[yezda]

Ay ve Üzerimizdeki Etkileri


Dünya’mıza en yakın gök cismi hepimizin bildiği gibi Ay’dır. Bu kadar yakın mesafede bulunan Ay’ın Gezegenimiz ve üzerinde yaşayan canlılar üstündeki astrolojik etkileri yadsınamaz. Bazı örnekler vermek gerekirse;

- Doğada gerçekleşen birçok fenomen – Medcezir’ler, doğumlar, meteorolojik faktörler, kadınların siklusu ve daha birçok şey- Ay’ın dünyamız etrafındaki dönüşüyle bağlantılıdır.

- Birçok hayvan davranışlarını Ay’ın durumlarına göre belirler; örneğin kuşlar, yuvalarını yaparken kullandıkları malzemeleri hep belirli zamanlarda toplarlar. Bu sayede yağmurdan sonra yuvaları daha çabuk kurur ve nem tutmaz.

- Günlük ve günlük olmayan işlerin birçoğu başarılı neticesi – odun kesmek, yemek yapmak, yemek yemek, saç kesmek, bahçe işleri, gübreleme, çamaşır yıkama, temizlik, sağlık ürünlerinin kullanımı, ameliyatlar ve bunun gibi birçok şey – doğanın ritmine bağlıdır.

- Örneğin bazı tedavi yöntemlerinin bazı günler çok iyi netice vermesine karşılık, bazı günlerde ise etkisinin zayıflaması hatta etkisiz kalması yine bu doğal ritme bağlıdır.

- Bitkiler ve onların bölgeleri üzerinde günden güne farklı enerjiler etkilidir. Bu etkilerin bilincinde olmak yapılacak bahçe ve tarım işlerinde son derece etkileyici olur. Örn. ekme, bakım, gübreleme, toplama, biçme, şifalı bitkilerin etkilerinin güçlü olduğu dönemleri seçme vs. gibi konularda doğa bize doğru zaman ve yeri gösterir.

Toparlarsak; bir sonucun başarısı, sadece gerekli becerilere ve malzemelere ve doğru yere sahip olmakla değil, aynı zamanda onun doğru zamanda yapılması ile çok alakalıdır. Bu yüzden günlük rutin işlerimizde( cilt bakımı, saç kesimi, sağlık konuları, çiçek bakımı, bahçe işleri ,konserve hazırlamak, ev işleri , çamaşır yıkamak v.b.) Ay Takvmine bağlı kalarak hareket edersek, işlerimizi ne kadar kolaylaştırdığımızı ve ve ne kadar kalıcı neticeler elde ettiğimizi hayretle keşfederiz.

Nesilden nesile aktarılan ve temeli tamamen gözlem ve istatistiğe dayanan bu bilgiler, son birkaç yüzyıldır hızlanan dünyamızda gelişen teknoloji sayesinde önemini yitirmiş olabilir, ancak bu onların etkilerinin de ortadan kalktığı anlamına gelmez. Belki de bugünün şartlarında doğanın etkisini ve gücünü yeniden hissetmek, bizim doğa ile tekrar barışık yamamamıza vesile olacaktır.


Yeni Ay

Dünya’mızın çevresindeki yaklaşık 28 günlük turu sırasında Ay bize sadece bir yüzünü -Dolunay’da tam anlamıyla görebildiğimiz ihtişamlı parlak yüzünü- gösterir.
Astronomlar bu “sabit” döngüye sahip uydu ve gökcismi ilişkisini “bağlı rotasyon” olarak adlandırır.

Eğer Ay – Yerküre’den bakıldığında – Dünya ile Güneş arasında ise, bize dönük yüzü tamamen karanlıkta kalır ve neredeyse görünmezdir. Ay’ın bu evresine “Yeni Ay” ya da Ortaçağ Avrupasında adlandırıldığı gibi “Ölü Ay” denir.
Yerküre’den bakıldığında “Yeni Ay” Evresindeki Ay, Güneş ile aynı hizada konumlandığı için, ikisinin de arka plandaki gökyüzü –yıldızlar- konumu aynıdır, yani Güneş hangi burçta ise “Yeni Ay” da aynı burçtadır.

Bu kuralı hatırlamak son derece yararlıdır, çünkü yaklaşık 2,5 günde bir Burç ilerleyen Ay’ın hangi Burçta olduğunu bu bilgi sayesinde kabaca hesaplayabiliriz. Ancak benim önerim yine de profesyonel olarak hazırlanmış bir Ay takvimi kullanmanızdır.

Takvimlerde yeni Ay genellikle siyah bir daire ile belirlenmiştir. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin üzerinde kısa süreli etkisi olan bu evrede yapılabileceklere verilebilecek bazı örnekler şunlardır:

- Bedenin arınmaya, zehirlerinden temizlenmeye açık ve hassas olduğu bu dönemde bir gün boyunca oruç tutmak, oluşabilecek bir çok hastalığın önlenmesine yardımcı olacaktır.
- Kurtulmak istediğiniz kötü alışkanlıklarınız mı var, ya da yeni bir projeye, işe mi başlayacaksınız; bunlar için “Yeni Ay”dan daha doğru bir zaman olamaz.
- Hastalıklı bitkinizin, ağacınızın hasta bölgelerini “Yeni Ay”da budarsanız iyileştğini göreceksiniz.
Bu dönemde Toprak Ana nefes almaya başlar.
“Yeni Ay” etkileri “Dolunay” kadar etkili hissedilmez, ancak fazla hissedilir olmaması etkisinin hafif olduğu anlamına gelmez.


Büyüyen Ay

Ay, “Yeni Ay” evresinden birkaç saat sonra soldan sağa doğru büyüyerek hilal şeklini alır ve “Büyüyen Ay” konumuna geçer . “Büyüyen Ay” fazı kendine has etkilerini de beraberinde getirir. Yaklaşık altı günde ”İlk Dördün”e ve toplam onüç gün gibi bir sürede “Dolunay”a dönüşür.

Bu iki haftalık süre içerisinde bedeni güçlendiren ve ona iyi gelebilecek uygulamalar iki kat olumlu etki eder.

Ay büyüdükçe yaraların ya da ameliyatların iyileşmesi yavaşlar.
Örneğin Çamaşır yıkarken bile aynı deterjanı kullanmanıza rağmen etkisi Küçülen Ay’a kıyasla daha az olur, istediğiniz temizliği elde etmeniz zorlaşır. Büyüyen Ay ve Dolunay evrelerinde doğumlarda artış gözlemlenir.



Dolunay

Sonunda Ay Dünyamız etrafındaki yirmisekiz günlük turunun yarısına gelir ve bize dönük yüzü tam olarak aydınlanır. Bu konumda Yerküre, Ay ile Güneş’in arasındadır. Ay takvimlerinde “Dolunay “beyaz bir daire olarak tanımlanır.

“Dolunay” birkaç saat içinde insanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerindeki etkilerini hissettirir. Bu evrede Ay’ın fazlaca etkisinde kalan insanlar uykuda dolaşabilir, yaralar her zamankinden daha fazla kan kaybeder. Suç ve kazalarda artış gözlemlenir.
“Dolunay”da toplanan şifalı bitkiler gücünün doruğundadır ve çok daha etkili olurlar.
Ağaçları “Dolunay”da budamak onların kurumalarına sebep olur.



Burçlarda Ay

Dünyamız Güneş etrafındaki 365 günlük turu süresince, Yerküre’den bakıldığında, Güneş her Burçta bir ay kalır. Dünya’nın etrafında dönen Ay’da Burçlar çemberindeki turunu yirmisekiz günde tamamlar ve her Burçta yaklaşık iki buçuk gün kalır. Yirmisekiz gün boyunca oniki farklı Burcun etkisinde kalan Ay’ın bu birleşik etkileri “Dolunay” kadar hissedilmese de son derece güçlü etkilere sahiptir.

Özellikle canlılarda , beden ve ruh sağlığı, bahçe işleri, çiftçilik (hasat, gübreleme, yabani otların temizlenmesi gibi) alanlarında çok önemli etkileri vardır. Örneğin Başak Burcundaki (toprak elementi) Ay bitkilerin kök saldığı günlerdendir. Bu iki ya da üç gün içinde kök salma diğer günlerden çok daha hızlı ve kuvvetli gerçekleşir.

Eski dönemlerde özellikle şifacılık alanında Ay fazlarına bağlı olarak sağlık ve hastalık süreçleri dikkatlice incelenmiştir. Hipokrat öğrencilerine Ay’ın tüm etkilerini etraflıca öğretir, Yıldızların ve Ay’ın konumunu dikkate almamanın delilik olduğunu söyler ve Ay’ın ameliyat edilecek bölgeyi yöneten burçta olmamasına dikkat edilmesi konusunda özellikle uyarırdı.

Bu birleşik gücün özellikle insanların beden ve organları üzerindeki etkisi çok belirgindir. Özellikle her Burcun yönettiği bölgeler, organlar vardır. Yazımızın sonunda bununla ilgili detaylı bir tablo bulacaksınız.

Ay/Burç birleşik gücünde özellikle unutulmaması gereken başlıca kuralları şunlardır:

- Ay hangi Burçta ise, o burcun yönettiği bölgeler/organlara - ameliyat dışında- iyi gelebilecek uygulamalar, besin takviyesi ve tedaviler uygulanmalıdır.
- Ay hangi Burçta ise, o Burcun yönettiği bölgeler/organlar diğer günlerden daha fazla yorulur, yıpranır ve daha hassas olur.
- Ameliyatların, mümkün olduğu sürece, Ay’ın ameliyat edilen bölgeyi yöneten Burçta olmamasına özellikle dikkat edilmelidir. Tabii bu bahsettiğimiz acil durumlar için geçerli değildir.
- “Büyüyen Ay”ın içinde bulunduğu Burcun yönettiği organları güçlendiren tedbirler almak, “Küçülen Ay” da alınan tedbirlerden çok daha etkili netice verir.

Görüldüğü gibi ameliyat dışındaki müdahelelerde Ay’ın içinde bulunduğu Burcun yönettiği bölge ve organları iyileştirecek ve güçlendirecek uygulamalar yapmak Ay’ın diğer tüm günlerinden daha etkili olmaktadır.


“Yükselen Ay” ve “Alçalan Ay”

“Yükselen Ay” ve “Alçalan Ay”ın etkilerinin Ay fazları ile bir bağlantısı olmadığını özellikle vurgulamak isterim, yani “Büyüyen Ay” ve “Küçülen Ay” ile alakası yoktur.
Burada kastedilen Ay’ın içinde bulunduğu Burçlardaki konumları ile alakalıdır.

Güneş’in 21 Aralık’tan 21. Haziran’a (Yay’dan İkizler’e) kadar süren süre içinde dolaştığı Burçlar yükselen enerjiye sahiptirler – Kış’ın ve İlkbahar’ın kontrol ettiği çoğalma, büyüme, genişleme ve çiçeklenme dönemi. Bu döneme “Yükselen Etki” dönemi denir.

“Alçalan Etki” ise tam tersi olarak yılın diğer ikinci yarısı olan (İkizler’den Yay’a kadar) Yaz ve Sonbahar’ı kapsar. Doğanın bu dönemi olgunluk, hasat, çöküş ve dinlenmeyi temsil eder. Tam dönüm noktalarında bulundukları için Yay ve İkizler burcu dönemleri daha çok nötr bir etkiye sahiptir ve her iki tarafa da ait olabilirler.

“Yükselen Ay” Dönemi: Yay – Oğlak – Kova – Balık – Koç – Boğa – (İkizler)
“Alçalan Ay” Dönemi: İkizler – Yengeç – Aslan – Başak – Terazi – Akrep – (Yay)

Bu iki önemli etki Ay’ın 28 günlük turunda da kendisi belli eder, neredeyse bir ay içinde İlkbahar – Yaz – Sonbahar – Kış etkilerini hissettirir.

Ay içinde bulunduğu Burcun kendi “rengi”ne bürünür ve Ay’ın fazı ile birlikte özellikle bahçe ve doğa’da, aynı zamanda şifacılıkta da kendini hissettirir.

“Yükselen Ay” günlerinde özellikle bitki ve ağaçların suları yukarıya çıkar meyve ve sebzeler bol sulu ve lezzetli olurlar. Bikkilerin toprak üstünde kalan bölümleri özellikle gelişir.

“Alçalan Ay” günlerinde ise bitki ve ağaçların suları geri çekilir ve bitkilerin özellikle toprak altındaki gelişimi hızlanır; kökleri gelişir.


Kombine Etkiler

Bahsi geçen bu yedi güç bazen birbirine girer, etkiyi arttırabilir/azaltabilir, değişime yol açabilir.

Örneğin “Küçülen Ay”daki bedensel arınma etkisi “Alçalan Ay” ile birleştiğinde, “Yükselen Ay” ile birleşmesinden çak daha etkili olur.

Örneğin Ay Aslan’da yapılacak bir kalp ameliyatını olumsuz etkiler, ancak buna birde “Alçalan Ay” etkisi eklenirse , bu olumsuz etki daha da artar. Ancak ameliyat değil de, kalbi güçlendirecek tedavilere başvurmak, beslenme düzenini kalbin ihtiyacına göre düzene sokmak bu dönemde son derece faydalı olur.

Her ne kadar hız devrinde yaşasak da bu ritmleri dikkate almak bir çok fayda sağlayacaktır.



Yurdahal Topdemir