Değerlendir:
  • 14 Oy - 3.21 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

MOZART
Yazar Mesaj
vivienleigh
Kayıtsız

 
Mesaj: #1
MOZART
[img][Resim: mozartfm4.png][/img]
mozart:27.ocak 1756 20:00 salzburg avusturya
mozartın haritasına kısaca bakalım:
önce haritadaki fokalizörleri bulalım yani haritasında hangi gezegenler sazı eline almış:D
yükselen başağın yöneticisi merkür kovada
kendi burcunda gezegenler : güneş aslanın doğal evi olan 5. evde yanında satürnle birleşmiş
güneş veya yükselenle birleşenler: güneş satürn birleşimi
güneş merkür birleşimi  
gezegen topluluğu yani stelyum: güneş merkür satürn venüs kovada stelyum yapmış
köşe evlerde yani öncü evlerde gezegen olması da fokalizör kabul edilir yani haritada güçlü konum oluştururlar 1,4,7, ve 10. evlerde gezegen olup olmadığına bakalım:4. evde pluto ve ay
7. evde uranüs 10 evde mars var .neredeyse 1. ev hariç bütün köşeler dolu.
tek başına gezegen varsa o da fokalizör kabul edilir.yani haritayı 4 bölüme kafanızda ayırın boş olan bölümde yani haritanın sağ tarafında 3üncü ceyrek dediğimiz bölümde yalnız kabul edilebilecek bir uranüs var o da fokalizördür.
geri giden mars ile neptün var veya durmuş hareketsiz gezegenler de fokalizördür.geri gidenler de önemlidir haritada..
ellerini kullanan bir müzik adamından bahsettiğimize göre güçlü bir merkür (merkür aynı zamanda ellerle  ilgilidir)ve yaratıcık yani güneş veya 5. ev önemlidir.saf yaratıcılık 5. evin konusudur.zaten güneş doğal evinde 5. evde çok rahat.merkür kovada oldukça iyi konumda düşünme şekli tamamen yaratıcılığa dönüşmüş güneşle kavuşmuş.kova orijinalite ve üstün yetenekler vaadeden bir burçtur. 3. çeyrekteki uranus te öyle.neptün ufuğun üzerinde hayallerini müzik adına yapmak istediklerine yardım edecek konumda.yengeç burcunda geri giden mars onun hafızasının da iyi olduğunu söylüyor.(yengeç hafızayla ilgilidir)notaları aklında tutabiliyordu ..
04-26-2007 05:12 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
yezda Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 462
Üyelik Tarihi: Aug 2007

Rep Puanı: 3

Mesaj: #2
Cvp: MOZART
ZAMANININ ÖTESİNDEKİ DEHA



Önsöz: Mükemmel Çocuk

Mozart müzik tarihindeki en önemli ilk serbest sanatçıdır. Aynı şekilde yüzyıllardır modası geçmiş belli kalıplara bağlı sanatçı anlayışına yeni bir akım getiren ilk kişi olmuştur. Haritasındaki güçlü ve bağımsız Uranüs yerleşimi göz önüne alındığında bu durum hiç de sürpriz sayılmamaktadır. Gezegenlerin Kova’da ve özellikle yaratıcılık evi olan 5. evde yığılması, artı önemli açılar yapan Uranüs’ün Güney Düğümünü kapsayan görüntüsü, özgürlük ve bireysellik konularının öncelik taşıdığını göstermektedir. Mozart eksantrik, idealist, cüretkar ve Batı Müziği’nin en tanınmış ve üretken dahilerinden biridir. Müzikle ilgili olan Yay Burcunda, Pluto ile kavuşum yapan duyarlı bir 4. ev Ay’ıyla doğmuştur. Mozart’ın doğrudan doğruya yöneldiği ilk enstrüman piyano olmuştur. İnanılmaz hızlı bir gelişim göstererek, müzik öğrenmiş, uygulamaya ve beste yapmaya başlamıştır. Hayret verici yeteneği ilk yeni ay progresini 5. ev Kova’da (performansın, yaratıcılığın ve icra etmenin yeri) yaşadığı zaman yani 3 yaşının başlarında ortaya çıkmıştır. Kısa süre içinde Avrupa’daki en ünlü çocuk yıldız olarak ünlenmiştir.



Mozart’ın fevkalade yeteneği ilk olarak entelektüel ve eğitimli Akrep özellikleri taşıyan müzisyen babası Leopold tarafından keşfedilmiştir. Bu durum doğal olarak “gelişmiş analizci akrep gözü”nden kaçmamıştır. Hırslı baba 18. yüzyılda müzisyenlerin düşük – orta sınıf pozisyonlarının içinde oğlunun çok daha yüksek bir seviyeye erişeceğini, başarı ve güç elde edebileceğini hissetmiş, öğretmenliğini ve menejerliğini yapmaya başlamıştır. Bu dalda Avrupa’da sözü geçen başlıca kimselerden önce gösterileri ayarlamış, parlak bir gelecek vaat eden oğlu üstünde tüm kontrolü eline almıştır.

6 yaşında büyüyen Balık’taki progres Ay’ı 6. evin öğrenilen becerileri ve tekniklerinden, sosyal ev olan 7. eve geçtiği zaman Mozart, bir klavye ustası olarak tanınıyor ve doğanın bir mucizesi olarak selamlanıyordu. Bu kadar genç ve deneyimsiz olması gereken bir yaşta, O yoğun bir çalışma hayatının içindeydi. Kısa hayatının başından sonuna kadar peşini bırakmayacak ün ve şöhret getiren performanslar sergiliyor, turlara çıkıyordu.



Ülke çapında çıktığı turlar sonucunda Mozart Avrupa’ya ait bir çok müzik çeşidine maruz kaldı. Bu bir gün avantaj olarak O’nun eşsiz, evrensel ve hümanist müziğine katkıda bulunacaktı. Bununla beraber bu yolculuklar sorunsuz olmayacaktı. Başakta’ki yükselen ve Kuzey Düğümü kavuşumu, 6. ev yöneticisi Balık Uranüs’ü de kapsayan görünümün yanı sıra Pluto Ay kavuşumu genç Mozart için sözleşmeli olarak çıktığı uzun yolculuklarda hastalıklar öngörmekteydi. Bu kolay incinebilir çocuk kıtanın bir yanından öteki yanına geçerken, çiçek hastalığından kızıla hemen hemen her belaya yakalandı. Kendi gibi Başak yükseleni olan koruyucu babası aynı zamanda tıbbi bilgisi olan biriydi. Sevgisinin gücü ve “black powder” adı verilen bir takım gizemli, anlaşılmaz ilaçlarla oğlunu ayakta tutmaya çalışıyordu. Ama ne yazık ki erken yaşta geçirdiği tüm bu hastalıklar muhteşem sanatçının zamanından önce gerçekleşen ölümünün habercisiydi.



Leopold’un ve Wolfgang Mozart’ın haritaları aynı zamanda Astrolojik kalıtım konusuna mükemmel bir örnek teşkil etmektedir. Baba ve oğul her ikisi için de nadiren görülen sabit burçlardaki Güneş- Satürn- Merkür kavuşumunun karşıt görünüm yaptığı bir Neptün söz konusudur. Aynı zamanda her ikisi de Başak yükselen ve 4. ev Yay’da bulunan Ay’a sahiplerdir. Leopold babasını gençken kaybetmiştir, Mozart da neticede sevgili babasını bir ruh hastalığı sonunda “kaybetmiştir”. Leopold 3. evine düşen Güneş, Satürn, Merkür kavuşumu sayesinde tanınan bir eğitimci olmuştur. Kendi döneminin en çok kabul gören, bugün bile hala saygı uyandıran, keman öğrenimi hakkındaki metinleri yazmıştır. Solar haritasında bu konfigürasyon 5. evine düştüğünde, küçük Mozart da ilkin bir müzisyen olarak tanınmıştır.

Mozart, babasının onu teşhir etme isteği ve şaşırtıcı yeteneğinden kazanç sağlama amaçlı çıkardığı sonsuz gibi görünen çok zorlu yolculuklar sonucunda kısa zamanda ailesinin geçimini sağlayan kişi haline geldi. 4. evde Yay’da bulunan Pluto-Ay tam kavuşumu, aile tarafından engellenmeyi ve zorunlu yolculuk durumlarını göstermektedir.

Aile evinin yani 4. evinin yöneticisi Jüpiter, artistik yetenekler veren Terazide, gelir ve parasal kaynaklar evi olan 2. evde bulunmaktadır. Jüpiter aynı zamanda kendi burcundaki Pluto-Ay kavuşumuna da sextile açı yapmaktadır: Mozart, ailesi için çok para kazanmıştır. Onun sayesinde ailesi çok zengin saraylara ve varlıklı Avrupa evlerine giriş izni kazanmıştır. Bu durumda Leopold’un Salzburg’da başpiskoposun yanındaki önemsiz bando şefi asistanlığı pozisyonunun aksine, genç Mozart sayesinde prestijlerini arttırmış ve bunun keyfini çıkarmışlardır.

Küçük yaşta güçlü yetişkinlerin arasına itilen Mozart her şeye rağmen ancak Tanrı tarafından kutsanmış çok yetenekli çocuklarda görülebilecek bir duyarlılık, işbirliği ve ailesini memnun etme çabası göstermiştir. Ailesinin beklentilerine uyarak yaşamak gibi bir psikolojik baskı, yine aynı şekilde 4. evdeki Pluto-Ay kavuşumuyla tanımlanmaktadır. Bunun yanı sıra bu durumun çok zeki ve kolayca sömürülen çocuk üstündeki etkilerin oldukça ağır olması olasıdır. Satürn, Güneş ve yükselen Başak yöneticisi Merkür kavuşumu genç yaşta Mozart’ın ağır ve çok erken gelen sorumluluklar içine itilmesinin göstergesi olduğu gibi, çocuklukta arkadaşlıklardan mahrum kalacağını da gösterir (kavuşum Kova’da) . Satürn aynı zamanda babayı tarif eder, bu durumda sevecen ama baskıcı ve muazzam bir kontrol duygusu taşıyan bir baba figürü ortaya koymaktadır. Bu özellikle Mozart’ın delikanlılık döneminde babasının kendi değişimlerini reddeden tavırlarıyla iyice belirginleşir.

Mozart, göz kamaştıran ve büyüleyici piyano ustalığını gerek duyulduğu her an, babasının komutları altında kanıtlamış, yeteneğiyle özellikle asilleri cezp etmiştir. her şeye rağmen, haritasının 5. ev etkisiyle ilgi odağı olmayı sevmiş ve yeteneklerini sergilemek onun için büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur. 18. yy. da “klavye” Mozart için, modern zamanların video oyunlarından farksızdı. Bu yüzden meydan okuma ve eğlence dürtüsüyle sonsuz saatlerini piyano başında geçiriyordu.

Mozart’ın doğumu bilimsel deneylerin zaferiyle sonuçlanan bir tarihsel periyoda denk gelmiştir ve bu yüzden küçük Mozart bilimsel bir çok çalışmanın hedefi olmuştur. Bilim adamları ve müzik uzmanları tarafından türlü sınavlara ve incelemelere tabi tutulmuştur (Satürn, Kova’daki Güneş – Merkür üzerinde). Tüm bunlar küçük çocuğun değişik ve karmaşık anlayışı için oldukça şaşırtıcıydı. Satürn’ün 5. evdeki konumuyla, sevginin başarısına ve performansına bağlı olduğunu düşünmüş olmalıydı. Venüs’ün 6. evde bulunması ise, sevilmek için çalışacağı anlamı taşıyordu. Sürekli olarak sorduğu soru “ beni seviyor musun? “ olurdu. Cevap şakadan “ hayır “ bile olsa gözleri dolardı.

Mozart’ın haritasında hava elementi baskındır. Nasıl ki ateş görsel, toprak duyusal, su ise duygusalsa, Hava da işitme ile ilgili fonksiyonlardır. MC ve gezegenlerinin 5’i hava grubu burçlarda bulunmaktadır. İşitme fonksiyonu fazlasıyla gelişmiştir. Öyle ki küçükken, çok yakınında bir trompet çalsa, korkudan ve şoktan bayılacak gibi oluyordu. Mozart hakkındaki en ünlü hikayelerden biri, hasetle muhafaza edilen kilise bestelerinden biri olan Allegri’s Misere’yi ortaya çıkardığı döneme gönderme yapar. Her hangi birinin Vatikan dışında bu besteyi çalması yada kopyalaması yasaktı. Öyle ki bunu yapan kimse aforozla cezalandırılacaktı. Genç Mozart sadece bir kere bu parçanın çalındığını duydu ve anında bütün parçayı hafızasına kopyaladı. Aforoz yerine tüm Roma’nın hayranlığını kazandı.

Dramatik Aslan’daki Neptün’ün, işitsel hava burcundaki Güneş, Merkür, Satürn kavuşumunu karşısına alması, çaba harcamadan arkası kesilmeyen bir ilhamla, mükemmel ve seçkin bir müzik akımına kanal açacağını göstermektedir. Neptün ve Merkür arasındaki açı aynı zamanda görüntüsel hafıza niteliğini de ifade eder. Bu özellik uluslar arası yaptığı onca seyahat boyunca deneyimlediği tüm müzikleri hafızasına yerleştirmesiyle kendini göstermiştir. Merkür Neptün kombinasyonu, Mozart’ın olağanüstü hatırlama yeteneğini ve verimini paylaşan diğer dehaların haritalarında da görülmüştür. Buna örnek olarak, Neptün Merkür kavuşumunun sağladığı muazzam yaratıcılık seline maruz kalmış J.S. Bach; yanı sıra, kafası 4 boyutlu bir hologram laboratuarını kapsayan,üretken, bilimsel ve mucizevi Nicole Tesla haritasında Merkür Neptün karesine sahiptir ve büyük oyun yazarı Oscar Wilde Merkür Neptün üçgeni sayesinde tek gözüyle bir sayfa olmak üzere, 2 sayfayı aynı anda okuyabiliyordu.

Başlangıçtan beri bu 5. ev çocuğu, kendi çağında en dramatik temsili eğlencesi olan opera aşığıydı. İlk operasını 20 yaşında besteledi. Zamanının Avrupa’daki en ünlü bestecisi Hasse Mozart için “ Bu çocuk hepimizi unutturacak! “ demiştir. Nitekim de tahmini doğru çıkmıştır.

Mütevazı Başak yükselenin kuzey düğüm ve Vesta ile kavuşması, Satürn’ün Güneş ve Merkür ile kavuşumu yüzünden Mozart’ın mükemmel çocuk olması kaçınılmazdı. Bütün bu işaretler, disiplinli, olgun ve çok çalışkan bir doğanın göstergesidir ve elbette Mozart seve seve iş birliği yaparak tutkuyla işe koyulmuştur. Ancak ergenlik çağının bitiminde ailesinin, tembelliği ve kendi beklentilerini karşılamadığına dair eleştirilerine ve alaylarına maruz kalmıştır.

Wolfgang Mozart Superstar

Mozart bunu nasıl başardı? Baskı yaratan yetenekleri ve hiç durmadan çalışma kapasitesine rağmen finanssal bir karmaşa içersinde, 35 yaşının başlarında hayatının trajik bir şekilde son buluşu ve umumi bir mezarlıktaki işaretsiz gömüt’ü. Karşımıza bazı sosyolojik nedenlerin yanı sıra, Mozart’ın karakterine bağlı olarak gelişen ve aile hayatı gibi bir çok faktörün birleşiminden oluşan karmaşık bir cevap çıkıyor. Bunun bir çok şekilde horoskobuna yansıdığını göreceğimiz gibi, ilk dikkat çeken konu Kova’nın dehası ve asiliği olarak karşımıza çıkıyor. Bununla beraber Balıksal ilhamın ve elverişsizliğin yanında yüksek Aslan gösterişi ve kibiri de katkıda bulunuyor.

Mozart’ın haritası dehasal ve ilham vericidir. Başak yükselen ve MC İkizler dolayısıyla Merkür yöneticidir ve 5. evde yani Aslan’ın doğal evindeki “kavramsal” Kova’da bulunur. Güneş ile birleşip MC’ye üçgen yaparak haritaya etkileyicilik verir ve entelektüel bir “teşhir sanatı” potansiyeli kazandırır. Mozart baştan beri entelektüelliğinin farkındaydı. Bu durum kendini büyük ihtimalle, asiller önünde çalmaya ve bu vesileyle turlara başladığı 6 yaş civarında belli etti. En azından müzik için asil kesimin gözünde O, olağanüstü entelektüel bir olaydı. Yeteneği ve yaratıcılığı yüzünden sersemliyorlardı. Uzmanlar Merkürsel zekaya sahip genç Mozart’ın gerçekten de doğanın bir mucizesi olduğunu kabul etmek zorunda kaldılar.

İlginçtir ki Rossini ve Schubert’ inde Mozart’ın Kova’daki Merkür yerleşimini paylaştığı gözlemlenmiştir. Bu üçü bestenin dilbilimsel özelliği konusunda ustalardı. Yalnız Schubert Rossini ve Mozart gibi başarılı operalar yazmadı onun yerine yüzlerce harika, şiirle harmanlanmış müzik olan baladlarını yazdı. Kova özellikle dil bilimcilerin haritalarında belirgindir ve aynı şekilde bilim gibi zihinsel bir takım sistemlerde uzmanlaşmış, hukuk, muhasebe ve bu durumda müzik kuramı ve besteciliği ile uğraşan kişilerin haritasında da ön plandadır.

Mozart doğuştan gösteri dünyasına ait bir kişilikti. 5. evinin parlaklığıyla yeteneğini ortaya koyuşu ve dünyanın en zengin ve nüfuzlu kimselerinin dikkatini çekmesi ona erken kazanılmış bir güç ve yenilmezlik, bununla beraber dinleyicilerine ve diğer müzisyenlere karşı üstünlüğünü farkındalık duygusu vermiştir. Bu üstünlük hissi ve 5. ev kibiri yükselen Başak’ın mükemmeliyetçiliğiyle birleşmiş, ergenlik ve gençlik döneminde insanlara karşı bir yabancılaşma başlamıştır. Diğer müzisyenlere karşı, büyük ihtimalle kendinden daha az yetenekli oldukları için bir hoşnutsuzluk ve kınama duygusuyla oldukça eleştirisel yaklaşmıştır. Bunun aksine diğer, kendi gibi özel yeteneklere sahip bazı sanatçılarla karşılaştığında ise ilgisi ve coşkusu sınırsızdı. Teknik ve estetik ustalığını anlamayan insanlar için müzik icra etmekten hoşlanmıyordu.

18. yy. müziği sanat dalları arasında en soyut ve entelektüel olanıdır. Mozart bu çağa uygun bir olgunlukla doğmuştur. Çağının zor müzik kuramını kavramasını sağlayacak etkili bir Satürn anlayışı hakimdir. Müzikteki bu ustalık Neptün’ün duygusal hassasiyeti ve kalabalıkları nefessiz bırakan, söndürülmesi imkansız bir ateş gibi ününün yayılmasını sağlayan Uranüsyen dehanın etkisi olarak açıklanmıştır.

Haritanın baskın konuları Uranüs’ün yüksek zekası, Neptün’ün ilham ve hayal gücü olarak oldukça belirgindir. En aşikar olan durum ise Uranüs’ün alçalan (Descendant) çizgisinde (aynı zamanda ilişkiler evi) Güney Düğümü (bilinçaltı modelleri ve süreçler) ile Balık’taki kavuşumudur. Uranüs’ün haritadaki kavuşum açısına bir çok dahinin ve yüksek derece bireycilerin haritalarında rastlanır. Bu zihinsel süreçleri hızlandıran ve geliştiren bir durumdur. Aynı zamanda orijinalliği ve soyut düşünce gücünü vurgular. Meşhur Uraniyan sanatçılarına örnek olarak Richard Wagner Alçalanla kavuşum yapan bir Uranüse sahipti. Bu kavuşum Güneş ve Venüs’ü karşısına almıştır. Maria Callas’ın haritasında Uranüs Nadir noktası (IC) ile kavuşum yapar ve güneşi kareler. Gustav Mahler aynı şekilde IC ile kavuşan bir Uranüs’e sahipti ve Güneş’e 30’luk açı yapmaktaydı (semi-sextile). Robert Schumann ve William Blake’in her ikisinde de tepe noktası (MC) ile kavuşan bir Uranüs vardı.

En belirgin Uranüs kişiliği olarak Mozart, aşırı hareketli ve sosyaldi. İnsanları ve sosyal görevleri severdi. Bazen şapşal, düzensiz ve fazlasıyla bağışlayıcı olabiliyordu. Bir partiye gittiğinde çevresi arkadaşlarla sarılmış olabiliyordu. Kutlamalarda neşesiyle insanları etkiliyordu. Ama içinde, düşünceleri ve yaratıcılık sürecinde kaybolmuş biri vardı. Sonrasında gidip bütün ve mükemmel bir besteyi düzeltmeler yada gözden geçirmeler olmaksızın kağıda dökerdi. Muazzam el yazısı doğrudan doğruya tanınabilir, karakteristik Mozart’ı yansıtan bir Başak düzgünlüğüne sahipti. Beethoven’ın Yay Burcu özelliği olarak, düzeltilmiş ve gözden geçirilmiş yazısıyla kıyaslandığında bile Mozart’ınki çok güzel ustaca işlenmiş gravürler gibi kalıyordu.

Neptün ve Uranüs arasında bir çeşit karşılıklı ağırlama durumu vardır. Uranüs Balık’ta Neptün’ün yöneticisi olduğu burçta, Neptün ise 11. evde Kova’nın yönetici olduğu evdedir. Uranüs, Güney Düğümü ve Alçalanın Balıksal etkisi, Neptün’ün Güneş, Merkür ve Satürn üçlüsüne yaptığı karşıt açıyla Mozart’ın Kova kişiliğine idealist eğilimler vererek katkıda bulunur. En nihayet bir yetişkin olan Mozart baştan beri bir engel teşkil eden ailesini Kova-Balık etkisinde ideal ve eşit toplum rüyasını tamamlamak adına terk etmiş, oldukça güçlü bir politik ve ruhsal hareket olan, aynı zamanda toplumsal aydınlanma amacında demokrat ve halkçı düşünceler içeren Freemasonry locasının sadık bir üyesi haline gelmiştir. Avusturya’da bulunan iki çeşit Mason locasından bir diğeri ise bilimsel, ateist ve doğaüstü felsefesini uygulama yolunda simyayı kullanan bir topluluktu. Mozart’ın sonraki durağı ise burasıydı.

Aristokrat Aslan’da bulunan alçalan yöneticisi toplumsal özellikler yansıtan 11. evdedir. Bu nedenle çevresi gösterişçi ve nüfuzlu asilzadelerden oluşuyordu. Besteleri sık sık, yeni yeni servete boğulan burjuvazi sınıfından kişiler tarafından satın alınıyordu. Mozart’ın tapılası, sevimli bir dahiden daha bencil ve cazibesini kaybetmiş bir genç adama dönüşmesi gibi, sonradan görme aristokrat sınıfı da günden güne, Mozart’a karşı aşkını yitiren, gücenmiş ve dehasını kötüleyip geri çeviren bir zihniyete bürünüyordu.

Mozart artistik anlamda olgunlaşmakla beraber mali imtiyazlar ve konumlar dolayısıyla haksızlıklara da maruz kalıyordu. Gittikçe kompleks bir hal alan müziğinden anlamaktan yoksun yönetici elit sınıf tarafından defalarca yaralanıyor, bu yüzden de onlara giderek büyüyen nefret ve öfkeyle karışık duygular besliyordu. Mozart’ın derin ve tutkulu ifadesine henüz hazır olmayan Avrupa’nın önde gelen sanat yönetmenleri tarafından açıkça reddedildiği için de toplumdaki genel müzisyenlere karşı da bakışı giderek küçümseyici bir hal alıyordu. En önemli baş yapıtları olan, Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni ve Cosi Fan Tutte operalarında cinayet, seks ve toplum ahlakına ters karakter temaları egemendi.

Çok genç bir çocuk olarak bile Mozart iletişim kurduğu insanların psikolojik doğalarına karşı muhteşem bir anlayış ortaya koymuştur. Ancak Neptünen bir hediyenin tanımlayabileceği vurucu dramatik etki yada Başak’ın ayrıntılardaki ustalığından doğan komedi teması sayesinde farklı şekillerde kendini gösteren karakter özelliklerine sahipti. Kova ve Yay’daki kavuşumlar, içten gelen bir mizah duygusu ve iyimserliği ifade eder. Tiyatro yani sahne ile ilgili yetenekleri ise muhteşem bir güzelliğe sahip ve insanlıkla ilgili operalarında zirveye çıkmıştır.

Genç, idealist Kova Mozart Uranüs’ün keşfinin 25.yılında dünyaya gelmiştir. Bilgi ve aydınlanma yolunda prensip sahibiydi. 18. yüzyıl adı altında yüksek akla dair, din karşıtı hareket, çağın başlıca devrimlerinde kışkırtıcı unsurları oluşturmuştur. Mozart’ın kendi özgürlüğüne dair verdiği savaş ise, dehasını ve yeteneklerini ortaya koyabilmekti.O kendi yüzyılının güç, bilgi ve keşfin tam manasında vücut bulmuş en mükemmel haliydi.

Arkadaşları ve ailesi için Mozart, sevecen, sıcak ve cömertti. İhtiyacı olan herkese Jüpitersi Ay’ını uzatması (Ay Yay’da) en çok muhafazakar babası tarafından eleştiriliyordu. Arkadaşları ve dostları tarafından Kova’nın özellikleri olan nazikliği ve mizah yeteneğiyle tanınıyordu. İnsanlara, geri ödemeyeceklerini bildiği halde borç para verir, başıboş sokak sanatçılarını akşam yemeği içim evine getirirdi.

Alıngan Uranüs tabiatına rağmen 10. evinde deneyimlediği Mars sayesinde onu sindirmeye çalışan ve sürekli eleştiren babası dışındaki otorite figürlerine karşı koyabiliyordu.

18. yy. da müzisyenler 2. sınıf vatandaş olarak dikkate alınırlardı. Onlar soylular sınıfının işçileriydi. Aynı şekilde hizmetçiler gibi giyinmeleri, onlar gibi davranmaları ve yemeklerini bile mutfakta yemeleri beklenirdi. Mozart’ın, başarılı konser turlarından sonra Salzburg’daki evine dönüşünde müzikal anlamda korkunç bir cahilliğe sahip olan başpiskopos tarafından pozisyonunun aşağılanmasına tahammül etmek dayanılmazdı. Bu taşra kasabasında tek bir tane bile opera binası olmaması, durumu Mozart açısından daha da kötüleştiriyordu.

Merak edilen nokta, bütün yeteneklerine ve elinden geleni yapmasına rağmen Mozart’ın bir yerlerde işe girme konusundaki beceriksizliğiydi.. Belki bu durum kısmen oğlunun Salzburg’daki tüm ailesini kültürel ve finanssal olarak kurtarmasını bekleyen babasının kaçınılmaz hükmedici varlığından ileri geliyordu. Belki de 10. evdeki Yengeç’te geri giden Mars ile ortaya çıkan ve fazlasıyla hak edilmiş başarısına engel teşkil eden pasif – agresif bir davranış hali söz konusuydu. Engellenmiş öfke ve kızgınlık durumu babasını hedef alarak gelişim göstermiş daha sonra da bu tavrı aynı şekilde diğer otorite figürlerine de yönelmiştir.. Sonuç olarak Mozart birilerinin destekçisi olmaktan ziyada bir yabancılaşma ortaya koymuştur.

Her ne olursa olsun 18. yüzyıl sanatçılarının himaye ve destek elde etmek uğruna zorunlu olarak kendini küçülten davranışlarının aksine Mozart’ın anti-otorite tavırları yeterince büyümüş ve bu durumun önüne geçmiştir. Kova-Yay vurgusuyla ortaya çıkan bağımsızlık güdüsü başkalarının isteklerine boyun eğmeyi reddetmiştir.

Mozart’ın Kurtuluşu

25 yaşındayken Pluto Kova’daki Güneş’i üzerinde durağan(stationary) pozisyon aldığında Transit Satürn natal Ay’ıyla kavuştu. İşte o zaman Mozart artık kendini köklerine bağlayan köleliğinden kurtulmaya hazırdı. Hayatının gidişatını oldukça etkileyecek bu durum zorlu transitler süresince Mozart’ı işveren ve otorite figürleriyle şiddetli yüzleşmelerin eşiğine getirdi. Bunlardan biri Salzburg’un baş piskoposu olan Collerado’ydu. Kiliseye duyulan öfke ve meydan okuma nadiren rastlanan ve tehlikeli bir meseleydi. Ama aydınlanmanın gerçekçi bir çocuğu olarak Mozart formalite din konularına olan ilgisini kaybetmiş ve dini liderleri küçümsemiştir. Collerado Mozart ülke dışındayken iktidara gelmiş ve ondan önceki daha iyi huylu olan piskoposa karşı tavır almıştır.

Salzburg piskoposunun büyük ihtimalle hizmetinde olan bu eşi benzeri bulunmayan hazinenin değerinden bihaber işe yaramaz kulakları vardı. Popüler olmayan sahte entelektüel bir ikizlerdi ve durum Mozart’lar ve onların uluslar arası başarılarıyla ilgili sorunları olmasına nedendi. Collerado aydınlanma adı altında Mozart’ın kutsal müzik kompozisyonlarına şiddetli kısıtlamalar koymuştur.

Mozart’ın “Archbooby” lakabını taktığı piskoposun Mozart’a meydan okuma durumu transit Uranüs Collerado’nun güneşini karşısına aldığında gerçekleşmiştir. Mozart işi bırakmaya yeltendiğinde, Baş piskopos Mozart’ı kovmakla kalmayıp otoritesini kullanarak yaka paça dışarı attırdı. Bu sarsıcı durum Mozart’ın baş piskopos ve aynı zamanda korku içerisindeki babasıyla olan ilişkisini kesin olarak noktalamıştır. Bütün bunlar Avusturya İmparatorluğu’nun şaşalı müzik merkezi olan Viyana’dayken gerçekleşmiştir. Mozart’ın yaşadığı bütün bu tarihsel zorluklar ironik bir şekilde devrimci nitelikte bir gezegen olan Uranüs’ün keşfedildiği zamana rastlar. Bu sırada transit Uranüs Mozart’ın meslek, kariyer, otorite ve baba figürünü temsil eden 10. evinden geçmekteydi. Uranüs’ün ortaya çıkması, kolektif yönü itibariyle Mozart’ın tarihteki ilk serbest sanatçı olması yolunda tetikleyici güç görevi görmüştür.

Mozart artık kendini istismar edilmekten ve tutsaklıktan kurtarmış, dünyanın müzikal anlamda en parlak ve heyecan dolu şehirlerinde ismini duyurmaya başlamıştı. Bestelerini ve performansını özgürce içinden geldiği gibi ortaya koyabiliyordu. Artık ensesinde kilisenin ve babasının soğuk nefesi hissetmek zorunda değildi. Ve en önemli şeylerden biri olarak bu ateşli genç adam artık kendine bir eş arayabilirdi. Bu sürekli olarak her şeye burnunu sokan ve kendisini kimseyle paylaşmak istemeyen babasına bir diğer tepki süreciydi.

Mozart Leopold ve piskoposun zulmedici varlığından sıyrıldığı zaman, transit Pluto, 12. ev yani yaratıcılık ve hayal gücü evinin yöneticisi konumundaki 5. ev Güneşi’nin, erkeklik gücünü ve cinselliğini özgür bırakmıştı. Bu yeni koşullar, erkeklik vasıflarını ve uzun zaman baskı altında kalmış yoğun, coşkulu ve güçlü duygularının özgürce su yüzüne çıkmasını öngörmüştür.

Mozart’ın Venüs’ü, yani aşk gezegeni bağımsız Kova’dadır ve Alçalan (Des) noktasıyla kavuşan Uranüs’le yakından ilişkilidir. – Bu durumda,Mozart’ın kişiliğini bireysellik ve özgürlük anlamında ortaya koyabilmesi açısından, en önemli ve başlıca ifade şekli evlilik konsepti olacaktır.



Karısı olacak kadını seçtiğinde, doğal olarak, Leopold bunu onaylamadı. Constanze, daha aşağı sınıftaki müzisyen bir aileden gelen, entellektüel olarak sıradan bir kadındı. Tek avantajı Mozart’tı —- Mozart onu çok seksi buluyordu. Constanze Mozart’ın tabloları, minyon, seksi görünümlü ve güzel bir kadını göstermektedir. Sert Venüz-Mars açılarıyla Mozart, çoğu sanatçı gibi, güçlü erotik dürtülere sahipti. Onun da şansı dahilinde Constanze da gönüllü ve işini bilen bir partnerdi. Mozart’ın O’na yazdığı aşk mektupları o kadar kişisel, esprili ve müstehcendi ki ölümünden yıllar sonra Vitorian Müzik Komünitesi tarafından bulunup okunduğunda bir şok dalgasına sebep olmuşlardı. İki yüzyıl boyunca Constanze Mozart’ın kocasına uygun olmadığını düşünen seksist Müzkologların aksine, Mozart, asla karısından şikayetçi olmadı. O’na karşı her zaman ilgiliydi ve ayrı kalmaktan hoşnut değildi. Ayrıca O’nu her zaman içten ve büyük bir coşkuyla sevdiği söylenirdi.

Tıpkı Mozart’ın annesi gibi, Constanze da yoksul bir geçmişe sahip, dayanıklı ve basit bir oğlaktı. Her iki kadın da idelleri olan, dominant kocalara sahip olmakla beraber bütün zorlukların üstesinden gelebilmişlerdi. Mozart’ın annesi gibi Constanze da birçok çocuk doğurdu (Constanze altı, annesi yedi) ve her iki kadın da iki çocuk hariç bütün çocuklarını kaybettiler.

Mozart’ın ekonomik açıdan, son araştırmalara göre gayet iyi miktarlarda para kazandığı ortaya çıkarılmıştır. Muhtemelen hayatını bir şölen içindeymişçesine yaşıyordu. Mozart pahalı zevkleriyle bilinirdi, özellikle de kıyafet konusunda aristokratlarla yarışırdı. Çoğu yaratıcı, hayalgücü geniş ve güçlü Neptünlüler gibi, ekonomisini yönetemiyordu ve Viyana gibi yaşam standardı pahalı olan bir yerde durum daha da zorlaşıyordu. O zamanlar müzisyenler konusunda Viyanalılar maymun iştahlıydı ve dikkatleriçabuk dağılıyordu. Şüphesiz Constanze’ın sık hamilelikleri ve kronik sağlık problemleri de aile ekonomisine ek yükler getiriyordu.

Kaynak: The Astrological Saga of Wolfgang Amadeus Mozart by Shelley Jordan

Başkalarına dayalı bir yaşam süren, hiçbir şey yapmadan öylesine yaşayan bir kişi, başına gelen zorlukları, kaderim buymuş diye nitelendiremez.
11-27-2008 02:09 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
yezda Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 462
Üyelik Tarihi: Aug 2007

Rep Puanı: 3

Mesaj: #3
RE: MOZART
Çok beğenerek ve zevk alarak okuduğum bir analizdi,her cümlesi her kelimesi bende şaşkınlık ve hayranlık uyandırdı... Haritasındaki uranüs ve kova etkiside kendime olan güvenimi birkez daha belirginleştirdi,kova olmaktan ve uranüsümün güzel bir noktada olmasındanda tekrar mutlu oldum gülücük sende sagol cnm.

Başkalarına dayalı bir yaşam süren, hiçbir şey yapmadan öylesine yaşayan bir kişi, başına gelen zorlukları, kaderim buymuş diye nitelendiremez.
11-27-2008 11:01 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
darkvenus
Kayıtsız

 
Mesaj: #4
RE: MOZART
Benim de çok hoşuma gitti bu analiz.
11. ev yoğunluğum ve burcumun Başak olması diyeyim ben de sebebine gülücük)
11-28-2008 12:19 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir