Değerlendir:
  • 14 Oy - 3.14 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
Yazar Mesaj
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #1
SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
DÖNÜŞÜM ZAMANLARI:

SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ


Verena Bachmann

Ruhsal Planetler olarak adlandırabileceğimiz Uranüs, Neptun ve Pluto’nun (bilinçdışına, kollektiv bilinçdışına ilişkin veya Satürn'ü aşan veya kişiselliği aşan planetler) transitleri pek çok astrologda şüpheyle karışık bir olumsuzluk beklentisi yaratırlar. Bireyi derinden etkileyerek yaşamsal önem taşıyan sonuçlara götüren olayların tetiklenişini çoğu kez rasyonel bir yaklaşımla açıklamakta zorlanırız. Bu transitler çoğu kez yaşam akışımızı kişisel ötesi bir enerji ile doldururlar. Sanki yabancı bir el dış dünyadan bize uzanır, kader tehditkarca ağlarını örer. Bu şekilde hayatımıza giren, yaşamak zorunda kaldığımız her türlü olay, açıklamakta, anlamakta zorlandığımız her türden deneyim aslında bundan sonraki yaşamımızın temeli olmaya aday değişim fırsatlarını barındırırlar. Yaklaşmakta olan Uranüs, Neptun ve Pluto transitlerinden haberdar olmak bizi bir yandan korkutsa da diğer yandan çok faydalı olabilir. Bugünün dünyasında yaşadığımız pek çok değişimin söz konusu planetlerin enerjilerini ve temalarını anlamamız açısından çok faydalı olduğu bir gerçektir. İçinde yaşanılan zamanın kalitesi tıpkı akan bir nehir gibidir; onu durdurmak olasılığı yoktur. Yapmamız gereken akıntıya karşı kürek çekmek pahasına illa ki gitmek istediğimiz yöne doğru delice uğraş vermek yerine içinde yaşanan zamanın kalitesini ve buna bağlı gerekleri anlamak olmalıdır. Böylece bir yandan da öylesine akıntıya kapılıp sürüklenmekten kurtuluruz. Her şeyden önce zaman içinde yolculuk fantezisine karşın insanoğlu için henüz bu zaman nehrinden dışarıya atlamak mümkün görünmüyor. Ve yaşam deneyimleri de gösteriyor ki akıntıya karşı yüzmek olağandışı bir güç gerektiriyor ve sonunda elde edilen (eğer mümkün olmuşsa) asla kalıcı ve birey için gerçekten anlamlı olmuyor. Bu makalede bu üç planetin transitlerinin yeni bir duyguyla yaşanabilmesine yardımcı olabilecek konulara değineceğiz.

Neleri göz önünde bulundurmalıyız?

Kişiselliği aşan planetlerin transit etkileri yıllar süren zaman dilimlerini kapsarlar. Etkiler tam açının oluşmasından 5 derece evvel başlayarak 2 derece sonrasına kadar uzayabilirler. Bir tür nekahet devresi diyebileceğimiz son dönemde de transit tema hızlı hareket eden her hangi bir başka planetin tetiklemesiyle tekrar akut bir hal alabilir. Gizli olan enerji hızlı hareket eden diğer planet üzerinden günlük hayatımıza, kişisel yaşamımıza taşınır ve sonuçta biz asıl transitin temasının çözülmesi gereken yanıyla yüzleşiriz. Örneğin hareket halindeki Ay genellikle söz konusu planeti kavuşum, karşıt veya kare durumlarında haftada bir kez aktive edecektir. Ayrıca diğer kişisel planetler de bu esnada gerilimli açılarla transit temaya dahil oluyorlarsa sembolize ettikleri alanda önemli gelişmelere sebep olurlar. Eğer Yeni Ay konumu varsa veya kişisel bir planetin durağan hali ağır hareket eden bir planetin transitine değiyorsa özellikle uzun süreli olacak bir etkiyi hesap etmek gerekir: sanki kozmik bir parmak bize ödevimizi cesaretle kavramamızı ısrarla işaret edip durmaktadır.

Diğer planetlerde olduğu gibi Satürn-ötesi planet transitleri de doğum haritasındaki enerji modeline göre hareket edeceklerdir. Bu doğum haritasında önemli bir konuma sahip olan bir Satürn-ötesi planetin transiti bireyin aşina olduğu bir temaya tekrar dikkat çekecektir. O, bizi söz konusu hayat ödevinin çözülmesine ilişkin yöntemimizi geliştirmemiz yolunda zorlayacaktır (ağır hareket eden Satürn-ötesi planetlerin kişisel planetlere olan transit açıları karmik temalar veya hayat yoluna ilişkin ödevler olarak görülebilirler). Önemli yaşamsal modeller bu süreç içinde hissedilir ve yaşanır olurlar, ve bu modellerin değiştirilmesi olası hale gelir. Yaşanmakta olan transit deneyimlerin doğası, bireyin planetin prensibini kendi hayatına nasıl taşımış olduğuna bağlı olarak farklılıklar gösterir. O zamana kadar bastırılmış veya bloke edilmiş temalar şimdi bilinç yüzeyine çıkmak için güçlü bir etki yaparken daha doğru ve uyumlu çalıştığımız faktörler yaşantımıza yeni yöntemler ve onları dile getirebileceğimiz yeni kanallar sunarlar. Bu noktada, problematik deneyimleri genel olarak yalnızca çözümlenmemiş veya bastırılmış temaların işareti olarak algılamanın doğru olmadığını söylemeliyiz.- karmik veya spiritüel astroloji bu türden deneyimleri aynı zamanda bilinçlenmeye (farkındalığa) giden yoldaki sınavlar ve hatta teşvikler olarak görür.

Eğer transit planet doğum haritasında fazla öne çıkan bir konumda değilse (kişisel planetlere, köşe noktalarına veya Ay düğümlerine açı yapmıyorsa) veya açısız bir planetse aktuel transit bireyin yaşamına oldukça yabancısı olduğu bir temayı getirecektir. O ana kadar ikinci dereceden roller oynamış veya hiç söz konusu olmamış olan tema dikkatimizi talep edecektir. Genellikle bu durumda transit, insanı bir şekilde huzursuz eder – görünüşte hayatımıza temelden yabancı bazı nitelikler getirir. Burada söz konusu olan transit süresince o planetin sembolize ettiği enerjiyi tanımak için onunla yüz yüze gelmektir.

Her transit açının deneylenme niteliği farklıdır. Üçgen ve altmışlık açılar her şeyden evvel gelişme potansiyelleri taşırken, aynı zamanda söz konusu temanın bir gözlemci konumuyla başka insanların yaşantıları vasıtasıyla deneyimlenmesi mümkün olur. 30 derecelik ve 150 derecelik açılar daha çok tahrik eder, hareket etmeye zorlarlar – konuyu bir kenara itmekte zorlanırız. Kavuşum, kare ve karşıt açılar sıkıştıran ve dolayısıyla kaçınılamaz olarak deneyimlenirler – kuşkusuz bu yüzden aktiv olmaya ve bilinçli olarak konunun üzerine gitmeye değer, her koşulda eninde sonunda olması gereken olur. Zira kişiselliği aşan planetler için temanın hangi formda oluşacağı farketmez: O kendi yerini talep etmektedir ve eğer biz ona yer vermeye hazır değilsek, o kendisi gelip yerine oturacaktır.

Satürn-ötesi planet doğum haritasının neresinde etkiliyse (ev ve açıları) o alanın enerji ve temalarını getirecektir. Kişiselliği aşan karakteri dolayısı ile konu çoğunlukla yaşamın rasyonel olmayan ve mantıksal yoldan açıklamakta güçlük çektiğimiz alanlarına ilişkin olacaktır. Ayrıca transitin bilinçli ve yaratıcı doğasına dikkat edilmelidir: Bu dönemde transit planetin enerji ve kalitesini yaşama adapte etmek için bilinçli olarak yer ve zamanı önceden planlamak işe yarayacaktır. Bir diğer açıdan bakıldığında kişiselliği aşan planetler kollektiv alana açılan kanallardır ve bizi söz konusu enerjiyi hissetmek konusunda çok daha duyarlı hale getirirler. Böylece bizi aşırılıktan ve fazlaca yüklenmekten koruyacak yolları aramamızı da sağlamış olurlar. Aksi halde kişilik açısından ciddi bozukluklara yol açabilecek sonuçlara varan fikirler, yeni düşünceler (Uranüs), duygular (Neptün) ve korku, güç talebi ve kuvvetli güdüler (Pluto) bombardımanına maruz kalırız. Sonuç olarak aktiv bir uğraşı ile kendini yoğun kollektiv güçlerin istilasından koruma arasında bir denge kurmak gerekmektedir.

Şimdi sıra tüm bu anlatılanların Uranüs, Neptün ve Pluto temaları açısından desteklenmesine geldi.



devam edecek...

Çeviren : Nese Kuran

Kaynak: Astrologie Heute


VERENA BACHMANN İsviçre'de Schule für Erwachsene (SFER) okulu başkanı. Pedagoji mezunu. 1978'den beri yoğun bir şekilde astroloji ile uğraşıyor. Humanistik Psikoloji (özellikle psikosentez ve geştalt) konularında uzmandır. 1982'den bu yana danışmanlık yapıyor. Kurslar ve uluslararası seminerlerde öğretiyor. Pek çok makalesi yayınlanan Bachmann PLUTO isimli bir kitabın yazarları arasındadır. 1994'ten bu yana spiritüel gelişim konusundaki grup çalışmalarına başkanlık etmektedir.

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
11-17-2007 11:14 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #2
Uranüs ve Neptün Transitleri
DÖNÜŞÜM ZAMANLARI (2):

SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ



Verena Bachmann


URANÜS TRANSİTLERİ

Uranüs transitleri, içerik olarak, yaşam ve davranış biçimlerimizle beklentilerimizin içinde bulunduğumuz yaşamsal dönem ve gerçek kimliğimizle ne kadar paralel olduklarını , gelişimimizi ne kadar desteklediklerini sınarlar. Çoğunlukla cesaret gerektiren şekilde yeni bir şeyin denenmesi için eskinin yıkılması söz konusudur. Uranüs transitlerinin ağırlık noktası öğrenilmiş olan davranış biçimleri, düşünce kalıpları ve inançların günlük hayatımız üzerindeki etkileridir. Bu transitler bireyin kendi yoluna gitmesini engelleyen olaylar olarak kendilerini gösterirken biz artık gerekeni yapmak zorundayızdır ve bu da eski formun artık işe yaramaz hale geldiği anlamına gelir. Ayrıca bu dönem yeni ufuklara yelken açmak, çılgınca görülen fikirleri benimsemek ve çok genel anlamıyla bireysel özgürlük ve kendini gerçekleştirmek için olanaklar sunar.

Uranüs transitleri genellikle içsel ve kuvvetli bir sıkıntı, bir tür memnuniyetsizlik ve çabuk sinirlenmeye neden olur. Bilinen pek çok davranış ve alışkanlık artık sıkıcı olarak algılanır veya yük haline gelir. Uranüs’ün aktif olduğu alanda sakin, rahat ve olageldiği gibi devam etmek olası değildir. 4. Ev sınırına transit yapan Uranüs veya Uranüs/Ay hareketleri evimizle ilgili alanlarda ve duygu dünyamızda hissedilen huzursuzluk şeklinde kendini gösterebilir. Burada sorulan soru gerçek ihtiyaçlarımızı giderebilmemiz için gerekli alan ve olasılığa sahip olup olmadığımızdır. Uranüs/Alçalan burç veya Uranüs/Venüs transitlerinin sorusu ise ilişkilerimizde kendimiz olabilmek için ne kadar özgür olabildiğimizdir. Yakınımdaki bu insanlarla değişmem, gelişmem ve yenilenmem mümkün mü? Uranüs/Güneş, Uranüs/Mars veya Uranüs/Yükselen transitlerinde gerek mesleki gerekse özel hayatımızda kendi yaratıcılığımızı ve bireysel enerjimizi dönüştürme yetimiz sınanır. Kendi yoluma gitmekte ve yeni bir şey denemekte özgür müyüm? Aynı şekilde Uranüs/Merkür transitlerinde de yine yeni bilgiler, bir takım yeni entelektüel çekicilikler ile eski bilgilerin gelecek için ne kadar yeterli olabilecekleri arasındaki çelişki sınanır.

Tüm bu konular bir Uranüs transitinde akut bir hal alırlar ve birey var olan tüm formları sorgulamaya yatkınlık gösterir. Ancak önemli olan şey, neyin sadece değişiklik olsun diye yapıldığının, neyinse gerçekten fayda sağlayacak bir değişiklik olduğunun ayırdına varmaktır. Her değişiklik aslında gidilmesi gereken yolun destekcisi olmalıdır. Soru şudur: Eğer kendim gibi olabilseydim, ben aslında nasıl olurdum? ve Nasıl yaşardım? Tüm açılımlarımızın deneyimlenmesi buna bağlıdır. Temel motivasyondan yoksun olan bu değişimler önceleri insanın üzerinden bir yük kaldıran ve onu özgürleştiren etkiler yaratabilirler, ama ağızda nahoş bir tat da bırakabilirler. İçsel olan huzursuzluk kısa bir süre sonra geri dönecek ve ikinci bir değişikliğe ihtiyaç duyacaktır. Bu yüzden Uranüs transitleri sırasında bireyin her türlü hareketine neden olacak sonuçlara bilinçli bir şekilde odaklanması ve her durumda sorumluluğunun farkında olması gerekmektedir. Zira insan bir hışımla aslında kendisi için önemli olan, ancak bir yenilik gerektiren pek çok durumu ve ilişkiyi de bir çırpıda yok edebilir.

Bu transit esnasında insan eşinden dostundan, iş arkadaşlarından veya patronundan onu anlamasını ve anlayış göstermesini beklememelidir. Fark edilmesi gereken, yapılan değişikliklerin herkesi aynı derecede sevindiremiyeceği, hatta pek çok kere kızdıracağı ve kıracağı duygusu ile yaşamayı öğrenmek gereğidir. Eğer yapılan bir değişikliğe bireyin gerçekten ihtiyacı varsa, başka bir deyişle onun gerçek doğasının gerektirdiği şeyse, bu durumda tüm bu değişikliklerin yaratacakları sonuçları uzun vadeli olarak üstlenmek mümkündür. Bu değişiklik arzusu ile ergenlik çağındaki herşeye baş kaldırı arzusu arasındaki fark da budur.

Bazı insanlar (ağırlıklı Yin karakteri olanlar, sabit ve toprak burcu vurgusu olanlar, Satürn-, Ay-,Venüs- veya Pluto vurgusu olanlar) değişimi talep eden durumları görmezden gelmeye çok yatkındırlar. Böyle durumlarda zamanı gelmiş olan değişiklik ve yeniden yapılanma bireye başka insanlar veya olaylar aracılığı ile gelir: Evini veya işini kaybetmek, kazalar, iş yerindeki yeniden yapılanmalar ve tekrar yapılması gereken organizasyonlar gibi. Aynı zamanda eş, çocuklar, arkadaşlar ve hatta ebeveynlerin davranışlarından dolayı yaşam koşullarında değişiklikler olur. Onlar bizi terk ederek, bizle olan ilişkilerine yeni kurallar getirerek Uranüs’ün fonksiyonunu üstlenmiş olurlar. Bazı insanlar için harekete geçip engellerle bizzat uğraşmak güç olduğundan, dışarıdan gelen değişikliklere uymak zorunda kalarak, değişen durumlar dolayısıyla yeni bir yola sürüklenmek daha olasıdır. Uranüs transitleri bizi kişiliğimizi özgür ve sorumlu biçimde ifade edebileceğimiz yaşam formları bulmamız için teşvik ederler. Bir Uranüs transitinde zaten var olan enerjiler aktif olarak kullanılarak gerekli değişiklikler kimi zaman bir oyun gibi gerçekleştirilir: Uranüs/Ay açısı yaşayan bir kişi evin bir yerini değiştirmek isteyebilir veya spontan bir ihtiyaç karşısında uyum göstermeyi deneyimler. Uranüs/Venüs ilişkilere yeni fikirler getirebilir. Uranüs/Mars ile insan eğlenceli, sıradışı bir şeyler yapabilir. Uranüs/Güneş kişiyi inatçı yapabileceği gibi sıradışılığını dile getirmek arzusunu da tetikleyebilir. Uranüs/Merkür ise bireyin tanımadığı bir alana ilgi duymaya başlayarak onunla uğraşmasına sebep olabilir, mesela internet üzerinden.

Uranüs transitinin genel olarak ortaya çıkardığı hareket bildik, tanıdık formları terk etmek ve önce ufak çapta yaratıcı fikirlerleri denemek çerçevesinde toplanır. Gerçekte önemli olan bireyin kendi içinden gelen ritme uymasıdır. Pek çok insan bir Uranüs transitinden önce kendi kendine “Acaba ne olacak?” türünden bir soru sorar. Sorunun cevabı “Herşey olabilir; ama asla beklediğiniz şey olmayacaktır” dır. Bu da gösteriyor ki, Uranüs transiti herşeyden önce eski düşünce ve davranışlarımızı terk ederek yeni dünyalara açılmamızı talep etmektedir.

Uranüs aynı zamanda bizi akılcı olan kolektif dünyaya da bağlar. Transit esnasında başkalarının fikirlerine ve zihinsel enerjilerine fark edlir boyutta bir açıklıklık söz konusudur. Bir yandan da elektriksel ve elektromanyetik dürtülerın etkisi yoğunlaşır. Bu bireyin düşüncelerinin karmaşıklaşması, içsel bir programın ara vermeksizin çalışması anlamına gelir ve uyku bozukluklarına (Uranüs/Ay), bir konuya konsantre olma güçlüklerine, sinirlilik haline ve bilinçsiz hareketlere yol açar. İçten gelen bu güçlü dürtüleri özellikle günlük yaşantıda özenle doğru kullanabilmek için bireyin kendine ait bir alan ve zaman ayırması gerekir. Yoğun Uranüs vurgusu olan insanlarda bu dönemlerde elektromanyetik dalgalara karşı aşırı duyarlılık gelişebildiği gibi kendi elektrik dürtüleri de yoğunlaştığı için aletlerin elektronik sistemlerini bozmaya ve hatta sigortaları attırmaya kadar varabilen aşırı durumlara da rastlanabilir. Eğer bu yüklenme bozukluklara veya sağlık sorunlarına neden oluyorsa elektronik aletlerle uğraşırken çok dikkatli olunması gerekir. Sık duş almak, doğada dolaşmak veya toprakla uğraşmak faydalı olabilir.

NEPTÜN TRANSİTLERİ

Neptün transitleri bizi rüyaların dünyasına taşır ve biz ümitlerin, özlemlerin, gözün değil ama yüreğin görebildiği yerlere doğru yelken açarız. Önümüzdeki gerçeğin sınırları kalkar, fantazilere ve duygular dünyasına sızarız. Bir Neptün transitinin aktif olduğu alanda fark edilir bir duyarlılık artışı olur. İşte böylesi bir süreç içinde de günlük yaşantının çok gerçekçi çehresiyle, ciddi sınırlarıyla kısaca şu fiziksel hayatla başa çıkmak hiçte eskisi kadar kolay olmaz. Neptün yaşamın, zaman ve mekanın sınırlarını tanımayan ve bireyden kendisini bırakabilme yeteneğini geliştirmesini talep eden deneyimlerin adıdır. Temelde evrenle bütünleşme ihtiyacı ile ilgilidir. Etkisi başladığında bir isteği, bir ideali gerçeğinden ayırmakta zorluk çekeriz. Kendimiz ve başkaları arasındaki sınırlar belirsizleşebilir. Neptün vizyonu ideal bir duruma ilişkindir; ancak bir yandan da bir ilüzyona kapılmak ve kendini kandırmak gibi ciddi bir tehlikeyi barındırır. Eğer zaman ve mekan kavramını yitirmezsek, başka bir deyişle ayağımız yere basıyorsa iç dünyamızın derinlerindeki zenginliği deneyimleme şansına kavuşuruz. Sonuç olarak Neptün aktif olduğu alanda yüksek bir algılama -örneğin sevgi verebilme ve karşısındakini anlamayı öğrenme- deneyimlerini sembolize eder ve bu aslında hiç de sanıldığı kadar kolay değildir.

Neptün transitlerinde öncelikle en belirgin şekilde hissedilen şey oldukca hassaslaşan algılama düzeyidir. Neptün/Ay temasında birey duygusal anlamda bir sismograf gibi çalışmaya başlar. Bu durum her zaman dışarıya aynen yansıtılmayabilir. Genel bir kendini iyi hissetmeme veya inzivaya çekilme isteği aslında zaman zaman dışarıdan gelen yoğun duygusal sinyallere karşı gösterilen reaksiyonlar olabilirler. Neptün /Venüs transitleri benzer bir şekilde bir yandan estetikle alakalı duygularımızı etkilerken diğer yandan da başkalarıyla olan ilişkilerimizde duyarlılığın artmasına neden olurlar. Duyarlılık aşırılaşacağı için nahoş durumlara katlanmak konusunda zorlanabiliriz. Başka insanlardan, kokulardan, renklerden veya mekanlardan daha fazla etkilenebiliriz. Ayrıca oldukça önemli bir riskle karşı karşıya kalabiliriz; ilişkilerimizde özellikle Neptün’nün en ciddi gölgelerinden biri olan “idealize etmek” hatasına düşerek hayal kırıklıkları yaşayabiliriz.

Neptün/Güneş ve Neptün/Mars transitlerinde ideal bir dünya fikri, herkesin kendi gibi olup öylece davrandığı ve yine de birlikte barış içinde yaşadığı bir dünya hayali gelişebilir. Bu arzu, bireyin gerçekte içinde yaşadığı ortamdan kaçıp gitmek, halen süren yaşam durumundan uzaklaşmak isteği ile bağlantılı olabilir. Birey sıradışı insanlara, her hangi bir nedenle acı çeken insanlara karşı daha duyarlı hale gelebilir, fakat kendi hedeflerini açıkca belirlemekte, iddialı bir şekilde onları izlemekte zorluk çekebilir ve eğer başkalarının isteklerinden veya saldırganlıklarından dolayı engelleniyorsa sorunu çözmek konusunda daha da zorlanabilir. Merkür’le ilgili bir transitte ise aklın sınırları ile manevi algılamanın sınırları birbirine karışabilir. Kısaca düşünce hassaslaşan duyguların etkisinde kalır.

Tüm bu deneyimlerdeki ortak nokta kişiliğin ifade edilişiyle ilgili fikirler ve bunları sorgulayan enerjilerin hissedilmesi arasındaki çelişkidir diyebiliriz. Neptün transitleri zor sınavlardır. Birey bir yandan algılama yeteneğinin çok fazla artması dolayısıyla aşırı derecede yüklenip gerçek dünyayla ilişiğini koparma tehlikesine karşı dikkatli olmak durumundayken diğer yandan da ideal dünyaya, cennete bir göz atıp evrensel bütünün bir parçası olmaya ilişkin duygular deneyimlemektedir. Yüksek ilham konusuna ilişkin duygulara ve tanrısal olmak ne demektir gibi günlük yaşam ile daha az bağlantılı konulara ilgi duyabilir. Neptün transiti sürecinde hayatla başa çıkmak konusunda kullanmaya alışık olduğumuz irade ve akıl yöntemi gerçekten işe yaramayabilir. Kendisini akılcı, gerçekçi ve iradeli olarak tarif eden pek çok insan bu dönemlere ilişkin deneyimlerini akıl karışıklığı, tamamıyla çaresiz kalma hali ve herşey hakkında ciddi bir bilinmezlik ve şüphe olarak tanımlar. Daha az realist, hayallerin, umutların ve özlemlerin dünyasını tanıyan ve seven birisi için gerçek dünyadan kopup tamamen fantaziler alemine takılma tehlikesi büyüktür.

Evet, bizim bu koşturmacalı, stresli dünyamızda Neptün'e özgü enerjilerle nasıl başa çıkabiliriz, onları nasıl doğru kullanabiliriz? Öncelikle tipik bir Neptün transitinde kullanılabilecek en kolay yöntem şudur: kendimize zaman ayırmak, sadece kendimiz için bir korunak, başka bir deyişle sığınak oluşturmak. Burası hiç bir şey yapmak zorunda olmadığımız bir yer olabilir; orada rüyalarımıza dalabilir, müzik dinleyebilir veya resim yapabiliriz. Bitkilerle ilgilenebilir, hatta uyumak için bile kullanabiliriz. Zira bu dönemde insanların uykuya olan ihtiyacı farkedilir dozda artabilir. Öyle görülüyor ki bu dönemde bilinçaltı ona çok çeşitli kanallardan gelen izlenimleri ayrıştırmak ve hazmetmek için uykuya gereksinim duyuyor. Doğada olmak veya tek başına olmak insanın kendi içine dönmesini daha da kolaylaştırır. Böylece kendi gerçek duygularımızla temasa geçer, ihtiyaçlarımız ve amaçlarımız konusunda doğru fikir sahibi oluruz. Kendimizi bu dönemde çok yoğunlaşan duyumsama kapasitemizden dolayı subjektif olan her türlü şeyden korumalı, böyle insanlardan ve olaylardan uzak durmalıyız. Psikolojik olarak olumsuz etkilenme durumunda uyuşukluk, dalgınlık, aşırı alınganlık ve abartılı tepki verme halleri görülür, fiziksel olarak da tıbbi açıdan açıklanması zor bir takım şikayetler ortaya çıkabilir. Özellikle uyuşturucu ve ilaçlarla ilgili dikkatli davranmak gerekir; çünkü duyarlılığın arttığı bir dönem sözkonusu olduğu için istenmeyen reaksiyonlar oluşabilir.

Bu dönem eğer mümkünse (transit açıda orb bir dereceden az olduğu zaman) bir haftasonu dahi olsa tatil yapmak, günlük hayatın kargaşasından kaçmak için uygun bir zamandır. Kesin planlar yapmaktansa yaşamı kendi akışına bırakarak, içinde olunan ana ve olmakta olana yoğunlaşmak gerekir. Konsantrasyon gerektiren uygulamalar içsel sakinliğe ve daha derin anlamaya götüreceğinden çok uygundurlar. Duyarlı insanlar için deniz kenarına veya şehirden uzak yerlere gitmek içsel olarak kendini bulmaya yardımcı olur. Mümkün olduğunca kargaşadan, telaştan uzak olmak gerekir.

Neptün transitleri aşık olmanın en kolay olduğu dönemlerdir. Neptün her şeyi pembe ışığına bulayarak yarattığı bu muhteşem dünyada ideallerimizi karşımızdakine projekte etmemizi kolaylaştırmakla kalmaz, ruhsal düzeyde bir ilişki oluşturarak kişisel alandaki engelleri yok saymamıza da neden olabilir. Bu durumda karşımızdakiyle oldukça mistik ve romantik dorukları deneyimlemek olasıdır. Tüm bu hoş yanların gerçekten tadına varmak mümkündür. Ancak ileriye yönelik bir takım bağlayıcı kararlar almak için transitin sona ermesini beklemekte yarar vardır. Bu dönem (özellikle Neptün’nün Güneşle, Mars’la, Merkür’le, Yükselen'le ve MC ile yaptığı kavuşumlar, mesleki yaşamla da ilgili olarak) günlük yaşamda olayların nasıl gelişeceğini önceden kestirmeye hiç uygun değildir. Hayaller gerçek olup dilekler yerine gelebilir – ya da biz öyle sanırız. Olanların bir vizyonun gerçekleşmesi mi (bu olasılık elbette vardır) yoksa herşeyin bir ilüzyondan mı ibaret olduğu sorusunun cevabına gelince; bu sorunun cevabını ancak transit tamamlandıktan ve biz ayağımızı yeniden yere basmaya başladıktan sonra bulabiliriz. Şurası bir gerçek ki, bir ile iki yıl arası süren bu transit süresince kendine dünyanın güzel bir köşesinde inzivaya çekilecek harika yerler bulabilecek insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu yüzden birey transitin tam açılara yaklaştığı dönemler için bir strateji geliştirerek, günlük yaşamın gereklerini en azından takip edebilmelidir. Dikkatsizliğin ve “unutkanlığın” artacağı, planlanmamış ve sonradan unutulacak, bilinçaltından kaynaklanan davranışların ortaya çıkabileceğini unutmamalıyız. Önemli konuları unutmamak için bir yere yazmak veya yakınlarımızın veya çalışanlarımız yardımlarını rica etmek de işe yarayabilir. Gerek zaman gerekse organizasyon açısından herşeyin daha kolay ve anlaşılabilir bir çerçeve ile sınırlarının çizilmesi işimizi kolaylaştıracaktır. Ayrıca doğada açık hava uğraşları, eğer ilgi duyuyorsak el sanatları veya el işleri dikkatimizi fiziksel bedenimize yöneltmemizi sağladıklarından faydalı olurlar.

Gerçekdışılığı reddeden, kendini veremeyen ve başkaları ile arasındaki ruhsal sınırları aşırı koruyan insanlar için Neptün transitlerine mantık dışı olayların veya insanların eşlik etmesi çok doğaldır. Ancak kimi zaman durum vahimleşebilir; entrikalar, dolandırılma veya kandırılma yoluyla nahoş hatta tehlikeli durumlara düşme olasılığı vardır. Birey bu sürece alışageldiği yöntemlerle açıklık getirmeye çabaladıkça daha da büyük bir kaosa sürüklenir. Çünkü asıl yapılması gereken sakin kalmak, bir süre için beklemek ve tıpkı arabanızla giderken birden sisin içinde kaldığınızda önünüzü göremediğiniz için yavaşlamanız ve hatta durmanız gerektiği gibi, hem kendinize hem de çevreye zarar vermekten kaçınmaktır.

Bu bölümün sonunda bir kadının doğum haritasındaki Güneş/Mars/Merkür kavuşumunun üzerinden Neptün geçerken yaşadıklarına ilişkin bir örnek anlatmak istiyorum. Söz konusu kadının o dönemde kafası oldukça karışmıştı ve mesleki açıdan yeni bir yön aramaktaydı. Ancak çabalar sonuç vermemekte, herşey bir kum tepesi gibi kayıp gitmekte ve tuhaf biçimde engellenmekteydi. Bu durumda bir gündüz düşü (bilinç tarafından da manipüle edilen fantazi) ona Neptün'e özgü bir biçimde yol göstermişti. Düşünde tamamen yolunu şaşırmış bir halde çok sık ağaçlarla kaplı ve karanlık bir ormanın içindeydi. Umarsızca dışarıya çıkacağı bir yol aramaktaydı. Doğru yolda olduğunu sandığı her seferinde yol yeniden ormanın karanlıklarında kaybolmaktaydı. Bu arada durmadan dev ağaçların toprak üstündeki köklerine takılıp düşmekte, ağaçların dalları orasını burasını çizdiği için canı yanmaktaydı. En sonunda yere düşmüş ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Tam o sırada bir avcı yanında belirmişti. Umutlanan kadın avcıya adeta yalvararak ona doğru yolu göstermesini istedi. Avcı kendisininde yolu bilmediğini ama isterse onunla orman kulübesinde birlikte yaşayabileceğini söyledi. Başka seçeneği olmadığını fark etti ve isteksizce razı oldu. Önceleri içine düştüğü duruma direnç gösterdi, sürekli olarak tekrar yolunu bulmaya çabaldı. Ancak başaramadı. Sonunda yaşadığı ormanla, yetiştirdiği bitkilerle ve hayatı paylaştığı insanlarla ilgilenmeye başladı. Pek çok yeni şey öğrendi ve bir gün ansızın aradığı yolun nerede olduğunu fark etti. O hep orada duruyordu ve o yolu bu noktaya gelene kadar görememişti.

Bu kısa hikaye bir Neptün transitinin ana misyonunu özetlemektedir. Aslında herşey bir içgörü geliştirmekten ibarettir. Orman, yani bilinçaltı, farkına varılmak ve kabul edilmek istemektedir. Eğer bir Neptün transiti esnasında iç dünyamızın bize sunduklarını fark edebilirsek daha sonra (transit sona erdikten sonra) kendi yolumuzu bulmak ve ona yönelmek konusunda bu alanda kazandığımız farkındalıkları ve yetenekleri kullanabiliriz. Neptün transitleri her zaman güven konusuyla ilgilidir. Konu büyük bütüne güvenmektir (buna evrene inanmak da denebilir). Biz olan bitenden bir şey anlamasak da, bir şey yapmasak da, durumu kontrol edemiyor olsak da bize kötü bir şey olmayacağına inanmakla ilgilidir. Tıpkı suyun üzerinde yüzen bir şişe mantarının asla batmadığı gibi. (Bir çeşit antreman olarak bir havuzda veya denizde sırtüstü yatarak suyun sizi kaldırmasını ve nasıl batmadığınızı deneyimleyebilirsiniz. Neptün transitinde bırakmak ve güvenmek duygusunu fiziksel olarak da deneyimler ve ne kastedildiğini daha iyi anlayabilirsiniz.) Neptün söz konusu olduğunda merkezimizle yani kendi benliğimizle ilişki kurarız. Böylece kaybolma tehlikesi olmadan bütünleşme gerçekleşmiş olur.

devam edecek...

Çeviren : Neşe Kuran

Kaynak: Astrologie Heute

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
11-17-2007 11:16 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #3
PLUTO TRANSİTLERİ
DÖNÜŞÜM ZAMANLARI:

SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ (3)



Verena Bachmann

PLUTO TRANSİTLERİ

Pluto transitleri bireyin dönüşüm ve yenilenme sürecini adeta bir ateş çemberinden geçercesine deneyimlemesi şeklinde anlatılabilir. Artık kullanılmayan, uygun olmayan tüm formlar geride bırakılmalı, bir başka deyişle birey eski kabuğunu terk etmeli, hatta artık işlerliği olmayan her ne ise o yıkılmalı, yok edilmelidir. Bu arada bireye doğru akan çok güçlü enerjiler, ona yeni bir başlangıç için gereksindiği tüm gücü sağlar. Biz içsel olarak bizim için en önemli olanı gerçekleştirmek yolunda gereken kuvveti, cesareti ve motivasyonu kullanmaya hazırızdır. Pluto nerede aktif ise (açıları ve ev) orada geçerli olan çekirdeğe ulaşmak, o alanın ruhu ile temas etmek ve böylece neyin asıl olduğunu bulmak işi gerçekleştiriliyor demektir. Bu deneyimler ateşten atlamak gibidirler. Nasıl elmas çok yüksek basınç ve ısı altında oluşursa gerçek olan, asıl olan da formunu yoğun bir gerilim altında bulmakta, yeni bir şey doğmaktadır.

Pluto deneyimleri çoğunlukla transformasyon ile açıklanır. Kullanılan kelimenin anlattığı gibi söz konusu olan bugüne kadar geçerli olmuş formların dönüştürülmesi ve böylece bireyin özüne en uygun olan prensibin yaşama geçirilmesidir: "Kendin gibi ol."

Bir Pluto transiti döneminde fark edilir bir şekilde enerji artışı hissedilir ve önemli olan bu enerjileri dönüştürecek etkin bir yol bulmaktır. Aksi halde tamamen kontrolumuz dışında aktifleşen bu yoğun enerjiler çok tatsız durumlar ortaya çıkarabilirler. (eğer o kadar şansımız varsa tabii!). Bu süreçte yaşam sıradışı biçimde renkli ve yoğun olduğu gibi aynı zamanda korkutucu ve tehditlerle dolu da olabilir. Pluto’nun etkisi çoğunlukla üç aşamada gelişir:

Birinci etapta işlevini yerine getirmeyen, doğruluğunu yitirmiş ve artık ölmüş olanın fark edilmesi ve bu durumun kabul edilmesi ile uğraşırız. Bu dönem genellikle içcel veya dışsal olarak yaşanan ciddi bir gerilim ve baskı hissi verir. Bireysel özelliklere bağlı olarak kişi ya sahip olduğu yoğun enerjiyi de kullanarak herşeyi sorgulamayı göze alır ve bugüne kadar geçerli olan formlardan hangilerinin bırakılması veya yıkılması gerektiğini sınamaya başlar ya da eskiden ayrılmaya yanaşmama yolunda ayak diremeyi seçer. Birinci halde etkin olan duygular hoşnutsuzluk, öfke ve harekete geçme isteği şeklinde deneyimlenirken, ikinci halde kendini tehlikede hissetme ve sebepsiz korkular baş gösterebilir. Pluto her nerede transit halde olursa olsun o alana gerçekten ve tam konsantre olmak ve kendine şu soruyu sormak çok yardımcı olur: Aslında bunu mu istiyorum? Bu bana, benim doğama ve benim yapmak istediğime gerçekten uygun olan mıdır? Burada yaşam kuvvetini, yaşam enerjisini nerede bulabilirim? Hayatımda eskimiş veya yok olmakta olan şey nedir? Yaşamımın hangi alanında (artık) aslında bana ait olmayan örneklerden ve formlardan (aileden, içinde yaşanan kültürden, toplumdan v.b.) kaynaklanan davranışlar sergiliyorum? Pluto transitinde ilk etapta var olan durum makyajsız haliyle, yani en gerçek haliyle algılanmalı ve her şekilde uygun olmayanı değiştirmek veya terk etmek adına ilk adım atılmalıdır.

Pluto/Ay veya Pluto/IC transitleri duyguların gerçekliğini ve derinliğini sorgularken bir yandan da gerçekten ait olma duygusu ve korunma arzusunun bizim için ne anlama geldiği konusuyla da ilişkilidir. En çok neye güvenirim? En derin duygu ve ihtiyaçlarımı tanıyormuyum? Kim, gücü elinden alınmış duygusuna kapılmaksızın beni böyle olduğum gibi kabul ediyor? Ben neye bağımlıyım? Bana bağımlı olanlar var mı? Pluto/Venüs veya Pluto/DC ilişkilerin ve değerlerin dönüşümselliğini ve gerçekliklerini irdelememize yardımcı olur. Sevgi veya aşk tüm açılarıyla bakıldığında benim için ne anlama geliyor? İlişkilere ve sevgiye ilişkin ihtiyaçlarımın iniş ve çıkışlarının farkındamıyım? İçsel olarak benim için en önemli olan şeyleri kiminle paylaşabilirim? Kaybetme, yitirme korkusuna sürüklenmeden neleri alabilir, neleri verebilirim? Neyi veya kimi bırakamıyorum? Kime veya nelere izin veriyorum? Pluto/Güneş, Pluto/Mars, Pluto/MC veya Pluto/AC bizi dünyadaki, toplumdaki varlığımız ve yerimiz konusunda güç ve acizlik deneyimleri ile karşı karşıya bırakabilir. Beni ben yapan unsurları, başka bir deyişle kendimi dile getirebiliyor muyum? İrade gücümü nasıl kullanıyorum? Asıl yolum, asıl hedefim hangisidir? Yaşamın hangi alanında başkaları tarafında öngörülen yolu takip etmekteyim? Gücümü kullanacak cesaretim var mı? Pluto/Merkür ise bireyin enformasyon ve bilgi alanına ilişkin var olan öğrenme ve davranış biçimlerini test eder. Gerçekten neyi biliyorum? Sahip olduğum bilgiyi ne yapıyorum? Söylemek istediklerimi söylüyor muyum? Bilmek istediklerimi soruyor muyum? Konu benim için önemli olduğunda susmayı mı yeğliyorum? Sahip olduğum bilgilerden hangisi veya hangileri asıl yoluma devam etmem için gereklidir?

Pluto transitinin ikinci aşaması aktive olmuş temaların üzerinde çalışmayı ve konuyu hazmetmeyi gerektirir. Genellikle ne olacağını bilememe duygusu hüküm sürer. Uygun olmayan şey artık bilinmekte, eskimiş olan her neyse o terk edilmiş veya kaybedilmiş, içsel veya dışsal, psikolojik veya fiziksel pek çok şey harekete geçmiştir. Ancak yolun nereye varacağı henüz kestirilemez durumdadır. Aslında bu geçiş dönemine dayanmak hiç de kolay değildir. Bu süreçte birey kendini olayların akışına bırakmalı, iç sesine kulak vermeli ve özellikle arzuladığı belirli bir şeyin meydana gelmesini zorlayıcı davranışlardan kaçınmalıdır.

Zaman asıl dönüşümün ve değişikliğin zamanıdır. Eski olan artık geçmişte kalmış, belki kaybedilmiştir ve yerine gelmekte olan yeni oluşumun da şekli şemali henüz belli olmamıştır. Pek çok insan -her zaman dışsal olarak izlenir olmasa bile- kendi içine kapanır. Kimileri de vazgeçilmez buldukları her ne ise onun için hem kendileriyle hem de dünya ile bir savaşa tutuşurlar. Bu savaşta asla unutulmaması gereken içsel olarak anlamlı olanın ortaya çıkartılması, başka bir söyleyişle insanın kendi kendine sadık kalması zorunluluğudur.

Son aşamaya gelindiğinde yeninin doğuşunu ve buna bağlı olarak da eskinin tamamen yok oluşunu görürüz. Eskiye, geçmişe elveda demenin zamanıdır. Eğer önceki aşamalar aktiv ve bilinçli olarak yaşanmışlarsa bu dönemde birey kendini özgür ve tamamıyla yeniden doğmuş gibi hissetmektedir. Şimdi yolun başında olmakla beraber bizi bundan sonra götüreceği istasyon sır olmaktan çıkmıştır. Ancak geçmiş dönemlerde eski olana sımsıkı sarılmış ve bırakmamak için çok direnmişsek şimdi büyük bir patlama ve bunu izleyen gerçek bir yıkıntı haliyle karşılaşabiliriz. Çünkü yeni oluşum kendisine bir yer açmak zorundadır.

Pluto transitleri yogun bir şekilde deneyimlenebilen enerji yükleriyle bilinirler. Bu enerjiler bize söz konusu yaşam alanlarında normalde yapmaya cesaret edemediklerimizi yapma gücünü vermek içindir. Bu durum bazen azalan uyku ihtiyacı veya aşırı hareket etmek arzusu ve dayanıklılık artışı şeklinde olabilir. Spor yapmak, ev veya büro gibi yerlerde girişilecek her türlü temizlik ve elden geçirme, ayrıştırma işi, transit konusuyla meşgul olmak veya genellikle yoğunlaşan duyguları yaşamak önerilir. Son olarak bazen çevre tarafından onaylanmasa bile alternatif sübapları devreye sokmak çok işe yarayabilir: özgün resim ve boyama, dans, müzik, davul çalmak, tiyatro v.b ile uğraşmak veya psikoloji ile uğraşmak. Eğer bu süreç içinde emrimize amade bu güçlü enerjileri görmezden gelirsek ve her hangi bir şeye kanalize etmezsek bir takım problemli durumlara neden olacaklarından hiç kuşku duyulmamalıdır. Bu en azından aşırı yorgun ve bitkinlik şeklinde ortaya çıkar. Bazen de başkaları bizim yerimize harekete geçer ( bu bazı insanların kolayına gelir): Şef, patron, eş veya sevgili zorunluluk haline gelmiş olan değişikliği aktive ederek bizim yeni bir yol seçmemizi sağlamış olur.

Pluto transitleri etkili oldukları alanda sadece şu ana kadar geçerli olanın sona ermesini sağlamakla kalmaz, yenilenmeyi, metamorfozu yani gerçek olanın doğuşunu talep ederler. Müşterilerimden bir hanım Pluto/Mars transiti esnasında şunları dile getirmişti: “Nerdeyse hayatımda şimdiye kadar bana önemli gibi gelen herşey değişiyordu. Buna rağmen bugün gerçekten de hep olmayı istemiş olduğum yerdeyim.”

Evet, bütün Satürn-ötesi planetlerin kendi işleyiş mantıkları vardır ve her zaman sonuçları kestirilemez. Onlar kendi etki biçimlerini oluştururlar. Bizim içselliğimiz, ki bu kimliğimizden daha fazlasıdır, bu yolla yeniden biçimlendirilir ve günlük yaşantılarımızda etkin hale getirilmiş olur. Bizi hayat yolumuzun üzerinde bir yere oturturlar ve bunu kendilerine özgü bir yöntemle yaparlar. Eğer onların gösterdikleri yönün farkına varacak olursak, içerik olarak çok zengin ve baş etmesi pek de kolay olmayan bir dizi olay zincirini deneyimleme şansımız olacak demektir.

Çeviren : Neşe Kuran

Kaynak: Astrologie Heute


"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
11-17-2007 11:17 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #4
RE: SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
satürn ötesi uzak gezegenlerin , güneş sisteminin de dışındaki muazzam enerjileri çekip bizlere yansıttıklarını düşünenler var ki bana mantıklı geliyor..

uranüs - neptün ve plüto üçlüsü , bizi aşan olaylar , bilincin artması vb. konularla değişimi ve gelişimi kaçınılmaz kılarlar. bu üçlünün enerjisi , kişisel gezegenlerimize ve yükselen - MC gibi önemli noktalara dokunduklarında muazzam olurlar ve değişime direnmek faydasızdır. uranüs etkisi değişimi ve bilinçlenmeyi AKIL yoluyla yaparken , Neptün bunu DUYGU yoluyla yapar..
Plüto ise aklın ve duyguların eriştiği o bilinç düzeyini yani değişimi , dünya üzerinde ve her birimizin dünyası üzerinde görünür kılan güçtür..

11-18-2007 07:51 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #5
Cvp: SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
Satürn ötesi gezegenler jenerasyonel gezegenler olarak anılırlar. Çünkü jenerasyonlar boyunca aynı burçlarda kalırlar (Uranüs ortalama 7, Neptün 14, Pluto 21 yıl). Bu yüzden kişisel haritalardan çok toplulukların, ülkelerin haritalarında yoruma katılmalıdırlar.

Pek tabi ki bu bizim onları bireysel haritalarda kullanmayacağımız anlamına gelmez. Ama köşelere çok yakın değilseler veya haritadaki önemli gezegenlerle açıları yoksa, Satürn öncesi gezegenler kadar yoğun bir şekilde harita sahibinin hayat senaryosuna dahil edilmemeleri gerekir. Çünkü Satürn öncesi gezegenler çok daha harita sahibine özel olanı anlatırlar. Jenerasyonlar ise yıllar boyunca aynı burçtadırlar. Yay Neptün'de bulunduğu sürede dünyaya gelen ve İkizler burcu yükselirken doğan kişilerin (yaklaşık 14 yıl boyunca doğanlar) evliliklerinde hep Neptünyen temalarla karşılaşmaları gerekirdi. Bu çok genellemedir. Öncelikli olarak diğer faktörlere bakılmalıdır.

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
10-20-2008 10:08 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
uranus Çevrimdışı
.
*****
Uranyen Vip
lt=
Mesajlar: 448
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 15

Mesaj: #6
RE: SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
Zaten bu yuzden agır giden bu üç gezegenin bulundukları burcların önemi, kişisel haritaları yorumlarken önemsiz kalıyor, esas önemli olan bulundukları evlerdir....

Mutluluğumun sınırı, başkalarının mutsuzluk sınırına kadardır.
10-20-2008 11:58 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #7
Cvp: RE: SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
amine Yazılan:beyhan abla henuz sadece pluton transitini okudum..cok begendim ask ask..digerleriniu ne zaman okurum bilmiyorum..paylasim icin tesekkurler çiçek

canımsın rica ederim, fırsat buldukça diğer konularıda okursun.
Ben her geçen gün astrolojiyle ilgili birşeyler öğrendikçe çok mutlu oluyorum.
Sende daha iyi anlamaya başladıkça çok mutlu olacaksın eminim.
Senin transit plüto ile ilgili sorun için, Plüto Transitleri adlı konu başlığında elimden geldiği kadar cevap vereyim canım olur mu?
Biraz beklersen yazarım, zaten yorumcularımızda yardımcı olurlar.

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
10-22-2008 12:17 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Arkadaş
Kayıtsız

 
Mesaj: #8
RE: SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ
benim natalda
uranüs & neptün kavuşum var.
Transit plüto bu kollektiflere yaklaşıyor....

yani 3 tane kollektif kavuşum yapıcak.. neler olabilir merak ediyorum
11-28-2011 12:23 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Pluto Transitleri salmakis 206 366,980 12-29-2018 11:04 PM
Son Mesaj: picachu
  Plüto Devinimi & Transitleri astrosohbet 33 50,013 11-16-2011 06:21 PM
Son Mesaj: Mavisahram

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir