Değerlendir:
  • 15 Oy - 2.73 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Mevlana
Yazar Mesaj
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #1
Mevlana
"Yıldız gibi tertemiz ruhlar , gökyüzündeki yıldızlara ders verir , yardım eder.
Görünüşte bize hükmeden bu yıldızlardır, fakat aslında içrek bilgimiz göklere hükmeder. Bu sebeple sen bedende küçük bir alemsin , fakat hakikatte ise kainat sensin."
Mevlana


Mevlana'nın 800.yaş gününde , bu yılı Mevlana Yılı ilan ettiler ve yanlış bilmiyorsam Batı dahi bunu kabul etti ve Türkiye'ye yoğun bir ilgi var bu konuyla ilgili..
bende Hakan Kırkoğlunun sitesinden şu yazıyı eklemeyi uygun gördüm , doğum bilgileri doğrumu emin olamasakta bir iki küçük yorum yapmak istiyorum daha sonra..

Bir çok farklı referanslar olmasına rağmen, Mevlana Celaleddin Muhammed 30 Eylül 1207’de şu anda Afganistan’da bulunan Belh şehrinde doğmuştur. O günlerde bu şehir, Moğollar tarafından istila edilmeden önce birçok bilimin merkezi konumundaydı.

Rumi’nin doğum haritasında yaptığım düzeltmeler, biyografisinde yer alan önemli tarihlere dayanıyor, Ben, sadece 30 Eylül 1207 tarihini kullandım ve saat 05:38’in hayatını en iyi yansıtan zaman olduğunu fark ettim. Bu çalışma sırasında sadece belirli olaylar için açı ve önemli geçişleri kullanmadım, haritasındaki sabit yıldızları da dikkate alarak doğduğu günün tamamını taradım. Her ne kadar bu saati doğrulayamasak da İstanbul’da yaşayan aile bireyleri ile de irtibata geçtim ve onlar da saat hakkında farklı bir bilgi vermediler.

Üzerinde çalıştığım tarihler şunlardı:
1) Rumi’nin 16 Ekim 1244’de Şems ile bir araya gelmesi
2) Şems’in 8 Şubat 1246’da gidişi
3) Şems’in 1 Mayıs 1247’de gelişi
4) Şems’in 15 Aralık 1247’de ortadan kaybolması
5) Rumi’nin 10 Aralık 1273’deki ölümü

Bu tarihleri takip eder ve 30 Eylül 1207 için bir harita çıkartırsak, Güneş-Neptün karşıtlığını buluruz ve babasının varlığı kadar ilişkilerin de yaşamı üzerinde çok büyük bir etki yarattığını inkar edemeyiz. Bütün bunlar dini bir bilgin olan babanın yankılarıdır ve Güneş’i ilk eve koymak yerinde olacaktır. Ayrıca, birinci evdeki Terazi burcunun Güneş ile kesişen kaderi, ilişkileri ve babasının rolü ile kaderini yansıtıyordu. Bunun yanı sıra Akrep burcundaki Venüs, Neptün’e olan nefretini ve ilişkilerindeki tutkuyu tam anlamıyla ifade ediyordu.

Belirli tarihler için önemli geçiş ve ilerlemeleri sıralamadan önce saat 05:38 için Sirius’un MC üzerinde olduğunu ve Vega’yla bir açı yaptığını gördük. Sabit yıldız Sirius bir anlamda hem yaşamının temasını hem de yanma kavramını temsil ediyordu. Bu yıldız ölümsüzlük ateşi olarak adlandırılıyordu ve bu etki altındaki birey, bütünlük uğruna fedakarlık ederek şan ve şöhret kazanıyordu. Bu, “yakıcı” bir enerji patlamasıydı. Ayrıca Vega da doğum saatinde açı yapan bir yıldızdı ve karizma ve güçlü etki yaratma özelliği vardı. Bernadette Brady’ye göre Vega, büyük bir sırrın armağanıydı. Bazı insanlar için bu, dini aktivitelerle elde edilirken kimileri de sanat ve müzikle ifade edecekti.

Burada rektifikasyon çalışmamın tamamını anlatmayacağım fakat Şems ile bir araya gelmesinin Satürn’ün yükselen derecesi üzerinden geçişine ve Şems’in ortadan kaybolmasının ekliptikte görüldüğü üzere Sirius’la kesişen Neptün’ün MC’si üzerinden geçişine denk geldiğini söyleyebilirim. Bunun yerine bu haritadaki başlıca astrolojik temaları inceleyebiliriz.

Venüs’le isteksiz (aversion) Neptün her iki ışığın karşısında 7. evde (Nep=Güneş/Ay)
Liz Grene, Neptün kitabında, Neptün’ü 7. evde olanlar için şöyle diyor,
“Neptün, 7. eve girdiğinde, Cennet rüyası, bireyin korunduğu, beslendiği ve sonsuza dek koşulsuz sevildiği kusursuz bütünlük haline gelir... Başkasının kollarında kurtuluşu arayan kişi aşığı oynayabilir ve berbat bir partnerin tuzağına düşmüş zavallı adam ya da kadını “kurtarmak” adına başka insanların ilişkilerini bozabilir... Neptün 7. evdeyken, özlemlerini, düşlerini ve başkaları üzerindeki büyüsünü inceleyebiliriz”

Neptün en geniş anlamda gerçek aşkı ve sevgiyi temsil ettiği için Sufizm’deki “fana” konsepti ile yakından ilişkili tek gezegendir. Fana aracılığıyla Tanrı ile bütünleşebilmek için çözülür ve egomuzu yok ederiz. Fana, evrensel Bir’le bütünleşip dar “Ben”liğimizden kurtulabilmemiz için entelektüel sınırlardan kurtulmamız anlamına gelir.

Rumi’nin haritasında Neptün sadece 7. evde değil aynı zamanda ışıklarla ters açı yapan bir konumdadır. O’nun dördüncü harmonik haritasında ki bu harita, bireyin kendini ifade ediş biçimini ve çevreyle olan mücadelesini gösterir; kişinin hayallerini sınırsız biçimde temsil eden Neptün aynı zamanda MC ile kesişmiş durumdadır. Neptün’ün karşıtlığı, başkaları aracılığıyla yok olma deneyiminin en belirgin yansımadır ki bu da Şems’in yaşamındaki rolünü en iyi şekilde ifade eder. Ayrıca evrensel aşkın simgesi olan Neptün, Akrep burcundaki Venüs yani dünyevi açıdan Aşk prensibine ters duruyor. İsteksizlik (aversion), net bir zaferin kazanılmadığı uzun süreli bir savaş olan kan davaları gibidir. Bu nedenle yaşamında sevgi yüzünden uzun süre boyunca acı çektiği sık sık görülmektedir.

Haritada hiç ateş elementi bulunmamakta
Bir kişinin doğum haritasında hiç ateş bulunmaması, o kişinin kendine inancının olmadığını ve bu özelliğe sahip kişiler aracılığıyla bu ihtiyacını gidermeye çalıştığını gösterir. Dolayısıyla Rumi’nin, Şems’in bilgeliğinden büyülenmesi ve ona bağımlı hale gelmesi, bu yaratıcı ateşe olan güçlü ihtiyacından kaynaklanmakta ve Bir ile bütünleşmiş olma duygusunu hissetmesini sağlamaktadır. Bir sufinin, Tanrı’ya açık ve tutkulu bir biçimde özlem duymadan önce ateşle özünü yok ederek Aşk ateştir demesi de oldukça ilginçtir.

Şans noktası ve din noktası yanyana
Fortuna, kişinin genel anlamdaki kaderini, talihini, alınyazısını gösterir. Rumi’nin şans noktasının din noktası ile yakından ilişkili olması şaşırtıcı değildir. Ayrıca atalarını yani babası ve köklerini anlatan dördüncü evi Oğlak burcu ve Satürn’dür. Bu da başka bir baba simgesidir ve din evi olan 9. evdedir. Babası bir din bilginiydi ve 1. evindeki Güneş ile kaderi üzerinde önemli bir etkiye sahipti.

MC Yengeç burcu, güçlü aile etkisi
Ayrıca 10. evdeki Yengeç burcu da kaderi üzerinde etkili olan aile geçmişini temsil eder. Yengeç burcu aynı zamanda insanlara karşı ilgili ve koruyucu tutumunu gösterir.

10. evde yükselen Jüpiter ve 9. evde Satürn-Kiron birleşimi
10. evde yücelme durumundaki gezegen olan Jüpiter, dini bir liderin coşkusunu, Jüpiter’in en iyi özelliklerine sahip bir insanı ve Yengeç burcundaki bilgelik ve anlayışı temsil eder. Haritada aynı zamanda 9. evde Satürn ve Kiron birleşimi onun otorite figürleri kaybı yoluyla yaşadığı (babasının ölümü, Satürn-Kiron özellikle baba figürünün açtığı yaralara işaret eder) acı ve yaralanmanın getirdiği anlayışı, olgunlaşmayı ve büyük etkiyi göstermekte.

11. evdeki Plüton, ekip çalışması ve sosyal değerler konusundaki çabalarını simgeler
Rumi’nin 11. evdeki Plüton’u, ilişkiler ve çevresinde oluşan gruplar aracılığıyla ortaya koyduğu mücadelesini ve değişimini gösterir. 1. evdeki Güneş ile altmış derecelik bir açı içindeki bu konum ona sosyal bir devrimci özelliği ve yaşadığı toplumdaki çarpıklıkları değiştirme gücü vermektedir.

Güney düğümü Uranüs ile birleşirken kuzey düğümü Kova burcunda
Plüton ile birlikte Uranüs de 11. evdedir ve güney ay düğümüyle kesişim halindedir. Burada Kova burcundaki kuzey düğümünün, 5. evdeki aşk aracılığıyla gelecekte dünyanın iyiliği için çalışan bir insan olmasını sağlaması ilginçtir. Sadece dindar ve Tanrı’ya saygılı biri değildi aynı zamanda içsel özlemlerine başkalarına aktaran bir sosyal değişim, kardeşlik ve idealler insanıydı. Bu nedenle buradaki Uranüs, Uranüs ruhu ve reformasyonu ile bağışladığı ruhsal yolculuğu da simgelemektedir.

Güneşle birlikte yükselen ve alçalan yıldız paranları ve diğerleri
Son olarak haritasındaki önemli sabit yıldız konumlarından bahsedeceğim. Balkh, Afganistan’da doğduğu gün, atalarından gelen geçmişinin, sahip olduğu özelliklerin bir armağan olarak verildiğini gösteren Canopus, Güneş ile birlikte yükselmekte olan yıldızdı. Bu yıldız, atalarımız tarafından bizlere verilen hazineyi temsil eder. Güçlü bir konumda olan Canopus, liderlik, rehberlik özellikleri ve yeni yollar denemek ve yaşamı boyunca farklı yerlere seyahat etmek konusundaki cesaretini simgelemektedir.

Güneşle birlikte alçalan yıldız Scheat’tır ve alçalan yıldız, kişinin geleceğini ve yaşamdaki ruhsal görevini belirleyen yıldızdır. Bu yıldız, ulaşılmak istenen hedefleri ve bizi motive eden yolculukları temsil eder. Sabit yıldız Scheat, öğrenme sevgisini ve geleneksel düşünceden kopma ihtiyacını simgeler. Bu yıldız düşünürlerin, filozofların ve zihin aktiviteleriyle yoğun biçimde ilgilenen insanların haritalarında her zaman görünür. Bu nedenle Rumi’nin eğitimi ve bilgisini kullanma becerisi bu yolculukta önemli bir rol oynar ve derin düşünceler içinde olmasına sebep olur. Sirius ve Vega, da düzeltmesini yaptığım haritada açı oluşturmakta. Daha önce de değindiğimiz gibi Sirius, Mısırlıların saygı duyduğu ve “Parlayan” olarak adlandırdıkları yıldızdır. Bu, hayat veren Nil ile bağlantılıdır ve büyük amellerin habercisidir. Dünyevi olanın kutsal olana dönüşmesini ve bireyin bütün için feda edilebileceğini simgeler. Böylesine güçlü bir yıldız insanları yakabilir ve bu yanma ile birlikte insanları üne kavuşturabilir.

Lir (Lyra) takımyıldızında yer alan Vega, büyü ve ilahi güçlerle bağlantılıdır. Öteki dünyayla ilişkisi olan kişiye karizma ve hitabet gücü verir. Aynı zamanda müziğin yıldızıdır ve dönen dervişlerin ruhani danslarından oluşan Sema törenlerindeki Rumi şiirlerinde de büyük bir coşku ile birlikte müziğin büyüsünü görebiliriz.
Şöhretinin doruğa ulaştığı zamanlara karşılık gelen doruktaki yıldız paranlarında, gökyüzüne ait başka birçok işaret daha bulunmaktadır. . Merkür-Betelgeuse, Ay-Canopus, Merkür Phact ve Satürn-Spika paran ilişkileri vardır. Betelgeuse, zihin açıklığı ve yaratıcılık verirken Phact, orijinal ve taraflı düşünce biçimini ve bilinmeyen gizemleri araştırma isteğini verir. Satürn-Spika sayesinde ise entelektüel fikir adamı, özüyle ilgili bilgi edinme konusunda öncü ve içsellik kazanma özellikleri edinir. Ay-Canopus, yeni felsefelerle ilgili arzularını temsil eder. Canopus, güçlü liderlik ve yeni yollar deneme cesaretini simgeleyen bir yıldızdır. Ay-Canopus bağlantısı, ruhsal ve başkalarının iyiliğini düşünme konularında liderlik özelliklerini yansıtır.

Son olarak Vindematris ise tüm bu yaratıcı çabaların toplamını temsil eder. Bu yıldız, onun haritasına Ayak ucu noktası (Nadir) paranıyla bağlıdır ve bu nedenle tüm yaşantısının dönüm noktasını gösterir. Vindematris’in insanları bir araya getirme özelliği vardır ve Güneş-Vindematris ilişkileri, yaratıcı bir güç ve yaşam için seçtiği yolun gücünü vurgular. Herkesi bağrına basan bir baba figürü gibidir.
Yine Rumi’nin deyişlerinden bir örnekle konuşmamı bitirmek istiyorum:

"Gel, yine gel, kim olursan ol, gel!
Dinsiz, ateşe tapan ya da putperest olsan da gel!
Yüz kez pişman olmuş olsan da gel,
Bizim kapımız umut kapısıdır, olduğun gibi gel."



Kaynakça:
Sufizm ve Rumi ve Stoacılık
William Chittick, The Sufi Path of Knowledge, Suny, State University of New York, 1989

09-28-2007 07:31 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Mavi Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 210
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 4

Mesaj: #2
Cvp: Mevlana
[/i]"Liz Grene, Neptün kitabında, Neptün’ü 7. evde olanlar için şöyle diyor,
“Neptün, 7. eve girdiğinde, Cennet rüyası, bireyin korunduğu, beslendiği ve sonsuza dek koşulsuz sevildiği kusursuz bütünlük haline gelir... Başkasının kollarında kurtuluşu arayan kişi aşığı oynayabilir ve berbat bir partnerin tuzağına düşmüş zavallı adam ya da kadını “kurtarmak” adına başka insanların ilişkilerini bozabilir... Neptün 7. evdeyken, özlemlerini, düşlerini ve başkaları üzerindeki büyüsünü inceleyebiliriz”

Neptün en geniş anlamda gerçek aşkı ve sevgiyi temsil ettiği için Sufizm’deki “fana” konsepti ile yakından ilişkili tek gezegendir. Fana aracılığıyla Tanrı ile bütünleşebilmek için çözülür ve egomuzu yok ederiz. Fana, evrensel Bir’le bütünleşip dar “Ben”liğimizden kurtulabilmemiz için entelektüel sınırlardan kurtulmamız anlamına gelir."

---------------------
neptün 7. evde yorumlarına bir bakış açısı daha ve neptünü 7. evde olan biri olarak sevdim bu açıklamayı,
"entellektüel sınırlardan kurtulmamaız lazım ...demiş hımmmmmmmm


Yalnız Hz. Mevlananın haritasını şekil olarak gördünüz mü bilmiyorum, ama çok sakin bi kaç üçgenden başka fazla hareket olmayan, gözü ve zihni yormayan bir harita gibi geldi bana , haritasında bile huzur olan insanın , insanlara huzur dağıtması kaçınılmaz olsa gerek.

"Beri gel, beri ! Daha da beri ! Niceye şu yol vuruculuk ?
Madem ki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik…"
[i] hz. Mevlana

[IMG=http://img138.imageshack.us/img138/3929/maviharita.gif][/IMG]

Ben bazen münasip bir yerde inmek istiyorum.
Size de oluyor aynından biliyorum...
09-29-2007 03:06 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
yaren Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 239
Üyelik Tarihi: May 2007

Rep Puanı: 1

Mesaj: #3
RE: Mevlana
2007 dünyada mevlana yılı ilan edildi...

MEVLANA VE MEVLEVİLİK

Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan,donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.


Mevlevilik; tamamen sevgi ve hoşgörü üzerine kurulmuş bir müessesedir. Hazreti Mevlâna, yaradana gönül veren, bütün dünyadaki yaratıkları yaradandan ötürü sevmeyi ve bizlere sevgiden söz etmeyi öğreten bir aşk piridir.

Denizi bir testiye dökersen ne kadar alır? Bir günün kısmetini

İşte deniz nasıl testiye kabın genişliği kadar sığarsa Mevlâna da kelime kalıplarına ve bizim idrakimize, istidadımız nisbetinde sığar. Zaten Mevlâna en kuvvetli, en üstün idrakin de ötesindedir.

Aşık ol aşık, aşkı seç ki sen de seçilmiş bir insan olasındiye seslenir.

Kendi varlığından geçerek Allah’ta fani olmak; yani Allah’a tam bir gönül bağlamak Allah’a giden en kısa yoldur. Gönlünü Hakk’a vermiş bir insanın artık kendi benliği kalmamıştır. Onun her zerresinden işleyen Allah’tır. Böylece o kişi nefsine uyup başkasına zarar verecek kötü işlerde bulunmaz. Allah ahlakına bürünmüştür. Hz. Muhammed ve Hz. Mevlâna bize bu vasıflarıyla örnek olmuşlardır.

Mevlâna cihana sığmayan hudutsuz bir varlıktır. Güzeli, doğruyu, iyiyi, aşkı, hakikati arayanlara müjdeler veren lâhudî sestir. Zulmette kalanlara teselli sunan Rahmani sedadır. Ayrılıktan inleyenlere şifa bahşeden devalı nefestir. İnsana insanı öğretendir. Her şeyin insanda olduğunu ve tüm evrenin insanın emrine verildiğini öğretendir.

Mevlâna büyük bir Hak aşığıdır. Aşkın efendisidir. Aşkta yok olmuştur. Bizzat aşktır. Aşkın ne olduğunu soranlara;

"Benim gibi ol da bil, ister nur olsun, ister karanlık, o olmadıkça, onu tamamiyle bilemezsin." buyurur.

İnsan düşüncesine yepyeni bir mesaj veren ve İslam düşünürlerinin fikir ve sistemlerini, inanç akidelerini ruh, akıl ve sevgi üçgeni içinde sunan, insanlığa ahlak, din, ilim ve akıl yolunda heyecan katarak yeni ufuklar açan Mevlâna Celâleddin-i Rûmi, müstesna yüce bir varlık, ilahi bir ışık, manevi bir güneştir. Onun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj Aşk, Sevgi ve Birliktir.

O, bir veli hüviyetiyle gönüller coşturmuş, bir pir, bir mürşid olan insan aklını nur ile yıkamış, akıl ve gönülleri kirden ve ikilikten kurtarmış ve temizlemiştir.

O, hiçbir şeyi inkar etmez, ama her şeyi birleştirir, bütünleştirir ve sevdirir. O kimseyi ayrı görmez; Çünkü O, herşeyin Allah’ın zuhur ve tecellisi olduğunu bilir ve bunu gönlüne ve insan aklına hâl olarak yansıtır.

Mevlâna, aziz ve yüce bir üstattır. Tek başına bir sistemdir, bir hayat ve düzendir. Ahlakı, ilmi, hikmeti, sevgisi, aklı, tavrı, idraki, davranışları ve herşeyi ile yüceliği öğreten bir HAL ABİDESİ’dir. Peygamber’in gerçek temsilcisi, aşkın ve aklın en yüksek öğesi ve gerçeğidir.

İnsan yaratılmışların en şereflisidir düsturuyla; her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hz. Mevlâna sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür.


Gel, Gel, ne olursan ol, gel!
İster kâfir, ister mecûsî, ister puta tapan ol, gel! Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!"

Hz. Mevlana

Full Time Şerefsiz Olacağına,Part Time İnsan OL......
10-01-2007 02:34 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
astrosohbet Çevrimdışı
Kızıl & Mavi
********
Neptunia Admin
lt=
Mesajlar: 7,901
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 172

Mesaj: #4
Cvp: Mevlana
Alıntı:Haritada hiç ateş elementi bulunmamakta
Bir kişinin doğum haritasında hiç ateş bulunmaması, o kişinin kendine inancının olmadığını ve bu özelliğe sahip kişiler aracılığıyla bu ihtiyacını gidermeye çalıştığını gösterir. Dolayısıyla Rumi’nin, Şems’in bilgeliğinden büyülenmesi ve ona bağımlı hale gelmesi, bu yaratıcı ateşe olan güçlü ihtiyacından kaynaklanmakta ve Bir ile bütünleşmiş olma duygusunu hissetmesini sağlamaktadır. Bir sufinin, Tanrı’ya açık ve tutkulu bir biçimde özlem duymadan önce ateşle özünü yok ederek Aşk ateştir demesi de oldukça ilginçtir.

ateş elementi olmamasını , agresiflikten uzak sükunetinin de bir işareti olabilir diye düşünüyorum.
ayrıca vivi'nin benim su elementi eksikliğimle ilgili yorumunu hatırlıyorum. eksik olan yönümüzü tamamlamaya çalışırız demişti..
mevlana'nın eksik yönü ateş potansiyelinin eksikliğiyse , ateş = tutkunun , yakıcılığın bir simgesi ise mevlana'yı çeken şey tutkuyla onu yakacak bir dürtü , bir ideal , bir aşk , bir inanç olsa gerek..

Alıntı:Venüs’le isteksiz (aversion) Neptün her iki ışığın karşısında 7. evde (Nep=Güneş/Ay)
Liz Grene, Neptün kitabında, Neptün’ü 7. evde olanlar için şöyle diyor,
“Neptün, 7. eve girdiğinde, Cennet rüyası, bireyin korunduğu, beslendiği ve sonsuza dek koşulsuz sevildiği kusursuz bütünlük haline gelir... Başkasının kollarında kurtuluşu arayan kişi aşığı oynayabilir ve berbat bir partnerin tuzağına düşmüş zavallı adam ya da kadını “kurtarmak” adına başka insanların ilişkilerini bozabilir... Neptün 7. evdeyken, özlemlerini, düşlerini ve başkaları üzerindeki büyüsünü inceleyebiliriz”

Neptün en geniş anlamda gerçek aşkı ve sevgiyi temsil ettiği için Sufizm’deki “fana” konsepti ile yakından ilişkili tek gezegendir. Fana aracılığıyla Tanrı ile bütünleşebilmek için çözülür ve egomuzu yok ederiz. Fana, evrensel Bir’le bütünleşip dar “Ben”liğimizden kurtulabilmemiz için entelektüel sınırlardan kurtulmamız anlamına gelir.

Rumi’nin haritasında Neptün sadece 7. evde değil aynı zamanda ışıklarla ters açı yapan bir konumdadır. O’nun dördüncü harmonik haritasında ki bu harita, bireyin kendini ifade ediş biçimini ve çevreyle olan mücadelesini gösterir; kişinin hayallerini sınırsız biçimde temsil eden Neptün aynı zamanda MC ile kesişmiş durumdadır. Neptün’ün karşıtlığı, başkaları aracılığıyla yok olma deneyiminin en belirgin yansımadır ki bu da Şems’in yaşamındaki rolünü en iyi şekilde ifade eder. Ayrıca evrensel aşkın simgesi olan Neptün, Akrep burcundaki Venüs yani dünyevi açıdan Aşk prensibine ters duruyor. İsteksizlik (aversion), net bir zaferin kazanılmadığı uzun süreli bir savaş olan kan davaları gibidir. Bu nedenle yaşamında sevgi yüzünden uzun süre boyunca acı çektiği sık sık görülmektedir.

maneviyatı güçlü olan insanlarda neptün vurgusunu okumuştum. oysa yanlış hatırlamıyorsam edgar alen poe'nin de neptünü güçlüydü ve çok yetenekli bir yazar olsada alkolik biri olarak , sıradan biri gibi ölmüştü..

neptünün sert açılarını iyi yorumlamak , neptünü güçlü olanlarında bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini söyleyebilirim.
tıpkı plüto gibi ; plüto'su güçlü olan biri devrimci bir lider olabileceği gibi tehlikeli bir mafya babası da olabilir.
güçlü yönümüzü nasıl kullanacağımız da bize bağlı görünüyor ; Mevlana'nın neptünü de sert açılar almış görünüyor. 7.evdemidir emin olamayız çünkü yukarıdaki analiz , o astrologun tahminine göre yapılmış.

10-02-2007 09:23 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
Mavi Çevrimdışı
Kıdemli Üye
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 210
Üyelik Tarihi: Apr 2007

Rep Puanı: 4

Mesaj: #5
Cvp: Mevlana
Haritada hiç ateş elementi bulunmamakta
Bir kişinin doğum haritasında hiç ateş bulunmaması, o kişinin kendine inancının olmadığını ve bu özelliğe sahip kişiler aracılığıyla bu ihtiyacını gidermeye çalıştığını gösterir. Dolayısıyla Rumi’nin, Şems’in bilgeliğinden büyülenmesi ve ona bağımlı hale gelmesi, bu yaratıcı ateşe olan güçlü ihtiyacından kaynaklanmakta ve Bir ile bütünleşmiş olma duygusunu hissetmesini sağlamaktadır. Bir sufinin, Tanrı’ya açık ve tutkulu bir biçimde özlem duymadan önce ateşle özünü yok ederek Aşk ateştir demesi de oldukça ilginçtir.

------------------------
Şems arapça "güneş" anlamına gelmektedir, hayatta hiçbişey tesadüf değil tevafukdur dersek bu da Hz. Mevlanın hayatında ilginç bir tevafuk olsa gerek, Şems hayatına yön vermede oldukça güçlü bir isim , ateş elementine olan eksikliği ismiyle bile tamamlamakta belki, tabiki çıkarılan doğum haritasına göre.

[IMG=http://img138.imageshack.us/img138/3929/maviharita.gif][/IMG]

Ben bazen münasip bir yerde inmek istiyorum.
Size de oluyor aynından biliyorum...
10-02-2007 10:25 AM
 Alıntı Yaparak Cevapla
eylülmavi Çevrimdışı
Neptunyen Vip
*****
Neptunyen Vip

Mesajlar: 1,245
Üyelik Tarihi: Aug 2010

Rep Puanı: 35

Mesaj: #6
RE: Mevlana
Mevlana ve Dört Kapı


1- Şeriat Kapısı

2- Tarikat Kapısı

3- Marifet Kapısı

4- Hakikat Kapısı

Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.

Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş; “Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”

“Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”

Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana’nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş. Öğrenci Mevlana’ya dönmüş, olanları anlatmış.

Mevlana; “İşte sana istediğin örnekler….

- Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
- İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”. o¬nun için döndü, oturdu.

- Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.

- Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. onun için dönüp bakmadı bile...


alıntı..

not: eğer bu yazı daha önce eklenmişse, kendi kendini yoketmesine fırsat verilmeden, laja tarafından yok edilecektir..gülücük)))

http://www.astro.com/cgi/chart.cgi?cid=b...spc=1&ast=
03-01-2011 05:02 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Mevlana:Astrolojik bir portre Schatz 1 3,176 07-25-2009 10:22 PM
Son Mesaj: ginka

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir