Anket: Şiron Hangi Burçlarda Güçlüdür?
Aslan, Kova, Yengeç
Balık, İkizler, Akrep
Başak, Yay, Terazi
Oğlak, Boğa, Koç
[Show Results]
Not: Bu genel bir ankettir, diğer kullanıcılar oyunuzu hangi seçeneğe verdiğinizi görebileceklerdir.
 
Değerlendir:
  • 42 Oy - 2.67 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Şiron Çalışmaları
Yazar Mesaj
galaxia
Kayıtsız

 
Mesaj: #2
RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları
MİTOLOJİDE KENTAVROS (Kentaur)
[Resim: thumb_807267018.jpg]
Kentaurlar mitoslarda sık sık karşımıza çıkan at adamlardır. Teselya(bazı kaynaklarda Lapith’ler kralı ) İxion ile Hera'nın (bazı kaynaklarda nephele) buluttan yapılmış görüntüsünden doğmuşlardır. Önden bakıldığında baş, göğüs ve kolları kimi zaman da ön bacakları insan, karınlarının arkası ve arka bacakları at biçimindedir. Yele ve kuyrukları vardır. Kentaurlar dağlarda yaşar ve çiğ et yerler. Yabanıl ve azgın yaratıklardır. Herakles ve Dionysos efsanelerinde önemli rol oynayan Kheiron'la Pholos iyi ve yararlı olan Kentavroslardır.

Ayrıca centaurların genç dönemlerinde kahverengi, yaşlandıklarında ise beyaz renklere büründüğü söylenir .herakles kentaur nassos karısına yaklaşmak isteyince onu oklarıyla yaralamış ve kentaurosun kanıyla kaplanmış gömleği herakles'in vücuduna yapışıp onu tutuşturmuştu. bu dayanılmaz acıya son vermek için herakles bir odun yığını hazırlatarak kendisini alevlerin içine atmış ve ölerek olimpos'a gitmişti

Yarı-insan, yarı-at olan bu yaratıklar orman ve dağların sınırlarının ötesinde, insanların dolaşmadığı yerlerde yaşarlar. Diğer orman tanrıları ve perileriyle paylaştıkları yerlerde karşılaştıkları insanlar, avcılardır. Ancak bu avcılar farklı avcılardır, çünkü adları Herakles ve Atalante’dir. Herakles, Pholos’un hakim olduğu dağlarda Erymanthos adlı yaban domuzunun peşindeyken, Kentauros Pholos’la karşılaşır ve onun misafiri olur. Apollodoros’a göre çiğ etten başka bir şey yemeyen bu misafirperver Kentauros, Herakles’e pişmiş et ve şarap ikram eder. Kızarmış etin ve şarabın kokusunu duyan ve bu fırsattan yararlanmak isteyen öteki Kentauroslar başlarına üşüşürler. Herakles onları ancak dövüşerek uzaklaştırabilir. Bu olaydan sonra insanlar ve Kentauroslar arasında sürekli bir kavga başlar.

(BİR BAŞKA KAYNAKTA:Khiron ölümsüzdü ama, Herakles istemeyerek onun ölümüne sebep oldu. Herakles’in Kentaur’lar içinde Pholos adlı bir arkadaşı vardı. Bir gün Herakles Pholos’un yanına gitti “Çok susadım” dedi, “senin şu şarabından ver de biraz içeyim”. Ünlü kahramanın içmek istediği şarap bütün Kentaur’ların ortak içkisiydi. O şarabı, kendilerinden başka kimse içemezdi. Fakat Pholos arkadaşını çok sevdiği için yasağı dinlemedi. Herakles’e biraz şarap ikram etti. Şarabın kokusunu alan bütün Kentaur’lar hemen geldiler. Herakles’e saldırdılar. Çetin ve kanlı bir dövüş oldu. Herakles bu azgın yaratıkların hepsini yere serdi. Bu arada istemeden, kaza ile bir köşede üzgün duran ve kavgaya hiç karışmayan Khiron’u da yaraladı. Bu yara kapanmaz, iyi olmaz bir yara halini aldı. Khiron ölümsüzdü ama, Zeus onun bitmez, tükenmez acılardan kurtarmak için, ölmesine izin verdi.)diye bahsedilir

Toplumdan uzak yaşayan, önceden kesinlikle kestiremeyeceğiniz davranışlar içinde bulunan (Apollodoros), bununla birlikte insanlara kızarmış et ve şarap ikram edebilecek kadar misafirperver olabilen bu garip ve vahşi yaratıklar, şifalı otlar ve merhemler hakkında her şeyi bilirler. Doğuştan avcılardır, silah olarak taş ve sopadan başka bir şey kullanmazlar. Buna karşın Herakles’in ve Atalante’nin yaylarına ve oklarına karşı duramazlar. Et ve şaraba düşkün oldukları kadar, kadınlara da düşkündürler. Kentaurosların yaşadığı ormanlarda tek başına dolaşan bir kadın avcı, büyük bir tehlike altındadır. Çünkü varlığıyla Kentaurosların hayvansı cinsel dürtülerini uyandırır ve böyle bir durumda yayından başka güvenebileceği hiçbir şeyi yoktur
Theseus da insanlarla Kentauroslar arasındaki kanlı çatışmalara konu olur. Lapithlerin kralı Peirithos ile Hippodameia’nın düğününde gelini kaçırmaya çalışan Kentaurosları, düğünün şeref konuğu olan Theseus öldürür. Silahlı savaşçıları taşlı sopalı Kentauroslarla karşı karşıya getiren çatışmaların yönü kendi aleyhlerine değişmeye başlayınca, Kentauroslar dayanamazlar ve şarapların ve kadınların üzerine atlarlar. 

Vahşi yaratıklar olmalarına karşın avcılığın ve tıbbın bulucuları Kentauroslardır. Kheiron adlı kahraman Kentauros, topluma en fazla uyum sağlayan Kentaurostur ve onun doğaya yakınlığı, av sanatının yanı sıra bitkiler hakkındaki bilgilerini de geliştirmesini sağlar. 
Aktaion gibi Asklepios da onun tıp alanında öğrencisi olmuş, Peleus ve Akhilleus da avcılığı ondan öğrenmişlerdir.

Görülüyor ki oldukça barbar yaratıklar olmalarına karşın Kentaurosların eğitmenlik yaptıkları da olmuştur. Özellikle, Akhilleus’un çocukluğu Kheiron’un yanında geçer. Akhilleus henüz çocukken av sanatını öğrenmesi için babası Peleus tarafından Kentauros Kheiron’un yanına bırakılır. Neden Peleus gibi usta bir avcı, Kentauros gibi bir yaratığın yardımına ihtiyaç duysun? Çünkü, bir ölümlü bir deniz tanrıçasının oğlu olan Akhilleus, annesinin yanındayken büyük bir tehlike altındadır. Kendisi gibi ölümsüz olmaları için Akhilleus’tan önceki çocuklarını ateşe atan bu anne, onların ölümüne neden olmuştur. Bu nedenle Peleus ne tanrıların, ne de insanların dünyasında güvencede olan Akhilleus’u önceki çocuklarıyla aynı akıbeti paylaşmaması için Kentauros’a verir. Akhilleus, at adam Kheiron’un yanında, silahsız olarak domuzlara ve ayılara hükmetmeyi öğrenir; aynı zamanda müzik ve hekimlik alanlarında eğitilir. Kentauros, güzel sanatlar konusunda olduğu kadar, ahlak konusunda da çok bilgilidir. Homeros’a göre Kheiron, aslında, “Kentaurosların en dürüstüdür”, aynı zamanda güzel bir ahlak örneğidir.

Peleus, başından geçen bir olayda, Kentaurosların nasıl çift kişilikli yaratıklar olduklarına tanık olur. Kalydon avında, Peleus yanlışlıkla kayınpederi Eurytion’u öldürür ve İolkos’ta kral Akastos’a sığınır. Bir süre sonra kralın karısı Peleus’a tutulur. Aşkına karşılık bulamayınca da kocasına Peleus’u şikayet eder. Kral, kendisine sığınan bir adamı öldüremeyeceğinden Peleus’tan kurtulmak için kurnazca bir plan hazırlar. Dağlarda yapılan bir av seferi sırasında Peleus’un uykuya dalmasını fırsat bilip kahramanın silahı olan “machaira”yı (bir silah olarak da kullanılabilen bir müzik aleti) öküzlerin gübreliğinin içinde bırakır. Kentaurosların tehdidiyle karşılaşan –ya da hayvanların tehditiyle karşılaşan- Peleus, hayatını, silahını bulup ona veren Kheiron’a borçludur. İşte Kentauroslar iki farklı özelliği aynı bedende taşıyan böyle garip yaratıklardır. Kaba ve barbardırlar. Aynı zamanda insanların hem eğitmenleri, hem de rakipleri; kahramanların ise genellikle en iyi dostlarıdırlar. İyi Kentaurosları (Kheiron ve Pholos) kötü Kentauroslarla (Nessos ve Herakles’e saldıranlar) olarak ikiye ayırmada şaşılacak bir şey yoktur. Böyle bir değerlendirme yaparken, Kentaurosların asıl doğaları gözden kaçırılabilir. Kültür (uygarlık) ve doğa arasında en uç noktalarda gezinen bu yaratıklar, varlıklarını bu aykırılığa borçludurlar. Yerleşim bölgeleri etrafında ne iyi, ne kötü olağanüstü yaratıklarla karşılaşılır. Bu bağlamda Kentauroslar, Yunanlılara göre siteleri oluşturan birbirinden farklı iki temel öğeyi simgelerler; bir yanda kültür dünyası, uygarlık, sanat ve teknik, öbür yanda doğa. Sonuçta Kentauroslar kültürün doğal öğesidirler, doğayı oluşturan taraftırlar. Ustası oldukları sanatları öğrenebilmek için hem onlara meydan okumalı, hem de onların övgüsünü kazanmalıdır. Ustası oldukları bu tekniklerin onların elinde hiçbir anlamı yoktur; bu teknikler yalnızca kahramanlarca insanlara açıklandıkları zaman anlam kazanırlar. Belirsiz özellikleriyle bünyelerinde iki farklı doğayı barındıran Kentauroslar, her şeyin mümkün olduğu avcılık dünyasına aittirler. 
Arkaik dönemden kalma vazo resimlerinde, Kentaurosların çift kişilikleri çok açık bir biçimde resmedilir. Genelde Kentauroslar ön tarafları insan, arka kısımları at şeklinde olup “çıplak figürler” biçiminde resmedilirken, Kheiron, bazen de Pholos farklı iki kısımda çizilirler: Önde insan biçiminde, arka tarafı at biçiminde, bacaklarını ve gövdesini örten bir çarşaf giymiş haldedir. Böylece resimlerinde bile Kentaurosların çift kişilikleri vurgulanır; insanlık ve hayvanlık arasında paylaşım, yukarı ile aşağıda arasında değil, arka ile ön arasında olmakta ve Kheiron’un farklı tasviri de içinde bulunduğu durumu simgelemektedir. 

Kentauroslarnı görünümlerini tamamlayan bir başka boyutları daha vardır. Farklı kültürleri karşılaştırdığı eski bir yazısında Georges Dumezil, birbirinden farklı Hint-Avrupa kültürlerinde at adamların, kış mevsiminin bitişinin kutlandığı bayramlarda nasıl yer aldıklarını ve oynadıkları rolleri açıklamaya çalışır. At adam kılığına girmiş gençler sokaklarda geçit yaparlar, şarap ve kadınlar hakkında fıkralar anlatırlar. Yunan kaynakları yeterince açık olmasa da Henri Jeanmarie bunlardan bazı sonuçlar çıkarmıştır. Erginleme ayinlerinin ritüellerinden olan kılık değiştirme ve maske takmalar, yalnızca öğrencilere özgü değillerdir. Üstatlar da, ayini yöneten ve anlatanlar da kılık değiştirirler veya maske takarlardı. Eski Yunan’da, genelde hayvan kılıklarının seçildiği bu ayinlerde farklı kılıklar arasından belli başlı iki tür kılık sıyrılırdı: At adam ve kurt adam.

CHIRON
(okunuşu Kayron)
Yarı insan – Yarı at

[Resim: thumb_377636374.jpg]

Chiron‘un (bundan böyle Kiron olarak geçecektir) Centaurlar’la (bundan böyle Santor olarak geçecektir) olan ilişkisi, farklı kaynaklarda farklı şekillerde anlatılmaktadır. Kimine göre Kiron, Santorlar’ın atası, bazen Baş Rahibi, bazen de onların yöneticisidir. Kimine göre ise Santorlar’la olan ilişkisi sadece onlarla beraber cümbüşler düzenlemesinden ibarettir.

Santorlar’ın orijinalleri de farklı şekillerde anlatılmaktadır. Güvenilir iki yaklaşıma göre Santorlar ya Apollo ve Stilbe'nin oğlu olan Santorus (Centaurus) dan ya da Ixion ve Nephele’nin oğlundan türemişlerdir. Santorlar’ın karakterleri inanılmaz derecede kural tanımayan, şehvet ve alkol düşkünü, içgüdüsel hareket eden olarak tanımlanmaktadır.
En çok itibar gören hikayede Kiron’un, Satürn (Kronos) ve peri Philyra’nın oğlu olduğu yazılmaktadır. Satürn henüz bebek olan oğlu Zeus’u ararken Philyra’ya rastlamış. Aslında bir peri olan Philyra, Satürn'den kaçmak için kendisini kısrağa çevirmiş. Fakat Satürn Philyra’yı kandırmak için At kılığına girerek O’nunla beraber olmayı başarmış. Sonuç olarak Philyra Kiron’u doğurmuş: Belden aşağısı at, kafası, kolları ve belden yukarısı insan olan bir Santor.
Philyra O’nu görünce o kadar iğrenmiş ki, tanrılara kendisini olduğundan başka bir şeye çevirmeleri için yalvarmış. Tanrılar da O’nu Ihlamur ağacına çevirmiş. Böylece Kiron annesi ve babası tarafından terkedilmiş olarak Apolla tarafından bulunup, büyütülmüştür.

Bu anlamda Apollo Kiron’un üvey babasıdır.

Buraya kadar olan hikayede bile Kiron hakkında önemli psikolojik anlamlar görülebilir. Kiron annesi tarafından reddedilmiştir ve babasını hiç tanımamıştır. O anne ve babası hayvan kılığındayken dünyaya gelmiştir. Yani tamamen içgüdüsel bir birliktelikten meydana gelmiştir. Kiron’un yaşamında hiç bir zaman babasıyla bir uzlaşma görülmüyor. Annesi Philyra ise kendi içgüdülerinin bir ürünü olan Kiron’u reddetmiş ve sonsuza dek kendisini bir ağaca hapsetmeyi tercih etmiştir.
Reddedilen veya bastırılan içgüdülerin açtığı yaralar bir gün karşımıza kendini yeni şekliyle ifade eden bir dengesizlik olarak çıkabilir. Bu fiziksel veya zihinsel bir hastalık olabilir. Kiron doğum haritasında kimi zaman bu şekilde görülür.

Yunan mitolojisinde Kiron’un üvey babası ve öğretmeni Apollo'dur. Müzik, kehanet, şiir ve iyileştirme yeteneğinin Tanrısı bir üvey baba. Güzellik, akıl ve adalet de Apollo’nun işiydi. O hiç bir zaman kinci değildi ve insanoğlu’nu günahlarından arındırırdı. Aynı zamanda vahşi hayvanlara ve salgın hastalıklara karşı ilahi bir koruyucuydu. Yani Apollo’nun ifade ettiği arketip, içgüdüsel bir birlikteliğin ürünü olan Kiron’un ifadesine tam bir tezat oluşturuyordu.

Kiron Apollo’nun bakımıyla hayatta kalabilmiştir, ancak sonsuza dek yaralı olarak yaşayacaktır. Çünkü kendi içinde bir bölünmüşlük vardır. İçgüdüsel olarak kendisini aşağılık ve reddedilmiş hissetmekle beraber yetiştiriliş tarzıyla Apollo’nun fikirlerinin ve öğretilerinin içgüdüselliğe karşı uyum, düzen ve yaratıcılık içinde uzlaştıran olmuştur.
Kiron akıllı ve deneyimli biri olmuştu. Aynı zamanda kahin, doktor, öğretmen ve müzisyen olmuştu. Krallar oğullarını eğitmesi için Kiron’a gönderiyorlardı. Pek çok Yunan kahramanının öğretmeni Kiron'dur. Bu öğrencilerden bazıları Jason, Achilles, Herkül ve Asclepius'tur. Kiron onlara her şeyi öğretmişti. Binicilik, okçuluk, avcılık, savaş ve eczacılık sanatı ( ev yapımı bitkisel ilaçlar), ahlak kuralları, müzik, dini ritüeller ve doğa bilimlerinin başlangıcını öğretiyordu.

[Resim: thumb_996229216.jpg]
Kiron’un fiziksel olarak yaralanmasını anlatan en bilinen hikaye şöyledir. Herkül Santorlar tarafından bir akşam yemeğine çağrılmıştı. Yemekte kavga çıktı. Herkül zehirli oklarını fırlatmaya başladı. Gürültüden rahatsız olan Kiron, neler olup bittiğine bakmak isterken, kazara Herkül’ün oklarından biri bacağının üst kısmına (veya kasığına) isabet etti.

Başka kaynaklara göre ise yaralı bir Santor Kiron’un mağarasına sığınmış. Onu kurtarmak isterken Kiron kazara kendini yaralamıştır. Veya Kiron, Lapithler’le Santorlar’ın arasında çıkan bir mücadelede yaralanmıştır. Sarhoş Santorlar Lapith gelinine tecavüze kalkışınca çıkan kavgada Kiron yaralanmıştır.

Kiron’un yaralanmasının hikayesi farklı şekillerde anlatılsa da her koşulda Santorlar ya Herkül’e karşı ya da Lapithler’e karşıydı. Buradaki mücadelede Santorlar Kiron’un alt yarısını, reddedilen hayvansal parçasını, Lapithler ve Herkül ise üst kısmını, insan tarafını temsil etmekteydi. Bu yara yüzyıllar boyunca insanoğlu’nun içgüdüsel tarafını bastırması ve bu yönde kendine zulmetmesi nedeniyle bir miras haline gelmiştir.

Günümüz modern dünyası bu mirası taşımaktadır.
Herkül başarı ve motivasyonun ve mükemmelliğin sembolüdür. Bu maskülen prensip Batı kültüründe son bir kaç yüzyıldır baskın bir şekilde görülmektedir. Ego oluşumu için şart olan pozitif (güç, dayanıklılık ve bireysel kimlik) özelliklerinin yanı sıra negatif (kaba, yıkıcı, baskıcı, içgüdüleri ve feminen arketipleri değersizleştiren) özellikleri insanların acı çekmesine rağmen kahramanlığa fazla prim veren yanlarını belirginleştirmektedir.

Kiron, kahramanlık prensibine zıtlıklar taşıyan bir serüveni anlatmaktadır. O’nun hayatı Apollo tarafından kurtarılmıştı. Pek çok yeteneğini Apollo’dan öğrenmişti. Daha sonra bu yeteneklerini öğrencilerine öğretti. Onlar birer kahraman oldular ve içlerinden biri Kiron’u yaraladı. Doğum haritasında Kiron’un olduğu yer genellikle bizim kendimiz için değil de başkaları için iyi yapabileceğimiz şeyleri anlatır. Bazı özelliklerimiz başkaları tarafından gayet iyi fark edildiği halde kendimiz göremeyiz. Genellikle bunlar kendi kendimizi büyütebilmemiz ve iyileşebilmemiz için acil olarak ihtiyacımız olan şeylerdir.
Kiron, yarasından dolayı çok acı çekmekteydi. Ancak kendini iyileştiremediği gibi ölümsüz olduğu için ölerek bile bu acıyı dindirme seçeneği yoktu. Kendi acısını dindirmek için uğraştıkça başkalarını iyileştirmekte daha başarılı oldu. Kiron’un bu davranışı sürekli tekrar edilen, ancak çözümsüz gözüken davranışları andırıyor. Saplantılı tekrar edilen davranışlar gibi.

İçgüdüsel aklımızı dinlemeyi bıraktığımızda, içgüdülerimizle bağlantıyı kestiğimizde haklı geçinen üst yanımız her zaman içimizdeki dengesizliği sabırsızca bir felsefeye oturtturmak için çabalayacak, hatta başkalarını da buna ikna edecektir. Haritada Kiron neredeyse bu alanda ele geçirilme ve hükmedilme tehlikemiz vardır. Bir fikir tarafından, bir amaç uğruna ele geçirilebilirsiniz. Delicesine, saplantılı bir şekilde bu uğurda davranarak aslında yaranızı ölümsüzleştirmeye çalışır ve çevrenizdeki herkesi de bunun doğruluğuna inandırırsınız Aslında tüm yaptığınız çaresizce içinizdeki acıya direnmektir. Bu durumda Kiron’un hikayesinde olduğu gibi yaramızı ve yaralanabileceğimizi kabul etmeye ihtiyacımız vardır. İyileşebilmenin ön koşulu kabul etmektir. Aynı zamanda ruhumuzun yol göstericiliğini engellemememiz gerektiğini, bazen ulaşılması zor olan iyileşmelerin ruhumuzun aklıyla bize ulaştığını hep hatırlayın.
Kiron’un cezasından azledilmesinde en önemli rol Prometheus’undur. Belki bu hikaye kendi yaralarımızı iyileştirme konusunda bize de örnek olabilir.

Zeus kendisiyle alay ettiği için ve sonra da tanrıların ateşini çaldığı için Prometheus’u bir kayaya bağlamıştı. Her gün kocaman bir kuş ciğerini gagalayarak işkence yapıyordu. Zeus Prometheus’u ancak bir ölümsüz yerini alırsa ve ölümsüzlüğünden vaz geçerse azad edeceğini açıkladı.
Herkül Kiron’un durumunu Zeus’a açıkladı ve Zeus’dan Kiron’u kabul etmesini rica etti.
(Yarayı ancak sebebi iyileştirebilir) burada bir kez daha Kiron’un kendi adına hareket etmediğini de görüyoruz. Kiron Prometheus ‘un yerini alır ve zaman içinde doğal olarak ölür. Dokuz gün sonra Zeus O’nu ( ölümsüz yapar) Santorlar’ın takım yıldızı yaparak ölümsüz kılar.

CHİRONUN HAYATI VE TEMSİL ETTİĞİ ALANLAR
[Resim: thumb_620552760.gif]
Aslında chiron öz güven sözcüğünün eş anlamlısıdır...Mitolojik bir kavram yüklendiğinden de çıkarıyoruz ki bu varlık yarısı insan, yarısı at olan ve tıbbı keşfeden varlık. Ayrıca savaşçı bir ruha sahip olan Chiron zeki, uygar ve kibardı. Tıpla ilgili bilgisi ve yetenekleri ile ünlü idi. Chiron nymph Chariclo ile evliydi ve ona üç kız ve bir oğlan verdi. Chiron, karısı ve çocukları Pelion dağında yaşıyordu. Ayrıca Heraklesin de eğiticisidir...

Yay, burçlar kuşağının en büyük kahraman figürlerinden biri olan Chiron’u temsil eder. Yarı at, yarı insan olan Centaur isimli yaratığın bir cinsi olan Chiron, Centaur’ların en incesi ve en ahlaklısı olarak bilinir. Öğretme gücü yüksek olan Chiron’un annesi deniz tanrıçası Oceanus’un kızıdır.

İçlerinde ünlü savaşçılar Achilles ile Jason’ın da bulunduğu Eski Yunanlı gençlere bildiklerini öğreten Chiron bir mağarada yaşamaktadır. Bir gün köylerini rahatsız eden Centaur’ları öldürmeye çalışan Heracles’in oku yanlışlıkla Chiron’a isabet eder. Chiron yarayı iyileştirmek için bildiği tüm büyüleri yapsa da yara bir türlü kapanmaz. Acıdan kıvranan Chiron ölümsüz olduğundan ölüler dünyasına gidemediği için daha çok acı çeker. Bu durumu gören tanrı Prometheus Chiron’u bir ölümlüye dönüştürür bunun üzerine Chiron dünyadan ayrılarak gökyüzündeki yerini alır.

Chiron sembolik yapısı ile sağlam,dürüst ve kutsal nitelikli bir insan ile güçlü bir hayvan gibi doğa ile bütünleşmiş,doğanın bir parçası olmuş anlamlı bir yapıyı anlatır. Chiron’un doğayla olan bütünlüğü tıpkı bir şaman ( tanrısal güçleri ile insanlara ve topluma düzen ve sağlık veren yüce,kutsal insan ) gibi ona tedavi edici, iyileştirici ve düzenleyici unsurlar verir. Tanrının oğlu olan Chiron akıl ve zekayı,düşüncenin gelişimini ifade eder. Medikal çalışmalardaki başarıyı anlattığı gibi, müzik, kültür ve ahlak, avcılık, savaş ve astroloji’ yi de belirtmektedir. Chiron gelişmesine yardımcı olan Jason, Hercules, Asclepius ve Archilles’in etkisi altında kalmış, geniş bir alanda eğitim alarak bilgi ve eğitimin sembolü haline gelmiştir. Chiron kendi eğitimimiz ile kişiliğimizin toplum içerisinde geleceği yeri ve öz kültürümüz ile toplumun bizi nasıl tanıyacağını anlatır. Ancak bizim geleceğimiz toplusal konularda yaşayacağımız üzüntü ve duygusal yaralanmalarında belirleyicisidir. Doğum haritasındaki yeri,o evin anlamı içerisinde bizim kişisel çabamız ile gelebileceğimiz yeri, makamı ve aşamaları anlatır. İçinde olduğu evin yaşamımıza etki edecek hassas yönleri var ise bunlarında önem kazanmasına yol açar. Chiron’un bulunması ile gündeme gelen klinik psikoterapi çalışmaları,duygusal yaralanmaları ve rahatsızlıkları anlattığı gibi, bu sorunların şifa bulması için yapılan çabaları da göstermektedir. Birçok ünlü terapist ile büyük duygusal çöküntüler yaşamış kişilerde Chiron etkisinin güçlü olduğu görülür.

Chiron bilgisini, bilgeliğini ve yardımseverliği ile Tanrılar tarafından ölümsüzlükle ödüllendirilmiştir. Ancak bu ödül Chiron’u değişik bir konuma getirir. Chiron bir yanda hassaslığı ile kendi acıları ve üzüntüleri içerisinde sarmalanacak, ancak ölümsüzlüğü bunun sonuna dek böyle kalmasına neden olacaktır. Çözüm çabuk bulunur. Prometheus kutsal ateşi Tanrılardan alarak Dünya yüzüne getirir. Ateş ceza ve adaleti, hırs ve öncülüğü anlatmaktadır. Prometheus ile anlaşan Chiron ölümsüzlüğü Prometheus’a vererek yerine geçer. Bu anlaşmadan dolayı Chiron ile Prometheus sonsuza dek birbirlerine muhtaç kalacaklardır. Chiron dünya yüzündeki zeka ve erdemleri temsil ederken, Prometheus aydınlığı ve görebilmeyi sağlayan, gizli kalanları ortaya çıkaran ateşi elinde tutar. Chiron bulunduğu evde, ateş gibi sıcak fikirlerin pratik hayata uygulanabilmesini anlatır.

Chiron ölümü tercih eder. Çünkü o ölümün gereğini,asaletini ve ölümün getireceği barışı iyi bilir. Burada anlatılan ölüm sadece fiziksel olarak yaşamın sona ermesi değil,duyguların ve heyecanların yok edilmesi,peşinde koşulanlardan vazgeçilmesi anlamında da anlaşılabilir.
Chiron’u bu karmaşık ve derin karakteri ile bir burcun tanımı içinde anlamak kolay değildir.
07-13-2008 06:16 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
Şiron Çalışmaları - ay_se - 07-13-2008, 05:16 AM
nihal için - galaxia - 01-22-2009, 02:20 PM
RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-04-2009, 09:51 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - Félicé - 11-04-2009, 10:07 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-04-2009, 10:11 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - Félicé - 11-04-2009, 10:14 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-04-2009, 10:18 PM
Cvp: RE: İleri Seviye Şiron Çalışmaları - aeon - 11-05-2009, 06:49 PM
RE: Şiron Çalışmaları - picachu - 02-05-2012, 03:35 AM

Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Şiron ( Chiron ) Burçlarda bluex 23 62,412 02-09-2019 11:16 PM
Son Mesaj: koçastroloji
  Şiron ( Chiron ) Evlerde bluex 29 70,172 02-19-2018 02:34 PM
Son Mesaj: shinigami
  Şiron Hakkında Bilgiler Mavi 81 110,607 11-17-2017 11:06 AM
Son Mesaj: shinigami
  Şiron ve Başak Burcu ?? astrosohbet 135 179,807 03-25-2017 11:23 PM
Son Mesaj: Ahmeedd
  Şiron’un Oluşturduğu Açılar Angel 60 151,590 11-06-2012 10:06 PM
Son Mesaj: aslankral
  Şiron'un Keşif Haritası aeon 20 25,721 07-22-2011 11:41 PM
Son Mesaj: Mavisahram

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir