Anket: Şiron Hangi Burçlarda Güçlüdür?
Aslan, Kova, Yengeç
Balık, İkizler, Akrep
Başak, Yay, Terazi
Oğlak, Boğa, Koç
[Show Results]
Not: Bu genel bir ankettir, diğer kullanıcılar oyunuzu hangi seçeneğe verdiğinizi görebileceklerdir.
 
Değerlendir:
  • 42 Oy - 2.67 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Şiron Çalışmaları
Yazar Mesaj
galaxia
Kayıtsız

 
Mesaj: #9
RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları
Chiron'un Getirdiği Yenilikler


Bundan önce son kez 1895 ve 1945 yıllarında dünyaya yaklaşan onuncu gezegen Şiron, 1996’da yeniden en yakın konuma geliyor. Günlük hayatımıza yön veren birçok keşfin, yeniliğin ve kuruluşun 50., 100. ve 150. yıldönümünü anacağız...

Bir önceki “Astroloji” başlıklı yazımızda, yeryüzündeki yaşamın galaksimizdeki takımyıldızlardan gelen kozmik ışınlardan ne şekilde etkilendiğini ve dünyadaki canlı evriminin kaynağının bu kozmik ışınların sebep olduğu genetik değişim olduğunu görmüştük.

Gezegenler ve burçların, insanın beyin programının şekillenmesinde ve toplumsal değişimlerde ne düzeyde etkili olduğunu görmek için, özellikle A.B.D.’nde onlarca fakültede, çoğunluğunu sosyolog ve psikologların oluşturduğu bilim adamlarınca istatistiki araştırmalar yapılmakta ve astrolojiyi doğrulayan ilginç sonuçlar elde edilmektedir. Bu yazımızda, gezegen konumlarının, özellikle Şironun konumunun, bilimsel gelişmeler ve toplumsal olaylarla ne derece bağlantılı olduğunu gösteren birkaç ilginç bulguya değineceğiz.

Güneş sistemimizdeki gezegenlerin yeryüzüyle ilişkilerini, yakın dünya tarihiyle birlikte incelediğimizde, şaşırtıcı biçimde paralellik gösteren sonuçlar ortaya çıktığını görüyoruz. Satürnden daha uzak olan Üranüs, Şiron, Neptün ve Plüto’nun son iki yüzyılda gerçekleşen keşifleri, dünya üzerinde önemli olaylara ve dönemlere isabet etmiştir. Her bir dönemde yeryüzünde çok yoğun olarak yaşanan eğilimlerin ve beraberinde gelen kültürel yaşamdaki değişimin, keşfi gerçekleşen gezegenin enerjisiyle bağlantılı olduğuna inanılmış ve az sonra göreceğimiz gibi, bu olaylar gerçekten de her bir gezegene bağlı olarak tarih içerisinde ritmik bir şekilde tekrar etmişlerdir...

Asıl üzerinde duracağımız ilginç gelişmeler Şiron ile ilgili olmasına rağmen, önce, varlığı son iki yüzyılda keşfedilen diğer üç gezegene kısaca göz atalım.

Tarihe baktığımızda, 1930‘lu yıllardan sonra, tüm dünyada hızlı bir değişim sürecine girilmiş olduğunu görüyoruz. Aslında o yıllarda insanlık, toplu olarak büyük bir korku ve tehdit altındaydı: Bu tehdit DEĞİŞİM idi! Değişim, her zaman bir önceki halin sona ermesi anlamına gelir. Tabi, hiç bir değişim kolay gelmez. Çünkü, insanoğlu kendini güvende hissetmek için, geçmişe, bilinene, rahata bağlanır ve onlardan kopmaktan korkar, kopmamak için elinden gelen çabayı gösterir ve değişime karşı direnir. Ancak ne var ki, insanlar dirense de, “değişim” gelmeye devam eder. Evrenin kuralları, belli bir süre sonra “değişimi,” kendiliğinden gerekli hale getirir.

Plüto, güneş çevresindeki yörüngesinde bir turunu 248 dünya yılında tamamlar. Plütonun tesbit edildiği 1930’lu yıllara baktığımızda, çoğunluğu Amerika ve Almanya’da olan bilimadamlarının, “atomu parçalama” çalışmalarını başlattığını görüyoruz. Öldürücü nükleer ve kimyasal teknoloji araştırmaları bu tarihlerde başlatılmıştır. Aynı yıllarda I. Dünya savaşının kahramanları, Hitler, Mussolini, Stalin gibi liderler, bu değişim sürecine damgalarını vurmuşlardır. Tüm dünyada bireysel, toplumsal, dinsel eğilimleri değiştiren bu enerji, varlığı bu tarihlerde ortaya çıkan Plütoya atfedilmiştir. Plüto, yörüngesinin dünyaya en yakın olduğu ve dünyaya göre en hızlı hareket ettiği sahadan, 1978-2001 yılları arasındaki süreçte geçmektedir...

Güneş sisteminde yeni bir gezegen bulunduğunda, astrologlar ve sosyologlar, bu keşfin beraberinde kültürel yapıda, bu gezegenin yönettiği kabul edilen enerjinin yönlendirdiği önemli eğilimlerin artış gösterdiğini gözlemlemişlerdir.

Üranüs için de enteresan şekilde bir paralellik gözlenmiştir... Daha çok bilimsel ve düşünsel reformlara, özgürlüklerin elde edilmesine işaret eden bu gezegenin bulunduğu 1781 yılı, Amerikan ve Fransız devriminin gerçekleştiği yılların tam ortasına rast gelmektedir.

Üranüsle beraber, aynı tarihte teknolojinin önemli kaynağı “elektrik” bulunmuştur. Binlerce yıldır değişmeden gelen kültürel yaşam, işte bu yıllardan sonra, teknolojinin de girmesiyle sürekli ivme kazanır bir şekilde değişmeye başlamıştır. Toplumlar ve bireyler, o tarihten sonra artık bir daha asla aynı olmamıştır.

Yüksek sezgi, ilham ve mistik eğilimlerle ilişkili olduğu kabul edilen Neptün gezegeni, kendi tabiatına çok uygun bir şekilde, hesaplama yöntemiyle tesbit edilmiştir. Neptün, diğer gezegenler gibi ilk önce fiziksel olarak gözlenmemiştir. Gözleminden önce, matematik hesaplarla yörüngesi ve konumu tesbit edilmiş, ardından teleskop, tesbit edilen noktaya çevrilince, gerçekten de hesap edilenden 1 derece farkla orada olduğu görülmüştür. İngiliz, Fransız ve Alman astronomlar tarafından matematiksel tahminler sonucu yapılan bu keşif, 23 Eylül 1846 tarihine rastlar...

Bütün bunlara ilaveten, çok daha yeni ve ilginç bulgular var. 1977 yılında, Satürn ile Üranüs arasında yeralan yörüngesinde dolaşan yeni bir gök cismi, Şiron tesbit edildi ve ilk kez teleskopla gözlendi. (Şiron, 1978'de gözlenen Plütonun uydusu Şaron ile karıştırılmamalıdır!)

Şiron güneş çevresindeki eliptik yörüngesini 50-51 dünya yılında tamamlar. Bu yaklaşık yarım asırlık turunu tamamlarken, belirli bir dönemde dünyaya ve güneşe yaklaşır, kısa bir süre böyle gider, ve daha sonra uzaklaşarak seyrine devam eder. Gezegenin Güneşe en yakın olduğu konum “Perihelion” diye isimlendirilir.

Şironun dünyaya en yakın olduğu konum, dünyadan hareketinin en hızlı gözlendiği dönemdir. Şiron, yaklaşık 2 yılda tamamlanan bu hızlı geçişi sırasında, 14 Şubat 1996’da güneşe en yakın noktadan, 31 Martı 1 Nisana bağlayan gece ise dünyaya en yakın noktadan geçecektir. Hali hazırda, bu olay Terazi burcunun ilk derecelerinde meydana gelmektedir.

Şimdi, Şironun dünyaya yaklaşımıyla birlikte, tarihte neler gözlendiğine gelelim. Yapılan hesaplamalara göre, Şironun bundan evvelki en yakın iki perihelion dönemi 1895 ve 1945 yıllarına rast gelmiştir. 1945 senesinin insanlık tarihindeki önemi herkesçe bilinmektedir. Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası bu yılda atılmıştır ve hem de bu olay Şironun dünya ile perihelionuna isabet eden Ağustos ayı içerisinde vuku bulmuştur! Bu oluşumu hazırlayan atomun parçalanması bu tarihten iki yıl önce gerçekleşmiştir. İnsanlık tarihindeki en geniş birleşme olan “Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın” kuruluşu da yine aynı yıla isabet etmiştir.

Bundan bir önceki perihelion döneminde ise, yani 1895 senesinde ise, yine insanlık tarihini etkileyen atomaltı düzeyle ilgili keşifler yeralır. Roentgen tarafından X-ışınlarının keşfi ve “Chiropractic” denen, sinir sistemine bağlı alternatif tıbbi yöntemin keşfi bu yıla rastlar.

Enteresan bir şekilde bu her iki keşfin mucidi de tam 50 yıl önce, yani bir önceki Şironun yakın geçişi olan 1845 yılında dünyaya gelmişlerdir. 1845 beraberinde ise, bu kez yukarıda bahsettiğimiz Neptün gezegeninin keşfedildiğini görüyoruz.

Şaşırtıcı bir başka nokta, atomun parçalanması, x-ışınları ve chiropractic bulgularının her üçünün de, ışınsal boyutla, ayrıca insanın yapısı ve yaşamıyla bağlantılı olmasıdır. Şironun yaklaşımı, gamma radyasyonuyla, hem x-ışınlarıyla ve hem de atom bombasıyla, nükleer radyasyonla ilgili oluşumları beraberinde getirmiştir.

1945 ve 1895 yıllarında Şiron perihelionları ile gelen icad ve yenilikler bunlarla kalmıyor. İşte yaşamımıza yön veren önemli birkaç örnek:

Bugün dünyanın hâlâ birçok yerinde ilaç denince akla ilk gelen her derde deva Aspirin 1897 yılında Felix Hoffman tarfından yapıldı.

Aspirin gibi tüm dünyaya yayılan Coca Cola ilk kez 1896'da üretildi...

Sinema 1895 yılında bulundu.

Dünyanın ilk bilgisayarı 1945 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde yapıldı ve bu ilk bilgisayar, ancak bugünkü bir hesap makinası fonksiyonunu görebilen ve bir odayı dolduracak büyüklükte sistemden oluşuyordu…

Norris Bradbury 1944 yılında kurduğu ekiple 1945 yılında ilk atom bombasını gerçekleştirdi... Ve daha birçoğu...

Demek ki önümüzdeki yıllarda, uzayla, astroloji, genetik, elektronik gibi bilim dallarıyla ilgili ve tıpta yeni buluşları bekleyebiliriz. Internet üzerinden görüştüğüm birçok Amerikalı astrolog 1996 yılında AIDS hastalığının tedavisinin bulunmasını ümit etmektedirler.

Burada bir noktayı vurgulamakta fayda var. Hiçbir yenilik veya keşfin önemi bulunduğu ilk yıllarda anlaşılamaz. Ancak zaman içerisinde onun önemi kavrandığından, bu bulguların değeri de yıllar sonra farkedilir.

Şironun varlığı 1945 yılında henüz bilinmediği için, bu tarihte bir gözlem kaydı olmamıştır. Ancak, 1996’da Şiron tekrar en yakın konumuna geldiğinde, onu dünyadan seyredebileceğiz.

Şironun perihelion döneminde ardarda gerçekleşen bu yenilikler aynı zamanda, fiziğin, dünyayı ve evreni atomaltı boyutta anlayabilmesi için önemli temel taşı olmuşlar ve bundan sonraki gelişmelere kapı açmışlardır.

Peki Şironun bulunduğu tarihten buyana aynı paralelde buluşlar ve yeniliklere rastlıyor muyuz? Evet! Evreni ve insanı anlamamıza en son katkılarda bulunan Kuantum fiziği, Hologram tekniği ve onun verileri, Şironun tesbit edildiği 1977 yılından beri ağırlığını hissettirmeye başlamış; yine aynı yıllar sonrası insanlar eskiden hurafe diyerek bir kenara ittikleri gizemli kalmış madde ötesi gerçekleri araştırıp, orijinal şekliyle kavrama dönemine girmişlerdir.

1945 yılında atom parçalanırken, Şironun bulunduğu 1977 yılında bu kez atomaltı parçacık olan kuantların keşfini görüyoruz. Özellikle “hologram” konusunda, OBE denen “beden dışı yaşam tecrübeleri” ve NDE denen “ölümötesi yaşam tecrübeleri” farklı toplumlarda birçok kişinin karşılaştığı olaylar haline gelmiş ve ölümün tamamen bir boyut değişimi olduğu konusunda onlarca kitap yazılmıştır. Ülkemizde çok azımızın haberdar olduğu bu konularda, önde gelen Batılı fizikçilerin ve diğer bilim adamlarının eserleri birbiri ardına yayınlanmaktadır. Günümüzde bulgularından en çok söz edilen iki bilimadamı olan, Einstein’in asistanı ünlü Fizikçi David Bohm ve Radford Üniversitesi “Beyin Merkezi Başkanı” Nörofizyolog Karl Pribram, insan bilincinin, bedenin ölümünden sonra, hologramik bir bedenle yaşamına devam edeceğini, bilimsel bulguları paralelinde, eserlerinde açıklamışlardır. Internet vasıtasıyla elimize ulaşan çok taze bilgilere göre, şu günlerde ABD’nde bilim çevrelerinin heyecanla takip ettiği yeni bir çalışma var: Kolunu kaybeden iki denek üzerinde yapılan çalışmalarda zamanla phantom limb sensation denilen, kaybedilen kolun varlığını hissetme şeklinde bir durum ortaya çıktığı ve beynin bu kolla ilgili uyarılar aldığı kanıtlanmıştır. Özellikle hastaların yüz ve omuzuna dokunulduğunda, gözleri kapalı halde iken “şimdi olmayan kolumun baş parmağıma dokunuluyor” şeklinde reaksiyonlar verdiği bildirilmektedir. Phantom limb sensation denen “kayıp organı ruhsal olarak hissetme” durumu, araştırmayı yapan Dr. Ramachandiran’ı, insanın fizik bedeni beraberinde, beyinle irtibatlı hologramik bir ışınsal bedeni olduğu sonucuna götürmektedir. Eğer bu bulgular Nörofizyolog Karl Pribram’ın bulgularıyla birlikte açıklanırsa, önümüzdeki yıllarda, insanın, fizik bedeni yanısıra, hologramik ışınsal bir bedeninin varolduğunun ve fizik bedenin ardından yaşamına onunla devam edeceğinin kanıtlanması, bu gelişmeleri takip edenler için pek te şaşırtıcı olmayacaktır. Bu bulgu, aynı zamanda OBE ve NDE denen tecrübelerin ne anlama geldiğini de açıkça ortaya koymaktadır.

Evet, önce Neptünün hesaplama yoluyla keşfi, ardından x-ışınları ve gamma radyasyonu, ardından atomun parçalanması, nükleer radyasyon ve şimdi 1996’da insanın hologramik ışınsal bedeninin keşfi... Tüm yenilikler ve icadlar, bilimle, insan yaşamıyla ve atomaltı, hatta ışınsal yapıyla, projeksiyonla ilgilidir. Ve insan için ölümün olmadığının kanıtlanması, tarih içerisindeki en büyük yenilik olacaktır.

Aslında, Şironun keşfedildiği tarihten beri, insanlık bilincinde âdeta görünmeyen bir yenilenme yaşanmaktadır. Özellikle din, inanç, gerçeğin tanımlanması ve yaşanması konusunda, şartlanmalara dayalı anlayışın önemini yitirmesi ve yerini yeni güncel bir anlayışa bırakması dikkatimizi çekiyor. Son 20 yıldan önce bir kitapçıda ne alternatif tıp, ne tanrıyla, dinle, ne astrolojiyle, ne meditasyonla ilgili bilimsel bir eser bulamazken, bugün Hindistan’dan Amerika’ya kadar dünyanın her yerinde yüzlercesine rastlamanız mümkün.

Bilimi ve toplumsal yaşamı yönlendiren bu bulguların benzer içerikte olmasını ve Şironla beraber gelmesini, ardarda tekrarlanan rastlantılar olarak kabul etmek makul olmayacaktır. Şironun yaklaşmasıyla, belki, yakın gelecekte, gezegenlerden ve burçlardan gelen kozmik ışınımın, insan genetiğini etkilediği ve beyni programladığı, dolayısıyla yeryüzündeki yaşamda söz sahibi olduğu somut biçimde ortaya konacaktır.

Unutmayalım ki bir zamanlara kadar x-ışınlarının ne varlığından ve ne de genler üzerindeki etkilerinden haberdar değildik. Bunlardan öte belki, Einstein'dan beri bilim dünyasının aradığı, herşeyin özünü açıklayan “Unified Theory” (Teklik Kuramı) tüm dünyada açıklığa kavuşacaktır.

Öyle görünüyor ki, 1996 ve müteakip yıllar, beraberinde çok önemli yeniliklerin açıklanmasını da getirecektir…

Aralık 1995, İstanbul
alıntı
07-31-2008 06:29 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
Şiron Çalışmaları - ay_se - 07-13-2008, 05:16 AM
nihal için - galaxia - 01-22-2009, 02:20 PM
RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-04-2009, 09:51 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - Félicé - 11-04-2009, 10:07 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-04-2009, 10:11 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - Félicé - 11-04-2009, 10:14 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-04-2009, 10:18 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-05-2009, 06:49 PM
RE: Şiron Çalışmaları - picachu - 02-05-2012, 03:35 AM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Şiron ( Chiron ) Burçlarda bluex 23 62,726 02-09-2019 11:16 PM
Son Mesaj: koçastroloji
  Şiron ( Chiron ) Evlerde bluex 29 70,456 02-19-2018 02:34 PM
Son Mesaj: shinigami
  Şiron Hakkında Bilgiler Mavi 81 111,196 11-17-2017 11:06 AM
Son Mesaj: shinigami
  Şiron ve Başak Burcu ?? astrosohbet 135 180,853 03-25-2017 11:23 PM
Son Mesaj: Ahmeedd
  Şiron’un Oluşturduğu Açılar Angel 60 152,151 11-06-2012 10:06 PM
Son Mesaj: aslankral
  Şiron'un Keşif Haritası aeon 20 25,784 07-22-2011 11:41 PM
Son Mesaj: Mavisahram

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir