Değerlendir:
  • 14 Oy - 3 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Astrolojide Aşk Başkadır
Yazar Mesaj
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #1
Astrolojide Aşk Başkadır
Astrolojide Aşk Başkadır- 1.Bölüm

Her seven
Sevilenin boy aynasıdır,
Sevmek
Sevilenin o aynaya bakmasıdır.

Özdemir Asaf


astroloji’ de aşk başkadır!


Kadın ile erkek, karı ile koca, iki sevgili, iki dost, iki yakın arkadaş…

İnsanlığın başlangıcı hakkında kutsal kitapların sözbirliği ettiği iki kişi Havva ile Adem…

Adem' in topraktan, Havva’ nın ise Adem’ in kaburga kemiğinden yaratıldığını söyleyen kutsal kitapların bu sözlerine, bir çok düşünür ve bir çok bilimadamı belki katılmamaktalar. Ama aksini ispat edecekleri bir bilgiyi henüz sunamadıkları için bu fikir daima baskın çıkmakta ve yaradılış hakkında bu gizem korunmaktadır. Havva’ nın Adem’ i kandırıp, Tanrı’ nın buyruğuna karşı gelerek kendilerine yasaklanmış olan ağacın meyvesini yemeleri sonucu bu muzır ikili cennetten kovulmuş ve dünyada zor hayat serüvenleri başlamıştır. Tabii burdaki yasak ağacın meyvesinin de ne olduğu ayrıca tartışma konusudur. Çünkü kutsal kitaplar sembollerle konuşur. Bu yasak meyvenin bildiğimiz elma mı yoksa cinsellik de dahil olmak üzere başka bir şey mi olduğuna dair insanoğlu sayısız fikirler üretmiş ve üretmeye devam etmektedir.


Ama bu ikilinin serüvenleri hafife alınacak bir serüven asla olmamıştır.

Bu ikilinin birbirleriyle yoğun iletişimleri, arayışları, mutlulukları, paylaşımları, hüzünleri ve acıları insanlık tarihini doldurmaktadır. Dünya’ da herşey, kadın ile erkeğin üzerinde, etrafında, kıyısında, köşesinde, içinde ve dışında dönmektedir.

Ya da kısaca herşey bu ikilinin arasındaki ilişkiyi betimleyen ''aşk'' denen ve üç harften oluşan kelimenin etrafında dönmektedir.Görüntüsü oldukça basit ve yalın olan bu kelimenin insan yaşamında kapladığı yer, bu üç harfin enerjisiyle bile tarif edilemeyecek kadar büyüktür.

Yaşam kadın ve erkeğin bir araya gelmesiyle başlar ve mütemadiyen sürer gider. Aşktan söz ederken bunun sadece duygusal boyutta yaşanmadığını ve kadınla erkeğin fiziksel temasını ve ardından gelen sosyal paylaşımları da içerdiğini biliyoruz


Astrolojide, bu konuyu incelerken, önümüze adeta çok bilinmeyenli bir denklemin geldiğini göreceğiz. Bu yüzden denklemi oluşturan unsurları tek tek sıralamakta fayda var.

Bilindiği üzere babamız ve annemiz yani Güneş ve Ay, bizim kimlik ve duygularımızı oluşturmamızı sağlayan iki önemli etkendir. Kadınlar karşı cins olarak ilk babalarını gördüklerinden, ilgi duydukları erkek modelini oluştururken ilk tema baba ile belirlenecektir. Erkekler içinse, karşı cinsle ilk temas anne ile kurulduğundan, ilgi duyacakları kadın modelini belirleyen ana temel bu safhada atılmış olacaktır. Özellikle erken çocukluk yıllarında bu davranış biçimi psikolojide oedipus ve electra kompleksleriyle ifade edilmiştir. Her erkek çocuk önce annesine, her kız çocuğu da önce babasına aşık olur. Aslında bu aşk terimi tam olarak aşkı ifade etmese de, anneye ya da babaya duyulan yoğun hayranlık ve idealize etme şeklinde de ifade edilebilir.

Biz de dünyaya bir erkek ve bir kadının ortaklaşa ürettikleri bir mamul şeklinde geldik. Henüz Tanrı’ yı dahi tanımazken sadece onları biliyorduk: Anne ve babamızı. Bir adet Havva, bir adet Adem.

Dünyaya geldik ve onu algılamaya başladık, yavaş yavaş gelişerek büyüdük. Serpildik, yetişkinliğe adım attık ve ostrojen ve testosteron hormonlarımız faaliyete geçti. Bu, doğanın erkeksek Havva’mızı, kadınsak Adem’imizi aramaya çağıran sesidir. Ve üzerine şiirler yazılan, resimler çizilen, sonsuz mutluluklarla ve derin acılarla beslenen bir yola adım attığımızı gösteren de bir işarettir.

Astroloji de, kadın erkek ilişkileri de bir çeşit kaderdir.

Doğduğumuz anda gökyüzü konumundan sahip olduğumuz doğum haritamız, belirttiğimiz üzere aradığımız eşimizin nasıl olduğuna dair ipuçlarını bize vermektedir.

Erken çocukluk yıllarımızda aynı zamanda bilinçaltımız da oluşmaya başlamıştır. Babamızı ya da annemizi tanıdıktan ya da idealize ettikten sonra, eğer onlarla sağlıklı ilişkiler kuramamamışsak, bu sağlıksız ilişki biçimi bilinçaltımızda da sağlıksız kodlanmalara sebep olabilecektir. Sağlıklı kodlanmalarla onları mükemmel görmemiz sonucu bilinçli bir şekilde babamıza ya da annemize benzeyen insanları ararken, olumsuz kodlanmalarda da bir çeşit suçluluk kompleksleriyle kendimizi suçlayarak bilinçaltımızda oluşmuş bulunan olumsuz anne baba modellerine doğru çekilecek ve bir şekilde kendimizi cezalandırma adına algıladığımız anne baba modellerine benzeyen insanlarla ilişkiye girebileceğiz ve onlarla sürekli çatışacağız. Erkekler için aranan model anne modeli olduğundan ve biz annelerimizle duygularımızı oluşturduğumuzdan, eğer annemiz tarafından hırpalanmış dövülmüş ve yeterince sevgi görmemişsek ya da annemiz evliliğinde yaralanmış bir anneyse bizim de duygusal yaralanmalarımız olacağından, doğal olarak annemiz ya da kendimiz gibi duygusal olarak yaralı kadınlara yöneleceğiz demektir.

Kadınlar için de baba teması aynı şekilde işler. Bu bire bir aynı Güneş burcundan olması gerektiği anlamına gelmez. Eğer doğum haritamızda güneşimiz Aslan burcundaysa, Jüpiterle birleşmişse ve 12. evde ise Jüpiter Yay burcuyla birlikte balık burcunun da yöneticisi olduğundan ve aynı zamanda 12. evde Balık burcunun evi olduğundan aradığımız kişi, dürüst olmakla birlikte (Jüpiter kendi evlerinde güçlü olduğundan, 12.evde de güçlüdür), balık burcunun ifade ettiği sıkıntı, hayalcilik, kısıtlanma ve kaçış temaları taşıyan, aynı zamanda yay burcunu(maceracı, özgür, sürekli yeni ufuklar arayan) esintilerini almış olan ve bu arada egosu (aslan burcundan dolayı) da güçlü ama bunu yeterince ifade edemeyen biri olabilecektir. Çünkü kişi babasını muhtemelen bu şekilde algılamıştır.

Çocukluğumuzda atılmış temeller ilerde seçeceğimiz eşle birlikte bize kaderimizi gün ve gün şekillendirmeye götürecektir.

Babanın kısıtlanmışlığı hissi çocukta derin izler bırakacak ve yaşamı boyunca belki de bir eşle bu kısıtlanmışlığı gerçekleştirmek için uğraşacaktır ve belki de yaşamının bir noktasında bu gerçeği keşfettiğinde, ‘‘Hayır! Ben bunu istemiyorum.’’ diyerek yaşamını yeniden yapılandırma yoluna gidebilecektir.

Yani kısaca Güneş’ i aslan burcunda olan bir kişinin eğer karmasında sıkıntı çekerek sevmeyi, adanmayı ve vericiliği öğrenmesi varsa, balık burcundan ya da 12.evi güçlü olan bir kişiyle yaşamlarının keşismesi olağandır. Bu bir nevi bizim kaderimizdir. Ta ki birşeyleri farkedene kadar…

İnsanların karşılaşması tamamen karmik bir durumdur. Geçmişten getirdiğimiz davranış modelleri nasıl kaderimizi belirliyorsa, kimlerle ve nasıl ilişkiye girdiğimizi de belirleyicidir.

Astrolojide, ben yay burcuyum sen de ikizler burcusun, biz birbirimizi tamamlarız şeklinde bir yorum kişiyi boş hayaller ve arayışlar içine sürükleyebilir. Çünkü biz komplike birer varlıklarız.

Güneş burcu bizim her an oluşturduğumuz ve oluşturmaya devam ettiğimiz bir burçtur. Kimse doğduğu an bir burcun özelliklerini taşıyarak dünyaya gelmez. Haritasının durumundan, yaşadığı hayat dersleriyle o burcu oluşturmaya doğru yönlenir. Bazen kişi haritasında eksik olan niteliği ya da elementi tamamlayabilmek

için, kendisiyle uyumsuz bir burca yönelebilir. Kişinin kendisinde ki eksik elemente veya niteliğe sahip olan kişiyle yaşayacağı hayat deneyimleri, o nitelik veya elementin özelliklerini kendi bünyesine katmak için olabilir. Örneğin haritasında su elementi eksik olan bir koç burcu, kaderin karşısına çıkaracağı su grubuna mensup ya da haritasında yoğun su elementi özelliği bulunan kişilerle çok fazla içiçe olabilecek ve burda ilişkiye girdiği burçlar eksik yönünü geliştirmesine yardımcı olabilecektir.

Eğer bir erkeğin harisında Ay ikizler burcunda ise, o erkek muhtemelen yaşamında duyguların ifadesi için sadece sözlerin yetmediğini, duyguların daha derin daha yoğun yaşanan bir şey olduğunu kendisine keşfettirecek hayat deneyimleri yaşamasına yardımcı olacak kadınlarla karşılaşabilecektir.

Ayrıca eş modelini tespit etmek için Güneş ve Ay’ ın diğer gezegenlerle yaptığı açılar da önemlidir. Bu açılar kimliğin ve ruhun derinliklerini ve kişinin içindeki çatışmaları ve destekleyici unsurları da gösterir.

Eğer Güneş bir kadının haritasında örneğin Pluto ile açı halindeyse aradığımız erkek modeline bir de Plutonun temsil ettiği özellikler eklenecektir. Ya da erkekse doğum haritasında Ay’ ının Pluto ile açı yapması durumunda da aynı durum oluşacaktır.

Güçlü, kontrolü seven ve kişinin dönüşümüne hizmet edecek bir eş özelliği ortaya çıkacaktır. Kollektif gezegenlerin Güneş ya da Ay’la açı içinde bulunmaları durumunda kişinin yaşadığı ilişkiler daha çalkantılı ve yoğun olacaktır.

Özellikle Akrep burcunun güçlü olduğu haritalar ve güçlü Plutonik etki kişinin yaşamındaki tutkulu aşkları gösterecektir. Güçlü Pluto etkisi bir diğerinin herhangi bir kişisel gezegeni ile birleşiyorsa etki altında ki kişi yoğun bir dönüşüm deneyimine doğru sürüklenebilir ve kendini bundan koparması hemen hemen imkansızdır.Hatta ilişkiler öylesine güçlü yaşanacaktır ki, kişi ölümüne bir mücadeleye bile girebilecektir.

Bu yoğun enerji kişiyi daha yüksek platformlara da taşıyabilecektir. Böyle durumlarda taraflar arasında aşkın ve seksin şiddeti de oldukça güçlü olabilecektir. Ve bu güçlü etkiler kişiyi bir dönüşümden, başka bir dönüşüme bile sürükleyebilecektir. Hatta bu ilişkiden çıktıktan sonra kişi kendini yeniden yapılandırmak için uğraşmak ve yıkıntıları onarmak için uzun bir süre çabalamak zorunda kalabilecektir de.

Balık burcunun güçlü olduğu haritalar ya da güçlü Neptün etkisi altında olan kişiler daha idealize ettikleri bir aşkı yaşarlar. Aşık oldukları kişileri olduklarından farklı algılarlar ve onu olduğundan daha fazla gözlerinde büyütürler. Bu uğurda tüm yaşamlarını idealize ettikleri aşklarına bile adamaları mümkündür. Bu belki de yaşamın acı gerçeklerinden kaçmak için de buldukları bir çıkış yolu olabilir.

Güçlü Neptün etkisi altında olan kişiler asla ulaşamayacakları kişilere platonik bir aşk da besleyebilirler. Herhangi bir burçta Güneş-Neptün birleşimine sahip kişilerde de buna benzer durumlar yaşanabilir. Neptün etkisi kişiyi asla bulamayacağı bir kişiyi umutsuzca arayışa da sürükleyebilir. Özellikle bu durum sanatsal eserlerin beslenme kaynağı olabilir. Sanatçılarda görülen Neptün etkisi kişiyi umutsuz aşklara, hayal kırıklıklarına sürüklerden bu duygulardan inanılmaz sanat eserleri çıkması da muhtemeldir.


Kova burcunun güçlü olduğu haritalar ya da güçlü Uranüs etkisi altında olan kişiler toplumsal olarak normal kabul edilen sınırların dışında aşk ve ilişki yaşamaya meyillidirler. Kişiyi geleneksel kurallara karşı çıkmaya meyilli kılan Uranüs etkisi daha sıradışı ilişkilerin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Evlilik dışı ilişkiler, evlilik gerçekleştirmeden kurulan beraberlikler, sadece bir kişiyle değil aynı an da birden fazla kişiyle kurulanilişkiler ve cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin duyulan ilgiler güçlü Uranüs etkisinin kişiler üzerindeki yansımalarıdır. Özellikle erkeklerde Mars’ ın dişi burçlarda ve zayıf bir konumda olması ya da kadınlarda Venüs’ ün eril bir burçta ve baskı altında bir konumda olması kişiyi bu tarz eğilimlere sürükleyebilir.

Bu etkinin olumsuz tarafı, fazla radikal tavırlar kişiyi toplumdan bir adım ileri götürebilirken, aynı zamanda aykırılık özelliği yüzünden toplum tarafından eleştirilme ve hatta dışlanma durumlarına sebebiyet verebilir.


Doğum anımızda ki Güneş ve Ay konumunun incelenmesinden, aradığımız eşin nasıl olduğuna dair bazı ipuçları yakaladık diyelim. Peki bu eşlerle nasıl diyaloğa gireceğiz, ilişkiyi nasıl başlatacağız. Bize bunun ipuçlarını haritalarımızdaki Venüs ve Mars’ ın konumları verecektir.


Venüs bizim nasıl ilişki kurduğumuzu, Mars ise nasıl harekete geçtiğimizi ve cinsel gücümüzü ifade eden sembollerdir. Ateş elementinde bulunan bir Güneş’e sahipken, su elemetinde bir Venüs'ümüz olabilir. Oldukça güçlü, atak, kendinden emin ve şaşaalı görünürken, ilişki kurmaya gelince birden ürkekleşip, dengesiz davranışlar gösterip, geri çekilebiliriz. Böyle durumlar gene hayatımızda çatışmalı olayları ve ilişkileri kendimize çektiğimizin de birer habercisidirler. İç dünyamızda bir sorun yaşanıyor ve bu ilişkilerle dışarı yansıyordur.


İlişkiler kendimizi keşfettiğimiz ve deneyimlediğimiz birer araçtır.

Güçlü bir Güneş burcuna sahipken zayıf bir Mars konumu varsa haritamızda, önümüze gelen fırsatları kaçırabileceğimiz, adımları atmakta zorlanabileceğimiz hatta ilişkilerimizde cinsel problemler yaşayabileceğimizi gösterir ve bu da güçlü olan Güneş’imizi yani kimliğimizi zayıflatarak bizi mutsuzluklara sürükleyebilecektir. Ve bu durumları yaşayacağımız hayat tecrübelerini bize yaşatacak insanları da, çoğunlukla hayatımıza farkında olmadan davet ederiz. Bu arada, biz bunları yaşarken karşımızda ki kişinin de haritasında, bizim yaşadıklarımıza benzer sıkıntıları yaşatacak kombinasyonları görmek olasıdır. Yani bu karşılaşmalar tamamen karmik karşılaşalardır. Kimse kimsenin karşısına tesadüfen çıkmaz.

Dünyada yaşayan milyarlarca insan varken, neden bizim yaşamımız az sayıda insanın etrafında dönüyor? Bütün bunlar haritanızda saklıdır.


Dünyada yaşayan milyarlarca insanın haritaları farklıdır ve kişilerin karşılaşmalarının

gerçekleşebilmesi için, her harita arasında iletişim olması gerekir ki, bu imkansızdır. O halde karşımıza çıkan kişilerin bizim kaderimizi belirleme de etki sahibi oldukları gerçeğini bir tarafa koyarak, ilişkileri irdelemeye devam edelim.

Astrolojide ilişkileri incelemek için de özel bir yöntem vardır. Bu yöntemin adı Sinastri’dir. İki kişinin haritasının birbiriyle karşılaştırılması metodudur. Birbirlerine karmik bağlarla bağlanmış kişilerin haritalarında, haritalarda ki kişilik özelliklerini sembolize eden gezegenlerin birbirleriyle temas ettikleri görülür. Örneğin taraflardan birinin Ayı ile diğerinin Güneş’inin açı yapması, Venüs ve Mars’ların arasında bunu destekleyici açının da bulunması gerekmektedir. Uyumlu açılanmalar ilişkinin daha rahat aktığını gösterirken, uyumsuz açılar taraflar arasında çıkacak çatışmaları, anlaşmazlıkları ve bunların hangi hayat alanlarından kaynaklanacağını gösterir. Ayrıca ilişkinin uzun süreli bir ilişki olabilmesi için muhakkak Satürn etkisinin iki harita arasında görülmesi gereklidir.

Bu karşılıklı ilişki içine yükselen burçlarında aktif olarak katıldığı görülür.Özellikle de 1. evimize ve 7. evimize düşen gezegenleri olan kişiler ilişkilerimizi belirlemede de söz sahibi kişiler olacaklardır. 1. evimiz ya da yükselen derecemiz bir başka kişinin gezegenleri tarafından uyarılıyorsa bu kişiler bizim kimliğimizi oluşturmamızda etken kişiler olacak demektir. 7. evimizi gezegenleri ile uyaran kişilerse ilişkilerimizi oluşturmada ya da yönlendirme de söz sahibidirler. Kadınsak eğer 7.evimizi aydınlatan Güneş’in sahibi yöneldiğimiz ve ilgimizi çeken bir kişi olabileceği gibi ikili ilişkilerimizde bizi etkileyen kararlar almamıza yardımcı olabilecek bir kişi de olabilecektir. Ya da 7. evimize Satürn’ünü yerleştiren bir kişi bizim ikili ilişkilerimizde engelleyici, kısıtlayıcı ve geciktirici etkiler yaratabilir. 1. eve ya da yükselen burç üzerine yerleşen bir Satürn ise etkisi kişinin kimlik gelişiminde engelleyici, korku getirici ve baskılayıcı bir şekilde çalışır.

İki kişinin haritası karşılaştırılırken erkeğin Ay’ının kadının Güneş’i ile gene erkeğin Venüs’ünün kadının Mars’ı ile nasıl bir ilişki içinde olduğuna bakılır. Erkekte aranan kadın modeline uygun olup olmadığı dişi gezegenler olan Ay ve Venüs’ün, kadında ise aranan erkek modeline uygun olup olmadığı eril gezegenler olan Güneş ve Mars’ın birbirleriyle yaptıkları açılara bakılarak anlaşılır.

Eğer iki ikişinin harita karşılaştırmasında Ay ve Güneş arasında uyumlu açılar sözkonusu fakat Venüs ve Mars arasında bir açısızlık durumu hakimse tarafların ilişkisinde özellikle sosyal ve cinsel bakımdan yetersizlik ve uyumsuzluk durumugörülebilecektir. Bazen Mars’ların işe karışmadığı ama Venüs’lerin uyumlu olduğu durumlarda kişiler ortak sosyal zevkleri taşıdığından çok iyi arkadaş olabileceklerdir ama ortada aşk ya da cinsel çekim olmayabilecektir.

Aylin Yabanoğlu

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
01-18-2008 03:53 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #2
Cvp: Astrolojide Aşk Başkadır
Astrolojide Aşk Başkadır- 2.Bölüm

İki kişinin karşılıklı harita uyumunu incelerken, kişilerin birbirlerinin hangi hayat alanlarını canlandırıp, hangi alanlarda sıkıntı ve sorun yaşatacağını ise, kişilerin gezegenlerinin birbirlerinin doğum haritalarında ki hangi evlere düştüğüne bakarak da görmek mümkündür. Kişilerin doğum haritalarında bulunan gezegenler birbirlerinin evlerini uyarabilirler. Bu da bir nevi kaderi gerçekleştirme yönünde çalışır. Duygularına kulak tıkamış ve kendi içine yabancılaşmış kişilerin ya da çocukluğundan gelen bazı sorunları yetişkinliğe taşımış kişilerin 4. evleri bir başka kişinin gezegenleri tarafından uyarıldığında kişi o kişinin yardımıyla ya da varlığıyla kendisini, kendisiyle, duygusal sorunlarıyla karşı karşıya getirebilecek ve duygularıyla yüzleştirebilecek bazı hayat deneyimleri yaşayabilir.

Kişiler birbirlerinin doğum haritalarındaki evlerini uyarırken gezegenlerini de uyarırlar. Örneğin taraflardan birinin Venüs gezegenine diğer harita sahibi uyumlu bir Jüpiter desteği veriyorsa, Jüpiter gezegenine sahip kişi Venüs sahibi kişiye zengin bir sosyal çevre kazanmasına yardımcı olabilir. Ya da Jüpiter yerine Satürn’ ü ele alırsak, Satürn sahibi kişi Venüs sahibinin ilişkilerine kısıtlama getirecek ve ona ilişki kurarken daha temkinli olmayı öğretebilecektir. Eğer bu Satürn-Venüs etkileşimi sert açılarla oluşuyorsa bu durum engelleme, kısıtlama, korku ve hatta baskı şekline dönüşebilecektir. Ya da eğer Jüpiter sert bir açı yapıyorsa, Venüs sahibi kişi ilişkilerini abartılı bir boyutta yaşayabilecek ve sosyal çevresinin kontrolü elinden çıkabilecektir. Bütün bunlar hayatın karşımıza çıkarttığı kişilerle verilen yaşam dersleridir.

Bazen bazı ilişkiler bize çok fazla azap verir, ama bu azaplı ilişkiler hayatımızı yönlendirecek başka potansiyellerin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Yani biz aslında başka bir neticeye ulaşmak için farklı hayat deneyimlerinden geçiyor olabiliriz. İlişkiler bizim varoluşumuzu gerçekleştirmeye yarayan birer basamaklar da olabilir. Çok fazla eş baskısı altında kalan bir kadın, azaplı ve kısıtlanmış ilişkisinden sonra belki de bir birey olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlayacaktır.

Hayatımızın belirli zamanlarında, bazı insanlar hayatımıza ansızın girebilir.

Örneğin eğer ilerlemiş Ay’ınız Yengeç burcundan geçiyorsa, hayatımıza birden Yengeç özellikleri taşıyan kişilerin doluvermesi şaşırtıcı olmaz. Çünkü biz orda duyguları, hassasiyeti, duygularla başetmeyi, duyguları ifade etmeyi ve yaralarımız varsa onları onarmayı deneyimliyor olabiliriz. Karşımıza her çıkan insan, bizim için bir öğretmen ve bir hayat dersidir. Sonra da süre dolduğunda çıkar giderler. Ve biz bir yaşam dersini daha deneyimlemiş, kendimize yeni özellikler katmış, gölgelerimizle yüzleşmiş ya da eğer dersleri alamamışsak eskisinden daha karmaşık durum da kalmış olabiliriz. Herşeyden önce kişinin kendini tanıması, bütün bu dersleri kişinin gelişimine faydalı ve sağlıklı olabilecek şekilde yaşamasına yardımcı olur.


Astrolojide ilişkilerimizi belirleyen bir de 7.ev kavramı vardır.

Güneş ve Ay aradığımız eş modellerini belirlerken, 7. ev çekildiğimiz kişileri belirler. 7. ev artık bildiğiniz üzere ikili ilişkilerimizi tanımlayan evdir. 7. evin bilinen adı evlilik evidir. Yükselen burcumuz dış dünyaya tavrımızı, duruşumuzu belirlerken, tam karşısında olan ve alçalan olarak adlandırdığımız 7. ev çizgisi birebir ve yakın ilişkilerdeki tavrımızı ve ne tür insanlara çekildiğimizi gösterir. Yakın dostluklar ve büyük düşmanlıklar da bu ev de gerçekleşir. Bu yüzden aşk ve nefret aslında çok içiçe geçmiş kavramlardır. Deli gibi aşık olduğunuz kişiye aşk bittiğinde nefret duyabilirsiniz. Ya da en yakın arkadaşınızı size verdiği bir zarardan dolayı affetmeyerek ona kin besleyebilirsiniz. Çünkü 7. ev ilişkilerde samimiyeti belirleyen bir evdir ve bu yüzden 11. evden farklı bir anlam ifade eder. 11. evde aynı amaçlar ya da aynı idealler doğrultusunda kişiler bir araya gelir ama ilişkiler daha mesafelidir. Bu amaçlarla kurduğunuz ilişkilerden zarar gördüğünüz de, bu sizi fazla yaralamayabilir. Hatta çok çabuk unutabilirsiniz de.

7. ev de ise durum farklıdır, bu evde çok yakın beraberlikler kurulur; içinizi, kalbinizi açtığınız, kendinizi karşınızdakinden sakınmadığınız beraberlikler…

Partnerimizi ya da hayat arkadaşımızı belirleme de, 7. evin oldukça iyi incelenmesi de gerekir.

Örnek vermek gerekirse 7.evinde Boğa burcu bulunan bir insanın ikili ilişkilerde oldukça sabırlı, güven arayıcı ve sahiplenici tarzda davranacağını gözlemleyebiliriz. 7. ev bizim ikili ilişkilerde nasıl davrandığımızı belirlerken, aynı zamanda da nasıl insanlarla daha yakın diyalog içine girebileceğimizi de gösterir. Eğer biz ikili ilişkilerde örneğin bir Koç burcu gibi atak davranıyorsak, haliyle atak olan insanlarla daha rahat ilişkiye girmemiz normaldir ve onlara doğru adeta çekildiğimizi hissederiz. Eğer Boğa burcu gibi sakin ve sabırlı isek, doğal olarak da, bu tarz insanlarla daha rahat ve arzuladığımız gibi bir ilişkiye girebiliriz. Daha yavaş gelişen ilişki modeli bizim doğamıza daha uygun olacağından, koç burcu gibi atak insanlarla çatışma yaşayacağız demektir. Eğer biz bir koç burcu gibi ataksak ve karşımızda ki Boğa burcu gibi ağırsa ilişkinin daha başlangıcında yanlış giden ve birsüre sonra her şeyi tepetaklak eden durumlar söz konusu olabilecektir.


İkili ilişkilerimizdeki davranış biçimimizi belirleyen 7.evimiz elbette ki bir ilişkinin kurulması için yeterli değildir. Peki nedir sırada gelen unsur?


Bu, 7.evimizin yönetici gezegenidir. Eğer 7.evimizde boğa burcu yeralıyorsa, yöneticisi olan Venüs gezegeninin bulunduğu burç ve ev konumu ile incelememize devam etmemiz gerekir. Eğer Venüs, örneğin yengeç burcunda yer alıyorsa, ağır kanlı ve sabırlı davranışımıza bir de sezgisel ve içe kapanık ilişki kurma tarzımız da eklenecek demektir. Bir Boğa burcu gibi sakin, sabırlı, sahiplenici ve ağır, bir yengeç burcu gibi içe dönük, sezgisel ve ürkek.

Peki 7. evimiz de gezegen bulunması durumunda ne olacak?

Diyelim ki 7.evimizde bir de Jüpiter gezegeni bulunmakta… Jüpiter bilindiği üzere astrolojide şans getiren, çoğaltan bir gezegendir. 7.evde bulunan Jüpiter bizi ikili ilişkilerden yana şanslı ve talihi bol kişilerden yaparken aynı zamanda boğa burcunda bulunması sebebiyle bizim sakin, ağırkanlı ve sahiplenici durumumuzu da abartmamıza yol açabilecektir. Ayrıca Jüpiter hem yay burcunun hem de balık burcunun gezegeni olduğu için, toprak burcuna ait bir burç olan boğa burcunda, ne yay burcundaki gibi dışa dönük ne de balık burcundaki gibi içe dönük keşiflerde çalışamayacak ve toprağa sabitlenmiş adeta çakılmış vaziyette, bulunduğu yerde çok fazla ve zaptedilmesi güç bir enerji üretebilecektir. Bu sebeple de olumsuz çalışarak kişiyi çok fazla gönül macerasına sürükleyebilecektir. Hatta belki de birden fazla evlilik verebilecektir. Ve evlilikler belki de boğa burcundaki sahiplenme duygusunu artıracağından aşırı kıskançlık ve inatlaşma gibi davranış biçimleriyle de zarar görebilecek ve ayrılmayla sonuçlanabilecektir. Jüpiter aynı zamanda hukuku da temsil ettiğinden, bu durum ikili ilişkileri yüzünden belki de kişiyi çok fazla hukuksal sorunla karşı karşıya bırakabilecek, boğa burcunda yer alması sebebiyle de maddi zararlara uğratabilecektir. Bu arada Boğa burcunun yönetici gezegeni Venüs yengeç burcundayken, aynı zamanda da 9. evde olduğunu varsayarsak, yani yay burcunun evinde, sezgisel ve içe dönük ilişki kuran kişi bu sefer de yabancı ülkelerde yaşayan kişilerle ilişki kurma yahut yabancı kültürlerle yabancı felsefelerle ilgilenen kişilerle ilişki kurma potansiyeli taşıyacaktır.

Yani kısaca Güneş’imizi ya da Ay’ımızı yani eşimizi ararken 7. ev yardımıyla ona ulaşmaya çalışırız. 7. evle kendimize ait davranış modelleri geliştiririz, annemiz ve babamızdan farklı olarak.

İlişkiler astrolojik dilde ifade edilirken, oldukça karmaşık değil mi ? Tıpkı hayat gibi…


Diyelim ki eşimizi ararken 7. ev yardımıyla ilgi duyduğumuz insanlara yöneldik, onları bulduk ve aşkımızı yaşarken kendimizi oluşturmaya başladık. Peki aşkı nasıl yaşarız ve ardından gelen ortak paylaşımları, cinselliği nasıl yaşarız. Bunlar 5. ve 8. evin incelenmesi ile ortaya çıkacaktır. Bu konuları bir sonra ki yazıya erteleyerek şimdilik çok önemli bir konu olan Satürn’ün hakim olduğu haritalara bir göz atalım.

Satürn’ün baskın olduğu haritalarda, karmik ilişkilerdeki yükler sözkonusudur. Geçmişten gelen yük omuzlarınıza adeta taşıyamayacağınız ağırlıkta yüklenmiş olabilir. Bu durumu şu atasözüyle açıklamak mümkün.

"Dedenin yediği koruk erik, torununun dişini kamaştırırmış!


Yani biz geçmişte yapılan hataların bedelini ödeyebiliriz. Bu yüzden kişi farkettiği anda bu yükleri temizlemeli ve kendisinden sonra gelecek kuşağa gereksiz yükler aktarmamalıdır. Bunu örnekleyecek olursak, hırsızlık yapmış birinin çocukları hırsızın çocuğu damgasını yiyecek ve bu damga kuşaklar boyu aktarılarak devam edecek, nesillerde ağır karmik durumlara sebebiyet verebilecektir. İlerleyen zamanlarda belki bu bilgiler unutulacak ama genetik aktarımlarla nesilden nesile suçluluk duygularıyla aktarılarak kaderi belirleyici bir tarzda çalışacaktır. Bu durum çocuklarda ağır vicdan hesaplaşmaları oluşturabilecek ve kişi bu hesaplaşmalarda ilişkiye gireceği kişilerle ağır hayat dersleri yaşayabilecek ve yaşatabilecektir.


Satürn’ ün temas ettiği her yerde, zor dersler sözkonusudur.

İlişkiler anlamında ele alınırsa, özellikle Satürn 7. evde, Satürn terazi burcunda ya da Venüsle açı yapan Satürn, ilişkilerde zorluklar, sıkıntılar, engellenmeler getirebilecektir. Ama Satürn özünde o kadar da kötü bir gezegen değildir. Size karmik yükler yüklerken, size bundan kurtulmanın yolunu da gösterir. Aslında karmik yükleri sırtlarına yükleyenler, insanların bizzat kendileridir. Satürn ise, bunu farkettirene kadar insanın sırtına çöker, durur. Eğer bu yükleri farkedip kurtulmak için çabalar ve bunu başarırsanız, size bilgeliğin ve olgunluğun yolunu açacaktır. Satürn’ün 7. ev veya Venüs’le teması bunu ilişkiler yoluyla yapacağını gösterir. Satürn bu saydığım durumlarda adeta kişinin bir nevi sabrını da ölçer nitelikte çalışır. Venüs’le temas etmesi durumunda Terazi burcunun bulunduğu eve bakmak gereklidir. Çünkü Venüs Terazi’de ilişkiler anlamında çalışır. Satürn’ün Venüs’ le ilişkisinde, dersleri alırken etkilenen hayat alanınız sadece Satürn ve Venüs’ün bulunduğu evler değil Venüs’ün yöneticisi olduğu Terazi burcunun da ev konumudur. Venüs’ün Oğlak burcunda olması da Satürn’ ün ilişkilere temas etmesinin bir başka şeklidir.

Güçlü Satürn etkisine sahip kişiler yaşamları boyunca kendilerini kıstırılmış hissedecekleri ve duygular yoluyla yaşayacakları üzücü maceraları deneyimleyebilirler. Bir kişi sizin üzerinizde güçlü bir Satürn etkisi kuruyorsa bu alanda size oldukça sıkıntılı ve acı dolu deneyimler yaşatacağı ve bir anlamda da bu deneyimlerle kişiliğinizde varolan bazı sorunlarla yüzleşme noktasına getireceği ve bu süreç acı deneyimlerle yaşansada, belki de farkında bile olmadığınız içsel sorunlarınızdan kurtulmanıza, arınmanıza yardımcı bir etkisinin olacağını da söyleyebiliriz.

Neden bazı insanlarla kısa süren karşılaşmalarımız vardır? Neden öylesine birbirimize teğet geçer gideriz?


Kişilerin bazen karşısına neden çıktığını anlamadığı durumlar da vardır. Örneğin kısa süreli ya da anlık karşılaşmalar… Bunlar hızlı giden gezegenlerin bize oynadıkları küçük küçük oyunlardır. Bir Merkür transiti ya da bir Venüs transiti bize böyle karşılaşmalar getirebilir. Bu tıpkı iki kişinin haritaları arasında bulunan Venüs ve Mars’ları arasında açılanmaların bulunduğu karşılaşmalardır. Yoğun bir çekim ve etkileşme, kısa süreli diyaloğa ya da ilişkiye girme ve birden bitme. Çünkü bunlar büyük senaryonun küçük parçalarıdır. Hepsi bir amaca hizmet eder. Eğer yoğun duygusal çatışmalarınız varsa ve ideal eşinizi bulamıyorsanız, bu karmaşada hayat size küçük karşılaşmalar hazırlar; sizin farkındalığınız ve durup sorgulamanız için. Ya da sadece birkaç saat ayaküstü konuştuğunuz bir kişi, size tüm geleceğinizi etkileyen bir mesaj veriyor olabilir. Özellikle Ay, hızlı geçişleri sırasında bu tür karşılaşmaların oluşumunda tetikleyici olarak çalışabilecektir.

Bazı insanların haritalarında gerilimli açılar azdır, uyumsuzluklar fazla değildir. Bu insanlar yetişkin olduklarında eşlerini bulur, onunla yaşar giderler. Eşruh arayışı bu insanlara yabancı bir kelimedir. Onların bir eşleri vardır. Kendilerince mutludurlar ama genel olarak yaşamlarına baktığınız da, gelişme yok denecek kadar azdır.

Zorlu açılarla dolu haritalarda, özellikle ilişkilerde yoğunlaşmış zorluklar mevcutsa bu durum sizi sürekli bir arayışa iterek, sizi geliştirebilecektir de.

Aşk ve ilişkiler de tıpkı karşımıza çıkan diğer yaşam unsurları gibi bizi eğiten bizi olgunlaştıran faktörlerdendir. Gerçek sevgiye giden yolda bir yığın aşk yaşayabilirsiniz ama bunun asıl amacı bir şekilde karmanızda bulunan zehirli tortuları farkedemediğiniz için iyice yerleştirmek yahut karmanızda bulunan zehirli tortulardan farkettiğiniz an da kurtulabilmek olabilir. Bunu farkettiğiniz an da aşk ile ilgili davranış biçiminizi gözden geçirin. İlgi duyduğunuz, yöneldiğiniz kişilere neden yöneldiğinizi anlamaya çalışın. Bunlar da sizin kendinizi tanıma yolunuzu aydınlatacak birer ışıktır.


Görebilen göz için, her insan bir hayat deneyimidir. Herkes özünde gerçekten sevebilme potansiyeli taşır ama sizin için doğru olan kişiye aşk duygusunu yönlendirebilmeniz, sizin daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmenize yardımcı olur.

Aşk, acı çekmek demek değildir. Acıyı sadece içimizdeki karmaşalar yüzünden yaşarız. Ve bu karmaşalardan kurtulabilmek de kendi elimizdedir.

Gerçek aşkı arıyor ve bir türlü bulamıyorsanız, bunun sebebi belki de sizsinizdir.

Aylin Yabanoğlu

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
01-18-2008 03:55 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
yaren Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 239
Üyelik Tarihi: May 2007

Rep Puanı: 1

Mesaj: #3
RE: Astrolojide Aşk Başkadır
yazılar çok güzel beyhan cım....ama okurken bazen acı bir ahhh döküldü dudaklarımdan...:(

özellikle ikinci yazıdaki şu paragraf çok güzel anlatmış işin özünü...

(görebilen göz için,her insan bir hayat deneyimidir.herkes özünde gerçekten sevebilme potansiyeli taşır ama sizin için doğru olan kişiye aşk duygusunu yönlendirebilmeniz,sizin daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmenize yardımcı olur.)

forumdaki bekar arkadaşlar....lütfen bu yazıyı okuyun ve düşünün gerçekten doğru insanlamı birliktesiniz?....".keşke "ler canınızı acıtmadan "iyiki" lere asılın bence.....)

Full Time Şerefsiz Olacağına,Part Time İnsan OL......
01-18-2008 08:05 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
tiny Çevrimdışı
Üye
**
Kayıtlı

Mesajlar: 9
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 0

Mesaj: #4
RE: Astrolojide Aşk Başkadır
çok duygusal... hemen bı sınastrı uyumu baktırmak lazım yoksa dhaa cok duygulanmayalım derım...

astrolojide aşk başkadır .... gülücük
02-20-2008 04:28 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #5
Cvp: Astrolojide Aşk Başkadır
EBEDİ AŞK VE KARMİK EŞ

Aşkın ömrü nedir ? Bunu basit bir şekilde, aşkı başlatan gezegene bağlıdır diye yanıtlayabiliriz. Eğer Jüpiter transiti başlatmışsa süresi on yıldan uzundur. Satürn transitinde olgunlaşmaya başlamışsa ömrüne otuz yıla yakın değer biçebilirsiniz. Fakat, Venüs transitinde kucağınıza aniden düşen bir aşk iki sene sonra bitebilir. Bunlar astrolojinin temel gerçekleri. Şimdi, neden bazı aşklar sonsuza kadar sürüyor, veya karmik eşler birbirini nasıl buluyorlar gibi sorular aklınıza gelebilir. Öyle ya, neden bazen aşk insanın yüreğini yıllarca mengene içinde tutar ? Sevgilinin saçının bir tutamını kalbin üzerinde muska gibi taşımaya hangi güç iter ? İnsan, nasıl olurda yirmi dört saat çarpı altmış dakika boyunca sürekli bir insanın hayali ile yaşar ?
astromistik

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
11-11-2008 01:40 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
SoL@RÎ$ Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip
lt=
Mesajlar: 197
Üyelik Tarihi: Oct 2008

Rep Puanı: 2

Mesaj: #6
Cvp: Astrolojide Aşk Başkadır
beyhancım yazının harika oldugunu sölemek istiyorum yazıyı okurken aklıma çekim yasası geldi neyi istersek onu kendimize çekeriz ,dogruya biz insanız hep daha iyiyi iyininde iyisinini istiyoruz peki biz nasıl olgunlaşıcaz hani acıyı tatmadan tatlının tadına varılmazmış ya demek ki satürn bizim hayat yolumuzun ögretmeni...
ben zamanında çok aşık oldum beni sevdiklerini bile bile yaklaşmadım onlarahepside yengeç özellikleri olan erkeklerdi..çok yara aldımve çok şey ögrettiler saolsunlar kalp aşk işi insanı en yaralayan ders veren olay bence insanların en zayıf yerleri o pamuksker gibi yumusacık korunmasız kalpleri,en acıyan yerleri neyse uzatmayalım ahh ahh eskiler içimi burktu yine
yazıyı çok begendim artık ilişkilerimde astroloji ışıgıyla hayata katmak çok daha güzelleştiriyo bu serüveni
yazıda geçen su uyumlu ve sert açısı olmayan haritaların durumu dikkatimi çekti umarım o taz bir haritaya sahip değilimdir simdi-kızdım ders alınmamış boşa geçen zaman bana göre değil ben ruh eşimi arıyorum ve umarım bulmusumdur astrolojiyi ögrenebilirsem bu işi baya kolaylaştıracak evill

<3<3<3<3 Değişmeyen Tek Şey "" Degişimin"" Kendisidir <3<3<3<3


ємѕαℓѕiz ∂üşℓєя ask
11-11-2008 05:08 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Lajâ Çevrimdışı
.::скорпион::.
*****
Scorpio Vip
lt=
Mesajlar: 131
Üyelik Tarihi: Jan 2010

Rep Puanı: 44

Mesaj: #7
RE: Astrolojide Aşk Başkadır
Alıntı:Güneş burcu bizim her an oluşturduğumuz ve oluşturmaya devam ettiğimiz bir burçtur. Kimse doğduğu an bir burcun özelliklerini taşıyarak dünyaya gelmez. Haritasının durumundan, yaşadığı hayat dersleriyle o burcu oluşturmaya doğru yönlenir. Bazen kişi haritasında eksik olan niteliği ya da elementi tamamlayabilmek için, kendisiyle uyumsuz bir burca yönelebilir. Kişinin kendisinde ki eksik elemente veya niteliğe sahip olan kişiyle yaşayacağı hayat deneyimleri, o nitelik veya elementin özelliklerini kendi bünyesine katmak için olabilir.

Örneğin haritasında su elementi eksik olan bir koç burcu, kaderin karşısına çıkaracağı su grubuna mensup ya da haritasında yoğun su elementi özelliği bulunan kişilerle çok fazla içiçe olabilecek ve burda ilişkiye girdiği burçlar eksik yönünü geliştirmesine yardımcı olabilecektir.

çok güzel ifade edilmiş..

Bizi başınızdan geçenler değil kafanızdan geçenler ilgilendirir..
. .. . . ... .. .. ...
.. .
. .. . ... .
. . ..
03-20-2012 03:44 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #8
RE: Astrolojide Aşk Başkadır
Alıntı:Güneş burcu bizim her an oluşturduğumuz ve oluşturmaya devam ettiğimiz bir burçtur. Kimse doğduğu an bir burcun özelliklerini taşıyarak dünyaya gelmez. Haritasının durumundan, yaşadığı hayat dersleriyle o burcu oluşturmaya doğru yönlenir. Bazen kişi haritasında eksik olan niteliği ya da elementi tamamlayabilmek için, kendisiyle uyumsuz bir burca yönelebilir. Kişinin kendisinde ki eksik elemente veya niteliğe sahip olan kişiyle yaşayacağı hayat deneyimleri, o nitelik veya elementin özelliklerini kendi bünyesine katmak için olabilir.

Örneğin haritasında su elementi eksik olan bir koç burcu, kaderin karşısına çıkaracağı su grubuna mensup ya da haritasında yoğun su elementi özelliği bulunan kişilerle çok fazla içiçe olabilecek ve burda ilişkiye girdiği burçlar eksik yönünü geliştirmesine yardımcı olabilecektir.

Ay burcu biraz daha farklı oluyor onu belirtmeliyim

Ay burcu zaten aşina olduğumuz ( içsel olarak bildiğimiz, sığındığımız, güvende hissettiğimiz, köklerden gelen ) özellikleri ifade eder.

Yani evet Güneş burcunu oluşturmaya, geliştirmeye devam ederiz ama Ay burcu zaten içimizde olan ( zamanla gelişmesine gerek olmayan çünkü zaten köklerimizden bolca bize geçmiş olan ) özelliklerdir.

Ay burcunun pek çok kişide daha baskın görünmesi ( olması değil, görünmesi ) belkide bu yüzden.

03-20-2012 04:02 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir