[SoL@RÎ$]

Tebriz'de 1185 yılında dünyaya gelmiştir. Asıl ismi Mevlana Muhammed'dir. Melik Dad oğlu Ali adında bir zatın oğludur ve "Şemseddin" yani dinin güneşi lâkabıyla anılmıştır. Muhammed(s.a.v)'in ahlakını örnek alan Şemseddin-i Tebrizi, devamlı bir arayış içerisinde olmuş, manevî bir işaret üzerine de Mevlana'yı arayıp bulmuştur. Dünyaya, kılık ve kıyafete önem vermeyen Şems, Mevlana ile üç-üçbuçuk yıl süren beraberliği neticesinde onun hayatında yeni ufukların açılmasına vesile olmuş, onu ilahî aşkın potasında eriterek, kâmil bir Hak aşığı yapmaya muvaffak olmuştur. Şems-i Tebrizi Şam'a döndüğünde, Mevlana Celaleddin için onun yokluğu dayanılmazdır. Şems'in varlığını kabullenememiş kimseler, Mevlana Celaleddin'e ileri geri laflar etmişlerdir. Mevlana'nın bu kimselerden birine verdiği cevap şöyledir:"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."

işte en sevdiğim şiir etmeee!!

incelenmesini çok çok çok istediğim günes ısıgı ismini veren potansiyeli cok merak ediyorum keske haritasını bulabilseydim

[Schatz]

duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.

ey, makamı var ve yokun üstünde olan kişi
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehri o şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.

harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

isyan et eyy arkadaşım, söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

[SoL@RÎ$]

almira Yazılan:duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

ey ay, felek harab olmuş, ziyan olmuş senin için
bizi öyle harab, öyle ziyan ediyorsun, etme.

ey, makamı var ve yokun üstünde olan kişi
sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehri o şeker, şekeri zehrediyorsun, etme.

harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

isyan et eyy arkadaşım, söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

teşekkürler

[Schatz]

Komik adamdan derin birşey dinlemek şartlanmada olsa beni kesmiyor...

Bunu adını bilmiyorum ama bu ses daha yorumlamış gibi geldi ...

Çok güzel bilgi tşk.ler Kaylicim

[pasifik]

Şems-i tebrizi 'yi islam alimleri ansiklopedisinden okumuştum,bir kıssa var hakkında aynen yazıyorum
Şemsi tebrizi hazretleri Şam'dan Konya'ya gelirken ,yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi.Fakat uğredığı bütün hanların dolu olduğunu,hiç kalacak yer olmadığını öğrenince,camide sabahlamak istedi.Camiye gidip yatsı namazını cemaatla kıldı.Cemaat dağıldığında,o hala duaya devam ediyordu.Duasını bitirdiğinde,camide kimse kalmamıştı.Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı.Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti.Bir müddet sonra caminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevli,camide birinin yattığını görünce,yanına yaklaşarak:'Burada yatılmaz kalk!' Şemsi tebrizi hazretleri doğrularak dedi ki:'benim kimseye bir zararım dokunmaz.Garibim,uzak yoldan geliyorum.Hanlarda da yatacak yer yokmuşbaşka kalacak bir yerim de yok.Bırak da burada sabahlıyayım'Camiyi kilitlemek için gelen dedi ki:'Beni uğraştırma,sana kalk dışarı çık dedim,yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim.'
Şemsi tebrizi bu sözler üzerine bir tuhaf oldu.Hemen ayağa kalktı.Cübbesini toparlayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı .Camiden çıkmasını isteyen onun arkasından bakarken,aniden boğuluyormuş gibi oldu.Bunun üzerine'İmdat,boğuluyorum 'diye bağırmaya başladı.Bunu işiten imam koşarak geldi.Ona;'ne oldu,niye bağırıyorsun ?'diye sordu.Kayyum durumu anlatınca,hemen camiden çıkıp koşarak,Şemsi tebrizi hazretlerine yetişti.Kendisine dedi ki:'efendim o cahildir,bir terbiyesizlik etmiş,Ne olur affedin'Şemsi tebrizi hazretleri imam efendiye baktı.Üzüntülü bir şekilde buyurdu ki:'Onun işi benden çıktı,benim yapabileceğim bir şey yoktur.Ancak imanla ölmesi için dua edebilirim' yani böyle bir olay aklıma direkt pluto yu getirdi,ee şems senin benim dostum değil ki,Allah Teala'nın dostu dostun intikamı denilemez ama ona benzer bir olay
Elif şafak'ın aşk adlı romanında da Şems-i mevlanayı ilahi yönde manipule eden ,gizemli,esrarengiz,korkusuz bir insan vasfında anlatılmış,gerçek hayatı da bununla paralellik gösteriyor gibi,yani demek istediğim Şemsi tebrizi plutonikti sanırım

