Değerlendir:
  • 56 Oy - 2.66 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ
Yazar Mesaj
Mavi Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 210
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 4

Mesaj: #1
Ay Fazlarının Psikolojik Açıklanması
Ay Fazlarının Psikolojik Açıklaması

--------------------------------------------------------------------------------

0o - 45o / Yeni Ay: (Aslan Burcu etkisi)

Geçmişten habersiz dürtüsel hareket. Meydan okumalara, yüzleşmeye hevesli. Kendini ifade etme ve ön plana koyma.

Bu insanlar kendi ışıklarını başkaları üzerine yansıtırak kendilerinin farkedilmesini sağlarlar. Yani ışık saçan güneş gibi, insanlar onları fark eder. Ne yaptıklarını ve niye yaptıklarını analiz etmek için durup bakmazlar. Bir şeyleri düşünerek formüle etmekten ziyade dürtülerini izleyerek harekete geçerler. Doğum haritasında Aslan veya Güneş neredeyse bu yansıtma en fazla orada güçlüdür. Geçmişin ya farkında değildir ya da geçmiş onun için yoktur.



45o - 90o / Hilal (Crescent Moon): (Yengeç Burcu etkisi)

Yerleşik modellerle mücadele.. Geçmişten kurtulup yeniyi arama. Fakat çabalamalara rağmen bir şekilde kendilerine asılı durumda kalan bir geçmiş. Bu yüzden (geçmişten özgürleşmek için) duyguların ve geçmiş alışkanlıkların iyi anlaşılıp, dikkate alınması gerekiyor. Bu kişiler duygusal açıdan neticede kendilerini geleneklerden veya ailelerinden kopartacak olan davranışlar gösterirler. Bu aynı zamanda kendi değerlerini oluşturma mücadelesidir. Bu insanlar duygusal olarak ailelerine bağlı olsalar bile aile değerlerini değiştirme çabası içindedirler. Ailelerinin işini veya felsefelerini devam ettirmezler. Kendilerine ait değer sistemleri vardır. Kendi güvenlik ve para sistemlerini geliştirmeye ve umutsuzca alışılagelmiş (ailevi) sistemden özgürleşmeye çabalarlar. Ay veya Yengeç Burcu neredeyse bunu nasıl yaptıkları veya bu huzursuzluğun (geçmişten kurtulma çabasının) nerede olduğu görülebilir.



90o - 135o / İlkdördün: (Jüpiter-Yay Burcu etkisi)

Hayatta kalma, hareket ve cesaretle ileriye gitme. Kriz içinde hareket edebilmek ve krizle baş etmek. Aktif, uyarıcı, gürültülü durumları kendine çekmek. Dinamik, enerjik, hızla ilerleyen. Ay’ın bu fazının eğilimi krizle karşılaşabilir olmaktır.. Yayılmaya , genişlemeye doğru ilerleyebilmek için krizlerle yüzleşmeye hazırdırlar; dünyalarını geliştirmek, genişletmek, mücadeleyi öğrenmek, kendi dışındaki insanlara karşı daha objektif olmak ve dünyayı daha geniş bir perspektiften görmeyi öğrenmek eğilimindedirler.

Bu da daha geniş bir yaşam felsefesiyle uğraşmak anlamına gelebilir. Bu insanlar bu aşamada yeni düşünceleri ve yeni imgeleri güncel yaşamlarına adapte edebilirler. Çünkü krizle karşılaşmaktan korkmazlar. Hayatlarını kendi inanç sistemlerine göre kurarlar.



135o - 180o / Kambur(dışbükey) Ay (Gibbous Moon): (Satürn ve Oğlak Burcu etkisi)

Ayrıştırma. Bu fazda kişi kendini analiz etmeye yönelik motivasyon, kendi hareketlerinin farkında olarak hayatta değerli bir şey yapma duygusu hisseder; kişisel ilerlemeyi ön plana alan bir tavır sergiler. Sınıflandırma, kategorize etme, değerlerin farkına varma ve ona katkıda bulunmayı öğrenme eğilimindedirler ve bu amaçlar doğrultusunda sorumluluk ve görev üstlenirler. Kendilerinin dışında dünyada daha yüce bir değer bulup onun bir parçası olmak için çalışırlar ve dahil olmaya çalıştıkları bu değer sistemine katkıda bulunmayan diğer şeyleri elimine etmek için uğraşırlar. Bu fazda bulunan insanların bir şeyi ne için yaptıklarını bilme ve harekete geçebilmeleri için bir sebep bulma ihtiyaçları vardır..

Satürn ve Oğlak Burcu’nun haritadaki yeri bu değer ve sorumluluğun nerede odaklanacağını gösterir. Aynı zamanda bu fazda toplumsal başarı söz konusu olabilir.



180o - 135o / Dolunay (Full Moon): (Merkür-Başak veya İkizler Burcu etkisi)

Doyumluluk. İki farklı (zıt) ucu görebilme ve farkına varabilme yeteneği. Bu fazda artık içgüdünün işi bitmiştir. İçgüdülerine değil anlamaya ihtiyacı vardır. Harekete geçmeden önce anlamak ve düşünmek, bir başka insanı veya durumu göz önüne almak; kendini görmek aynı zamanda öbür insanı da görmek durumundadır. Birlikteliklere, bir eşe veya ideal bir ilişkiye ihtiyaç duyarlar. Fakat mükemmeli (en ideal olanı) aradıkları için -görüntülerle dolu bu dünyada- bu isteklerinin gerçekleşmesi olanaksızdır. İlişki içinde kendilerini karşı tarafa ifade etmeyi öğrenmeleri gerekmektedir veya kendilerinden daha üstün gördükleri bir amacı idealize edip onun vasıtasıyla kendilerini ifade etmeyi öğrenirler. Diğer bir deyişle kendilerini eşlerine ifade edebildikleri zaman, varoluşlarının benliklerini aşan bir sebebi olduğunu ve kendilerinden büyük bir nedeni ifade etmeyi de öğrenebilecekleri anlamına gelebilir. Hareketlerinin objektif yapısı çizilmiş ve amaca yöneliktir. İçgüdü ve entellekti birleştirme yoluyla kendilerini mükemmelleştirme peşindedirler.



135o - 90o : (Venüs – Boğa veya Terazi Burcu etkisi)

Yayma. Bilginin dağıtılması ve dönüştürülmesi. Bu faz verme aşaması gösterir. Sevgi bu aşamanın bir bölümüdür. Değerli bir şey vermek. Eğer bir şeyin popüler olması isteniyorsa bu fazdaki kişiler bunu sağlayabilirler (yazarlar, haberciler). Bu yayma ve dağıtım işinin oluşum şekli Ay’ın bulunduğu burç ve konum ile açıklık kazanır. Sonuçları ise Boğa ve Terazi Burçlarının evlerine (aynı zamanda Venüs’ün bulunduğu burç ve evlere) göre düşünülür. Bu insanların sahip oldukları şeyleri dağıtmaları, paylaşmaları ve bunun için de bir nedenleri olması zorunludur. Yoksa kendilerini kaybolmuş hissederler.



90o - 45o / Son Dördün: (Uranüs – Kova Burcu etkisi)

Başkaldırı. Bilinçte kriz. Benliğin ve gerçekliğin yeniden konumlandırılması. Kendi bireyliklerine doğru özgürleşmek. Başka insanların düşüncelerinden özgürleşmek. Kriz döngüsü. Toplum dışında duran bir bireyliği oluşturma krizi. Daha zihinsel ve spiritüel bir kriz. Kaderin zihinsel farkındalığı. Düşünceleriyle ne kadar farklı olduklarını öğrenmek. Çevrelerindeki insanların onlardan beklediklerinden özgürleşmek. Bu kişiler için diğerlerinin ne düşündüğü fazla önemli değildir. Kendilerine özgüdürler. Birey olarak zihinsel ve ruhsal açıdan toplumun dışında durabilirler. Kendi bireyliklerinin farkına varmayı öğrenebilirler. Düşünsel olarak nerede toplumdan ve diğerlerinden ayrı durmakta olduklarını keşfetmeye çalışırlar. Etraflarındaki insanların kendilerini görmek istedikleri hallerinden öteye bir değişim süreci yaşarlar ve sonunda da bu zinciri kırarlar.




45o - 0o / Son Hilal ( Balsamic Moon) : (Akrep Burcu - Pluto ve Mars etkisi)

Kendi kaderini üstlenme. Gelişim ve büyüme. Yeni bir bilinç düzeyi geliştirmek. Kendinden büyük olan bir şeyi hissetmek. Mars ve Pluto’yla bir çeşit saflaştırma ve arındırma süreci. Fiziksel enerji ve tutkular. Pluto, yeniden canlanan benliği gösterirken, Mars’ın bulunduğu ev ve burç da bunun nasıl ortaya çıkacağını gösterir. Bu insanlar her zaman hayatta kendilerinden sonra da yaşayacak bir şeyler bırakırlar. Oldukça karmaşık insanlar olarak tanınabilirler. Yaşamları her zaman önemli düzenleme ve ayarlamalar yapılmasını gerektirir. Hayat onlar için pek çok insandan daha farklı bir anlama sahiptir. Balsamic insanlar kitlelerin büyük bir kısmının dikkatini çekmemiş olan bir şeylerle uğraşırlar. Eğer içlerinde daha yüksek spiritüel bir gücün çalışmasına izin verirlerse geleceğe yönelik büyük bilgilere ya da görülere sahip olabilirler. Bu fazın geleceğe ayarlanmış olması gerekir ve geçmişin kapılarından çıkar çıkmaz unutmaları gerekir. İlişkileri derin ve yoğundur ama genellikle ilişki hayatlarından çıkarsa akıllarından da çıkar. Çünkü bunlar geleceğe yönelmişlerdir ve geçmişi her zaman terk etmek durumundadırlar.

Pluto’nun bulunduğu ev veya Akrep Burcu’nun kestiği ev neyi geride bırakmaları gerektiğini gösterir.
__________________


-alıntı-netten-

[IMG=http://img138.imageshack.us/img138/3929/maviharita.gif][/IMG]

Ben bazen münasip bir yerde inmek istiyorum.
Size de oluyor aynından biliyorum...
06-13-2007 03:23 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #2
AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ
AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ

Maria Kay Simms

Yaşamımızda değişmeyen tek şey değişimdir. Hiçbir şey statik değildir. En küçük hücreden en karmaşık organizmaya varıncaya dek, yaşam–gelişim–bozulma–ölüm–yaşam şeklindeki döngü sürekli tekrarlar. Gezegensel sembolizmde, sürekli olarak büyüyen – küçülen döngüye sahip olan Ay değişim ile birlikte anılmaktadır.

Ay’ın hallerinden dördü gayet iyi bilinmekte olup, bunlar pek çok takvimde ay fazları olarak geçmektedir. Bunlar yeni ay, ilk dördün, dolunay ve son dördün’dür. Az önce belirtilenler kadar tanınmış olmamakla birlikte, büyük astrolog ve düşünür Dane Rudhyar 1967 de yayımladığı “Ay Döngüleri” adlı kitabında diğer Ay hallerine de değinmektedir. Bunlar Hilal, Kambur (Gibbous) ay, Solan kambur (Disseminating) ay ve Balzamik ay’dır . Bunların hepsinin bir araya gelmesiyle yaşamlarımıza yansıyan sekiz kademeli bir değişim döngüsü oluşmaktadır. Ay transitlerinin çok hızlı olmasına ve insanların sadece dolunay ve yeni ay dönemlerine önem vermesine rağmen, belli bir ölçüde, günlük faaliyetlerimizi de ay fazları ile ilişkilendirebiliriz.

Rudhyar’ın doğum (natal) ve ilerletilmiş (progres) ay fazlarına dair tanımlamalarının hem kendi yaşamıma hem de danışmanlığını yaptığım kişilerinkine oldukça uyduğunu gördüm. Neil F. Michelsen’in tabloları 8 faza dair tarihleri vermekte olup, sizin bu tarihleri kontrol etmenizi ve nasıl işlediğini görmenizi kolaylaştırmaktadır. Neil benden tablodaki her faza dair bir açıklama yazmamı istedi, bu çerçevede de sizlerle 8 sayısının sembolizmini paylaşmak istiyorum.

Sekiz : Dönüşüm, Yeniden Doğum, Güç

Sekiz sayısının dönüşüm ve yeniden doğum ile ilişkilendirilmesi oldukça eski bir tarihe dayanmaktadır. Astrolojide, doğum haritasında adı geçen 8.evin ölümü ve yeniden doğuşu temsil ettiğini söyleriz. Kiliselerde vaftiz ile ilgili yazılar -ki yeniden doğuşun sembolüdür- sekizgen gibi bir şekille gösterilir. Hristiyanlık öncesinde, yeni doğanların başından arındırma suyunu döken, tanrı olarak bilinen eski Mısır tanrısı Thoth’un sembolü sekiz sayısıydı. Tanrıyla yapılan sözleşmenin bir göstergesi olarak, sünnet töreni geleneksel olarak yaşamın sekizinci gününde yapılmaktadır.

Rudhyar; antik Hindu, Çin ve Hristiyanlık’ta sekiz sayısının Gnostik sembolizminde hareket eden iki unsur arasındaki dinamik bir etkileşime bağ kurduğuna işaret etmektedir. Bununla birlikte buna yönelik belirgin bir referans da vermemektedir. Sayı bilimcileri sekiz sayısının bir “güç” sayısı olduğunu düşünmektedir. Aynı düşünceye astrologlar da sahiptir. Ay fazlarının dayandığı sekiz kademeli durumu düşünelim, burada belirtilen zorlu durumlar – kavuşum, kare, karşıt, yarım kare ve 150 derecelik- fiziki gösterimlere ilişkin en güçlü fazlar olarak dikkate alınmaktadır. Bu çerçevede Sekiz sayısının antik sembolizminin kaynakçasına yönelik yeni bir materyali bana iletirseniz çok memnun olurum.

İlişki Döngüsü

Ay fazlarını irdelemeye başladığımız zaman, sadece sizin haritanızda yer alan Ay hakkında konuşmadığımızı dikkate almak önemlidir. Ay’ın Güneş’le olan ilişkisini konuşuyoruz. Ay döngüsü, bir ilişki döngüsü anlamına gelmektedir. Rudhyar; “ilişki, gücü oluşturur, ilişki olmaksızın ortaya çıkacak bir güç yoktur” demektedir.

Rudhyar; ilişkideki temel kriz noktasının, çemberin 8 ve 12 bölümleri arasında oluşan karenin kutupları arasında olduğunu söylemektedir. Bununla birlikte, her bir çeyreğin başındaki noktaların en büyük ivmenin olduğu en kritik açılımlar olabileceğine de işaret etmektedir.

Sekiz Kademeli Solar (Güneşsel) Döngü

Antik Pagan’ın sekiz tatili, Büyük Şabatlar: İmbolc, Beltane, Lughnasad ve Şamhain olup, bunların yıl içindeki mevsimlerin dönüşüm zamanına denk düşmesi ilginçtir. Söz konusu 4 tane, 4 kademeli kesişimi ile her bir mevsimin başlangıcını işaret eden ekinoksların ve gün dönümülerinin arasındaki çeyreklerin kesişimine (yarım kare) denk düşmektedir. Güneşin ilkbahar ekinoksuna göre olan sekiz kademeli serisine dayanan güneşsel tatiller doğanın döngüsünü kutlamaktadır. Burada belirtilenler Rudhyar’ın ay fazları ile ilgili yorumlarıyla oldukça benzer olmasına karşın, kitabında buna dair bir gönderme ya da ilişkilendirme bulamadım. Sembolizmle ilişki kurmamaktadır, bununla birlikte, bir döngüyü anlamak diğerini anlamaya katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, yazımda şabatlara yönelik bazı yorumları her bir ay fazı kısmında dahil edeceğim.

Sekiz mevsimsel şabat döngüsü -ya da yıl çevrimi- güneş ile dünya arasındaki karşılıklı etkileşim ilişkisidir. Dünya, güneşin enerjisine göre değişimi oluşturmaktadır. Tohumlar güneş ışınlarına bağlı olarak çimlenmekte, filizlenmekte, büyümekte, olgunlaşmakta, solmakta, ölmektedir. Bunu takiben döngü tekrar başlamaktadır. Ay döngüsü, güneş ile ay arasındaki karşılıklı etkileşimdir. Ay, sürekli değişen çehresiyle güneşin ışıklarını yansıtır. Burada, bununla birlikte bu ilişkideki doğru ortağın Dünya olduğunu fark etmek önemlidir. Belirtilen ay fazlarının, sadece dünyanın aldığı konuma bağlı olarak oluştuğunu biliyoruz. Fazlar ayın kendisi hakkında herhangi bir şey söylemez, bununla birlikte, ay, dünya ve güneş arasındaki ilişkiyi belirtir.

Ay’ın böylece dünyadaki biz insanlara ilişkiler hakkında bilgi verdiğini söylemekteyiz, ancak ne tip ilişkiler olduğu sorusu gündemdedir. Yaşamımızdaki pek çok olayın ve buna eşlik eden gelişmelerin diğerleriyle olan etkileşimlere dayanmasına rağmen, Ay bizim diğerleriyle olan ilişkimize dair bilgi vermez. Burada belirtilen doğru ilişki ifadesi, bizim kendimizle olan ilişkimizdir, diğer bir ifadeyle dışımızla içimizdeki enerjinin-ruhun ilişkisidir.

Evrene dair hususları daha iyi anlayabilmek ya da idrak edebilmek için dualistik -ikili kavram- yaklaşımları gerekli gibi gözükmektedir. Bu amaca yönelik, sembolik olarak Güneşe tanrısal enerji, ruh rolünü, Dünya’ya da madde-biçim rolünü verelim. Bunları “iyi” ya da “kötü” diye nitelemiyoruz, ayrıca her ikisini de eşit önemde kabul etmekteyiz. Madde-biçim olmadan enerji-ruh amaçsız-anlamsızdır. Enerji olmaksızın madde hareketsizdir ve yaşam belirtileri vermez.

Şimdi, tüm bunların doğum haritalarımızı ve yaşamlarımızda olanları anlamak açısından ne ifade ettiği sorusu öne çıkmaktadır. Güneş’in; “Ben ışığım ve canlılık kaynağıyım. Benim enerjimi al, beraberce yaşamı ve var oluşun nedenini oluşturalım” dediğini hayalimizde canlandıralım. Dünyevi şekildeki maddemiz buna şöyle yanıt verebilir; “Ama çok parlaksın, gözlerime zarar vermeksizin sana direkt olarak bakamıyorum. Bütün enerjini almaya çalışacak olursam, yanıp kül olurum. Bana ışığını makul dozlarda ver ki, bundan faydalanabileyim ve sana da dinlenebilme zamanı verebileyim”.

Bu çerçevede Ay ne demektedir acaba? Muhtemelen; “Sana hizmet etmeme olanak tanı. Güneş’in ışıklarını daha yumuşak bir şekilde almanı sağlayacak şekilde ışığı yansıtarak sana aracılık edeyim. Ben kolaylıkla izlenebilirim, bana doğrudan bakabilirsin, böylece sana ışıktaki birbirini izleyen aşamaları göstereceğim, aynı zamanda içinde yer alan yaşamsal enerjini anlamana yardımcı olacağım. Yaşamındaki mevsimleri göstermeme olanak tanı” demektedir.

Ay ve dünya çok uzun zamandan bu yana kadınsı özellikler ve tanrıçalık ile ilintilendirilmişken, güneş erkeksi özelliklerle ve tanrılık ile ilişkilendirilmiştir. (Bu evrensel bir fikir değildir. Bazı mitolojilerde, güneşin tanrıçalığı ya da aydaki adamın varlığı gibi ifadelere rastlanılmaktadır.) Aracılık anlamında daha makul olan tanrıçalık kavramı yeni bir şey değildir. Bununla birlikte eski dönem Hristiyanlığında bu ilahilik reddedilmektedir.

Ay’ın bir aracı olarak Güneş’ten gelen mesajları yansıtması ya da onu objektif kılması, akılcı bir kavramdır. Günümüzde astrolojide Merkür’ü (erkeksi bir gezegendir) zeka, rasyonel-mantıksal- akıl kavramlarının sahibi olarak biliyoruz. Bununla birlikte, bunlar aklın sadece bir yönüdür. En mantıksal, bilimsel uygulamalar dahi bir içe doğuşla, yani sezgisel bir yaklaşımla başlar. İşte bu Ay’ın alanıdır! Ay’a yönelik bizim ilk görüşlerimiz onun besleyiciliği, değişkenliği üzerinedir. Bununla birlikte, az önce ifade ettiğimiz, aklın sezgisel yönü sembolizmini mutlaka dikkate almalıyız. Genellikle Ay’ın aklın sezgisel yönüne yönelik durumuna oldukça az değer/önem veririz, hatta bunu biraz aşağılayarak bilinç dışı veya bilinçaltı olarak niteleriz.

Erkeksiliği harekete geçme-etkenlik ilkesiyle, kadınsılığı ise yanıt verme-edilgenlik ile ilişkilendirmişizdir. Bu çerçevede, bilinçli hareketlerimizin sonucunda sezgisel dürtülerimiz harekete geçiyorsa, harekete geçen kimdir ve de kim yanıt vermektedir? Bu çerçevede aklın hangi yönü daha kuvvetlidir?

Geçmiş dönemlerde pek önemsenmeyen, sezgisel niteliklerin değeri ve kadınsı yaklaşım prensipleri günümüzde tekrar değerlendirilmektedir. Ay döngüsü ile sembolize edilen ilişki kendi benliğimiz içindeki ilişki olup, her ne olursa olsun erkeksi ve kadınsı özelliklerimizi sürdürmeye devam ederiz. Güneş’in (habercisi olan Merkür’ün de) sembolik olarak temel yaşamsal enerjiyi temsil ettiğini ve yaşamımız süresince amaçlarımıza ulaşmak için beraberce hareket etmek zorunda olduğumuzu düşünebiliriz. Bu bağlamda, Ay’ımızın Güneş’imizle olan ilişkisine yaşamımızdaki mevsimlerde uyumu getirebilecek sezgisel bilgelik açısından bakabiliriz. Hiçbir zaman küçümsemeden ve onu iyi anlayabilmek amacıyla, Ay’ın gücüne dikkat etmeliyiz. Ay’ınız, Güneş’inizin parlak canlılığını değişen aşamalarla size yansıtır.

Doğum gününüzden önceki en yakın olan Ay fazına tablodan bakın. Bu sizin doğumunuzla ilgili Ay fazınızdır. Aynı zamanda, Güneş’iniz tarafından getirilen yaşamsal amacınız açısından anlam ifade eden bir sembolizmdir. Burada özet açıklamalar verilmektedir ve genelleştirilmektedir. Kendi doğum haritanızda Güneş’inizin konumunun ve diğer unsurların dikkate alınması gerekir.

İlerletilmiş Ay fazları, yaşamınızdaki temel dönüşüm döngüleri açısından iç görü - farkındalık vermelidir. İlerletilmiş Ay fazı ilerletilmiş Ay’ın ilerletilmiş Güneş’e dair konumudur. İlerletme için, genellikle, efemerisde yaşamın her bir yılı için bir gün ileriye doğru sayılır. Bunu aynı zamanda tablo üzerinde de ortaya koyabilirsiniz. Bir yeni aydan diğer bir yeni aya tam bir ilerletilmiş ay döngüsü yaklaşık olarak 29 yıl alır. Bu her bir fazın 3,5 senede tamamlanması anlamındadır. Sekiz fazdan oluşan bu dönüşüm döngüsüne dair kısa açıklamalar aşağıda verilmektedir.

Yeni Ay (New Moon)

Ay’ın karanlık halidir. Güneşle kavuşumundan dolayı geceleyin gökyüzünde görülmesi mümkün değildir. Mevsimler döngüsünde Noel kutlamasına veya kış gündönümü zamanına tekabül eder. Işığın tekrar doğuşunu temsil eder. Bu aşamada, senenin en uzun gecesinde tanrıça diğer dünyaya güneşe bir çocuk doğurmak-vermek üzere gider. Bu yeni ışığın yeniden doğumu, kutlama ve umut anlamındadır. Bu mitoloji pek çok dinsel gelenekte sürdürüle gelmiştir. Örneğin, Hristiyanlık’ta İsa’nın doğumu kış gündönümüne denk gelmektedir. Güneş tanrıçasının güneşi yeniden canlandırması ve yeni ışığı getirmesi, günümüzde Santa Lucia’nın çelenkinde yer alan mumlar olarak bilinmektedir.

Yeni ay, yeni bireysel projelerin doğuşu, içgüdüsel olarak hissedilen yaratıcı girişimlerin başlangıcı anlamındadır. Bunları hisseden birisi, daha önceden detaylı olarak düşünmese de, başlangıç ivmesini değerlendirerek iyi bir performans sergileyebilir.

İlerletilmiş yeni ay fazındaysanız yaşamınızın önemli yeni bir döngüsünün başında, yeni ve yaratıcı bir enerjinin ortaya salınacağı dönemdesinizdir. Bununla birlikte, bu durum henüz tam olarak oluşmamış ve nasıl gelişeceği belirgin olmayabilir. Genellikle bir olay ve olaylar bu yeni döngünün başlangıcını işaret edecektir. Bununla birlikte, daha sonra durumu değerlendirinceye kadar söz konusu olayların öneminin farkına varmayabilirsiniz. Bu, yeni amaçlara yönelik farkındalığın tedricen arttığı bir zaman demektir. Geçmişe kesin bir çizgi çekilmesi değildir. Ancak, eski alışılmış kalıpların hayatiyetini kaybettiği, yaratıcı başlangıçlar için yeni bir anlayış hissettiğiniz bir dönemdir.

Hilal (Crescent)

Aylık ay döngüsünde, geceleyin gökyüzünde gümüşi ay ışığının ilk belirdiği zamandır. Yeni doğmuş ışık kendini göstermektedir. Senelik mevsimsel tatil zamanlarında, “Imbolc” veya “Candlemas” (2 Şubat) olarak bilinir. Yeni doğan güneş tanrısı annesinden meme emen küçük bir çocuk görünümündedir. Yeni doğanlar beslenmeli, bakılmalıdır. Kış ve ölümün süpürülüp temizlendiğini gösteren bahar döneminin olduğu düşünülmelidir. Enerji, yeni başlangıçları kutsayacak ve güçlendirecektir.

Hilal fazı döneminde doğanlar, harekete geçmek için güçlü bir dürtü hissederler. Sanki sonsuza kadar yoğun mücadelelerin içinde olacaklardır. Şu ya da bu şekilde, geçmişin geleneksel alışkanlıklarını kırmaya çalışırsınız. Bir sınıftan öbür sınıfa olan bir değişimin içinde olduğunuzu veya muhtemelen aile beklentilerine uymayan girişimlerde bulunduğunuzu ya da konumunuzu geliştirmeye çalıştığınızı görebilirsiniz. Şu ya da bu şekilde, eski-yeni çatışmasında “yeni”yi temsil ettiğinizi görürsünüz.

İlerletilmiş hilal fazı konumu, yeni ay zamanında ortaya konan yeni başlangıçların berraklaşması ve şekil bulması zamanıdır. Bunları ileriye taşımak için uğraşmanız gerekir. Bu nedenle de geçmişten gelen bazı şeyleri kırmanız gerekebilir.



İlk Dördün (First Quarter)

Karanlık ve aydınlık arasında bir denge oluşturan yarım ay geceleyin gökyüzünde görülür durumdadır. Yıllık güneş döngüsünde bu, bahar ekinoksuna veya Paskalya zamanına, yani gün ve gecenin eşit uzunlukta olduğu döneme denk düşer. Eşitlik noktasında yaşam daha ilerlemeden, kışın zincirleri kırılmış olup günler giderek uzadıkça ışığın hüküm sürmesi gündeme gelmektedir. Sembolik olarak kendi değişimini güçlendirmek amacıyla kısıtlayıcı unsurları kırmak, çoğu kez bu tatilin ritüelleri içinde yer alır. Tanrı ve tanrıça oyun oynayan gençlerdir. Tatil şenlikleri kendi içimizdeki çocuğu doğrular ve yeni doğuşu parlak şekilde boyanmış yumurtalarla kutlar.

Ay döngüsünün bu fazı, eylem-aksiyon krizi olarak anılmaktadır. Bu ay fazında doğduysanız, yaşamınızın bir krizden diğerine şeklinde olduğunu hissedebilirsiniz. Gürültü, hareket ve eyleme çekilmektesiniz, çünkü gelişmeyi amaçlarken nihai amacınızın biraz bulanık olmasına rağmen sürekli bir uğraş içinde olmayı hissetmektesinizdir. Engellerin yeni bir şeyler yaratmak için var olduğunu idrak eder, eski şekil ve yapıları ortadan kaldırmak zorunda olduğunuzu hissedersiniz. Güçlü bir iradeniz vardır ve muhtemelen yönetim becerilerinizi geliştirirsiniz.

İlerletilmiş ilk dördün fazı, yaşamınızda oluşturmaya çalıştığınız yeni yöne dair eylem krizleri anlamındadır. Bu dönem, bir şeylerin oluşmasını sağlama, amaçlarınızın peşinden saldırganca gitme zamanıdır. Geçmişten gelen ve sizi tutan, engelleyen bir şeyler varsa, bu konunun çözümlenmesi ve söz konusu engelleyiciden uzaklaşılması zamanıdır.



Kambur Ay (Gibbous)

Gökyüzündeki ayın ışığı artmaktadır, ancak henüz dolunay olmamıştır. Mevsimsel döngüde “Beltane” veya “May Eve” zamanı olup, yaşamın doğurganlığını şereflendiren kutsal evlilikler anlamına gelmektedir. Evlenmemiş tanrıça, kendisini ve meyve verebilirliğini keşfedeceği, bunun peşinden gideceği yaşlardadır. Kutlamalar Mayıs Direği etrafında ağ örmeyi, şans ve geleceğe dair iyi dilekler için beltane ateşlerini yakmayı kapsar.

Ay’ın kambur fazında doğduysanız, kendinizi keşfetmeye daha çok önem vermelisiniz. Yaşamınızı değerli hissettirecek bir kişisel isteğinizi anlayacak kapasiteyi geliştirmektesiniz. Kendinize ‘nereye gidiyorum, nasıl bir gelişim gösteriyorum, bana anlam ifade edecek neler yapıyorum’ gibi soruları sorup bunları sürekli değerlendirirsiniz. Hiçbir şey bahşedilmiş değildir. Bazı şeyleri daha iyi yapma yollarını keşfetmeniz, bazı şeyleri daha berraklaştırmanız sizin için önemlidir. Kendinizi bir dava-amaç- için uğraşırken bulabilirsiniz.

İlerletilmiş kambur ay fazında, yaşamınızın yeni doğrultusundaki yöntemleri mükemmel kılmaya zorlanabilirsiniz. Bunu çıraklık dönemi olarak adlandırabilirsiniz. Yeni doğrultunuz oluşturulmuştur, ancak henüz tam olarak oturtulmamıştır. Gelişiminizi analiz etmek ve değerlendirmek zorunda olduğunuz, buna bağlı olarak ‘asıl başarı’ için teknikler geliştirmek zorunda olduğunuz bir gelişim dönemine işaret eder.


Dolunay (Full Moon)

Ay, Zodyak kuşağında güneşin tam zıttı bir konumda parlamakta, ışıkları onun tamlığını yansıtmaktadır. Mevsimsel döngü çerçevesinde ele alındığında bu zaman, yaz ortası veya yaz gündönümüdür. En uzun günde ışık zaferle parlarken, aslında aynı zamanda karanlığa doğru gidişini başlatmış olmaktadır. Bu zamandan itibaren, ışık giderek azalacaktır. Bu Kral güneşin yaz kraliçesini aşkının doruğunda kutsamasıdır. Aynı zamanda ölüm demektir. Güneşin tahılın hasadı için enerjisini göndermesi, öte yandan yeni bir yaşam biçimi için ölünmesi anlamındadır. Tamamlanma, bolluk, yapma mevsimi demektir. Bununla birlikte, aynı zamanda, henüz gerçek olmayan ancak yaklaşan sonun ve diğer tarafın farkına varma zamanıdır.

Dolunayın güneşin karşısında yer alması çerçevesinde, dolunayda doğanlar zorlu ilişki sorunları yaşarlar. Bu kişiler başkalarıyla olan ilişkilerinde önemli krizleri deneyimlerler. Bunun temel nedeni uzunca bir süreyi, kendi benlikleri içindeki bütünleşmeyi tamamlamadan ve bunun farkına varmadan geçirmeleridir. Kendi amaçlarına dair açıklık ve objektiflik konularını ilişkiler üzerinden deneyimlemek muhtemelen diğer fazlardan ziyade “dolunay” fazında yer alır. Bu süreç en üstün olan amacın keşfidir. Tamamlanma, hatta bolluk yeterli değildir. Yaşamının nedenine dair aydınlanmaya ulaşmak zorundadır.

İlerletilmiş dolunay, yaklaşık 14-15 sene önce başlamış ilerletilmiş yeni ayınızın doruğa ulaştığı veya tamamlandığı anlamındadır. Yüce, coşkun bir zaman dilimidir. İnşa etmiş olduğunuz yeni yapılar çalışmaktadır. Şimdi ne vardır? Yaz gündönümünde ışık zaferle parlarken, bu aynı zamanda giderek azalacağı anlamına mı gelir? Daha sonrasında büyüme mümkün müdür? Biraz korkunç değil mi? Bu zamanda aydınlanma için yapılana ara vermek önemlidir. Bu, yaptığınızın amacını ve anlamını sorgulamayı sağlar. Ayrıca, söz konusu olgunun içinden veya dışından kaynaklanan herhangi bir muhalif unsuru birleştirmeyi ya da işin içine katmayı temin eder. Herhangi bir aydınlanma olmadığı takdirde, yaptıklarınızla ilgili yaşam enerjiniz ve isteğiniz zaman içinde azalacak olup, oluşturduğunuz yapılar gittiğiniz yönün açık olmamasından dolayı zamanla harap olmaya başlayacaktır. Bununla birlikte, oluşturduklarınız sizin için doğru anlam ifade ediyorsa, gelen fazda dünyaya vereceğiniz çok şeye sahipsinizdir.


Solan Kambur Ay (Disseminating)

Yuvarlak ay bir yanından bir miktar düzleşmiştir, ancak gökyüzünde parlaklığını korumaya devam etmektedir. Bu faz, Ağustos başında Lughnasad güneş festivali zamanına denk düşer. Bu dönemde yaşamın sürekliliğini temin eden hasat (doğanın doğurganlığı) sonucunda alınan mahsuller kutsanmaktadır. Mahsuller hasada hemen hemen hazırdır. Bununla birlikte değişim ve hava koşullarına duyarlılık gibi tam belli olmayan bazı unsurlar da mevcuttur. Hasat sonuçlarını almaya, bilgeliği arttırmaya, refaha dair yönelen enerji ile birlikte, bekleme ve olgunlaşma dönemidir. Mahsul hasada tabi oldukça Güneş Kral ölmekte, diğer taraftan Toprak (Dünya) Ana yeni yaşamın ortaya konmasına yönelik yaşam enerjisini beslemeye devam etmektedir.

Dolunayda aydınlanmaya ulaşılır, solan kambur fazındaysa yayılır. Bu ay fazında doğduysanız, size anlamlı gelen fikirler üzerinde iletişim kurmaktan hoşlanırsınız. Siz doğal bir iletişimci, öğretmen olarak doğmuşsunuzdur. Yaşamınızda sizin için önemli olan bir neden uğruna mücadele verirsiniz. Yaşamınızın temel amacı, kendi bilgeliğinizi, inançlarınızı, ilgi alanlarınızı paylaşmaktır.

İlerletilmiş solan kambur fazda, ilerletilmiş dolunay döneminizde ulaşmış olduğunuz aşamanın meyvelerini dünya ile paylaşma zamanıdır. Bundan daha da önemlisi, sizin aydınlanmanıza dair bilgeliğinizin paylaşılmasıdır. Öğrenmiş olduklarınızı öğretme zamanıdır.


Son Dördün (Last Quarter)

Bir kez daha ay yarı aydınlık yarı karanlık durumdadır. Bu sonbahar ekinoksundaki güneş döngüsü gibidir. Günler ve geceler eşittir. Bununla birlikte, bu denge noktasında, ışık giderek karanlığa dönüşme aşamasındadır. Hasadın sonuçlarını alma ve şükran duyma zamanıdır. Aynı zamanda yaşamın sonuna doğru gelmekten dolayı kederlenme söz konusudur. Tanrıça yaşanan duruma yas tutarken, kutlamalarda hasat dönemi sonucunda tekrar doğum ve bolluğa yönelik duruma vurgu yapılır.

Son dördün, bilinçteki krizler zamanıdır. Bu ay fazında doğanlar, kabul edilmiş olan yollarıyla olan “uyumsuzlukları”nı kendi içlerinde derinliğine bilenlerdir. Başkalarıyla kıyaslandığında, bu insanlar kendi içlerinde yeşerenden daha farklı bir dış görüntü ortaya koyar gibidirler. Yüzeyde yerleşmiş yapılara ve kalıplara bağlıyken, başkalarına karşı esnek olmayabilirsiniz. Bunun temel nedeni içinizden çıkacak yeniden uyarlanmaya henüz hazır durumda olmayışınızdandır. Gösterdiğiniz ilerleme buna dair hazır olduğunuzu işaret ettiğinde, “yeni bir siz” aniden yüzeyde belirir. Bu durum içinizdeki değişimin farkında olmayan başkalarını şaşırtır.

İlerletilmiş son dördünde, bilinçlilik üzerine bazı krizler yaşayacaksınız. Bu krizler, sizin mevcut ilerletilmiş ay döngünüzde yer alan önde gelen eylemlerden uzaklaşmanızı ve gelecek ilerletilmiş yeni ayınızda gündeme gelecek yeni doğrultunuz için hazırlıklar yapmanızı sağlayacaktır.


Balzamik Ay (Balsamic)

Geceleyin gökyüzünde sadece ince bir ışık parçası görülmektedir. Hilal şeklindeki ayın giderek küçülmesidir. Balzamik ay, güneş döngüsünde, daha popüler adıyla cadılar bayramı olarak da bilinen Samhain kutlamalarına denk düşer. Görünen ve görünmeyen dünya arasındaki perdenin ince olduğu, ruhların fiziksel konumlarını bırakmaya başladığı, ruhun yeniden bedenlenmeye yöneldiği zamanlar anlamındadır. Karanlık artmaktadır. Tanrıça, bilge kadın veya Crone (dünyevi bir cadılar bayramı cadısı) olarak hüküm sürmektedir. Tanrı yer altına girmiştir, çünkü kendi yeniden doğumunun tohumu olmayı amaçlamaktadır. Kış yaklaşmıştır. Bununla birlikte, ölüm veya sonrasının yaşamın devam etmesi veya yaşam döngüsü için doğal ve gerekli olduğu anlaşılmaktadır.

Balzamik ay fazında doğan birisi olarak, çoğunluğun dışında birisi olarak görülebilirsiniz. Şöyle ki birisi, bunu “farklı bir davulcunun sesi bu” diye tanımlamaktadır. Kendinize dair bir kehanette bulunabilirsiniz. Özel bir kaderiniz olduğuna eminsinizdir. Nereye gittiğiniz ya da ne olduğu konusunda çok berrak değilsinizdir, bununla beraber akışla beraber olmaya hazırsınızdır.

İlerletilmiş Balzamik Ay fazı döneminde, ayın karanlık tarafına dair pek çok deneyim yaşayabilirsiniz. Bununla birlikte, hiçbir şey tamamlanmadıysa bir nadas dönemi aramamalısınız. Yeni döngünüze ulaşmayı başarmak üzere, tahminen çeşitli defalarda girişimlerde bulunacaksınız. Bunların bir kısmı gitmeniz gereken yolun dışında kalacak, bununla birlikte bir kısmı ya da bir tanesi yeni döngüye dair başarılı girişimi kanıtlayacaktır. Bitmiş olana dair yas tutmayın, o amacını yerine getirdi. Her bitişin yeni başlangıçları oluşturduğuna dair inancınızı koruyun. Tekerlek dönmeye devam ediyor.


Türkçesi: Şeref Akkaş

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
11-09-2007 10:38 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
qulsah Çevrimdışı
Jupiter Vip
*****
Jupiter Vip

Mesajlar: 336
Üyelik Tarihi: Oct 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #3
Ay Devinimi
Ay doğum haritasındaki yerine 27.5-28 günde bir gelmektedir. Ayrıca bir de Güneş ile yaptığı açılar sonucu oluşan Yeniay, Dolunay ritmi vardır ki, bu da 29-29.5 gün sürmektedir. Ay'ın yeryüzündeki canlılar üzerindeki etkisi artık bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Kadınların adet görme ritmi ile turunu 28 günde tamamlayan Ay'ın ritmi arasında önemli bir bağlantı vardır. Ay tüm insanların, kadın veya erkek, kadınsı yönünü temsil eder. Ay doğumdur. Yeniay ve Dolunay dönemlerinde doğum oranı (doğal) daha yüksektir.

Güneş ile Ay'ın karşı karşıya geldiği Dolunayın psikolojik anlamı nedir? Güneş, yani istekler ile Ay, yani duygular karşı kutuplarda gerilim yaratmaktadır. Genel olarak yaşamını duygusal gereksinimlerini karşılayacak şekilde sürdürmeyen kişilerde Dolunay etkisini daha fazla gösterir. Bastırılmış duygular seslerini duyurabilmek için dışarı çıkmaya çalışırlar. Duygusal hassasiyet artmıştır. Yeniay ve Dolunay duygusal yoğunluk açısından benzer özellikler gösterirler, ancak Dolunay daha dışa dönüktür, Yeniay ise iç gözlemle ilgilidir.

Yeniay Güneş ile Ay'ın kavuşum açısı yapmasıdır. İstekler duygular birleşmiş, yeni bir enerji doğmuştur. Bu dönemdeki yeni başlangıçlar yaklaşık 7.5 gün sonra 1.çeyrekte bir sınavdan geçer. Yeniaydan 15 gün sonra Dolunayda da doyuma ulaşılır ya da fiziksel veya ruhsal gerilim yaşanır. Bundan 7.5 gün sonraki 2.çeyrek o zamana kadar yaşananların değerlemesinin yapılarak, yeni başlangıçlara hazırlama dönemidir. Ortalama 29.5 gün süren bu süreç ancak duyarlılığı çok yüksek kişiler tarafından fark edilebilir. Ancak siz gene de gökyüzüne bakarak Yeniay ve Dolunayda neler hissettiğinizi, nasıl bir ruh halinde olduğunuzu tartabilirsiniz. Eğer tanımlayamadığınız bir huzursuzluk hissediyorsanız yaşamınıza ve duygularınıza yeterli özeni göstermediğinizi anlayabilirsiniz. Haritasında Yengeç burcu özellikleri güçlü olanlar ile Yeniay veya Dolunayda doğmuş kişiler Ay'ın etkilerini daha yoğun hissederler.

Ay'ın bu 29.5 günlük hareketi dışında Progres Ay'ın ortalama 28 yıl süren devinimi de çok önemlidir. Progres yönteminde bir gün bir yıla eşitlenmektedir. Buna göre Progres Ay doğum haritasındaki turunu 27.5-28 yılda tamamlamakta ve yerine dönmektedir. Bu devinimde kendisiyle özellikle karşıt ve kavuşum açısı yaptığı zamanlar çok önemlidir. İlk karşıt açısını ortalama 14 yaşında, yani buluğ çağında yapar. Bu dönem diğer planetlerin devinimleriyle birleştiği için büyük önem taşır. Doğumdan buluğ çağına kadar geçen süre içinde kavuşum hariç Ay'ın kendisiyle yapabileceği bütün açılar gerçekleşir. Bu dönemde çocuğun kendi büyümesine tepkisi, çocuk-ebeveyn ilişkisi Progres Ay sayesinde takip edilebilir. 2-2.5 yılda bir Ay burç değiştirir, içinde Ay doğum haritasındaki tüm planetlerle şu veya bu açıyı yapar. Böylece çocuk kendi davranışlarına annesinin (bu anne olmak zorunda değil, çocuğu yetiştiren, anne rolü oynayan herkes, hatta baba olabilir) gösterdiği tepkileri öğrenir. Kendisinin sunduğu enerji anneden cevabını alır.

Ortalama 7 yaşında Ay kendisiyle ilk kare açıyı yapar. O zamana kadar anne üzerinde yoğunlaşan, annenin duygusal yapısıyla bütünleşen duygular artık anneden uzaklaşmaya başlar. Bu durum çocuk için olduğu kadar anne için de zor bir durumdur. Daha sonra 9-10 yaşlarında gerçekleşen üçgen açı duyguların uyumlu bir şekilde akıp gittiğini gösterir. Bu dönemi 14 yaşına kadar karşıt açının oluşturduğu bir karmaşa dönemi izler. Artık çocuğun ilgisi anneden diğer insanlara yönelmiş, çocuk anneden bağımsızlığını vurgulama çabasındadır. Bir yanda kendisi, diğer yanda onu yetiştiren kurum, anne baba vardır. Artık duygusal gereksinimlerinin karşısında başkalarının gereksinimleri, suçluluk duyguları, suçlamalar söz konusudur.

18.5 yaşındaki üçgen açı duygusal açıdan hayatın daha kolay geçtiğini, diğerleriyle ilişkinin daha uyumlu olduğunu gösterir. Bu, aksayan yönlerin düzeltilmesi için bir fırsattır. 18 yaşında aileyle olan bütün sorunların çözümlenebilmesi pek mümkün değildir, ancak her iki taraf da birbirini daha iyi anlayabilir. Burada ne kadar yol kat edildiği 21 yaşındaki ikinci kare açıda anlaşılır. 21 yaş anne-babadan tamamıyla ayrılma yaşıdır. Ya üniversitedeyiz, ya okulu bitirdik, çalışıyoruz, yeni insanlarla tanışıyoruz, kendi hayatımızın temelini atıyoruz. Kendi ailemizin, evimizin hayalini kuruyoruz. Anneden aldığı etkilerden kurtulamamış kişiler bu dönemde isyan içinde, annesi, ailesi gibi olmamaya çabalıyor veya isyandan vazgeçmiş tamamen ailenin isteklerine göre bir hayat oluşturuyor olabilirler. Her ikisi de özünde kişinin hem kendinden, hem ailesinden gizlendiği, gerilime, saldırganlığa, mutsuzluğa neden olan büyük bir öfke taşır. Bazen bu öfke ve saldırganlık iş hayatına yöneltir ve kişiyi başarıya ulaştırır. Bu dönemi 2-3 yıl sonra sakin bir dönem takip eder. Duygusal açıdan kişiyi huzur içinde, her şey yolunda hissettiren bir dönem (altmışlık açı).

Ve 28 yaşında Progres Ay doğum haritasındaki yerine geri döner. Duygusal açıdan olgunlaşmayı ve yeni bir boyuta atlamayı temsil eden bu kavuşum tüm insanlarda aynı etkiyi göstermez. Kimisi bu 28 yıllık süreci gereği gibi değerlendirmiş, kendi duygularını tanımış, diğer insanların duygusal gereksinimlerine hoşgörüyle bakarken, kendi gereksinimlerini de savunmuş, çeşitli zorlukları yaşarken büyümüştür. Artık daha olgun bir insan olarak yeni bir sürece başlamaktadır. Kimisi de duygularıyla başa çıkamamış, onları tanıyamamış, onlardan kaçmış, bastırmış, içte gizli bir öfkeye bilinçsizce neden olmuştur. Bu kavuşumda duygular yoğunlaşarak ona yeni gerilim kaynakları yaratmaktadır. Önem verdiği, saldırganlığını kanalize ettiği işi ona artık mutluluk sağlamamaktadır. İlişkilerinde nedenini bilemediği bir şekilde huzursuzdur. Bu yeni süreçte benzer şeyleri tekrar yaşayarak geçmişle yüzleşmek zorundadır.

Progres Ay'ın ikinci deviniminde 35-36 yaşında ilk kavuşum, 41-42 yaşında karşıt, 48-49 yaşında ikinci kare ve 55-56 yaşında tekrara kavuşum yaşanacaktır. Bu yaşlarda duygulara ne kadar özen gösterildiği, geçmişe, bilinçaltına bağlı sorunlarla ne kadar yüzleşildiği sınanacaktır. Kulak verilmemiş duygular, endişeler ayağa kalkacaktır. 41-42 yaş ömrün ortasıdır, geçmişle bir hesaplaşma başlar. Bugüne kadar seçilen yolun duygusal gereksinmelere ne kadar hizmet ettiği gözlenir. Eğer yeterli değilse açığı kapatmak için az bir zaman kaldığı duygusu ve endişesi hakimdir. Mutsuzluk, umutsuzluk, ne yapacağını bilememe zor günler yaşatır. Eğer yeterli ise gene bir takım düzenlemeler, değişiklikler yapmak gerekebilir. Bu da bir takım zorluklar yaratmakla birlikte kişi kendini daha mutlu kılacak bir uğraşı içinde olduğu için daha rahattır. Bu devinimin son kavuşumunda kişi artık yaklaşmakta olan yaşlılığı kabullenmiş, geçmişteki uğraşlarının meyvelerini toplama sürecinde olmalıdır. Bazı toplumlarda bu emeklilik yaşıdır. Kişi bundan sonra bugüne kadar öğrendikleri sayesinde daha genç olanlara rehber, danışman rolü oynamalıdır. Bugüne kadar bu seviyeye ulaşamamış kişilerde ise bir panik söz konusudur. Yeni bir süreç başlıyor, duygular ön planda, ama bir şeyler eksik. Duygular baş kaldırmış, acı yaşatıyor. Artık bir işe yaramadığı duygusu insanda boşluğa neden oluyor. Ancak ister istemez yaşamda yeni duygusal sayfa açılıyor.

Progres Ay'ın üçüncü deviniminde 62-63 yaşında ilk kare, 69-70 yaşında karşıt, 76-77 yaşında ikinci kare ve 83-84 yaşında kavuşum açısı yaşanacaktır. Duygusal açıdan zorlu dönemler vardır. Karşıt açıda ölümün yaklaştığı hissediliyor. Bu birçok insan için kabullenmesi zor bir gerçektir. İş hayatından tamamıyla el çekme yaşıdır. Ne iş yerlerinin, ne çocukların bize ihtiyacı kalmamıştır. Artık iş bitmiş, yaş yetmiştir. Hele bir de o güne kadar kendi duygularımızı besleyecek bir şeyler yapmadıysak nasıl mutlu olabiliriz? Peki kendi duygularına hizmet edenler? İşte onlar bu ekstradan yaşadıkları hayatın tadını çıkarırlar. İyi bir danışman oldukları için yalnız kalmazlar, hobileri olduğu için onlarla uğraşırlar. Geçmişte yoğun tempoları nedeniyle yapamadıklarını yaparlar. Geçirdikleri ömre mutlu bir ifadeyle bakarlar. 83-84 yaşındaki kavuşum ise bir çok astrolog için bu dünyadaki yaşamın sonu, yeni bir sürecin başlangıcıdır.

Barış İlhan - Astrolojide Yetişkinlerin Buluğ Çağı

[Resim: astro_w2gw_guelah.29705.32345.png?32537]
01-01-2009 06:39 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #4
Cvp: AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ
Nihal Yazılan:Bu sınıflamaya göre, doğduğumda içinde bulunduğum faz hangisi Beyhan? zamanın olduğunda cevap verebilirsen çok sevinicem gülücük

Tabiki cevaplarım, öncelikle eklediğim yazıda bulunan küçük bir tabloyu eklemek istiyorum, daha önce eklemeyi unutmuşum. Bilgisayarımda kayıtlı olan tüm haritalar silinmiş, nasıl olduğunu bilmiyorum ama şimdi haritanıza bakacaktım bilgileriniz bende yazılı olarak kayıtlıydı, neyse tekrar kaydedip hemen bakarım.

[Resim: sekizkademelidonguud3.jpg]

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
01-02-2009 12:18 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Angel Çevrimdışı
Angel
*****
Saturna Vip
lt=
Mesajlar: 1,250
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 19

Mesaj: #5
Cvp: AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ
astrozenithte Ay fazlarıyla ilgili güzel bir yazı var, linki veriyorumçiçek

http://www.astrozenith.com/astrolojiyazi....php?id=78

"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA
[align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
01-13-2009 07:56 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Simurg Çevrimdışı
.
**
Kayıtlı

Mesajlar: 751
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #6
Cvp: AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ
Ay fazları Tablosu

[Resim: phasewheelbb0.jpg]


Kaynak:starcats.com
01-13-2009 10:00 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Simurg Çevrimdışı
.
**
Kayıtlı

Mesajlar: 751
Üyelik Tarihi: Feb 2008

Rep Puanı: 1

Mesaj: #7
Cvp: Ay Fazlarının Psikolojik Açıklanması
Solan Kambur Ay (Disseminating);

Bu dönemde doğan kiişlerin fikirlerinden,bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlanılır.İdeallerine adanmış devrimci bir yapıları varsa,dünyayı düzeltmek için dürtüleri vardır.Diğer insanların yaşamlarını geliştirmek için uzlaşmaya ihtiyaç duyabilrler ve diğer insanlarla kendi görüşleri arasında barış ortamı yaratmayı öğrenmeleri gerekir .Anlamlı fikirleri vardır.Bu kişiler doğal bir birleştirici ve öğretmendirler.Eğer özel vaya önemli nedenler olsaydı savaşçı olabilirlerdi.Yaşam anlamlarından biri,yaşadıklarını,zekasını ,bilgisini,inanç ve ilgilerini paylaşmaktır.Bu kişiler bir adaletsizlik olduğunu hissederlerse anlaşmaları erteleyebilrler.Çevrelerini beğenirler ve zamanı durdurmak isterler,tamamen toplumcudurlar,konuşmayı severler,bilgilidirler,bilgilerini arttırmayı isterler.Bu kişiler ,fikirlerini değiştirmeye,yanlış anlamaları düzeltmeye ve paylaşmaya gelince kendilerine yardım edemezler ama doğal bir öğretmenlerdir.

Sosyal sorumluluk almak için uygun zamandır.Paylaşmak,sadece yeni görüş ve ifşaları aktif hake getirmez,onları yapmak için harekete geçirir.Bir şeyi iyi yapmak yeteri kadar yapmak değildir.Kişi bu konular hakkında yazma ihtiyacı duyar,profosyonelce bir çok insana tanıtır.

İlerleyen Solan Kambur Ay döneminde,başarılarının ve duygusal tecrübelerin meyvelerini paylaşmak için uygun zamandır.Bu dönemde yapılan işe güvenmek,tatlı veya acı olabilr.

Çeviri...
01-13-2009 11:03 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
luthi Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 122
Üyelik Tarihi: Dec 2008

Rep Puanı: 0

Mesaj: #8
RE: AY DÖNGÜSÜ - SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ
AY TAKTİKLERİ



Bugün Ay Balık Burcunda, büyüyen fazda
28.01.2009 saat 08.13’ten 30.01.2009 saat 17.26’ya kadar



Olumlu etkilenen Burçlar: Boğa, Yengeç Akrep, Oğlak, Balık

Olumsuz etkilenen Burçlar: İkizler, Başak, Yay



28.01.2009 saat 12.28-13.28 arası Ay - Pluto sekstili: Sabır; yaptığınız iş üzerinde sabırla çalışın, bu saatlerde dikkatinizi vereceğiniz konulardan sonuç alabilirsiniz.



Beslenme: Bu günlerde beden karbonhidrata ihtiyacı duyar. Tatlı tüketimi fark edilmeden artar. Şeker problemi olanlar bu birkaç gün dikkatli olmalılar. Tahıl ürünleri ve yaprak bitkiler ağırlıkta tüketilirse, bedenimize iyilik etmiş oluruz



Büyüyen Ay fazında bedeniniz depolamaya yönelik çalıştığı için çabuk kilo alır, ancak veremezsiniz. Öğünlerinizi küçültün.



Sağlık: Ay Balık’ta iken Özellikle nikotin, alkol, keyif verici maddeler ve kafein bedenimize diğer günlere oranla daha fazla zarar verir. Şifalı bitkilerle hazırlanmış ayak banyosu ve ayak masajı çok iyi gelecektir. Ancak nasır, siğil gibi problemleri tedavi etmek için Küçülen ay fazını tercih etmelisiniz. Şu an içinde bulunduğumuz faz buna uygun değildir. Ayrıca ayak bölgesinde Ay Balık günlerinde zorunlu olmadıkça ameliyatlardan uzak durmak gerekir. Pedikür ve ayak bakımı için doğru zamandır. Özellikle büyüyen Ay Balık fazlarında yapılan pedikür, ayak tırnaklarınızın daha sağlıklı ve sağlam büyümesine sebep olacaktır.



Dikkat:

Büyüyen Ay fazında yaralar kapanmaz ve ameliyatlarda kan kaybı daha fazla olur. Zorunlu olmadıkça ameliyatlardan kaçınmanızda yarar vardır.

Büyüyen Ay fazı ve balık burcu birlikte, keyif verici maddelerin (tütün, alkol, v.b.) zararlarını kalıcı hale getirmeye elverişli şartları yaratır. Birkaç gün bile olsa bedeninizi bu gibi zararlılardan koruyun.



Bitkilerimiz: Yaprak günleridir. Bitkileri ve çiçekleri sulamak için çok uygun. Yapraklarından faydalanılacak bitkileri toplamak ve ekmek için doğru zamandır.



Ayrıca yapraklı bitki çayları içmeniz faydalı olacaktır.



Ev işleri: Su günleri çamaşır yıkamak için uygundur. Gıdaları saklamak ve konserve için uygun değildir.



Günlük İlişkiler: Aile ve ikili ilişkilerde duygular ön planladır. Uyum ve anlayış hâkimdir. Güvende olma arzusu artar. Meditatif çalışmalar için bu günler idealdir. Diğer günlerden daha dingin ve huzur içinde içinize dönebilirsiniz. Sinemaya gitmek ya da yüzmek bugünlerde size ayrıca keyif verebilir. Baş başa geçirilecek akşam yemeği ikili ilişkilerde çok etkili olabilir. Ancak yine de Balık enerjisi kendi başına kalma ve kendisi ile ilgilenme duygularını da ön plana çıkarabilir.

İş hayatında analitik işler, anlaşmalar ve konuşmalar için uygun değildir. Ancak hayal gücünüzü ve yaratıcılığınızı bolca kullanabilirsiniz.

kızlar fazla yemeyin :D
01-30-2009 04:59 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #9
Ruhun Amacı
Astrolojik haritamız ruhumuzun amacı konusunda önemli işaretlerle doludur. Esoterik bakış açısı ile, doğum anındaki harita aslında ruhun maddi dünyaya nasıl konumlandığını anlatır. Hatta astronomik olarak dünyanın sembolünde daire içinde yer alan artı ya da haç işareti, bu dünyada test edilen, dersler alan, bir bakıma çarmıha gerilen ruha işaret eder. Işıklar, Güneş ve Ay da, en temel semboller olarak, ruhumuzun yönelimleri konusunda çok önemli bilgiler verirler. Sürekli hareket eden, döngüler çizen Güneş ve Ay, kimi zaman yanyana gelir, kimi zaman da karşı karşıya dururlar. Astroloji’de Güneş ve Ay’ın oluşturduğu bu döngü, 360 derecelik bir daire üzerinde, 8 eşit (aralarında 45 derece olacak biçimde) bölümüe ayrılmıştır. Bunun 4lü ayırımını daha ilkokulda öğreniriz.

Bu temel bölümler, yeniay (0-45 derece arası) hilal (45-90), ilk dördün (90-135), büyüyen ay (135-180) dolunay (180-225), küçülen ay (225-270), son dördün (270-315) ve balsamik (315-0).

Hepimizin haritası, Güneş ve Ay arasındaki açıya bağlı olarak bu 8 aşamadan birisine sahiptir. Astrolojik açıdan, ışıkların arasındaki bu önemli ilişki, hayatta hangi amaçlarla yer aldığımıza da işaret eder. Dilerseniz, şimdi bu aşamaların getirdiği ana temalara bakalım.

Yeniay: Güneş ve Ay’ın yanyana geldiği andan itibaren, Ay’ın Güneş’ten 45 dereceye kadar uzaklaştığı dönemde, yeniay döneminde doğanlar, bu hayata yeni dersler, yeni bir gelişme çizgisine girmek üzere gelmişlerdir. Bu nedenle, bu aşamada doğanlar genç ruhlu, saf, bağımsız ve oldukça güdüsel bir yönelim sergilerler. Onlar için harekete geçmek ve kişiliklerini vurgulamak çok önemlidir. Belki neyi başlattıklarını ya da başlattıklarının sonuçlarını tam olarak bilemezler ancak ne yaparsa yapsınlar, subjektif biçimde, kimliklerini yansıtırlar. Oldukça hızlı, kimi zaman çekingenlikle, ya da yaptıkları işe tamamen bütünleşerek hareket ederler. Lider bir kimlik taşırlar.
Bu aşamada doğan bazı kişiler şöyledir: Madonna, Katherina Hepburn...

Hilal aşamasında (45-90) aşamasında doğanlar da tıpkı yeniayda doğanlar gibi geleceğe doğru güçlü bir itilim içindedirler. Ancak bu grupta doğanlar geçmişin üzerinde bıraktıkları izlerden kurtulmaya çalışırlar. Bu çoğu zaman ailenin, zorlayıcı ilk koşulların gölgesinde zorlanan, kendi kendisine yetmeye çalışan kişilerin hayatında görülür. Bu aşamada doğan kişiler yeteneklerini geliştirmek, kendilerini ayakta tutacak güçleri yaratmak için buradadırlar. Sık sık kendilerine güvenmek konusunda test edilirler. Eğer yakın çevrelerindeki fırsatlardan yararlanırlarsa, daha rahat ilerleyebilirler. Kendi bağımsızlıklarını ve kendi kendine yeterliliklerini ispatlamak çok önemlidir.

İlk dördün aşamasında (90-135) doğanlar, kök salmak ve kendilerini iyice emin hissetmek için büyük bir mücadele içinde olan kişilerdir. Bu kişiler için sağlam bir temel elde etmek çok önemlidir. Genellikle uygulayıcı, sıfırdan bir şeyler kuran, yapıcı karakterlerdir. Ellerini kirletmeyi severler. İçlerinde duydukları güçlü savaşı, yapıcı biçimde dış dünyaya yansıtmak konusunda test edilirler. Hayatlarında pek çok kriz vardır ve içlerindeki güçlü enerjiyi, hırsı kontrol edip, ehlileştirirlerse önemli başarılar elde edebilirler. Kendi güçlerini topluma temellendirmek, kendilerine sağlam ve güvenli bir yer edinmek için buradadırlar. İradelerini ortaya koyacakları yapıcı olabilecekleri temeller onlar için çok önemlidir.

Önümüzdeki hafta diğer aşamalarla devam edeceğiz.


Hakan Kırkoğlu.

06-16-2009 08:58 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #10
Ruhun Amacı -2-
Haritamızda Güneş ve Ay’ın ilişkisi ruhumuzun amacını yansıtır.

Doğum anımızda Ay ve Güneş arasındaki ilişkinin hayatımızdaki yansımalarından söz ediyorduk. Astroloji’de Işıklar olarak adlandırılan bu iki güç, hayatımızdaki genel plan ve eğilimler hakkında çok önemli bilgiler verir.

Büyüyen Ay aşamasında (Ay’la Güneş’in arasında 135-180 derecelik bir uzaklık olduğu durumda) doğan kişiler kendi kişisel yeteneklerini mükemmelleştirmek, uygulayıcı olmak ve fayda yaratmak amacıyla gelirler. Bu kişiler sürekli kendilerini geliştirme uğraşısı içerisindedirler. Önceki gruplara oranla çok daha objektif ve daha az güdüsel eğilimler gösterirler. Onlar yaratıcı ifadelerini en iyi hale getirecek uğraşlar içerisindedir.

Dolunay aşamasında (180-225) artık Ay, dünyadan bakıldığından birbirlerine karşıt durumdadır, açı 180 ve ötesine geçmiştir. Bu bir gerçekleşme, olgunlaşma ve sonuç verme dönemidir. Dolunay aşamasında doğan kişilerin hayatında başkalarının etkisi, onların desteği ve eleştirileri büyük önem taşır. Beraberlikler, evlilikler, ortaklıklar ruhun öğrenmesi gereken dersler yönünde önemli bilgiler verirler. Bu kişiler ideal ve dengeli olanı aramakla meşguldürler. Kolayca etkilenebilirler. Objektif olmak ve dengede kalmak onlar için çok önemlidir. Özellikle ilişkiler yoluyla hayat amaçlarını bulmaya çalışırlar.

Bu aşamadan sonra doğanların haritalarında artık Ay’ın ışığı küçülmeye başlamıştır.

Küçülen Ay döneminde doğanlar (225-270) sahip oldukları görüş ve inançları yayan, kendi görüşlerinin fiziki bir örneği gibi, kendilerini fikirleri ile özdeşleştiren karakterdedirler. Bu kişiler görüşlerini yaymak, genişletmek ve anlam aramakla meşguldürler. Eğer kendilerini belirli bir hayat görüşü ile birleştiremezlerse, huzursuz ve uyumsuz hissedebilirler. Bu görüşler ilerici ve reformist olabileceği gibi, aşırı eleştirel ve yıpratıcı da olabilir.

Son dördün aşamasına geldiğimizde, Ay artık Güneş’in 90 derece gerisinde kalmıştır. Bu aşamada (270-315) doğanlar kendi içlerindeki gelişimi, dönüşümü hayata geçirmek için dış dünya ile mücadele içine girerler. Önce kendi içlerindeki dönüşümü tamamlamak ve ruhsal olarak daha ileri bir dönüşümü hazırlamak üzere kendilerini zorlarlar. Bu yönde kurallar koymak, yönetici durumuna geçmek ve kendilerini ispat etmek isterler. Bu nedenle, bu aşamada doğanlar kimi zaman aşırı katı ve baskıcı da olabilirler. Kendi düşünüş tarzlarını ve yaşam biçimlerini yenilemeleri, eski kalıplardan kurtulmaları gerekir.

Son aşama olan Balsamik Ay döneminde (315-360) Ay’ın ışığı gittikçe azalır, Ay karanlığa düşmeye başlar. Bu dönemde doğanların hayatında karanlıkta ve uykuda kalan, daha ileride kendini gerçekleştirmek üzere filizlenen düşünceler, eğilimler vardır. İlginçtir, bu dönemde doğan pek çok kişinin hayatının ilk 30 yılı, daha çok doğdukları koşulların, belki ailenin ya da sosyal konumun aşırı etkisi altındadır. Kendi çağrılarını ve amaçlarını 30 yaşından sonra daha net hisseder ve kavrarlar. Oldukça fedakar, evrensel bir bakış açısına ve kabullenme duygusuna sahip kişilerdir.

Örnekler

Birkaç örnek, Ay-Güneş ilişkininin hayatımızda ne kadar açıklayıcı olduğunu gösterebilir.

Örneğin Madonna yeniay zamanında doğmuştur ve kendi kişiliği ile yeni bir kişiliği taviz vermeksizin öne çıkaran, yılmayan, enerjik ve ikonik bir karakter sergiler.

Albert Einstein ve Adolf Hitler, her ikisi de küçülen Ay aşamasında doğmuştur ve kendi düşünce ve inaçlarını yaymak, daha geniş bir platformda paylaşmak her ikisinin hayatında da önemli bir iz bırakmıştır.

Barack Obama son dördün aşamasında doğmuştur ve hayatı eski kalıpları değiştirmek ve yönetmek yönünde güçlü motivasyonlarla yüklüdür.


Hakan Kırkoğlu.

06-21-2009 06:03 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir