Değerlendir:
  • 14 Oy - 2.79 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
Yazar Mesaj
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #1
2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
Karşıt konumdaki gezegenlerin enerjilerinin, birbirlerine taban tabana zıt olması, diğer gezegenlerin karşıtlıklara göre daha zorlaştırıcı bir durumdur. İşte Satürn-Uranüs karşıtlığında durum tam da böyledir. Ama şunu da unutmamalıdır ki, hangi enerjiler karşıt durumda olursa olsun, dengesizlik ve çatışma yoluyla da olsa değişimi beraberinde getirirler.

Satürn-Uranüs karşıtlığı, bilim ve teknoloji alanında realite olarak görülen kalıpların yıkılmaya başlayacağı, insanoğlunun aydınlanmasını tetikleyecek, bilinç düzeyini yükseltecek gelişmelerin ortaya çıkacağı zamanlarda olduğumuzu gösteriyor. 2009-2011 yılları süresince insanoğlu, özellikle bilim dünyasında yaşanacak gelişmelerle, varoluşunun nasıllığını ve evrendeki yerini idrak edebilmek için tüm sınırlarını zorlayacaktır. Bilim ve teknik alanında önemli gelişmelerin yaşanacağı, eskimiş ve bilindik kalıpların yıkılacağı bir sürece doğru ilerliyoruz!

Satürn-Uranüs karşıtlığının ardından, Satürn-Plüton karesinin ve ardından da Uranüs-Plüton karesinin yaşanacak olması; 2009-2018 yılları arasında çok büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğimizi gösteriyor. Astrolojide Satürn ciltle ilgilidir. Satürn-Uranüs ve Satürn-Plüton sert açıları, ciltte lekeler oluşmasına yol açabilir, cilt kanseri vakalarını arttırabilir. Bu sert açılar aynı zamanda şiddetli depresyona da sebep olabilir. Buna ilaveten, şiddetli spazmlara, vücudun bazı biyolojik ritimlerinde değişikliklere yol açabilir, bunlar vücutsal olabileceği gibi zihinsel olabilirler. Uranüs aura ile de ilişkilidir. Uranüs’ün şok edici ve değiştirici etkisi, Plüton’un dönüştürücü etkisiyle birleştiğinde, hilkat garibesi gibi görünümlere, bu tür doğumların artmasına sebep olabilir.

2009-2011 yılları arasında etkin olacak Satürn-Uranüs döngüsü süresinde, köklü devletler ve kurumlar büyük sarsıntılar yaşayacaklar. Bu sarsıntılar ekonomik sebeplerle ortaya çıkacak. Yönetimsel zaaflar ve başarısızlıklar da buna eklenecek. Önemli ülkelerin devlet başkanlarına yönelik suikast girişimleri olabilir.

Rusya’nın 2009 yılı sonları ve 2010 yılı başlarından itibaren belirgin bir şekilde değişim göstermeye başlayacağını ve sonrasında da gücünü baskın bir şekilde ortaya koyacağını düşünüyorum. 2010 yaz aylarında Rusya’da önemli çalkantılar oluşacağa benzer ve Ekim Kasım gibi ipler daha da geriliyor. Putin için en zor zamanlar bu tarihlerden itibaren artmaya başlıyor.

2009-2011 geçişinde, en hızlı ve stresli gelişmeler, Asya ve Orta Doğu’da ortaya çıkacak, savaş rüzgarları hızlı bir şekilde esecek. 2010 yılı sonlarında İran’ın, komşu devletlerle ciddi sorunları olabilir. İsrail 2012 ye kadar gücünü koruyacak, bu tarihten itibaren zorlayıcı zamanlar başlıyor. 2010 yılının yaz ayları ve sonbaharında, İsrail-İran arasında, tüm Orta Doğu’yu etkileyecek büyük çapta gerginlikler ortaya çıkabilir. Bu dönemde etkin olacak Satürn-Plüton döngüsünü “savaş döngüsü” olarak adlandırabiliriz.

2010-2011 yıllarında Türkiye, uluslararası platformda daha fazla dikkat çekmeye ve önem kazanmaya başlarken, iç gerginliklerle de mücadele etmek zorunda kalacak ve politik alanda önemli güç çekişmeleri yaşanacak. Halkın önplana çıkacağı bu tutulma esnasında doğal felaketlere karşı da uyanık olunmalı.

İngiltere 2010 sonbaharına gergin giriyor, beklenmedik yönetimsel değişiklikler, hükümete yönelik spekülasyonlar ve skandallar beklenebilir. 2009 eylülünden itibaren tüm dünyada iç savaşlar, isyanlar, grevlerin giderek artacağı çalkantılı bir döneme giriliyor. Dünya ticaretini zorlu günler bekliyor.

Satürn-Uranüs döngüsü süresinde, dinsel kurallara ve kurumlara karşı çıkış, katı kurallardan bağımsızlaşma arzusu da giderek artacaktır. Vatikan ve papa Benedict’in şahsi haritalarına bakıldığında oldukça sert ve zorlu etkiler alacakları, Vatikanın iktidar gücünün, giderek çözülmeye başlayacağını gösteriyor.

2010 yılında önemli keşifler, icatlar, teknolojik gelişmeler bekleyebiliriz. Yeni fesefi akımlar ve radikal fikirler de ortaya çıkacaktır. Her alanda baş döndürücü değişimler, yenilikler oluşacaktır. Yeni enerji türleri ile ilgili gelişmeler yaşanabilir. Uzay teknolojileri ve astronomide yeni saptamaların dışında, dünya dışı zeki yaşam konusunda da önemli gelişmeler yaşayabiliriz.

Doğal felaketlerin de etkin olacağı 2009-2012 arasındaki dönemde, özellikle volkanik ve sismik faaliyetlerin giderek artacağını düşündüren belirtiler var. 2011 yılında dört güneş tutulması gerçekleşecek, doğal felaketlerin tetikleneceği bu zamanlarda maksimum seviyede önlemci olmak gerekiyor. Bazı bölgelerde küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliklerinin çarpıcı sonuçlarının görülmeye başlanması, toprak ürünlerinin zarar görmesi neticesinde kıtlık ihtimali devreye girmektedir.

Kriz kısa zamanda sona erer mi?

Krizin maksimum iki yıl süreceği 2010 yılıyla birlikte düzelme yaşanacağı söyleniyor. Fakat gezegenlerin konumları bize bu krizin daha henüz çok başlarında olduğumuzu ve özellikle de 2010 yılı yaz aylarından itibaren hızla ivme kazanacağını gösteriyor. Önümüzdeki kritik öneme sahip birkaç yıllık süreci etkileyecek gezegen döngülerine dayanarak dikkat edilmesi gereken başlıkları belirleyebiliriz:

* Ekonomik durgunlukla birlikte işsizliğin artması, gelir dağılımında dengesizlikler oluşması

* Mali krizin bir demokrasi krizine dönüşmesi, halkın demokrasiye ve devlete inancının sarsılması, sisteme ve kurulu düzene karşı çıkılması

* Aşırı siyasi akımların, partilerin güçlenmesi, şöven milliyetçilik, etnik guruplaşma

* Yabancılara yönelik düşmanlıkta bir artış, göçmenlerin zorlanması, ırkçı ideolojilere eğilim

* Şiddet içeren suçlarda artış, tedirginliğin yükselmesi, sosyal yaşantının olumsuz etkilenmesi, tehlikeli toplumsal çalkantılar.

Satürn, Terazi burcunda olduğunda, politika ve adalet sistemiyle ilişkili konular hassasiyet kazanır. Toplumun bu konuda alması gereken dersler vardır ve kader biz insanoğluna, bu konuların nasıl çalışması gerektiğini, zayıflıklarını ve doğrularını öğretir. Satürn’ün Terazi burcunda bulunacağı Ekim 2009 ile Ekim 2012 arasında, adaletin ve yargı sisteminin zayıf yönlerini görmemeiz daha mümkün olacak. Bu konuda denge yaratılması, iyileştirme çalışmaları için gayret gösterilmesi beklense de, müdahalede geç kalınması, yıkıcı isyanları da beraberinde getirebilir.

Ayrıca Dünya dışı zeki varlıklar ve başka yaşam formlarıyla ilgili konulardaki gelişmelerin 2010 yaz aylarından itibaren, daha da belirginleşeceğini söyleyebiliriz. Zira Jüpiter yabancılar demektir ve Uranüs ile kavuşumu Uzaylı Yabancılar olarak okunabilir. Bu ikilinin kavuşumunun Satürn ve Plüton ile irtibat kurmasını bir Kuantum Sıçraması gibi görebiliriz.

Bir Amaç İçin Birleşme

Bazı gözlemciler 2012′de galaksinin kalbi ile aynı hizaya gelişin dünya üzerindeki kozmik enerji için bir kanal açacağını ve daha üst seviyede titreşimler almaya başlayacağımızı öne sürüyorlar. Guatemela’lı araştırmacı, tarihçi ve antropolog Carlos Barrios, Mayaların 21 Aralık 2012 tarihini bir yeniden doğum tarihi olarak gördüklerini, Solar meridyenin galaktik ekvataoru keseceği ve dünyanın galaksinin merkezi ile aynı hizaya geleceği bu tarihin Beşinci Güneş Çağının başlangıcı olduğunu bildiriyor.

Maya büyüklerine göre Beşinci Güneş Çağı, bilgelik, uyum, bariş, sevgi, bilinçlilik ve doğal düzenin geri dönüş çağı olacaktır. Daha önceki dört çağda hiç olmadığı kadar, dişil ve eril enerjiler kaynaşacak, polariteler ortadan kalkacak, uyum gelecek, birinin diğeri üzerindeki hiyerarşisi ortadan kalkacak, her iki enerji de birbirini dengeleyecektir.

Carlos Barrios şöyle diyor: “İnsanlarda artık karanlık ve aydınlık kavramı yerine bir kaynaşma söz konusu olacak. Ancak şu an karanlıktaki insanlar bu konu ile ilgilenmiyor. Hatta bu durumu engellemeye çalışıyorlar. Dünyanın ve çevresinin dengesini bozmaya çalışıyorlar ki, 2012′deki dizilime hazır olmayalım. Diğer taraf ile barış ve denge arayışı ile birlikte çalışmak zorundayız. Bizi besleyen ve koruyan Dünyaya iyi bakmamız gerekiyor. Tüm kalbimizi ve aklımızı bu birlik ve kaynaşma için, yaşamı korumak adına kullanmalıyız. (The Mystery of 2012)

İnsanlar uçurumun kıyısına gelmedikçe değişmeye gönüllü olmamaktadır. 2012-2016 geçişinde etkin olacak Uranüs-Plüton karesi, bizi uçurumun kıyısında dolaştıracak olaylar yaşayacağımız, riskli zamanlarda olacağımızı gösteriyor. Plüton yıkıcı ve dönüştürücü niteliktedir. Toprak burçlarından biri olan Oğlak burcunda hareket ediyor olması, öncelikli olarak topraklarla ilgili sorunlara işaret etmektedir. Bunlar deprem ve volkanik patlamaları içeren jeolojik hareketler ve toprak mahsulleriyle ilgili sorunlardır.

21 Aralık 2012′nin astrolojik haritasında, dikkat çekici bir konumda olan Neptün’ün etkilerinden söz edecek olursak; Neptün giriş yaptığı burcun genel özelliklerini temsil eden temalarda çözülme meydaa getirir. Balık burcu inançlarla ilgilidir. Bu geçiş döneminde, insanı gerçekte ne olduğuna, neye hizmet ettiğine, kurumlaşmış inanç kalıplarına, dinsel kuralların geçerliliğine dair sorgulamalar yaşanabilir.

Zamanın Sonunda mıyız?

Kadim uygarlıklar, zamanın durağan veya doğrusal olmadığını, büyük bir dönüşüm içinde akmakta olduğunu, her döngünün kendine has nitelikleri olduğunu biliyorlardı. Bu nitelikler dünyayı, doğayı biçimlendiriyor ve ona form veriyordu. Ekinoksların farkındaydılar ve zamanın büyük döngülerini tespit etmek üzere bir Zodyak sistemi yaratmışlardı. Zodyak adeta 12 burçlu dev bir saat gibiydi. Bu dev saatin her bir diliminden geçiş süresinin 2160 yıl aldığını fark ettiler. Tüm burçları dolanıp aynı noktaya gelmek, yaklaşık 26000 yılı alıyordu. (Ra Bilgileri adlı kitapta dünyanın 3B boyutunun hasadı için üç kez her biri 26000 yılda olmak üzere hasat yapılacağı ve toplam sürenin yetmişbeşbin yıl olduğunu söylemişti-Sibel’in notu)

Mayaların “zamanın sonu” olarak adlandırdıkları şey aslında yaşamakta olduğumuz çağın sonuydu. Yani dönüşüm zamanı gelmişti. Yeni bir çağa ve zamana girilecek, eski çağ, yani “zaman” sona erecekti. Perulu şamanlar, bu dönemde ortaya çıkacak insan türüne “ışıltılı insan” demişler. İçine girmekte olduğumuz Kova Burcu, insan sembolüyle temsil edilen burçlardan biridir ve hava elementidir. Bu kez değişim; insanlar, bilinç, iletişim ve teknoloji üzerine yaşanacaktır. Hava elementi aynı zamanda, etrafımızı saran uzay ile ilişkilendirilir. Bu yüzden biz bunu “uzay çağı” olarak adlandırıyoruz.

Satürn bildiğimiz anlamda realiteyi, yani realitenin görünen kısmını, Neptün ise bilinenin ötesini temsil eder. Satürn’ün temsil ettiği fiziksel evren kavramı, Neptün’de kabul edilmiş fiziksel evren kurallarını aşmak durumunda kalır. Zaman ve mekan sınırı ortadan kalkar. Satürn mantıklı olasılıkları temsil ederken, Neptün sınırsız olasılıkları temsil eder.

Daha önceki bölümlerde dikkat çektiğimiz gibi özellikle 2010-2016 yılları arasında bizi zorlu zamanlar beklemektedir. Bu geçiş döneminin ne kadar sert veya ılımlı olacağını, bizim yaklaşımlarımız ve eylemlerimiz belirleyecek. Kurtulmayı, hayatta kalmayı, böylelikle gelecek nesillere güzel bir dünya bırakmayı başarabilmemiz için, büyük bir hızla uçurumun kenarına doğru ilerlemekte olduğumuzu gerçekçi bir şekilde görmemiz gerekiyor. Artık birbirimize ve yaşadığımız dünyaya karşı çok daha duyarlı olmalıyız. Sevgi ve saygı içinde olmayı, hoşgörüyü, merhamet göstermeyi, paylaşmayı ve en çok da şükretmeyi öğrenmeliyiz. Hayvanlara, bitkilere, etrafımızdaki canlı cansız tüm nesnelere sevgiyle yaklaşmalı, iyi davranmalıyız. Bu dünya hepimizin.

Diyelim ki teknolojimiz çok gelişti ve uzayın başka yerlerine topluca seyahat edebilecek düzeye eriştik. Dünya’yi tükettik, kendimize başka gezegen bulalım deyip çıkıp gidecek miyiz? Neden bunu yapmak yerine, elimizdekini iyileştirmeye çalışmayalım? Bence ebedi mutluluğa kavuşmak istiyorsak, onu dünyanın dışında değil, dünyanın içinde aramalıyız.


Alıntı:Dönüşüm Zamanı - Öner Döşer

Özetleyen: S. Atasoy

11-10-2009 01:05 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
optimus_prime Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı

Mesajlar: 131
Üyelik Tarihi: Aug 2009

Rep Puanı: 0

Mesaj: #2
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
uranus ''demokrasi'' demek koc ''askeri'' demek bence uranus koc burcuna girdiginde darbe olacak..ama bu darbenın sebebi akp olmayabilir..

''Ayrıca Dünya dışı zeki varlıklar ve başka yaşam formlarıyla ilgili konulardaki gelişmelerin 2010 yaz aylarından itibaren, daha da belirginleşeceğini söyleyebiliriz. Zira Jüpiter yabancılar demektir ve Uranüs ile kavuşumu Uzaylı Yabancılar olarak okunabilir. Bu ikilinin kavuşumunun Satürn ve Plüton ile irtibat kurmasını bir Kuantum Sıçraması gibi görebiliriz.''


bu durumda cern deneyıyle ilgili olabilir..
11-10-2009 01:23 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Phoenix Çevrimdışı
Uranyen Vip
*****
Uranyen Vip
lt=
Mesajlar: 71
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #3
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
kafalara dank edecek, farkına varılacak, gerçekler aşikar olacak frekansı açık olanlara...
ve bu güzellikler getirecektir ins.

alıcıları yüksek olanlar bence bunları yaşamaya başladılar bile.

bazıları hala uyuyor, uyuması gerekenler de olacak çünkü.

o çok güvenilen bilimle fartkettirilecek gerçekler...

İdrak edebilmek en büyük zenginliktir!

''hell is other people.''

[Resim: wewewewe.th.jpg]
11-10-2009 03:08 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Phoenix Çevrimdışı
Uranyen Vip
*****
Uranyen Vip
lt=
Mesajlar: 71
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #4
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
... ama aydınlık zifiri karanlıktan sonra gelir...

İdrak edebilmek en büyük zenginliktir!

''hell is other people.''

[Resim: wewewewe.th.jpg]
11-10-2009 03:12 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Mavi Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 210
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 4

Mesaj: #5
Cvp: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
Düşünen akleden insanlarda bilinç açılımı olacağını düşünüyorum. Gökyüzündeki bu hareketler bilinç açılımını destekleyecek ve sanırım kendini gerçekleştirme açısından insanoğlu yol katedecek, satürn- uranüs ve satürn- pluton sert açılarından darbe alanlarda depresyon etkisi bu sebeple başgösterecek , kendini gerçekleştiremeyen açılımını sağlayamayan bilinç depresyonik tavırlar sergeleyecek

[IMG=http://img138.imageshack.us/img138/3929/maviharita.gif][/IMG]

Ben bazen münasip bir yerde inmek istiyorum.
Size de oluyor aynından biliyorum...
11-10-2009 05:04 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
aeon
Kayıtsız

 
Mesaj: #6
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
dünya var olduğundan beri kıyamet senaryoları ortalıkta.
ben hiç birine inanmıyorum.bu tarz konularda içimdeki pozitifizm uyanıyor.
hz.isa ortaya çıkmadan önce , vaftizci yahya kıyamet kopacak diye herkesi vaftiz edermiş.
düşünün 2000 yıl önceden beri bunlar var.hiç bir şey olacağı yok.
hatta 2011 yılbaşı akşamı siteye girip , "seneye görüşürüz" iğrenç espirisini de ben yaparım . hehee
11-10-2009 05:15 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Vulcan
Kayıtsız

 
Mesaj: #7
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
2012′ye dair felaket senaryoları arttıkça artıyor. Araştırmacı Fatih Keçelioğlu Maya takvimine çok daha başka yorum getiriyor.
Keçelioğluna göre Maya Takvimi 2012′de değil, 28 Ekim 2011′de son buluyor ve bu tarihten sonra bizi ölüm değil, bir aydınlanma ve yepyeni bir hayat bekliyor.

10 Şubat 2011′den 28 Ekim 2011′e kadar dünya çok kötü günler geçirecek..

Marduk gezegeni dünyaya çarpacak; kutuplar yer değiştirecek ve dünyanın dengesi bozulacak; büyük depremler ve seller dünyayı yerle bir edecek… Tüm bu korkunç kehanetler için aynı tarih veriliyor: 2012. Ve ‘dünyanın sonunun geleceği’ 2012′ye sadece 3 yıl kaldı!

Bu söylencenin temel kaynağı 21 Aralık 2012′de son bulan gizemli Maya Takvimi. Ancak takvim üzerine derin araştırmalar yürüten İsveçli bilim adamı Carl Johann Calleman’a göre hesaplar yanlış. Zira takvimin sona erdiği doğru tarih 28 Ekim 2011. Dahası bu tarih yok oluş değil, aksine yeniden doğuş anlamına geliyor.

2004′te Hindistan’a gidip Calleman’ın seminerlerine katılan ve ünlü bilim adamından öğrendiklerini kendi çalışmalarıyla birleştirip Maya Takvimi konusunda uzmanlaşan genç araştırmacı Fatih Keçelioğlu da tüm kıyamet senaryolarını elinin tersiyle itiyor. Akşam Pazar’a Pazar’a konuşan Keçelioğlu, 2011′de takvimin bitmesinin insan bilincinin en üst seviyeye ulaşması, aydınlanma ve yeni bir başlangıç anlamına geldiğini söylüyor. Mine Akverdi sordu Keçelioğlu cevap verdi:

Maya Takvimi nedir ve neden 2012 değil de 2011′de bitiyor?
Maya Takvimi tıpkı Maya piramitleri gibi 9 kattan oluşan piramit şeklinde bir şema. Takvimi oluşturan bu 9 kat belli zaman dönemlerini yansıtıyor ve her bir dönem bir öncekinin 20′de biri olarak kısalıyor. Her bir kat ayrıca kendi içinde 6 gece, 7 gündüz olmak üzere 13 bölüme ayrılıyor. Ve insanlık tüm bu dönemlerin taşıdığı farklı enerjilerin etkisiyle değişim geçiriyor. Maya Takvimi insanın bilinç evrimini gösteriyor.
Arkeologlar Maya Takvimi’nin 21 Aralık 2012′de bittiği söylemişti. Ancak İsveçli Maya Takvimi araştırmacısı Calleman, son tarihin 2012 değil, 2011 olduğunu tespit etti. Zira 28 Ekim 2011 son olarak alındığında dünya ve insanlık tarihindeki önemli dönüşümler ile Maya Takvimi’nin döngüleri en doğru şekilde kesişiyor.

Buna göre: İlk kat 16 milyar yıl geriye gidiyor. Bu, galaksilerin oluştuğu dönem. İkinci dönem 820 milyon yıl önce başlıyor, yaşam ortaya çıkıyor ve 63′er milyon yıllık 13 bölümde evriliyor. Memelilerin ortaya çıkmasıyla, 40 milyon yıl süren 3. kat başlıyor. Bu dönemde maymunların evrimi var. Dördüncü katta 2 milyon yılda insan türü ortaya çıkıyor. Beşinci kat 100 bin yıllık bir dönem, burada artık gerçek bir insan türü ortaya çıkıyor; kültür, sanat, konuşma, iletişim başlıyor. Bundan 5 bin yıl önce, MÖ 3.100′lerde başlayan altıncı katta ise medeniyet ortaya çıkıyor. Yedinci kat bundan 250 yıl önce; 1755′te başlıyor. Gene bilinçte bir sıçramaya yol açan endüstri devrimi, sanayileşme, kolonileşme dönemine denk geliyor. Ekonomi gibi soyut değerler de yaratılıyor. Bir sonraki sekizinci kat ise 1999′da başlıyor.

2011′DE BİZİ ACI VE KAOS BEKLİYOR
Yani şu anda sekizinci dönemini yaşıyoruz…
12,5 yıllık bu dönem de 10 Şubat 2011′e kadar sürecek. 4 Haziran 1999′da başlayan bu dönemde da öncekine alternatif bir bilincin ortaya çıktığını görüyoruz. Hakimiyet zayıflıyor, eşitlik güçleniyor. Pek çok insan birdenbire mistisizmle, çevre ve ekolojiyle ilgilenmeye başladı. Ekonomik krizden en çok Amerika ve İngiltere’nin etkilenip güç kaybederken, Doğu felsefesinin yükselişi de bu dönemin işareti. Fren görevi gören ekonomik krizler bizi bir sonraki bilince hazırlıyor.

10 Şubat 2011′den sonra ne olacak?

Ama 9. katın başlangıcı 10 Şubat 2011′a çok az bir zaman var. Değişim nasıl olacak?
Ekonomik kriz ve küresel ısınma gibi olaylar değişimi zaten zorunlu kılıyor. Piramide göre değişim giderek daha hızlı oluyor. Son 10 yılda yaşanan değişimin daha önceki dönemde 250 yılda yaşanan değişim kadar büyük olduğunu düşünürsek, her an, her hafta dünyada çok önemli değişimler yaşanması şaşırtıcı değil.

Peki, 9. ve son katın yaşanacağı 2011′de bizi ne bekliyor?
Yeni enerjinin tam olarak neye tezahür edeceğini bilmiyoruz. Ama bir birlik bilinci getirecek. Evren ile bir olma bilinci uyanacak. Piramidin en tepesine çıkmamızı sağlayacak çok hızlı ve yoğun bir süreç olacak. 11 Şubat 2011′de başlıyor ve sadece 260 gün, yani 8,5 ay sürüyor. Bu hız sebebiyle 2011 yılında kaos ve kargaşa son noktasına varacak. Milletler, inançlar ve ırklar ve tüm zıt kutuplar arası bütün gerilim ve çatışmalar iyice güçlenecek. Ama bu olumlu bir şey çünkü her türlü çatışma kendini ortaya koymalı ki insanlar gerçeğin ne olduğunu anlayabilsin. Kendi kendine yetme ve manevi değerler öne çıkacak. İnsanlık olarak büyük bir tadilattan geçtiğimiz, acı verici bir süreç olacak. Buna ‘kıyamet’ de diyebiliriz. Çünkü bana göre, kıyameti zaten bir süredir yaşıyoruz. Ama bundan dersimizi alıp, Maya Takvimi’nin bitiş tarihi 28 Ekim 2011′in ardından artık yepyeni bir dünya yaratacağız.

28 Ekim 2011′den sonra bizleri neler bekliyor?

BİR YIL İÇİNDE EKONOMİK SİSTEM ÇÖKECEK
Maya Takvimi’nde her katta var olan 6 gece ve 7 gündüz döngüsü içinde ‘en kanalık dönemi’ 5. gece oluşturuyor. Beşinci gece genellikle yıkım getiriyor. 1930′larda yaşanan ‘Büyük Buhran’, Hitler ve 2. Dünya Savaşı, atom bombası dönemleri de zaten bir önceki katın 5. gecesinde ortaya çıkmıştı. İçinde bulunduğumuz dönemin 5. gecesi ise ekonomik krizin ortaya çıkışına denk geliyor. 5. gece Kasım 2007′de başladı, Aralık 2007′de ise Dow Jones endeksi düşmeye başladı. Kasım 2008′de sona erdiği sırada ise ABD’de Obama’nın başkan seçilmesiyle birlikte olumlu bir hava esmeye başladı. Yani yaşanan ekonomik kriz takvimdeki bir döngünün sonucu! Şimdi 8 Kasım 2009′dan itibaren yine bir gece döngüsüne giriyoruz. Ve bu kez çatlak yarılmaya başlayacak. Bunun somut sonuçları olarak 8 Kasım’dan sonraki bir yıllık dönemde çok daha büyük bir finansal çöküş yaşayacağız. Hatta ekonomik sistemin çöküşüne şahit olabiliriz. Bu büyük çöküş dünyayı algılayışımızda bir şok etkisi yaratacak. Böyle bir uyanışla paranın değerinin olmadığını anlamamız gerekiyor. Bu sayede para gibi soyut kavramları bırakıp sezgilerimizle doğayla birlikte hareket etmeye başlayabilir yeni dönemin bilincine atlayış yapabiliriz.

TAKVİMİN BİTİŞ TARİHİ KIYAMET GÜNÜ MÜ?
Size göre Maya Takvimi 2012 yerine 28 Ekim 2011′de sona eriyor. Bu tarihten sonra bizi ne bekliyor?
Bu tarihte fiziksel anlamda dünyanın sonu diye bir şey yok. Maya yazıtlarında bundan hiç bahsedilmiyor. Maya Takvimi tüm insanlığı kapsayan bir bilinç evriminden bahsediyor. Bütün mistik geleneklerde ulaşılacak bir yüksek bilinç hali var. Maya Takvimi’ne göre de buraya doğru gidiyoruz. Bu basamaklar bittiğinde gelinecek nokta ise birlik bilincine ulaşma, aydınlanma, uyanış, kemale erme, kıyama erme… Kıyamet de zaten aslında bu yönde bir kelime, uyanış, ayağa kalkma anlamına geliyor. Ölmesi gereken şey bizim fiziksel bedenimiz değil, eski bilincimiz. Bu tarihten sonra ise insanların huzur ve birlik içinde yaşayacağı bir dönem başlıyor. Özetle geçmiş ve geleceğin olmadığı, zaman kavramının kalmadığı yeni bir dünya yaratılacak. Yaşadığımız an ve o an orada olan değerli olacak. Böylece hakikati göreceğiz. Yöneticilere, aracılara, paraya gerek olmayacak. Çünkü herkes birbiriyle, doğayla, evrenle, tanrıyla bir olarak yaşayacak.
11-11-2009 10:35 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
uranus Çevrimdışı
.
*****
Uranyen Vip
lt=
Mesajlar: 448
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 15

Mesaj: #8
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
Bulundugunuz yer cok önemlidir.
Turkiyenin haritasına bir bakın, dogum haritasına ve 2010 daki astrolojik açıdan önemli günlere de bir bakın... nasıl etkilendigimizi göreceksiniz. Olaylar 31 Aralık 2009 daki ay tutulması ile baslayacak... 15 ocaktaki gunes tutulması pek etkiler gibi gorunmese de yine de bence etkili olacaktır ama esas tantana 26 Hazirandaki ay tutulması ile gundeme gelecektir ... o gün gökyüzünde öyle bir grand cross olusuyor ki, cok buyuk enerji gercekten... ve tamamen Turkiyenin haritasi tetikleniyor... artik deprem mi dersiniz, ic isyanlar mı, savas potansiyeli mi.... allah sabır versin, sağlık versin diyorum... cok zor bir doneme giriyoruz bence... zaten isaretler basladi bile... Korkuya dayalı baskı uygulanmaya basladı bile... gerim gerim geriliyoruz... yok kus gribi, yok domuz gribi, yok gdo lu urunler...her sey korku...korku neden kaynaklanır, bilgisizlikten, yarım bilmekten... bizler biliyoruz ki, Turkiyemizin hem yer altı kaynakları hem yer ustu kaynakları ve ürünleri aslında hepimize yeter, Şu anda 70 milyonsak, 100 milyon olsak bile rahatca yeter ve o yuzden dunyanın gözü bizde, bizim topraklarımızda...
Bizler, yani insanlar da degismiyor muyuz... bundan 100 sene önceki insanlarla aramızda daglar kadar fark var, en azından ömürler uzadı, boylar uzadı... bedenler daha bir gelişti... dolayısıyla arkadaslar hic bir seyden korkmayın ve uyum ve nese icinde yasamaya devam edin... Korkuyla yasanmaz...bunlar uzerimizde baskı olusturmak istiyorlar, korkuyla ...bu yüzyıllardır yapılan bir oyundur aslında...dinlerle baslamıstır korku... yapmazsan cehennemde cayır cayır yanarsın.... sonra bu din uzerine felsefeler kurulmustur ve sonra da bilim... temelinde hep korku vardır... Bu gun de aynı taktik gidiyorlar....yok kus gribi, yok abc gribi, yok gdo lu ürünler, yok ergenekon....ne hallere dustuk...devamli bir tedirginlik, ve korku hakim hayatimiza...Deniz anlatiyor, sinifta 11 kişi kalmişlar, sinifin yarisi hasta...gelemiyor... ne yiyecegimizi şaşırdık artık...maskeyle dolaşmaya başladık....
Bunlar bence hep bilinçli programlanan olaylar...farknda olursak yırtarız...yani korkunun farkına varmak lazım, sebebini, amacını bilmek lazım...o zaman korkmazsın zaten...

26 haziranda olusacak grand gross lu bir ay tutulması aslında cok buyuk bir enerjiyi gösteriyor... Kisisel olarak yengec, oglak, koc ve terazi burcunun ilk haftasında doganlar için bu enerji bence bulunmaz bir firsattir... Şimdiden planlar yapınız... çünkü çok kolay aşama yapabilirsiniz... bir ev değiştirmek, iş değiştirmek, işe girmek, çocuk yapmak, evlenmek, bosanmak...köklü degisimleri sembolize edecektir bu enerji...Gunes merkur beraberligi, zıttında Ay - pluton , terazideki Saturn ve zıttında Uranus - Jupiter beraberligi...0-2 derece Koc ta...o kadar yakın orblarda ve kuvvetli bir büyük kare...Ve turkiyenin haritasında hem Saturn, hem asc aksı, hem 4. evindeki Ay hem de 10 evindeki Uranus tetiklenecek ve Uranus döngüsü baslayacak...1919 daki gibi...Bu enerji ile Turkiyemiz insallah dogru seylere gebe olur....
Bir de 15 ocakta 2010 da yani 2 ay sonra, gunes tutulması var ki, o da Turkiyenin haritasında 1. evindeki Plutonu tetikleyecektir...
Sayet Türkiyemiz 2010 u dogru atılımlarla kapatırsa o zaman bence bizi tutamazlar...2012 ve ilersi icin Türkiye dünyanın da umudu olabilir...Ama tam tersi de olabilir...yerle bir de olabiliriz...Bunun için ne yapmak lazım...Bece pozitif dusunceyi, iyi niyeti bırakmamak lazım...Korkularımızı bir bir deneyimlemek, işin aslını ögrenmek lazım...saglıklı akıl saglıklı beden de olur, ilkesini unutmamak lazım.... Bireysel olarak saygın kişilerle dalaşmamak lazım. Bir iş yetmez, iki üç iş yapmak , belki 5-6 saat uyku uyuyarak yasamaya alısmak lazım... Ve herseyden önemlisi herkesin onumuzdeki yıl için önemli hedefleri olması lazım...Hedef yoksa ne yapacağınızı şaşırırsınız,bunalıma götürebilir bu enerji... hedef varsa enerji güzel akar...

Böyle durumlarda kendime örnek aldığım bir cümleyi sizlerle paylasmak isterim, aslında belki bunu daha önceden de yazmıştım...
Geçmişini düşünüp pişmanlık duyarsan, geleceğini düşünüp endişe duyarsan, o zaman "gerçek" kavramının başka bir anlamı olduğu, başka bir gezegende yaşıyorsun, demektir....
Bu yüzden ben derim ki, bırakın 2011 i, 2012 yi düşünmeyi, bugünümüze bakalım önce...

sevgiyle kalın....

Mutluluğumun sınırı, başkalarının mutsuzluk sınırına kadardır.
11-12-2009 12:14 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #9
RE: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
'' Onların '' yaklaşımı ; Krizler fırsatlar doğurur..

oysa gözden kaçırıyorlar ki ; Krizler başka ''şeyleri '' de doğurur..

11-12-2009 02:38 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
JoMaJa Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip
lt=
Mesajlar: 397
Üyelik Tarihi: Jun 2008

Rep Puanı: 8

Mesaj: #10
Cvp: 2012 Bilmecesine Astrolojik Bakış
Oy oy ben 26 haziran tutulmasına daha önce hiç bakmadım.Hey maşallah o ne öyle.İşin abuk tarafı tam o tarihlerde hayatımla ilgili değişiklikleryapacağım(ölmezde sağ kalırsam tabi :D )

Öncü burçlarda hiç bişeyim olmadığı için sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.En iyisi öncü burçların başına gelenleri gördükten sonra karar vereyim.evill


Ama hakikaten artık bu korku psikolojisinden kurtulmamız lazım.Şahsen bana fena daral geldi.
11-12-2009 02:55 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir