[Hattusas]

Öncelikle bu konuya ne yazacağım konusunda pek fikrim yok biraz duygusal bir konu. Okurken etkilendim. Normalde bir şey yazarken Merkür'üm kafamda bir şeyler kurmama yardım ederdi. Bu sefer kendi duygularıma kaldım sanırım. Artık hangi tellerde çalacağım, konudan ne kadar sapacağım bilemem. Yazmaya bayılan bir insanım. Sayfalarca yazı yazabilirim ve muhtelif konulara girebilirim. Başladığımda anlatacaklarım asla bitmiyor bu yüzden kendimi törpülemem gerekiyor şu an.

Ve yine konuya girmeden önce ek olarak konuyu açan kişi bana aşırı yakın geldi. (Adaşmışız yeni farkettim.) Yazdıklarını da tek tek okudum. Büyük ihtimal bu konuyu benim yaşlarımdayken açmış o yüzden de tecrübesini de merak ettim baya. Yazdıkları bana çok benziyor. Şu an burada olması mucize belki çünkü en son 2017'de girmiş ama hayatımdaki mucizeleri saysam bitmez herhalde o yüzden inancım var. (Ne zaman bir şeyi çok düşünsem o şey birden gerçek oluyor. Bunun haritamla alakası var mıdır bilmiyorum ama hayatımda en sevdiğim özelliklerden birisi. Neyse konumuz bu değil.) Girersen tanışmak ve bir şeyleri tartışmak istediğim bir tecrübe sahibi yetişkin olarak göreyim o zaman. Şöyle profil fotoğrafını görür görmez ve yaşadıklarını okur okumaz dedim kesin Akrep burcudur bunu yazan ve öyle de çıktı. Hayatımın Akreplerle dolu olduğunu forumun dört bir yanına döşediğim için artık çoğunluk biliyordur Tanıma konusunda profesyonel oldum.

Gelelim konuya,
Ne kadar burcumun İkizler olduğunu asla kabullenemesem bile öyleyim ve genel İkizler tanımlamasının tersine aşırı duygusal bir varlığım. Burada tabuları yıkmak değil amacım ben böyleyim en azından yani. Bir insana çok bağlanıp aylarca acısını çeken de biriyim. Hayatımda Satürn'ün çok rolü var. Satürn inat verdiği gibi çok güzel ders de veriyor ve bir şeyleri kaybetmeden bunu farkedemiyorum. Uranüs ile karesi resmen hayattaki dersler senin karakterini kalıcı olarak değiştirecek diyor. Öyle de oluyor. Bir hava burcu mensubuysanız her zaman ilk adımı sizin atmanız gerekiyor ve ilişkiyi sürdürmede rolünüz büyük bunu üzülerek söylüyorum. Bu büyük bir yük. Ayrıca iletişimi de genel olarak siz sağladığınız için de ilişki boyunca canlılığın ve sürekliliğin korunması tamamen size bağlı. Kendinizi ne kadar törpülerseniz ve iletişimi yönetirseniz o kadar iyi gidiyor. Karşıdaki de bir hava grubu değilse tabii...

Hayatım boyunca arkadaşlık konusunda seçimleri hep ben yaptım. Neden bilmiyorum ama hiçbir zaman çok arkadaş istemedim ve hep kendimi soyutladım. Hep duygusal olarak da eğlence olarak da tatmin edecek insanlar oldu hayatımda seçtiklerim. Hatta hayatımda çok bağlanmaktan itham edilip beni yarı yolda bırakan bir arkadaşım da oldu ki hala çok özlediğim ve sevdiğim bir insandır. Güneş'i Akrep olup Ay burcu Kova olan ve Terazi'de Merkür - Venüs kavuşumu olan bir insan kendisi. Hayatımda birçok şeyi değiştiren, bakış açımı olsun, dayanıklılığım olsun her zaman sonuna dek yanımda olan biriydi. Onun psikolojik sorunları vardı. Ben bu sorunlarını yenmesine yardım ediyordum ki baya da iyi gelmiştim, o da bana. Bir Akrep'in arkadaş sayısı genelde çok azdır ve onun için o bendim. Ben ona içindekileri dökmeyi öğrettim, o da bana iyi bir dinleyici olmayı... Anlatabileceğim ama anlatmak istemediğim detayları ve devamı elbette ama asıl sorun şu ki asla unutamıyorum ve beni onun kadar mutlu edebilen kimse yok. Tam 11 Aralık 2019 tarihinde bitti diyebiliriz. Bir sebebi yok. Kendisinin bunu istemediğini çok iyi biliyorum çünkü çok sebepsizce ve birden oldu. Geri döneceğine de çok eminim. Hayatım boyunca bana düşündüğüm insanlar hep geri döndü. Bu aralar rüyalarımda da görüyorum. Venüs İkizler retrosunu beklemedeyim.

İşin en ilginç noktası da burası aynı tarihte (25 Ekim) doğan 2 tane daha yakın arkadaşım var, yıllar da aynı ve onlarla işin seyri çok daha farklı. Şimdi illaki diyen olacaktır yükselen burç vb vs. ama bu kadar etkileyeceğini düşünmüyorum. Bir insan için Astroloji ne kadar etkiliyorsa yaşadığı çevre ve eğitimi de %50 etkiliyor bence kişiyi. Ha bunu da e yaşadığımız çevreyi de Astroloji etkiliyor derseniz paradoks olur ve saatlerce tartışılabilir bir konu çıkar. Tartışabiliriz

Astroloji'yi öğrenmeye lanet ettiğim tek kısım önyargı. Yaşadığınız kötü anılarla veya iyi anılarla burçları özdeştiriyoruz ve bunu önyargıyla yaptığımız için biriyle tanıştığımızda bu tüm seyri etkiliyor. Kısacası hayattan aldığım mutluluğu kısıtlamaya başladı ve ben de çözüm olarak ilk başta asla doğum tarihi veyahut burcunu sormuyorum kimseye. Laf arasında konu açılırsa bile oradan kaçmaya çalışıyorum. Önyargı yapmayacak kadar yakınlığım olduğu zaman öğreniyorum. Aslına bakarsanız en sevmediğim burç Akrep'ti ve dehşet önyargım vardı. Sonra farkettim ki aslında hayatımdaki en iyi anlaşabildiğim burçmuş. Önyargılardan kaçının diyerek bitireyim çünkü destan oldu. Açıkcası Astroloji'ye başlama nedenim kendi benliğimi çözmekti ama çok farklı yerlere sarktı.

Bu bir de az yazmış halim