Değerlendir:
  • 34 Oy - 3 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Yazar Mesaj
tiyatral_gitarist
Kayıtsız

 
Mesaj: #51
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(08-28-2011 01:58 AM)Yldrm Yazılan:  
(08-28-2011 01:45 AM)tiyatral_gitarist Yazılan:  
(08-28-2011 12:17 AM)Yldrm Yazılan:  
(08-27-2011 11:23 PM)tiyatral_gitarist Yazılan:  Aradaki farkı , uygulamadan bilmek imkansız. Aynı rüyadayken , "uyanıklık"ın ne demek olduğunu bilmenin imkansızlığı gibi.


Şimdi buradan mevzuya dönersek abi ,dediğim ölçüleri göz önüne alırsak , bu 4 ayetten oluşan zikrin 1 ayetini günde 10 kere çekmek hiçbir fayda sağlamayacaktır. Çünkü maruz kalınan etki çok büyük... Arz da cirit atıyor , hükümranlıklarını sürüyorlar adeta...



güzel ifade etmişsin , anlaşılmıştır teşekkür ettim verygood


Rica ederim abi. gülücük
Bu arada aklımdaydı ama yazmayı unutmuşum. Belli bir noktaya gelindikten sonra sabah ve akşam 40 ar kereye düşürülebilir. Tabi diğer zikirlerle desteklendiği sürece... Yani diğer zikirlere devam ettiğin için , sabah ve akşam bu sayı ile o bölgeyi aktive etmek yeterli gelecektir.
Aslında burada bi bakıma önemli olan kanın beyinde kalması , boşluk bırakmayacak kadar ; manasal tefekkürü gözardı edersek... Nüfuz edecekleri yer bırakmamak , dolu kafayla gezmek gülücük
Her daim hepimize nasip olsun inşaallah...




o belli noktaya gelmek ne kadar zaman alır kabaca ?


açık söyleyim o zikir birkaç cümleden oluşuyor , dua gibi. ve bunu günde 200 den fazla tekrarlamak için kişinin pek çok meşguliyetini bırakması ( bazı işlerinden taviz vermesi ) anlamına geliyor. başkalarını bilemem ama işte bu kısmı bana zor geliyor gülücük ömür boyu günde 200 defa okumak gereekseydi cidden üşenebilirdim itiraf edeyim.


ve bu arada kişinin astrolojik programına göre hazırlanabilecek Telkin ve Zikir reçeteleri hazırlanması nasıl olurdu fikrini öğrenebilirmiyim ?


örneğin mars vurgusu olan birine daha sabırlı olmayı ve sebat etmeyi sağlayacak reçeteler ?


örneğin neptünyen kişilerin eyleme geçme becerisini arttıracak reçeteler ?


vb.




Şimdi abi burada "zaman" kavramından çok işin özüne bakarsak , sistematiğine ve amaca bakarsak bence daha doğr ubi yerden yaklaşmış oluruz gibi..

Önce şunu bilmeliyiz ki , zikir çekerken hiçbirşeyi bırakmamıza gerek yoktur. Herşeyi yaparken ; kitap okurken , yemek yaparken, duş alırken , tuvaletteyken ! , başkasını dinlerken, tv seyrederken vs vs vs ... Beynimiz alıştıkça başkasıyla konuşurken bile aynı anda zikir çekebiliriz. İçten veya dıştan farketmiyor. İlk başlarda zorlanma olsada , alıştıktan sonra sen farket yada etme o kendi hükmünü sürmeye devam eder. Yani çok zorlanmadan çekersin.
Ve illa çekerken tefekkür etmene gerek yok. O yüzden zikir çekmek için yanlız kalmalıyım vs diye birşey söz konusu değil.

Tabiki yanlız ve tefekkürle yapılan zikrin faydası çok büyük ama işin esprisi , buna bile gerek kalmadan , sen o esmanın manasını bilmesen dahi , bir süre sonra o mana sende açılmaya başlıyor gülücük

Şimdi bütün bunları şunun için yazdım. Eğer zikri hayatımıza oturtabilirsek , bir süre sonra bu durum bizi hiç bir işimizden alıkoymadığı gibi bambaşka bir dünyanın yolunu açar. Ve bunuda yapmak zorundayız. gülücük Çünkü önceki msjımda dediğim gibi , nasıl bir hal içerisinde olduğumuzu ancak çıkmaya başlayınca idrak edebiliyoruz. Ve :

"Ey Cİnn , muhakkakki insanların çoğunluğunu hükmünüz altına aldınız ! "

ayetindeki "çoğunluğunu" kelimesinin nasıl bir çoğunluğa tekabül ettiğini kavramaya başlıyorsun gerçektende gülücük Ve bunun nasıl bir mücadele olduğunu... Ve dahi TÜM SİSTEM in bunun üzerine kurulu olduğunu... Ceylan için aslan ne ise ; insan içinde cinn öyle birşey. Ama arada bir fark var , o da ceylanın 4 ayağına bi 4 ayak daha ekleyerek koşabilmesi ve hatta sivri dişler üretebilme kapasitesiyle doğuyor olması... gülücük

Bu noktada ise dediğim gibi abi , insana bu yazılan sayıların ürkütücü gelmesi çok doğal. Ve üşendirici gözükmesi ... Ama tüm bunlar dahi telkin kaynaklı vehim... Olay özünde çok kolay ve sadece her yeni başlanan şeyde olduğu kadar başta zor geliyor. Ama zaten herşey öyle değilmi ...
Ki sadece telkinlerden korunmak değil , açılan dünya ve gelişen özellikleriniz vs ... Saymanın bi anlamı yok. neyse... gülücük

Bu kadar uzatmamın sebebi , işin ciddiyeti ve vehametini aktaracak cümlelerin dilimizde olmayışındandır kesinlikle....

Alıntı:ve bu arada kişinin astrolojik programına göre hazırlanabilecek Telkin ve Zikir reçeteleri hazırlanması nasıl olurdu fikrini öğrenebilirmiyim ?örneğin mars vurgusu olan birine daha sabırlı olmayı ve sebat etmeyi sağlayacak reçeteler ?örneğin neptünyen kişilerin eyleme geçme becerisini arttıracak reçeteler ?



Zaten normal olarak , zikir reçeteleri kişiye özel hazırlanır. Onu,..onun kilidini açacak şekilde. Ama bu reçeteleri hazırlamak konusunda henüz tatminkar bir bilgiye sahip değilim.
İsimler ve manaları belli olsada . Ve hatta bazılarının sayılarıda belli olsada (benim ilmimce) , tereddüt noktam , sıralamalarında bir incelik olup olmadığından henüz emin olamamam.
Ama genel bir toplu reçeteden öte ,dediğin gibi mars etkili biri özellikle "Haliym" , "Mümin" ismi gibi zikirler çekerse , faydasını görmemesi imkansız ,allahın izniyle...

Neptün etkili biri ise , adeta mucize etkisi gösteren "Mürid" zikri ile iradesinde müthiş bir artış gözleyebilir. Ve tabi daha başka isimlerlede desteklenebilir.
Esasen direk olarka en iyisi ,hulusinin dua ve zikir kitabındaki formulle başlamak olacaktır. Toplu bir reçete söz konusu.
Ve birde bu ince bi konu. Ters de tepebilme ihtimali olabilir. Onun için garanti olarak böyle bşlamak en iyisi...
08-28-2011 02:36 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #52
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Bugün sırf yapılıp yapılamayacağını , yaparsam nasıl olacağını merak ettiğim için işyerinde 3000 adet ( hatta bir iki yüz tane fazlası olabilir gülücük ) Mürid zikrini yaptım.
İsteyince yapılabiliyormuş bunu görmek güzel ( henüz akşam bile olmadan bitti )

benim için soru işaretlerinden biri şu ; işin tekniğini düşünecek olursak 1 gün içinde örneğin 500 mürid + 500 alim + 500 muizz + 500 vedud + 500 muğniy + 500 rezzak + kararlılık , özgüven , disiplin , bolluk ve bereket üzerine türkçe telkinler yapmak mı daha verimli olurdu

yoksa

bugün olduğu gibi 1 adet zikre tam odaklanmak ve örneğin 3000 defa çekmek mi daha verimli olurdu ?