[aeon]

pasifik338 Yazılan:Şems-i tebrizi 'yi islam alimleri ansiklopedisinden okumuştum,bir kıssa var hakkında aynen yazıyorum
Şemsi tebrizi hazretleri Şam'dan Konya'ya gelirken ,yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi.Fakat uğredığı bütün hanların dolu olduğunu,hiç kalacak yer olmadığını öğrenince,camide sabahlamak istedi.Camiye gidip yatsı namazını cemaatla kıldı.Cemaat dağıldığında,o hala duaya devam ediyordu.Duasını bitirdiğinde,camide kimse kalmamıştı.Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı.Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti.Bir müddet sonra caminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevli,camide birinin yattığını görünce,yanına yaklaşarak:'Burada yatılmaz kalk!' Şemsi tebrizi hazretleri doğrularak dedi ki:'benim kimseye bir zararım dokunmaz.Garibim,uzak yoldan geliyorum.Hanlarda da yatacak yer yokmuşbaşka kalacak bir yerim de yok.Bırak da burada sabahlıyayım'Camiyi kilitlemek için gelen dedi ki:'Beni uğraştırma,sana kalk dışarı çık dedim,yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim.'
Şemsi tebrizi bu sözler üzerine bir tuhaf oldu.Hemen ayağa kalktı.Cübbesini toparlayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı .Camiden çıkmasını isteyen onun arkasından bakarken,aniden boğuluyormuş gibi oldu.Bunun üzerine'İmdat,boğuluyorum 'diye bağırmaya başladı.Bunu işiten imam koşarak geldi.Ona;'ne oldu,niye bağırıyorsun ?'diye sordu.Kayyum durumu anlatınca,hemen camiden çıkıp koşarak,Şemsi tebrizi hazretlerine yetişti.Kendisine dedi ki:'efendim o cahildir,bir terbiyesizlik etmiş,Ne olur affedin'Şemsi tebrizi hazretleri imam efendiye baktı.Üzüntülü bir şekilde buyurdu ki:'Onun işi benden çıktı,benim yapabileceğim bir şey yoktur.Ancak imanla ölmesi için dua edebilirim' yani böyle bir olay aklıma direkt pluto yu getirdi,ee şems senin benim dostum değil ki,Allah Teala'nın dostu dostun intikamı denilemez ama ona benzer bir olay
Elif şafak'ın aşk adlı romanında da Şems-i mevlanayı ilahi yönde manipule eden ,gizemli,esrarengiz,korkusuz bir insan vasfında anlatılmış,gerçek hayatı da bununla paralellik gösteriyor gibi,yani demek istediğim Şemsi tebrizi plutonikti sanırım

adamı boğdurana kadar.şems bir yer yatağı isteseymiş daha pratik olurmuş )

ben cami görevlisinin yerinde olsam aynı şeyi yapardım.şems çok dar bakış açısına sahipmiş.afferim görevini yapıyorsun diyeceği yerde.adamı ölümüne vesile olmuş.

[pasifik]

aeon Yazılan:

pasifik338 Yazılan:Şems-i tebrizi 'yi islam alimleri ansiklopedisinden okumuştum,bir kıssa var hakkında aynen yazıyorum
Şemsi tebrizi hazretleri Şam'dan Konya'ya gelirken ,yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi.Fakat uğredığı bütün hanların dolu olduğunu,hiç kalacak yer olmadığını öğrenince,camide sabahlamak istedi.Camiye gidip yatsı namazını cemaatla kıldı.Cemaat dağıldığında,o hala duaya devam ediyordu.Duasını bitirdiğinde,camide kimse kalmamıştı.Cübbesini çıkarıp başının altına koyarak uzandı.Günlerce süren yolculuğun verdiği yorgunlukla hemen kendinden geçti.Bir müddet sonra caminin kapılarını kilitlemek üzere gelen görevli,camide birinin yattığını görünce,yanına yaklaşarak:'Burada yatılmaz kalk!' Şemsi tebrizi hazretleri doğrularak dedi ki:'benim kimseye bir zararım dokunmaz.Garibim,uzak yoldan geliyorum.Hanlarda da yatacak yer yokmuşbaşka kalacak bir yerim de yok.Bırak da burada sabahlıyayım'Camiyi kilitlemek için gelen dedi ki:'Beni uğraştırma,sana kalk dışarı çık dedim,yoksa yaka paça seni dışarı atmasını bilirim.'
Şemsi tebrizi bu sözler üzerine bir tuhaf oldu.Hemen ayağa kalktı.Cübbesini toparlayarak sessizce kapıdan dışarı çıktı .Camiden çıkmasını isteyen onun arkasından bakarken,aniden boğuluyormuş gibi oldu.Bunun üzerine'İmdat,boğuluyorum 'diye bağırmaya başladı.Bunu işiten imam koşarak geldi.Ona;'ne oldu,niye bağırıyorsun ?'diye sordu.Kayyum durumu anlatınca,hemen camiden çıkıp koşarak,Şemsi tebrizi hazretlerine yetişti.Kendisine dedi ki:'efendim o cahildir,bir terbiyesizlik etmiş,Ne olur affedin'Şemsi tebrizi hazretleri imam efendiye baktı.Üzüntülü bir şekilde buyurdu ki:'Onun işi benden çıktı,benim yapabileceğim bir şey yoktur.Ancak imanla ölmesi için dua edebilirim' yani böyle bir olay aklıma direkt pluto yu getirdi,ee şems senin benim dostum değil ki,Allah Teala'nın dostu dostun intikamı denilemez ama ona benzer bir olay
Elif şafak'ın aşk adlı romanında da Şems-i mevlanayı ilahi yönde manipule eden ,gizemli,esrarengiz,korkusuz bir insan vasfında anlatılmış,gerçek hayatı da bununla paralellik gösteriyor gibi,yani demek istediğim Şemsi tebrizi plutonikti sanırım

adamı boğdurana kadar.şems bir yer yatağı isteseymiş daha pratik olurmuş )

ben cami görevlisinin yerinde olsam aynı şeyi yapardım.şems çok dar bakış açısına sahipmiş.afferim görevini yapıyorsun diyeceği yerde.adamı ölümüne vesile olmuş.

adamın öleceği vardı belki ben burada adamın ölümüne sebeb olmasından çok ölmeden önce hoşgörülü olmak dersini çıkardım da

[aeon]

pasifik338 Yazılan:adamın öleceği vardı belki ben burada adamın ölümüne sebeb olmasından çok ölmeden önce hoşgörülü olmak dersini çıkardım da

sen şemse toz kondurmamak için yapmışsındır.

çünkü şemse yapma etme falan diyorlar.bellik ki şemsin de parmağı var bu işte.
belki daha derin manaları vardır.

ölümüe hoş görüden çok bence ," tasavvuf alimine yamuk yaparsan.

ipini çekerler" felsefesi var. )

[pasifik]

aeon Yazılan:

pasifik338 Yazılan:adamın öleceği vardı belki ben burada adamın ölümüne sebeb olmasından çok ölmeden önce hoşgörülü olmak dersini çıkardım da

sen şemse toz kondurmamak için yapmışsındır.

çünkü şemse yapma etme falan diyorlar.bellik ki şemsin de parmağı var bu işte.
belki daha derin manaları vardır.

ölümüe hoş görüden çok bence ," tasavvuf alimine yamuk yaparsan.

ipini çekerler" felsefesi var. )

ee haklısın bu da yok değil yani hengi açıdan bakarsan bak ayağını denk al mesajı var parçada

[aeon]

vallahi bende de müthiş görev aşkı vardır.verilen işi yaparım.
bir de yetki ver babasını kessin olayı da var.

şimdi kendimi düşündüm orada.değil kovmak , döve döve atardım. "otel mi len burası Allahın evi defol " falan .

büyük ihtimal filistin askısına alırdı

ama bu görünen anlamı .bu işlerde simge ve mecaz hat safhada.belki çok farklı birşeyi de anlatıyordur