2009 Aralık ayından bu yana dünyanın genelinde normalin dışında soğuk ve karlı kışlar yaşanmakta. İçinde bulunduğumuz 2012 kışı özellikle Avrupa’da dondurucu soğuklar nedeniyle can kaybının yaşanmakta olduğu haberleriyle dolu. Son bir kaç yılın soğukları dolayısıyla küresel ısınmayla ilgili araştırmacılar arasında görüş farklılıkları ve yeni açıklamalar ortaya çıkmaya başladı. Bu türde dikkat çekici bir değişim ister istemez astrolojik olarak da duruma göz atmak ve daha sonra kapsamlı incelemek üzere bazı başlıklar çıkarmak ihtiyacı doğuruyor.
Daha önce astroloji dergisinin makale bölümünde bulunan Satürn ve Terazi yazısında, sembolik olarak, hava elementine mensup Terazi burcuna giren Satürn’ün hava şartlarının sert, dondurucu ve soğuk geçmesine neden olabileceği belirtilmişti. Buna göre hava elementini temsil eden bir burca ‘meteorolojik açıdan’ soğuk, fırtınalı, ıslak/kuru, alçak basınçlı, dona çeken, şiddetli, ısrarlı, uzun süreli etkiler gösteren Satürn’ün girmesi bu etkilerin hava durumuna yansıyabileceğine işaret edebilir. Weather Predicting – The Hermetic System of Astrological Weather Analysis kitabında C.C. Zain ‘Saturn fırtınalıdır ve uç durumdaki hava koşullarının nedenidir (en soğuk, en sıcak, en yağışlı, en kuru)’ diye yazmakta. Örneğin bugüne kadar (1900-günümüz) dünya üzerinde kaydedilen en düşük hava sıcaklığı 21 Temmuz 1983’te Antarktika’daki Vostok araştırma istasyonunda kaydedilmiş¹ (Güney yarımküre kutup bölgesi olan Antarktica’da Temmuz-Ağustos kış mevsimidir). O tarihte Satürn 28° Terazi burcundaymış (ve Güneş ile tam karşıt açısı mevcutmuş). Kuzey yarımkürede ise en düşük sıcaklık 6 Şubat 1933’de Oimekon,Russia’da kaydedilmiş². O sırada Satürn yine bir hava burcu olan Kova’da bulunuyormuş (Güneş ile geniş orbla kavuşum halindeymiş). Enteresan bir örnek de Türkiye’den,
günümüze kadar 35 yıllık dönemde Ağustos ayında ölçülen en düşük sıcaklık 7 dereceyle 28.8.1981’de yaşanmış, ölçülen en soğuk Ağustos günü Satürn Terazi’deyken yaşanmış. Hollanda’da ise son 27 yılın en düşük sıcaklığı 2012 Şubat’ında kaydedilmiş. İçinde bulunduğumuz ayda Macaristan, Ukrayna’da tarihilerinin en ağır kış şartları hüküm sürüyor. Arjantin’de 2010 yılında son kırk yılın en soğuk kışı yaşanmış, aynı yıl Brezilya’nın Güneyi donmuş, Bolivya’da son kırk yedi yılın en soğuk kışı nedeniyle ve sıcaklığın 15 derece birden düşmesiyle ırmaklarındaki altı milyon balık telef olmuş. 2010, 2011 yılları buna benzer haberlerle dolu…
Tabii bir hava burcundaki Satürn’ün havaya olan azami/asgari, fırtınalı, soğuk, dondurucu ‘Satürnyen’etkisinin olup olmadığını görmek için sadece bu açıdan bir çok veriyi incelemek ve araştırmak durumundayız. Buna ait bir çıkarım ancak o zaman doğru bir çıkarım olabilir. Şimdilik sadece sembolik olarak bunun yaşanan durumlarla ilgisi sezilmekte…
Hava burcu Terazi’de bulunduğu söz konusu seneler içinde Satürn, aynı zamanda soğuk, kuru, ani değişim yaratan, rekor kıran, sıradışı Uranüs ile karşıt açı ve soğuk, şiddet ve aşırı uçları temsil eden Pluto ile kare açı yaptı. Bunun gibi bir çok faktörün yaşanan bu uç durumlardaki etkilerinin astro-meteoroloji teknikleri açısından ele alınması da ayrıca gerekir.
Klasik horoskopik hava öngörüleri ekinoks ve solstis haritalarındaki gezegen etkilerinin tahminine dayandırılır. Bu haritalarda örneğin ‘Ay’ gibi bir ıslak gezegen eğer bir su burcunda ise ekstra yağışlı bir havayı gösterirken ateş burcunda daha kuru bir duruma işaret edecektir, vb.)*
Meteoroloji (atmosfer bilimi) ile ilgili bilinen ilk bilimsel eser Aristo’nun (M.Ö400-322) The Meteorologica’sıdır. Meteorolojiyle ilgili bir diğer eski çalışma Ptolemy’e (127-145) aittir. Ptolemy çalışmalarının yanı sıra, aynı zamanda astronomik olaylar ve hava durumları arasında nedensel bir bağ olduğuna inandı. Ancak diğer bir çok faktörün ortaya çıkması dolayısıyla bunlar tam olarak düzenli şekilde bağdaşmadı. Bu nedenle hava tahmini Ptolemy için astrolojinin özel, ayrı bir bölümü olarak kaldı. Astro-Meteoroloji, astolojinin meteorolojik gözlem ve çalışmalarla ilgili branşıdır. Bununla ilgili en önemli kaynak İslam filozofu Al-Kindi’nin (800-870) hava tahmininde İslam ve Yunan geleneğini bir araya toplayan çalışmalarıdır.
Tyco Brahe de (1546-1601) hava tahmini konusuyla oldukça ilgilenmiş, gözlemleri ve bilgilerini öğrencisi Johannes Kepler’e aktarmıştı. Kepler 1593’te hava gözlemleri yapmaya başlamıştır. 1621’den 1629’a kadar bir hava günlüğü tutmuş ve hava kayıtlarını gezegenlerin açılarıyla karşılaştırmıştır. Bu, doğal dünyayı gözlemlemeye dayalı araştırmasıyla, geleneksel beş Ptolemik açıya (0, 60, 90, 120,180 dereceler) 45 derecelik ve 135 derecelik açıların da dahil olduğu üç yeni açı eklemiştir. Kepler çalışmalarından birinde (Tertius Interveniens) kendi hava gözlemlerini anlatır ve Satürn ve Güneş kavuşumunun havada olağandışı soğukluğa neden olduğuna dair teorisini destekleyen onyedi örnek aktarır. Ayrıca Kepler bu çalışmalarda burçların etkisini reddetmiş, sadece açıları ele almıştır. (Yukarıda belirtilen iki en düşük sıcaklık zamanında Güneş-Satürn kontakları olması bu bakımdan ilgi çekicidir).
Astro-meteoroloji konusunda başlıca çalışmalardan biri de Astrometeorologica adıyla Kepler’in takipçisi Dr.John Goad tarafından 1686’da yapıldı. Bu konuda daha geniş bilgi için kaynak linklerine bakabilirsiniz.