şahsen ben merkür yay olarak dikkati çabuk dağılabilen biriyim ve üstteki 500'lüklerden oluşan seçenek gözümü fena halde korkutuyor ( kafam karışır çekincesi var )

ancak yine neptünyen yay olarak tek bir noktaya odaklanıp DİĞERLERİNDEN MAHRUM OLMAK çekincesi de var gülücük

malum yay için tek bir konu cazip olmuyor , biraz yayılmak , biraz ondan biraz diğerinden almak istiyor gülücük

en verimli uygulama nasıl olabilir ?

* 500'lük örnek mesela uygunmudur ( her gün belli sayıda 5-6 adet zikir ) ?

* 1 gün boyunca 2000 - 3000 adet mürid , sonraki 1 gün boyunca 2000 - 3000 adet alim , ondan sonraki 1 gün boyunca 2000 - 3000 adet muğniy vb. ( yani 1 gün yalnızca 1 adet zikre odaklanmak ) ?

* 1 hafta boyunca 1 yada en fazla 2 zikre odaklanmak ( 1000 mürid + 1000 alim gibi ) ?

08-28-2011 07:46 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #53
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
* Zikir ; tekrar edilen kelimenin anlamı doğrultusunda , beyin kapasitesini arttırır.

Beynin o hep söylenen kullanılmayan bölümleri ( % 10 'luk kısmını kullandığımız söylenir ) zikir yoluyla aktive olabilir.

Bilim insanı John Horgan , Dağınık İşlevler adlı makalesinde , kelimelerin tekrarlandıkça yeni nöron bağlantıları oluştuğunu ifade etmiştir.
Sürekli tekrarlar halinde nöron aktivitesinin beynin değişik bölgelerine kaydığını belirtmiştir.

Yani zikir ile beynin belli bir bölgesindeki hücre grupları arasında üretilen bioelektrik enerji , zikrin devamı halinde bu bölgeden taşarak , görevsiz durağan bekleyen yan hücrelere YAYILIR ve onlarıda mevcut kapasiteye ilave ederek devreye sokar.

Alıntı = Ahmed Hulusi

**********

Tiyatral , buradan anladğım kadarıyla bir zikri yoğun şekilde yapmalıyız ki bahsedilen YAYILMA gerçekleşsin ve artsın.

08-29-2011 07:19 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
tiyatral_gitarist
Kayıtsız

 
Mesaj: #54
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Şimdi abi eğer neyi neden yapıyor yada yapmak zorunda olduğumuz konusunu tam olarak netleştirirsek , o zaman bize zor gelen şeyleri anlamamız daha kolay olur diye düşnüüyorum. Çünkü bir insan amacından haberdar olursa, o zaman bunu normalleştirmesi çok kolay olur. Tıpkı işe gidiyor olmamızın , karnımızı doyurmak gibi "vazgeçilmez" bir doğa olayını gerçekleştirmek gibi bir amacı gerçekleştirmek için yapmak zorunda olduğumuzu bildiğimiz gibi. Bu yüzden başta sabahları kalkmak zor gelsede bir , kafamızda bunun NORMALiyeti , zorunluluğu hakkında bir şüphe olmadığı için yinede o işe gideriz , gibi... Ve bir süre sonra vücudumuz ona hemen uyum sağlar ve biz bundan zevk bile almaya başlarız vs...

Şimdi olaya kendi noktamızdan başlayıp , bütüne doğru açılarak bakarsak , bana göre kendimizi ve sistemdeki yerimizi görebiliriz ve sebeplerimizi ortaya koyabiliriz diye düşünüyorum abi. Oradanda zikir ile telkin in farkı hakkındaki düşüncemi belirticem inşaallah..

Öncelikle şu esma , esma diye bahsettiğimiz şey ne , onu bi tanımlamamız lazım. Ki çünkü zaten esasında onun haricindede birşey mevcut değil , algılanan ve algılanmayan "evren" de.
Esma bilindiği üzere alllahın güzel isimleri diye bilinenlerdir. 99 diye densede esasen sonsuzdur. Bu isimler , her isim gibi sadece belli bir özelliğe İŞARET eder. Ve bizim nefsimiz ve onun bir yansıması olan maddi alem dahi hep bu özelliklerin belli bileşiminden meydana gelir. Tabi burada "meydana gelir" tabiri , sanki tuğlalardan meydana gelmiş bina gibi algılanmamalı.

Dediğim gibi bunlar tamamen soyut manalardır.Madde dediğimiz yapıda biz bu manalar bileşiminin zuhrunu görmekteiz heran.
Gezegenlerden , evrenlere , masadan ,insana herşey ... kendisi hangi isim bileşimi olarak yaratıldıysa , o manayı çıkartır hep.

Yani eğer evrenin YAPITAŞ ları aranıyorsa , bunlardır ,soyut özellikler olarak...
Ama yapıtaşı derken , birşeyin birleşmesi ile oluşan bir şey değilde. Sanki deniz üzerindeki görünen dalgalar gibi... Bu deniz esma alemidir. Algılanan "herŞEY" de o deniz üstündeki dalgalardır. Yani onun (o mana aleminin) bir ANlık görüntüsüdür. Ondan ayrı değildir...

Yani mesela bir "ay" gezegeni temel olarak 1 ismin manasının bir zuhurudur. Ama bu mananın üzerine birsürü kavram çıkmıştır birbiri ile alakasız görünen. Mesela yuva ve bilinç altı gibi. Ama üst manada eğer ismin manasını bilirsek , olayı kavrar , resmin üstüne bakabiliriz.
Yine aynı şekilde bizim nefsimiz dediğimiz , BEN diyince işaret ettiğimizde bir esma bileşimidir.
Yani evrende esma ve onun zuhur mahallerinden bşka birşey yoktur , biz de dahil...

Hal böyle olunca.

1 ) Diğer tüm herşeyi gözardı edip , kendi algılamamız açısında bakarsak dahi , bir insanın hayatında bu isimlerin manalarını anlamaya çalışmaktan daha önemli hiçbir şey olamaz ... Çünkü en temel şeyi anlarsan , geri kalan herşeyide anlarsın. Ve cennetin anahtarı buradadır , çünkü bu isimlerin özelliklerini kendinde bulupta açığa çıkartırsan cennetini daha dünyada yaşamaya başlarsın, ilahi tahakkukla...

Nİtekim hadisi şeriftede buyurulduğu gibi. : " Allahın 100 den 1 eksik 99 ismi vardır. Kim bunları ihsa ederse cennete girer ."

Yani sen dünyada paran kadar istediğini elde ediyorsan , bu isimleri kendinde bulmak sana daha ölmeden dünyada istediğini verir diyebiliriz... Çünkü başka bişi yok zaten... gülücük "Cennet" in anahtarı , "KENDİ" ni tanımaktır.

2 ) Bir üst pencerede işin içine cinleri dahil edersek - ki her an içiçe bir okyanustayız ve heran kontrollerindeyiz... Bu kontrolü , bu esirliği ; bu hem global manada hemde ferdi manada hapsettikleri esaret sistem ve düzenini anlatmak için 5 cilt kitap yazsam... (ki buda ancak bilebildiğim ve görebildiğim kadarı ile olurdu yinede ...)
Bunun farkında olmamak , kendinden bi haber olmak , nasıl bir uyku halinde olduğumuzu anlatmak için 10 cilt kitap yazsam...
Bu esaretten sıyrılabildiğimiz ölçüde , yaşayacağımız özgürlüğü , farketmeye başlayacağımız HAKİKATİN azametini ve (cinlerden dolayı) farkedeceğimiz esaretin acizliğini anlatmak için 20 cilt yazsam ...
Yinede bu içinde olduğumuz durumun VEHAMETİNİ anlatmaya hiçbir kelime yetmez abi...
Nasılda olmadığımız birşeyi , biz zannettiriyorlar...
Bunun zahiri "AMERİCAN DREAM" dir.... Bütün bu sistem bunun üzerine kuruludur.
"-Sen daha iyisine layıksın ... Ye , iç , gez , seks yap ... Bedeninin herşeyini doyur. Sen BUsun ! Hadi dostum daha iyisini başarabilirsin. Sen bunu yapabilirsin.... !"

KEndi koydukları kurallar çerçevesinde yarattıkları bir oyunun içinde; yine yaratılan "yapılması- olması gereken" olmaya çalışıp , "olması ayıp-kötü olan" şeyleri yaptığımızda "KÖTÜ" HİSsediyoruz...

Kuralları başkaları tarafından belirlenen bir futbol maçına (sistem) gözümüzü açıyoruz ve hiç sorgulamadan gol atmaya çalışıyoruz. Atarsakta mutlu oluyoruz - haz duyuyoruz , seyircilerin (şartlanılmış) yapay alkışı ile ... Atamazsak cehennemimizi yaşıyoruz...
Futbolu kimlerin yönettiğini hiç sorgulamıyoruz...

Yani 1. maddede dediğim gibi kendimizi , esma mertebesini tanırsak cennetimizi yaşıyoruz. Tanımazsakta otomatik olarak zaten cinlerin heran kuşatması ve vesveseleri sonucu cehennemimizi yaşıyoruz. Yani iş burda , bir üst mertebede (eğer kendimizi kurtarmak istiyorsak, aslan tarafından yenmemek istiyorsak) mecburiyete dönüyor...


3) Bu durumada bir üst pencereden bakarsak , tüm allah sisteminin bunun üzerine kurulu olduğunu görürüz... Yani MUTLAK bir sistem söz konusu...
Deccaliyet , cinler her dönem var olmuşur. Azalsada , artsada hep vardır. Efendimiz zamanında ki kabedeki putlar bugun pop İLAHlarına , arabalara, giysilere, markalara ,benlik pompalamalarına ve daha bir yığın İLAHLAR şeklinde zuhur etmektedir. Ve deccaliyetin - cinlerin tüm amacı , kurulan tüm bu sistemin amacı şudur : " Sen bu OYUNCAKlarla OYALAN , hakikatine yönelme, mahrum kal" .... "Kal ki biz senle oynamaya devam edelim " ...
Ve dediğim gibi bu dahi allahın sistemidir...
Tüm cennet , cehennem sistemi ... Cinlerin varlığı ... Cin ve insan arasındaki bu ilişkinin varlığı...
Cinlerin yapısı gereği içgüdüsel olarak insnalara hükmetme isteği... Böyle yaratılmış olmaları... Adem in cennetten kovuluşu diye sembolize edilen , insanın "hakikatinden" perdeli olması için "şartlanmalar" içinde şartalanmalar dünyasına gelmesi ...
Hep insanın kendi hakikatine tekrar URUÇ etmesi için varolan bir SİSTEMdir.

"O 'na döndürüleceksiniz .." ayetinin açılımıdır.

"Nefsini bilen , rabbini bilir " denmiştir.

Bir kişinin allaha ermesi , ancak nefsini tanımasıyla mümkündür.

Bütün (an itibariyle ve ahirette dahi) yaşadığımız ve yaşayacağımız cennet ve cehennem ortamları , bu sistem üzerine kuruludur...
Eğer sen nefsinin tabiatına uygun davranışlar ortaya koyarsan cennetini yaşıyorsun (an itibaraiyle) , aksi davranışta da cehennemini ... HAzdan bahsetmiyorum burada. Kişi bir davranışından haz duyabilir ama bu geçicidir. Daha sonra gerek vicdani gerekse başka şekillerde o yaptığı , doğasına - nefsine - kendine ters hareketin cehennemini yaşar... Elbet yaşar ! Allah seri-ül hisab yani hesabı ANINDA görendir.

Aslan (cin- cehennem) in varlığının (bize göre) tek sebebi ; ceylanın daha hızlı koşmaya çalışarak kendini devamlı daha ileriye taşımaya çalışarak hep KENDİni daha ileri boyutta tanıması ve bu boyutlarda cennetini yaşaması içindir.
Yani SİSTEM gereği , senin VARLIK sebebin hakikatine yönelmek. "Cennet ve cehennem" ; "esaret ve özgürlük" kavram ve boyutları bu yüzden var...
Aslandan ne zaman kendini sıyırırsan , o zaman cennetine kavuşursun. Bu dünyada bunu başaramazsan , ahiret denilen öteki boyutta bunun gerçekleşmesi imkansız bir hal alacaktır. Milyarlarla senede yanma (cehennem) şeklinde...
Cehennem demek , arınma ortamıdır. Ama yanarak... Aynen altının yanarak saflaşması gibi...
"İmtihan" kavramı , yanarak saflaşmaktır... Koşarak kaçmaktır , Bu boyutu itibariyle...

"İsteyerek yada istemeyerek gelin" dedik.
"İsteyerek geldik ya rab" dediler

şeklindeki ayet bu duruma işaret eder...

Yani allahın sistemini red etmek demek , sadece gözlerini realiteye kapatmak demektir. İstesende istemesende "O" na döndürüleceksin...

Hep dediğin gibi abi : "İKİ SEÇENEK" ... gülücük

Ya aslanın varlığına gözlerini aç ve ondan kurtulmaya bak - ki cennetine koşasın .. YAda varlığını reddet ve gelsin seni yesin - ki zaten her an yemekte...
Öylesine gafiliz, sistem içinde...
Bunun idrak için sadece ve sadece ; bir evrene bakıp , sonrada günlük muhabbetlerimize - dertlerimize - hayat diye yutturulan şeye bakıpta kıyaslarsak...
Bu yaptığımızın ne kadar saçma olduğunu gördüğümüz halde ; nasılda bu fikrin bir rüzgar gibi gelip geçmesi gibi bir an sonra normal hayatımızdaki saçmalıklara devam ettiğimizi gözlemlersek...
Bunun nasıl bir AĞIR UYKU olduğunu anlarız... Farkına varamamamız , kendisi başlı başına bir dehşet olayıdır.
Narkozlu , komada olan insana , herkes istediğini yapar !
Sistem bu...

Evet çok uzattım biliyorum.
Ama...
İşte bu noktada zikir , yani "hakikatini" , varlığı hatırlamak, görmek , müşahede etmek ve bunu "yaşamak" kaçınılmaz bir noktaya gelmektedir... Cennet ve cehennem arasındaki fark kadar... Tüm ibadet çalışmaları insanın hakikatine yönelmesinden başka birşey değildir..
Bunu önce kabul edersek ,burdan sonra devam etmek için sebebimizi bilebiliriz diye düşünüyorum.

...

Zikir ve telkin konusundaki fikirlerimi bir sonraki msjda belirteyim abi müsadenle gülücük
08-29-2011 02:35 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
merkürijüp Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip

Mesajlar: 210
Üyelik Tarihi: Apr 2010

Rep Puanı: 2

Mesaj: #55
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(08-28-2011 07:46 PM)Yldrm Yazılan:  * 1 gün boyunca 2000 - 3000 adet mürid , sonraki 1 gün boyunca 2000 - 3000 adet alim , ondan sonraki 1 gün boyunca 2000 - 3000 adet muğniy vb. ( yani 1 gün yalnızca 1 adet zikre odaklanmak ) ?

* 1 hafta boyunca 1 yada en fazla 2 zikre odaklanmak ( 1000 mürid + 1000 alim gibi ) ?


Ben bir ara zikir çekiyordum,tekrar başlasam iyi olacak. Bende karışmasın diye şöyle bir yöntem uyguladım.Excel belgesine çekeceğim zikirleri ve kaç tane çekileceğini yazdım.El Vali sayısı 47, Ed Darr sayısı 1001,El Bari sayısı 214,El Mukaddim sayısı 184 çekeceğim tüm zikirleri başlıklar halinde 1. satıra yazdım. Bütün zikir başlıklarına açıklama ekledim.Sonra mesela "El Vali" hücrenin üzerindeyken sağ tık yapıp "açıklama ekle"yi seçtim, anlamını yazdım.Zikir çekerken karıştırmamak için mesela "El Vali" 47 tane zikrini çekmem gerekiyor. "El Vali" sütunun altına zikir çekerek ( 47 satıra geldiğimde durdum,bende abartıyordum fazlasını çekiyordum 55-60 yapıyordumgülücük) 1,1,1, yazdım yani zikir çekerken her satıra 1 yazdım.Sonra "El Vali" zikrini çektiğimi anlamak için "Dolgu rengi" ile "El Vali" Hücresini boyadım.Bütün zikirleri bu şekilde yaptım, bütün zikirleri çektikten sonra boyadığım zikir başlıklarını ertesi güne hazır olmaları için hücreleri seçip "Dolgu yok" seçtim boyalarını kaldırdım.Her gün bu şekilde yaptım, kolay ve rahat oldu, karışmadı. gülücük 13 ayrı zikri aynı günde çekiyordum.
08-29-2011 03:30 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
marskovası
Kayıtsız

 
Mesaj: #56
RE: Cvp: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(07-06-2008 03:20 PM)sultan Yazılan:  6.ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler halinde ‘patlamış mısır ye’ ve ‘Kola iç’ sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinciyle algılayamadığı halde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar sayesinde Kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı iddia edildi.
Bu sayfayı tek tek okuyacağım inş, ilk dikkatimi çeken bilinçaltı istemi aklım direkt 12.eve gitti, zaten kolay kandırılabilir olan 12.evzedesi için almamak mümkün değil. Böylelikle her neyin reklamı yapılıyorsa alkol ki neptünün en sevdiği şeylerden biri... Zayıflık daha fazla diyebilirim ben gibi 12.evi dolu olanlarda...
08-29-2011 08:56 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
marskovası
Kayıtsız

 
Mesaj: #57
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(11-21-2010 12:05 AM)Yldrm Yazılan:  
(11-20-2010 11:56 PM)büşra Yazılan:  bu telkinleri yapıp sonucunu gördünüzmü
hayır..
dürüstlüğünüzü kutluyorum, şimdiye kadar kullanabileceğim: "SAKİNİM, SAKİNİM, SAKİNİM" puhaha3

(11-21-2010 01:07 AM)büşra Yazılan:  peki düzenli olarak 20 gün boyunca telkin yapıp sonuç gören varmı
20 gün olayı enteresan geldi çünkü sigarayı bıraktığımda (bir vakit) ve de diyete başladığımda hep ilk 20 gün tırım tırım arandım 21.gün ne yemek ne nikotin çekti canım. Bir de moral hali önemli olsa gerek, inanç yükseğe çıkarır, inanmalı kişi secret yapar gibi olacağına; aklıma hemen 40 yılda bir içtiğim bira gelir. Şayet sıkıntılı günümde gevşemek için içiyorsam daha da asabileşiyorum, yok keyif için köftemin yanına bir bira açmışsam daha hoş oluyorum verygood


(08-28-2011 02:36 AM)tiyatral_gitarist Yazılan:  zikir çekerken hiçbirşeyi bırakmamıza gerek yoktur. duş alırken , tuvaletteyken !
Tiyatral'im, öncelikle bilgilerine tşk ederim, zikir diye birşey bana hep huuu çekenleri çağrıştırıyordu, sen ki bize dayatmadan ortaya atıp "hazır olan alır" misali yapman hoşuma gidiyor. Beni yargılamıyor, bana dayatmıyor, zorlamıyorsun, bir jüpi daha ne ister (tut elimden) ask 2 gündür bunu düşünüyorum, zikir Allah'ın adlarını saymak ise nasıl olur WC de anarım ben onu diye kemiriyorum kendimi? Ve en başta değindiğim üzere zikir'in hurafe bildiğim harici başka anlamı olduğunu (tam anlamadım, takipteyim) ilk senden duyuyorum. Telkin, secret belki zaten dinimizde varolanın alafrangalaştırılmış hali. Ben anladığım dillerde telkin geçiyorum yolda kendime, hem de yürürken çirkinlikleri görmemek için genelde dua ederek işe yola koyuluyorum. Şarkı mırıldanmaktan iyidir diyorum... Böylelikle dikkatimi kimseye otobüste vermeyip oturduğum yerde çirkin, kötü olaylardan uzak tutuyorum kendimi. Dua edene kadar zikir mi et diyorsun? Tiyatral'im gönlümdekini bilirsin, tşk ederim...
08-29-2011 09:23 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #58
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Neleri denedik bu hayatta. Ön yargı ile yaklaşmadan bazı zikirleri uygulamak sonuçlarını görünce işe yarayıp yaramadığını anlamak lazım. Deneme yanılma diyeceğim ama, deneyip yanılanı olmamıştır her halde. Online olarak Dua ve zikir
08-29-2011 09:33 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Messa Çevrimdışı
Mars Vip
*****
Mars Vip
lt=
Mesajlar: 780
Üyelik Tarihi: Jun 2010

Rep Puanı: 25

Mesaj: #59
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Zikir yapmak iyi gerçekten rahatlatıyor. İçim daraldığında, sıkıldığında zikir çekmeye çalışıyorum bugün yaptığım gibi. Ama yeterli olmadı böyle zamanlarda yaptığım şey tuzlu su ile boy abdesti almak. Ama tabi bol ayetel kürsi felak nas surelerini okuyorsun ben okuyup suya üflüyorum. Bu da benim yöntem gülücük
08-29-2011 09:48 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #60
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Tiyatral


geçen gün konuştuklarımız ve forumda paylaştıklarını biraz düşününce aklımda bir soru işareti oluştu daha doğrusu bir yorum getirdim
Allahın varlığı , bizim yokluğumuz ve bana anlattığın futbol-stadyum örneği.
Ayrıca Matrix filminden örnek vermiştik.


Getirdiğim yorum şu ; tamam realite de biz yokuz sadece Allah var , biz matrix filmindeki gibi birer hayal/program gibiyiz.
Tamam sistemin gerçeği bu biz yokuz sadece matrix var gülücük


diyorum ki , gerek bu dünya hayatında gerek ölüm ötesi hayatında gerekse cennet yada cehennem sürecinde yaşanılacak herşeyi hissedecek yapıda yaratılmışız. iyiyi de kötüyüde acıyıda tatlıyıda yaşayacak olan ( tadacak ) birer BİZE GÖRE gerçek varlığımız var.
Yani bir savaşta düşmana yenilmek ve onların eşine ve çocuklarına tecavüz ettiğini görmek ihtimalinde , bu acıyı tadan birimler olacağız.
Oysa hani stadyum örneğini verdiğinde herşey topun peşinden koşmak ve bu bizi oyalıyor , gerçekten alıkoyuyor demiştin ya , eğer biz aklımızı yüreğimizi yeteneklerimizi daha iyi kullansaydık düşmanın verdiği o acıya engel olabilir hatta onu mağlup edebilirdik.


yani şunu demek istiyorum , teknik olarak sistemde BEN yok Matrix var kavramı doğru olabilir ANCAK BİREY AÇISINDAN BAKINCA MATRİXİN İÇİNDE HER AMA HERŞEYİ TADACAK OLAN BİR BEN VAR OLACAK.
Matrixi bilmenin , matrix içinde yaşanacak olanları değiştirme etkisi yok gibi sanki ?


Ben matrix içinde programım ve aslında yokum ama ajan smithin varlığını hem burada hem öbür hayatımda iliklerime kadar hissedeceğim. Dahası cehennem ateşini hissedecek olan şey , benim yerime oraya gönderilecek ruh adlı bir yapı olmayacak , bizzat ben o ateşi hissedeceğim. Hurileri yazınca forumdaki bayanlar kıskançlık ediyorum o kısmı geçiyorum gülücük


Umarım anlatabiliyorum , sanki bize verilen senaryonun hakkını vermek yada verememek seçeneği önümüze sunulmuş gibi geliyor. Yada şöyle diyeyim , BEN yokum diyoruz ama dünyada ve öbür tarafta acı-tatlı herşeyi tadacak olan BİR BEN VAR VE HEP OLACAK ( bizim bakışaçımıza göre )

09-13-2011 02:20 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir