Değerlendir:
  • 24 Oy - 3.42 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Jüpiter Uranüs Kavuşumu
Yazar Mesaj
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #1
Jüpiter Uranüs Kavuşumu
Jüpiter’in Koç burcuna geçmesiyle birlikte, 6 Haziran’dan itibaren belirgin bir şekilde etkinleşen Jüpiter Uranüs’ün Koç burcundaki kavuşumu, 8 Haziran 2010 Salı günü (bugün) bu iki gezegenin tam olarak aynı derece ve dakikada Koç burcunda kavuşmalarıyla net olarak başladı. Bu iki gezegenin kavuşumlar yaklaşık 14 yılda bir oluyor ve her kavuşum yaklaşık 14 ay sürüyor. Koç burcundaki kavuşum 6 Haziran 2010 - 4 Ocak 2011 tarihleri arasında maksimum etkili olacak.

Bu iki önemli gezegenin her ikisi de Koç burcu gibi aktif ve etken bir burçta olduklarından birbirini uyaracak ve hayli sinerjik bir kavuşum olarak dikkat çekici zamanlarda olduğumuzu işaret edecekler. Ani açılımlar ve uyanışlar, genişleyen ufuklar ile bağdaştırabileceğimiz bu kavuşumlar esnasında kısa zamanda gelişen büyük buluşlar ve icatlar, yaratıcılık had safhaya varıyor. Tüm döngüler içinde Jüpiter-Uranüs döngüsü tarihsel kayıtların içerisinde en zengin ve en parlak gelişmeleri temsil eder. Tarihte bu iki gezegenin döngüleri, başarılı (Jüpiter) bilimsel keşiflere vesile olmuş (Uranüs), bilim insanlarına büyük kültürel onur (Jüpiter) kazandırmış ve insan düşüncesinde beklenmedik devrimsel değişimlere (Uranüs) sebep olmuştur. Bilim tarihinde kilometre taşı olarak kabul edilen gelişmeler büyük bir tutarlılıkla Jüpiter-Uranüs döngülerine denk gelmektedir. Tüm gezegen döngüleri arasında özellikle Jüpiter-Uranüs döngüsü kültürel ve tarihsel kaydın zengin ve parlak modellenişini temsil eder.

Jüpiter Uranüs kavuşumlarını bir kuantum sıçraması gibi görebileceğimizi söylemiştim. Tarihte kuantum teorisinin ortaya konması ve bu alanda önemli gelişmelerin yaşanması Jüpiter Uranüs döngüsüyle ilişkilidir. 1900 yılında Alman fizikçi Max Planck kuantum teorisini kurarak sürekli olmayan kuantumlarda enerjinin ışımış olduğunu belirtti. Bu tarih civarında Jüpiter ve Uranüs Yay burcunda kavuşum yapmaktaydılar. 1927 yılı, kuantum teorisinin zirveye oturmasına şahit oluyordu. 1927 yılında Alman fizikçi Werner Heisenberg belirsizlik ilkesini ortaya koydu. Ekim 1927’deki Solvay Zirvesi’nde, kuantum kuramının en önemli kurucularından biri olan Bohr tarafından ortaya konulan kuramlar ve Heisenberg’in girişimleri, 1928’de Paul Adrian Maurica Dirac, özel rölativite teorisini kuantum mekaniği ile uyuşturması, kuantum alanında büyük gelişmeleri de beraberinde getirdi. Jüpiter ve Uranüs şimdi olduğu gibi yine Koç burcunda birleşiyorlardı. Üstelik 1928’de tam da şimdi olduğu gibi yine 0 derece Koç burcunda birleşmekte, Koç Noktası’nı tetiklemekteydiler.

Havacılık ve uzay uçuşları alanında önemli gelişmeler çoğunlukla bu ikilinin dönemine denk gelmiştir. Sınırları aşmak, yerçekimini aşmak, yukarı çıkmak, özgürleşmek gibi kavramlar adeta bu iki gezegenin ortak özelliklerini betimlemektedir. Temmuz 1969 uzay uçuş programı, Apollo 11’in Ay’a inişi, insanoğlunun ilk kez dünyanın yerçekimi alanını kırıp, başka bir gökcismine ayak basması, yine Jüpiter-Uranüs’ün bu kez Terazi burcundaki kavuşumuna denk gelmekteydi.

Uranüs, teknolojik gelişmeler ve spesifik olarak bilgisayarlar ile alakalıdır. Dolayısı ile, bu gezegenin diğer uzun yörüngeli gezegenlerle açısal irtibatlarında, teknolojide ve özellikle de bilgisayarlarla ilgili gelişmeler hızlanmıştır.

Uranüs’ün Plüton ile kavuşumunun etkin olduğu 60’lı yıllarda bilgisayar endüstrisi doğdu. Teknolojinin majör evrimsel büyüme periyoduydu. 1968-1969 yıllarında, Jüpiter Uranüs kavuşumu esnasında İntel kuruldu. Gordon Moore ve fizikçi Robert Noyce, adı INTegrated ELectronics'den türetilen Intel'i kurdular. Kurulduğundan beri Intel, var olan duruma karşı çıkıyordu (Jüpiter-Uranüs). Uranüs televizyonlarla da ilişkilidir. Bu tarih civarında TRT’de ilk televizyon yayınları başladı. Jüpiter-Uranüs karşıtlığının etkin olduğu 1975-1976 yıllarında, kişisel bilgisayarların ortaya çıkışına şahit olduk. Daha sonra 1983 yılında gerçekleşen Jüpiter Uranüs kavuşumu civarında, yeni jenerasyon kişisel bilgisayarlar ortaya çıktı. 2003-2004 yıllarındaki Jüpiter-Uranüs karşıtlığı civarında, kablusuz (wireless) teknoloji gelişti.

Jüpiter ve Uranüs’ün kavuşum ve karşıtlıkları uzun dönemli etki yaratan Uranüs-Plüton döngüsü ile birleştiğinde, tam bir katalizör görevi görüyor. Ani ve hızlı gelişim, kültürel evrim, radikal değişimler ortaya çıkıyor. Bu döngüde de Uranüs-Plüton arasındaki kare aktif durumda olacak. Bu şartlarda bilim, sanat, uzay ve havacılık gibi alanlarda Haziran 2010 ile Ocak 2011 arasındaki tarihlerde çok hızlı gelişmeler bekleyebiliriz. Bu kavuşumun ortaya çıkaracağı etkileri başlıklar halinde sıralarsak:

· Bilinçte büyük sıçramalar
· Yeni boyutlara taşıyan ani entelektüel ve kozmolojik ufuklar
· Bilinen zaman ve uzay kavramının değişmesi, gelişmesi
· Daha geniş uzaya yayılma, UFO deneyimlerinin sıklaşması


Jüpiter’in Uranüs’ü Koç Noktası üzerinde tetiklemesiyle birlikte, geleceğe yönelik planlarımız, gerçek potansiyelimizle ilgili farkındalığımız, girişimlerimizin ve ektiğimiz tohumların meyvelerini zaman içerisinde alacağız. Geleceğe ait atılımlar yönünde hareket edebileceğimiz, kapsamlı deneyimlerle daha ileri bir anlayış kazanabileceğimiz, yapmak istediğimizi ne pahasına olursa olsun yapmak isteyebileceğimiz, kısıtlamalardan kurtulma fırsatı yakalayacağımız bir dönemdir. Yeni planlar, arzular ve gelişmelere yeni kapılar açan, geleceğe yönelik ihtimallerle bağlantımızı kuran, bizi yeni deneyim alanlarına sevk eden, açık fikirli hale gelmemize imkan veren bir durumdur. Doğanın ritmini hızlandırır. İnancın yenilenmesi, liberalleşmesi, kendini yeni bir gelecek vizyonuna adama koşuluyla mevcut durumda düzelme sağlama şansı verir.

Medikal astrolojide Uranüs sinir sisteminin çevresel uyarıcılara nasıl tepki verdiğiyle ilgilidir ve Koç burcu da beyin fonksiyonlarıyla alakalıdır ve aynı zamanda bilinci yönetir. Jüpiter’in de bu burçta bulunacak olması ve Koç burcundaki Uranüs’ün etkisini arttıracak olması, sinir sistemimizin ve beyin fonksiyonlarımızın uç noktada uyarılacağını düşündürüyor ister istemez. İnsanoğlunun beyin ve sinir sisteminde binlerce yıldır uyumakta olan devrenin aktive olmasının zamanı gelmiştir. Bu aynı zamanda bilinçte adeta “kuantum sıçraması” niteliğinde açılımlar yaşanacağının da bir göstergesidir. Ani uyanışlar, yeni başlangıçlar, beklenmedik iyi şans ve fırsatlar, farkındalığın sıra dışı bir şekilde gelişmesi, psikolojik anlamda yeniden doğum, ufukların radikal bir şekilde genişlemesi ve bu gibi deneyimler yaşayan kişiler tarafından dev adımlar olarak adlandırılan özel kişisel değişimlerin zamanlamasını da ifade eder.

Müzik ve diğer sanatlarda zengin yaratıcılık patlamaları, radikal düşünce akımları, kültürel, teknolojik, bilimsel alanlarda hızlı gelişmeler, Jüpiter Uranüs döngülerinin karakteristik özellikleridir. Jüpiter-Uranüs döngüleri ile karakterize dönemlerde Jüpiter’in daha yüksek idealler, kültür, sanat, bilim, felsefe, yüksek öğrenim, daha geniş bir anlayış, kültürel ve entelektüel vizyonun genişlemesi, diğer kültürlere açılma ve bakış açılarının genişlemesi gibi kültürel boyutları genişletici ve yüceltici etkisi görülmektedir. Böylelikle Jüpiter Uranüs döngülerinin, yukarı doğru ve genişlemeye doğru bir yön izleyen, parlak zirvelere ulaştıran, ani özgürlükler ve yaratıcılık dolu beklenmedik dünyalara ulaşmayı sembolize eden bir çizgi izlediğini söyleyebiliriz.

Sosyal, Kültürel ve Politik Alanlarda Hareketlenme

Jüpiter’e özgü genişlemeci ve yüceltici arketipsel etki, özgürleştirici ve yenilikçi radikal ve ani değişimlerle karakterize olan Uranüs ile etkileşim gösterir. Bu iki gezegen arasındaki ana açılar tarih boyunca insanoğlunu özgürleştiren ve yaratıcılığını gözler önüne seren, birer dönüm noktası niteliği taşıyan dönemlere tekabül etmektedir.

1775 yılında başlayan Amerikan devrimi esnasında Jüpiter-Uranüs İkizler burcunda kavuşum yapmaktaydılar. 1789 Fransız devrimi, Bastil isyanı tarihleri civarında Jüpiter ve Uranüs yaklaşık 90 derecelik açıdaydılar. 1789 yılında isyankar Paris kadınları Versailles’e doğru ilerlediler. Avrupa’da her yerde devrimler vardı: Belçika, Polonya, İrlanda’da devrimler; Batı Hindistan’da köle isyanı, İngiltere ve Almanya’da radikal düşünce akımları hakimdi.

Uranüs-Plüton dizilim dönemlerinde radikal dini reformlar ve dini otoriteye ve geleneklere karşı ayaklanmalar tarih boyunca görülmüştür. Bu dönemde bu ikiliye açısal irtibatta bulunan Jüpiter de devreye girdiğinde (Bugünlerde olduğu gibi) ani baskılar nedeniyle oluşan önemli değişimler gerçekleşmiştir. Örneğin Katolik Kilisesi’ni yeniliklere açmak üzere 23. Papa John beklenmedik reformist bir hareketle 1962’de İkinci Vatikan Konseyi’ni toplamıştır. Böyle dönemlerde sadece dini konularda değil, kültürel ve siyasi alanlarda da patlamalar ortaya çıkar. 1968-69 yıllarında etkin olan Jüpiter-Uranüs-Plüton dizilimi civarında büyük kolektif patlamalar, gösteriler, grevler, protestolar, (dünyanın her yanında ) kolej ve üniversitelerde öğrenci isyanları, protestoları vardı.

Jüpiter Uranüs ve Kasırgalar

Dünyada gerçekleşen meteorolojik ve sismik aktiviteler, kasırgalar Güneş, Ay ve gezegenlerin pozisyonlarından etkilenmektedir. Gezegenlerin önemli bir olay anındaki pozisyonları, daha sonra tekrar eden benzer pozisyonlarda, benzer olayların oluşma zamanlarını tahmin etmek için kullanılıyor.

Jüpiter Uranüs döngüleri, tarihteki büyük kasırga ve fırtınalarla örtüşmektedir. Örneğin 1900 yılında gerçekleşen Galveston kasırgası, tarihin en büyük doğal afetlerinden biri olarak kabul edilir ve 8.000 kişinin yaşamını yitirdiği kasırga Yay burcundaki Jüpiter Uranüs kavuşumu civarına denk gelmişti. 1928 yılında gerçekleşen Okeechobee gölü kasırgasında 2.500 civarında insan yaşamını yitirmişti ve Jüpiter Uranüs, şimdi olduğu gibi Koç burcunda birleşiyorlardı. 1969 yılında Louisina'da gerçekleşen Camille kasırgasının yarattığı felakette 250 kişi hayatını kaybetmişti. Jüpiter Uranüs bu kez Terazi burcunda birleşiyorlardı. 1983 yılında Teksas’ı vuran büyük kasırga Alicia, 21 kişinin ölümüne ve büyük maddi hasara yol açmıştı. Jüpiter Uranüs Yay burcunda birleşmekteydiler. 1997 yılında meydana gelen Danny kasırgası ve 1998 yılında meydana gelen ve 10.000 kişinin hayatını kaybettiği Mitch kasırgası, Kova burcundaki Jüpiter Uranüs kavuşumu civarına denk gelmekteydi.

Geçmişte Jüpiter Uranüs kavuşumlarıyla çakışan yaz tutulmalarını inceleyerek, bu yaz aylarında gerçekleşmesi muhtemel büyük kasırgaların zamanlamasını yapabiliriz. En şiddetli kasırgalar genellikle Ağustos ayında olurken, Eylül ve Ekim ayları da yoğun geçiyor. 2010 yaz aylarında şu anda da aktif olan Jüpiter Uranüs kavuşumu yine etkin olacak. Bu şartlarda bu üç aylık dönemde, özellikle Atlantik kıyısında yine büyük kasırgalar oluşabilir. 2010 yılı büyük kasırgalar yılı olarak anılabilir. Astrolojik olarak sert gezegen dizilimlerinin de işin içinde olacağı 7 Ağustos tarihi civarında, Güneş’in de Jüpiter Uranüs ikilisinden sert açılar alacağı ve etkin Güneş aktiviteleri yüzünden meydana jeomanyetik fırtınaların da aktif olacağı 21-22 Eylül 2010 tarihi civarında Atlantik’te büyük kasırgalar gerçekleşebilir.




Öner Döşer

06-08-2010 02:48 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #2
RE: Jüpiter Uranüs Kavuşumu
Yükseleni Oğlak olanlar yani Jüpiter-Uranüs-Koç Transitini 4.evlerinde deneyimleyecek olanlar , ev ile alakalı elektrik kaynaklı yangın benzeri krizlere dikkat çekelim aklımdayken.
( özellikle Marsla da sert açılar sözkonusuysa )

06-13-2010 03:49 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Koç'taki Uranüs'ten ne anlamalı ? Derin 2 4,925 03-10-2011 07:07 PM
Son Mesaj: Derin
  jupiter, kiron, neptün kavuşumu Mavi 10 15,140 09-09-2009 04:38 PM
Son Mesaj: Luli

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir