[Luli]

Belki siz de farkındasınız, içinden geçtiğimiz dönemde hayatımızda önemli farklılaşmalar yaşıyoruz. Zorunlu olarak değiştirmek, yenilenmek ihtiyacı vurgulanmakta. Hatırlarsanız, 2008’den önceki yazılarımda, Pluton’un Oğlak burcuna ilerleyeceği konusu altında, ekonomiden siyasete, global gelişmelerden bireysel düzeye kadar ne kadar derin, yorucu ve yeniden şekillendirici koşulların ortaya çıkacağına işaret etmiştim. Oğlak hiyerarşik yapıları, düzen ve devlete ait konuları, kural ve kısıtlamaları, hatta en üst seviyede uygarlığın maddi temellerini ve nasıl düzenlendiğini kısaca hayatımıza kural, düzen, kısıtlama ve belirli bir amaca ulaşabilmek için gereken mücadeleyi anlatıyor. Eğer 2008’den bu yana hayatınıza daha yakından bakarsanız, belirli konularda zorunlu mücadeleler içine girmiş olduğunuzu görebilirsiniz. Bu mücadelenin konusu Pluton’un kendi haritanızda geçtiği eve bağlı olarak değişebilir. Örnek olarak, yükselen burcu Yay olanlar için, (Pluton bu burç için 2. evden geçiyor) bu para kazanma konusunda, gelirleri arttırma mücadelesi ve elde maddi kaynakları kullanma konusunda artan bir hırs ve zorunlu olarak daha ciddi bir motivasyon göstermekteler. Başka bir örnek, yükselen burcu Aslan olanlar açısından (Pluton bu burç için 6. evden geçiyor) 2008’den bu yana çalışma koşullarında, iş ortamında, düzen, sağlık ve organizasyon gerektiren tüm konularda baskı doğuran değişiklikler, iş hayatında yenileme ve yeni amaçlar, yeni zorunluluklar ortaya çıkmakta.

Kuşkusuz 2008’de Pluton Oğlak burcuna henüz yeni girdiğinde sözünü ettiğimiz zorunlu değişiklikler bir bakıma travmalara neden olmuştu. Biz bu değişimi aynı zamanda dünya ekonomisinde yapısal bir dönüşüm, zorunlu bir daralma ve hayatt kalma mücadelesi olarak da gördük. Nitekim Oğlak, finansal düzenlemeleri, banka ya da sigorta gibi, güven üzerine inşa edilmiş organizasyonları, en genel anlamıyla, kapitalist ekonomik düzende sermaye sahiplerini ve kar amacı güden kuruluşlarını anlatır.

Sonbahar yeni koşullar getiriyor...

Önümüzdeki aylarda, 2008’den bu yana yaşadığımız bu zorunlu değişim süreci çok daha hızlanacak gibi gözüküyor. Hatta bu süreç 2012’ye kadar sürecek olan daha büyük döngüleri de içermekte ancak şimdilik daha yakın planda kalırsak, 29 Ekim’de Satürn’ün Terazi burcuna geçmesi ile birlikte, Kasım’dan başlayarak, Satürn ve Pluton kare açı içine girecekler. Şimdiden söyleyelim, ortaya çıkacak gelişmeler, özellikle Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak burcunun ilk beş gününde doğanları, kısaca 20-27 Mart, 22-28 Haziran, 23-30 Eylül, 23-28 Aralık doğumluları çok güçlü biçimde etkileyecek. Bu dönemlerde doğanlar, harekete geçecekler ve 2008’den bu yana gelen baskılar yüzünden ortaya çıkan koşulları değiştirmeye başlayacaklar. Belki de şimdiye kadar erteledikleri, sadece düşünce düzeyinde tuttukları planlarını harekete geçirecekler. Satürn kısıtlayarak öğreten ve test eden, bizi gerçeklerle yüzleştiren gezegen olarak, üzerimizde yeniden yapılan hissedebiliriz. Satürn’ün Terazi burcunda yücelim asaletinde olması, 2008’den bu yana yaşanan baskılı değişimin zor da olsa, daha gerçekçi, kararlı bir bakış açısı getirecek. Bu süreçte dünyada da hukuki konular, devlet yapılarını ilgilendiren konular, global diplomasi yepyeni bir dönüşüm içine girecek.


Hakan Kırkoğlu.