Değerlendir:
  • 25 Oy - 2.72 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Aile Lanetleri
Yazar Mesaj
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #31
RE: Aile Lanetleri
(09-24-2010 02:33 PM)Yıldırım Yazılan:  
(09-24-2010 02:14 PM)Félicé Yazılan:  
(09-24-2010 02:09 PM)Yıldırım Yazılan:  verdiğin örneği pek anlayamadım. hangi adam suç işlemişte oğlunu hapise atmışlar ve bunun olmayacağını insanlar akıl etmişte tanrı akıl edememiş.

anlayamadım gerçekten.

Sniper ve benim bahsettiğimiz o cezalar , bizzat suçu işleyen kişilerle ilgiliydi.

günümüz ceza sistemi yeterlimidir ?

eğer suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş biri , örneğin öfkelendiğinde eşini ve kızlarını öldüresiye döven bir adamın bu davranışı alışkanlık haline getirmişse ne gibi bir çözüm işe yarayabilir ?

kendi fikrimdir => bu adamın canının yanması gerekir. Plütonik bir zorbanın içindeki o zorbalığı ayıklamanın çözümü bence plütonik tarzda olmalıdır.

gerçi bu anlattığım Aile Lanetleri konusundan biraz farklı ama olsun yinede fikrimi paylaşmak istedim.

Yani bu adamı kesecek miyiz? Nasıl ayıklayacağız?

problem şurda ortaya çıkıyor ,

suçu işleyen kişiyi kesmek cezasına EMPATİ kurmak.

peki niçin o adamın kendi eşini ve kızını kesmesine EMPATİ kurulmuyor ?

------

ben olsam ;

bu gibi suçları işlemeye eğilimli kişilere pembe kıyafetler giydirip hapiste tutardım , yok öyle içerde babalar gibi yatmak..
ve bu adamları haftada 1 gün sağlam şekilde dövdürür ve canını yakardım.
canı yanmalı ki , başkalarının canını yakmadan önce nasıl bir şey olduğunu anlamalı.

hayır hiç kimsenin bir tarafını kesmezdim ancak mutlaka canlarını yakacak türde bir ceza uygulardım.

ağır vakalarda diyelimki adam herşeye rağmen suç işlemeye devam ediyor.
diyelimki hapisten çıkar çıkmaz önceden dövmüş olduğu eşini ve kızını bu kez bıçakla kesmeye cüret ediyor ( varsayım yapıyoruz )

işte bu durumda evet o adamı bu hayattan ayıklardım.. kesmeye ve kan akıtmaya gerek yok , ip yada iğne gibi daha basit araçlar kullanırdım. ABD gibi..

en başında belirttiğim gibi , cezalandıralacak kişiye empati kurarken , o kişinin canını yaktığı asıl mâsum olan kişileri unutuyoruz gibi görünüyor.

bu arada şunu vurgulayım ; sözünü ettiğim ' suçlunun canının yanması ' durumu suçun büyüklüğüne göre değişecektir.
canı tatlı istedi diye pastaneden tatlı çalan bir çocuğa böyle yapılmaz tabii.
yada borcunu ödeyemeyen birinede böyle yapılmaz.
sözünü ettiğim plütonik ayıklama , plütonik zorbalığı yapma alışkanlığı kazanmış kişilere ( cinayet , tecavüz gibi ağır suçlar ) olmalı.

Seninle aynı fikirdeyim, sanki aynı fikirde değilmişim gibi hissettirdi yazım tarzın..Bence bu gibi insanları ceza paklamaz..Onların ciddi anlamda psikolojik tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum;)
09-24-2010 02:47 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #32
RE: Aile Lanetleri
(09-24-2010 02:47 PM)Félicé Yazılan:  Seninle aynı fikirdeyim, sanki aynı fikirde değilmişim gibi hissettirdi yazım tarzın..Bence bu gibi insanları ceza paklamaz..Onların ciddi anlamda psikolojik tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum;)

yoo o cevap geneldi , sana değildi.

psikolojik tedavi + ceza diyelim öyleyse gülücük

09-24-2010 02:59 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
gizem kara Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip
lt=
Mesajlar: 328
Üyelik Tarihi: Apr 2008

Rep Puanı: 3

Mesaj: #33
RE: Aile Lanetleri
bendede yoğun bir şekilde var galiba bu lanet; 12.evdeki mars,jüpiter,neptün..9.evden mc'ye kavuşum yapan plüton ve 4.evdeki şiron ve ay
plüton üstelik 12.ev yöneticim...
bakıyorumda oğlumda plüton 4.evde ve 4.ev yöneticisi..kızımda 12.evde ve 10.ev yöneticisi...
09-24-2010 05:49 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #34
RE: Aile Lanetleri
(09-24-2010 03:36 PM)Sniper Yazılan:  , sırf ilk insan erkekti diye, ne üzücü; şu ilk ben geldim meselesi..

Bu konuda farklı düşünen alimler var..İlk yaratılan can, nefs, varlık, bir bütündü..Tabiri caiz değil ama, mitoz bölünme gibi düşün..Birbirinden var olan, bir elma ve yarılarına ayrılması..Ademle Havva bir bütündü..Kaburga kemiği falan traş..
Bu yazdıklarım saçma gelebilir, ben düzgün yazamamışta olabilirim..Anladığım kadarı ile..İnsanı yarattı, ondan da eşini derken ayette, cinsiyeti anlayamıyorsunuz..
09-24-2010 10:46 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
NinMeSarRa_ Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 664
Üyelik Tarihi: May 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #35
RE: Aile Lanetleri
(09-24-2010 10:46 PM)Félicé Yazılan:  
(09-24-2010 03:36 PM)Sniper Yazılan:  , sırf ilk insan erkekti diye, ne üzücü; şu ilk ben geldim meselesi..

Bu konuda farklı düşünen alimler var..İlk yaratılan can, nefs, varlık, bir bütündü..Tabiri caiz değil ama, mitoz bölünme gibi düşün..Birbirinden var olan, bir elma ve yarılarına ayrılması..Ademle Havva bir bütündü..Kaburga kemiği falan traş..
Bu yazdıklarım saçma gelebilir, ben düzgün yazamamışta olabilirim..Anladığım kadarı ile..İnsanı yarattı, ondan da eşini derken ayette, cinsiyeti anlayamıyorsunuz..

Zaten o kaburga kemiği hikayesi sadece Tevratta var ve Sümerceden yanlış tercüme sonucu kitaba girmiş bildiğim kadarıyla.Müslümanlar da ataerkil yapıyı destekleyen pek çok diğer islam öncesi inanış gibi bunu da korumuşlar.

Nin.Me.Sar.Ra
09-25-2010 05:27 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Daily Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip
lt=
Mesajlar: 538
Üyelik Tarihi: Oct 2009

Rep Puanı: 3

Mesaj: #36
RE: Aile Lanetleri
(09-24-2010 02:23 PM)aeon Yazılan:  yıldırım ;

genellikle dini konularda sıklıkla bahsediliyor ve bu başlıktanda benim anladığım kadarıyla var ; veballeri çocuklar ödüyor.
bu bana biraz adaletsiz geliyor.

insanlar bile suç işleyenin çocuğuna değil , kendisine ceza verirken , tanrının babanın suçu i.çin evladı cezalandırmasını garip karşıladım.


tabi insan içini söndürmek istiyor .veirlen hiç bir ceza insanı tatmin etmiyor.bu konuda birşey diyemem gülücük

Aile laneti diye bir şey olduğuna inanmıyorum. suçlar hatalar aptallıklar v.s kişiseldir, kişileri bağlar. eğer böyle bir şey olsaydı en azılı kafirlerden en üstün sahabeler çıkmaz, peygamberlerin evlatları ise kafir olmazdı. kuşaklar boyu süren aynılıklar, aynı kültür ve yetişme ortamından kaynaklıdır diye düşünüyorum. dedenin günahının vebalinin yansıması ise belki en fazla kaliteyi düşürür. yani o malzemeyle ortaya çıkan ürün odur. ayrıca bu aşılamayacak bir şey olsaydı Allah sorumlu tutmaz, insanın kapasitesinden haber verip, nasıl olması neye dikkat etmesi gerektiğini anlatmazdı. Mehmet Zararsızoğlu nun röportajında biyoloji de var olan morfik rönazans ve aile matrisi kavramlarıda bana yeterli gelmedi. 'insan istesede istemesede' demiş. eğer biyolojik bir durumsa bunu terapiyle yüzleştirmeyle halledemezsiniz ki ..

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ''sevda'' da boğulur...
Cemal Süreya...

Sadece susayanlar suyu aramaz. Su da susuzları arar durur.
RUMİ



http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?clang...y=13&go=Go
09-25-2010 09:28 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Venüs
Kayıtsız

 
Mesaj: #37
RE: Aile Lanetleri
Dedesi Erik Çalmış!

Alnımıza yazılanlar, yaşam yolunda kader olarak karşımıza çıkan olaylar, bir çarkın sadece bir dişlisi yapar bizi. Oysa ki, biz sistem içerisinde sadece ve sadece bir dişli vazifesi görürken, aşağıdaki gibi yuvarlak bir çarka bakıp yaşamın bize göre kurgulandığını düşünürüz. Bunu düşündüğümüz anda egomuz devreye girer ve kendimizi evrenin merkezi zannederiz. Halbuki, yaşam bizim zannımızdan çok daha büyük bir tasarımdır. Şöyle ki, geçmişte dedemizin işlediği bir günah yüzünden, biz kendi yaşamımızın bir bölümünde sorguya çekilip, ağır ve travmalı bir dönem yaşayabiliriz. Malum atasözünde olduğu gibi, “Dedesi erik çalar; torununun dişi kamaşır.”


[Resim: xdede.jpg]

Uploaded with ImageShack.us


Yukarıdaki harita ünlü bir oyuncuya aittir. Harita sahibinin doğum saatini bilmediğimden yaşadığı olaylara ve fiziki görünümüne bakarak tahmini bir doğum haritası oluşturdum. Kaldı ki, bu analiz için kişinin doğum saatinden ziyade, haritasındaki kuzey ve güney ay düğümleri, onlarla açı yapan gezegenler ve düğümlerin yöneticileri bizim için önemli. Kuzey ve güney düğümler kişinin genetik yapısı hakkındaki bulguları tamamlarken, aynı zamanda kişinin soy ağacının durumunu da bize aktarmaktadır. Haritanın diğer evlerinden dedesinin niteliklerini de görebiliriz belki, ama doğum saati net olmadığından buna hiç girmeyeceğim.



Harita sahibinin dedesi vakti zamanında iş sahibi, ticaretle uğraşan bir insanmış ve benim dedemden 1950’li yılların başında hatırı sayılır miktarda borç para almış. Fakat borcunu uzun bir süre ödememiş. Bu arada dedem bir süre sonra rahmetli olmuş. Ardından, şu an rahmetli olan anneannem üç çocuğuyla ortada kalakaldığı için, rahmetli dedemin verdiği borçları tahsil etmeye çalışmış. O zamanlar altı yaşında olan annemle beraber bu kişinin işyerine gidip, zor durumda kaldığı için borcunu ödemesini istemiş. Yukarıdaki harita sahibinin dedesi, anneannemi terslemiş. Anneannem de : “Dikkat et yetim hakkı yiyorsun!” diyerek annemle beraber işyerini terk etmiş.



Şimdi gelelim 1980’lere… Yukarıdaki haritanın sahibi henüz 3.5 yaşındayken ailesiyle beraber bir trafik kazası geçirmişler. Annesi kazadan sonra kör olmuş. Babası iflas etmiş. Yani dedesinden kalan fabrikalar falan hepsi batmış. Yaşadığı sıkıntılı dönemleri bir gazete röportajından okudum; borç meselesini de annemden öğrendim. Muhtemelen kendisi bile dedesinin bu yetim hakkı hikayesini bilmiyordur. Şimdi denilebilir ki, dedesi yetim hakkı yediği için kişinin başına niye bunlar gelsin. Elbette ki, yaşadığımız olaylardaki sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirme konusunda çaresiz kalıyoruz. Başımıza gelen olayların binlerce sebebi olabilir. Ama şu bir gerçek ki, kişi doğarken soyağacını da yanında taşımaktadır, özellikle güney ay düğümüyle beraber. Yani atalarının kayıp kazançlarını da, özellikle kendi ruhsal gelişimine yardımcı olacak, onu terbiye edecek olanlarını da bu dünyaya gelirken bavuluyla yanında getirmektedir. Yukarıdaki haritada buna dair en önemli bulgu, güney ay düğümüyle kişinin Güneş’inin güçlü bir kavuşum yapıyor olmasıdır. Hem güney ay düğümü hem de Güneş’in yöneticisi Mars, Balık burcunda güçsüz durumdadır. Tek açısı Neptün ile kare açıdır. Bu harita, bir bayan haritası olduğu için erkekleri gösteren her iki figür, Güneş ve Mars iyi durumda değiller. Ayrıca Güneş ve güney ay düğümünün Kiron’la kavuşuyor olması da kayda değer. Belli ki, soyağacında özellikle erkekler, baba tarafı ve dede (babasının babası) konusunda yaratılan sıkıntılar var. Kiron’da belki bu kişinin bu sebeple çekeceği sıkıntılar sayesinde kendini iyileştirebileceğini, yaralarını sarabileceğini gösteriyor olabilir.



Kuzey ay düğümüne baktığımızda da durum maalesef pek parlak değil. Zira yönetici Venüs Koç burcunda ve geri hareketli. Kendi yaşadıkları yüzünden, kendi çocuğuna ya da genç nesil akrabalarına, hala dedesinin kendisine bıraktığı mirası bırakabilecek bir ay düğümleri potansiyeline sahip. Şimdi bu kişi geçmiş yaşam terapistlerinin, reenkarnasyoncuların eline düşse, kim bilir ne tür safsatalarla kafası doldurulacaktır. Oysa ki, Kur’an-ı Kerim bu duruma bir nokta koyar ve bizi gelmiş, geçmiş! yaşamcıların elinden kurtarır. Kaldı ki, gerçekten bir geçmiş yaşamımız olsaydı, bu dünyada hipnoza girmeden de mutlaka bize hatırlattırılırdı.

“Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Evet, şahid olduk" demişlerdi. Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.

Ya da: "Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mı edeceksin?" dememeniz için.” (A’raf Suresi 172-173)

Mecazi anlamıyla, atalarımız daha önce günah işlemiş olabilir. Biz onlardan sonra gelme bir kuşağız. Onlardan dolayı biz mi sorumlu tutulacağız demememiz için, bir çarkın sadece bir dişlisi olmaktan yüksünmememiz için, gurura kapılmamak, neden benim başıma bunlar geliyor, benim suçum ne dememek için, başımıza gelenler yüzünden kendimizi suçlamamamız için, evrende bize ayrılan küçük bir yer de olsa bundan memnun olmayı başarabilmek için Kur’an bize uyarıda bulunmaktadır. Yüce Allah, atalarımızla beraber yürümekte olduğumuz bu yolu, biz daha doğarken ay düğümleri yoluyla gökyüzü konumunun içerisine de yerleştirmiştir; henüz anne karnındayken genetik yapımızın içine de yerleştirmiştir. Ne ilginçtir ki, “Dedesi erik çalmış, torununun dişi kamaşmış!” sözü de atalarımıza ait bir atasözüdür!



Berrak Gökmen,



10 Aralık 2008, İstanbul
02-22-2011 09:38 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
eylülmavi Çevrimdışı
Neptunyen Vip
*****
Neptunyen Vip

Mesajlar: 1,245
Üyelik Tarihi: Aug 2010

Rep Puanı: 35

Mesaj: #38
RE: Aile Lanetleri
bu konuyla ilgili bir incelese benim haritamı, ne güzel olur..

http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?cid=b...spc=1&ast=
02-22-2011 10:47 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
vatansever Çevrimdışı
Yasaklanmış

Mesajlar: 382
Üyelik Tarihi: Jan 2011

Mesaj: #39
RE: Aile Lanetleri
valla belki moralin bozulabilir eylül abla incelenirse
02-22-2011 10:51 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
eylülmavi Çevrimdışı
Neptunyen Vip
*****
Neptunyen Vip

Mesajlar: 1,245
Üyelik Tarihi: Aug 2010

Rep Puanı: 35

Mesaj: #40
RE: Aile Lanetleri
(02-22-2011 10:51 PM)nfs hp Yazılan:  valla belki moralin bozulabilir eylül abla incelenirse

yok be kardeşim.. varsa bi şeyler bende öğrenmiş olurum..

http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?cid=b...spc=1&ast=
02-22-2011 11:13 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir