[Derin]

Farkında olmasak da, hayatımız bazı temel döngüler çevresinde şekillenir. Hayatın içerisinde kritik aşamalar, krizler ve bu krizlerden ortaya çıkan fırsatlar görürüz. Her döngünün sonunda ve yeni döngülerin başında bizi yenileyen, değişime zorlayan önemli kararlarla karşılaşırız. Böyle geçiş dönemlerinde içimizdeki sesi yadsıdığımız, görmezden geldiğimiz zamanlarda aslında akıntıya karşı yüzmeye başladığımızı ve eninde sonunda, bize zorla da gelse, gerekli şeyleri yapmak durumunda kalacağımızı görebiliriz. Çoğu zaman değişmek, hayatımıza yeni bir dönem açmak zor gelir, ertelemeler, isteksizlikler başlar. Bir yandan şikayet eder, bir yandan da içinde bulunduğumuz koşullardan kurtulmak, özgürleşmek isteriz. Eğer kendimiz için doğal olanın ne olduğunu farkedebilirsek ki bu iyi bir iç gözlem yapmayı, kendi sesimizi dinlemeyi ama aynı zamanda yaptıklarımızın sorumluluğunu almayı da içerir, o zaman hayatın daha akıcı, bizi destekleyici ve geliştirici olduğunu anlarız. Kısaca şans sanki bizden yana durmaya başlar. Kendi yazgımızla uyum içerisinde kalabilmek, eski Grek filozoflarının özellikle stoa felsefesinin ana düşüncelerinden birisidir.

Her gezegenin kendi döngüsü, burçlar kuşağını dolaşma süresi farklıdır. Yavaş hareket eden gezegenlerin döngüleri çok şekillendirici ve kritik olurlar. Kendini geliştirmeyi, deneyerek öğrenmeyi ve fırsatları anlatan Jüpiter 12 yılda bir doğum haritamızdaki yerine yeniden gelir. Bu nedenle, 12 yıl ara ile, 12.,24., 36., 48. Yaşlar hayatımızda kendimizi geliştirebileceğimiz yeni olanakların ve başlangıç yapabilme fırsatlarının belirdiği, sanki monopol oyununda baştan geçerken 2000 lira alınız tarzı, bize bonus getiren, hevesimizi tazeleyen yaşlardır.
27 yaş klubü

Satürn döngüsü en başat ve kritik olanıdır. Satürn bu hayatımızı nasıl şekillendirmemiz gerektiğini, hangi alanda sorumluluklar alarak, toplum içerisinde bir yer alacağımızı açıklar. Bu bakımdan, Satürn mesleki sorumlulukların, görevlerin kısaca kariyerimizin en şekillendirici gezegenidir ve döngüsü yaklaşık 30 yıldır (29,5) 30 yaşına yaklaşırken, bir mesleğe ait olma, toplum içerisine bir yer edinebilme baskısı gittikçe artar. Kişi gençlikten olgun yaşlarına ilerler. Bir bakıma, Cobain, Hendrix, Winehouse gibi bazı müzisyen yıldızların, (27 yaş klubü) bu yaşa gelmeden kendi ölümlerini hazırlaması, yetişkin toplumsal rolleri üstlerine alamamaları, kaçış içerisinde olmaları ile yakından ilintilidir. 30 yaş civarında bizi 42-45 yaş sınırına götüren mesleki formasyona yerleşiriz ancak bu gelişimimizin tamamen bittiği anlamına gelmez. Nitekim genellikle 30 yaş civarında edindiğimiz sorumluluklar bizi tam olarak yansıtmıyorsa, bu kez 42 yaş civarında (Satürn ve Uranüs’ün kendi konumunun tekrar karşısına geldiği zamanlar) hayatımızı alt üst edecek yeni şeyler yapma arayışına gireriz. Kimimiz iş alanını değiştirir, kimilerimiz boşanır ya da sanki bizden hiç beklenmeyecek şeyler yapmaya başlarız. Astrolojik açıdan bu orta yaş krizi olarak görülür. Zira bu yaşlarda artık kendimizi çok daha iyi tanıyor ve kendi iç sesimize daha merhametli ve anlayışlı biçimde yaklaşıyoruzdur. 42-45 yaşların krizinden sonra, 50 yaş ve 60 yaş da önemli dönemeçlere işaret eder. Bu süreçlerin getirdiği temaları bir sonraki yazıda ele alacağız.
R.Hakan Kırkoğlu