Değerlendir:
  • 15 Oy - 2.67 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kendine Bakabilme Cesareti
Yazar Mesaj
Derin
Kayıtsız

 
Mesaj: #1
Kendine Bakabilme Cesareti
En büyük engeller içimizde dururken, neden hep başkaları ile uğraşıyor, onları kendimize göre biçimlendirmek istiyoruz ? Kendimize karşı bu zayıfken diğerlerine ne kadar acımasız olduğumuzun farkında mıyız ? Halbuki hayatımızı şekillendiren tüm fabrika ayarlarını fark edebilmemiz için önce kendimize bakabilir, dürüst bir şefkat geliştirebiliriz. Tolstoy “Dünyayı değiştirmek isteyen çok ama kendini değiştiren yok” derken, psikiyatrist Cem Mumcu yeni çalışması ‘Kendine Bakma Kitabı’nda “Aslında aradığımız şeyi bir yanıyla kurmamız gerekiyor. Oysa inşaatı bitmiş olanı arıyoruz.” diyerek zayıflıklarımıza ışık tutuyor. Gerçek şu ki, kendimize geldiğimizde oldukça tembel hatta korkağız. Ancak köşeye sıkıştığımızda, yumurta küfesi kapımıza geldiğinde kendimizle olan ilişkimizi ve hayatımızı anlamaya gayret gösteriyoruz.


Doğal olarak, kendimizle ilgili o kadar büyük körlüklerimiz var ki, hayatımızın başka yorumlarına şiddetle kapalıyız, değişmek istemiyoruz. Yaşadığımızı sandığımız hayatın dışında, bilemediğimiz, farkında olmadığımız başka bir hayatımız daha olabilir mi ? Bu soru bir astrolog olarak sürekli olarak karşıma çıkıyor. Ben bir astrolog olarak semboller üzerinden gidiyorum, karşımdaki kişinin fabrika ayarlarının durumuna, o kişiyi hayatında nasıl bir kurgulamaya, Cem Mumcu’nun değindiği gibi inşaat alanına götürmeye gayret ediyorum. Karşımıza çıkan krizler, büyük olaylar bize inşaatımızın nerelerinde yanlışlıklar, zayıflıklar olabileceğini bağırıyor. İnşaat kaçınılmaz zira kendimizi kurgulamadan, hayata kendimize göre bir anlam yüklemeden öyle ya da böyle hayatta kalabilmemiz mümkün değil. Ancak bunu yüzeyde kalarak, hayatı hafif biçimde yaşayarak da gerçekleştiremeyiz. Kendimizle olan hesaplaşmadan kaçarak hiçbir yere varamayız.


Şimdilerde hayatımızın öyle bir aşamasındayız ki, yeni bir gerçeklik sınaması ufukta görülmeye başladı. 2003 yılında bu yana hayatınıza giren ani değişikliklere bir göz atmanızı, hatırlamanızı istiyorum. Pek çoğumuz için, 2003’ten sonra çok da mantıklı olmayan, hatta saçma gibi görebileceğimiz ani durumlar, aklımıza yatmayan yeni durumlarla karşılaştık. 2008-2009 yılları arasında ise bizi daha fazla geren bir zorlamanın içine düştük. Bir yanda eski düzenimize dönmek istedik ancak nihayetinde bunu tam olarak yapamayacağımızın da farkına vardık. Şimdi, şu anda, cesarete teslim olmak durumundayız. Göstereceğimiz kişisel cesaret hayatımızı yeniden kurgulayabileceğimiz yeni bir savaş başlatmak üzere. Astrolojice konuşacak olursak, Koç burcuna ilerleyen Uranüs’ün tamtamlarını duyuyoruz. Tıpkı dünya siyasetinde yaşanan devrimler, ayaklanmalar ve miyadını doldurmuş liderlerin alaşağı edilmesi gibi kendi içimizde katılaşmış, artık bizi bir yere götüremeyeceğini idrak ettiğimiz bir kırılma içerisindeyiz. Böyle zamanlarda hayatımıza giren yeni durumların, insanların ya da olayların bizi nereye götüreceğini bilemesek de, bir adım atmak, taze bir nefes almak durumundayız. Önümüzdeki yedi yıl boyunca kendimizi yeniden varetmenin savaşını vereceğiz. Kimimiz bunu ilişkilerinde, kimimiz kariyerinde ya da kişisel açıdan önemsediği bir konuda yapacak. Kendimize yeniden bakmamız için gereken tek şey cesaret.


R.Hakan Kırkoğlu
03-04-2011 11:23 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
jet
Kayıtsız

 
Mesaj: #2
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
Ardımdakiler erişebileceğim bir hayat olduğunu söylüyorlar. İhtiyacım olan çok ötedeymiş.
Yine evimden çok uzaklardayım. Geride neler bıraktığımı görebilmek için gidiş istikametine ters bir şekilde oturdum, boş bulduğum ilk koltuğa. Camdan dışarı bakıyorum, henüz herşey yerli yerinde. Geçmişin taşları hala katı ve soğuk mezarlardan oluşuyor. Ve o gürültüyü duyuyorum; tren kalkıyor, gidiyoruz artık ötemize. Onlarca yolcu, hiçbirini tanımıyorum. Sanırım herkesin gitmek zorunda olduğu bir ötesi var ama ben ardımda neler bırakıyorum, ona bakıyorum...
Gelecek yakın, geçmiş ise uzakta. Zaman hızla akıyor geçmiş de aynı hızla kayboluyor. Bu kadar hızlı mı tüketiyorum ardımda kalanları? Oysa daha yeni kırmızı taşları farkediyorum, dün yoktu hiçbiri. Keşke durdurun şu treni diyebilseydim; kırmızı taşların ahengine yakından bakma fırsatını kaçırdım, dokunamadım hiçbirine. Ne ötemde, ne ardımda...
Halbuki demişlerdi ki; anının kıymetini bilmiyorsun. Gelecek birgün sana da gerçek gelecek demiştiniz hatırlıyorum. Ama ardımda bıraktıklarım, ötesi için beklediklerinizden daha sahici geldi bana. Üstelik kaç sıranın renginden biriydi sadece kırmızı. Gelecek beyaz bir kefen, bembeyaz bir kağıt parçası... Sen yaratacaksın dediler; doldur gönlünce sayfanı, bir anlamı olsun her lekenin.
Ama ben beyaza zaten dolu demiştim, herkes bomboş diye ayıplarken. İşte doluyor ya da boşalıyor sayfam. İstediğim gibi yapamıyorum, kaç tanesini telef ettim, bir hayali hayat diye oluşturayım derken. Madem beyaz kalamıyor, tamamen karartırım ben de dedim. Zerresinde farklılık olmayacaktı tersi olması dışında. Siz bana geleceği oluştur dediniz, ben size geçmişimi gösterebildim ancak, bir daha hiç beyaz kalamayacağımı söyleyerek.
İlk olarak bir çizgiyle başladım sadediliğini bozmaya, eğriler sonradan geldi. Bir dizi hayal oluştu, her bir noktanın anlamında. Sınırları olduğunu anladığımda ise daraldığımı kabul ettiniz. Artık her gölge taşıyabileceği kadar karanlık anlamlar içeriyordu. Halbuki şuan kadar sınırlıydı her bir çizgi, hırçınlaştım zincirlerimi tutunca ve başladım karalamaya. Yavaş yavaş anlamlar kayboluyordu. Delice bir sevinç duydum, bütün resmi kararttığımda tamamen dolmuştum. Yeni her hayali yutuyordu bir daha kurulmamak üzere.
Köpekler siyah-beyaz görür dediniz, ben de köpek olduğumu sandım. Bazen çok sadık bir hizmetçi, bazen de kuduz, aç bir köpek.
Renkli kalemlerim hiç olmadı, ayrıntıları iki zıt kutubun arasındaki gri tonlar belirliyordu. Grinin tonlarını maviye ve sarıya tercih ettim. Ama dedim ya sınırları olduğunu anladığımda sonsuzluğu resmedemeğim çıktı meydana.
Bakıyorum da, bir tane nokta bile kalmamış, ben de yaktım elimin her değdiği kağıdı. Yanınca da kararıyordu sonradan farkedebildim. Benim de yanmam gerekiyordu. Kül olmadan son kez ışığa baktım, her karanlık parıldayarak yok oluyordu...
03-09-2011 11:52 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
bu şarkı yarınlara Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 633
Üyelik Tarihi: Jul 2010

Rep Puanı: 65

Mesaj: #3
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
(03-10-2011 12:08 AM)virgotaurus Yazılan:  
(03-09-2011 11:52 PM)jet Yazılan:  Ardımdakiler erişebileceğim bir hayat olduğunu söylüyorlar. İhtiyacım olan çok ötedeymiş.
Yine evimden çok uzaklardayım. Geride neler bıraktığımı görebilmek için gidiş istikametine ters bir şekilde oturdum, boş bulduğum ilk koltuğa. Camdan dışarı bakıyorum, henüz herşey yerli yerinde. Geçmişin taşları hala katı ve soğuk mezarlardan oluşuyor. Ve o gürültüyü duyuyorum; tren kalkıyor, gidiyoruz artık ötemize. Onlarca yolcu, hiçbirini tanımıyorum. Sanırım herkesin gitmek zorunda olduğu bir ötesi var ama ben ardımda neler bırakıyorum, ona bakıyorum...
Gelecek yakın, geçmiş ise uzakta. Zaman hızla akıyor geçmiş de aynı hızla kayboluyor. Bu kadar hızlı mı tüketiyorum ardımda kalanları? Oysa daha yeni kırmızı taşları farkediyorum, dün yoktu hiçbiri. Keşke durdurun şu treni diyebilseydim; kırmızı taşların ahengine yakından bakma fırsatını kaçırdım, dokunamadım hiçbirine. Ne ötemde, ne ardımda...
Halbuki demişlerdi ki; anının kıymetini bilmiyorsun. Gelecek birgün sana da gerçek gelecek demiştiniz hatırlıyorum. Ama ardımda bıraktıklarım, ötesi için beklediklerinizden daha sahici geldi bana. Üstelik kaç sıranın renginden biriydi sadece kırmızı. Gelecek beyaz bir kefen, bembeyaz bir kağıt parçası... Sen yaratacaksın dediler; doldur gönlünce sayfanı, bir anlamı olsun her lekenin.
Ama ben beyaza zaten dolu demiştim, herkes bomboş diye ayıplarken. İşte doluyor ya da boşalıyor sayfam. İstediğim gibi yapamıyorum, kaç tanesini telef ettim, bir hayali hayat diye oluşturayım derken. Madem beyaz kalamıyor, tamamen karartırım ben de dedim. Zerresinde farklılık olmayacaktı tersi olması dışında. Siz bana geleceği oluştur dediniz, ben size geçmişimi gösterebildim ancak, bir daha hiç beyaz kalamayacağımı söyleyerek.
İlk olarak bir çizgiyle başladım sadediliğini bozmaya, eğriler sonradan geldi. Bir dizi hayal oluştu, her bir noktanın anlamında. Sınırları olduğunu anladığımda ise daraldığımı kabul ettiniz. Artık her gölge taşıyabileceği kadar karanlık anlamlar içeriyordu. Halbuki şuan kadar sınırlıydı her bir çizgi, hırçınlaştım zincirlerimi tutunca ve başladım karalamaya. Yavaş yavaş anlamlar kayboluyordu. Delice bir sevinç duydum, bütün resmi kararttığımda tamamen dolmuştum. Yeni her hayali yutuyordu bir daha kurulmamak üzere.
Köpekler siyah-beyaz görür dediniz, ben de köpek olduğumu sandım. Bazen çok sadık bir hizmetçi, bazen de kuduz, aç bir köpek.
Renkli kalemlerim hiç olmadı, ayrıntıları iki zıt kutubun arasındaki gri tonlar belirliyordu. Grinin tonlarını maviye ve sarıya tercih ettim. Ama dedim ya sınırları olduğunu anladığımda sonsuzluğu resmedemeğim çıktı meydana.
Bakıyorum da, bir tane nokta bile kalmamış, ben de yaktım elimin her değdiği kağıdı. Yanınca da kararıyordu sonradan farkedebildim. Benim de yanmam gerekiyordu. Kül olmadan son kez ışığa baktım, her karanlık parıldayarak yok oluyordu...
alkis

merkür-uranüs kavuşumu... şapka çıkarttıracak çağrışımlar, teşbihler gülücük

t'as l'air d'une chanson...

kafka'nın takıntısı yalnızlığın laneti değil, tecavüze uğrayan yalnızlıktır! m. kundera

dance me to the end of love...!
03-10-2011 12:12 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
jet
Kayıtsız

 
Mesaj: #4
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
öretmenim janım benim janım benim, seni ben pekçok ama pekçok severim makara
03-10-2011 12:13 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
bu şarkı yarınlara Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 633
Üyelik Tarihi: Jul 2010

Rep Puanı: 65

Mesaj: #5
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
(03-10-2011 12:13 AM)jet Yazılan:  öretmenim janım benim janım benim, seni ben pekçok ama pekçok severim makara

daha dur öğretmen olamadık gülücük astroloji derin bir uğraş gülücük

t'as l'air d'une chanson...

kafka'nın takıntısı yalnızlığın laneti değil, tecavüze uğrayan yalnızlıktır! m. kundera

dance me to the end of love...!
03-10-2011 12:19 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
jet
Kayıtsız

 
Mesaj: #6
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
:D satürn
03-10-2011 12:25 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Daily Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip
lt=
Mesajlar: 538
Üyelik Tarihi: Oct 2009

Rep Puanı: 3

Mesaj: #7
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
jet bayıldım, harikasın alkis

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ''sevda'' da boğulur...
Cemal Süreya...

Sadece susayanlar suyu aramaz. Su da susuzları arar durur.
RUMİ



http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?clang...y=13&go=Go
03-10-2011 01:19 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
jet
Kayıtsız

 
Mesaj: #8
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
rica ederim ablacım utangaç
03-10-2011 01:26 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Venüs
Kayıtsız

 
Mesaj: #9
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
Bravo Jet, cidden jet gibisin, ben böyle haritalar gördükçe whole sign sisteme daha derinden güveniyorum, neptün-güneş-venüs kavuşumunun oğlakta ki yansıması bence yazın, ancak zekanın oldukça işlek olduğu da çok net, merkür-uranüs kavuşumuna sahip şanslı birisin sevgili Jet. gülücük
03-10-2011 01:59 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
jet
Kayıtsız

 
Mesaj: #10
RE: Kendine Bakabilme Cesareti
teşekkür ederim yonca utangaç
ama bir yandan da whole signs a neden güvendiğinizi merak ettim.
haritamı kendi başıma yorumlayamıyorum da. hangi sistem neyi anlatıyor bilemiyorum.
03-10-2011 02:12 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir