[gullusutcu]


Ay fazları, Rüya Farkındalığı ve 23 Eylül Dolunayı
Kristin Demirci16 Eyl, 2010 | 6 Yorum



‘’Ay zihindir. Güneş ise idraktir.’’

Güneş yaşamın kaynağıdır, ışıktır. Bilinçli enerji ve yaşamsal uygulamalar Güneş ile ifade edilir. Bilinçaltı ise Ay’dır. Uykularımız, rüyalarımız, bilinçdışı hareket ve eylemlerin tümüdür. Astrolojide rüyalar aynı zamanda Neptün ile de sembolize edilmektedir. Bilinçaltı, bilincin ve fiziksel yaşamın kaynağı olan ruhsal seviye olarak düşünülür. Karakterimiz, ürünlerimiz, ifademiz ve uygulamalarımızın tümü bu seviyeden beslenmektedir. Rüyalarımızın farkında olmak denince akla Astroloji’de 8, 9 ve 12. evler aynı zamanda Yengeç, Akrep, Balık ve Yay burçları gelecektir. Bu burç ve evlere bağlı harita kombinasyonları, ruhsal kaynağı rüyalar ve vizyonlar aracılığıyla algılamaya daha meyillidir.

Güneş ve Ay’a “ışıklar” adını veririz. İnsanlık tarihinin en başından beri gözlemlenen ışıkların dairesel döngüsü bize zamanı ölçme bilgisini vermiştir. İnsanoğlu bu döngünün ruhsal ve fiziksel varoluşu üzerinde de etkisi olduğunu idrak ederek, bu dönüşlerin fazlarını incelemeye başlamıştır.

Ay Dünyaya en yakın gök cismidir ve dünyanın yörüngesini benimsemiş bir yol izler. Veri toplamaları ve iletmeleri için kullandığımız uydular gibi, Ay da Dünyanın uydusudur. Ay fazları gel-git gibi suyla ilgili doğa olaylarında bağlantılıdır. Bunun dışında Yeniay ve Dolunayın yaklaşık 3,5 – 4 gün sonrasında en fazla yağmurun, 3 gün öncesinde en az yağmurun düştüğü tespit edilmiştir. En fazla fırtına ve şimşek ise 2 gün ertesinde oluşmaktadır. Suları etkilediği gibi enerjisi, ¾ ‘ü su olan bedenlerimize, kimyamıza da nüfuz eder. Ay aynı zamanda bitkilerin büyümesiyle de ilgilidir. İçsel ve ruhsal varoluşumuz, kaynak, bilinçlenmemiş daha doğrusu biçimlenmemiş zeka gibi konuları Ay ile sembolize ederiz.

Ezoterizmde Ay ölü olarak kabul edilir ve ölüler dünyasıyla ilişkilendirilir. Ay fazlarını incelemek yani ölümün asıl olan yaşamsal ışık Güneş’ten beslenmesini görmek, yaşamın ölümde de var olabildiğinin ya da devam ettiğinin bir kanıtı gibidir. Güneş, Ay aracılığıyla geceyi gezerken bitkileri beslediği ve büyüttüğü gibi koruyucu anne Ay bize de rüyalarımız aracılığıyla ulaşır. Rüyalarımızın farkında olmak, yaşamımızın kalitesini belirlemek demektir.

Ay Fazları

Yeniay da enerji olumlu ve güçlü seviyedir. İlkdördünde zayıflar, Dolunayda tekrar güçlenir ve son dördünde zayıflar. Bu döngü her ay tekrarlanır.

Aslında yazgı demekle, zaman demek arasında pek fark yoktur. Yazgı da Ay gibi dişidir ve her zaman yeni doğacak olana gebedir. Yeni Ay spermin yumurtayı döllemesi, başlangıç enerjisi ve “olmak” fikridir. Tohumun ekildiği zamandır. Yeniay ve Yeniaydan sonraki ilk hafta vizyonlarımızı gerçekleştirmek ya da rüya bilinci çalışmaları için uygun dönemdir.

Yeniaydan dolunaya kadar olan yaklaşık 2 haftalık süreçte, fetus seviyesi yaşanır ve Dolunay zamanında doğum gerçekleşir. Buraya kadar olan evre bilincin dişi elementidir. Ardından yine 2 haftalık evrede yeni gebeliğe hazırlanan bir süreç yaşanır (Son dördün). Bu evre bilincin eril elementini ifade etmektedir.

Yeniay, dolunay ve tutulmalar çok etkili ve bu yüzden son derece önemli gökyüzü dizilimleridir. Bu yüksek frekanstaki enerjileri doğru şekilde değerlendirebilmek için rüyalarımızı kullanabiliriz. Yeniay öncesindeki son dördün yani ayın karanlık halinde görülen rüyalar gelecekten haber verir, yeni doğumu (evreyi) şekillendiren faz olduğu için buradaki niyet önemlidir. Zamanın antik büyücüleri kirli işlerini bu fazda gerçekleştirirlermiş. Ayın karanlık halinde yeniaya hazırlanırken, uykularımızın niyeti evrenin hayrına olmalıdır. Değişimi kabul edebilmek adına ruhsal ve zihinsel olarak hazırlanmaktır. Kötü rüyalara rağmen iyi ürünler verebilmeye yönlenmedir. Bilinçaltının en aktif evresi olmasından dolayı, korkularla yüzleşmek gerekecektir.

Dolunaydan önceki faz ilkdördündür. Tohumu ekilen fikrin büyümesidir. Dolunay Yeniayın fiziksel olarak doğacağının öngörüsüdür. Bu nedenle olsa gerek, dolunayda gerçekler ortaya çıkar denir. İlkdördün rüyaları ise gerçeği kabul etmeye hazırlıktır. Dolunay neticedir. Sırlar ortaya çıkar, saklı olan artık saklanamaz. Herkes her zaman değişime hazır olmadığı gibi herkes için her zaman gerçeği kabul etmek de kolay olmaz. İlkdördün uykularının niyeti, neticeyi ne olursa olsun kabullenmek için olmalıdır. Ne ektiğinin bilincinde olma çabasıdır. Ekinin toplanması yani alınacak neticenin öncesinde gergin bir bekleyiştir. Dolunay oluşurken (yaklaşık 1 hafta öncesinden itibaren) içsel bir tedirginlik başlar. Bu nedenle uykusuzluk ya da rahatsız uykular sıklaşır.

Dolunay ve sonrasında öfke, ayrılık, anlaşmazlık sıklıkla tanık olduğumuz konulardır. Eğer rüyalarının bilincinde olan biriyseniz, dolunay sizin için ödül de olabilir. Unutulmamalıdır ki Güneş yaşamın ve yaşanmış olanların tanığıdır ve ışığıyla Ay’ın yüzünü tamamen kapladığında, ektiğiniz tohumun niteliği ortaya çıkacak buna göre meyve ve bereket alınacak demektir. Dolunay iyi ya da kötü sonuçtur.

Hami (koruyucu) günler

Yeniaydan önceki ilk gün (Yeniayın 29. günü) Dharma’nın koruyucu günüdür. Değişime ve yeniliğe içsel olarak temizlenip, hazırlanma günüdür. Aynı gün oruç tutulur ve hatalar itiraf edilerek bir içsel saflaşma gerçekleşir. Yine dolunaydan önceki 2 gün (Yeniaydan sonraki 13. ve 14. günler) benzer uygulamalarla fiziksel ve ruhsal olarak tam ay haline hazırlık yapılır.

23 Eylül 2010 Koç’ta Dolunay



Dolunay günü numerolojik olarak son derece anlamlıdır. Sayısı 8′dir ve Satürn ile ifade edilir. 4 sayısı kadersel olanla ilgilidir. 8′de 2 kez vurgulandığından, zorluklarla kazanılacak olanı, kimi zaman tehdit ve yıkımı da ifade etmektedir. 8 değişimin ve dönüşümün de sayısıdır. Ay ve Güneş’in Koç ve Terazi’nin ilk derecesinde bulunacak olması da dikkate değer. Farklı ve sıfırdan başlayan bir sürecin sembolize eden bir dolunay yaşanacaktır. Bunun dışında Koç ve Terazinin ilk dereceleri yıl boyunca Uranüs, Satürn, Jüpiter ve Plüton tarafından tetiklenmişti.

Ülke olarak Yeniayda yani 8 Eylül’de oy kullanmaya hazırlanıyorduk. Referandum günü oldukça gergin bir bekleyişin ardından bir sonuç aldık oysaki dolunaydan önce henüz o kırılma aşamasının yaşandığını söyleyemeyiz. Yine 10. ev ve 4. ev arasındaki dolunay hükümet ve muhalefet arasındaki çatışmayı temsil etmektedir.

İstanbul’a göre çıkarılmış dolunay haritasına baktığımızda, yükselenin Yay olduğunu yöneticisi Jüpiter’in Balık’ta geri harekette Uranüs’le aynı derecede olup Ay ile kavuştuğunu görüyoruz. Jüpiter 4. evde bağımsızlığını isteyen bir duygusal tavır içerisindedir. Balık teması akla maneviyatı getiriyor. Uranüs ve Ay kavuşumuyla dinsel bütünlük arayışı, farklı tarafların ani eylemleri akla gelecektir. 4. ev vatan ve topraklarımızdır. Bu konularda da bir abartı ve aşırılığa kaçma gündeme gelebilir. Dolunayın duygusal patlamaları öngördüğünü hatırlarsak, Jüpiter ve Uranüs buna eşlik ederek son derece kontrolsüz bir coşku hali verebilecektir.

Kadın erkek ilişkileri, evlilikle ilgili olarak yasa tasarıları gündeme gelebilir. Meclis üyesi kadınlarla ilgili durumlar ya da skandallar da ortaya çıkabilecektir. Uluslar arası yeni anlaşmalar imzalanabilir.

Kişisel seviyelerde Ay Uranüs kavuşumu özellikle asabi, tatmin olmakta güçlük çeken bir enerjiyi yansıtmaktadır. Ay Plüton karesi dolunay etkisiyle büyük hatalar yapılabileceğini, bu konuda çok dikkatli olmamız konusunda bizi uyarmaktadır. Kırıcı, kindar ve çatışmacı olmaktan kaçınmak zorundayız. Plüton Ay karesi bastırılmış enerjidir, Jüpiter Uranüs bir patlamadır bu durumda bastırılmış şeylerin dengesizce ortaya çıkacağını ve birçok soruna neden olacağını öngörebiliriz.

Mars’ın Akrep burcuna girerek Venüs’le kavuşması kırılma ya da patlama noktasını tutkulu bir şekilde arayacaktır. Sosyal anlamda başarılı olabilen bu kombinasyon, Merkür’e septile açısı olduğundan Merkür Mars/Venüs kavuşum etkisine bürünerek, felsefesini üstünlük kurarak uygulamaya çalışacaktır. İlişkilerde kıskançlık krizleri yaşanabilir. Mars Akrep yoğunlunu erkekler daha fazla hissedecekler. Hiç olmadık yerde tatsızlık yaratmamaya, kaba ve fevri olmamaya gayret göstermeliyiz. Kendi eylemlerimizden sorumlu tutulacağımız bir evre yaşayacağımızı akıldan çıkarmamakta fayda vardır.

Evet, dolunay şiddetli bir ruhsal patlamaya gebe, kimimizin rüyalarını kimimizin kabuslarını gerçek kılacak. Hangisini tercih ettiğiniz, rüyalarınızın farkındalığıyla yakından ilgilidir. Bilinçaltındakini, ruhsal elementi tanıyarak bilince uygulayan kişi, resmin bütünü görüp en doğru kararı verebilen kişidir. 22 Eylül’ü 23 Eylül’e bağlayan gece farkındalık çalışmaları yapmanız için uygun olacaktır. Doğacak olanı iyi niyetle güdümleyip kabul etmek, en hayrımızadır. En nihayetinde her dolunay yeni bir aya gebedir.

Ay bizimle rüyalarımız aracılığıyla konuşur, o iç sesimizdir. Ona kulak vermezsek aslolanı asla duyamaz, fark edemeyiz. Aynı zamanda rüyalarına inanan kişinin onları gerçekleştirmesi de tesadüf değildir.



.