KONUŞMA TUTKUSU VE DOBRALIK: Düşündüğü şeyi açıkca ve yüze karşı söyleme, bir şeylerin gizlenmesinden ve hilekarlıktan nefret etme, bıktırıncaya kadar konuşma, patavatsızca çok pot kırma ve kırdığı potu düzelteyim derken daha büyük potlar kırma.
TEZCANLILIK VE DAĞINIKLIK: Birşeylerin niçin yapıldığını sorup duran kaçık kişilik, dağınık bir masa ve evrak çantası, acelecilik, sabırsızlık, evde düzensizlik ve karışıklık; mutsuzsa tam bir düzen.
ATILGANLIK: Macera tutkusu, risk severlik, heyecan arayışı, şansına ve bir güç tarafından korunacağına güvenerek tehlikeye atılma.
SABİT FİKİRLİLİK(BEN BİLİRİMCİLİK) : Kendi fikirlerini tartışılmaz derecede doğru görme, insanların aklınıda buna göre değerlendirme.
AKILLILIK VE YARGI YETENEĞİ: Sorgulayıcı bellek, filozofça düşünme, delilleride değerlendirebilme yeteneği.
SEYAHAT: En büyük tutkusu tanıma maksadıyla seyahat, bir gördüğü yere bir daha gitmeme.
ARAŞTIRMACILIK: Meraklılık, görünenin arkasındakini öğrenmeye çalışma, dedikoduculuk.
BÜTÜNCÜL DÜŞÜNME: Ayrıntılara girmeme, bütünü görme ve planlama.
İYİMSERLİK, ÇOŞKU, SETARET: Çoşku dolu ve şen yapı, nasılsa kendisine yardım edileceiğine inançtan kaynaklanan iyimserlik.
ÖZGÜRLÜK VE HAKİMİYET TUTKUSU: Yönetme arzusu, baskıya karşı çıkma.
YAY’A DAİR
DOĞARKEN
Havalar iyice soğur. İlk kar düşer. Ateş burcundan bir bebek doğarken bu kadar soğuğun ne işi var diyebilirsiniz. Ancak ilk kardan itibaren başlayan ”pastırma yazı” soğuk günlerden sonra bir nebze içimizi ısıtacaktır. O günlerde Yay bebeği doğar. Karda yansıyan güneş ışığı gibi cıvıl cıvıl, göz alıcı. Yaramaz mı yaramaz, hareketli mi hareketli. Emeklemeye, hele yürümeye başladıktan sonra onu takip etmeniz, koruma altına almanız gerekir. Zira ya birşeyleri kıracak, ya koltuk ve sehpaların üzerinde dolaşırken bir yerini yaralayacaktır. Onu görenlerin ”cin gibi maşallah” dediklerini duyar gibiyim.
BÜYÜRKEN
Bazen ilk kar gibi soğuk, bazen pastırma yazı kadar sıcak ve cıvıltılı, altı yedi yıl sonra yaşından beklenmeyecek davranışlar gösteren, zeki ve yardımsever bir çocuk. Onda bir cazibe bulur, onu sevmek, kucaklamak istersiniz. Çift kişilik taşıdıklarından bir sakin ve çekingen, bir hareketli ve öfkeli tavır sergileyebilirler. Ancak hiçbir zaman gölgede kalmaz, birşekilde varlıklarını ön plana çıkarırlar; ya çalışkanlıklarıyla, ya yaramazlıklarıyla, yada çok konuşmalarıyla, yada sivri çıkışlarıyla.
DÜNYAYA GELİŞ AMACI
Yayın dünyaya geliş amacı, maddi alemin içine sızan fakat onun ötesinde bulunan sonsuzluğu ve hayatımızdaki izdüşümlerini keşfetmektir. Niçin ve nasıl yaşıyoruz? Sadece ben veya biz değil, tüm insanlık olarak. Bunun için Yay öncelikle gezer, seçmeden ve bir gittiği yere birdaha gitmeden. Bu gezileri sırasında İkizler gibi doğal güzellikleri değil, insanları, kültürleri, inançları ve tarihi seyreder, tanımaya çalışır. Ve konuşur, herkesle, herşeyi. Bıkmadan, usanmadan. Başak ve İkizlerdeki okuyarak öğrenme olgusu Yay da konuşmaya dönüşmüştür. Sonrada düşünür. Gezerek ve konuşarak öğrendiklerinin üzerine düşünce tarzları bina eder, ön yargılardan uzak, özgürce. Yayın yapması gereken, gezip öğrendiklerinden edindiği deneyimleri özgürce değerlendirmek ve filozofça teoriler geliştirirken gerçekçiliğe bağlı kalmak. Bunları dikkate almayan Yay, ya dırdırcı bir ukala, ya da sabit fikirli bir fanatiğe dönüşecektir.
DENGESİZ
Yay insanlarının günü gününe, saati saatine uymayan farklı tavır ve davranışları, Hain astrolog başta olmak üzere bazılarınca dengesizlik olarak yorumlanır. Bir bakarsınız kahkahalarla ortalığı çınlatır, biraz sonra herhangi bir sebebe bağlı olmadan somurtur. Bir bakarsınız nazik ve kibardır, bir bakarsınız kaba ve saldırgan. Cilveleri bir müddet sonra hakarete dönüşebilir. Bir yandan dedikodu yaparken aynı zamanda dedikodu yapan birini eleştirebilir. Zira Yay insanları da, İkizler, Terazi ve Balık insanları gibi çift kişiliklidir. Yani onların içinde farklı karakterlere sahip iki kişi bulunmaktadır. Biri gider, diğeri gelir. Siz bunu bilemediğiniz için İkizleri ikiyüzlülükle, Yayı dengesizlikle, Teraziyi bir anı bir anını tutmamakla, Balığı durmadan karar değiştirmekle suçlarsınız. Oysa biraz önce konuştuğunuz kişi ile şu anda konuştuğunuz kişi büyük ihtimalle aynı insan değildir, yada diğer bir deyişle o insanın farklı bir yüzüdür.
ÇALIŞMA HAYATI
Yaylar koşuşturur, zihinleriyle, bedenleriyle ve dilleriyle. O kadar fazla koşuştururlar ki, masalarının üstünü, evrak çantalarını, zihinlerini ve yapacakları işleri düzene sokmayı beceremezler. Ancak bu kadar fazla düzensizliğe rağmen aradılarını bulabilme yeteneğine sahiptirler. Zeka ve şansları sayesinde finanssal konularda başarılı olabilirler. Ancak aşırı riskli hareketlerden alıkonulmaları gerekir. Zira büyük kazançlar sağlamaya çalışırken ellerindekileride yitirebilirler. Aşırı iyimser karakterde olduklarından bunalımlı zamanları azdır. İyimserlikleride şanslarına güvenmediklerinden kaynaklanır. En çetrefilli ve uç projeleri amirlerine anlatmak için çırpınır dururlar. Projeleri hayal ürünü gibi görünebilir ve risk taşıyabilir. Yinede ayrıntılarıyla dinlenmesinde yarar vardır. Zira riski azaltılır ve gerçek hayata uyarlanabilirse, güzel bir projeyi uygulama imkan ve şerefine ulaşırsınız. Tabii ki bunu şerefi öncelikle Yay insanına ait olacak, günlerce böbürlenerek etrafta dolaşacaktır. Yay iş görenin üstlendiği işleri, amirlerinin sıklıkla kontrol etmesi ve aşamalarını öğrenmesi gerekir. Zira bir yandan telaşlı oluşu, diğer yandan da düzensizliği, görevlerinden bir kısmını unutmasına veya yanlış yapmasına sebep olabilir. Diğer bir deyişle, çok fazla koşuşturmasına rağmen hiç bir işi başarıyla sonuçlandıramaması olgusuyla karşılaşabilirsiniz. Karşı cinsten iş arkadaşlarıyla girdiği gönül ilişkilerini ciddiye almayan yapıdadır. Karşı taraf ciddiye aldığından, iş yerinde karışıklıklara da debep olabilir
ALINTIDIR.
KAYNAK:
http://www.burclarfal.com/