Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.
Boğa Burcu ve Psikopatoloji - Yazdırılabilir Sürüm

+- Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz. (http://www.astrosohbet.com/forum)
+-- Forum: ASTROLOJİ (/forumdisplay.php?fid=13)
+--- Forum: BURÇLAR (/forumdisplay.php?fid=24)
+---- Forum: Boğa (/forumdisplay.php?fid=46)
+---- Konu: Boğa Burcu ve Psikopatoloji (/showthread.php?tid=3736)



Boğa Burcu ve Psikopatoloji - Luli - 05-15-2010 12:45 AM

Boğa burcu gelişimsel açıdan ele alındığında, Piaget’nin “işlem öncesi” döneminin birinci evresi olan “kavram öncesi” döneme (1.5–4 yaş) karşılık gelir. Bu dönemde çocuklar objeleri sadece tek bir özellikleri açısından sınıflandırılabilirler (Örneğin; renklerine göre sınıflandırma ya da biçimlerine göre sınıflandırma gibi). Bir özellik bakımından farklı olan nesnelerin farkını göremezler. Mantık yürütmede tümevarım ya da tümdengelim yollarını kullanamazlar. Tek yönlü düşünürler. Düşüncelerde sabitlik söz konusudur.

Çocuklar bu dönem içerisinde bedenlerinin sınırlılıklarını keşfederler. Kendilerini objelerden oluşan bir dünya içerisindeki bir obje olarak algılarlar. Objeleri sahiplenme kapasiteleri oldukça yüksektir (oyuncaklar vb.). Objeleri sahiplenmek çocuğun dünyayı güvenilir olarak algılaması açısından önemlidir. Çocuk yaklaşık 3 yaşında olduğunda “kendilik ve obje sabitliği” kapasitesi devreye girer. Çocuk anne figürünün zihinsel temsilini başarılı bir şekilde içselleştirirse; bu sayede korku ve endişe doğuran durumlarda kendi kendini yatıştırma yetisi kazanır.

Bu gelişim dönemindeki bir çocuğun özellikleri ile Boğa burcunun sembolize ettiği özellikler arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır. Boğa burcunun değişimlere direnmesinin, haz peşine düşmesinin ve mülkiyetçiliğinin altında objelerden oluşan ve sürekli değişen bir dünyada stabil, gerçek ve güvenli hissetme ihtiyacı yatmaktadır.

Bu gelişim dönemindeki aksaklıklardan kaynaklanan “ayna” sorunları (aşırı sahiplenicilik, rijitlik vb.) Boğa burcunun bir doğum haritasında aşırı vurgulandığı durumlarda ortaya çıkabilir. Harita sahibi emniyet ve bağlılık ile ilintili konularda aşırıya kaçabilir. Hatta uç durumlarda söz konusu birey “sınır (borderline) kişilik bozukluğu”ndan muzdarip olabilir. Gelişim psikologlarına göre, sınır kişilik bozukluğu 1.5–3 yaş arasındaki bir çocuğun annesi ile kendisi arasındaki ayrımı yaptığı dönemle alakalıdır. Çocuklar bu dönem içerisinde güvensiz hissetmeye yatkın olmaktadır. Eğer çevre yeterli derecede öngörülebilir, stabil ve güvenli değilse; çocuğun ileriki zamanlardaki davranışlarında, ruh halinde ve kendilik imajında tutarsızlıklar olması olasıdır. Bu sorunların altındaki neden dünyanın emniyetsiz ve öngörülemez olarak algılanmasıdır.

“Kendilik ve obje sabitliği” konusunda başarısız olan bir çocuk sınır kişilik bozukluğunun önemli nedenlerinden biri olan güvensizlik hissi ile karşı karşıya kalabilir. Sınır kişilik bozukluğu olan kişiler bu güvensizlik hissini ödünlemek için madde kullanımı, kumar, rastgele cinsel ilişki, aşırı para harcama, bitmek bilmeyen haz arayışı ve diğer kişilere aşırı bağlanma gibi çeşitli yollara başvururlar. Bu davranışların altında yatan nedenlerden biri yalnız olma korkusudur. İkili ilişkilerinde aşırı sahiplenmeye, patolojik kıskançlığa ve manipülasyona yatkın olurlar. Aşırı derecede kaybetme ve terkedilme korkusu yaşadıklarından dolayı insanlara ve nesnelere adeta yapışırlar. Hayal edilen veya gerçek bir terkedilmeyi engellemek için çılgınca çaba gösterirler.

Sınır kişilik bozukluğu olan kişilerin nesnelere ve insanlara karşı bu aşırı bağlanışının altında yatan temel neden ise, bu kişilerin sabit bir “kendilik imajı” geliştirememiş olmalarıdır. Stabilite eksikliği bu kişilerin hayatının hemen hemen her alanında göze çarpar. Özellikle ikili ilişkilerinde karşı tarafa aşırı değer vermek ile aşırı değer düşürmek arasında gidip gelmelerinden dolayı arzu edilen stabilitenin elde edilmesi neredeyse imkânsızlaşır. Kronik boşluk hislerinin de katkısıyla bu kişiler bazı maddelere karşı şiddetli arzu duyarlar ve bağlanırlar (alkol, uyuşturucu, yemek vb.).

Özetleyecek olursak, bir doğum haritasında Boğa burcu aşırı vurgulandığında, harita sahibi aşırı sahiplenici, değişime karşı direnen, sürekli haz ve emniyet peşinde koşan bir yapıda olabilir. Hatta uç durumlarda sınır kişilik özellikleri sergileyebilir. Eğer harita sahibi Boğa burcunun karşıt burcu olan Akrep burcunun sembolize ettiği bazı fonksiyonları (kriz deneyimlemek, dönüşmek vb.) kişiliği ile bütünleştirmeyi başarabilirse, bu sorunların üstesinden gelmek konusunda önemli bir adım atacaktır.




Barış Özkırış