Değerlendir:
  • 20 Oy - 2.55 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Nazım Hikmet
Yazar Mesaj
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #1
Nazım Hikmet
Nazım Hikmet


Nazım Hikmet'in astrolojik haritasını her zaman merak ettim ve incelemek istedim. Anne tarafımın aile ağacında yer alması yüzünden bir bakıma bu, sorumluluk duygusu da uyandırmıyor değil.


Yakınlarda ölen Memet Fuat'ın verdiği biyografik bilgiye göre Nazım Hikmet 20 Kasım 1901, Selanik doğumlu. Doğum saati belirli olmamasına rağmen, hayatına ait bilgilerden ve astrolojik sembollerden hareket ederek bir rektifikasyon çalışması yaptım. Bu çalışmaya göre Hikmet öğle saatlerinde doğmuş olabilir. Bu haritada Kova burcu yükseliyor. Söz konusu haritanın önemli ölçüde açıklayıcı olduğunu gördüm. Kuşkusuz bu teyit etmek kolay değil.


[Resim: nh1qd0.gif]


Haritada Güneş Akrep burcunda ve 9. evde yer alıyor. Haritanın tepesinde uzakları, yolculukları, yabancıları, felsefeyi anlatan Yay burcu var ve yöneticisi Jüpiter 12. ev girişinde Satürn'le birleşerek ezilmiş durumda. Bu göstergeler bana çok açıklayıcı geldi zira 12. ev kayıpların, sürgün olmanın, hapis olmanın kısaca kendini ifade edememenin evidir. Ayrıca Jüpiter'in Oğlak burcunda zarar görmesi ve malefik Satürn'le birleşmesi, ve Satürn'ün yükselen Kova burcunun, yani ana signikatörün de bu alanda olması Nazım Hikmet'in hayatında elde olmayan nedenlerin ne kadar büyük bir rol oynadığını ve kayıplara uğradığını açıklıyor olmalı.

Haritada ışıklar (Güneş ve Ay) su elementinde bulunuyor. Bu kombinasyon onun derin, içten gelen dalgalara, tutkulara açık, insan ruhunu avucuna alan psişik enerjisini de açıklamakta. Ayrıca birinci evde yer alan Ay annenin de (Ressam Celile Hanım) ne kadar önemli bir konumda olduğunu göstermekte.

Şimdi önce klasik bilgilerden hareket ederek Nazım Hikmet'in sabit yıldızlarına bakalım. Zira toplum üzerinde bu kadar etkin olmuş bir kişinin hayatında mutlaka önemli göstergeler bulunmalıdır. Sabit yıldızlar değişik hayat dönemli açısından
incelenir ve biz buna paran ilişkisi diyoruz.

Özellikle bir kişinin öldükten sonra nasıl bir iz bırakabildiğini görebilmek için sabit yıldızların en dip noktada (IC) hangi gezegenlerle paran ilişkisi olduğuna bakmalıyız. Bu bakımdan önceliği en alt noktada oluşan paranlara verdim. Daha sonra da, kariyer ve yaşam ortasına ait tepe noktası (MC) paranlarına baktım.Tüm paranlar (Asc, MC, Dsc ve IC) en aşağıda verilmiştir.


IC paranları

Güneş-Fomalhaut

Fomalhaut Piscis Australis takımyıldızında bulunan ve dört yönden birisine işaret ettiği için dört kraliyet yıldızı arasında yer alır. Kraliyet yıldızları önemli bedeller ödetirler. Fomalhaut ideallerin, soylu düşüncelerin ve idealizmin yıldızıdır ve kişiye yaşamda yüksek ideallerine sadık kaldıkça başarı verir. Hikmet bu bakımdan yaşam enerjisini ve parlaklığını yani Güneş'ini öldükten sonra bu idealizmle bizlere bırakmış durumda.



Mars-Betelgeuse

Bu kombinasyon savaşkan enerjinin önünde hiçbir engelin durmayacını açıklıyor. Betelgeuse başarıyı garantileyen bir yıldızdır ve bu paranda ölümü sonrasındaki gücünü açıklıyor.



Mars-Acumen

Mars doğum haritasında da Acumen'le birleşmekte. Acumen Scorpius (Akrep) takımyıldızında yer alır ve Akrep'in iğnesine işaret eden nebuladır. Bu yıldız kişiyi zayıf düşeren saldırılara uğrayacağını açıklar. Bu konum zaten Nazım Hikmet'in tüm hayatı boyunca etkindi ve ölümünden sonra da etkinliğini gösteriyor.



Neptün-Polaris

Kutup yıldızı Polaris yön gösterici ve liderdir. Neptün'le ilişkisi ölümünden sonra da esin veren yön gösterici yanını açıklamakta.



Pluto-Alpheratz

Andromeda takımyıldızında yer alan Alpheratz özgürlük ve bağımsızlık isteyen tavrı , çabuk hareket etmeyi ve kendine daha geniş bir alan aramayı açıklar. Pluto işe bu yönde önüne geçilemeyen bir tavır görüyoruz.



Pluto-Capella

Auriga (arabacı) takımyıldızında bulunan Capella yine hareket ve yerinde duramamanın sembolüdür. Capella hızlılık ve saldırgan olmayan bir atılımın göstergesidir.



Pluto-Rigel

Orion takımyıldızında bulunan Rigel'in anlamı başkalarına bilgi vermek ve eğitmektir. Bir yazar, bir şair ve sözlerinde bu kadar etkin bir kişinin ölümden sonraki döneminde Pluto ile böyle bir ilişkiye şaşmamak gerekiyor.



Şimdi de hayatının ortasına denk gelen MC paranlarına bakalım:



Ay-Aldebaran

Aldebaran Taurus (Boğa) takımyıldızında yer alan yine dört kraliyet yıldızından birisidir. Kuşkusuz başarı için bedel ödeten yönü vardır ve anlamı dürüstlük ilkesidir. Kişi hayatında ilkelerinden vazgeçerse onu alaşağı eder. Mars doğasında olan bu yıldız Hikmet'e yaşamında büyük bir kararlılık ve cesaret vermiş olmalı.



Güneş-Alcyone

Alcyone da Boğa takımyıldızında yer alır. Alcyone olumlu ve olumsuz ögeleri bir arada barındırır. Liderlik, vizyon ve güçlü bir zihin verebilir ama ters ve önyargılı tutumlar problemlere neden olacaktır.



Mars-Spika

Başak takım yıldızındaSpika başarı ve parlama getiren en önemli yıldızlardan birisidir. Buradaki ilişkisi onun hem tartışma sever hem de savaşkan doğasını desteklemiş gözüküyor.



Mars-Acumen

Bu kombinasyona yukarıda da değinmiştik. Kişiyi zayıf düşüren saldırılara maruz kalmak.



Uranus-Acrux

Acrux yıldızı pratik olmayı ve düşünceleri somuta indirgeyebilmeyi anlatır. Orijinaliteyi açıklayan Uranüs'ün böylesine maddi dünyaya ait bir yıldız etkisi ile bir arada olması onun düşünceleri ile büyük yapılar inşa edebildiğini açıklıyor.



Pluto-Capella ve Pluto Rigel

Her ikisine de yukarıda değinilmişti. Bu enerjiler onun yaşamı boyunca da etkin durumda.



Haritadaki gezegenlerin asaletleri:

Güneş temel bir asalete sahip değil, peregrin ve değişken (cadent) bir evde yer alıyor. Bu onun kendi arzuları yönünde başkalarından kolay destek alamamasının ve otorite figürleri ile de rahat geçinememesinin bir göstergesi. Güneş'in dispozitörünün Mars olması ve Mars'ın savaşkan yapısı (Acumen'le birleşme) zaten hayatının yönünü ve mücadele tavrını açıklıyor. Nazım Hikmet'in kalpten ölmesi de zor şartlar altındaki bir Güneş'in göstergesidir.



Yaşam Uzunluğu:



Bu haritada Güneş hyleg yani yaşam enerjisi veren gezegen durumundadır. Güneş yukarıda da değindiğimiz gibi güçlü durumda değildir. Yaşam uzunluğunu belirleyen gezegen (alcocoden) ise Satürn olarak görülüyor. Satürn Güneş'in term asaleti durumunda.



Yaşam uzunluğu hesabı günümüz astrolojisinde tartışma götüren bir konu olarak görülse de klasik bilgilerin açıklayıcı biçimde çalıştığını görüyoruz. Bu teknikle belirlenen bir uzunluk bir bakıma son sınır tarihi gibi değerlendirilebilir. Bu yaştan sonra gelen ağır bir transit ya da yönelim hayat açısından büyük risk doğurur.



Bu hesaplamada Satürn alcocoden durumda ve cadent olduğu için 30 yıl alır. Satürn'ün yaptığı açılar bazı eklemeler yapmamızı sağlar.



30 yıl (Satürn alcocoden)+8 + 45/3/12 yıl (Venüs birleşme) + 12 + 45.5/3/12 (Jüpiter birleşme) + 25/3 + 66.5/3/12 (Ay sekstil) =62,6 yıl verir. (Kaynak Robert Zoller: The calculation of lenght of life)



Nazım Hikmet 1963 yılı Haziran ayında Moskova'da öldüğünde 62,5 yaşındaydı!



Hikmet'in 8.evinde (ölümü açıklayan ev) Terazi burcu yer alıyor. Venüs'ün (Terazi yöneticisi) 12.evde Satürn'le birleşmesi ölümün zor şartlarda, sürgünde olabileceğini göstermekte. Pars Mortis (ölüm noktası) 2 derece Başak burcunda ve yöneticisi Merkür yurtdışını açıklayan 9.ev girişinde duruyor.



Uzun yolculuklar noktası olan Pars Peregrinationis ise grupları, partileri ve sosyal faaliyetleri gösteren 11. ev girişi üzerinde duruyor. (22 derece Yay)



Güneş Yay takımyıldızında (Centaurus) Toliman adlı sabit yıldızla birleşmekte. Bu yıldız öğrenme, eğitim ve ruhsal gelişimle ilişkilidir. Kişi özellikle kollektif ya da kişisel alanda kendini bir nedene adayarak düzeltmeye çalışır. (Bernadette Brady) Rigor'a göre ise bu yıldız onur vermekle birlikte kaderci yaklaşımlar, dostları düşmana dönüştüren etkisiyle ifade edilmekte.



Ay haritada teadüfi olarak Güneş'e göre daha güçlü konumlanmış durumda ve 1. evde yer alıyor. Ay da peregrin durumda. Bir kişinin haritasında ışıkların peregrin olması güç şartlara ve destek görememeye işaret eder. Talihsizliktir.



1. evde değişken burçta yer alan Ay hayatındaki kadınların da önemine işaret eder.



Merkür Akrep burcunda ve 9. ev girişinde yer alan Merkür yine peregrin ancak Mars'ın dispozitörlüğünü almış durumda. Onun yurtdışı ile ilişkileri, savaşkan düşünceleri ve ideolojileri 9. evdeki Merkür'ün göstergesi. Merkür aynı zamanda oriental durumda olduğu için daha maskulen ve derine işleyen (Akrep) bir zihne işaret ediyor. Merkür'ün Ay'la olan üçgen açısı da doğal olarak şairin akıcı, duyguları söze hemen aktarabilen, ilham alabilen yönünü açıklamakta. Çocuk denecek yaşta yazdığı şiirlerin son derece etkileyici olması da bunun bir göstergesi. Merkür haritada 4. ve 5. evlerin ortak yöneticisi. Bu yüzden hem aileden ve köklerden gelen (4.ev) hem de doğrudan yaratıcı sürece katılan bir zihinsel enerji bu.



Merkür aynı zamanda bir arap noktası olan Pars Sapientia ile de birleşmekte. Bu nokta derin düşünmeyi, anlamayı ve kendini ifade etmeyi açıklar.



Venüs haritada oldukça zor konumlanmış durumda. Kendi üçlüsünde (triplicity) duruyor. Oğlak burcunda, 12. ev girişinde Satürn'le birleşmiş olması hayattan keyif almasının neredeyse imkansız olduğunu ve ancak daha ruhsal bir yaklaşımı kabul etmesinin adeta bir zorunluluk ve görev (Satürn) olacağını gösteriyor. Ne ilginç ki Venüs aynı zamanda güney ay düğümünün yani karmik bağlantının da yöneticisi ve bu noktayla üçgen açı içinde. Karma ona maddi dünyadan ve onun zevklerinden mahrum kalması için son derece akıcı, kendiliğinden (üçgen açı) bir plan sağlamış gibi gözüküyor.



Venüs aynı zamanda kişinin hayatında aşktaki mutluluğu da anlatır. Onun aşkı ne kadar ruhsal ve acı çekerek yaşadığını anlayabiliyoruz. Hikmet genel olarak mutlu değildi. Sürgünde (12. evde Venüs) aşklar yaşadı. Bu arada Venüs Boğa burcunun 26 derecesindeki Şans Noktasının da (Pars Fortuna) yöneticisi ve bu derecede yer alan ve son derece yıpratıcı ve uğursuz olarak bilinen Algol sabit yıldızı ile de birleşmiş durumda. Bu onun maddi kayıplara da uğradığının bir göstergesi.



Venüs Vega sabit yıldızı ile birleşmiş durumda. Rigor'a göre bu konum ilişkilerde sertleşme getirmekte.



Mars Yay burcunda ve 11. evde yer alıyor. Mars hem kendi termünde hem de Jupiter'le karşılıklı alışveriş (Mutual Reception) içinde. Yay'da 11. evde olması onun aktivist yönünü ve idealleri uğruna, toplumsal nedenler için savaşan tutumunu açıklamakta. 11. ev gruplar, organizasyonlar ve partilerin evidir. Hikmet genç yaşında Spartakistler (Spartan Mars'la çok ilgili, savaşçılar anlamında) grubuna katılıyor. Hikmet hayatı boyunca 11. ev konularında zarar gördü, sürekli bir mücadele içinde kaldı.



Sekt (ışık olarak ) Mars: Bu bir gündüz haritası olduğu için Mars aynı zamanda excond durumundadır. Klasik bilgilerle harita ele alınırken, kişinin gündüz ya da gece doğmuş olması önemlidir ve bu durum asaletleri etkileyebilir. Mars bir
gece gezegenidir ama burada gündüz haritasında ve pozitif bir burçta olması daha zararlı çalışabileceğinin diğer bir göstergesidir.



Yukarıda da değindiğimiz gibi Mars Acumen'le birleşmekte. Bu yıldız onu zayıf düşüren saldırılara işaret ediyor. Mars'ın haritanın tepesinde bulunan Yay burcunun yöneticisi ile (Jüpiter) etkileşim içinde olması da onun amaçları ile bu mücadeleyi bir araya getirmekte.



Mars aynı zamanda 9. evin (9. evde Akrep burcu yer alıyor) yöneticisi olması da yine bu mücadelenin hem yurtdışı ile bağlantılı hem de ideolojisi ile yakından bağlantılı olduğunu anlatmakta. !!



Mars'ın Neptün'le kontr-antisyon ilişkisi içinde olduğunu da görmekteyiz. Tüm bunlara ek olarak idealizmin onu pek çok noktada yanlış kararlara ve aldanmalara da götürdüğünü söylemek mümkün.



Mars'la ilgili arap noktası olan Pars Martis ise 11 derece Yengeç burcunda ve bu derece doğrudan onun 12. evdeki Satürn, Venüs ve Jüpiter'ine karşıt durumda. Bu bakımdan, sözünü ettiğimiz yıpratıcı Mars enerjisi onun hem karması ile ilişkili hem de büyük problemler ve sıkıntılar, kayıplar getirerek çalışıyor.



Jüpiter bir kişinin haritasında zenginliklerden nasıl yararlandığını, toplumsal alana nasıl entegre olduğunu, inançlarını ve hayat felsefelerini açıklar. Nazım Hikmet'in haritasında Jüpiter çok büyük oranda Satürn'ün etkisi altına girmiş durumda.
Zira Jüpiter hem Oğlak burcunda yer alıyor hem de Satürn'le birleşiyor. Bu O'na daha sert, disiplini önemseyen, Komünizm gibi daha katı ve acımasız bir hayat görüşüne yakınlık getirmekte. Jüpiter bu konumda hayatın zevklerinden çok daha Spartan bir doğa verdiği gibi hukuki konularda da büyük problemler getirmiş durumda.



Jüpiter aynı zamanda haritanın tepesinde yer alan Yay'ın yöneticisi olduğu için bu tutum onun tüm hayat yönüne, kariyerine ve genel gidişine de yansıyor. Toplum önünde O'nun zedelenmesine yol açıyor.



Satürn bu haritada anahtar rolde yer alan ve en dikkat çeken gezegen konumunda. Zira Satürn malefik doğası ile bilinen bir gezegendir ve 12. evi sever. Çünkü Satürn karmanın da gezegenidir. Satürnbu evde gizli gizli çalışacaktır. Satürn hem yükselen yöneticisi hem de 12. evin yöneticisidir ve bu durumda 12. ev (kayıplar, sürgün ve elde olmayan nedenler, ruhsal
gelişim) 1. evi kıskıvrak yakalamış olduğu gibi ayrıca Venüs ve Jüpiter'i yani destek veren, benefik, yaşamda rahatlık ve kolaylık sağlan güçleri de ezerek son derece kısıtlayıcı bir duruma geçmiştir. Satürn'ün kendi burcunda olması bu ezici
gücünü daha kolaylaştırmış durumdadır.



Esir düşme ve yakalanma noktası olan Pars Captivorum et vinctorum ise 13 derece Oğlak burcunda ve sözünü ettiğimiz en önemli konfigürasyonla bağlantı içinde.



Kuşkusuz hiçbir harita rastgele değildir ve bir şekilde ruh zaten bu dersleri almak için buradadır. Bu yüzden bu talihsiz durumu ne kötü gibi yorumlamaktan çok arkasında yatan büyük planı görmek gerekir.



Kader kurbanı demek mümkünse, bu durumda Satürn kaderin ana çizgisini 12. ev kanalıyla yani kayıplarla ve sürgünlü çizmiştir.



Ay düğümleri ve ruhun yönelimi



Nazım Hikmet'in haritasında 9. evde Akrep'te yer alan Kuzey Ay düğümü ruhun yönünün tüm sahip olduklarını bırakmak, yakmak ve başkaları ile paylaşım içinde (Akrep) olduğunu gösteriyor. Nitekim 12. evde yer alan Jüpiter, Satürn ve Venüs üçlüsünün ay düğümleri ile üçgen açı içinde olmasının, bu sürecin ne kadar kendiliğinden aktığını göstermekte. Bu durumun önüne geçen hiç bir engel yok. Üçgen açı tüm gücüyle çalışmış durumda. Kuzey Akrep onun aşırılıklara, tutkuya yöneldiğini de anlatmakta.



Kollektif gezegenlerin hiçbir burçla yönetici ilişkisi yoktur. Yapılan çalışmalardaistatistiki olarak da böyle bir bağlantı sanıldığının tersine görülmemektedir. Bu günümüz popüler astrolojisinin bir yanılgısı ve her burca ille de bir yönetici bulmam gerekir kolaycılığının sonucudur.



Bu üç gezegen, Uranüs, Neptün ve Pluto kişinin evrensel değerlere, toplumsal trendlere nasıl entegre olduğunu gösterirler. Aşkın enerjileri (transandantal) büyük yaratıcılık ya da ruhsal problem göstergeleri de olabilir.



Reformları, radikal adımları, özgürlüğü ve bireyselleşmeyi açıklayan Uranüs Yay burcunda ve 10. evde Hikmet'in bir reformist olduğunu ve sosyalist değer yargılarını parlak biçimde ortaya koyabildiğini anlatmakta. Bu anlamıyla kendi jenerasyonunun dikkat çeken bir üyesi durumunda ve bunu sosyal statüsü ile (10. ev) rahatça ortaya koymuş durumda.



Uranüs'ün hemen karşısında Pluto'yu görüyoruz. Uranüs-Pluto kombinasyonu radikal, reformist ve kökten değişikliği açıklayan bir görünümdür. Nazım Hikmet'in haritasında bu İkizler-Yay ekseninde yer alan bu yüksek evrensel enerji düşünceler, felsefeler ve ideoloji dünyasında onun içinden kaynaklanan (4. ev) ve topluma yansıtılan (10.ev) güçlü dinamizmini sergilemektedir.



Bir şairin, bir yazarın, insan ruhuna derinden işleyen ve toplumsal konuları işleyen epik bir şairin haritasında kuşkusuz Neptün yaratıcılığı anlatan bir alanda olmalıdır. 5. evde, kişinin kendini sergilediği, yaşama döndüğü evde, hem de



Kollektif Gezegenler



Yengeç burcunun ilk derecesinde (kardinal noktada) yer alan Neptün yaratıcı ilhamın ana kaynağıdır ve Mars'la karşıt açı içinde olması da şu ana kadar ortaya koyduğumuz tüm bu savaşkan enerjilerin çıkış noktasını göstermektedir.



Firdaria



Eski bir teknik olan Firdaria'ya göre Nazım Hikmet'in hayatını çizen ana hatları aşağıdaki dönemlerde görebiliriz. Bu teknik Vedik astroloji benzeri (daşalar) gezegen yöneticilerine dayanır.



İlk şiirlerini Venus döneminde, 1914'ten başlayarak yazdı (Venüs/Ay)
1919'da Merkür döneminin başlaması ile hastalandı, Bahriye Mektebinden çürüğe çıkartıldı. Merkür döneminde hem şiirleri ile büyük ilgi uyandırdı, hem de öğretmenliğe atandı. Şiirleri nedeniyle Atatürk'e takdim edildi. Bu dönemde Sovyet devrimi ile ilgili çok şey öğrendi. 1922'de Moskova'ya giderek Komunist Universitesi'ne kaydoldu. (Merkür/Ay) Bu dönemde şiirleri değişikdergilerde yayınlandı. 1931 yılına kadar süren Merkür dönemi boyunca tiyatro oyunları, kampanyalar ve dergiler çıkarttı.



1938'de Ay/Güneş döneminde komünist propagandası yapmak ve askeri isyana teşvik etmekle suçlanıp 28 yıl 4 ay hapse mahkum edildi. Bu dönemden tüm Satürn dönemi sonuna kadar hapis yattı. (Satürn 12.ev) Satürn döneminin sonuna doğru serbest bırakıldı. Askere sevkedileceğini öğrenince Moskova'ya kaçtı. Bu onun Jüpiter döneminin başlangıcıdır. Bu dönemde rahatsızlıkları arttı. Hikmet Jupiter dönemi sonundayken Jupiter/Saturn döneminde (12.ev'de birleşme) öldü. İlerletilmiş haritasında ise öldüğü yıl ilerletilmiş Güneş'i Oğlak'tan çıkarak Kova'ya geçiyordu.



ARABIC PARTS - TRADITIONAL RULERSHIPS Nazim Hikmet Ran - Male Chart



Aspect Set: 1 Degree Orbs - Major Aspects Only
Aspects of Longitude



* Pars Futurorum - Pars So * 29°Li18 No aspects in orb
* Pars Saturni (day) * 25°Ge55 Opp Mar 1°14'
* Pars Jovis (day) * 25°Ar50 No aspects in orb
* Pars Martis (Day) * 11°Cn57 Opp Ven 2°05'Opp Jup 0°22' Opp Sat 1°14'
* Pars Veneris (Day) * 15°Cn48 Opp Ven 1°46'Opp Sat 2°37'
* Pars Mercurii (Day) * 09°Vi48 Opp Mon 1°07'
* Pars Vitae (Day) * 13°Aq40 Sqr Nod 0°10'Sqr SNo 0°10' Cnj Asc 0°52'
* Pars Durabilitatis (Day) * 15°Cn48 Opp Ven 1°46'Opp Sat 2°37'
* Pars Rationis et sensus * 02°Ar05 No aspects in orb
* Pars Hyleg Conj Radix Vi * 05°Ge31 Opp MC 2°59'
* Pars Hyleg Preventional * 20°Sg14 Opp Plu 2°10'
* Pars Substantiae * 16°Ta19 Opp Nod 2°49'Cnj SNo 2°49'
* Pars Foeneratorum Part * 07°Sg30 No aspects in orb
* Pars Triumphi et victori * 11°Aq57 Cnj Asc 0°52'
* Pars Collectionis (Day) * 18°Ar58 No aspects in orb
* Pars Fratrum * 11°Aq57 Cnj Asc 0°52'
* Pars de numero Fratrum * 18°Ar07 No aspects in orb
* Pars Mortis fratrum et s * 17°Aq55 No aspects in orb
* Pars Patris (Day) * 28°Pi34 No aspects in orb
* Pars Mortis Patris (Day) * 11°Aq57 Cnj Asc 0°52'
* Pars Avorum (Day) * 28°Aq50 No aspects in orb
* Pars Parentelea (Day) * 26°Cp46 No aspects in orb
* Pars Haereditatum vel po * 10°Ar33 No aspects in orb
* Pars Filioeum (Day) * 13°Aq40 Sqr Nod 0°10'Sqr SNo 0°10' Cnj Asc 0°52'
* Pars Masculorum vel foem * 27°Aq59 Sqr Sun 0°33'
* Pars filiorum masculorum * 14°Sg12 Cnj Ura 1°44'
* Pars esse filiarum * 15°Sg55 Cnj Ura 0°02'Opp Plu 2°09'
* Pars infirmitatum (Day) * 26°Cp46 No aspects in orb
* Part of infirmities * 02°Ar05 No aspects in orb
* Part of servants (day) * 15°Ge51 Opp Ura 0°05'Cnj Plu 2°13'
* Pars captivorum et vinct * 13°Cp05 Cnj Ven 0°58'Cnj Jup 0°45' Cnj Sat 0°07'
* Pars coniugii virorum se * 13°Aq39 Sqr Nod 0°09'Sqr SNo 0°09' Cnj Asc 0°51'
* Pars coniugii mulierum * 11°Aq58 Cnj Asc 0°51'
* Pars Mortis * 02°Vi33 Sqr MC 0°01'
* Pars interficiendis plan * 10°Ar33 No aspects in orb
* Pars Loci ponderosi (Day * 21°Li51 No aspects in orb
* Pars occupantis gravitat * 07°Sg30 No aspects in orb
* Pars Peregrinationis * 22°Sg31 No aspects in orb
* Pars itineris in aqua (d * 29°Cn37 No aspects in orb
* Pars religionis (day) * 09°Li46 No aspects in orb
* Pars sapientiae (day) * 07°Sc01 Cnj Mer 0°52'
* Pars regni (day) * 26°Ar35 No aspects in orb
* Pars matrum (day) * 09°Ar42 No aspects in orb
* Pars excelientia atque n * 15°Cn48 Opp Ven 1°46'Opp Sat 2°37'
* Pars nati inter homines * 13°Le56 Sqr Nod 0°26'Sqr SNo 0°26' Opp Asc 1°07'
* Pars felicitatis et prof * 28°Vi50 No aspects in orb
* Pars inimicorum * 26°Cp46 No aspects in orb
* Pars laboris et afflicti * 09°Vi48 Opp Mon 1°07'
* Pars Nobilitatis (day) * 04°Cn23 Opp Chi 0°59'



1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşında Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim



OTOBİYOGRAFİ

kimi insanlar otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin



hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir



otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum Prag'dan Havana'ya



Lenin'i görmedim nöbetini tuttum tabutunun başında 924'te
961'de ziyaret ettim anıt kabri kitaplarıdır



partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim



951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü



sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın



içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana



başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söylemedim



bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falına baktırdığım oldu



yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak



kansere yakalanmadım daha
yakalanmam de şart değil
başbakan fakan olacağım da yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir



(11.9.'61 - Doğu Berlin)


Hakan Kırkoğlu

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
02-10-2008 08:24 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
yaren Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 239
Üyelik Tarihi: May 2007

Rep Puanı: 1

Mesaj: #2
RE: Nazım Hikmet
bu slayt buraya yakışır diye düşündüm.....Can Dündar ın sesinden NAZIM HİKMET.....öyle güzel anlatmışki...





teşekkürler şekerpare bu güzel başlık için...

Full Time Şerefsiz Olacağına,Part Time İnsan OL......
02-11-2008 12:49 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
aeon
Kayıtsız

 
Mesaj: #3
RE: Nazım Hikmet
Edebiyatla aram iyidir fakat fazla şiir bildiğimi idda edemem ama Nazımın Tahirle Zühre meselesi şiiri gerçekten mükemmeldir.
02-12-2008 12:35 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
yezda Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 462
Üyelik Tarihi: Aug 2007

Rep Puanı: 3

Mesaj: #4
nazim hikmet
Nazım Hikmet ve Akıl Tutulmaları



TOPLUMDAKİ AKIL TUTULMALARI TARİH BOYUNCA PEK ÇOK DÜŞÜNÜR, ŞAİR VE SANATÇININ KABUSU OLMUŞTUR

Gazetedeki köşe yazısında Zülfü Livane'li "Bahtiyar Ol Nazım" başlıklı yazısında, Türkiye'deki duyarlılar ile duyarsızlar arasında eksik olmayan kavgayı anlatıyor. Bu kavganın en önemli kilometre taşlarından bir tanesinin ünlü şair Nazım Hikmet olduğunu belirtiyor. Hayatının büyük bir yurtseverin destanı olduğunu vurguluyor.* Yazının sonuna doğru "Ne olurdu Nazım bu acıları çekmeseydi, yurduna hasret ölmeseydi" diyerek gerçek bir trajediyi gündeme yeniden taşımakta. Bu yazının 1 Mayıs kutlamalarında (!) Taksim olaylarının ardından yazılması toplumdaki akıl tutulmalarının bazen ne kadar zararlar verdiğini yeniden hatırlatıyor. Bu gün yöneticilerin ve polisin olaylara bakışı ile Nazım'ın zamanındaki bakışları arasında hiç bir fark yoktur.



GERÇEK KİŞİLİĞİ VE YETENEĞİ HOROSKOPLAR GÖSTERİR



Nazım Hikmet'in hayatını incelemek ve o zamanın Türkiye'si ile anlatmayı başarmak çok zor bir sanattır. Toplumun üzerindeki polis korkusunu hissettirmek için Polonyalı ünlü yönetmen Kieslowski'nin dekalog filmleri gibi onlarca eser yaratmak gerekir. Amerika'da ünlülerin korkusu olan senatör McCarthy orada ne kabuslar yaşatmışsa bunları anlamak gerekir ! Böyle duyguları ülkelere göre ayırmak da yanlıştır. Akıl sapması her yerde vardır. Ama bazı yer ve zamanda daha zulüm verici ve yıkıcı olmaktadır.





Akıl sapması çok kere çıkarlar ile ilgilidir. Sadece resmi makamlarda olduğu söylenemez. Bürokrasi ile sermaye el ele verip ülkeyi hallaç pamuğu gibi atabilirler. Güllük'de denizi dolduran iş adamına izin veren düzen böyle kurulur. Bunlar Nazım Hikmet gibi bir yurtseveri onlarca yıl zindanlarda çürütürler ve 60 yaşında ölmesine neden olurlar ama kaçırdıkları ana kızın ırzına geçen ve öldüren sapıkları 5 sene sonra salıverirler. Marmara denizin çevresinde tesis kuran ve limanlar yapan iş adamları denizleri doldurmuş ve doğanın yapısını değiştirmişlerdir. Bir kooperatif deniz kenarında iki metrelik beton döktü diye milyarlarca lira para cezası verilmiştir. Hukuk ve adalet olmayan her toplum yavaş yavaş çürür ve bir gün gelir tarihe karışır.



Nazım Hikmet'in nasıl bir insan olduğunu konuşuyoruz, araştırıyoruz. Onun peşine düşen ve amirlerine raporlar yazan polislerden birinin bile adını biliyor musunuz ? Onu dava eden savcıları, hüküm veren yargıçları hangi ülkenin kayıtlarında veya medyasında görebilirsiniz ? Bu gün de gelecekte tarih olunca adı her gün geçen ve kendisini çok önemli insan sananlar da unutulup gidecektir. Kimse onların nasıl birer insan olduğunu konuşmayacaktır. Sadece "Kötüler" sayfasında yer alacaklardır. Böyle insanları anlamak için bize sunulmuş en yararlı araç hala horoskop olmakta devam ediyor. İyi ve kötü, merhametli ile acımasız ve karanlık ile aydınlık arasındaki farkı yansıtan daha parlak başka bir araç yoktur !


Ünlü şair Nazım Hikmet 20 Kasım 1901 tarihinde Selanik'te dünyaya gelmiştir. Serüven, sanat, aşk ve zulüm dolu yaşamı 3 Haziran 1963 günü Moskova'da noktalanmıştır. Yaşamının en güzel yıllarını soruşturmalarda, mahkemelerde ve zindanlarda geçirmiştir. Düşüncenin top, tüfek ve tanklarla donatılmış bir ordu kadar tehlikeli olduğunu düşünen ve vatanı çok sevdikleri iddiasında (!) olan bazı insanlar yurtsever şaire "vatan haini" demiş ve vatandaşlıktan çıkartmışlardır. Nazım Hikmet'i tanımak ve anlamak için astrolojiden yardım isteyelim.





Yükselen burçta Aslan ve Başak etkisi göze çarpmaktadır. İlerlemiş yaşına rağmen çok gür olan saçları, heybetli fiziği ve köşeli çenesi ile yüzü bu durumu doğrulamaktadır. Horoskopta 12.evin (Yengeç) yöneticisi zararlı 8.evde yerleşerek tutuklanmaları ve hapis hayatını belirtmektedir. Bu horoskopun en önemli noktası Ay Düğümleri düzleminin Kuzey ucunun (Rahu) yerleştiği Başucu-Ayakucu eksenidir. Horoskopta 4.ev çizgisi "Vicdan ekseni"dir. Onun son derece vicdanlı, iyi yürekli ve cesur olduğunu görüyoruz. Burada ruhsal olarak tek sorun akrep burcundaki yerleşimi ile kıskançlık vermesidir. Aşk ve romantik ilişkiler evinde (5.ev) yerleşen ve "gruplaşma" (stellium) yapan gezegenler yaşadığı romantik serüvenleri açıklamaktadır. Nazım kadınlarını çok kıskandığını yazmıştır. "Çanak tipi" horoskopun "kulp" gezegeni "Neptün" olup 3.evdeki Merkür ile üçgen (trine) görünüm yapmaktadır. İşte ünlü şairin kendini dünyaya anlatma şekli budur. Müthiş coşkulu bir hayal gücü ve anlatım yeteneği ! O vatanına bağlıdır ve vicdanlıdır. Yükselen yöneticisi Güneş 4.evde (vatan) yerleşmiştir ve hayatının her gününde vatan hasreti çekmiştir. Güneş ile Yükselen arasındaki kare açı vatandan kopmayı ve günün birinde kalp krizinden yaşama veda etmeyi işaret etmektedir.




Nazım Hikmet akıl tutulmalarından yaşamda çok çeken sanatçılardan bir tanesidir. Çok büyük bir şairdir. Kozmik düzen her zaman böyle yetenekleri insanlara sunmaz. Onların karmik görevleri vardır ve Ay Düğümleri Düzlemi bu olguyu anlayanlara açıklamaktadır.



Dalkavukluk ve yalakalık için karmik bir özellik gerekmez. Bunlardan o kadar çok var ki, yaşamın kirliliğini oluşturuyorlar...


--------------------------------------------------------------------------------

(*) Vatan Gazetesi - 04 Mayıs 2008

(*) Otobiyografi (Berlin 1961)

Başkalarına dayalı bir yaşam süren, hiçbir şey yapmadan öylesine yaşayan bir kişi, başına gelen zorlukları, kaderim buymuş diye nitelendiremez.
05-11-2008 11:41 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
SESAME Çevrimdışı
Katılımcı Üye
**
Kayıtlı

Mesajlar: 63
Üyelik Tarihi: May 2008

Rep Puanı: 0

Mesaj: #5
RE: nazim hikmet
DOSTLUK
Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.

Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.

Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.

O gider, bu gider, şu gider,
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın
Nazım Hikmet

Karanlığın en çok arttığı anda, gökteki yıldızları görebilirsiniz.
05-14-2008 03:35 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
redroseee Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 211
Üyelik Tarihi: Aug 2007

Rep Puanı: 1

Mesaj: #6
Cvp: Nazım Hikmet
nazım hıkmetın kıskanc oldugu cıkıyo,ama bende bı yerde bı yazı okudum hayatın dan bı kesıt okuyun,

Nâzım Hikmet-Vera-Ahmet Hakan-Özdemir İnce vs. vs...

Nâzım Hikmet üzerine yazdığım yazılara, teşekkür mektupları ve telefonları yağmur gibi yağmaya başladı. Bunların içinde dört de Nazımperest var. İkisi Hürriyet yazarı: Ahmet Hakan ve Özdemir İnce. Okuyucular soruyorlar: “Nâzım Hikmet’in, son karısı Vera’yı, Vera’nın eski kocasıyla birlikte paylaştıklarını nereden biliyorsun? Açıkla!” diyorlar.
Bu dehşetli konuyu, Nâzım Hikmet’in can-ciğer arkadaşlarından, eski yoldaşlarından, meşhur komünistlerimizden Zekeriya Sertel açıkladı. Sertel’in 1987 yılında, MİLLİYET yayınları arasında çıkan çok önemli bir kitabı var. İsmi: Nâzım Hikmet’in Son Yılları. Sertel yoldaş, kitabının 249-250-251. sayfalarında şöyle yazıyor: “...Oysa, tutulduğu Rus kadını (Vera) evliydi ve bir çocuğu vardı. Rus kadını, 28 yaşlarında, genç ve güzelce bir kadındı. Kalın ve şehvetli dudakları vardı. O zaman Nâzım 58 yaşındaydı. Nâzım, ihtiyar ve hasta bir adamdı. Bu evlilik hayatı, nasıl olsa çok sürmeyecek ve kadın (Nâzım’dan) zengin bir mirasa konacaktı. Onun için Nâzım’a iki şart koşmuştu: Mutlaka resmi nikâh yapmak, hafta sonlarında (eski kocasının ) evine gidip, bir-iki gün çocuğuyla kalmak. Hatta Vera, Nâzım’la ilişkisini, kocasına da bildirmiş, ondan izin istemişti. Kocası, Nâzım’a kadar gelerek, karısının ileri sürdüğü bu iki şart üzerinde, ısrar etmişti. “Resmen nikâh yapmaz, karımın çocuğunu görmek için, haftada bir, eve gelmesine izin vermezseniz, ben de onu boşamam” demişti. Yani karı-koca, bu işi beraber kararlaştırmışlardı. Oyun açıktı, ama Nâzım, bunu görecek halde değildi. Vera’yla evlenebilmek için, bütün şartları kabule hazırdı. Nikâh da yapacaktı. Kadının çocuğunu görmesine de izin verecekti.”
Nâzım Hikmet, Vera’nın şartlarını kabul ederek, onunla resmen evlendi. Bu evliliğin sonunu, yoldaş Zekeriya Sertel, kitabının 259 ve 260. sayfalarında şöyle açıklıyor: “...Vera, bu kadarıyla da kalmadı. Hafta içinde de, canı istediği zaman, kapıyı çekip gidiyor, bir-iki gün görünmüyordu. Bunun için Nâzım’dan izin almak şöyle dursun, ona haber vermeye bile gerek duymuyordu. Nereye gidiyordu? Geceleri nerede geçiriyordu. Nâzım bilmiyordu. Bir gün, evliliğin nasıl gittiğini sorduğumda bana şu cevabı vermişti:
-Bilmediğin kadar mutluyum ben, dedi. Görmüyor musun be! Gençleştim be! Yahu Zikri (Zekeriya) şu yeni Sovyet kuşağı yok mu, alabildiğine serbest. Örneğin bizim Vera, istediği zaman, bana sormadan çıkar, gider. Günlerce gelmez. Nereye gider, niçin gider, nerede kalır, bana söylemeye bile lüzum görmez!”
“Bir zaman sonra, karı-koca, önce yataklarını, sonra odalarını ayırdılar!”
Ben, Nâzım Hikmet’in Ortam Yayınları arasında 6 cilt hâlinde çıkan ve 1152 sayfa tutan şiirlerini de yeni baştan okudum. Nâzım’ın Türkçesi, benim Türkçemdir. Fakat Nâzım Hikmet vatandaş olarak da, koca ve baba olarak da kötünün kötüsü bir adamdır. Bu adam mı Türkiye’ye itibar kazandıracaktır?
Türkçe’mizde, karısını bilerek ve isteyerek başka bir erkekle paylaşana ne denildiğini Ahmet Hakan’a ve Özdemir İnce’ye kim anlatabilirse anlatsın artık. Yoksa?..

hımm

YILDIZ HARITAM
05-22-2009 02:45 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir