Değerlendir:
  • 33 Oy - 2.48 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Mundane Astroloji
Yazar Mesaj
Simurg Çevrimdışı
.
**
Kayıtlı

Mesajlar: 751
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #31
Cvp: Mundane Astroloji
BOĞA BURCU MEDYASI

Türkiyede Güneş Akrepte olduğundan biz yöneticilerimizi çoğunlukla ya Akrepten ya da Akrepte yıldızı olanlardan seçeriz.Akrepe muhalif olan ona karşı duran burç Boğadır.Akrep bir anlamda ortaklık burcudur.Ama Teraziden farklı olarak Malların,Paraların ortaklığını vb. temsil eder..Yıllarca yönetime gelen yöneticilerin ortak paramızı hiç etmelerini anlatır belki de.

Yalçın Küçük,Ergenekon ile ilgili sorgulanmak için götürülürken sorulan sorulara karşılık Diktatörya! diye bağırıyordu.İşte o diktatörya sanki basın dünyası için geçerli oldu.
Medyanın 'Amiral Gemisi 'Hürriyetin genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök (4 Ağustos 1947) görevinden ayrıldı..1 Mayıs 1948 Hürriyetin yayın hayatına başladığı tarih.Bu tarihi saat olmaksızın Hürriyetin doğum günü kabul edersek Aslandaki Mars,Saturn,Plutonun hem transit Marstan etkilendiği hem de TC. natalinde 3.evdeki Aslan burcuyla uyuştuğunu görürüz.Ancak yaptığım araştırmada ilginç bir veriye ulaştım. Astrolojiseverlerin bu araştırmayı kendilerine mal etmeyecekleri dileğiyle buraya yazıyorum:

İş Basında kalıcılığa geldiğinde Türkiyede Boğa burcunun daha önemli olduğunu gördüm.Sanırım bu Akrepe(TC. Güneşi Akrepte) muhalif olan Boğa burcuyla alakalı.

Basındaki tutum çoğunlukla öyle değilmidir.Yani yönetime muhaliftir.Bu halkın, iktidarı seçtikten sonraki duruşudur.Aynı duyguları,eleştirel bakışı kullanır.Hani bazı gazetelerde yazar ;Halkın sesi haklının sesi vb.gibi deyimler sloganlar,bu ana fikir etrafında toplaşır.Geçmişte iktidarlara yakın gazeteler olmuştur ama bugünkü gibi menfaate dayalı olduğu pek söylenemez.

İktidarın tarafında olan,onun yardakçısı,yanlısı olan gazete sevilmez.Muhalif olmalıdır.Bu gazetenin genel ahlak,etik değerler açısından olması gereken taraftır.Bu taraf;Olaylara ve halka tercüman sloganı gibi eleştirel bir bakış açısıyla(Siyasal görüş gözetmeden) halkın yararına yönetimi,yapılanları,doğruyu yanlışı yorumlar.Yönetimin hatalarını gündeme getirip bunları düzeltmesini ister.Ama körcesine bir kötüleyiş değildir bu.

Halkla bütünleşik bir duruş şekillendiği için halk bu duruşu kendisinden sayar ve onunla özdeşleşir.Böylece ona olan ilgisi kolay kolay azalmaz.Bu durum bir gazete için tiraj avantajıdır.Yüklendiği Boğasal misyon Türkiye açısından kolay kolay yıkılmayacak devamlılık,sönmeyecek bir Ateş demektir.

Bir zamanlar evler,arabalar,eşyalar,promosyonlar verdiklerini,zamlara tepki verdiklerini göz önüne alırsanız Boğasal misyonu daha iyi kavrayabilirsiniz.Boğa burcu döneminde yayın hayatına başlayan gazeteler.Tıpkı Boğa burcu gibi kararlılık,devamlılık sergilemişler.Kalıcı olmayı başarmışlardır.Aynı zamanda bu gazete sahiplerinin büyük paralar da kazandıklarını göstermiştir.Kazandıkları büyük paralar onların holdingleşmelerine,basın dışında yatırımlarını çoğaltmalarına yol açmıştır.

Basın büyük güçtür.Bu nedenle bu büyük gücü kullananlar da bu gücün farkındaydılar.Bu nedenle zamanla iktidara gelenler,halkın üzerlerindeki etkisini kullanarak onları kendi taraflarından olmaya zorlamaya başladılar.
Yöneten Akrep zekası hemen olayı çözdü.Madem bunlar holdingleştiler ve madem ben iktidarı,gücü elimde tutuyorum;o halde Boğanın yöntemini yanlış kullananları kendi yöntemleriyle kendi suyuma ortak edeyim diyerek onların para musluklarına -birazda Akrepsel misyonla -maniplasyon uygulamaya başladı.Böylece paraya tapar haldeki medya;yönetimsel anlamda hizaya geldi.Yandaş Medyanın zaferi.

Tarafsızlığın yok olduğu ,karşıt fikirleri ezen,düşman gördüğünü yaşatmayan Akrep in gölgesi diye tanımlayacağımız bir durum yaşanıyor şu an Türkiyede.Oysa bağımsız yargı gibi,İktidar, Basına,hakaret ve yalan vs.gibi durumlar dışında müdahale edememeliydi.Siyasallaşmış ve bağımsızlığını kaybetmiş basın, basın değil başka birşeydir.Gazetecilik Adalet gibi renge boyanmayacak kadar değerli bir kurumdur.Ama bu duruma düşmelerine birazda kendileri sebep oldular demek yerinde olur.

Sırasıyla Türkiyede en çok satan devamlılığı en çok olan gazeteler.Boğa burcu döneminde yayın hayatına başlamışlar:

1-Cumhuriyet Gazetesi:,Türkiyenin en köklü gazetesidir.İsmini Atatürk vermiştir.7 Mayıs 1924 (Boğa)tarihinden beri Türkiye'de yayımlanan günlük gazetedir.

2-Hürriyet Gazetesi:1 Mayıs 1948(Boğa)de yayın hayatına başladı.Erol Simavi tarafından kuruldu.Türkiyenin en popüler ve etkili gazetesi haline geldi.Amiral Gemisi lakabıyla Türkiyenin sürekli tirajı en yüksek gazetesi oldu.

3-Milliyet Gazetesi:İlk sayısı 3 Mayıs 1950(Boğa)de yayımlandı.Kurucusu Ali Naci Karacan dır.Sonradan o da Hürriyet gibi Doğan Yayın Holdinge katıldı.

4-Türkiye Gazetesi: Dr. Enver Ören tarafından 22 Nisan 1970(Boğa)yılında kuruldu.. Türkiye Gazetesi, İhlas Holding'in bir parçasıdır ve holdingin ilk kurumudur.1 Milyon 400 Bin günlük tiraj rekorun hala kırılamadığı söyleniyor.

5-Sabah Gazetesi:22 Nisan 1985'(Boğa)te Dinç Bilgin'in kurduğu ve sahibi olduğu Sabah Yayıncılık A.Ş. bünyesinde yayımlandı.Tüm Türkiye'de etkili bir gazete haline geldi.Sonradan el değiştirdi.

Tercüman Gazetesi. 26 Mayıs 1955'(İkizler)de yayına başladı.Kemal Ilıcak, Sadettin Çulcu ve Ünal Sakman tarafından kuruldu. Kemal Ilıcakın ölmesiyle popülaritesini kaybetti.İkizler burcunun etkisiyle sanırım bir ara 2 tane Tercüman yayımlandı.

Günaydın Gazetesi.Haldun Simavi kardeşi Erol Simavi'den ayrılarak 26 Kasım 1968'(Yay)de Günaydın'ı yayımlamaya başladı.Satılmasıyla popülatiresini kaybetti.Sanırım şu an çıkmıyor.

Zaman Gazetesi.3 Kasım 1986 yılında yayın hayatına girdi.Güneşsel duruşu nedeniyle ne kadar güçlendiğine TRT ye bile egemen olduğu dikkate değer..Oysa TRT özerk bir kurum olarak kuruldu..
(1)


Eğer Türkiyede gazete kuracaksanız Boğa döneminde yayın hayatına başlasın ki kalıcı olsun.Çünkü dünya Boğa'nın boynuzunda duruyor.Ama olumlu Boğa özellikleriyle..

my.opera.com
01-21-2010 08:55 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Simurg Çevrimdışı
.
**
Kayıtlı

Mesajlar: 751
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #32
Cvp: Mundane Astroloji
HAİTİ DEPREMİ ve SABİT YILDIZLAR

Diana K Rosenberg



Beatrice Boucher şöyle yazmış: “Astrolojinin yardımıyla bu depremi öngörebilir miydik?” Henüz depremleri öngörmek mümkün değil, ama benim “deprem hava durumu” –yani, ortalamanın üzerinde yükselişlerin olduğu dönemler- dediğim şeyi deneyimleyecek bölgeleri saptamakta kullanılabilecek göstergeler mevcut.



Haiti depreminde, 31 Aralık 2009’daki Ay Tutulmasında Port-au-Prince’te felaket sabit yıldızlarının en kötü tanınmışı olan Algol yükseliyordu. Bu da kitlesel ölümler olasılığını da barındıran bir sorunun gizli gizli hazırlandığının kesin işaretiydi. Antik Çin’de Algol onların “Büyük Hendek” (yığılmış cesetler) yıldızıydı.



Algol’un transit aldığı veya köşelerde bulunduğu bazı durumlara örnekler:

Algol ve patlamalar, depremler:

365 yılında büyük bir deprem ve tsunami Girit’i, Yunanistan’ı, Kıbrıs’ı ve İskenderiye’yi vurduğunda,

1857’de İtalya’da Büyük Napolitan Depremi 11.000 kişiyi öldürdüğünde,

1906’da 8.9 büyüklüğünde tsunami-deprem Tumaco, Kolombiya, Cabo de San Fransisco ve Ekvador’u (San Fransisco depreminden 3 ay önce!) vurduğunda,

1976’da 8.5 büyüklüğünde Çin’de Tang Shan depremi 250,000 kişiyi öldürdüğünde,

1980’de St Helens dağı depremlerin ardından patladığında,

1902’de Pelee dağı patlayıp, Martinik’te Saint Pierre şehrinin tümünü süpürüp 30,000 kişinin ölümüne sebep olduğunda,

1991’de Japonya’da Unzen dağının volkanik akıntısı gazetecileri, volkan uzmanlarını ve polisi öldürdüğünde,

1996’da Meksika volkanı Popocatepetl aniden patlayıp, 5 dağcıyı öldürdüğünde Algol transit alıyordu veya köşelerdeydi.


Uranyen gezegen Admetos (yeryüzü, emlak, derinlik, kısıtlama, durma, ölüm) günümüzde 25 derece Boğa’dadır (Algol). Port-au-Prince’deki tutulmanın tepe noktası Dorsum, Theta Capricorni’ydi (13 derece 59 dakika Kova). Yerkabuğunun kabarmasında Dorsum genellikle dikkati çeker.


1202'de güçlü bir deprem Filistin'i,Samaria'yı ve Galilea'yı vurup, Ürdün nehrindeki haçlı kalesi Vadum Jacob'u dağıttığında,

1783'te ateş ve buz birleşerek İzlanda'da Laki dağı 8 mil açılıp, çatlaklardan Niyagara Şelalesi benzeri lavlar aktığında, 322 kilometrekare alan lavlarla kaplandığında, gazlar güneş ışınlarını kapattığında, 10,000 kişi ve sığırların ve diğer hayvanların üçte biri öldüğünde, kara bulutlar Avrupa'da 1783-84'te zorlu bir kışa neden olduğunda,

1815'te Tambora patlayıp 10,000 kişiyi hemen, 82,000 kişiyi açlık ve hastalıktan öldürdüğünde, küller güneşi kapatıp 1816'da dünya çapında yaz yaşanmayıp kıtlık olduğunda,

1999 Ağustos'unda (güneş tutulmasından 6 gün sonra)7.8 büyüklüğündeki İzmit depremi binlerce kişiyi yakaladığında,

2004'te 10 dakika süren büyük Sumatra-Andaman denizaltı depremi (9.15-9.3 büyüklüğünde) tsunamilere neden olup Endonezya, Tayland, Hindistan, Sri Lanka, Somali, Seyşel adaları ve Doğu Afrika'yı yıktığında (bu sefer Neptün), 200,000-320,000 kişi ölüp, yerküre titrediğinde, modern zamanların en büyük felaketi yaşandığında Dorsum'un üzerinde gezegenler vardı.



(Bunlar benim inşallah bu sene yayınlanacak olan "Secrets of Ancient Skies" isimli kitabımdan alıntılardır.)



Not: 11 Eylül'den hemen önceki dolunayda New York şehrinin haritasında Algol IC'ye kavuşum yapıyordu.

astrolojidergisi.com
01-26-2010 04:22 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Schatz Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 711
Üyelik Tarihi: May 2009

Rep Puanı: 0

Mesaj: #33
RE: Mundane Astroloji
Polonya Cumhurbaşkanı için ve eşi için ... ve 98 kişi için ...

Onların belirgin statükoları olmadığı için yazamıyorum :(

Balık yanımla çok üzüldüm....

Allah taksiratlarını affetsin...

Uçağın Rusyaya yakın yerde düşmesi ...Plotik etkilerden hiç çıkmayan ..Süyikasti düşündürüyor...

Bu ideada oğlak neptünden inciler gülücük))
04-11-2010 12:53 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #34
İkizler'de Yeniay: Terör´e Ve İç Barış´a Önem Verilmeli
Yeniay 12 Haziran’da gerçekleşirken, haritada Terazi burcunun yükseldiğini görüyoruz. Hareketin ve değişimin özellikle dikkat çektiği bir haritada bu. Sabit burçlarda hiçbir güç yer almıyor ve haritanın eksenlerinde öncü burçlar duruyorlar. Öncü burçlar yeni tutumların belirdiği ve ortaya konduğu alanlardır. Koç hariç hepsinde stratejik bir tutum vardır. Yeniayın gerçekleştiği İkizler ise değişken bir burçtur. Değişken burçlarda ise dağılma, dağıtma ve uyum süreci hakimdir. Durum böyle olunca, içinde bulunduğumuz sürecin pek çok açıdan dengesiz ve istikrarsız koşullar getirdiğini söylemeliyiz.

[Resim: yeniay.gif]

Yeniayın yöneticisi Merkür İkizler burcunda, haritada uzakları, yabancıları, uluslararası konuları anlatan 9. evde yer alıyor ve 12. evde yine Merkür yönetimindeki Mars’la kare açı içerisinde duruyor. Bu ev gizli kalan şeyler, gizli servisler ve elde olmayan nedenlerle yakından ilgilidir. Bu alanda Başak burcunda Satürn’ünde yer alması sağlık, düzen, organizasyon, her türlü hizmet ve emekçileri, işçileri anlatan konularda huzursuzluklar ve şiddet yaşanabileceğini anlatmakta. Mars aynı zamanda 7. evin de yöneticisi durumunda olduğu için, kuşkusuz bu durum ülkemizin anlaşmalarını, ortaklaşa götürdüğü ilişkileri, müttefiklerini ve düşmanlarını da yakından bağlamakta, bu konunun içerisine yerleşmekte.

Milli Hassasiyetler, Uluslararası Dengeler Başbaşa

Diğer yandan yükselen Terazi de, içinde bulunduğumuz dönemde diplomasinin, denge ve uyumun ya da uyumsuzluğun, çıkarları koruma isteğinin ön planda kaldığını anlatmakta. Bu haritada ülkemizin yükselen burcu Yengeç’in haritanın tepe noktasında yer alması, ülkece milli hassasiyetlerin ve geçmişten gelen yaraların (güney ay düğümü) güçlü bir biçimde öne çıkacağını, global anlamda dikkat çekeceğini ve bu durumun uluslar arası konularla da (Ay 9. evde) yakından ilişkili olacağını ifade etmekte. Geçtiğimiz günlerde Israil’in 9 Türk vatandaşımızı öldürdüğü gemi baskınının yankılarının ve tesirlerinin devam edeceği bir dönemden geçtiğimiz kolaylıkla görülüyor. Haritada Venüs’ün de bu alanda olması destekleyici olsa da, Venüs Yengeç’in son derecelerinde, Satürn kısmi asaletinde ve gündüz haritasında güçlü görünmüyor. Daha çok bitmekte, tükenmekte olan bir konuyu anlatıyor. Venüs’ün aynı zamanda 12. evdeki Satürn’le de (hala son kez ülkemizin komşularını gösteren 3. evinde transit ediyor) partil sekstil açısı destekten çok sıkıntı niteliğinde görülmekte.

Gizli, Perde Arkası Konular Ve Faaliyetler


Haritada uluslararası konulara, hukuki konulara, akademik alanda vurgu yapan 9. evdeki Güneş Mars kısmi asaletinde durmakta ve aynı zamanda gizli kalan durumları anlatan 12. evdeki Satürn’le de kare açı içerisinde görülmekte. Bu dönemde, uluslararası konularda çift durumlar, engellemeler, gizli durumlar ve bolca huzursuzluk bekleyebiliriz. İkizler ülkemizin haritasında yine 12. evde yer aldığı için, kontrol edilemeyen faktörlerin çok daha dikkat çekici bir biçimde yaşanabileceğini, komploların ya da dikkatsizliklerin, yanlış kararların, dedikoduların, istihbaraya ait konuların, medyanın getirdiği yıkıcı koşulların gündeme gelebileceği görülmekte. Haritanın almuteninin de Merkür olması ve Merkür’ün güçlü olmakla birlikte, ülkemiz haritasında 12. evle bağlantısı, yine bu haritada 12. evdeki Mars’la olan karesi askeri konuların, gizli servislerin, yıkıcı faaliyetlerin çok fazla vurgulanacağını anlatmakta.

Toplumu, halkı anlatan Ay İkizler’de kendi ışığının dışında görülüyor ve Satürn’le kare açı kalıyor. Bu durum toplumda ikiye bölünmüşlük, huzursuzluk ve endişe göstergesi. Halk insani yardım konusuna (Neptün Kova 5. ev) olumlu bakıyor. Hatırlarsanız, gemi baskını gerçekleştiği sırada Aslan burcundaki Mars ( yıkıcı gururun yarattığı savaş, ölümler, saldırganlık) Kova burcundaki Neptün’le (insani yardım, esirgeme) karşı karşıya durmaktaydı.

Yeniay haritasında diplomasi, ilişkiler, anlaşmalar ve açık düşmanlıklar evinde yanyana 0 derece Koç burcunda duran Jüpiter ve Uranüs, diplomasi alanında daha farklı bir tutuma ve yeni doğan koşullara işaret etmekte. Ancak Mars’ın Başak’ta 12. evde yer alması halihazırda, bu alandan yapıcı bir sonuç çıkarılmasının kolay olmayacağını, perde arkasındaki tutumların çok daha etkin olabileceğini ifade etmekte. Diğer yandan, haritada 4. evde, bu birleşimle kare içerisinde duran Pluton ülke içerisinde, iç işlerinde zorlayıcı önlemlerin ve katı bir tutumun alınacağını, diplomasiden kaynaklanan nedenlerle iç işlerinde ve ülke güvenliğinde çok dikkatli davranılması gerektiğini gösteriyor.

Dolunay´da Pluton Vurgusu

Çok daha dikkatli olunması gereken bir durumu, 26 Haziran’da gerçekleşecek olan Dolunay haritasında görüyoruz. Yeniay’ın getirdiği koşulları sonuca bağlayacak olan bu haritada dolunay Yengeç burcunun 4. derecesinde gerçekleşirken, Pluton bağlantısının ne kadar ön planda olduğunu görüyoruz. Ay’la partil, aynı derecede birleşen Pluton, doğal olarak Güneş’le de karşıt durmakta. Karşıt açı en büyük farkındalık durumudur ve çoğunlukla kendimizde eksik gördüğümüz koşulların dışarıdan nakledilmesine işaret eder. Bu gezegenin Pluton olması önemli zira Pluton baskı getiren koşulları, yenilenmeyi ve güç savaşlarını açıklar. 2008’den bu yana ülkemizin diplomasi evinde ilerleyen Pluton, son iki yldır sürdürülen yeni dış politika ekseninin çok hassas bir zamandan geçeceğini anlatmakta. Haziran ayının son günlerinde ve Güneş tutulmasının gerçekleşeceği 11 Temmuz civarında, sözünü ettiğimiz gelişmelerin, dış politikayı son derece yakından ilgilendiren mücadelelerin, baskıların sahne alabileceği anlaşılmakta. Ülkemiz ancak dikkatli, kontrollü ve duygusal olmayan bir yaklaşım izleyerek bu durumdan daha güçlenerek çıkabilir. Eğer milli hassasiyetler aşırı bir biçimde ortaya konursa, önemli sıkıntıların ve dengesizlerin gündeme geleceği görülmekte.

[Resim: dolunay.gif]

Dolunay haritasında Oğlak burcunda Pluton’la birleşen Ay, önlemci, disiplinli ve uzun vadeli bir bakış açısının gerekliliğine işaret etmekte. Bu dönemde iç işlerinde, ülke güvenliğinde halkı şiddete yönelten ya da halkın şiddete maruz kalmasına neden olabilecek işaretler var. Ayrıca dolunay haritasında yine Terazi burcunun yükseliyor olması diplomatik konuların, anlaşma ve dengelerin yine ön planda kalmaya devam edeceğini ifade etmekte. Bu dönemde ülkemizin gündemini kaplayan terör, iç barışın kritik bir aşamada olması en öncelikli konular olarak söylenebilir.



Hakan Kırkoğlu

06-11-2010 02:28 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #35
İsrail Ve Ortadoğu’nun Yeni Dengeleri
Gazze’ye yardım götüren geminin kanlı bir baskın sonucu ele geçirilişinin, Uranüs’ün Koç burcuna ilerleyişinin hemen ilk haftası içerisinde gerçekleşmesi, aslında hiç şaşırtıcı değil. Son haftalarda daha fazla üzerinde durduğumuz Uranüs ani olayları, birden ortaya çıkan, statükoyu değiştiren gelişmeleri açıklar. Tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin yeni başkanı olması ani bir statüko değişimini anlatıyorsa, İsrail ile de yaşanan keskin çatışma, önümüzdeki 7 yıl boyunca dış politikada ve liderlik konularında yaşanacak trendin ilk düğümünü atıyor. Yavaş hareket eden gezegenlerin burç değiştirmelerinin sosyal, ekonomik ve siyasi alana getirdikleri değişimleri size değişik örneklerle anlatmıştım. Ekonomistler yaklaşan global depresyonu ve ardından gittikçe yayılan ülkelerin mali iflaslarını öngörmekte başarılı olamadılar ama 2008’de Pluton’un Oğlak burcuna geçişini yıllar öncesinde anlatmaya başlamıştım.

Uranüs’ün Koç burcuna geçişini de azımsamamak ve ne anlama geldiğini daha yakından irdelemek gerek zira artık elimizde daha fazla ipucu var. Yaklaşık yedi yılda burç değiştiren Uranüs aniden gelen yenilenmeyi, uyanışları, reformu, stabiliteyi, statükoyu bozan koşulları, çoğu zaman devrimleri ve büyük huzursuzlukları açıklar. İnsan psikolojisindeki karşılığı da, buna paralel olarak bireysellik, otoriteye başkaldırı ve evrensel gerçekleri görebilme, bunları fütursuzca ortaya koyabilme yetisidir. Uranüs baskılandığında, rahat ifade edilmediğinde bu kez taşkınlıklar, öfke ve şiddet gündeme gelebilir. Koç öncü burçların ilki olması nedeniyle, girişimler, niyetler ve öncülük etmekle çok yakından ilişkilidir. Koç da bir gaza, savaşa girme mantığı vardır. Koç çok düşünüp taşınan bir burç da değildir. Bu burç aynı zamanda liderlik gücünü, insanı eyleme geçiren heyecanları ve kimi zaman kontrolünü kaybedebilen bir öfkeyi de açıklar. Durum böyle olunca, Uranüs’ün ateşli Koç burcuna ilerlemesi dünya çapında değerlendirildiğinde daha fazla sürtüşmeyi, liderleri harekete geçiren ani tepkileri de beraberinde getirecektir.

Hiç şüphesiz Israil Uranüs’ün Koç burcuna girişinden en yakından etkilenen ülkelerin başında geliyor. Zira Israil’in haritasında Terazi burcunun yükseldiğini biliyoruz, bu durumda Uranüs 7. evine yani ortaklıklar, anlaşmalar ve düşmanlıklar evine geçmekte. Uranüs statükoyu aniden değiştiren bir etken olarak, zaten birikmekte olan bu sürtüşmeleri daha Koç burcuna girdiği ilk hafta içerisinde ortaya koydu. Böyle bir gelişme yeni bir statükoya ve aniden değişen dengelere işaret ediyor. Hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını söylemeliyiz. Nitekim Uranüs ülkemizin haritasında da yönetimi ve dış dünyada nasıl algılandığımızı anlatan 10. Eve ilerlemiş oldu. Uranüs’ün bu transiti ülkemiz yönetiminin de dünyada daha iddialı, heyecanlı ve daha bağımsız bir strateji izleyebileceği trendini hazırlamakta. Kısaca diplomasi oyununun kuralları ani bir olayla sarsıldığı gibi bundan sonra gelecek adımların da eski dengeyi tutturamayacağını şimdiden söylemeliyiz. Kuşkusuz önümüzdeki aylarda, özellikle Temmuz sonu ve Ağustos başında, diplomasi zorunluluğunu anlatan Terazi burcundaki Satürn’le, Uranüs’ün karşı karşıya gelecek olması ve bu görünüme savaş gezegeni Mars’ın da katılacak olması, şu anda ortaya çıkan durumu bir adım öteye götürebilir. Gerek iç gerekse dış politikada gergin geçecek bir yaza doğru ilerliyoruz. Temmuz sonundaki gelişmeleri dikkatle izlemeliyiz.


Hakan Kırkoğlu

06-12-2010 04:08 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #36
Tik Tak Tik Tak... Öncü Patlamasına Doğru…
Geçtiğimiz Aralık ayında düzenlediğimiz Öncü Patlaması seminerine katılanlar yakından hatırlayacaklar. Bu seminerde, Temmuz sonu – Ağustos ilk günlerinde gerçekleşen ve “öncü patlaması” adını verdiğimiz, ana köşesinde Oğlak burcunda Pluton bulunan, bir yanda Jupiter/Uranüs (Koç) ve diğer yanda Mars/Satürn’ün (Terazi) meydana getirdiği T karenin öncesinde gerçekleşecek Güneş tutulmasının haritasına da göz atmıştık ve o zamandan önemli uyarılarda bulunmuştuk. Şimdi içinden geçtiğimiz bu zamanları yeniden ele alalım.

Hatırlayacağınız gibi 28 Mayıs’ta Uranüs, ardından da Jüpiter Koç burcuna giriş yaptılar. Başkaldırıyı, özgürlüğü, aniliği, yüksek heyecanı ve yeni deneyimlere açık olmayı anlatan bu gezegenlerin sabırsız ve mücadeleci, kolay sinirlenen Koç burcuna girmesi aslında güçlü bir uyanış ve silkinme içerisinde olduğumuzu anlatıyor. Hatta Uranüs’ün Koç burcuna ilerlediği zamanlarda statükoyu aniden değiştiren durumlarla karşılaştık, CHP’deki lider değişimi bunun bariz bir örneği oldu. Nitekim Koç, ilk burç olarak liderlikle çok yakından ilişkilidir.

Ancak hikayenin boyutları sadece bununla sınırlı değil, zira bir yanda Oğlak burcunda Pluton, karşıda ise Mars ve Satürn Terazi burcuna geçmeye hazırlanıyorlar. 2008 yılında Oğlak burcuna ilerleyen Pluton’ün dünyamıza getirdiği dinamikleri artık tanıyorsunuz. Oğlak ekonomi yönetimini, planlamayı, yönetimleri ve hiyerarşik düzenleri anlattığı için, o zamandan bu yana önce bankacılık sisteminin ardından şimdi de devletlerin ekonomik alanda kendilerini dönüştürmeleri, öldürmeleri hatta yeniden doğmaları gereken bir süreçten geçiyoruz. Pluton’un getirdiği bu ağır baskı Oğlak burcunun ortasına ulaşacağı 2016-2017 yılına kadar güçlü bir şekilde devam edecek. Bu arada 21 Temmuz’da önümüzdeki 2,5 yıl boyunca (2012 Ekim’ine kadar) Terazi burcuna temelli geçecek olan Satürn, önümüzdeki dönemde diplomasinin, dengelerin ve adaletin güçlü bir şekilde vurgulanacağı bir dönemde olacağımızı anlatmakta. Hiçbir şey karşılıksız kalmayacağı gibi, adalet de yerini bulacak, açıkça kozmik bir kısasa kısas döneminden geçiyor olacağız.

Temmuz sonu, Ağustos başında Mars’ın da bu resime katılması zaten artmış olan gerginlikleri teskin etmenin hiç de kolay olmayacağını anlatıyor. Terazi barışı, diplomasiyi, soğukkanlı davranışları ve anlaşmaları anlatır ancak bir gece gezegeni olan ve savaşı, mücadeleyi anlatan Mars’ın 30 Temmuz’da bu burca ayak basması ile birlikte, çok dikkatli olunması gereken bir döneme girmekteyiz. Öncü Patlaması gerek kişisel hayatımızda, gerekse toplumsal konularda, sosyal alanda ve ülkeler arası ilişkilerde kartların yeniden dağıtılacağını, kritik eşiğin aşılacağını ifade etmekte.

Tüm bu dikkat çekici gelişmelerin arka planında ise, güney ay düğümünün hassas, milli konulara duyarlı, defansif Yengeç burcunda olduğunu görüyoruz. Ayrıca önümüzdeki bir ay boyunca gerçekleşecek olan Ay ve ardından Güneş tutulması sanki elimizdeki saatli bombanın tik-tak tik tak attığını anlatıyor. Bir bakıma derece olarak olmasa da, Yengeç burcundaki güney ay düğümü ve Yengeç/Oğlak eksenindeki tutulmalar t-kareyi, büyük bir kareye dönüşten boş köşeyi de tamamlamaktalar. Astrolojik açıdan Yengeç/Oğlak ekseni geçmişle ilişkimiz, aidiyet duygumuz, çekirdek ailemiz ve büyük ailemiz olan ülke, yaşadığımız toplumu, bu konularla ilgili hassasiyetleri, koruma ve korunma temalarını ve aynı zamanda bizi daha olgun, sorumlu, duygularını kontrol edebilen ve profesyonel bir çizgiye sokan vurguları ortaya koyar. Kuşkusuz, şu anda içinden geçtiğimiz dönemde, Pluton’un Oğlak burcunda olması O’ndan bir şeyler öğrenmemizin de gerekli olduğunu açıklıyor. Ayrıca Pluton ülkemizin haritasında da, ilişkileri, anlaşmaları ve açık düşmanlıkları açıklayan 7. evde seyretmekte (2008’den bu yana) Nitekim bu süreç ülkemizin dış politikasında belirgin biçimde aktif hale geldiğini ve kendini riske eden işlere girdiğini gördük. Kısaca söylemek gerekirse, şimdi ülke olarak bu edimlerimizin güçlü bir sürtüşme ve mücadele içerisine gireceğini görüyoruz. Bu noktada ülke olarak yapmamız gereken şey, Yengeç’in (ülkemizin yükselen burcu Yengeç olduğu için milli hassasiyetleri ve yumuşak karnımızı açıklıyor) aşırı duygusal tepkilerini mümkün olduğunca örtebilecek bir sağduyu, mantık, stratejik ve uzun vadeli düşünebilecek bir soğukkanlılık ve ciddiyet geliştirmek durumunda olmalıyız.

Gelişen olaylara sadece dürtüsel bir tepki vermek ya da yaşadığımız acıyı içimizde biriktirerek, duygusal bir felç geçirmek yerine, diplomasi kanallarını sonuna kadar kullanabileceğimiz bir objektifliği yakalamak zorundayız. Varolan sorunlarımızı geçmişe dönerek çözemeyiz. Aslında öncü patlaması bize eğer cesaret gösterebilirsek ve içimizdeki gücü akılcı biçimde kullanabilirsek, (Jupiter ve Uranüs 10. evimizde) kitlenmiş bu durumdan hızla çıkabileceğimizi ve yeni ve daha sağlam bir denge kurabileceğimizi de anlatıyor. Kuşkusuz, astrolojik bilgiler bize yapabileceğimiz seçimlerin sonuçlarını açıkça gösterirken bizim hangi yolu seçeceğimizi söylemez, bu seçimi ülke liderleri ve siyasi hayatı belirleyecektir. Eğer siyasiler bu özgüveni sergileyip, milli hassasiyetleri aşırı derece kaşımazlar ve diplomatik imkanları cesur biçimde ortaya koyabilirlerse, içinden çıkılmaz gibi gözüken bu kilidin anahtarının kendi ellerinde olduğunu görebilirler. Ancak politik astroloji, bireysel astrolojiye göre, yani bireysel seçimlerimize göre çok daha boyutlu ve karmaşık olduğu için, söz konusu seçimlerin bilinçli biçimde kullanılması gerçekten zordur, bu ancak aklı selim ve sağduyu sahibi liderlerle, siyasilerle gerçekleşebilir.

[Resim: ayt.gif]

Bu arada içinden geçeceğimiz tutulma haritalarına bakarak, zamansal açıdan bir ufuk turu yapalım. 26 Haziran’da Oğlak burcunun 4 derecesinde gerçekleşen Ay tutulması (saat 14:38) daha öncede ifade ettiğimiz gibi Pluton ile birleşmekte. Ay-Pluton birleşmesi halkı ilgilendirebilecek ve içinde masif yıkıcı şiddet taşıyan olayların gündeme gelebileceğini anlatmakta. Dikkat ! Dikkat ! Halihazırda bu tutulmanın tam merkezine doğru ilerlemekteyiz. Ay tutulmaları tıpkı bir aynadan yansıma gibi, enerjilerin bize güçlü bir biçimde yansıdığı, boşaldığı zamanlara işaret eder. Oğlak burcundaki Ay, halkın (Ay: halk) çok sıkıntılı ve bunalmış durumunu anlatmakta. Ay hassasiyetleri (Yengeç yöneticisi) ve yumuşak ve kırılgan olanı açıkladığı için, bu dönemde vatana ait konularda (Ay/Pluton toprağı ve vatanı anlatan 4. evde) travma geçirebiliriz, zaten geçiriyoruz ancak daha sıkıcı olaylarla karşılaşabiliriz. Haritada Ay Mars’la da üçgen açı içerisinde olduğu için, yıkıcı, şiddetli enerjilerin gizli biçimde (Mars gizli kalan şeyleri anlatan 12. evde) ortaya çıkabileceğini anlatıyor. Başak burcundaki Mars, bu gizli kalan şeyin sağlıkla, hastanelerle, memurlarla ya da hizmet eden askeri tesislerle ilişkili olabileceğini gösterebilir. Ay-Kiron açısı da, toplu bir acıya işaret etmekte.

[Resim: gut.gif]

11 Temmuz’da saat 22:33’te gerçekleşecek Güneş tutulmasına gelince. 12 Güney kategorisinde olan bu tutulma Bernadette Brady’ye göre yaşanacak olumsuz bir olayın daha sonra başarı ve rahatlama, temizlenme getirebileceğini ortaya koyuyor. Bu durumda, 11 Temmuz’da gerçekleşecek tutulma etrafındaki günlerde (12 Haziran’da bu sürece girdik bile, 24 Temmuz’a kadar etkin kalacağı görülmekte, nitekim hemen ardından öncü patlaması gerçekleşecek) ülkemizi yıpratacak, halkı, güvenliği ilgilendiren yıkıcı olaylar, şiddet ve terör gündeme gelebilir. Dikkat ederseniz, bu tutulma derecesi 19. derece Yengeç, aynı zamanda Mars’la da aynı derecede (Mars 19 Başak) duruyor. Kuşkusuz bu durum, savaş, mücadele getiren temaların doğrudan etkin olacağını, sanki aynı kaderin paylaşıldığını açıklamakta. Tutulma haritasında Balık burcunun yükseldiğini görüyoruz. Bu burç fedakarlık, acılar, acıma ve derin hassasiyetlerle ilgilidir. Balık pasif bir burç olduğu için, çoğu zaman kurban olma durumuna işaret eder. Haritanın tepe noktasında Yay burcu, konunun uluslar arası boyutuna dikkat çekebilir. Balık da ülkemizin haritasında 9. evde olduğu için, bu süreçte uluslararası temalar, deniz ötesi ülkelerle ilgili konular daha fazla gündeme gelebilir.

Bu haritada yeniay derecesinin (19 Yengeç) kısmi asaletinde Jüpiter olması ve Jüpiter’in haritada yükselen burca destek verdiği 2. evde (Koç’ta: askeri liderlik, cesaret) yer alması ve aynı zamanda yükselen Balık’ın da yöneticisi olması sahip olduğumuz yeteneklerin, askeri gücün ve inancın bize büyük bir destek ve ilham vereceği görülmekte. Ancak bir yandan da, bunun bir gece haritası olması, Güneş’in Ay tarafından zayıf olduğu bir burçta, Yengeç’te maskelenmesi, Aslan’ın da zayıflıkları anlatan 6. evde olması, liderin ya da otorite figürünün bir zayıflık içerisinde olabileceğini açıklamakta. Bunun yanısıra, tutulmanın 5. evde gerçekleştiğini de görmekteyiz. 5. ev gençleri, çocukları anlatan bir evdir ve Ay’ın bu alanda yönettiği Yengeç burcunda olması annelerin ortaya koyacağı bir eylemi ya da gücü de ifade etmekte. (Kuşkusuz 5. ev turizm ve içerisinde eğlence, sanat ve bunun yanında riskli olan işleri, yatırımları da açıklar) Bu arada yeniay gerçekleştiği 19. derece Yengeç’in bulunduğu ay menzilinin zarar verici ve sertlik taşıyan ve
zayıflık getiren El Terf menzili olduğunu görüyoruz.

11 Temmuz tutulma haritasında gizli düşmanları anlatan 12. evde Kova burcu yer almakta (gruplar, 12. evde terörist gruplar) ve ayrıca gizli düşmanlar noktası pars inimicorum Neptün’le birleşmekte. Bu haritada Satürn’ün (Kova’nın yöneticisi) açık düşmanlıkları anlatan 7. evde olması ve ayrıca anaretik, zararlı görülen 29. derecede yer alıyor olması, gizli ve açık bir düşmanlığa, ancak bu arada bolca karmaşaya da işaret etmekte. Casusluk ve gizli faaliyetlerin bu süreçte belirgin bir yeri olabileceği görülmekte.

Her durumda, sonuçta, önümüzdeki günlerde bizi yıpratıcı ve milli konulara zarar veren olaylar gündeme gelebilir. Ancak yukarıda da ifade ettiğim gibi, böyle bir dönemde, soğukkanlı olabilmek, duyguları dengede tutmak, ancak gerektiğinde de cesaret göstererek öne çıkmak, sinmemek bizim için en yararlı tutum olacaktır. Liderlerin de duygusal fırtınalarda kaybolmaması için soğukkanlı olması gerekir.




Hakan Kırkoğlu

06-23-2010 04:08 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #37
Referandum Gününün Analizi
Astroloji bize içinde bulunduğumuz zamanların atmosferi, nasıl bir süreçten geçtiğimizi göstermekte son derece yararlıdır. Değişik kamuoyu araştırmaları halkın nabzını tutarken, acaba 12 Eylül günü gökyüzü referandumla ilgili nasıl ipuçları veriyor, bu konuda objektif, tarafsız bir değerlendirme, kısaca o gün ortaya çıkan temaları analiz etmek yerinde olacak. Bu yazıda bir hükümde bulunmayacağım, daha çok göze çarpan vurguları peşisıra belirteceğim. Böylece her okuyucu kendi bakış açısı ile belirli bir farkındalık elde edebilir.

Ay, halkın psikolojisini, içinde bulunduğu koşulları ve huzurunu yansıtır. 12 Eylül günü Ay’ın gün boyunca Akrep burcunda olduğunu görüyoruz. Akrep değişimi ve dönüşümü anlatan burçtur. Ay bu burçtayken huzurlu koşullar getirmez. Daha çok yenilenme, ölüm ve yeniden doğuş temalarının gündemde olacağını görüyoruz. Akrep yenilenmeye işaret ettiği için, güçlü duyguların ve dönüşümlerin ortaya çıkacağı açık. Oyların sayılıp, sonucun ortaya çıkacağı sırada Ay El Şeule menzilinde bulunacak. Bu menzil mücadele içeren vurgular ve doğum sürecini anlatıyor ancak sıkıntılı koşullara da işaret ediyor. Ay ancak bir sonraki gün, 13 Eylül’de saat 15:52’de Yay burcuna ilerleyeceği için, bu belki ertesi gün saat 16:00 civarında bu yorucu psikolojinin dağılabileceğini anlatmakta.

Referandum günü Merkür hala geri harekette olacak, belirgin biçimde bu durum referanduma gidilen sürecin yaşadığı aksamaları ve sorunları yansıtmakta, zira söz konusu anayasa değişiklikleri Meclis’te yine Merkür geri giderken oylanmıştı. Merkür ancak 13 Eylül saat gece 02:09’da düzgün harekete döndüğü için, bu durum tartışma yaratacak sonuçlara neden olabilir. Belki de bu durum oyların yeniden sayılması gerektiğini ya da bazı karmaşaları, sonuçtan tam olarak emin olamama durumunu açıklayabilir. Merkür geri giderken, (aslında Merkür düzelme aşamasında) alınan kararlar çoğu zaman boşa çıkar ve sonradan yeniden değişime uğrayabilir. Böyle bir durumda, hangi sonuç çıkarsa çıksın, bu kararların ileride yeniden ele alınması, gözden geçirilmesi söz konusu olabilir.

Bu dönemde hukuku, yasaları anlatan Jüpiter gezegeni, reformları ve yenilenmeleri anlatan Uranüs’le bu kez Balık burcunda yanyana geliyor. Bu gösterge yenilenmenin, reformun öne çıkacağını ifade etmekte. Ancak her iki gezegen de geri harekette olduğu için henüz olgunlaşmamış sonuçlara işaret edebilir. Ay 13 Temmuz günü, hemen öğleden sonra saatlerinde Jüpiter/Uranüs birleşimi ile üçgen açı kuracağı için, süreci bu saatlerde daha rahat görebileceğiz. 12 Eylül günü dikkat çeken sabit yıldızlardan Neptün-Deneb Algedi hukuki konuların yine karmaşa yaratacağını gösterirken, Satürn-Ras Alhak, sivil düzeni iyileştiren, değiştiren temalara işaret etmekte. Jüpiter/Uranüs birleşimi ülkemizin haritasında yine hukuku, yasama organlarını anlatan 9. Evde/Balık burcunda gerçekleşirken, yukarıda sözünü ettiğimiz temalar yenilenme ile gelen karmaşık durumlara ışık tutuyor, halkın bu süreçte zorlandığını ve yıprandığını ortaya koyuyor.




Hakan Kırkoğlu

07-31-2010 04:16 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #38
Liderler İçin Kritik Dönem: Aslan'da Yeniay
İçinde bulunduğumuz dönemde, karşı karşıya gelen Satürn-Uranüs, eski ve yeninin, statüko ile değişimin bariz bir kutuplaşma içerisinde olduğunu gösteriyor. Bu iki gezegen daha önce Başak-Balık ekseninin de karşıt durumu gelmişlerdi ancak şimdi öncü burçlar olan Koç-Terazi burcunda çok daha belirgin, açık ve tepkiselliği arttıran koşullar görüyoruz. Bu karşıtlığın Oğlak burcundaki Pluton ile de kare açı içinde olması, işin püf noktasını, kısaca hayatımızı şekillendiren yönetsel ve devlete ait konulara, içerisinde hiyerarşiye olan kurumlara yansıyor. Bir bakıma hiyerarşik düzenin değişimini son noktaya kadar getiriyor. Bu açıdan bakıldığında, ülkemiz iç siyasetinde yaşanan, Orduyu da içine alan gelişmeleri görmemek imkansız gibi. Benzer biçimde, bundan 30 yıl önce, yani tam bir Satürn döngüsü öncesinde yürürlüğe giren 82 anayasasının yine hararetli bir gündem oluşturmasına da şaşmamak gerek.

Bu dönemde yanyana gelen Jüpiter ve Uranüs astrolojide yenilenmeyi, reformları, değişim heyecanını simgeler. Bu ikili her zaman kolay heyecanlanan, dizginlenemesi oldukça zor koşulları simgeler. Ancak şimdi Satürn’ün (statüko, hiyerarşi, Terazi’de olduğu için yasal konular, hukuk ve adaleti de içine alıyor) bu ikilinin tam karşısında yer alması, söz konusu heyecanlı değişimi sınırlamaya, dizginlemeye çalışıyor. Diğer yandan, Eylül ayı geldiğinde bu iki gezegen yeniden yönsüz ve karmaşık Balık burcuna geçmiş olacaklar ve orada yeniden birleşiyor olacaklar. Balık ülkemizin haritasında 9. evde yer almakta. Bu ev yasal kurumları, adaleti, akademiyi ve düşünsel platformları açıklar. Durum böyle olunca, Satürn’le karşıtlık da gevşeyince, daha farklı bir değerlendirme imkanı ortaya çıkmış olacak.

İşte tüm bu arka plan, şu anda yaklaşmakta olduğumuz Aslan burcunda gerçekleşecek olan yeniayın getireceği temaları daha anlamlı hale getirmekte. Bu çok ilginç bir yeniay haritası zira Ankara’ya göre, yeniay anında Aslan burcu yükseliyor ve yeniay yükselen derecesi ile de birleşiyor.

[Resim: aslanyeni.gif]

Aslan’ın konu ettiğini alanları düşünelim: Yöneticiler, başkanlar, gurur sahibi kişiler, kahramanlar, komutanlar ve aynı zamanda karizmatik kişilikler, sanatçılar, sahne ve gösteriş ifade eden konular. Yeniay’ın Aslan burcunda gerçekleşecek olması sözünü ettiğimiz temaları, kısaca yönetici konumunda olan kişileri, otorite figürlerini güçlü ve bariz biçimde gündeme getiriyor. Bu haritada Pluton’un çok dikkat çekici bir konumda olduğunu görmekteyiz. Pluton adeta tüm gezegenlerle temas halinde. Hem yeniay derecesini ve yükseleni, hem de Terazi burcundaki Satürn-Venüs-Mars birleşimini, ayrıca haritanın 9. evindeki (hukuk, yasal konular) Jüpiter-Uranüs birleşimini (yenilenme, reform, heyecan) açı altında tutuyor. Pluton köklü değişimleri ve bu değişimin, dönüşümün tanık olduğu hayatta kalma mücadelesini, güç savaşlarını açıklar. Böyle bir görünüm, şu anda gündemde olan YAŞ kararlarının getireceği sonuçların gümbürtüsünü içinde barındırmakta. Pluton da Satürn’ün (statüko, kurallar, siyasi sistemler) burcu Oğlak’ta olduğuna göre, içinde bulunduğumuz dönemde, yönetici konumunda olan kişilerin kararları, geçirdikleri dönüşüm, bu değişimin hiyerarşik organizasyonlarda yarattığı gerginlikler ülkemiz açısından kritik gelişmelere işaret etmekte.

Mars’ın da sahnede olması, bu süreci daha gergin ve münakaşalı kılmakta. Terazi burcundaki Mars haksızlık yapıldığı konularda aşırı duyarlı ve tepkisel bir görünüm sergiler. Haklı olsa bile haksız konuma düşmek genellikle böyle bir gösterge ile anlaşılabilir. Diğer yandan Venüs’ü de Satürn ve Mars’ın arasında görmekteyiz. Venüs, Mars’ın tersine uyum ve barış getiren, denge ve uzlaşı sağlayan güçtür. Ancak bu haritada Venüs’ün kuşatma altında olduğunu görmekteyiz. Bir yanında Satürn, diğer yanında savaşkan Venüs duruyor. Venüs, iyicil bir gezegen olsa da, kendi burcunda olsa da, uzlaşı yaratmakta eli kolu bağlı, arada sıkışmış görünmekte. Bu durum hukuka ve adalete ait konuların oldukça zorlandığını anlatmakta. Satürn’ün de Terazi burcunda güçlü ve yücelim durumundadır, yani adaletin kestiği kolun acımadığını anlatır ancak yine de Mars’ın nedenğu tedirginlik ve kışkırtıcı atmosfer son derece keskin ve her an patlamaya hazır bir görünüm sergilemekte. Savaş gezegeni Mars’ın ay düğümleri ile de kare açı içinde olması (bu açı 15-20 Ağustos tarihleri arasında kesinleşecek) önümüzdeki günlerde pek çok açmazın ve milli hassasiyetleri (Yengeç güney ay düğümü) ve yönetimi (Oğlak kuzey ay düğümü) içine alan konuların sert bir atmosfer yaratacağını ifade ediyor.

İçinde bulunduğumuz dönemde, Ankara’ya şu sabit yıldızlar Güneş’ten önce yükselmekteler (Helical rising)

3-4 Ağustos Sirius: Önemsiz gibi görülen küçük hareketlerin, adım ve eylemlerin yaratabileceği devasa değişiklikler, büyük resmin anlaşılması, görülmesi gereken bir dönem

5-8 Ağustos Phact: Bilinmeyene yolculuk, ulaşılması zor bir şeyi aramaya kalkmak, büyük risk almak

9-28 Ağustos Acubens: Bir şeyleri sona erdirerek yeniye şekil vermek, doğurmak, yeniden doğuş teması içinde olmak, Yaşam verici olmak

29 Ağustos – 23 Eylül (Referandumun yapılacağı dönem) Alphard: Yoğun mücadele, yıkıcı olabilen, zorlayıcı ve çok fırtınalı gelişmeleri kızgınlığın yıkıcı boyutlara, aşırılıklara ulaşması

Bu temalardan anladığımıza göre, önümüzdeki günlerde, 3-4 Ağustos günlerinde meydana gelebilecek yeni durumlar pek farkında olmasak bile büyük değişimlere yol açabilir. Bu döneminde arkasından 5-8 Ağustos günleri arasında büyük belirsizlikler ve içerisinde risk taşıyan açılımlar ve yeni olana yönelme söz konusu. Daha sonra, 9’undan itibaren başlayan daha uzun bir dönemde, 28’ine kadar ortaya çıkan yeni durumun getirdiği şekillenmeler söz konusu olacak. Bununla birlikte, referandumun da içinde olduğu dönemde çok büyük gerginlikler ve aşırıya kaçan ifadeler, mücadeleler söz konusu.

Bireysel olarak da bakıldığında, bu dönemde Aslan burcunda gerçekleşen yeniay, haritanızın hangi evinde gerçekleşiyorsa, (yükselen burcunuzdan Aslan burcunun bulunduğu eve kadar olan evleri sayınız, örneğin İkizler burcu yükselen bir kişi için bu, 3. ev olacaktır, zira İkizler’den sonra sayıldığında Aslan 3. burçtur) ilgili konularda gururunuzu, bu alandaki başarınızı ve kendinizi ortaya koyma gücünüzü çok daha belirgin ve mücadeleci bir duruma sokmakta. Bu dönemde sahip olduğumuz gücü yenileyici biçimde kullanabilir ve kendimize yeni bir kimlik duygusu, başarı standardı yaratabiliriz. Beri yandan içinde buldunduğumuz ilişkiler ve kendimizi organize edebilme yönümüz ve üretkenliğimiz de yeni bir şekil almakta.

[Resim: balikdol.gif]

24 Ağustos’ta gerçekleşecek olan dolunay, Balık burcuna işaret etmekte. Ankara’ya göre çıkarılan haritada da Balık yükselmekte ve Uranüs, yeniden Balık burcuna dönmüş olacak. Bu açıdan bakıldığında, Ağustos’un ilk yarısında yaşanan, mücadele getiren ve sert, sabitleşmiş, kronik hale gelmiş konuların değişim, esneme, uyum ve anlayış sürecine girdiğini göreceğiz. Doğal olarak Uranüs bu dönemde yine karmaşa, gerçekleri çok rahat görememe, ikilik içerisinde kalmaya işaret etmekte. Nitekim dolunay haritasında gezegenlerin ve harita eksenlerinin değişken burçlarda kalmış olmaları, bir adaptasyon ve sürekli belirsizlik yaratan süreçlere dikkat çekiyor. Dolunay derecesinin Jüpiter ve Satürn gezegenleri ile uyumsuz kalışı açık bir dengenin ve üzerine sağlam basacağımız kararların henüz söz konusu olmadığını anlatmakta. Hiç kuşkusuz, referandumu da içine alan dönemde, 20 Ağustos – 13 Eylül arasında geri hareket yapacak olan Merkür, pek çok değişikliğin, koşulların belirsizliğinin ve karmaşık durumların habercisi. Böyle bir dönemde siz de bir konu üzerinde çalışırken, çok daha fazla hata bulabilir, bunları düzeltme ve yeniden üzerinden geçme durumunda kalabilirsiniz. Merkür’ün geri gittiği dönemde, acele ile yola koyulmamalı, elinizdeki konuları, zor da olsa, daha düzgün ve iyi hale getirmeye bakmalı, son kararlardan kaçınmalısınız.




R. Hakan Kırkoğlu

08-07-2010 12:26 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #39
Aslan Burcunda Yeniay
Yeniaylar yenilenme zamanlarıdır. Aslan burcundaki yeniay, kendimize olan sevgi ve ilgimizin yenilenmesini temsil eder. Bu burçta gerçekleşen yeniaylar sonrasında kendimizi daha canlı ve hareketli hissederiz. Kendimizle gurur duyma arzumuz artar ve etrafımızdakilere daha iyi gözükme, daha iyisini talep etme isteğinde oluruz. Fazla talepkarlık ve değerini abartma eğilimleri, bazen olumsuz tepkiler almamıza neden olabilir. Kendimize güven duygumuz, spontane ve rahat davranma eğilimimizde artar. Kibirli ve küçümser tavırda gözükebiliriz. Dikkat çekmek, parlamak, iz ve etki bırakmak isteriz. Yöneticilik vasıflarımız ortaya çıkar ve irade ve yaptırım gücümüz artar. Öte yandan fazla baskın ve bu yüzden de irrite edici olabiliriz. Aslan burcunda yeniaylar, yaratıcılığımızı ortaya koymamızın, sahnede olmamızın zamanının geldiğini gösterir. Bu genel olarak tüm liderler ve otorite figürleri için geçerlidir.

Aslan burcu Kralların, Kraliyetlerin, Hükümetlerin genel göstergesidir. Bu burçta gerçekleşecek Yeniay, hükümetlerin ve politik gücü elinde bulunduran liderlerin hareketli olacağı bir sürece işaret etmektedir. Şüphesiz Aslan burcunda her yıl bir kez Yeniay olmaktadır. Ama bu Yeniay’ın bazı ülkelerin önemli referans derecesine düşüyor olması ve bu esnada etkin gezegen kombinasyonları, ülkeler arası ilişkiler bakımından, her zamankinden farklı bir hareketlenmeye işaret ediyor olabilir…

Türkiye

Ankara’ya göre çıkartılmış astroloji haritasında Yeniay 1. eve düşmekte. Dünya Astrolojisi’nde 1. ev bütün olarak ülkeyi ve ülke halkını, halkın çehresini; genel refahı ve sağlık durumunu, halkın dünyanın gözünde nasıl görüldüğünü, ulusun bütün olarak hayatiyeti ve gücünü, milli özellikleri ve alışkanlıklarını, toplumu etkileyen felaket, kaza ve yangın oranlarını temsil eder.

[Resim: ASLANDAYENIAY.gif]

Eski astrologlara göre yeniayın 1. eve düşüyor olması, ülkede pek çok değişikliklerin işaretçisidir. Çok hareketlilik vardır. Halkın sağlığı, huzur ve güvenliği, seçim ve kararları önem kazanır. Halkın 12 Eylül tarihindeki Referandumda kullanacağı oyların öneminin çok büyük olduğunu biliyoruz ve astroloji haritası da bunu açık bir biçimde teyit etmektedir.

Yeniay haritasını Türkiye astrolojik haritası üzerinde değerlendirdiğimizde, yeniay derecesinin astrolojik haritamızın 3. evine denk geldiğini gözüyoruz. Demek ki bütün ay boyunca iletişim ön planda olacak, medya, basın organları, yazarlar ve yazdıkları temalar, liderlerin yapacağı yurt içi seyahatler ve konuşmalar çok önem taşıyacak. Yeniayın 3. evde yerleşmiş Neptün derecemize çok yakın düşüyor olması, halkın gerçek dışı vaatlere, yanıltılmalara karşı daha uyanık olması gerektiğine işaret etmekte.

[Resim: ASLANTC.gif]

3. evimiz üzerine düşen bu yerleşim, Referandum sürecinin öneminin yanı sıra, bu yerleşim bize yakın çevremizde önemli olayların cereyan edeceği, komşularımız ve onların diğer ülkelerle ilişkilerinin önem kazanacağı bir süreçte olduğumuzu göstermektedir. Yeniay haritasının Mars derecesi, TC astrolojik haritasının Mars derecesinin çok yakınına düşmektedir. Astrolojik ifadesiyle TC astrolojik haritasının Mars dönüşü yaklaşmaktadır. Astrolojide Mars ordu ve donanmayı, askerleri, savunma gücünü, silahlı kuvvetleri, iç güvenliği sağlama mücadelesini ve savaşla ilgili temaları, bunların yanı sıra yangınları ve yüksek ısıyla ilgili konuları temsil eder. Bu şartlarda Mars Dönüşü haritası önem taşımaktadır.

[Resim: MARSDONUSU.gif]

Bu haritada Mars 4. eve düşmekte, önümüzdeki süreç boyunca iç güvenlik ve ülkenin iç huzuru ile ilgili konuların çok önem taşıyacağını göstermektedir. 4. evde bulunan Satürn, Venüs ve Mars üçlüsünün, haritanın 7. ev girişine neredeyse tam oturan Plüton ile doksan derecelik sert açıları, iç güvenliğin yanı sıra, dış güçlere karşı da önlemci olunması gerekeceğini göstermektedir. Bir başka dikkat çeken husus, Güneş ve Ay’ın haritanın 3. evine düşmesidir. Bu ikili, yeniay fazı oluşturmaktadırlar ve yakın bölgemizde başlayacak olan bir hareketliliğe işaret etmektedirler. Bunu, yakın çevremizdeki önemli ülkelerin haritaları üzerinde de görmekteyiz.

İsrail

Telaviv için Yeniay anına yönelik çıkartılmış haritada Ay ve Güneş neredeyse tam olarak ASC (Yükselen) derecesi üzerine düşmektedir, ayrıca Yeniay haritası İsrail astrolojik haritasının 10. evine, Satürn derecesi üzerine ve Plüton’a da yakın düşmektedir.

[Resim: YENIAYTELAVIV.gif]
[Resim: YENIAYISRAIL.gif]

Bu yerleşimler önümüzdeki yakın süreçte İsrail’in çok önemli kararlar alma eğilimi içerisinde olacağını göstermektedir. Barış ve huzurun genel göstergesi olan Venüs, transit Plüton’dan karşıt, transit Satürn, Venüs ve Mars’tan kare, transit Jüpiter ve Uranüs’ten kare açı almaktadır. Yani İsrail için barış ve huzurun tehdit edildiği bir sürece doğru ilerlenmektedir. Transit Neptün ve Kiron’un, İsrail haritasının Mars derecesine karşıt açısı de benzer şekilde, harekete geçme konusunda dışarıdan gelen kışkırtıcı etkileri gösterirken, bir o kadar da eyleme geçme konusundaki kararsızlığı ifade etmektedir. Bir süredir ABD ve İsrail’in İran’ı kısa bir süre içerisinde vurma planları içerisinde olduğuna yönelik haberler artmaktadır. Önümüzdeki yakın süreçte etkin olacak transitler de benzeri şeyleri akla getirmektedir. Transit Neptün’ün İsrail astroloji haritasındaki Mars’a karşıt açısı, sessiz ve gizli bir şekilde saldırı hazırlık sürecini gösteriyor olabilir.

İran

Tahran’a göre çıkartılan astroloji haritasında Yeniay 12. eve düşmektedir. Dünya Astrolojisi’nde 12. ev sinsi planlar, perde arkasında dönen işler, gizli düşmanlıklar, gizli saldırılar, beklenmedik baskın ve operasyonlar, örgütler, casuslar ile alakalıdır.

[Resim: YENIAYTAHRAN.gif]

Yeniay haritasını İran astroloji haritası üzerine yansıttığımızda, Yeniay’ın neredeyse tam olarak ASC derecesi üzerine oturduğunu görüyoruz. Bu da Yeniay’ın İran için çok önemli zamanları, başlangıçları işaret ettiğini göstermektedir.

[Resim: YENIAYIRAN.gif]

Transit Mars, İran astroloji haritasının Güneş derecesi üzerine doğru ilerlemektedir ve önümüzdeki yakın süreçte Satürn de Güneş derecesini tetiklemeye başlayacaktır (Ekim, Kasım 2010). Bu şartlarda İran’a yönelik girişimlerle ilgili planlarda hareketlenmeler Ağustos ve Eylül aylarında artabilir ve ardından da eyleme geçilebilir.

ABD

Washington’a göre çıkartılmış Yeniay haritasında Ay ve Güneş 5. eve düşmektedir. Bu ev Dünya Astrolojisi’nde pek çok diğer konuların yanı sıra senatörleri, diplomatları, elçileri, hükümet temsilcilerini temsil etmektedir. Yeniay derecesi, ABD astroloji haritasının 9. evi üzerine düşmektedir. Dünya Astrolojisi’nde bu ev uzak komşuları, uluslararası haberleşmeyi, Dış İşleri Bakanlığı’nı temsil eder. Yeniay haritasında transit Plüton, barış ve huzurun genel göstergesi olan Venüs’e tam karşıt, Satürn, Venüs ve Mars kare, Uranüs ve Jüpiter kare açılar yapmaktadır. Transit Neptün ABD astroloji haritasının Ay derecesinin tam da üzerine düşmektedir. Bu süreçte ülke idareci ve siyasetçileri halkı yanlış yönlendirme, yanıltma, bazı girişimlerini mübah gösterme adına göz boyama eğilimi gösterebilirler.

[Resim: ABDYENIAY.gif]

Yeni ay haritaları, transit gezegenlerin birbirlerine ve Türkiye, İsrail, İran, ABD ve hatta burada ele almadığımız Mısır, Filistin, Libya astroloji haritalarına göre açıları, önümüzdeki yakın süreçte Orta Doğu’da bir hareketlenmenin göstergesi olabilir mi? Astroloji haritaları bunu çağrıştırıyor. Biz sadece astrolojik tahminlerde bulunabiliriz. Olayların nasıl gelişeceğini ise zaman gösterecektir...




Öner DÖŞER

08-11-2010 03:02 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #40
Tarihsel Döngüler
Astrolojik döngülerin ilginç bir şekilde önemli tarihsel olaylarla üst üste nasıl bu kadar denk gelebildiğine şaşırabilirsiniz. Bunu bir örnekle açıklayalım ve böylece günümüzdeki gelişmelere de ışık tutalım.

Osmanlı Devleti’nin hayatta kalabilme mücadelesi ile yaptığı yasal reformlar ve bu yönde gelişen Batılılaşma hareketi içerisinde Tanzimat fermanı önemli bir tarihsel noktaya işaret eder. Daha önceki dönemlerde, III. Selim’in askeri alandaki reformları (Nizam-ı Cedid), Avrupa ile diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi yeni bir düzenin geldiğinin işaretçisiydi. II. Mahmud da, eski kurumları yok etmeden yenilerini uygulamanın getirdiği sıkıntıları ve III. Selim’in hatalarını görerek, daha önlemci bir tutum izlemiş, yeni okullar açmış, askeri ve sivil kurumları rasyonalize etmeye çalışmıştır. 3 Kasım 1839’da okunan Tanzimat Fermanı Osmanlı’nın demokratikleşme yolunda en somut adımlarından birisidir. Tam bir değişim değildir ancak önemli bir başlangıç noktasıdır. Şimdi bu tarihsel anı kendimize bir referans noktası olarak alırsak, Astrolojik açıdan devrimleri, yenilenmeyi ve reformları anlatan Uranüs gezegeninin 84 yıllık döngüsünü ve getirdiği olayları çok daha iyi görebiliriz. Nitekim bu döngünün tam orta noktasında yani 42 yıl sonrasında, tam da 1881’de Mustafa Kemal Atatürk doğmuştur. Bu hiç de tesadüfi değildir. Döngüler bize belirli aralıklarla gelen, doğan, gelişen, büyüyen ve değişim geçiren gelişmelerin birbirleri ile bağlantılı olduğunu anlatır.

Atatürk’ün devrimleri Osmanlı’nın eksik ve gecikerek süregelen batılılaşma hareketinin en somut biçimini oluşturur. Eğer 1839’da okunan Tanzimat Fermanı’ndan tam bir Uranüs döngüsü sonunda, yani 84 yıl sonrasına gidersek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna yani 1923’e geliriz. Sanırım bu kadarına da tesadüf demeyeceksiniz. Bu arada Uranüs gezegeninin 1789 Fransız İhtilali sırasında keşfedildiğini söylemeliyiz. Bu gezegen devrimleri ve aniden gelişen olayları, aydınlanmayı açıklar. Belki de tam da bu yüzden, Uranüs gezegeni ülkemizin astrolojik haritasında tam da tepe noktasında (MC) bulunmaktadır. Peki bu olayların günümüzle alakası ne yönde olabilir? 1923 yılından 84 yıl ileriye doğru gidersek, 2007 yılına ulaşırız ve halihazırda benzer süreçlerin içinden geçmekteyiz. Bu arada ilginç bir şekilde, bu dönemde 12 Eylül 1980 darbesinin 30 yıllık Satürn döngüsünü tamamlamaktayız. Son iki yıldır karşı karşıya duran Satürn – Uranüs, bu süreçte yeni bir anayasa sürecinin içinden geçmekte olduğumuzu anlatmakta. Sözünü ettiğimiz 2007 yılında yeni bir anayasa için pek çok çalışma yapıldığını biliyoruz. Durum böyle olunca, tıpkı Tanzimat döneminde olduğu gibi batının, şimdi Avrupa Birliği’nin getirdiği kriterleri tamamlamaya çalışıyoruz.

Döngüler bize benzer karakterde belirli olayların bir tesadüf eseri olmadığını açıklarken, astrolojik döngüler içinden geçtiğimiz süreçlerin anlamını tarihsel boyutuyla ortaya koymakta. Kuşkusuz gelecek 42 ve 84 yıl sonrasında da, yine bu tartışmaları belki çok daha farklı platformlarda tartışıyor olacağız.




R. Hakan Kırkoğlu

08-14-2010 05:00 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir