Değerlendir:
  • 34 Oy - 3 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Yazar Mesaj
bu şarkı yarınlara Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 633
Üyelik Tarihi: Jul 2010

Rep Puanı: 65

Mesaj: #91
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
* Ben bir galaksiyim ve içimde kara delikler var.. Yinede ben o kara deliklerden çok daha büyük bir galaksiyim.. ;)
gülücük gülücük telkinlerine güveniyoprum!!!

bu arada üçüncü istanbul buluşması ne zaman gerçekleşecek??? yeni yıla az kaldı. yeni yıla yepyeni bir insan olarak girmem lazım. acele edin!!

t'as l'air d'une chanson...

kafka'nın takıntısı yalnızlığın laneti değil, tecavüze uğrayan yalnızlıktır! m. kundera

dance me to the end of love...!
12-09-2011 09:25 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
feynmann_m Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 153
Üyelik Tarihi: Oct 2010

Rep Puanı: 19

Mesaj: #92
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(12-09-2011 09:25 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  * Ben bir galaksiyim ve içimde kara delikler var.. Yinede ben o kara deliklerden çok daha büyük bir galaksiyim.. ;)
gülücük gülücük telkinlerine güveniyoprum!!!

bu arada üçüncü istanbul buluşması ne zaman gerçekleşecek??? yeni yıla az kaldı. yeni yıla yepyeni bir insan olarak girmem lazım. acele edin!!

karadeliklere dikkat et derim gülücük
12-09-2011 09:35 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #93
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(12-09-2011 09:25 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  * Ben bir galaksiyim ve içimde kara delikler var.. Yinede ben o kara deliklerden çok daha büyük bir galaksiyim.. ;)
gülücük gülücük telkinlerine güveniyoprum!!!

bu arada üçüncü istanbul buluşması ne zaman gerçekleşecek??? yeni yıla az kaldı. yeni yıla yepyeni bir insan olarak girmem lazım. acele edin!!


Benden en fazla bir ay sonra hayır var. Ocakta bir kaç gün İstanbul'da olacağım. Yeni yılı geçse olmaz mı:D Yengeç ve neptün duyarlılık ve fedakarlığına sığınsamhehee
12-09-2011 09:38 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
bu şarkı yarınlara Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 633
Üyelik Tarihi: Jul 2010

Rep Puanı: 65

Mesaj: #94
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(12-09-2011 09:38 PM)Félicé Yazılan:  
(12-09-2011 09:25 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  * Ben bir galaksiyim ve içimde kara delikler var.. Yinede ben o kara deliklerden çok daha büyük bir galaksiyim.. ;)
gülücük gülücük telkinlerine güveniyoprum!!!

bu arada üçüncü istanbul buluşması ne zaman gerçekleşecek??? yeni yıla az kaldı. yeni yıla yepyeni bir insan olarak girmem lazım. acele edin!!



Benden en fazla bir ay sonra hayır var. Ocakta bir kaç gün İstanbul'da olacağım. Yeni yılı geçse olmaz mı:D Yengeç ve neptün duyarlılık ve fedakarlığına sığınsamhehee


tüh yandı bir sene daha!!! evill

t'as l'air d'une chanson...

kafka'nın takıntısı yalnızlığın laneti değil, tecavüze uğrayan yalnızlıktır! m. kundera

dance me to the end of love...!
12-09-2011 09:44 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #95
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
gülücükSığındık demek ki
12-09-2011 09:48 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #96
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(12-09-2011 09:25 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  * Ben bir galaksiyim ve içimde kara delikler var.. Yinede ben o kara deliklerden çok daha büyük bir galaksiyim.. ;)
gülücük gülücük telkinlerine güveniyoprum!!!

bu arada üçüncü istanbul buluşması ne zaman gerçekleşecek??? yeni yıla az kaldı. yeni yıla yepyeni bir insan olarak girmem lazım. acele edin!!

Ben gelmiyorum, size şimdiden iyi eğlenceler.

12-09-2011 11:22 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
tiyatral_gitarist
Kayıtsız

 
Mesaj: #97
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
Alıntı:yıldırım çok güzel bir çalışma olmuş...
kişinin zihninde ve yaşantısında oluşmuş paradoksları kırmak için bir telkinin var mı?

Paradokstan kurtulmanın bir yolu yok. Bu gölgenden kaçmaya çalışmakla aynı şey. Çünkü "paradoks" , sistemin kendisi...

Yapabileceğimiz şey ise , hatalı olan düşünce sistemimizi değiştirmek ve gerçekleri görmek. Düşünce sistemimizi değiştirmeden şu an ki , hiçbir soruya cevap veremeyen saçma mantık sistemimizi düzeltemeyiz. Ve doğal olarak , gözümüzün önünde olupta göremediklerimizi görecek bir bakış açısı elde edemeyiz.

Peki nedir yanlış olan ?

Maddeci batı felsefesi üzerine kurulmuş kafa yapımız. Bu yahudi kafa yapısı öyle bir "kilitkafa" ki , kendi bulguların ile kendi felsefeni yıksan dahi bunu kabullenemiyorsun... Öyle bir kilitlenmişlik...

Adamlar maddeci felsefe üzerine bilim kuruyor ve sonuç olarak bilinen manada mutlak bir maddenin olmadığı gerçeğine varıyor.

"Parçaların birleşmesi ile oluşmak diye birşeyin olmadığı" na varıyorlar... Ama bunca zekanın hiçbir önemi yok. Hazmedemiyorlar.

Neyse mesele bu değil. Bunu sadece şunun için söyledim : "Biz böyleyiz... Birer yahudi..."


Paradoks , ise evrensel SİSTEMİN çalışma düzenidir. ZIT lar üzerine kuruludur... Her "düzen" çift yönlüdür...

Örneğin ;

Yumurta mı tavuktan çıkar , tavuk mu yumurtadan ... gülücük

Hangisi doğru ?

Yanlış soru !

Çünkü her ikisi de doğru.

Tohumdan ağaç çıkar. Ağaçtan da tohum...

...

Evren beyinde , beyin evrende...

...


Sistem budur ... Peki yanlış olan ne ? Bizim kendimizi bunlardan biri ile özdeşleştirip , diğerini yok saymamız, yanlış görmemiz.

Herşey zıttı ile mevcuttur. Madde - anti madde ile var olabilir ancak...


...

Sebep - sonuç ilişkisinin var olması , sadece olaya bir taraftan baktığında görülür. Aslen böyle birşey yoktur. Sadece olan olur...

...


Yanlış olan yahudi bakış açısının saçmalığını tek bir örnek ile dile getirirmemiz sanırım ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır...

Bu düşünce sisteminin bir ürünü olan, batı newage inin "kişisel gelişimcileri"nin dile getirdiği "Çekim yasası" muhabbetine bakarsak...

Buna göre , düşündüğünü , istediğini çekiyorsun... Herkes birşeyleri çekiyor.

Peki burada hiç şu dikkat çekiyor mu ? Hiç İTİLEN yok gülücük

HErkes çekiyor. Bireysel BENLİK üzerine kurulmuş bir felsefeden başka ne çıkabilir ki ?

Ve bu tek taraflı düşünce sistemi bizi var olan sistemi görmezden gelmemize yol açar... Ve çift yönlü olan SİSTEMi anlayamayız.

Sistem ise şudur :

Aslında görülen ayrı ayrı şeyler , aslında AYNI şeyin sadece farklı ŞEKİLlerde görülmesinden başka birşey değildir.

...

Tohum ve ağaç ...

Ağaç tohumun neresinde ? Ve tohum ağacın neresinde ?

İkiside AYNI Şey . Tohum ve ağaç...

...

Karadelik (yokluk) <-----> varlık

Aynı...

...

Evet yeteri kadar saçmaladım heralde , yeter... gülücük

...

Benim tavsiye edeceğim telkin şu olurdu :


Doğru olarak bildiklerim ve şu an ki düşünce sistemimin sonucu olan bakış açım hatalı - eksik...
Bunun düzelebileceğini biliyorum ve gerçekte olan şeyin ne olduğunu çok merak ediyorum...
Takındığım maskeleri ve korkularımı en azından bir süreliğine gözardı edip , bunu anlamaya çalışacağım. Bende bu potansiyel fazlası ile mevcut !

....


Nacizane.
12-13-2011 01:25 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Félicé
Kayıtsız

 
Mesaj: #98
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
BEYİN ŞAKA KALDIRMAZ



Kendi bilincini proglamayan insanın, bilinçaltının onu nasıl da programlayıp zihin çökertmesi yaşatabileceği üzerine güzel bir yazı..

Alıntı:"
Kişi gün boyu düşündüğü şeylerden ibarettir
"
( R.Waldo Emerson)
Hidayet KAYAALP

Tabi ki alt beyini kastediyorum... Nam-ı diğer bilinçaltnı.
Peki, nedir bu hakkında çok laf edilip, az şey bilinen bilinçaltı?

Ne olduğu ve sistemin bütünü içinde nasıl bir yere sahib olduğu hususunu ne yazık ki bizde hekes
gibi bilgilerimizi aşan bir düzey olarak kabul etmek zorundayız! BEYİN ŞAKA KALDIRMAZ


Roger Sprey'in,1960'ların başlarında, sağ ve sol loblar dan oluşan iki beyne sahip olduğumuz olgusunu keşfetmesinden günümüze kadar yapılan çalışmaların binlerce yıllık bulgaları aşan düzeyde olduğu
kabul edilse de bilim adamları, beynin hala yüzde sekseninin çözülmemiş bir muamma olarak
önümüzde durduğunu söylüyorlar!

Diğer yandan insan beyninin evrenle olan ilişkisini araştıranlar, her iki sistemin de holografik yapıya sahip
olup, bir biriyle zorunlu bağlantı içinde bulunduklarını yüksek sesle söylemeye başladılar. Önde gelen
bir çok Kuantum fizikcisi, aslında bugünkü evren algısının beynin üç boyuta programlanmasının bir yansımasından ibaret olduğunu, yükselen insanlık bilincinin daha farklı aşamalara ulaşması ile
görünenin arkasında "başka şeylerin" farkedilebileceğini de belirtmekten çekinmemektedirler!

Aslında fizikciler bu söylemleriyle tam da tasavvufun diline ulaşmış oluyorlar ama biz esas konumuza dönelim.

Bilincaltının önemi hakkında İrlandalı yazar Joseph Murphy,
"Bilinçaltının Gücü" adlı ünlü kitabında bakın neler diyor:

"Sizce nedir çağların en müthiş sırrı? Atom enerjisinin sırrı mı? Termonükleer enerji mi? Nötron bombası mı? Gezegenler arası yolculuk mu? Hayır hiçbiri değil. O halde nedir bu müthiş sır? Nerede bulunabilir ve nasıl temas kurulur ve eyleme geçirilir? Bunun cevabı olağanüstü basittir. Bu sır, insanları arayacağı en son yer olan kendi bilinçaltınızın içinde, mucizeler yaratan o harika güçtür"

Burada biraz duralım ve konuyu kendi bireysel konumumuz açısında irdeleyelim: Gerçekten biz bu
güçün farkında mıyız? Farkında olanlar bunu "kendi iyiliği" için kullanabilyor mu?

Bilnçaltının en belirgin özelliklerinden birisi, hiç şaka kaldırmaz oluşudur;
yani, doğru-yanlış, hayal-gerçek ayırımı yapamaz!

Yine bir başka özelliği, ilişkilendirme tiryakisi veya "bağlantı budalası" olması dır!

Daha başka bir özelliği, kendisine ulaşan her bigiyi anında resme dünüştürerek arşivlemesidir!

Peki, bunları bilmek bizim için neden önemli?

Bu ve benzeri özelliklerini hesaba kattığımızda bilinçaltının, bir "bilinçli alan" tarafından idare edildiğinde "mucizeler yaratan harika güç" olabileceğini kavrarız. Aksi taktirde bu "dilsiz hizmetci" bizi
cehenneme götüren yolların da kaldırım mühendisi olma görevini üstlenecektir!

Bilinçaltına ulaşan her hangi bir bilgi, bilncli beyin tarafından kişinin "iyiliğine" olacak şekilde elden geçirilip, düzene konmamışsa toplumsal genel kabuller ve önyargılar bağlamında kodlanacaktır! Bu önyargılar
ve genel kabuller, çocukluk dönemlerinde çevre tarafından bize " ikram" edilirken, yetişkin olunca
da görevi biz devralarak adeta kendi düşeceğimiz kuyuların ameleliğini yapmayı sürdürürüz!

Bilinçaltının yukarıda belirttiğimiz bazı özelliklerini isterseniz somut örneklerle açıklamaya çalışalım:

1) HAYALLE GERÇEĞİ AYIRAMAZ: Bunu anlamanın yolu çok basittir.Gözlerinizi kapatın ve ağır..ağır.. nefes almaya başlayın .. dikkatinizi sadece nefesinize odaklayın....Rahat bir konuma geldiğinizi hissedince.. evinizin mutfağını hayal edin...Mutfak masasında bulunan sirke şişesinden bir bardağa koyarak..yudum..yudum
içmeye başlayın... Bardağı bitirene kadar için.....üç..iki..bir..ve gözlerinizi açın!.. Nasılsınız?..

Siz günkük hayatınızda kendinizi herhangi bir duyguya kaptırıp, odağınız o duyguda sabitlenmişse, gözlerinizi kapamanız o kadar da önemli sayılmaz. Nerede olduğunuza ve kim olduğunuza bakmadan alt beyin,
düşünce-duygu parallelinde konuyu işleme tabi tutmaya başlar!

Peki, günlük hayatınızda daha çok sirke mi, yoksa bal mı düşünüyorsunuz?

Başaracağınıza mı inanıyorsunuz, yoksa zihniniz korku ve endişe mi yayıyor
?

Topluma yönelik bakışınızın tercümesi "Bizden adam olamaz" ifadesinde mi kendini buluyor,
yoksa "Allah'ın izniyle bu millet başarır" sözlerinde mi?

Kısacası, geleceği ve geleceğinizi sim-siyah mı görüyorsunuz, yoksa pırıl-pırıl mı?.. Hiç farketmez, bunlardan hangisine odaklanıp inanyorsanız tercihinizi yapmış sayılırsınız! Herkes, ama herkes sadece
inandığını yaşar! Konuştuğunu değil!...

2) İLİŞKİLENDİRME TİRYAKİSİDİR: Diyelim ki, eşinize "ben evden çıkıyorum" dediniz. Her seferinde eşinizin, bu sözden sonra somurtup, surat astığına şahit oldunuz. Siz, önceleri buna bir anlam
veremezken, daha sonra "bu neden böyle yapıyor?" sorsunu sorarak işe dahil oldunuz
ve gittikce canınız sıkmaya başladı: "Bu herif niye somurtuyor acaba?!" Durum,
düzgün müdahale yapılmadığı zaman çok ileri boyutlara kadar uzayabilir.

Mesela iç diyoloğu şöyle sürdüre bilirsiniz: "Bu herif amma da kabalaştı, ha! Ben, koşup,koşturuyorum;
o, teşekkür yerine, surat asıyor
!" İç diyolog devam ediyor ve yine soru geldi: "peki, neden böyle
yapıyor
?" Bu defa cevap daha antika olacak! "Erkek milleti değil mi?" Hemen bir soru daha:
"Peki, bu erkekler niye hep böyle?" Bazen süreç daha ileri noktalara varır ama biz burada durduralım.

Gördünüz, paranoyak döngü nasıl hızlı gelişiyor! Tabi, somurtan erkek te durduğu yerde kalmadı; iç diyolog onu da "Kadın milleti değil mi?" noktasına çoktan getirmiş olmalı...Peki, durum niye bu hale geldi?
Beynin, "ilişkilendirme tiryakisi" olduğunu yani bağlantılar kurarak çalıştığını göz önüne aldığımızda
ancak bu işi kavrarız!.Yalnız bu hususun altı kalınca çizilmelidir: Beyin mutlaka ve mutlaka bir şeyle,
bir şeyin ilişkisini kurarak çalışır! Bu ilişkiyi bilinçli şekilde ya siz kurarsınız, yada bilinçaltı beyin,
paşa gönlü nasıl isterse öyle kuarar! Siz, "Ben evden çıkıyorum" dediğinizde bağlantıyı
kurmadan durum eşinizin bilinçaltına havale etmiş oldunuz. "Ben şu iş için evden
çıkıyorum
" demiş olsaydınız veya eşiniz size sebebini sorsaydı...Veya siz eşinize yol yakınken,
niye somurttuğunu sorsaydınız, iş ileri noktalara varmadan çözülebilirdi! Siz siz olun, iletişimi, bilinçli bağlantılarını kendiniz kurarak yapın ve sakın muhatabınızın bilinçaltının insafına terketmeyin!

3) BİLGİLERİ RESME DÜNÜŞTÜRÜR: Sizden bir ricam olacak. Bu ricamı yerine getirebilirseniz, size müteşekkir olmanın ötesinde birde kapalı zarf takdim edeceğim. Ricam şu: Lütfen portakalı düşünmeyin!

Süreniz, kıyamete kadardır...

Beyne ulaşan her bilgi anında resme dünüştürülür! Bunun, mutlaka portakal gibi somut nesneler olması gerekmez.Tüm soyut kelime ve kavramlar da anlamlarına denk düşen filimleştirme olayına tabi tutulur.

Alt beyin, kendiliğinden üstbeyne, "Yahu patron, bana bir bilgi ulaştı felaket! Ben bunu resimleyip devreye sokarsam senin hayatın mantar olur!" demez. Allah'ın bize bahşettiği bilinci uyanık
tutarak bu işi kendimiz baştan halletmek zorundayız. (......aklınızdan geçeni açıklasanız
da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çekecektir
;....Bakara 284)

Çoğumuzun bildiğini sandığım şu fıkra hem konuya denk düşer, belki biraz da tebessüm etmiş oluruz: Doktor, hastasına demiş ki, "Vallahi durumun iyiye gidiyor, ama ufacık bir şeyi yapmaman gerekecek." Hasta, hem sevinç hem de merakla "Tabi, doktor bey, nedir o?" diye sormuş. Doktor, "Bir süre tilkinin kuyruğunu düşünmemen lazım" demiş.Hasta, "Doktor bey, al benden de vallahi" demiş. "Bu güne kadar
hiç hatırlamadığım bu kuyruk sayenizde artık hiç aklımdan çıkmayacak
!"

Mevlana'nın şu sözlerini hep hatırımızda tutalım:

"Sen düşünceden ibaretsin
Geriye kalan et ve kemiksin
Gül düşünür gülüstanlık olursun
Diken düşünür dikenlik olursun
..."


GÜL'ü düşünenlerden olmanız dileği ile... OKYANUSUM
12-16-2011 12:58 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
bu şarkı yarınlara Çevrimdışı
VIP Üye
****
VIP Üyeler
lt=
Mesajlar: 633
Üyelik Tarihi: Jul 2010

Rep Puanı: 65

Mesaj: #99
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(12-13-2011 01:25 AM)tiyatral_gitarist Yazılan:  
Alıntı:yıldırım çok güzel bir çalışma olmuş...
kişinin zihninde ve yaşantısında oluşmuş paradoksları kırmak için bir telkinin var mı?


Paradokstan kurtulmanın bir yolu yok. Bu gölgenden kaçmaya çalışmakla aynı şey. Çünkü "paradoks" , sistemin kendisi...

Yapabileceğimiz şey ise , hatalı olan düşünce sistemimizi değiştirmek ve gerçekleri görmek. Düşünce sistemimizi değiştirmeden şu an ki , hiçbir soruya cevap veremeyen saçma mantık sistemimizi düzeltemeyiz. Ve doğal olarak , gözümüzün önünde olupta göremediklerimizi görecek bir bakış açısı elde edemeyiz.

Peki nedir yanlış olan ?

Maddeci batı felsefesi üzerine kurulmuş kafa yapımız. Bu yahudi kafa yapısı öyle bir "kilitkafa" ki , kendi bulguların ile kendi felsefeni yıksan dahi bunu kabullenemiyorsun... Öyle bir kilitlenmişlik...

Adamlar maddeci felsefe üzerine bilim kuruyor ve sonuç olarak bilinen manada mutlak bir maddenin olmadığı gerçeğine varıyor.

"Parçaların birleşmesi ile oluşmak diye birşeyin olmadığı" na varıyorlar... Ama bunca zekanın hiçbir önemi yok. Hazmedemiyorlar.

Neyse mesele bu değil. Bunu sadece şunun için söyledim : "Biz böyleyiz... Birer yahudi..."


Paradoks , ise evrensel SİSTEMİN çalışma düzenidir. ZIT lar üzerine kuruludur... Her "düzen" çift yönlüdür...

Örneğin ;

Yumurta mı tavuktan çıkar , tavuk mu yumurtadan ... gülücük

Hangisi doğru ?

Yanlış soru !

Çünkü her ikisi de doğru.

Tohumdan ağaç çıkar. Ağaçtan da tohum...

...

Evren beyinde , beyin evrende...

...


Sistem budur ... Peki yanlış olan ne ? Bizim kendimizi bunlardan biri ile özdeşleştirip , diğerini yok saymamız, yanlış görmemiz.

Herşey zıttı ile mevcuttur. Madde - anti madde ile var olabilir ancak...


...

Sebep - sonuç ilişkisinin var olması , sadece olaya bir taraftan baktığında görülür. Aslen böyle birşey yoktur. Sadece olan olur...

...


Yanlış olan yahudi bakış açısının saçmalığını tek bir örnek ile dile getirirmemiz sanırım ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır...

Bu düşünce sisteminin bir ürünü olan, batı newage inin "kişisel gelişimcileri"nin dile getirdiği "Çekim yasası" muhabbetine bakarsak...

Buna göre , düşündüğünü , istediğini çekiyorsun... Herkes birşeyleri çekiyor.

Peki burada hiç şu dikkat çekiyor mu ? Hiç İTİLEN yok gülücük

HErkes çekiyor. Bireysel BENLİK üzerine kurulmuş bir felsefeden başka ne çıkabilir ki ?

Ve bu tek taraflı düşünce sistemi bizi var olan sistemi görmezden gelmemize yol açar... Ve çift yönlü olan SİSTEMi anlayamayız.

Sistem ise şudur :

Aslında görülen ayrı ayrı şeyler , aslında AYNI şeyin sadece farklı ŞEKİLlerde görülmesinden başka birşey değildir.

...

Tohum ve ağaç ...

Ağaç tohumun neresinde ? Ve tohum ağacın neresinde ?

İkiside AYNI Şey . Tohum ve ağaç...

...

Karadelik (yokluk) <-----> varlık

Aynı...

...

Evet yeteri kadar saçmaladım heralde , yeter... gülücük

...

Benim tavsiye edeceğim telkin şu olurdu :


Doğru olarak bildiklerim ve şu an ki düşünce sistemimin sonucu olan bakış açım hatalı - eksik...
Bunun düzelebileceğini biliyorum ve gerçekte olan şeyin ne olduğunu çok merak ediyorum...
Takındığım maskeleri ve korkularımı en azından bir süreliğine gözardı edip , bunu anlamaya çalışacağım. Bende bu potansiyel fazlası ile mevcut !

....


Nacizane.


yazını yeni gördüm!! düşünme eylemi içerisinde oldukça makul görünüyor... yaşama sanatında ise biraz tecrübe biriktirmem gerekiyor...

teşekkür ederim.

t'as l'air d'une chanson...

kafka'nın takıntısı yalnızlığın laneti değil, tecavüze uğrayan yalnızlıktır! m. kundera

dance me to the end of love...!
12-16-2011 09:46 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
tiyatral_gitarist
Kayıtsız

 
Mesaj: #100
RE: Kendi Kendine Telkin & Zihin Programlama
(12-16-2011 09:46 PM)bu şarkı yarınlara Yazılan:  
(12-13-2011 01:25 AM)tiyatral_gitarist Yazılan:  
Alıntı:yıldırım çok güzel bir çalışma olmuş...
kişinin zihninde ve yaşantısında oluşmuş paradoksları kırmak için bir telkinin var mı?


Paradokstan kurtulmanın bir yolu yok. Bu gölgenden kaçmaya çalışmakla aynı şey. Çünkü "paradoks" , sistemin kendisi...

Yapabileceğimiz şey ise , hatalı olan düşünce sistemimizi değiştirmek ve gerçekleri görmek. Düşünce sistemimizi değiştirmeden şu an ki , hiçbir soruya cevap veremeyen saçma mantık sistemimizi düzeltemeyiz. Ve doğal olarak , gözümüzün önünde olupta göremediklerimizi görecek bir bakış açısı elde edemeyiz.

Peki nedir yanlış olan ?

Maddeci batı felsefesi üzerine kurulmuş kafa yapımız. Bu yahudi kafa yapısı öyle bir "kilitkafa" ki , kendi bulguların ile kendi felsefeni yıksan dahi bunu kabullenemiyorsun... Öyle bir kilitlenmişlik...

Adamlar maddeci felsefe üzerine bilim kuruyor ve sonuç olarak bilinen manada mutlak bir maddenin olmadığı gerçeğine varıyor.

"Parçaların birleşmesi ile oluşmak diye birşeyin olmadığı" na varıyorlar... Ama bunca zekanın hiçbir önemi yok. Hazmedemiyorlar.

Neyse mesele bu değil. Bunu sadece şunun için söyledim : "Biz böyleyiz... Birer yahudi..."


Paradoks , ise evrensel SİSTEMİN çalışma düzenidir. ZIT lar üzerine kuruludur... Her "düzen" çift yönlüdür...

Örneğin ;

Yumurta mı tavuktan çıkar , tavuk mu yumurtadan ... gülücük

Hangisi doğru ?

Yanlış soru !

Çünkü her ikisi de doğru.

Tohumdan ağaç çıkar. Ağaçtan da tohum...

...

Evren beyinde , beyin evrende...

...


Sistem budur ... Peki yanlış olan ne ? Bizim kendimizi bunlardan biri ile özdeşleştirip , diğerini yok saymamız, yanlış görmemiz.

Herşey zıttı ile mevcuttur. Madde - anti madde ile var olabilir ancak...


...

Sebep - sonuç ilişkisinin var olması , sadece olaya bir taraftan baktığında görülür. Aslen böyle birşey yoktur. Sadece olan olur...

...


Yanlış olan yahudi bakış açısının saçmalığını tek bir örnek ile dile getirirmemiz sanırım ne demek istediğimi daha iyi anlatacaktır...

Bu düşünce sisteminin bir ürünü olan, batı newage inin "kişisel gelişimcileri"nin dile getirdiği "Çekim yasası" muhabbetine bakarsak...

Buna göre , düşündüğünü , istediğini çekiyorsun... Herkes birşeyleri çekiyor.

Peki burada hiç şu dikkat çekiyor mu ? Hiç İTİLEN yok gülücük

HErkes çekiyor. Bireysel BENLİK üzerine kurulmuş bir felsefeden başka ne çıkabilir ki ?

Ve bu tek taraflı düşünce sistemi bizi var olan sistemi görmezden gelmemize yol açar... Ve çift yönlü olan SİSTEMi anlayamayız.

Sistem ise şudur :

Aslında görülen ayrı ayrı şeyler , aslında AYNI şeyin sadece farklı ŞEKİLlerde görülmesinden başka birşey değildir.

...

Tohum ve ağaç ...

Ağaç tohumun neresinde ? Ve tohum ağacın neresinde ?

İkiside AYNI Şey . Tohum ve ağaç...

...

Karadelik (yokluk) <-----> varlık

Aynı...

...

Evet yeteri kadar saçmaladım heralde , yeter... gülücük

...

Benim tavsiye edeceğim telkin şu olurdu :


Doğru olarak bildiklerim ve şu an ki düşünce sistemimin sonucu olan bakış açım hatalı - eksik...
Bunun düzelebileceğini biliyorum ve gerçekte olan şeyin ne olduğunu çok merak ediyorum...
Takındığım maskeleri ve korkularımı en azından bir süreliğine gözardı edip , bunu anlamaya çalışacağım. Bende bu potansiyel fazlası ile mevcut !

....


Nacizane.


yazını yeni gördüm!! düşünme eylemi içerisinde oldukça makul görünüyor... yaşama sanatında ise biraz tecrübe biriktirmem gerekiyor...

teşekkür ederim.


İnşaallah....
Rica ederim... gülücük
12-16-2011 09:50 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir