[Kurby]

Evet, ben kendi t-karemden başlayayım.
Bir ipin zıt uclarında güçlü iki çocuk(MARS-URANÜS), bir de hakemlik verdikleri bir çocuk(GÜNEŞ).Tüm gün çekişiyorlar ama yere devrilen yok.Hava kararmış.Hakem çocuk panikte, evine gitmeli, ama diğer çocuklar hırsla hala yenişiyorlar.Sonuç, elleri patlayan iki güçlü çocuk, eve gidemediği için oturup ağlayan bir hakem.Benim t-kare böyle bir durum yaratıyor ben de işte.Koçtaki mars güçlü, atak, aktif, dinamik, heyecanlı.Terazideki uranüs dengeyi arayan ama bir türlü bulamayan bir deli.Yengeç güneşim hassas, duyarlı ve kırılgan.Dingin bir yapı isterken, iki delinin arasında kalıyorum.Bu da müthiş bir gerginlik.
Uranüs-mars zıtlığı: devrimci, özgürlük savaşçıcı, yarışmacı,(karanlık yönü)bela çıkaran, tehlike peşinde huysuz, aksi, ani parlamaya hazır.(bu benim işte)

Güneş yengeci, güvenlik arayışıyında ve bunu 10.evde deneyimliyor.Toplum içindeki yeri, kariyeri.Ben bilinci yengeç özellikleriyle kendisini toplum önündeki görüntüsünde vurgulamak istiyor.
Mars koçu, cesaretini deneyimliyor 7.evde.İkili ilişkiler ve açık düşmanlıklar evinde.İlişkilerinde ya öncü tavırlarıyla karşısındakini gaza getiriyor, ya da onu düşman olarak kabul edip savaş açıyor.

Uranüs terazi,kendine özgü uyumunu ve işbirliğini geliştirme çabası ile maskesindeki komik ama tuhaf resimle karşısındakine gülümsüyor, 1.evde.

Bu üçlü şimdi ne yapıyor.Uranüs terazisi kendisine özgü uyumu oturtmaya ve özgürlüğe ve değişime olan tutkusunu dengelemeye çalışırken, mars koçu karşısından "şşşşş!hadi!" diyor.Zaten gaz vermeye meğilli olan mars koçu, uranüs terazisini zaten zor sağladığı dengesini altüst ediyor.Keza bu ikilinin 90 derecesinde ikisinin iplerini elinde tutan bir güneş var.Nasıl bir güneş? Hassas, kırılgan, melankolik.Karşısında gerilim hissettiğinde içine kaçan bir güneş.üstelik toplum içinde kendisini bu şekidle ifade etmeye çalışan bir güneş.Ancak bu iki delinin bir araya gelip, türlü hınzırlıklar yapması onu sürekili güven arayışında, sahip olduğu konuma aitlik hissetmeyen, kendisini ortaya rahat koyamayan karamsar bir yapı haline dönüştürüyor.Kaldı ki, yengeçleri bilirsiniz.Onları kırmak için söz söylemeye gerek yoktur, bir bakışınız yeter.

Ve bir süredir T- uranüs tarafından "değiş,değiş,değiş" diye sürekli uyarılan bir uranüsüm var.Uranüse yapılan bu baskı hem marsımı hem de güneşimi tetikliyor.Uranüs dengeleri bozmamaya özen göstererek değişimi zaten canı gönülden istiyor.Ancak karşısındaki mars sabırsız!"Tanrım, yenilik mi?Hani, nerdeeee!" nidaları ile uranüsüme "hadi, hemen, şimdi!" diyor.Zavallı güneşim, gene gözleri nemli"gene mi yaaaaaa!" diye hüzünle bakıyor.Ben ne yapıyorum peki bu durumda, meditasyona başladım biliyorsunuz.Altbenlik yazılım meditasyonlarına devam ediyorum.Yani değişiyorum.Böylelikle Uranüsümü besliyorum. (1.ev) Arkadaşlarımla -genellikle ikili olarak- dışarı çıkıyorum, hareketli ve keyifli zamanlar geçiyorum, marsımı besliyorum.(7.ev)Son olarak evim güzel evim takdiği ile yengecimin güvenlik isteğini yerine getiriyorum.Bazen şeker yengeç güneşim"nolur evde kalaım diyor" diyorum ki ona "şimdi dışarı çıkalım, eve dönünce sana çikolata alıcam, ne dersin?" İkna kabiliyeti işte!Yengeçler bayılır çikolataya!Ya da Marsım diyor "dışarı çıkalım, şunu ara , bunu ara".Diyorum bak bugün evde kalalım, elimde süper bir korku filmi var, mısır yer izleriz.) söz seni yarın dışarı çıkarıp eğlendireceğim.Hatta at gibi koşturacağım.)Uranüsüm pek memnun.Ama arada çılgınlığı tutmuyor değil, ancak zaten denge problemi var o nedenle üstüne pek gitmiyorum.Salıverdim yakasını!)

Bunları anlatıyorum ancak, kolay değil hiç bu üçlüyle baş etmek.Karamsar bir yengeç tablosu çıkıveriyor bazen ortaya.Zavallı canım arkadaşlarım, hepinizi seviyorum.Romantikam hep yanımda kal!