Değerlendir:
  • 33 Oy - 2.48 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Mundane Astroloji
Yazar Mesaj
Luli Çevrimdışı
√īoℓэ†
**
Kayıtlı
lt=
Mesajlar: 740
Üyelik Tarihi: Aug 2008

Rep Puanı: 6

Mesaj: #28
2o1o*da Türkiye
2010 Türkiye için yeni bir milat

Anahtarlarıyla 2010

- Temmuz sonundan başlayarak güvenliği, milli hassasiyetleri ve içişlerini ilgilendiren konular en önemli gündem maddeleri olacak. İç işleri ve ülkede huzur, barış ve denge yıl boyunca en önemli konular.
- Genel olarak halk milli konularda çok hassas ve Mayıs-Ağustos arasında daha tedirgin
- Yaz aylarından itibaren seçim atmosferine girilebilir, Ekim, Kasım bu yönde dikkat çekici aylar.
- Sınırdaş komşularla ilişkileri ilgilendiren konular yıl boyunca süreklilik gösteriyor. Ağustos, Eylül geçişinde daha fazla öne çıkıyor.
- 20 Mart / 20 Nisan arasında Türkiye dünya gündeminde daha fazla dikkat çekecek.
- Gerek iç, gerekse dış politikada liderlik eden, cesaret gösteren ve risk alan eğilimler vurgulanıyor.
- Ekonomi 20 Nisan’dan sonra daha iyi işaretler verebilir ancak kırılganlık devam ediyor.
- Turizmden ve topraktan gelen gelirlerde artış olabilir. Ancak terör konusu turizmi zorlayabilir.

2009 yılı öngörümleri için ''Dikkat Türbülans'a Giriyoruz'' başlığını koymuştum. Açıkça söylemek gerekirse, türbülanstan henüz çıkmış değiliz ve yeni yıl gelirken nasıl bir başlık koymalı diye düşünürken, iki başlık arasında seçim yapmak durumunda kaldım. Evet bunlardan birisi yukarıda gördüğünüz gibi, Türkiye için yeni bir milat. İkincisi ise biraz daha şiddetli, Fırtına’nın gözüne doğru. Açıkçası yukarıdaki başlık diğerine göre daha az ürkütücü ven ben de her yıl ülkemizle ilgili öngürümler yazarken, büyük daralmalar ve iç sıkıntıları yaşamıyor değilim. Ancak 2010’unu diğerlerinden ayıran bir başka ve çok önemli yönü var o da 2003’ten bu yana Uranüs’ün Balık burcundaki yolculuğunun bitecek olması. Daha önce yaptığım bir çalışmada, Uranüs’ün su elementi burçlardan transit geçişlerinde (1948-1955, Çok partili hayata geçiş, Demokrat Parti dönemi, 1974-1981, Kıbrıs harekatı, Şiddet yılları ve 80 İhtilali, en son 2003-2010) Türkiye’nin ne kadar dalgalandığını, adeta bir topaç gibi yalpaladığını görmüştüm. Nitekim, ülkemiz de su elementinden Akrep burcundan ve astrolojik haritasında aşırı bir su elementi vurgusu var. Doğal olarak Uranüs ne zaman su elementi burçlardan geçse bir o, bir bu yana savruluyor. Belki de güzel haber işte bu savrulma döneminin sonuna gelmiş olmamız. Akılda tutmamız gereken öncelikli tema işte bu. Ancak Uranüs’ün Koç burcuna ilerlemesi yani ülkemizin yönetimi anlatan 10. eve girecek olması başlı başına ayrı bir konu. Zira Uranüs yenileyen, reforme eden ve aniden meydana gelen olayları açıklar. Ülkemizin yükselen burcu Yengeç olduğu için Koç 10. evde yer almaktadır. Tepe noktası MC Balık’ta olmakla birlikte, dışardan görülen, algılanan Türkiye imajı Koç’un savaşkan, mücadeleci, kendini ispat etmek isteyen yönlerini açıkça ortaya koymaktadır. 10. Ev aynı zamanda hükümeti, liderleri, yönetsel konuları da açıklar. Bu bakımdan önümüzdeki kısa vadede yeni bir lider teması, ya da liderlikte daha sert ve ani söylemlerle karşılaşabiliriz.

Kuşkusuz bu önemli transite eşlik eden diğer görünümler de söz konusu. Hatırlayacağınız gibi, 2008’den bu yana Pluton’un Oğlak burcuna/ülkemizin dış ilişkileri, diplomasi ve açık düşmanlıkları gösteren 7. Evine girmesi ile birlikte, dış ilişkilerde daha fazla kas yapacağımızı söylemiştim. Nitekim öyle de oldu. Türkiye bu dönemde dış politikada, komşuları ile ilişkilerde daha stratejik ve mücadeleci bir tavır izlemeye başladı. Oğlak zorunlu gerçeklerle ve çıkarları yönetmekle yakından ilgili bir burç olduğu için, Pluton’un Oğlak burcuna girişi, dış politikada önemli manevraları, dönüşümleri de gündeme getirdi. Bu dönemde hem eksen kaymasını konuşuyor, hem de Ortadoğu’da, Irak ve İran’la, doğumuzda Ermenistan ve Azerbaycan’la yeni bir denge oturtmaya çalşıyoruz. Ancak Pluton yoran, değiştiren ve güç mücadelesini, gizli ya da açık manüpülasyonu ancak aynı zamanda gücü daha bilinçli kullanmayı zorunlu olarak öğreten bir gezegendir. Hem kendimizi zorlayan bir değişim içerisinde görüyoruz, hem de kendi gücümüzü test ediyor, kas yapmaya çalışıyoruz. Nihayetinde, 2024’e kadar bu süreçte, pek çok taş yerinden oynayacaktır. Pluton’un zaman içerisinde alçalan burç derecesine yaklaşması ile birlikte, karşıtlıklar, düşmanlıklarla yüzleşme kaçınılmaz bir durum haline gelecektir. Bu geçiş tam olarak 2012 yılında tamamlanmakta birlikte, (2014’te ise Pluton Pluton karşıtlığı var) halen etki alanına girmiş bulunmaktayız. Kuşkusuz yükselen burcun (Yükselen burç halkı ve halkı bir arada tutan kimliği anlatır) tam karşısından geçen Pluton (doğum haritasında ise yine yükselen burçta, Yengeç’te yer alıyor) halkı endişelndiren, ulusal kimliği zorlayan unsurları açıkça ortaya koyuyor. Bir bakıma Pluton bu durumla açıkça yüzleşme ve bir çözüm, yeni bir denge bulma zorunluluğunu bastırıyor, bastıracak. Pluton’un kendi konumunun da karşısından geçecek olması bu gelişmelerin, yeni bir kimlik yaratma durumunun en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu ve bu sürecin 2014 dahil olmak üzere önümüzdeki yıllara damgasını vuracağını anlatmakta. Korkmamalı, dönüşümü sağlayacak adımları, geleceğe yönelik bir temel atacak şekilde yeniden ele almalıyız.

Ülkemizin kuruluş haritasında yer alan bu durum, tarihsel bir mirasa işaret ettiği için ve Pluton travma yaratan bir gezegen olduğu için, aslında bu yara ile daha fazla yüzleşmemiz ve toplumsal yapımızı güçlendirmeliyiz. Dönüşüme direnmek, özellikle Pluton’un geri dönüşü olmayan, adeta evrim geçirten değişiminini bloke etmek bizi çok daha zor durumlara sokabilir. Bu dönüşümü dışsal ellere bırakmak yerine kendimiz gerçekleştirebilmeli ve böylece mümkün olduğu kadar kontrol edebilmeliyiz. Düşman yaratmak yerine, bu durumu aşarak, kendimizi daha güçlü kılabilmeliyiz. Kuşkusuz kollektif temalar bireysel çerçevedeki gibi kolaylıkla yönlendirilemez, kollektif durumlar, ülkelerin, toplumların hareketleri daha bilinçsiz ve dolayısıyla kontrolsüz olduğu için, çok daha yazgısal özellikler de gösterir. Bu anlamıyla bireysel etki alanını aşan bir seviyede olduğumuz için, bu değişimi sağlayabilecek kişileri yine tarih kendisi seçecektir. Çoğu zaman tarih tarihi yaratan kişileri de kendisi seçer. Sanki bu kişinin harekete geçirdiği şey gibi gözükür ancak aslında birey tarihe vesile olur.

Ülkemizin önündeki konuları kısa vadede, önümüzdeki 2,5 yıllık dönemde çok yakından etkileyecek diğer bir transit ise Satürn’ün ülkemizin haritasında vatanı, iç işlerini, toprağı ve güvenlik konularını anlatan 4. Eve/Terazi burcuna geçişi olacaktır. Zaten şu anda içinde bulunduğumuz sıkışıklar, zorunlu olarak yapılması gereken, ertelenmesi hiç de mümkün olmayan koşullar Terazi burcundaki Satürn’ün Oğlak burcundaki Pluton ile (yukarıda değindiğimiz konular) kare açı içerisinde olması ile daha da şiddetli hale gelmiştir. Satürn’ün Terazi burcundaki transiti 2012 Ekim ayına kadar sürecektir ve bu süreçte daha kısa vadede 2010 Ocak ve Ağustos aylarında çok daha belirgin hale gelecektir. Bu nedenle bu dönemlerde PKK terör örgütünü için alan konular, demokratik açılıma konu olan gelişmeler ülke gündemini fazlasıyla meşgul edecektir. Bu dönemlerde ve özellikle yaz aylarında bu konuların zorlayıcı baskısı altında kalabiliriz.

2012 Ekim’ine kadar Terazi burcunda kalacak olan Satürn dengeyi ve adaletin gerekli olduğunu anlatıyor. İç işlerinde uyum, barış ve huzur ancak tarafların, karşıtlık yaşayanların bilinçli çabaları ve diplomasisi sayesinde gerçekleşebilir. Satürn Terazi burcunda yüceldiği için, eğer böyle bir denge aranır ve çaba gösterilirse, adalet ve hukukun düzgün biçimde gerçekleşebileceğini vaadetmekte ancak bunun için çaba sarfedilmesi de gerekiyor, eğer denge, huzur ve uyum doğrultusunda sorumluluk alınmazsa, bu dönemde yurtiçindeki huzurun ve denge arayışının tam tersine sürekli olarak zedelendiğini görebiliriz. Bu zorlu sürecin en fazla yoğunlaştığı dönemler 2010 Aralık başı, 2011 Mart ve nihayetinde 2011 Eylül başı olacaktır. 2011 Ekim’inden sonra eğer hala bu süreçte, uyum ve barış sağlanamamışsa, bu kez adaletin sağlayabileceği faydalar ve bu yönde uyum ve denge motivasyonu iyice azalabilir.

2010 Yaz aylarında gökyüzünde çok sık görülmeyen bir astrolojik görünüm ortaya çıkmakta. Biz buna “Öncü Patlaması” adını verdik. Uzun zamandır, değişken nitelikteki burçlarda ilerleyen büyük gezegenler artık öncü burçlara doğru ilerlemekteler. 28 Mayıs’ta Uranüs de Koç burcuna ilerleyecek ve tam yaz ortasında, Temmuz’un son günlerinde, hatta Mars’ın da Terazi burcuna geçmesiyle, gökyüzünde, öncü burçlarda bir T-kare açı kalıbı şekillenecek. Bu açı Terazi burcundaki Mars ve Satürn’ün, Koç burcundaki Jüpiter ve Uranüs’le karşıtlığı ve tam bunların ortasında Oğlak burcundaki Pluton ile kare açı yapmasından oluşmakta. Hiç kuşkusuz Pluton’un bu süreçt payı çok büyük ve şekillendirici olacak. Bu açı kalıbı ülkemizin haritasında da en kritik sayılan alanlara, yani köşe evlere düşüyor olacak.

Bu dinamik T-kare kalıbında, yukarıda söz ettiğimiz gibi Satürn iç işlerini, yuvayı, vatanı ve toprağı anlatan 4. Eve, Jüpiter ve Uranüs, Koç’ta, yönetsel konuları ve hükümeti ilgilendiren konuları anlatan 10. Evde, Pluton ise Oğlak’ta yine değindiğimiz gibi dış politikayı, anlaşma ya da çatışmaları anlatan 7. Evde yer almakta. Savaş gezegeni Mars’ın da bu alana geri dönmesi ile birlikte, (Ülkemizin doğum haritasında da Mars yine Terazi burcunda, bu alandadır) aslında çok büyük bir enerji harekete geçirilmiş olmakta. Terazi burcunda Mars ve Satürn birleşimi yurtiçinde güven ve uyumun zorlanacağını, iç işlerinin çok gerilebileceğini ve şiddet içerebileceğini anlatırken, askeri önlemler ve girişimler (Koç, Jüpiter/Uranüs) öne çıkabilir. Bu dönemde, Temmuz sonunda ülke gündeminin çok hararetli olabileceği anlaşılmakta. Barışı korumak için yoğun bir hareketlilik söz konusu. Nitekim bu dönemin hemen öncesinde, 11 Temmuz’da gerçekleşecek olan Tam Güneş tutulması (Saros sayısı 12 Güney, 19 derece Yengeç burcunda) haritasında Mars tutulma derecesi ile partil açıda kalmakta ve karşıtlıkları anlatan 7. Evde yer almakta. Güney ay düğümü çevresinde gerçekleşen tutulmalar her zaman daha yıpratıcı ve travma getiricidir. Yengeç ülkemizin yükselen burcudur ve aileyi, birliği, vatanı ve güvenlik konuları, milli değerleri yakından ilgilendirir. Bu burçta gerçekleşen bir tutulma yaz aylarında iç işlerimizin çok çok hassas dengeler üzerinde ilerleyeceğini göstermekte. Dikkatli olalım.

Okulumuzun onursal başkanı olan Bernadette Brady, bu tutulmanın karakterinin Jüpiter=Yeniay/Mars, Neptün=Yeniay/Satürn bağlantılarından dolayı uzun vadeli kronik hale gelmiş sorunların çözülmesi açısından başarılı görüyor. Her durumda, Mars ve Satürn bağlantısı ilk aşamada koşulların çok daha zorlanacağını ve kötüye gidebileceğini, ancak ardından bir rahatlama yaşanabileceğini göstermekte. Kuşkusuz bu dönem ülkemizin güvenliği, iç işleri ve bütünlüğü açısından kritik koşullar getiriyor.

Benzer biçimde, ilk bahar ve yaz aylarında, Balık burcunun son derecelerinde ilerleyen Uranüs, Mayıs – Ağustos aralığında, kısaca aynı dönemde, ülkemizin haritasında, İkizler burcunun son derecesinde yer alan Ay’a kare açı yapıyor olacak. Ay halkın, halkın genel durumunu, psikolojisini anlatan gezegendir. Uranüs ise kopartan, geren, özgürleştiren ancak kare açı içerisinde büyük gerginlikler ve duygusal stresler yaratan karakterde olayların hallkın psikolojisini, sağlığını çok yakından zorlayabileceğini göstermekte. Bu bakımdan gerek Mayıs ayının son günleri, gerekse daha da yorucu bir biçimde, Ağustos ortası iç işlerinde, halka ait konularda dikkatle izlenmeli ve halk içinde oluşan tepkilere özen gösterilmeli. Uranüs uyanış ve gerçekleri görmekle de ilgili bir gezegendir. Bu dönemde halk içerisinde bulunduğu koşulları daha hızlı görebilir ve tepkisel davranabilir.

İlginç bir şekilde, bu yıl Pluton’un ülkemiz haritasında Akrep burcundaki Güneş’le olan uyumlu açısı aslında son derece yoğun değişikliklerin ve dönüşümlerin gündemde olacağını gösteriyor. Güneş bir ülkenin haritasında yönetici kişileri, devleti ve ilgili kurumları simgeler. Bu yönüyle bakıldığında, devlete ilişkin bir yenilenmeden, dönüşümden söz edebiliriz. Bu belki de yasalarla ilgili konularda, devletin düzeniyle ilgili alanlarda değişim ihtiyacını ortaya koymaktadır. Kuşkusuz Pluton yorucu bir güçtür ve zorlayarak değiştirir, ancak açının uyumlu olması ne kadar ağır etkili de olsa, bu yönde bir ihtiyacın varolduğunu da simgelemekte.

Çok fazla dikkat çekici ve geleceği şekillendirici yönde etki edecek bir transit, bu yıl 28 Mayıs’ta Uranüs’ün Koç burcuna ilerlemesi olacak. Bu transitle Uranüs aynı zamanda ülkemizin 10. Evine, yönetimi ve hükümeti ilgilendiren konuların alanına girmiş olacak. Bu önemli transit Türkiye tarihinde 2. Kez gerçekleşecek. Bundan önce 1927 yılında gerçekleşmişti ve o yıl da Jüpiter’le beraber yine yanyana bulunuyor. Bu dönem pek çok devrimin yapıldığı yıllardır. Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, Harf devrimi, Türk vatandaşlığının kabulü bu döneme rastlamıştır. Astroloji’de Jüpiter ve Uranüs ilerleme, özgürleşme ve devrimlerle birlikt anılır. Bu iki gezegenin yanyana gelmesi toplumsal heyecan yaratan koşullara işaret eder. 2010’da Jüpiter ve Uranüs önce Koç burcunda, ülkemizin 10. evinde, daha sonra ise yeniden iki kez Balık burcunda yani 9. evinde gerçekleşecek. 10. Evdeki birleşimi çok önemsemek gerekiyor. 8 Haziran’daki birleşimin yönetsel konulara büyük heyecan ve ilerleme getirmesi mümkün. Bu aynı zamanda taze bir başlangıç anlamına da gelmekte. Koç askeri konularla da ilgili bir burçtur ve aynı dönemde yukarıda sözünü ettiğimiz, haritanın dip noktalarında seyreden Satürn’ünde yer alıyor olması, Temmuz sonunda Öncü Patlaması adını verdiğimiz durumla sonuçlanmakta. Bu bakımdan, bu dönemde zaten çok yorucu ve zorlayıcı olabilecek iç işlerinin karşısında bu sıkıntıyı savuşturmaya yönelik girişimler, hareketler ve daha fazla cesaret gösterisi niteliği taşıyabilecek gelişmeler de yer almakta. Uranüs’ün Koç burcuna girmesi ile birlikte, yönetimi ilgilendiren konularda yepyeni adımlar olabileceği gibi, ülkemizin kendini gösterdiği alanlarda da (askeri konular dahil) artan bir cesaret ve sabırsızlık duygusu gündeme gelebilir. Bu transit 7 yıla yayılan yeni bir dönemin de işaretçisi olarak görülmeli.

Ülkemizin doğum haritasında tepe noktası ile birleşen Uranüs, cumhuriyetin kurulması ile hayata geçen devrimleri anlatmakta. Bu dönemin benzer bir ruh ile yenilenme ve heyecan getireceğini söyleyebiliriz.

Yılın ilk yarısında kendisinden daha fazla söz ettirecek diğer bir görünüm, Mars’ın Aslan burcunda uzun bir süre kalıyor olacak. 20 Aralık’tan bu yana geri giden Mars ancak 10 Mart’ta düzelecek ancak gölgesi ve etkileri Başak burcuna geçeceği 7 Haziran’a kadar sürecek. Mars’ın bu transiti özellikle ekonomik alanda, TL’nin değerinde ve bütçe açıklarını ilgilendiren konularda oldukça stresli bir dönemde olabileceğimizi, finansal konularda yeni önlemlerin alınması gerektiğini gösteriyor. Mars bu alandayken kontrolsüz harcama, artan borçlar ve kamu açıklarını çok daha hızlı arttırabilecek gelişmeler yaşanabilir.

Ülkemizin ilerletilmiş haritasında Güneş 2007 Mayıs’ında Kova burcuna ve 8. Eve yerleşmişti. Bu önemli değişimi geçtiğimiz yıllardaki değerlendirmelerimizde de açıklamıştık. Kova daha fazla özgürlük, bireysel haklar ve reform anlamına gelmekle birlikte, 8. Ev kriz yaratan bir alandır ve bu evdeki gezegenler endişe, huzursuzluk ve korku getirir. Bu evin diğer adı endişeler ve korkular evidir. Nitekim, Kova burcunun içselleştirilmesi ve getirdiği yenilikler, muhafazakar ve kendini korumak isteyen Yükselen Yengeç tarafından sıkıntı ve endişe ile karşılanmaktadır. Bu genel atmosfer uzun yıllar devam edecek bir sürece işaret etmekte. Özellikle Kova burcundaki Güneş’in son bir yıldır, Akrep burcundaki ilerletilmiş Satürn’le olan kare açısı bu konuları daha fazla zorlamış, yıpratıcı engeller ve çakılma getiren durumlar yaratmıştı. Yine bu ilerletime paralel olarak, ilerletilmiş Mars, hem ay düğümleri hem de Güneş/Ay orta noktası ile kare açı içerisinde kalmaya devam ediyor ve bu açı azalarak da olsa 2010’da da etkin görülmekte. Savaş gezegeni Mars’ın ilerletimler içinde etkin kalması askeri konuları, ülke güvenliğini ilgilendiren gelişmeleri ve terörü çok daha fazla gündemde tutmakta. Tüm bu süreçlere ek olarak, ilerletilmiş tepe noktasının Uranüs’le olan karesi ve ardından 2011’de de ilerltilmiş Uranüs’ün ilerletilmiş tepe noktası ile kare açı yapacak olması önümüzdeki iki yıl boyunca, ani değişikliklerin, yönetimi ilgilendiren konularda sürprizlerin ve gerginliklerin içinde ilerleyebileceğimizi göstermekte.

İlerletilmiş haritada Ay hala Aslan burcunda ve 2. Evde, ancak 2010 Mayıs’ından itibaren Başak burcuna ve 3. Eve ilerleyecek. Parasal değerleri, birikimleri, kaynakları anlatan, kısaca ekonomik değerleri gösteren 2. Evdeki halen bu alanda hassas bir dengenin ilerlemekte olduğunu, ekonomik gelişmelerin dalgalanma göstereceğini anlatmakta. En azından 2010 Mayıs’ına kadar ekonomik gündemin kırılgan ve değişken bir zemin üzerinde ilerlediğini söyleyebiliriz. Bu alandaki Aslan burcu yeteri kadar gerçekçi ya da tasarrufa dayalı bir yaklaşım içine giremediğimizi de anlatmakta. Üçüncül progreslerde de, Oğlak burcunda ilerleyen Güneş her halükarda, 2012 başına kadar kısıtlayıcı koşulların , ciddi ve sorumlu bir bakış açının benimsenmek durumunda olduğunu anlatmakta.

Bu yıl ilerletilmiş haritada gerçekleşen farklı bir görünüm ise, 22 yıldır geri harekette olan Merkür’ün ileri hareketine dönüyor olması. Bu bakımdan, 2010 Temmuz ayı gerçekten pek çok yeni olayın gündeme geldiği koşullara işaret etmekte. Merkür 1990 yılından bu yana Oğlak burcunda geri gitmekte ve ancak şimdi düzgün harekete dönüyor. Sembolik olarak bunu gerek diplomaside, gerekse ekonomi yönetiminde, planlamada, ayrıca eğitimi, medya ve yayın organlarını içine alan konularda eski tutumların geri bırakılması olarak yorumlayabiliriz. Genel olarak ekonomik çıkarların ve stratejilerin ortaya konmasında, ülke açısından daha gerçekçi bir bakış açısı benimsenmeye, planlamaya, akılcılığa, tasarrufa, ciddi yaklaşımlara önem verilebilir.
2010 Mayıs ayından itibaren Başak burcuna ve 3. Eve yerleşecek olan Ay, bu tarihten sonra sınırdaş komşularla ilgili konuların yine ülke gündemi açısından değişken bir gündem maddesi yaratacağını göstermekte. Nitekim 2009/2010 yıllık profeksiyonunda yine 3. Evi yaşamaktayız. Bu dönemde Irak, Ermenistan, İran’la olan ilişkiler sürekli bir gündem maddesi haline gelmişti. Bu sürecin, sınırdaş komşuları ilgilendiren konular yine önem kazanacağı ve bir ölçüde endişe yaratacağı, bu alanlarda daha tutarlı ve dikkatli olunması gereği öne çıkabilir. Diğer yönlerden bu ilerletim, basına, medyaya ve eğitime ait konulara da değişken koşullar getirmekte. İletişim kanalları, gazeteler, radyolar ya da diğer yayın organlarına ait gelişmeler halkın gündeminde önemli bir yer tutabilir. İlerletilmiş Merkür’ün düzgün harekete dönmesi ile bu temaların oldukça dikkat çekici olacağı belli. Ayrıca sağlık, çalışan kesimlerin, emekçilerin durumları, hi. Kuşkusuz işsizlik ve istihdam yaratacak tüm projeler ülke gündeminin ana noktalarından biri olacak.

Bu aşamada 2009/2010 ve ardından 2010/2011 Güneş dönüşü haritalarını ele alalım. Geçtiğimiz Temmuz sonunda bu yana (29 Ekim 2009’da başlayan harita için) 3. ev profeksiyonu yaşıyoruz. Bu sınırdaş komşularla ilişkileri (Irak, İran, Ermenistan ve diğer tüm komşularla ilgili konular çok daha fazla gündeme geldi), 3./9. Ev bağlantılarından dolayı eğitimi, medyayı, yazılı ve sözlü iletişimi, aynı zamanda sözleşmeleri ve dokümanları da anlatır. Bu ev olayların tam bir yön kazanamadığı, pek çok konuda dağılma yaşanabilecek eğilimleri anlatır. Temmuz ayından bu yana, sınır komşularla ilişkilerimizin çok hızlandığı bir süreci yaşıyoruz. Bu evdeki kuzey ay düğümü yeni imkanların ve geleceğe yönelik bir hedefin de ortaya konduğunu anlatıyor. Ancak Başak detaycı ve endişeli yönleri ile bilenen bir burçtur. Bu bakımdan ilgili konular, herhangi bir rahatlamadan çok düşünce düzeyinde uğraşa da işaret etmekte. Yıl yöneticisi Merkür’ün 4. Evde Terazi burcunda Satürn’le birleşiyor olması bu yıl pek çok konuda yurtiçi dengelerin, vatan, toprak ve içişleri ile ilişkili olacağını da gösteriyor. Nitekim Temmuz sonundan başlayarak (Demokratik açılım projesi, 22 Temmuz’daki Güneş tutulması sırasında açıklanmıştı) gerek Irak’la ilgili müzakereler, anlaşmalar, gerekse yurtiçini, toprağı, güveni ve huzuru ilgilendiren konularda önemli sıkışmalar söz konusu olmaya başladı. Dikkat etmek gerekir ki, 2010 Temmuz sonundan itibaren 4. Ev profeksiyonunu yaşamaya başlayacağız. 4. Ev, daha önce de söz ettiğimiz üzere, toprağı, vatanı, yurtiçi güvenliğini, bitişleri ve başlangıçları da simgeler. 2010/2011 haritasında yine 4. Evde görülen gezegen birikimi ister istemez, 2010 Temmuz sonundan itibaren genel seçim atmosferine gireceğimizi de göstermekte. Ülkemizin iç işlerini, güven ve huzuru ilgilendiren konular en önemli temalar olarak vurgulanacak.

Tekrar 2009/2010 geçişine dönersek, Güneş Dönüşü haritasında Türkiye’nin 10. evine işaret eden (Yönetim, hükümet, liderler, askerler) Koç burcu yükselmekte. Bu hem köşe bir ev, hem de öncü bir burçtur, bu nedenle çok hızlı ve dinamik, sürekli yenilenen bir gündem içindeyiz. Yükselen Koç Türkiye’nin iradesini ve kararlılığını ortaya koyduğunu, koymak istediğini, kimi zaman tek başına hareket edebilecek ya da tek başına kalabilecek şartlar içinde kalabileceğini vurgulamakta. Koç aynı zamanda askeri konuların da önemli bir gündem maddesi olduğunu anlatmakta. Bu haritada yükselen burcun yöneticisi ile (Mars, Aslan’da 5. Evde), yıl yöneticisinin (Merkür Akrep’te 8. Evde) kare, yani zorlayıcı bir ilişki içerisinde olduğunu görüyoruz. Merkür aynı zamanda Güneş’le yanmış bir durumda, 3., ve 6. Evleri yönetiyor. Merkür astrolojik sembolizm de, hareketi, iletişimi ve belge ve yazışmaları da açıklar. 8. Evde, Akrep burcundaki Merkür, bu dönemde, hükümetle Genelkurmay arasında, yaşanan krize de işaret etmekte. Bu konular Güneş’in Aslan ve Akrep burcunda ilerlediği dönemlerde çok daha belirgin olarak yaşanmıştı. Benzer şekilde, haritada Güneş ve Mars arasındaki kare açı, askeri konularla yönetsel konuların ülke gündemini gerdiğini, genel bir çatışma ve mücadele havasının yoğunlaştığını (sabit burçlar) ve sıkışma yaşandığını anlatmakta.

Önümüzdeki dönemde 20 Mart-20 Nisan aralığında, (ki bu dönem Nevruz’a denk gelmekte) yönetsel ve askeri alanda önemli girişimler ve daha atak, cesur çıkışlar ve mücadeleler yaşanabilir.
2009/2010 haritasında 12. evde Balık burcunda kalan Ay, halkın daha pasif, çaresiz ve sessiz durumda olduğunu anlatıyor. Yine ilginç olan, 2010/2011 haritasında Ay, bu kez daha güçlü olduğu Yengeç burcunda ancak yine etkisiz ve kontrolsüz kaldığı 12. Evde görülmekte ! Bu yıl Balık’taki Ay halkın arayış içinde olduğunu, kendini rahat ifade edemediğini (su burçları, sağır burçlar) etki altında kalmaya açık bir durumda olduğunu açıklamakta. 12. Ev aynı zamanda halkın sağlıkla ilgili konular ( örneğin domuz gribi gibi) ya da çalışma koşullarına ait problemler, işsizlik gibi konular karşısında kısıtlanmışlığını ifade etmekte. Güneş’le uyumlu bir açı olmasına karşın, bu açının 8. Evden geliyor olması, aslında olumlu olmaktan çok yıpratıcı durumlara muahatap olduğunu göstermekte.

Haritanın 10. evinde , Oğlak burcunun tam ortasında yer alan MC yıl boyunca devlete ait konuların, ciddiyetin, kuralların yoğun biçimde gündemde olacağını, daha katı, önlemci bir devlet anlayışının zorunluğu olacağını göstermekte. Nitekim güney ay düğümünün de Yengeç’te, 4. Evde yer alması hassasiyet içeren konuların, milliyetçiliğin frenlenmesi gerektiğini vurgulamakta. Milli konular, hassasiyetler örtülmekte, devlet yönetiminde daha arka planda kalması dikkat çekmekte. İster istemez, 2010/2011 geçişinde, Temmuz sonundan itibaren bu konuların yeniden önem kazanacağını ve gerginlik yaratacağını söyleyebiliriz. (Ay 2010/2011 GD haritasında Yengeç burcunda, 12. Evde Satürn’le kare açı içerisinde)

İçinde bulunduğumuz dönemde GD haritasında Mars’ın 5. Evde yer alması (natal 2. Ev) ekonomiden kaynaklanan konuların ön planda kaldığını ancak tasarrufun değil, harcamaların ve ısrafın dikkat çektiğini göstermekte. Kuşkusuz, Temmuz sonunda itibaren aktif olacak 2010/2011 GD haritasında bu kez Aslan burcunun (natal 2.ev) yer alıyor olması, ekonomik kaynakların çok iyi yönetilemediğinin göstergesi. Bu haritada Güneş’in 4. Evde yer alması kamu maliyesindeki sorunların göstergesi, belki de yaklaşan seçimlerin getirdiği mali disiplinsizliğin bir işareti olarak görülebilir. Benzer şekilde bu durum, IMKB’nin spekülatif alanda çok dengesiz olabileceğini, ani çıkışların getirebileceği risklerin çokluğuna işaret etmekte. Finansal piyasalarda her iki yönde ani hareket beklemek mümkün. Ancak temel göstergelerin ve artan kamu harcamaları ile dengelerin bozulması, kısaca makro ekonomik dengesizlikler IMKB açısından fazlasıyla risk taşımakta.

2009/2010 GD haritasında 10. Evdeki Pluton’un gerek Güneş, gerekse Ay’la açı içerisinde olduğunu görmekteyiz. (Pluton=Güneş/Ay=Uranus/MC) Bu göstergeler yıl boyunca dönüşüm, baskı ile ortaya çıkan konulara ve yönetsel konulardaki ani değişikliklere işaret ediyor.

GD haritasında şans noktasının 5. Evde olması (natal 2.ev) turizm ve harcamalar yoluyla ekonominin canlandırılabileceğini açıklayabilir, aynı zamanda Istanbul’un Avrupa Kültür başkenti olması da olumlu bir unsur olarak görülebilir ancak Mars’ın aynı burçta olması askeri konuların, yurtiçindeki huzursuzluk ve terörün olumsuz yan etkilerinin de gözden kaçırılmamaması gerektiğini anlatmakta. Yine yıllık haritada Venüs ve Jüpiter’in çok uyumlu açıda olmaları yabancılardan gelebilecek kaynaklara, bu alandaki ümitlere (Jüpiter 11. Evde, natal 8. Ev), yurtiçinde huzur sağlanabildiği takdirde daha fazla kaynak girişi elde edilebileceğine işaret etmekte.

5. evi ilgilendiren diğer bir konu gençlerdir. Dikkat ederseniz, ardarda gelen her iki yılın haritasında da Mars 5. Evde yer alıyor. (2009/10 Aslan’da, 2010/11 Yay’da) Bu nedenle gençlerle ilgili konular sıkıntı ve çatışma getirebilir, gençlik çok huzursuz olabilir. 2010/11 geçişinde Yay burcundaki Mars, üniversite öğrencilerinin, düşünsel ve sosyal tartışmaların gündemde olabileceğini de göstermekte. Bu huzursuzluklar YÖK’e ilişkin konuları da içine alabilir.


* Makalenin geri kalan kısmı, bi'sonraki iletidedir.

01-03-2010 06:53 PM
 Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »



Bu Konudaki Mesajlar
Mundane Astroloji - Simurg - 05-26-2009, 04:09 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 05-26-2009, 04:10 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 05-26-2009, 04:11 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 06-28-2009, 04:03 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 06-28-2009, 04:21 PM
Bu ay neler bekleyebiliriz? - Luli - 06-29-2009, 08:46 PM
Yeni Bir Döneme Doğru - Luli - 09-14-2009, 11:48 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 10-01-2009, 04:19 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 10-01-2009, 04:23 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 10-23-2009, 04:33 PM
RE: Mundane Astroloji - Dark Lord - 10-23-2009, 04:41 PM
Cvp: RE: Mundane Astroloji - Simurg - 10-23-2009, 04:51 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Félicé - 10-31-2009, 09:45 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 11-01-2009, 01:02 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Félicé - 11-01-2009, 01:31 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Luli - 11-01-2009, 12:17 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Félicé - 11-01-2009, 01:28 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 11-01-2009, 02:07 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Félicé - 11-01-2009, 06:07 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Luli - 11-01-2009, 02:10 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Félicé - 11-01-2009, 06:09 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 11-01-2009, 02:35 AM
RE: Mundane Astroloji - optimus_prime - 11-09-2009, 04:00 PM
Satürn ve Türkiye - Luli - 12-13-2009, 04:12 AM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 12-13-2009, 06:50 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 12-21-2009, 07:40 PM
2o1o*da Dünya - Luli - 01-03-2010, 06:36 PM
2o1o*da Türkiye - Luli - 01-03-2010 06:53 PM
2o1o*da Türkiye - Devam - Luli - 01-03-2010, 06:57 PM
RE: Mundane Astroloji - ginka - 01-03-2010, 07:00 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 01-21-2010, 08:55 PM
Cvp: Mundane Astroloji - Simurg - 01-26-2010, 04:22 PM
RE: Mundane Astroloji - Schatz - 04-11-2010, 12:53 AM
Referandum Gününün Analizi - Luli - 07-31-2010, 04:16 PM
Aslan Burcunda Yeniay - Luli - 08-11-2010, 03:02 PM
Tarihsel Döngüler - Luli - 08-14-2010, 05:00 PM
RE: Mundane Astroloji - la luna - 09-03-2010, 02:03 AM
RE: Mundane Astroloji - Félicé - 03-11-2011, 04:19 PM
RE: Mundane Astroloji - ginka - 03-11-2011, 10:54 PM
RE: Mundane Astroloji - Félicé - 03-12-2011, 01:36 AM
RE: Mundane Astroloji - ginka - 03-12-2011, 01:39 AM
RE: Mundane Astroloji - Mahinur - 05-02-2012, 10:07 PM
RE: Mundane Astroloji - Mahinur - 07-20-2012, 10:38 PM
RE: Mundane Astroloji - turxanaliquliyev - 06-04-2020, 11:58 PM

Forum'a Git:


Konuyu görüntüleyenler: 1 Misafir