[Luli]

Dün daha önce okuduğum bir şiir kitabını karıştırırken, astrolojiyle ilgili bir dizeye rastlayınca, epeydir aklımda olan bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Edebiyata olan ilgim astrolojiye olan ilgimle buluşunca, okuduğum bir kitapta astrolojiyle ilgili rastladığım bir dize algıda seçicilikten olsa gerek aklıma yerleşiyor. Ben de şöyle bir kitapları karıştırıp bunları bir araya getirdim.

İlk rastladığım dize bir İkizler burcu olan Attila İlhan’ın “Ömer Haybo’nun Son Günleri” şiirinde geçiyor. Şöyle yazmış Attila İlhan:

“hangi şehirde olsa sabahları yabancı
boğulmuş geceler mahallesini bir türlü bulamıyor
hangi otobüse binmesi lazım bilemiyor,
yanılıyor
herkesin gittiği yer onun gitmeyeceği
terazi burcunun kötümser çocuğu
namuslu bıyıkları kirli siyah
ah Ömer Haybo”

Tabii burada bizim sevimli diplomatik Terazi burcumuz biraz zor durumda kalmış olsa gerek ki “kötümser” sıfatını almış. Bir sonraki kitabın kapağını ilk gördüğümde çok sevinmiştim: ”İkizler Burcu Hikayeleri” Küçük İskender’i ilk okuyuşumdu ve resmen çarpılmıştım. Bana göre içinde bir Faust yaşatan, bakışlarını Bukowski’ye benzettiğim Küçük İskender, “the final cut”da şöyle tanımlamıştı kendini:

“Ayna bir çarptı, oturttu! Geceyi ilk kez gördüğümde ağzım bir karış açık kaldı! Burcum İkizler, yükselenim Oğlak!”

Ve daha sonra “başlamış bir şarkıya eşlik etmek gibi bir şey hayat” deyiverdi “Balık Burcu Hikayeleri”nde…

Burçlardan bahsetmesini en son beklediğim yazarlardan bir olan, Orhan Pamuk’sa “Kar”da, şair Ka ile esas kız İpek’in radikal islamcı türbanlı kız kardeşi Kadife’yi tanışma faslında şöyle konuşturmuştu:

(Kadife) Oteli o yönetir. Herkese, kahyaya, temizlikçiye, çamaşırcı kadına, komilere emir verir. Biz de bakıyoruz ablamla. Babam çok az çıkar dışarı. Siz hangi burçtansınız?

“İkizler” dedi Ka.

“İkizler çok yalan söylermiş, ama ben bilmiyorum.”

(Kadife) “Çok yalan söylediklerini mi bilmiyorsunuz, yoksa hiç yalan söylediğinizi mi bilmiyorsunuz ?” “Yıldızlara inanıyorsanız benim için bugün çok önemli bir gün olduğunu da çıkarabilmeniz gerekir.”

Murathan Mungan –doğum saatini bilmediğim için Koç’un son derecelerinde mi, yoksa Boğa’nın ilk derecelerinde mi olduğuna karar veremedim- ise Lale Müldür’e yazdığı “Punk Lady ile Ümmüsübyan” şiirinde şöyle der:

“herkes yaralı bir yerinden
herkesin astrolojisinde
paranoya ve ren geyiği”

Benim en çok sevdiğim sözlerden birisi ise Başak burcu Umberto Eco’nun “Foucoult Sarkacı”nda yazdığı şu sözdür:

“Herkes yanlış bir burç altında doğar; dünyada onurlu bir biçimde kalmaksa, kendi yıldız falını gün gün düzeltmek anlamına gelir.”

Aslında astroloji ile edebiyatın buluşmasından söz edince Ted Hughes’ın Slvyia Plath için yazdığı “Doğumgünü Mektupları”ndan da mutlaka yazmak gerekir. Şöyle diyor Hughes St.Botolph’s şiirinde:

“Belirtirdi o gün Balık Burcu’nda olan Güneş´in
Tam benim Neptün’üme karşı
Senin yükselen yıldızınla birlikte olduğunu ve durduğunu”



Meltem Tolunay

[NinMeSarRa_]

(05-12-2010 09:18 PM)Aprilios Yazılan:  Küçük İskender, “the final cut”da şöyle tanımlamıştı kendini:

“Ayna bir çarptı, oturttu! Geceyi ilk kez gördüğümde ağzım bir karış açık kaldı! Burcum İkizler, yükselenim Oğlak!”

Küçük İskenderin Yükselenini de öğrenmiş oldum astığın yazı sayesinde Aprilios .Daha önce haritasını foruma asmayı düşünmüştüm.Ay burcu Oğlak mı Yay mı belli değildi.Şimdiki verilere göre çifte kavrulmuş Oğlak oluyor.Hem Yükseleni hem ayı Oğlak çıkıyor.

[aeon]

okudupum her kitapta artık bu taz kombinasyonlar arıyorum , karakterler üzerinde.

bir kitap okumuştum.adam resmen astroloji biliyordu ve etkilenmiş

karakteri tanımlarken , iri yarı ayakları at ayağı gibiydi ,felsefeyi ve düşünmeyi severdi gibi bir ifade kullanmıştı.
yok artık ali sami demiştim

dostoyevskinin bütün eserlerini okumuşumdur.karakterlerinin ;ay.merkür karşıtlığıyla yaşadığı duygu mantık çelişkisi ve duygularını anlamlandırmalarını , 12.ev insanları gibi içine kapanıklıklarını , neptün venüs uranüs kavuşumuyla yaşadıkları enterasan aşklarını , akreple gelen günahkarlık ve aizilik temalarını ve sibirya cehenneminden veya bataklıktlardan çıkarak yaniden hayat bulma temalarını hep yakalamışımdır.


astroloji başka bir bakış açısı katıyor

[aeon]

son olarak şunu da ifade edeyim;astroloji meraklılarına biyografi okumalarını da tavsiye ederim.pratik yapmak açısından faydası oluyor.

ernest johnsun frueudn biografisini anlatan bir kitabını okuyorum.
kesinlikle haritasını yansıtıyor.inanılmaz kıskanç bir adam.hayatı boyunca talihsizlikler başını bırakmamış(yükselen yön.satürnle güçlü açısı var ).
öte yandan uranyen ukalalıkları da çok meşhur.sürekli kendisini küçmsüyor karamsar bir ruh haline sahip.ancak , insanüstü dayanıklılığa da sahip(akrep boğa aksı )

[Nâr]

AEON, DOSTOYEVSKİ BUDALAYI OKUYORUM ŞU SIRALAR ORADAKİ KARAKTERLER HAKKINDA KONUŞMAK GÜZEL VE ÖĞRETİCİ OLABİLİRDİ ;)

[aeon]

(05-13-2010 09:45 AM)Nar_Rengi Yazılan:  AEON, DOSTOYEVSKİ BUDALAYI OKUYORUM ŞU SIRALAR ORADAKİ KARAKTERLER HAKKINDA KONUŞMAK GÜZEL VE ÖĞRETİCİ OLABİLİRDİ ;)

açıkçası karakterlerden sadece prens mışkin aklımda kaldı .namı diğer, budala prens

benim aklıma neptün geldi ilk olarak.cinsiyetsiz bir iyilik figürüydü ki bu açıdan meleklere de benzetilmek istenmişti. olağanüstü sezgileri olmasının yanında , insanları sevmekten başka da birşey bilmezdi.
aslında , yazarın hz.isayı anlattığı söylenir.bir sahnede tokat atan kişiye hiç birşey yapmazdı.herkesi affederdi , kendisini hep feda ederdi vs.

mışkinin 7.evine de pluto veya marsı koyardım.hiç birşey yapmasa da bütün entrikalar kendisini bulur ve tutkulu hatunları hayatına çekiyordu.tabi 12.ev insanı olduğunu da düşünüyorum.
neptünsü bir özelliği de tütüne karşı zaafı olmasıydı.malum neptünün keyif verici maddelere düşkünlüğü oluyor.
maddi ve dünyevi işlere de kafası çok çalışmazdı.duygusal zekası daha gelişmiş.

son olarak 8.evinde jupiter falan olabilir.dünyaının serveti kendisine kalıyor

[Nâr]

(05-13-2010 01:44 PM)aeon Yazılan:  

(05-13-2010 09:45 AM)Nar_Rengi Yazılan:  AEON, DOSTOYEVSKİ BUDALAYI OKUYORUM ŞU SIRALAR ORADAKİ KARAKTERLER HAKKINDA KONUŞMAK GÜZEL VE ÖĞRETİCİ OLABİLİRDİ ;)

açıkçası karakterlerden sadece prens mışkin aklımda kaldı .namı diğer, budala prens

benim aklıma neptün geldi ilk olarak.cinsiyetsiz bir iyilik figürüydü ki bu açıdan meleklere de benzetilmek istenmişti. olağanüstü sezgileri olmasının yanında , insanları sevmekten başka da birşey bilmezdi.
aslında , yazarın hz.isayı anlattığı söylenir.bir sahnede tokat atan kişiye hiç birşey yapmazdı.herkesi affederdi , kendisini hep feda ederdi vs.

mışkinin 7.evine de pluto veya marsı koyardım.hiç birşey yapmasa da bütün entrikalar kendisini bulur ve tutkulu hatunları hayatına çekiyordu.tabi 12.ev insanı olduğunu da düşünüyorum.
neptünsü bir özelliği de tütüne karşı zaafı olmasıydı.malum neptünün keyif verici maddelere düşkünlüğü oluyor.
maddi ve dünyevi işlere de kafası çok çalışmazdı.duygusal zekası daha gelişmiş.

son olarak 8.evinde jupiter falan olabilir.dünyaının serveti kendisine kalıyor

aeon, bütün romanı anlatmışsın, ben daha romanın 1/4 ünü okudum
tam hatunlarla tanışma , geliştirme aşamasındaydım evet neptüne uygun biri dediğin gibi ama sara hastası solgun benizli biri vs. bunlarla ilgili bi çıkarımın var mı ? 8.ev kısmına gelemedim

[bu şarkı yarınlara]

koç: ben buyum
boğa: buna ben sahibim
ikizler: ben düşünüyorum
yengeç: ben hissediyorum
aslan: ben yönetiyorum
başak: ben analiz ediyorum
terazi: ben dengeliyorum
akrep: ben istiyorum, şüpheleniyorum
yay: ben görüyorum
oğlak: benim ihtiyacım var
kova: ben keşfediyorum
balık: ben inanıyorum.

kaynak: kaybettiğim bir astroloji kitabı