Değerlendir:
  • 22 Oy - 3.36 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Yorumlarda Kullanılan Üslup
Yazar Mesaj
vatansever Çevrimdışı
Yasaklanmış

Mesajlar: 382
Üyelik Tarihi: Jan 2011

Mesaj: #11
RE: Yorumlarda Kullanılan Üslup
satürn dedinde aklıma geldi 1.evimdeki satürn ve 1.evdeki transit plutonun allah belasını versin koptum.w heryerden zorluk ne la bu içimde acaip bi sıkıntı var yav
04-24-2011 09:13 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
aeon
Kayıtsız

 
Mesaj: #12
RE: Yorumlarda Kullanılan Üslup
oysa şunu söyleyim düşünce gücü sadece tembellik değil ; sistemli şekilde ilerlemek de istiyor. yani satürn ve toprak etkililerin sistemli çalışmaya alışkın yapıları ,olumlu düşünürlerse kendileri için bir avantaj olabilir.bunu yıldırım söylemişti sanırım oradan aklıma gelmiş.

birde plutonikler ve akreplerinde düşünce gücünde , zorlanacağı alanlar olabilir.
olumlu düşünmek konusunda ...
genelde kafaları daha derinlerdeki gerçeklere odalı olduğu için .
ancak , intikam veya hasmını sürekli kafasında düşmüş durumda kurmak gibi şeylerde başarılı olabiliyorlar.yani , bu meziyetlerini olumlu düşüncelere yönlendirmeyi becerirlerse , pek ala başarılı olabilirler.çünkü pluto ve akrep yüksek bir iradeyi ve yoğun bir enerjiyi anlatır.
04-24-2011 09:19 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Derin
Kayıtsız

 
Mesaj: #13
Astroloji kirliliği
Astroloji insan kültürünün tarihsel boyutunda ne kadar derin bir yer tutsa da, günümüzün hızla tüketen, sürekli yüzeyde kalarak içeriğine bakmayan tutumu yüzünden sanki bir magazin şekerlemesi gibi algılanıyor. Hemen tüket ve çöpe at mantığı dokunduğu her şeye bir çeşit yozlaşma ve değerleri sanki alay edercesine yıpratan bir tutum getirmekte. Meraklıları için bir astroloji çılgınlığı da mevcut. Hatta astrolojinin kendisi kendini bir gecede astrolog ilan edenlerce yağmalanıyor ve geniş kitleler bu durumun farkında olmadan, çakma bir astroloji karmaşası içerisinde yüzüyorlar. Maalesef durum böyle. Günümüzde Astroloji daha çok kadınların ilgi gösterdiği, eğlencelik bir tüketim aracı haline gelmiş durumda. Pek tabii daha ciddi ilgilenen kişiler ve öğrendikleri ile hayatlarına yeni bir gözle bakmaya çalışanlar da var ancak bu sayı o kadar çok azınlıkta kalıyor ki, sapla samanı birbirinden ayırt etmek iyice güçleşiyor. İnanılmaz bir Astroloji kirliliğinden söz edebiliriz.


Kuşkusuz ortaya çıkan bu sonucu doğal karşılayabiliriz zira konu öylesine can alıcı ve doğrudan hayatımıza yönelik ki hepimiz bir yerinden yakalanıyoruz. Ancak bu durum dejenerasyonu ve sürekli bir bilinçsiz kullanımı da beraberinde getiriyor. Medyanın konuya ilgisi ancak dikkatsiz ve yetersiz kalışı, geniş kitlelerin Astroloji konusunda yalan yanlış bilgilerle donanmasında büyük etken. Astroloji’ye sadece başımıza ne gelecek mantığı ile yaklaşan bir tutum ya da rating peşinde koşan bir hırsı, eğitimsiz ancak bir o kadar medyatik olmaya hevesli, Astroloji’yi bir şekilde şipşak öğrenivermiş kişilerle bir araya getirdiğinizde, bu durumda çakma bir astrolojiden daha fazlasını bekleyemezsiniz. Tüm bunların yanında, herhangi bir değerlendirmeye ve ölçümlemeye tutulmadan, tamamen kontrolsüz biçimde yapılan eğitimler daha da güçlenen bir etki yaratmakta. Bu süreçte, Astroloji ile ilgilenenlere, konuya bilinçli yaklaşanlara büyük bir rol düşmekte.


Eğer Astroloji’ye sadece bir eğlence aracı olarak bakmıyorsak, aslında bu konunun ne denli hassas ve insanı yaralayıcı sonuçları olabileceğini de unutmamalıyız. Değişik beklentiler içinde olan kişileri çok daha fazla hayal kırıklığına sürükleyebilecek, hayatlarını bir kabusa dönüştürebilecek, aslında nelere yol açtıklarının bilincinde olmayan bir uygulamadan söz ediyorum. Astrolog kadar danışanın ya da okuyucunun da bilinçli olmasını gerektiren bir alandayız. Halbuki Astroloji’nin amacı eğer profesyonel anlamda kullanılıyorsa bir bilinç yaratmak ve insanların seçimlerini aydınlatan bir yol haritası sunmaktır. Tamamen kaderci yaklaşımlar, yeteri kadar incelenmemiş, yapıcı anlamda değeri olmayan sonuçlar üretebilir. Eğer astrologlar sadece kendi bakış açılarını ve hayat görüşlerini karşısındaki kişilerin hayatına empoze etmeye çalışırlarsa, danışanın kafasını karıştırırken, onları daha büyük bir çıkmaza sokarak, ellerindeki yaratıcı imkanları görememesine ve kendilerini söylenen bir iki söze hapsetmelerine neden olabiliyor. Danışmanlık anlamında Astroloji yıllarca pişirilmesi gereken, ancak daha fazla deneyim ve uygun bir felsefe ile götürülmesi gereken bir disiplin. Bu felsefe insana ve onun hayatına odaklanmalı ve mümkün olduğunda ilham verici ve destekleyici olmalı. Kendi gölgelerinden kurtulamamış, sorumsuz şekilde hareket ederek, hem Astroloji’ye hem de danışanlara zarar veren bu kişilerin farkında olmalıyız.


R.Hakan Kırkoğlu
07-02-2011 10:51 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Lajâ Çevrimdışı
.::скорпион::.
*****
Scorpio Vip
lt=
Mesajlar: 131
Üyelik Tarihi: Jan 2010

Rep Puanı: 44

Mesaj: #14
Astroloji İslam’da da vardır fakat..
ASTROLOJİ İSLAM’DA DA VARDIR FAKAT HARAMDIR

Ateş unsuru, toprak unsuru, bunların hepsiyle irtibat kurabiliriz. Bir bedenden bebek dünyaya geldiğinde, çıkar çıkmaz içine ilk çektiği nefesle yeryüzü taksimetresi başlıyor çalışmaya. Bakalım kaç km gidecek, ücretini ona göre ödeyecek sonra. Başlangıcı, içine çektiği ilk nefes anı. Onun için batıda elinde kronometre öyle dururlar. Bebek çıktı, çıktı, daha nefes almadı içine, onu çalıştırmazlar. Nefesi ilk çekti ardından ağlayacak çocuk. O nefesi içine aldığı anda hayırlı olsun dünya hayatı başladı. O nefesi ilk çektiği anda, imkânımız olsa gökyüzünde hareket etmekte olan tüm gezegenler, ay burada, derken mars şurada, hepsi hareket halinde, hangi toprak parçasında doğduysa orada o noktada o an için filmi durdurun, artık dünya dönmüyor, güneş hareket etmiyor, her şeyi dondurduğunuzu düşünün ve alın elinize o donmuş fotoğrafı, orada ay bir yerde, güneş bir yerde, Satürn bir yerde, birbirlerine açı içerisinde. Yaklaşık bir saniye sonra, hareket edecek olsa bu şekil değişecek. Bu fotoğrafta doğan bebeğin, aynı zamanda yeryüzünde kullanacağı bedenin, bazı özellikleri belirleniyor. Dolayısıyla, bu manada astroloji İslam’da da vardır, tasavvufta da vardır. Ama İslam’da astroloji yasaktır. Astrolojiyi talim etmek, astrolojiyi bilmek değil yasaklanan. Benim mesela, ilahiyat profesörüyüm ama astrolog diplomam var. Biliyorum. Yasak olan bilmek değil, tatbik etmek. Neden yasak? Şimdi ona baktık, ona baktık, “a bunlar birbiriyle uyuşamazlar!” Uyuşamazlar, evlenmişler, “ayıralım hadi”, veya “ben şimdi sokağa çıkacağım, dur bakayım eşref saatim mi, uygun saat mi değil mi?” desek, âlem birbirine girer. Bir ilim cahillerin ve simsarların eline geçerse, dünyanın düzeni altüst olur. Bugün bu ilim çığırından çıkmıştır. Verdikleri ilaçlarla çocuğunun doğumunu geciktirmeye kadar vardırıyorlar işi. “falanca burçtan doğmasın o burç çok kötü, hayatta para kazanamaz vs diye öbür burca transfer etmeye çalışıyor çocuğu. Takdire müdahale ettiğin zaman başka sıkıntılar çıkıyor. Hiçbir burç mükemmel değildir. Hiçbir burç mutlak kötü değildir. Gazete kupürlerinden okuyarak “sen şu burçsun, o burçların hepsi yalancı olurmuş zaten” demekten ibaret değil bu ilim.



