Sedna
Astrologların Beklentisi Gerçek mi Oldu?
Sümerler’in yitik gezegeni, 10. gezegen Sedna bulundu. Beklenen işaret Sedna ise bundan sonra neler olacak? Ve yeni bir gezegen astrolojinin neresinde yer alacak, daha önemlisi nasıl yorumlanacak?
Astronomlara göre 10. gezegen olarak düşünülen dünyamızdan 13 milyar km. uzaklıktaki Sedna, ilk kez geçen Kasım ayında California Mount Palomar Gözlemevi tarafından görüldü sonra da California Institute of Technology, Yale ve Gemini Gözlemevlerince onaylandı.
Sedna, Eskimo ya da Yuquit mitolojisinde okyanusların ve denizlerde yaşayan tüm canlıların tanrıçasının adı, bir anlamda Poseidon’un dişisi. Gezegenin çapı 1.200 – 2.360 km. arasında yani Pluto’ya yakın bir büyüklükte, gezegenden yayılan termal radyasyon nedeniyle fark edildi. Bazı bilimciler ise, Sedna’nın bir gezegen olmasından kuşkulular ama Güneş Sistemi’nin artık yeniden tanımlanması konusunda birleşiyorlar.
Sedna, Pluto’dan üç kez daha uzakta, yörüngesi ise çok geniş, Güneş/Dünya uzaklığından 90 kez daha büyük bir yörünge çiziyor. Sedna, Kuiper Belt adı verilen, kayalardan ve buzlardan oluşmuş yüzlerce küçük kütlenin bulunduğu bölgede ama şu ana kadar burada farkedilen en büyük gök cismi. Öte yandan bu yeni keşif, henüz kesin olarak 10. gezegen veya bir gezegen olarak kabul edilmiş değil ama ABD Ulusal Astronomi Birliği bu konuda istekli görünüyor.
7 Ekim 2002’de de yine Kuiper Belt bölgesinde bir diğer büyük bir gök cismi keşfedilmiş ve Quaoar adı verilerek, 10. gezegen olmasından kuşkulanılmıştı. Quaoar adı Avrupalılar gelmeden önce Los Angeles yöresinde yaşayan Tongva mitolojisinden alınmıştı, “Tüm varoluşu etkileyen doğanın büyük gücü” anlamına geliyordu.
Aslında NASA, uzun yıllardan beri Uranüs ile Neptün arasında olması gereken ve büyüklüğü dünyadan 4-8 kez daha büyük bir gezegenin arayışı içinde. Planet X adı verilen bu görünmeyen gezegenin alışılmadık bir yörünge çizerek her 3000 – 3600 yılda bir dünyaya yaklaştığı tahmin edilmekte ve yine bu tahminlerin doğrultusunda Planet X 2012 – 2036 yılları arasında ortaya çıkıp dünyaya yaklaşacak. 1983’de IRAS (Kızılötesi Astronomi Uydusu), Neptün’ün yörüngesinde normalüstü bir farklılık belirledi, olayın nedeninin Pluto olmadığı anlaşıldı çünkü yeterince büyük değildi. Ama 80’lerin sonunda birçok astronom hala kuşkuluydular çünkü başka bir fenomene rastlanamadı. Buna rağmen Planet X’in varlığı ciddi olarak düşünülüyor ve endişe veriyor.
Eğer böyle bir gezegen varsa ve 3000–3600 yılda bir bize yaklaşıyorsa, en iyi kanıtları atalarımız bize verebilirler. MÖ 1600–1400 arasında Sümerliler böyle bir gök cismini gözlemişler ve Niburu adını vermişlerdi. Sümerliler’e göre Niburu’nun gelişi uygarlığın başlangıcıydı, antik Sümer metinleri Niburu’yu çok parlak, mavimtrak bir su gezegeni olarak tanımlıyorlar. Acaba önümüzdeki 20 yıl içinde Planet X veya Niburu gerçekten gelecek mi? Yoksa Sedna, o mu?
Bazı kaynaklara göre, ABD herşeyi biliyor. Bilgi verme yasalarına rağmen, Bush yönetimi ekonomik dengelerin korunması, toplumun morali ve bilimin daha büyük bir kazanmaması adına toplumu bilgilendirmek istemiyor. Bilindiği gibi yakın zamanda da Pentagon, Ekolojik bir raporu Beyaz Saray’a sunarak, olası dünya çapında doğal felaketleri öngörmüştü ama nedense bu rapordan bir daha söz edilmedi.
Evren sürprizlerle dolu, bırakalım evreni Güneş Sistemimizden bile henüz haberimiz yok. Oysa Sümerliler bile gezegenlerin sayısını resimde de görüldüğü gibi 9’dan fazla biliyorlardı. Peki şimdi biz astrologlar ne yapacağız? Daha 7 gezegenin ötesini dahi tam olarak yorumlayamıyoruz, zaman ve mekân farkları dünyasal güncel kaygılarımızı aşıp gidiyor, çok daha uzak ve hiç bilinmedik yeni gezegenler bizler için ne ifade edecekler? Anlaşılan geleceğe giderken geçmişe dönecek, yine baştan başlayacağız..
Michigan Üniversitesi´den Dr. Fred Adams ile California Berkeley Üniversitesi´den, Dr. Gregory Laughlin diyorlar ki; "Yaşam ve varoluş tanımlanmadıkça veya evrenin varoluş kökeninin bilinmesi şartıyla son yokoluş kavramı tümüyle ama bilinçli olarak amacı ve anlamıyla anlaşılmadıkça ki buna şimdiye kadar elde edilen tüm veriler dâhildir. Evren sıra dışılığı ile bizleri büyülemeye devam edecektir."
MARDUK?
Marduk, 36 milyar km. uzaklıkta olup, 3661 yılda bir dönerek dünyaya yakın geçiş yaptığı varsayılan gaz gezegen. İsmini Babil tanrılarının kralı Marduk'tan alır.
Sümer yazıtlarında bu gezegene Geçiş Gezegeni anlamına gelen Nibiru denir. Babil astronomları ise ona, güçlü tanrıları Marduk'un adını verdi. Mısır belgelerinde Milyonlarca Yılın Gezegeni diye geçiyor. Gezegenin neden olduğu en büyük felaketin 13.000 yıl önceki Nuh Tufanı olduğu söylenmektedir. Son yörünge geçişini, MÖ 1649'da yapan gök cismi, Thera yanardağının patlamasını da içeren bir dizi doğal âfete neden olmuş, Mısır’dan Çıkış mitlerine esin kaynağı oluşturmuş, yakındoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde siyasi ve sosyal dengeleri altüst etmiştir.
Maya kozmolojisine göre içinde bulunduğumuz çağın, yani Beşinci Güneş'in bitiş tarihi olan 2012 yılının başkahramanı yine bu gizemli gök cismidir. Mayaların takvimine göre Marduk'un dünyaya yaklaşma tarihi kesin. Binlerce yıl önce Meksika'da Mısır piramitlerine benzeyen dev anıtlar inşa edebilen Maya kavminin bu takvimi nasıl bir bilgiyle hazırladığı tam olarak bilinmiyor. Aynı tarihlerdeki Sümer, Akat ve Babil belgelerinde de aynı dev gezegenden ya da gök cisminden sembolik olarak söz ediliyor. Hititler ve Asurlar Marduk'u kil tabletlere resmetmişlerdir. Bu tabletler şu anda İstanbul'daki müzelerdedir.
"Güneş gibi ol şefkatte, merhamette
Gece gibi ol ayıpları örtmekte
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL !!!!!!!! "
MEVLANA [align=center][color=#008000][size=x-large]
[i]
|