Kadında annelik, doğurganlık ve astroloji
Astrolojide hangi burçlar verimli, hangi burçlar kısır olarak nitelendiriliyor? Doğurganlık açısından hangi ev daha önemli? Güneş ve Ay'ın karşı karşıya geldiği zamanların döllenme kapasitesiyle ne gibi bir ilişkisi var... R. Hakan Kırkoğlu yanıtlıyor
Günümüzde tıp anne olma ve doğurganlık yolunda çok büyük ilerlemeler kaydetmiş durumda. Kısırlık tedavisi ileri teknoloji kullanılarak mikro enjenksiyon yoluyla pek çok örnekte anne olmayı kolaylaştırıyor. Bununla birlikte, her kadının anne olabilme ve duygusal açıdan nasıl bir anne olduğu astrolojik haritasında belirli göstergelerle analiz edilebilir.
Bu değerlendirmeyi yaparken, haritada Ay'ın konumunun, açılarının, Su elementi burçların gücünün, özellikle 5'inci ve 9'uncu evlerin analiz edilmesi gerekir. Bir kadının çok çocuk ya da az çocuk tercih etmesi ya da sahip olması bu göstergeler değerlendirilerek incelenebilir.
Verimli ve kısır burçları tanıyalım
Astrolojide Su elementinden burçların özellikle "Verimli" kategoride değerlendirildiğini söylemeliyiz. Su elementinde en verimli burç Yengeç, ardından Balık ve daha sonra Akrep burcudur. Haritalarında Su burçlarında çok gezegeni olan kadınların, özellikle Su elementinde bir Ay eğer çok sert açılar altında değilse ve zor bir eve düşmemişse (6'ncı, 8'inci ve 12'nci evler) anne olması çok daha kolay
olabilir. Bunun tersine bazı burçlar ise daha az çocuk vermekle eşdeğer tutulmuştur. Bunlar Aslan, Başak, kısmen
İkizler ve Kova burçlarıdır. Haritalarında Su elementi olmayan ve yükselen burçta ya da Ay burçlarında bu burç olan kadınlar çocuk sahibi olma konusunda daha çekimser, isteksiz ya da çaresiz olabilirler. Diğer burçların verimlilik kapasiteleri farklı durumlara ve açılara göre ortalama düzeyde ya da değişken olabilir.
5'inci evin doğurganlıktaki önemi
Doğurganlık açısından 5'inci ev çok önemlidir. Zira astrolojide bu ev çocukların durumunu ve ailenin ürünlerini anlatır (5'inci ev 4'üncü evin 2'nci evi olduğu için ailenin -4'üncü ev- kaynaklarını yani çocukları da anlatır). Bu evde Ay, Venüs ve Jüpiter her zaman bir verimlilik göstergesidir. Eğer verimli olan bir burçta ise bu çok daha belirgin olacaktır ve kadın daha fazla çocuk yapmaya eğilimli durumdadır. Bu evde zorlayıcı gezegenler olan Mars ya da Satürn'ün olması ise gecikmelere ya da çocukla ilgili problemlere işaret edebilir. Özellikle haritasında Su elementi zayıf olan, Ay burcu ve ev konumu zorlayıcı olan kadınlar bu alanda önemli sorunlar yaşayabilirler. Diğer bir gösterge ise 5'inci evin karşısında yer alan 11'inci evdir. Eğer 5'inci evde yeterli destek yoksa 11'inci ev de incelenebilir.
Örnek vermek gerekirse, 5'inci evde Venüs çocuk sahibi olma açısından pozitif bir göstergedir. Eğer Venüs 5'inci evde ve Yengeç burcundaysa bu, kadının daha fazla çocuk sahibi olabileceğini anlatacaktır. Benzer biçimde 5'inci evde Satürn çocuk sahibi olmaya yönelik engelleri anlatabilir. Eğer Satürn 5'inci evde ve aynı zamanda Aslan burcundaysa (Aslan verimsiz bir burç olarak) bu, problemin daha kronik olabileceğini açıklayabilir. Bununla birlikte, tam bir değerlendirme için astrolojik haritanın tamamı ele alınmalıdır. Örneğin Madonna'nın astrolojik haritasında, kendi yaşam biçimi ne kadar aykırı ya da zor olsa da, Ay'ın konumunun çok önemli olduğunu görüyoruz.
Bu haritada çocuk vermekte zorluk çıkaran Başak burcu yükseliyor. Başak aynı zamanda Bakire burcudur. Bakire bir kız olarak resmedilir (Virgo: Virgin). Ne tuhaf ki Madonna da ismini bu noktadan, Meryem'den almış. Madonna'nın astrolojik haritasında Ay, Başak burcundadır ve Su elementi eksikliği görülmektedir. Ama Ay aynı zamanda çok önemli olan yükselen burcun yani 1'inci evin üzerindedir. 11'inci evde de verimli bir burç olan Yengeç burcu görülüyor. Bir bakıma bu durum Madonna'nın sadece fiziksel açıdan değil, psikolojik açıdan da annelik yapabilme kapasitesini doğal olarak zorluyor. Nitekim Madonna'nın kendi geldiği ailede, anne-baba diyaloğunun zorluğunu ve problemlerini biliyoruz.
Dr. Jonas'ın verimlilik araştırması
1960'lı yıllarda Çek doktor ve psikiyatr Eugen Jonas, kadında hamileliğin Ay'a bağlı olduğu varsayımından hareket ederek Ay döngülerini ve kadında verimliliği inceledi. Kadının yumurtlama döngüsü ile astrolojik döngünün örtüştüğü zamanları "yüksek verimlilik" günleri olarak gördü. Örneğin bir kadının astrolojik haritasında Güneş ve Ay birbirine karşıt konumdaysa, yani 180 derece uzaklıkta yer alıyorsa, Dr. Jonas'a göre, her ay Güneş ve Ay'ın karşı karşıya geldiği zamanlar verimliliğin arttığı dönemlerdir. Eğer bu, aynı zamanda yumurtlama dönemine denk geliyorsa, döllenme kapasitesi çok yükselmektedir. Buna "ritim yöntemi" adı veriliyor. Bu durumda hamile kalabilme açısından birbirinden bağımsız iki ayrı ritim bulunmaktadır. Bunlardan ilki kadının doğal yumurtlama döngüsüdür. İkinci ritim ise Güneş ve Ay'ın her ay kadının astrolojik haritasında bulunduğu faza geri döndükleri fazdır. Dr. Jonas'a göre aslında hamileliklerin yüzde 85'i bu dönemde gerçekleşiyor.
Dr. Jonas, Güneş ve Ay'ın ritmine bağlı olarak belirli günlerin erkek çocuk, belirli günlerin ise kız çocuk doğurma açısından farklı etkide olduğunu söylüyor.
Marilyn Monroe anne olsaydı özgür bir anne imajı çizecekti
Marilyn Monroe'nun astrolojik haritasında Ay, Kova burcunda bulunuyor. Ay-Kova kombinasyonu sıklıkla erken kopmaları ve anne ile olan bağda en iyimser olasılıkla destekleyici bir arkadaşlığı açıklar ama yeterli sıcaklık ve koruyuculuğu veremeyebilir. Ay-Kova bağımsızdır ve bu yüzüyle eğer Marilyn Monroe anne olsaydı çocuklarına akılcı ama özgür bir anne imajı çizecekti. Bununla birlikte Monroe'nun haritasında Ay'ın Kova burcunda huzursuz açılar yaptığını da görmekteyiz. Soğuk ve kuru karakterde verimsiz bir gezegen Satürn Ay'la kare açı içinde görülmekte. Ay aynı zamanda Neptün'le de karşıt açı içinde. Bu bakımdan, Monroe'nun kendi annesinde ve aile ortamında aradığı sıcaklığı bulamadığını ve dolayısıyla, biraz da şartlar gereği ailesinden koptuğunu biliyoruz. Monroe'nun annesi uzun bir süre akıl hastanesinde kalmış, kendisi ise akrabaları arasında mekik dokumuş, çok yıpratıcı bir çocukluk geçirmişti. Doğal olarak bu durum Monroe'nun "annelik kapasitesi"ne de yansımış, anneliğini engellemişti. Monroe'nun çocukları anlatan 5'inci evinde de Yay burcu var. Yay, Ateş elementinden, çok fazla çocuk anlatan bir burç olmadığı gibi yöneticisi Jüpiter ise yine Kova burcunda yani az çocuk veren bir burçta durmaktadır.
R.Hakan Kırkoğlu
|