Değerlendir:
  • 18 Oy - 3.33 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

İnternet yasakları, düşünce suçları ve daha niceleri.
Yazar Mesaj
Tuğçe Çevrimdışı
Venus Vip
*****
Venus Vip
lt=
Mesajlar: 723
Üyelik Tarihi: Dec 2008

Rep Puanı: 30

Mesaj: #1
İnternet yasakları, düşünce suçları ve daha niceleri.
Türkiye oldu olalı düşünce yasakları ile nam salmış bir ülke. Ağzını açar bir şeyler söylersin, hapse atılırsın. Bir gece aniden evini basarlar, kitaplarını toplarlar, seni de içeri atarlar. Bir şiir okursun yasaklanırsın. Bir şiir yazarsın, ömrünü hapislerde, sürgünlerde geçirirsin. Hassas bir konuda konuşma yaparsın, tehdit edilirsin, hatta öldürülürsün. Seni öldürenin derin devlet olması gerekmez. Sana tepesi atmış olan, senden farklı düşünen senin gibi birisi tarafından da öldürülebilirsin. Bir de bu ülkenin özel düşünürleri vardır. Bunlar her konuda uzmandırlar ve daima söylecek sözleri vardır. Başkalarını dinlemeden sürekli kendi düşüncelerini anlatırlar. Araya girip bir şeyler söylemeye kalksan susturulursun. Bütün bunlar düşünce yasaklarının siyasi yönleri.



Bunun bir de aile içindeki versiyonu var. Kırk yaşına gelirsin, aile büyükleri ülkenin nasıl kurtarılacağını tartışırken onlardan farklı bir görüş öne sürersin, sana tuhaf tuhaf bakıp, kaldıkları yerden devam ederler. Kendi hayatını nasıl yaşamak istediğini söylersin, özetle “Sen sus bakalım, nereden bileceksin? Senin için doğrusu bu” derler. Devlet senin için doğrusunu bilir, hangi kitabı okuyacağını o seçer. Ebeveynlerin doğrusunu bilir, hangi okula ya da işe gireceğini onlar seçer. Hatta arkadaşların en doğrusunu bilir. “Sen aslında şöyle şöyle birisin. Bu seni mutlu etmez.” derler. Sen sürekli susturulursun. Peki, Türkiye’de bu niçin böyle? Çünkü Türkiye’nin doğum haritasında düşünceyi temsil eden Merkür’le yasakları temsil eden Satürn tam üst üste duruyor. Yasaklar düşüncenin tam üstüne oturmuş.



Satürn yasaklar dışında Türkiye’nin doğum haritasında diğer ülkelerle ilişkileri, ittifakları, savaşları, iç savaşı, derin devleti, ölümü, hatta ulusal ölüm ve yenilenmeyi, yasaları, dini, üniversiteleri ve uydu bağlantısını temsil ediyor. Merkür de düşünce, bilgi ve iletişim dışında bu ülkenin temellerini, geleneklerini, halkını, kitlelerin ideolojilerini, milliyetçiliği ve sosyalizmi, hastaneleri, hapishaneleri ve gizli örgütleri. Sadece bu listeye bir göz atınca bile düşüncenin insanı hapishaneye götürebileceğini, çatışmalara ve ölüme neden olabileceğini görüyoruz. Hatta düşüncenin akıl hastaneleri ile bağlantısı bile olabilir.



Satürn Döngüsü

Söz konusu Merkür-Satürn kavuşumu her 29-30 yılda bir Satürn döngüsü ile tetiklenir. Tarihe baktığımızda 1952 yılında Türkiye’nin Nato’ya girdiğini, 1982 yılında da 1982 Anayasası’nın kabul edildiğini görürüz. 1950’li yıllar tabii ki McCarty Dönemine işaret ediyor. Şimdi içinde bulunduğumuz dönem de McCarty dönemine benzetiliyor. Hapishaneler doldu taştı. 1950’ler bir de Halkevlerinin, Köy Enstitülerini kapatıldığı yıllar.



Gelelim günümüze. Son iki yıldır hayatımıza damgasını vuran atmosferlerden birisi Satürn-Pluto gerilimi. 2009’daki yazımızda bu gerilimin yaşamın daralmasına, baskının artmasına, ekonomik daralmalara, iflaslara, doğal felaketlere, depremlere, su baskınlarına işaret ettiğini söylemiştik. Diğer simgeledikleri terrör, petrol fiyatlarının artışı, uluslararası anlaşmalar ve anlaşmazlıklar, değişime direnç, sertleşmiş güç yapıları ve baskıdır. İki yıldır dünya bunları adamakıllı deneyimliyor.



İnternet Yasakları

Bu Satürn-Pluto açısı dünyanın bütününü ilgilendiren bir gerilim, ancak Türkiye’nin doğum haritasında köklü çatışmalara ve dönüşümlere işaret eden bir başka Satürn-Pluto gerilimi oluşmuş durumda. Son aylarda bunu deneyimliyoruz. Bu gerilim öncelikle gazetecilerle ve gençlerle ilgili konularda kendisini gösteriyor. KPSS’de YGS’de kopya skandalları gençleri sokağa döktü. Bunu İnternet Yasakları izledi. İnternet yasağının (Satürn) açıklanan temel gerekçesi seks (Pluto). Pluto Türkiye’nin haritasında çocukları ve gençleri temsil ediyor. Zaten yasağın çocukları korumak için getirildiği söyleniyor. Ancak Pluto yine Türkiye’nin haritasında halkı simgeleyen yerde bulunuyor. Yani yasağın etki alanı oldukça geniş görünüyor. Eğer bu yasak uygulanacak olursa önümüzdeki dönemde daha kapsamlı yasaklarla karşı karşıya kalmak söz konusu olabilir.



Yukarıda bahsedilen Merkür-Satürn kavuşumunu, özetle düşünce yasağını tetikleyen 29 yıllk Satürn döngüsü 2011 yılının Kasım ayında başlayacak ve 2012 yılının Ağustos’una kadar aktif olacak. Bir döngü eskinin kapandığı, yeninin açıldığı zamana işaret eder. Dolayısıyla bu döngü esnasında tohumu atılan gelişmeler önümüzdeki 29-30 yılı etkiler. Bugüne kadar 1982 Anayasası’nın değiştirilmesi süreci bile bu döngüyü çok iyi açıklamaktadır.



Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana üçüncü döngüsünü deneyimleyecek.. Bir insanın ömründe en fazla 3 Satürn döngüsü yaşanır. Satürn her 7-7.5 yılda bir kendisine gerilimli açı yapar. Bunlar döngünün önemli etaplarına işaret ederler. 7 yıllık bu gerilimler halk arasında kurulu düzenlerde, özellikle evlilikte zorlukların yaşanacağı beklentisiyle bilinir. Dr. Daniel J.Levinson’ın 70’li yıllarda yaptığı bir araştırma hayatta hiç bir yapının hiç değimeden 7-8 yıldan fazla dayanamadığını ortaya koymuştur.



Satürn döngüsü başlangıçta nasıl bir yön çizildiğini, beklentilerin gerçekçi olup olmadığını, bunlar için gerekli çabanın harcanıp harcanmadığını, öz-disiplin, sorumluluk ve görev bilincinin gerekli biçimde ele alınıp alınmadığını ortaya koyar. Bunun üzerine geçmişteki hatalar düzeltilir veya geçmiş için suçlamalar başlar. Bunun sonucunda yapılar ya yeniden yapılandırılır ya da yıkılır, ölür.



Şimdiki döngü kapanmak, bir yenisi başlamak üzereyken içinde bulunduğumuz tablo 1982’de inşasına başlanan yapının hiç de sağlam olmadığını, hatta çökmekte olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda da ciddi bir deprem beklentisi içindeyiz. Aynı döngüyü Libya, Mısır ve Amerika da yaşamakta ve Orta Doğu’da yeni bir yapı inşa edilmekte. Önümüzdeki 5-6 yıl içinde Türkiye büyük dönüşümlere gebe. Dikkat ederseniz değişimden değil dönüşümden, yani biçim değiştirmekten söz ediyoruz.



Şimdiden düşünce ve ifade özgürlüğü için mücadele etmek ve bu özgürlüğü birlik duygusuyla herkes için istemek gerekiyor. Ancak bu özgürlük üzerine sağlam bir yapı kurmak mümkün olabilir.



“Bu dünyada hürriyetinizi ancak bir diğerinin hürriyetini koruyarak koruyabilirsiniz.

Ancak ben hür olursam, siz de hür olabilirsiniz.”

Clarence Darrow

Barış İlhan
06-26-2011 02:47 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
proyuris Çevrimdışı
Yasaklanmış

Mesajlar: 6
Üyelik Tarihi: Apr 2011

Mesaj: #2
RE: İnternet yasakları, düşünce suçları ve daha niceleri.
Karanlığa ışık yakmak gerek. Çünkü ışık olmadan göremeyiz. Hep karanlıkta kaldığımızdan bize ne söylendiyse inandık, güvendik, benimsedik.

Bizi yaratan bir varlığın var olup olmaması. İnsanların kendilerine duvarlar örerek birşeylere tapmaları veya tapmamaları gibi meselelerden kendimizi ayırmamız gerek artık. Bir insan ortalama 70 yıl yaşıyorsa ve sırf din yasakladı diye genel bir yasak yayınlayıp var olan özgürlüklere engel koymak neden? Eğer ben inandığım olgunun gerektirdiklerini ilk önce kendim yapmıyorsam genelin yapmasını neden bekleyeyim? Neden bunun için yasaklar koyayım. Kendimden mi korkuyorum? Çocukların zarar görmesini engellemek için seksi yasaklarsın, seni leylekler getirdi dersin ama nereye kadar? Seks bastırıldığında daha büyük bir istek doğar ki bir insanın hayatta yapamayacağı şeyleri yaptırabilir. Gerçekleri bilmek ve onu kabul ederek insana saygı sınırlarını benimseyerek büyütülseydik, bişeyleri yasaklamadan bir şeyleri bastırmadan, gizlemeden yaşamayı öğrenebilseydik eminim herkes kendini bilir yaşamını buna göre düzenlerdi.

Bir veya bir kaç zihniyetin benim yaşantıma müdahele etmesine anlam veremiyorum. Devletler artık olmamalı diyorum. Dünya hiç kimsenin değil. Sonsuza kadar da birilerine ait olmayacak. Ben dünyanın herhangi bir noktasında herhangi bir zamanda bulunmak istiyorum. Hangi kuş vizeyle sınırları aşıyor? Kendi kendimizi kandırıyoruz. Bir ışık yakmak gerek artık. Ben bir ışığım. Ben yandıkça başkalarıda yanacak ve bu karanlıklar yok olacak.
06-26-2011 04:29 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Messa Çevrimdışı
Mars Vip
*****
Mars Vip
lt=
Mesajlar: 780
Üyelik Tarihi: Jun 2010

Rep Puanı: 25

Mesaj: #3
RE: İnternet yasakları, düşünce suçları ve daha niceleri.
Dünya gelişim tarihine bakıldığında düşüncenin özgür olduğu medeniyetler hep en yüksek seviyeye çıkmış. İslam medeniyetinin en ileri düzeye ulaştığı bir çok aristo sokrat eflatundan çevirilerin yapılıp bir çok müslüman alimin yetiştiği dönem abbasiler dönemidir. En parlak devrini de Harun reşit zamanında yaşamıştır. O dönemi biz dini açıdan incelerken şunu gördüm bizzat halifeler saraylarında ilim meclisleri kurdurup orada tartışmalar düzenlerlermiş. Bu çok önemli bir islam geleneği haline geldi sonrasında tabiki. Ve bu tartışmalarda salt müslümanlar değil çok çok farklı inanışlara sahip kişiler katılırmış özellikle. Bazı alimler var söyledikleri fikirleri şimdi söylese linc edilir ama o zamanlar bizzat sultanın karşısında çatır çatır savunuyor. Sultan ise eğer kimse karşılık veremiyorsa fikirlerine saygı duyuyor. Ha bu neye sebep oldu İslam kültür dünyasında çok farklı ekollerin gelişmesine, farklı bilimlerin ki dini sadece kuran ve sünnetten değil bilimsel yollarla da açıklama gereği hissediyorlardı dolayısıyla büyük bir kültürel atılım oldu. Normalde ben disiplin kontrol yanlısı bir kuralcıyım ama tarihteki örneklere baktığımda özgürlükten korkmamak gerektiğini görüyorum. Bizi geriletmez ilerletir. Herkes söyleyebilsin konuşabilsin. Ben mesela kaç senedir dinle ilgiliyim bazen ufak bi fıkhi meselede bile fikrimi söylediğimde hiç alakası olmayan biri bile garip tepkiler verebiliyor. İllaki genel yargıya uyacağız.
06-26-2011 08:47 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir