aydınlanacak.
İkizlerin sözcüsü Merkür Ceres’e üçgen açı ile bağlanıyor. Ceres ise Sheat üzerinde.Shead ölümü anlatır ama gerçekte üstün akıl ve yeteneklerle de alakalıdır. Dâhiyane fikirlerinizi cesaretle diğerlerine aktarabilirsiniz ve yabancılarla çok önemli anlaşmalara imza atabilirsiniz.
Tutulma; Günün tarot kartı olan 12 numaralı Ölüm kartı, her yönde beklenen köklü değişikliğin habercisidir.
Belki de kendinizi yenilemek için içinizdeki gizli gücün açığa çıkmasını bekliyorsunuz. Artık sona geldiniz ve yeni bir kapıyı açmak için bir kapıyı kapatmanız gerekiyorsa bu bölümü tamamlamak zorundasınız.
Belki bilinmeyene doğru gitmek zor ,belki kendinizi kaybolmuş gibi hissediyorsunuz yada boşlukta amaçsız.
Ama şimdi tüm eski tutum ve korkularınızdan sıyrılmak zorundasınız.
Eski, kullanılmayan ne varsa süpürmelisiniz geçmişin çöplüğüne.
Zaten siz harekete geçemezseniz ,evren kendi güçlerini kullanarak yapacaktır gerekeni unutmamalısınız. Bu kartın bir anlamı da eski alışkanlıklarınıza olan bağlılığınızdır. Hayatınızdaki uyuşukluğu ve hareketsizliği bir kenara atmanın zamanı geldi ve geçiyor belki ama kendinizi sağlama aldığınız temellerinizin yıkılması an meselesi olabilir. Kendinize yetmek ve çalışıp başarmak zorundasınız. Kartta eski benliğin yok olup yenisinin ortaya çıkışı anlatılır. Önlenemeyen bir değişim içindeyiz. Zamanı durdurmak mümkün olmadığı için değişime de engel olamayız.
Değişim ise bir ölümdür. Ölümle eski fikirlerin yerine yenisi gelir. Kişisel ihtiraslar yok olur. Kişisel görüşlerini evrenselleştirebilenler yeniden doğmuş bir ölü gibidirler.
Ölüm yaşamın ikizi, maddenin manaya dönüşmüş halidir.
Arzu Cengiz
http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?cid=1...;ast=&lang
|