[yezda]

Hayatımızda her istediğimize ulaşabilmemiz yıldız haritamızın bize izin verdiği ölçüde mümkün olabilir. Yani gezegenler bize doğduğumuz anda bir bilgisayar programı gibi bilgi yükler ve biz bu bilgi doğrultusunda mesleğimizi seçeriz. Bir an için çelişki gibi gözükse de hem her istediğimiz olabilir, hem de sadece yıldız haritamızın bize izin verdiği sınırlar içinde arzu ettiklerimizi gerçekleştirebiliriz. Aslında hassas bir çizgi var sanki arada. Acaba hayatımızda isteklerimiz de yıldız haritamızda mı gizli?

Aynı konu astrolog olmak isteyenler için de geçerli. Önce kişinin konuya ilgisi olması gerekir. Bu ilgi yıldız haritasında görülebilir. İnsan astrolojiye doğal ilgisi olduğunu düşünse de, aslında bu ilgi yıldız haritasının o insana verdiği bir dürtüdür. Daha sonra ilgisi olan insan öğrenmeye başlar. Astroloji’yi öğrenmek analitik zeka gerektirir. Yani kişi astrolojik konuları çok detaylı bir şekilde inceleme yeteneğine sahip olmalıdır.

Teorik çalışmalardan sonra çok ilginç bir noktaya gelir astroloji ile ilgilenen kişi. Artık mümkün olduğu kadar harita yorumu yapılmalı ve yorum yeteneği geliştirilmelidir. Astroloji de yazılı olmayan bir kural vardır. Bir astrolog başka birisine gidip haritasını yorumlamak istememelidir. Bu mantıkla kavranamayacak ve kavranması gerekmeyen bir kuraldır. Yıldız haritası ile ilgili bilgi edinmek isteyen kişiler astroloğu bulup harita yorumlamasını kendiliklerinden isteyeceklerdir. Astrolog olacak kişinin hayatında bu potansiyel mutlaka bulunur.

Hangi astrolojik kombinasyonların kişiyi astrolog yaptığına gelecek olursak, hava grubu burçlarının ön plana çıktığını görüyoruz. Hava grubu burçlarının İkizler, Terazi ve Kova olduğunu hatırlayalım. Tabi aynı şekilde meslek evinin ( 10. ev ) ya da kişiliğimizi temsil eden Güneş’in hava grubundan burçlarda yer alması aynı etkiyi verecektir.

Astroloji konusunda çalışan kişilerin yıldız haritasında öncelikle Jupiter’in güçlü olması gerekir. Jupiter kişiye her zaman mistik konularda sezgi ve bakış açısı verir. Yıldız haritasında iyi bir Jupiter yerleşimi astrolojide başarı verecektir. Diğer önemli gezegen ise Merkür’dür. Merkür genel anlamda bilgi ve zeka veren bir gezegendir. Matematiği temsil eder. İyi bir astroloğun matematik zekasının olması önemlidir.

Astrolojide olmazsa olmaz özelliklerden biri de analitik zekadır. Klasik astroloji kitaplarının tam olarak anlaşılması ve bir haritanın tam olarak çözümlenmesi için analiz yeteneğinin gelişmiş olması gerekir. Bize güçlü analiz yeteneği verecek olan gezegen ise Mars’tır. Mars’ın astrolojik açıdan iyi etki verebilmesi için, Mars’ın yaratıcılığı ve zekayı temsil eden beşinci evde yer alması beklenir.

Astroloji konusunda ilerlemek isteyen bir kişi mutlaka iyi bir beşinci eve sahip olmalıdır. Beşinci evin hava grubundan bir burç olması ya da güçlü olumlu gezegenlerin bu evde yer alması da bu konuyla ilgili ilginç oluşumlardandır.

Bir astroloğun varabileceği en son nokta, ciyotiş matipıragya dediğimiz ( ing. jyotish mathipragya ) düzeydir. Bu düzeydeki astroloğun artık yıldız haritasına bakması gerekmez. Bir insanın yüzüne baktığı zaman doğum anındaki gezegen etkilerini söyleyebilir. Bu astroloğun bilinç düzeyi ile ilgili özel bir durumdur.

Hindistan’da yaşayan ciyotiş panditleri ise vedik astrolojiyi çağlar öncesinden günümüze usta çırak düzeniyle taşımışlardır. Panditler Hindistan’da sadece veda bilimiyle uğraşan kişilerdir. Sinir sistemleri özel hassasiyet kazanmıştır. Batı uygarlıgından herhangi biri pandit olamaz. Hintli panditlerin de günümüzün gürültülü şehirlerinde verimli olamayacağını söyleyebiliriz.

Astroloji ile ilgilenenler her meslek için değişik gezegen kombinasyonları olduğunu bilirler ve yıldız haritasında her meslek için değişik gezegenler ve evler incelenir.

Metin ÖZENBAŞ