[Derin]

Mars'ın ileri gidişi gökyüzünde ilginç bir tabloya denk geldi. Mars zaten Neptün ile karşıt açı yaparken, Güneş de Satürn'ün karşısına geçti. Güneş Koç'ta, Satürn Terazi'de, iki gezegen de yüceldikleri yerdeler ve biz karanlıkla aydınlığın savaşı altında yaşıyoruz. Karanlıkla aydınlık, iyi ile kötü, güzel günler ile sorunlar, kendi isteklerin ile sorumluluklar çatışıyor. Ben kendi irademi dayatmak istiyorum, ötekiler beni eşitliğe doğru çağırıyor. Ben isteklerimi yapmak istiyorum, karşıma engeller çıkıyor.



Kim kimi dövecek derseniz, bu gezegenlerin düzenleyicilerine bakmak gerekiyor. Güneş Koç'tanın düzenleyicisi olan Mars Başak burcunda.aylak aylak dolaşıyor. Onun düzenleyicisi Merkür Balık burcunda düşük olduğu yerde, iyice alçalmış durumda. Dolayısıyla Güneş'in istekleri şimdilik hayırlı görünmüyor. Merkür'ün düzenleyicisi Neptün. Bu da Mars'a karşıt yapıyor. Yani Mars'ın iradesini iyice zayıflatmış, onu anlayışlı ve kabullenici olmaya davet ediyor, ancak gerilim yüzünden ne dediği tam anlaşılamıyor. Bu çelişki insanı yanılgılara, gereksiz özverilere götürebiir.



Satürn'ün düzenleyicisi Venüs İkizler'de aylak aylak dolaşıyor. Onun düzenleyicisi de Merkür. Netice de herşey gelip Balık burcundaki Neptün'e dayanıyor. Eğer onun doğasını anlayıp, onu onurlandırmaya başlarsak, içinde bulunduğumuz karşıtlıklardan ve düşmanlıklardan kurtulabiliriz. Kuşkusuz burada Başak'taki Mars'a çok iş düşüyor. Mars-Neptün karşıtlığının olumsuz ifadeleri olan uyuşukluk, eylemden kaçış, hayallere dalmak, başkalarının isteklerini kendisininki ile karıştırmak, aldanmak, kendi isteklerini başkalarının yapmasını beklemek, acizlik, kendine acımak gibi konuları bir kenara bırakıp kendi hayallerini gerçekleştirebilmek için çıraklık yapmaya başlamak, ağır ama metodik ilerlemek, kabullenici ve anlayışlı davranmak, olanla yetinerek gerekeni yapmak gerekiyor.



Güneş'in gerilimli durumları ego çatışmalarını simgeler. "Senin istediğin olmayacak. Benimki olacak." Dedik ki Güneş Satürn'le karşıt açı yapıyor. Eskilere göre karşıt en büyük düşmanlığı gösteren açıdır. Yenilere göre bunun yanısıra farkındalık açısıdır. Karşımdakinin tuttuğu aynada kendimi görebilirsem, buna uygun biçimde değişebilirim. Karşımdaki aynada yıkıcı yönlerim kadar iyi özelliklerimi de görebilirim. Yeter ki aynaya bakmasını bileyim. Eskiden ayna yerine demir kullanılırmış. Tabii bu demiri ayna işlevi görecek kadar parlatmak gerekirmiş. Yani aynayı parlatmak başlı başına bir işmiş. Simgesel anlamıyla, bu parlatılan aslında gönül aynası. Tasavvufa göre tüm yaratılış Allah'ın ezici güzelliğini yansıtan tek büyük bir aynadır, ya da sayısız aynalardır. Saf nurun parıltısını göstermek için madde dünyasını deneyimlenmek ve aynanın önünde bu parıltıyı engelleyen şeyleri temizlemek gerekiyordu. Dedik ki ayna eskiden demirdendi. Astrolojide demir Mars ile simgelenir. Hoca Mir Dard'ın dediği gibi:

Kötülüğüm saflık ışınlarının tezahür yeridir

Demir olduğum kadar, ayna da olabilirim.

© Barış İlhan