PEYGAMBERLERİN BURCU OLMAZ

Buradaki esas mühim nokta şudur: Burçlar yalnız fizik âleme tesir edebilirler. Fiziği geçmiş insanlara burçlar değil, onlar burçlara tesir ederler. Onun için bazı arkadaşlarımız diyorlar ki “ Peygamber Efendimiz nisan ayında doğmuştur onun için benim burcumdandır”… Bu çok hatalı bir bakış açısı. Peygamberlerin burcu olmaz. Peygamberler bütün burçların özelliklerini üzerlerinde cem’ etmişlerdir. Tek bir burcu olmaz Peygamberlerin. Onlar fiziğe tesir eden kimselerdir. Bazı ham sofular “hocam İslam’da astroloji haramdır”, diyorlar. Doğru. Ben de öyle söylüyorum bir şeyin haram olması, kullanılmayacak kılınması onun olmadığı anlamına gelmez. Hayır, astroloji vardır. İslam’da büyü de haramdır. Yapan da yaptıran da cehennemdedir. Ama büyü vardır. İslam büyü yoktur demiyor ki ontolojik olarak. Böyle bir ilim dalı vardır. Ama onun tatbik edilmesi haramdır. Çok büyük mesuliyetleri var çünkü. Büyüyle bir şeyler elde edersin ama o faturayı ödemek çok zordur. Büyü, nizam-ı âleme müdahale etmektir. Âleme müdahale edilmez. Âlemde sakatı da seveceğiz, astrolojik olarak yıldızı düşük olanları da seveceğiz. Şimdi gen bilimde belirli bir ırkı üstün kılmaya çalışıyorlar; hiç sakat kalmayacak, ideal bir erkek tipi olacak, gözler şöyle kaşlar böyle olacak. Bu yaratılıştaki ihtişamı görmeyenlerin sapkınlıklarını ilim zannetmesidir. Bu âlemin her şeye ihtiyacı var. Zayıfı, uzunu, kısası, güzeli, çirkini; hepsinin bir yaratılış sebebi var. Şimdi şöyle düşünelim; astroloji bir din olsa, herkes astrolojiye inansa, herkes çocuğunu istediği burçta doğurmaya çalışsa tek tip insanlar oluşur; âlemde denge bozulur. Dengenin bozulmaması lazım, her bir burç diğer bir burca muhtaç. Bu devran, yüce yaratıcısı tarafından böyle tasarlanmış. Bunda görünmez hikmetler, hesapsız ibretler var.

ŞEYTANA DA İHTİYAÇ VAR

Bir arif, bir hikmet ehli, astrolojiyle ilim olarak ilgilenebilir ancak tatbikatı yasaktır. Eğitim anlamında kullanabilir, Ehlini iyâlini daha iyi tanımak anlamında istifade edilebilir. Çocuğun zayıf tarafları şöyle, kuvvetli tarafları böyle diye hesap edip düzenlemeler yapılabilir. Bir çocuğumun yapısı şöyle, bir çocuğumun böyle, şuna şu konularda fazla yüklenmeyeyim çünkü kapasitesi o yönde değil, öbürküsünün şu tarafı daha iyi demek sûretiyle, bir personel çalıştırırken tanımak açısından, bir yakınınızı tanımak açısından, faydalıdır. Fıtratlarına göre davranırsınız, onda olmayacak bir şeyi talep etmezsiniz. Ama bunun haricinde kalkıp hayatı astrolojiye göre tanzim etmeye çalışırsak, bilmediğimiz bereket kaynaklarını tıkamış oluruz. Çünkü âlemde her zaman bazı düzen dışı bereket kaynakları vardır. Senin sakat gördüğün yerden neler çıkar. Senin olmaz dediğin yerden neler çıkar. “Biz geceden gündüzü çıkardık, ölüden diriyi çıkardık” diyor Rabbimiz. Şerden, bir el gelir o şerre, ona şöyle bir dokunur, o şer birden hayır haline gelir. Ama bu şerri öldürürsen onun ileride hayr haline gelmesine de mani olmuş olursun. Dolayısıyla bu âlemde şer de hayır da olacaktır, beraber devam edecekler. Onun için imansızlık, imanın kalitesini belirler. Dolayısıyla şeytana da ihtiyaç var bu âlemde. Leyl Sûresinde “O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. (Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). Elbette yakında kendisi de hoşnut olacaktır.” buyrulur.

إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ [Leyl:20-21]
Bu sır, Allah’ı zikrede zikrede Allah’ımızın bizi zikrettiği makama gelindiğinde hasıl olan bir rıza makamına tekabül eder..

alıntı
07-08-2012 03:24 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir